O fotoğrefı ben çekmiştim...

SeLbihan

Üye
Kayıtlı Üye
28 Haziran 2012
39
0
16
Eskişehir
"O fotoğrafı ben çekmiştim mesela sevgilinin altına süslü cümleler yazdığı o fotoğrafı çekerken yutkunamamıştım.. Bilirsin ben senin fotoğrafına bakmaya bile kıyamamıştım.
İlk kez gülümsemiştin bana, unutamamış, uyuyamamıştım.
Sanki Temmuz güneşini üzerime zımbalamıştın, sararmıştım, hatta yanmıştım.."

Sahi sizin acılarınız yok mu ? Sizin kirli dünleriniz, yaralarınız, yarınsız kalmışlığınız ?
Suçlarınız yok mu ?
Sancılı geceleriniz, yürümüyor mu üzerinize yalanlarınız ?
Hiç yalan söylemediniz mi siz ?
İhanet etmediniz mi ?
Korkularınız yok mu ?
Hiç kaçmak istemediniz mi kendinizden siz ?
Varoş yanlarınız, argo kelimeleriniz, küfürleriniz yok mu lan !
Hiç iğrenmediniz mi bakarken aynalara ?
Niye anlatmıyorsunuz o rezil hayallerinizi ?
Sikmek istediğiniz kadınlar ve sikilmek için sıraya girdiğiniz adamlardan neden bahsetmiyorsunuz ?
Masum musunuz siz ?
Kaç odası var hayatlarınızın, hangi odası daha karanlık, hangi odası daha tozlu, hangi odasının içine hapsettiniz yenilgilerinizi ?
Siz hiç kaybetmediniz mi ?
Sahi siz nasıl kaçıyorsunuz kendinizden.
Vicdanınız zonklamıyor mu ara ara.
Şeytanlarınız gözbebeklerinizden sırıtırken, sahi siz hiç kırılmadınız mı kendinize ?
Parçalanmadınız mı ?
Yok mu sizin de kendinize bile itiraf edemediğiniz gerçekleriniz, kendinizden bile sakladıkladıklarınız.
Kabul edilmesi zor,
Kabul görmesi imkansız lekeleriniz aklınızın bir yerinde rahatsız etmiyor mu sizi ?
Kaçarak mı oynuyorsunuz hayatı ?
Hiç bir kez, birgün kendi pisliğinizde boğulmaktan korkmadınız mı ?
İçtiğiniz su takılmadı mı mesela gırtlağınıza, neden diye sorgularken buldunuz mu kendinizi yoksa boğazınızdan geçtiği an devam mı ettiniz aynı bardaktan aynı suyu içmeye ?
Ölümler geç, ayrılıklar erken varmadı mı sizce de ?
Kabuslar uzun sürmedi mi ?
Kaçtıklarınız yok mu, kaçırdıklarınız ?
Günahlarınızdan arınmak için yapmadığınız hiçbir şeyleriniz ve günaha girmek için adadıklarınız ?
Ne kadar samimiydi kahkahalarınız ?
Kavgalarınızın ne kadarı yumruk yumruğa ?
Hiç dayak yemediniz mi siz, ağzınızdan kan gelinceye kadar ?
Hep mi vurdunuz lan ! Hep mi dövdünüz o iri yarı adamları. En az on kişiydiler, hepiniz mi Cüneyt Arkın'dı ?
Hepiniz Nazım gibi mi sevdiniz !
Hiç mi yok içinizde Neyzen gibi sikeniniz ?
Sizin kırdıklarınız nerede, o hiç bahsetmediğiniz adiliklerinizi anlatsanıza biraz.
Hadi açsanıza o kapının kilidini..
O kapıdan içeri kafanızı soksanıza.
Kaç adamın bedeninde bıraktınız parmak izlerinizi ? Kaç kadının göğüslerine dil değdirip "sevda" süsü verdiniz.

Bir dakika bakar mısınız;
Bir bakirenin vajinası kadar dar ama o övündüğünüz penisleriniz kadar büyük değil sevmeleriniz.


"O fotoğrafı ben ellerim titreyek çekmiştim mesela, gözlerimden fışkırıyordu telaşım. Korkmuştum, ellerine dokunamamıştım.
Ben senin ellerine dokunamazken bile, oynamıştı aklım incinirsin diye.
O fotoğrafı çekerken ben, senin gözlerin ela ela yeşermişti.
Nefes alamamıştım.
Ve ben senin fotoğraflarına bakmaya bile kıyamamıştım."

Gitmiştin..
Senin gittiğin gün ben, hayatımın bir odasını ben bir daha hiçbir zaman açmamak üzere kitlemiş,
Ve her geçen gün kapı deliğinden içine, bir yalan, bir ihanet, bir küfür, bir inkar, bir günah atmıştım.
Ki daha neler neler,
Ki daha kimler, kimler...
Kendime bile itiraf edemediğim alçakca gerçekler.


Selbihan Güler
 
Back