• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

''O Benim Sebeb-i Hayat'ım'' diyenler :)))

Kan rengi, kıpkırmızı güllere bayılırdı. Zaten onlarla adaştı da. Rose... Gül... Kocasının sevgili Roseu... Her yıl Sevgililer Gününü kapının önünde bulduğu enfes fiyonklarla süslü kucak dolusu kırmızı güllerle kutlardı. Hiç aksamadan. Hatta, eşini kaybettiği yıl dahi kapısı çalınmış, gülleri kucağına bırakılmıştı. Tıpkı geçmişte olduğu gibi, küçük bir kartla birlikte... Her yıl güllere iliştirdiği karta aynı cümleleri yazardı: Seni, geçen sene bugünkünden, daha çok seviyorum... Birden, bunların son gülleri olduğunu düşündü. Önceden ısmarlanmış olmalıydı. Öleceğini nasıl bilebilirdi? Zaten her şeyi önceden planlamayı ve yapmayı severdi, yumurta kapıya gelmeden... Gülleri özenle içeri taşıdı; saplarını kesti, vazoya yerleştirdi. Vazoyu da konsolun üzerine, eşinin kendisine gülümseyen fotoğrafının yanına koydu. Orada kocasının koltuğunda oturup saatlerce güller ve fotoğrafı seyretti sessizce... Bitmek bilmeyen bir yıl geçti... Yapayalnız ve hüzün dolu bir yıl. Sonra bir sabah kapı çalındı. Tıpkı eski günlerde olduğu gibi. Kırmızı gülleri, üzerinde küçük kartıyla birlikte eşikteydi. Sevgililer Gününü kutluyordu. Gülleri içeri aldı. Şaşkınlık içinde doğru telefona gitti. Çiçekçi dükkanını aradı. Onu bu kadar üzmeye kimin hakkı vardı? Biliyorum dedi, çiçekçi. Eşinizi geçen yıl kaybettiniz. Telefon edeceğinizi de biliyordum. Bugün size yolladığım gülleri çok önceden ısmarlamış, parasını da ödemişti. Hep öyle yapardı zaten, hiç şansa bırakmazdı. Dosyamda talimat var. Bu çiçekleri size her yıl yollayacağım. Bir de özel kart vardı, kendi el yazısıyla. Bilmeniz gerek diye düşünüyorum. Ölümünden sonra çiçeklere iliştirmemi istediği kart... Rose hıçkırıklar arasında teşekkür ederek telefonu kapattı. Parmakları titreyerek zarfı açtı: Merhaba gülüm diye başlıyordu, kart. Bir yıldır ayrıyız. Umarım senin için çok zor olmamıştır. Yalnızlığını ve acılarını hissedebiliyorum. Giden sen, kalan ben olsaydım neler çekerdim kimbilir? Sevgi paylaşıldığında yaşamın tadına doyum olmuyor. Seni kelimelerle anlatılmayacak kadar çok sevdim. Harika bir eştin dostum, sevgilim benim... Sadece bir yıldır ayrıyız. Kendini bırakma. Ağlarken bile mutlu olmanı istiyorum. Onun için bundan sonraki yıllarda güller hep kapımızda olacak. Onları kucağına aldığında paylaştığımız mutluluğu düşün. Seni hep sevdim. Her zaman da seveceğim. Ama yaşamalısın. Devam etmelisin. Lütfen... Mutluluğu yeniden yakalamaya çalış. Kolay değil, biliyorum ama bir yolunu bulacağına eminim... Güller, senin kapıyı açmadığın güne dek gelmeye devam edecek. O gün çiçekçi beş ayrı zamanda gelip kapıyı çalacak, eve dönüp dönmediğini kontrol edecek. Beşinciden sonra emin olarak gülleri ona verdiğim yeni adrese getirip seninle yeniden ve ebediyyen kavuştuğumuz yere bırakacak..ALINTIDIR.....
 
tovbe tovbeee kıs sus anam mubarek aylardayız aaaaaaaaaaaaaaaaaaa
:roflol::roflol::roflol::roflol::roflol::roflol::roflol::roflol::roflol:






hosgeldın aramıza canım
allah mutlulugunuzu daım etsın ınsaallah
ecısık bucusuk tursucuk kocanla bır omur boyu mutluluklar dılıyorum sana:roflol::roflol::roflol:





opuyorumnanaktanopuyorumnanaktanopuyorumnanaktanopuyorumnanaktanopuyorumnanaktan

Sg ol canım tesekkurler opuyorumnanaktan hos buldum.. :1hug: cumlemıze ınsallah.. :jeyyar:
 
good_morning-276.gif
 
Kan rengi, kıpkırmızı güllere bayılırdı. Zaten onlarla adaştı da. Rose... Gül... Kocasının sevgili Roseu... Her yıl Sevgililer Gününü kapının önünde bulduğu enfes fiyonklarla süslü kucak dolusu kırmızı güllerle kutlardı. Hiç aksamadan. Hatta, eşini kaybettiği yıl dahi kapısı çalınmış, gülleri kucağına bırakılmıştı. Tıpkı geçmişte olduğu gibi, küçük bir kartla birlikte... Her yıl güllere iliştirdiği karta aynı cümleleri yazardı: Seni, geçen sene bugünkünden, daha çok seviyorum... Birden, bunların son gülleri olduğunu düşündü. Önceden ısmarlanmış olmalıydı. Öleceğini nasıl bilebilirdi? Zaten her şeyi önceden planlamayı ve yapmayı severdi, yumurta kapıya gelmeden... Gülleri özenle içeri taşıdı; saplarını kesti, vazoya yerleştirdi. Vazoyu da konsolun üzerine, eşinin kendisine gülümseyen fotoğrafının yanına koydu. Orada kocasının koltuğunda oturup saatlerce güller ve fotoğrafı seyretti sessizce... Bitmek bilmeyen bir yıl geçti... Yapayalnız ve hüzün dolu bir yıl. Sonra bir sabah kapı çalındı. Tıpkı eski günlerde olduğu gibi. Kırmızı gülleri, üzerinde küçük kartıyla birlikte eşikteydi. Sevgililer Gününü kutluyordu. Gülleri içeri aldı. Şaşkınlık içinde doğru telefona gitti. Çiçekçi dükkanını aradı. Onu bu kadar üzmeye kimin hakkı vardı? Biliyorum dedi, çiçekçi. Eşinizi geçen yıl kaybettiniz. Telefon edeceğinizi de biliyordum. Bugün size yolladığım gülleri çok önceden ısmarlamış, parasını da ödemişti. Hep öyle yapardı zaten, hiç şansa bırakmazdı. Dosyamda talimat var. Bu çiçekleri size her yıl yollayacağım. Bir de özel kart vardı, kendi el yazısıyla. Bilmeniz gerek diye düşünüyorum. Ölümünden sonra çiçeklere iliştirmemi istediği kart... Rose hıçkırıklar arasında teşekkür ederek telefonu kapattı. Parmakları titreyerek zarfı açtı: Merhaba gülüm diye başlıyordu, kart. Bir yıldır ayrıyız. Umarım senin için çok zor olmamıştır. Yalnızlığını ve acılarını hissedebiliyorum. Giden sen, kalan ben olsaydım neler çekerdim kimbilir? Sevgi paylaşıldığında yaşamın tadına doyum olmuyor. Seni kelimelerle anlatılmayacak kadar çok sevdim. Harika bir eştin dostum, sevgilim benim... Sadece bir yıldır ayrıyız. Kendini bırakma. Ağlarken bile mutlu olmanı istiyorum. Onun için bundan sonraki yıllarda güller hep kapımızda olacak. Onları kucağına aldığında paylaştığımız mutluluğu düşün. Seni hep sevdim. Her zaman da seveceğim. Ama yaşamalısın. Devam etmelisin. Lütfen... Mutluluğu yeniden yakalamaya çalış. Kolay değil, biliyorum ama bir yolunu bulacağına eminim... Güller, senin kapıyı açmadığın güne dek gelmeye devam edecek. O gün çiçekçi beş ayrı zamanda gelip kapıyı çalacak, eve dönüp dönmediğini kontrol edecek. Beşinciden sonra emin olarak gülleri ona verdiğim yeni adrese getirip seninle yeniden ve ebediyyen kavuştuğumuz yere bırakacak..ALINTIDIR.....

opuyorumnanaktan opuyorumnanaktan opuyorumnanaktan opuyorumnanaktan

günaydınn aşk boncuklarıı

uayanınn kıslarr
bugün anlaşıldı kimse koçişinden ayrılamamışşşşş:roflol:

günaydın canım ben malesef kocacımı uyurken bırakıp çıktım mafoldumben mafoldumben
 
gunaydınlarrrrrrrrrr
guzel bır gun sızlerın olsun ınsaallah sekerlerrrr
hepınızı opuyorum cok cok
bugun cok tadım yok sanırım tam olarak ıyılesemedım sabah uyandım ter halsızlık ve burun tıkanıklıgı sınuzıtlerım de bas agrısı yapar halde kalktım:(((
kahvaltı sonrası dınleneyım kızlarımla cızgı fılm ızlerken bırazcık
ıyı gunler dılıyorum canlarım hepınıze gorusmek uzere muckkkkkkkkkkkkk
 
Ne çıkar bahtımıza
Ayrılık varsa yarın
Sanma ki hikayesi
Şu titreyen dalların
Düşen yaprakla biter

Böyle bir kara sevda
Kara toprakta biter

Ağlama olma mahsun
Gülerek bak yarına
Sanma ki güzelliğin
O ipek saçlarına
Dökülen akla biter

Böyle bir kara sevda
Kara toprakta biter
 
Ne çıkar bahtımıza
Ayrılık varsa yarın
Sanma ki hikayesi
Şu titreyen dalların
Düşen yaprakla biter

Böyle bir kara sevda
Kara toprakta biter

Ağlama olma mahsun
Gülerek bak yarına
Sanma ki güzelliğin
O ipek saçlarına
Dökülen akla biter

Böyle bir kara sevda
Kara toprakta biter


cok guzel yaa sozler alkisalkisalkis oldukca manıdar.. senağlama
 
merhaba hanımlar
ayyyyyyyyy kociş arkadaşlarıyla okey oynamaya gitti bende böyle evde kaldımmafoldumben
sıcakda bastırıyo bunaldım vallamafoldumben
 
Günaydın; benim viran gönlümün sultanı, Günaydın; dost bağımın gonca gülü, Günaydın; Süreyya yıldızım, Günaydın: ay yüzlüm, Günaydın; canımın cananı, Günaydın….
 
gunaydınlar canlarım
herkese guzel bır gun olsun ınsaallah sekerlerrrrrr
bugun cok ısım var ev temızlıgı pazar yemek camasır derken aksamı ederım artık ara ara ugramaya calısırım
herkesı muckkkkkkkkkkkkkkk canlarım
gorusemezsek hayırlı ramazanlar olsun ınsaallahhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhh
 
Bir erkeğin ağzından...

Kadınlar gittiklerinde,
arkalarında daha büyük boşluklar bırakırlar.
Onlar bir gün çekip gittiklerinde, peşlerinde 'yetim-öksüz' kalan çok olur.
Mutfaktaki dolap, perdeler, kavanozun içindeki eski düğmeler, özenle saklanmış küçülmüş giysiler, dolap diplerindeki kurdeleler.. . Sabah karanlığında mutfaktan gelen tıkırtılar susar, yetim kalmıştır tabaklar. Bir kadın gittiğinde hep suyu unutulur saksıların. Sık sık boynunu büker 'sarıkız'. O teki kalmış eski bardağın anlamını bilen olmaz, değerini kimse anlayamaz krom hac tasının. Balkon artık sessizdir, koridor kimsesiz. Bir kadın gittiğinde... Bir kadın gittiğinde ne çok kişi gider aslında;Bir ağır işçi, bir temizlikçi, bir bakıcı,bir bahçıvan, bir muhasebeci.. . Bir anne gider... Bir dost...Bir arkadaş...Bir sevgili...
Ne çok kişi yok olur bir kadın gittiğinde. Övgüler, uyarılar, yakınmalar, dualar yetim kalır. Kapı eşiğindeki 'Dikkat et...' duyulmaz, annesi gitmiştir 'geç kalma'nın.
Kadınlar, arkalarında büyük boşluklar bırakarak giderler.
Bir kadın gittiğinde pek çok kişi gitmiştir aslında. Ve bir kadın gittiğinde, pek çok 'yetim' bırakmıştır aslında arkasında...


Bekir Coşkun/Hürriyet

gitmemiz gerekmemesi dileğiyleee
 
Back