Numerolojik Analiz

AnkaEnerjisi

Bugünün mucizeleri nelerdir?
Pro Üye
18 Mayıs 2008
9.798
15.893
1-DOĞUM TARİHİNDE HAYAT AMACIN, GÖREVİN, TİTREŞİMİN VAR!
NOT:NÜFUS CÜZDANINDA YAZILAN TARİH ALINIR.
ÖRNEK:
29.04.1980
TÜM RAKAMLARI TOPLA: 2+9+0+4+1+9+8+0=33=3+3=6 SONUÇ: 33 DEN 6 YIM.
BURADA İKİ ŞEYE BAKACAKSINIZ.

BİRİNCİSİ
EN SON ÇIKAN SAYIYA BAKIN. BU SİZİN YAŞAM AMACI ÇAKRANIZDIR VE BURADA 10 ÇAKRA VARDIR. KLASİK BİLDİĞİMİZ ÇAKRALARA BENZER AMA FARKLI ALANLARDA VARDIR.
8.ÇAKRA AURADA BULUNUR 9.ÇAKRA ASTRAL BEDENDE BULUNUR
10.ÇAKRA MENTAL BEDENDE BULUNUR
İKİNCİSİ
KAÇTAN KAÇ OLDUĞUNUZA BAKIN.

KAÇTAN KAÇ OLDUĞUNUZA BAKARKEN ŞUNA DİKKAT EDİN:
Rakamların anlamı şudur; farz edelim ki bir kişinin hayatını üç ana bölümde inceliyoruz. Bu yöntemle bulunan açılış sayısı bize kişinin hayatının ilk bölümünde hangi çakrayı çalışacağını gösterir. Yani 33 ün ilk 3 ü. Devamındaki ikinci sayı ise kişinin hayatındaki ikinci dönemde çalışacağı çakradır . Yani 33 ün ikinci 3 ü. Doğal olarak son sayıda kişinin bu hayatta varmayı planladığı nihai hedef çakrasını gösterir. Yani 6
 
Son düzenleme:
1-DOĞUM TARİHİNDE HAYAT AMACIN, GÖREVİN, TİTREŞİMİN VAR!

NOT:NÜFUS CÜZDANINDA YAZILAN TARİH ALINIR.
ÖRNEK:
29.04.1980
TÜM RAKAMLARI TOPLA: 2+9+0+4+1+9+8+0=33=3+3=6 SONUÇ: 33 DEN 6 YIM.
BURADA İKİ ŞEYE BAKACAKSINIZ.

-

BİRİNCİSİ
EN SON ÇIKAN SAYIYA BAKIN. BU SİZİN YAŞAM AMACI ÇAKRANIZDIR VE BURADA 10 ÇAKRA VARDIR. KLASİK BİLDİĞİMİZ ÇAKRALARA BENZER AMA FARKLI ALANLARDA VARDIR.
8.ÇAKRA AURADA BULUNUR 9.ÇAKRA ASTRAL BEDENDE BULUNUR
10.ÇAKRA MENTAL BEDENDE BULUNUR
İKİNCİSİ
KAÇTAN KAÇ OLDUĞUNUZA BAKIN.

KAÇTAN KAÇ OLDUĞUNUZA BAKARKEN ŞUNA DİKKAT EDİN:

Rakamların anlamı şudur; farz edelim ki bir kişinin hayatını üç ana bölümde inceliyoruz. Bu yöntemle bulunan açılış sayısı bize kişinin hayatının ilk bölümünde hangi çakrayı çalışacağını gösterir. Yani 33 ün ilk 3 ü.

Devamındaki ikinci sayı ise kişinin hayatındaki ikinci dönemde çalışacağı çakradır . Yani 33 ün ikinci 3 ü. Doğal olarak son sayıda kişinin bu hayatta varmayı planladığı nihai hedef çakrasını gösterir. Yani 6

KAÇTAN KAÇ olduğunuzu bulun, devamı gelecek…
Bekliyorum ☺
Teşekkürler paylaşım için 🌻
 
25 e ben anlamadım yani 7 ise sonuç nr
Sizin yaşam amacınız:

7) Maneviyat ve Güven:
Hayat amacı olarak yedinci çakra üzerinde çalışan varlıklar en derin özleriyle buluşup, orada şüpheden arınmış güvene ulaşarak, diğer varlıklarında aynı süreci yaşamalarına katkıda bulunmak üzere burada bulunmaktadırlar. Başımızın tepesinde bulunan yedinci çakra diğer bir adıyla bin yapraklı lotus, ruhsal aydınlanmanın gerçekleştiği nokta olarak ruhumuzla bağlantıya geçtiğimiz yerdir. Evrensel İlahi İrade Yasalarının nedenlerinin sorgulanıp evrendeki tasarım mekanizmasının nasıl bir mantık üzerine inşa edildiğinin anlaşılması burada gerçekleşir. Yüce yaratanın cüzi bir parçasının hepimizin içinde bulunduğuna dair kalpte kabul ettiğimiz iman ve inancın analitik zihin tarafından sınanarak tekamülün içselleştirilmesi ile huzur buluruz. Dolayısıyla hak ile batılı ayrıştıracak olan kıstas niteliğindeki hakikate dair bilgiye (Furkan) ulaşmak bu çakranın açılışında hayati önem taşır. Eğer harflerden destek alamıyor ve bu çakrayı sıfırdan açmaya çalışıyorlarsa, önce çukuruna düşmeleri kaçınılmazdır. Burada onları başta kendilerine karşı duyulan şüphe olmak üzere tüm yaratılışın anlamsız olduğu şüphesi bekler. Yeterli iç gözlem, bilimsel ve ruhsal araştırma, sessizlik içinde tefekkür ve derin meditasyon, teoriler ve kökenlerin araştırılması yapılmadan bu çukurdan çıkamazlar. Yasaların teorik olarak araştırılmasını ise gündelik hayatta pratik olarak deneyimlenmesi takip etmelidir. Aksi takdirde melankoli, hata araştırma, sert eleştiri, soğuk ve mesafeli tavırlar, karışık düşüncelerden muzdarip olma, hor görme ve asabiyetten kurtulamazlar. Tüm çakralar arasındaki med-cezir (gel-git) hareketinde en güçlü geri çekilmeyi temsil eden bu çakra tatmin edilmediği sürece az önce saydığımız negatif potansiyellerle yetinmeyerek işi yıkıma değin vardıracaktır. İnançsızlık, ruhsal çalkantı, kasıtlı ve planlanmış kötülük, hilekarlık ve baskı, kurnazlık ve sahtekarlık, alkolizm ve hırsızlık, mafyatik yollar ve şiddetle iş halletme güdüsü onların sonu olur. Pozitifte olduklarında sakin ve huzurlu, içine kapanık ve yalnız, nostaljik ve kariyer hırsı olmayan, analitik zekası kuvvetli olan bu gururlu varlıklar, utangaç tavırlarla mahremlerini açmaktan hoşlanmazlar ve toplum içinde göze batmayı sevmezler. Bütün detaylar üzerinde titizlikle
durarak sert eleştirileriyle her şeye itiraz edebilirler, çünkü ikna olmak isterler. Anlayış ve sempati gösterme ihtiyacındaki, çok iyi sır saklayan bu varlıklar, tek başlarına kaldıkları zamanlarda dahi yalnız hissetmemeyi öğrenmelidirler. Uzmanlaşmaya inandıklarından dolayı genellikle iflah olmaz bir üstat arayışındaki bu varlıkların kendi ustalıklarını ortaya çıkarmaya çalışması gerekir. Mahcup olmaktan ve incinmekten korkup kendilerini kapatmak yerine ihanete uğramayı göze alıp, insanın acı çekmeden olgunlaşamayacağı gerçeğini kabul etmeleri gerekmektedir. Gerçek duygu ve düşüncelerini saklama ve kendilerini ele vermeme eğilimindeki bu varlıklar, kuşkularını açıkça ifade etmeyip hasıraltı ederlerse, nereden geldiği anlaşılamayan öfke patlamalarını önleyemezler. Normal insanların ihtiyaç duyduğundan daha yüksek bir dozda kitap okumaya ihtiyaçları vardır. Kendi ruhsal anlayışlarını geliştirip beslenecekleri bir ruhsal gelenek bulmadan huzura kavuşamazlar. Ya yasayı savunan avukat ve yargıç ya da yasa karşıtı suçlu konumuna düşerler, ortada bir yerde durmaları mümkün değildir. Hangi gelenekten olursa olsun, gündelik bir ibadet pratiğine ve enerjilerin dansını birebir deneyimlemeye ihtiyaç duyarlar. Doğuştan mistiktirler, evrenin kullanma kılavuzunu çözmeye gelmişlerdir. Meditasyon onlar için stresten arındırıcı, keyifli bir eylem olmaktan çok adeta sıkıştıkları her durumda acil durum eylem planı olmalıdır. Tüm dinlerin özündeki kullukta maharete götüren, ulvi olarak görülen yüce unsurların teknik boyutlarını ve enerjetik muhasebesini çalışmalıdırlar. Bu yolda doğada meditasyon onların can simidi olur. Bilgi düzeyleri belirli bir kritik eşiği aşmadan bilgeliğe ulaşamazlar. Popüler kültürdeki dini, mitolojik, polisiye türdeki eserler onların vazgeçilmez keyif kaynağıdır.
 
Benimki de 33 çıktı, şimdi bunu napicam
Bu da sizin yaşam amacınız

6) Sevgi ve İdrak:
Hayat amacı olarak altıncı çakra üzerinde çalışan varlıklar ideallerini mevcut gerçeklik ile uzlaştırarak, hayallerindeki mükemmeliyetçilik vizyonundan vazgeçip, şu anda yaşadıkları realitenin olabilecek en mükemmel tasarım olduğunu kabul etmek üzere buradadırlar. Bu çakrada ustalaşmak isteyenlerin büyük tabloyu görerek, İlahi İrade Yasalarının bizim üzerimizde devamlı bir işleyişle bizi olgunlaşmaya götürdüğünü idrak etmeleri gerekir.
İdrak kavramı, yedinci çakraya ait olan sol beynin analitik zekasından farklı olarak, sağ beynin sanatsal ve kompozisyonel zekasını temsil eder. Hz. Davud’un mührüyle sembolize edilen, mutlak uyum, huzur ve dengenin yaşandığı, insanların yeryüzünde tanrılarla birlikte bulunduğu ütopik bir Altın Çağ hayali ortak bilinçaltımızda etkisini sürdürmektedir. Dünyayı güzelleştirme arzusunun altında iki hakim temel güç olan eril ve dişili(rahman ve rahimi) dengelemek yatar. Dolayısıyla estetik bir kaygıyla dış dünyada tatmin edilmeye çalışılan güzellik arayışının nihai hedefi aslında iç dünya algısında açığa çıkarak mutlak sevgiye varılmasıdır. Örnek vermek gerekirse, nasıl ki kusur arayışıyla, uzun metrajlı bir filmden bir fotoğraf karesini aradan cımbızla seçip “Burası olmamış, daha iyi olabilirdi.” diye eleştirmek ne kadar yanlış ise, herhangi bir insanı içinde bulunduğu an bakımından kötüleyip yargılamak da o denli yanlıştır. Önceki hayatlarını bilmeden, nerden gelip nereye gittiklerine vakıf olmadan, sürekli olarak bir şeylerin nasıl olması gerektiğini düşünmek hakikati inkar etmek anlamına gelir.
Yüksek standartların yarattığı iç baskıyla boğuşan bu bireyler, pozitif bile olsa eleştiriye katlanamazlar ve olaylar bekledikleri gibi gelişmediğinde, kendilerini korku, endişe ve evhamlarının tuzağına düşmüş bulurlar. Kıyaslama mantığını bırakıp yeni başladıkları işlerde heveslerini yitirmeden ve keşkeleri bırakarak cesaretle ilerlemeleri gerekir. Pozitifte olduklarında sevgi dolu, sorumluluklarının farkında, müzikten keyif alabilen, anlayışlı ve sempatik, koruyucu bir ebeveyn, idealist bir tavırla adaleti savunan doğalarıyla hoş ve çekici insanlardır. Gönül gözü denen altıncı çakra tıpkı kalp çakrası gibi, önünde blokaj bulunan ve açılışı altındaki bütün çakraların sentezlenmesini gerektirdiğinden, bu çakranın tam açılışı ancak aşık olmakla ve kendinden geçmekle mümkündür. Eğer harflerden destek alamıyor ve altıncı çakrayı sıfırdan açıyorlarsa çukuruna düşmeleri kaçınılmazdır. Hayal gücünün israfı olan korku, kuruntu, endişe, evham, kaygı, üzerine vazife olmadığı halde her işe karışma, resmi ve soğuk tavırlar içerisinde olayları performans başarısı olarak değerlendirme, isteksiz olduğu halde yardımcı olma mecburiyeti hissetme gibi çukurlara düşerler. Yakın çevresinde ve ailede uyum, huzur ve denge kendiliğinden oluşmadığında zorbalık ve despotça tavırlar sergileme eğiliminde olurlar. Keyifleri yerinde olduğunda evcimen, iyi birer danışman ve
dost, sığınacak bir yer arayanlar için iyi birer koruyucu, iyi bir insan sarrafı, her zaman yardıma koşmaya hazır, sempatik ve geniş fikirli olan bu varlıklar, keyifleri kaçtığında karadelik misali karşılaştıkları bütün enerjileri yutarak ortamı karanlığa boğabilirler. Literatürde zulmani planlar olarak da geçen, bütün işleri enerji alanımızdaki gedik ve çatlaklardan yararlanarak bizden enerji çalıp asalak misali üzerimizden geçinen bedensiz varlıklar ordusunun besini bizim korkularımızdır. Hiçbir varlık kolay kolay geçim kaynağını kaybetmek istemiyeceğinden dolayı, bedensiz varlıklar sürekli bir çabayla korkularımızdan kurtulup bilgi ve sevgiye geçişimize engel olurlar. Evrenin temel yasalarına aykırı olan duygu, düşünce ve eylemlerden nemalanan zulmaniler, taktıkları kancalar aracılığıyla bize ait olmayan vesveseleri sanki bizimmiş gibi yaşatma gücüne sahiptirler. Bu noktada kusursuzluk yasasının idrak edilmesinin büyük önemi vardır. Evrende mükemmel işleyen bir nizam, kusursuz işleyen bir adalet ve atomu bir arada tutan güç olarak aşk (ışk yani ışık) kudretlerinin devam eden naklen yayına teslim olup, onları baktıkları her yerde gözlemlemeleri sonucunda meczupluk mertebesine yükselerek gönül gözlerini açmış olurlar.
 
Bu da sizin yaşam amacınız

6) Sevgi ve İdrak:
Hayat amacı olarak altıncı çakra üzerinde çalışan varlıklar ideallerini mevcut gerçeklik ile uzlaştırarak, hayallerindeki mükemmeliyetçilik vizyonundan vazgeçip, şu anda yaşadıkları realitenin olabilecek en mükemmel tasarım olduğunu kabul etmek üzere buradadırlar. Bu çakrada ustalaşmak isteyenlerin büyük tabloyu görerek, İlahi İrade Yasalarının bizim üzerimizde devamlı bir işleyişle bizi olgunlaşmaya götürdüğünü idrak etmeleri gerekir.
İdrak kavramı, yedinci çakraya ait olan sol beynin analitik zekasından farklı olarak, sağ beynin sanatsal ve kompozisyonel zekasını temsil eder. Hz. Davud’un mührüyle sembolize edilen, mutlak uyum, huzur ve dengenin yaşandığı, insanların yeryüzünde tanrılarla birlikte bulunduğu ütopik bir Altın Çağ hayali ortak bilinçaltımızda etkisini sürdürmektedir. Dünyayı güzelleştirme arzusunun altında iki hakim temel güç olan eril ve dişili(rahman ve rahimi) dengelemek yatar. Dolayısıyla estetik bir kaygıyla dış dünyada tatmin edilmeye çalışılan güzellik arayışının nihai hedefi aslında iç dünya algısında açığa çıkarak mutlak sevgiye varılmasıdır. Örnek vermek gerekirse, nasıl ki kusur arayışıyla, uzun metrajlı bir filmden bir fotoğraf karesini aradan cımbızla seçip “Burası olmamış, daha iyi olabilirdi.” diye eleştirmek ne kadar yanlış ise, herhangi bir insanı içinde bulunduğu an bakımından kötüleyip yargılamak da o denli yanlıştır. Önceki hayatlarını bilmeden, nerden gelip nereye gittiklerine vakıf olmadan, sürekli olarak bir şeylerin nasıl olması gerektiğini düşünmek hakikati inkar etmek anlamına gelir.
Yüksek standartların yarattığı iç baskıyla boğuşan bu bireyler, pozitif bile olsa eleştiriye katlanamazlar ve olaylar bekledikleri gibi gelişmediğinde, kendilerini korku, endişe ve evhamlarının tuzağına düşmüş bulurlar. Kıyaslama mantığını bırakıp yeni başladıkları işlerde heveslerini yitirmeden ve keşkeleri bırakarak cesaretle ilerlemeleri gerekir. Pozitifte olduklarında sevgi dolu, sorumluluklarının farkında, müzikten keyif alabilen, anlayışlı ve sempatik, koruyucu bir ebeveyn, idealist bir tavırla adaleti savunan doğalarıyla hoş ve çekici insanlardır. Gönül gözü denen altıncı çakra tıpkı kalp çakrası gibi, önünde blokaj bulunan ve açılışı altındaki bütün çakraların sentezlenmesini gerektirdiğinden, bu çakranın tam açılışı ancak aşık olmakla ve kendinden geçmekle mümkündür. Eğer harflerden destek alamıyor ve altıncı çakrayı sıfırdan açıyorlarsa çukuruna düşmeleri kaçınılmazdır. Hayal gücünün israfı olan korku, kuruntu, endişe, evham, kaygı, üzerine vazife olmadığı halde her işe karışma, resmi ve soğuk tavırlar içerisinde olayları performans başarısı olarak değerlendirme, isteksiz olduğu halde yardımcı olma mecburiyeti hissetme gibi çukurlara düşerler. Yakın çevresinde ve ailede uyum, huzur ve denge kendiliğinden oluşmadığında zorbalık ve despotça tavırlar sergileme eğiliminde olurlar. Keyifleri yerinde olduğunda evcimen, iyi birer danışman ve
dost, sığınacak bir yer arayanlar için iyi birer koruyucu, iyi bir insan sarrafı, her zaman yardıma koşmaya hazır, sempatik ve geniş fikirli olan bu varlıklar, keyifleri kaçtığında karadelik misali karşılaştıkları bütün enerjileri yutarak ortamı karanlığa boğabilirler. Literatürde zulmani planlar olarak da geçen, bütün işleri enerji alanımızdaki gedik ve çatlaklardan yararlanarak bizden enerji çalıp asalak misali üzerimizden geçinen bedensiz varlıklar ordusunun besini bizim korkularımızdır. Hiçbir varlık kolay kolay geçim kaynağını kaybetmek istemiyeceğinden dolayı, bedensiz varlıklar sürekli bir çabayla korkularımızdan kurtulup bilgi ve sevgiye geçişimize engel olurlar. Evrenin temel yasalarına aykırı olan duygu, düşünce ve eylemlerden nemalanan zulmaniler, taktıkları kancalar aracılığıyla bize ait olmayan vesveseleri sanki bizimmiş gibi yaşatma gücüne sahiptirler. Bu noktada kusursuzluk yasasının idrak edilmesinin büyük önemi vardır. Evrende mükemmel işleyen bir nizam, kusursuz işleyen bir adalet ve atomu bir arada tutan güç olarak aşk (ışk yani ışık) kudretlerinin devam eden naklen yayına teslim olup, onları baktıkları her yerde gözlemlemeleri sonucunda meczupluk mertebesine yükselerek gönül gözlerini açmış olurlar.
Çok teşekkür ederimmm😍❤️
 
Benimde 37 çıktı merak ediyorum bana da bakabilir misiniz ?
1) Yaratıcılık ve Cesaret:
Hayat amacı gerçekleştirme yolu içerisinde birinci çakranın durağına uğrayan tüm varlıklar yaratıcı enerjilerini pozitif bir biçimde dışa vurmak üzere buraya gelmişlerdir. Evrendeki yaratıcılığın temel kaynağı ile direkt bağlantıda olduklarından dolayı, yaratma enerjisi onlar engellemediği sürece üzerlerinden akıp geçmeye programlıdır. Fakat enerji kişinin üzerine dışa vurulması için bindiği anda, kişi bunu hayata aksettirecek bir kanal bulamazsa ve yaratıcılığı ifade edilmeden bloke olursa, üzerine ağırlık olarak çökecek olan bu enerjinin har vurup harman savrularak sarf edilmesi gerekir. Bu da enerji düşürücü faaliyetlere meylederek ve bağımlılıkların pençesine düşmekle sonuçlanır. Ana doğum kulvarı sayısında bir bulunan herkesin cesaretle ileri atılması, denenmemiş yolları bulup ortaya çıkarması ve kendilerine güvenerek insiyatif alma kapasitelerini tezahür ettirmeleri gerekmektedir. Bir enerjisiyle çalışan kişiler deyim yerindeyse hayata bakarken doğanın devinimindeki dinamik gücün etkisi altında onları atılıma zorlayan bir gözlük takıyorlarmışçasına liderlik eğilimindedirler. Yeni bir başlangıcın temsilcisi ve devrimci dinamizmin kanalı gibi hareket etmeleri gereken bu bireyler hata yapmayı göze alarak engelleri aşma ve korkusuzca ilerleme niteliklerini ortaya çıkarmak üzere buradadırlar.
Tüm evrensel enerjiler nötürdür. Yani bizim karakterimize bakmaksızın ve her ne pahasına olursa olsun üzerimizden akıp geçerler. Bir enerjisi ise maruz kalan kişide hareket etme ve aksiyon içerisinde olma motivasyonu sağlayacağından, bu çakranın kulvarında olan varlıkların egzersiz, bedensel işler, ticaret veya bireysel insiyatif alabilecekleri diğer uğraşlarla kulvarlarının hakkını verip negatiften kurtulmaları gerekir. Engeller karşısında pasif ve tembel bir tutum sergilediklerinde düş kırıklığına uğramış ve bastırılmış hissederler. Alkol, sigara, uyuşturucu, yemek veya atalet içerisinde oyalanmak
-9-

yani vakit öldürmek için yüzeysel uğraşlar edinmek ve hiperaktivite benzeri tuzaklara karşı zaafiyetleri mevcuttur.
Yaratıcı enerjiyle cinsel enerji paralel güçler olduğundan dolayı, negatife düştüklerinde karın altı ve aşağı sırt bölgelerinde aşırı hassas ve hastalıklara açık bünyeleri vardır. Mide ve bağırsak sorunları önü kesilmiş yaratıcı enerjinin göstergeleridir. Farklı bir başarıya imza atmadan, kendilerine olan güvenlerinin tesisi zordur. Rekabetten hoşlanırlar ve tartışmalarda agresifleşebilirler. Sürüye dahil olmaktan ve normalleşmekten korkarlar. Burada eylem yasasına uyumlanmanın büyük faydasını görecekleri aşikardır. Arzuları konusunda ısrarcı olan bu bireyler yeni başladıkları ve daha önce tecrübeleri olmayan herhangi bir işi deneyimlerken bir an önce ustaca bir sonuca varma heyecanına kapılırlar. Fakat ustalık zaman ve beceri gerektirdiğinden kendilerine olan güvenleri hemencecik sarsılabilir ve hayal kırıklığına uğrayabilirler. Pratik uygulamaları yapmayı sürdürdüklerinde ise ortaya çıkan sonuçların takdir edildiğini gördükçe, güvenleri tazelenecektir. Reddettikleri her yeni başlangıç, onlara aşırı kilo olarak geri dönecektir. Ortalama insana göre daha çok spor yapmaları gereken bu kişiler sadece sağlıklı olma ve forma girmek için değil, üreme ve boşaltım organlarındaki atıl durumda olan aşırı enerji birikimini sirkülasyona dahil edebilmek için her gün düzenli spor yapmalıdırlar. İlhamlarının ışığını yakalayıp yaratıcı olarak aktif bir biçimde çalıştıklarında auraları normaldekinden kat kat genişleyecek ve durmaksızın çalışarak işkolik ya da kariyerist bir kimliğe bürüneceklerdir. Popüler kültürdeki kahramanlık temalı roman, film veya diziler onlar için vazgeçilmez eğlence kaynağıdır.
 
36 çıktı benimde
9) Bütünlük ve Bilgelik:
Hayat amacı olarak dokuzuncu çakra üzerinde çalışan bireyler ruh, zihin ve beden bütünlüğünü sağlayıp, sezgiye dayalı bilgelikleriyle başkalarına ilham olacak örnek bir yaşamı ortaya koymak üzere buradadırlar. Tanrısal ilhamların elçisi olan bu varlıklar deniz feneri misali yolunu kaybetmişlere ışık tutarak, özü sözü bir olan duruş sergilemeye gelmişlerdir. Doğuştan getirdikleri karizmalarıyla spritüel yasaların şubesini açmışçasına, evrenin fondaki yücelten yayınını kalplerinde hissederler. Dokuzuncu çakra, ilk sekiz çakrada ne olup bittiğinin büyük sentezinin yapılacağı aşama olduğundan duyguların, düşüncelerin ve sezgilerin harmanlandığı yerdir. Eğer harflerden destek alamıyor ve bu çakrayı sıfırdan açıyorlarsa aşırı duygusallık, çocuksuluk, saflık, vericilik ve affedicilikten muzdarip olacaklardır. Pozitifte olduklarında bilgi ve deneyiminin tümünü aktarma çabasıyla bütün dünyaya hizmet ederek, yaşamdaki yüceltici unsurların sözcüsü olarak, destek aldıkları evrensel kaynaklara derin bir güven beslerler ve ellerinde bir şey kalıp kalmayacağını düşünmeksizin paylaşırlar. Spiritüel bir geleneğe bağlandıklarında ve ruhsal bir yola girdiklerinde, neredeyse evrensel yasaların bedenlenmiş hali olarak Allah’ın iş gören eli ayağı
- 18 -

konumuna yükselirler. Geniş ve çekici auraları sayesinde topluluklara hitap edip onları yönlendirirler. Negatife düştüklerinde ise beslenmek için ihtiyaç duydukları sevgiyi evrenden almak yerine, tek tek insanlardan toplamaya çalışıp herkese kendilerini beğendirmeye çalışırlar. Duygusal denge ve kontrollerini kaybedip duygusallık sarkacında bir uçtan diğer uca savrularak enerjilerini sebil gibi dağıtırlar. Kasıtlı olarak karıncayı bile incitemeyecek kadar duyarlı olan bu varlıklar kötülük karşısında mücadele etmektense küserek kaçıp gitmeyi yeğlerler. Toplumun hangi katmanında iş görürlerse görsünler doğal bir rehberlik ve kanaat önderliği kapasiteleri vardır. Medyumluk kapasitelerinin yüksek oluşundan dolayı sanatsal ilhamlara liyakatleri vardır. Bu da onları bedensiz varlıkların obsesyonuna açık ve savunmasız bir konuma düşürür. İlahi iradenin ve Kadir-i Mutlak’ın niyetlerinin elçileri olmaları gerekirken, hayal kırıklıkları ve duygusal travmaları nedeniyle, sanatçının ilahi özle bağlantı kuramadığı durumlarda kendi özüne eziyet etme güdüsü sonucu kolaylıkla alkolizm ve uyuşturucu batağına saplanabilirler. Mistik akımların fanatik bireylerini ve sahte guruların kurbanlarını oluştururlar. Kendi uyanışlarını tamamlayıp başkalarının uyanışlarına da yardım ederek fareli köyün kavalcısı misali liderlik etmelidirler. Şifanın ustası olan bu varlıklar, şifaya kanal olmayı reddederlerse ciddi hastalıklara yakalanarak şifaya muhtaç hale gelirler. Derin suçluluk duyma kapasitelerinden dolayı kendilerinden başlayarak yargılamayı bırakıp, düşüncelerini yavaşlatmalıdırlar. Meditasyon sanatında uzmanlaşarak önce bedensel farkındalığı, onun üzerine yükselen zihinsel farkındalığı ve son olarak da duygu farkındalığını inşa etmeleri gerekir. Duygu ve düşüncelerimizin beynimizden kaynaklanmadığını, şuurumuzun sadece bir radyo alıcısı gibi iş gördüğünü idrak edip, gözlemci konumunda kalmayı öğrenmelidirler. Şuurumuzu gökyüzüne benzetirsek duygu ve düşüncelerimizi de bulutlar gibi ele alabiliriz. Dikkat edersek her duygu ve düşüncenin arasında bir boşluk olduğunu kavrarız. Eğer bulutları objektif bir şekilde, sanki bize ait değillermişcesine, enerji vermeden ve çağrışım yapmadan, kişisel bir bağ kurmadan gözlemlemeyi başarırsak bu boşluk büyüyecektir. Bu boşluk oluşmaz ise benlikleri çökerek enkaz haline gelecektir; oluşursa bizi yücelten unsurlara kanallık yapabilirler. Derinlerine yerleşmiş olan reddedilme korkularını ancak bu yolla sakinleştirebilirler. Onları çabuk heyecanlanan yapılarından ve zihninin hızına yetişmek istercesine, arkasından atlı koşturur gibi konuşmalarından tanıyabiliriz. Eğer pin kodlarında dokuz takviyesi yoğunsa herhangi bir sanat dalında kariyer yapabilmeleri için erken yaşta uygun eğitimi almaları gerekir. Popüler kültürdeki çocuklara hitap eden ve sanatçıların hayat hikayelerini konu alan tüm eserler onların vazgeçilmez keyif kaynağıdır.
 
1) Yaratıcılık ve Cesaret:
Hayat amacı gerçekleştirme yolu içerisinde birinci çakranın durağına uğrayan tüm varlıklar yaratıcı enerjilerini pozitif bir biçimde dışa vurmak üzere buraya gelmişlerdir. Evrendeki yaratıcılığın temel kaynağı ile direkt bağlantıda olduklarından dolayı, yaratma enerjisi onlar engellemediği sürece üzerlerinden akıp geçmeye programlıdır. Fakat enerji kişinin üzerine dışa vurulması için bindiği anda, kişi bunu hayata aksettirecek bir kanal bulamazsa ve yaratıcılığı ifade edilmeden bloke olursa, üzerine ağırlık olarak çökecek olan bu enerjinin har vurup harman savrularak sarf edilmesi gerekir. Bu da enerji düşürücü faaliyetlere meylederek ve bağımlılıkların pençesine düşmekle sonuçlanır. Ana doğum kulvarı sayısında bir bulunan herkesin cesaretle ileri atılması, denenmemiş yolları bulup ortaya çıkarması ve kendilerine güvenerek insiyatif alma kapasitelerini tezahür ettirmeleri gerekmektedir. Bir enerjisiyle çalışan kişiler deyim yerindeyse hayata bakarken doğanın devinimindeki dinamik gücün etkisi altında onları atılıma zorlayan bir gözlük takıyorlarmışçasına liderlik eğilimindedirler. Yeni bir başlangıcın temsilcisi ve devrimci dinamizmin kanalı gibi hareket etmeleri gereken bu bireyler hata yapmayı göze alarak engelleri aşma ve korkusuzca ilerleme niteliklerini ortaya çıkarmak üzere buradadırlar.
Tüm evrensel enerjiler nötürdür. Yani bizim karakterimize bakmaksızın ve her ne pahasına olursa olsun üzerimizden akıp geçerler. Bir enerjisi ise maruz kalan kişide hareket etme ve aksiyon içerisinde olma motivasyonu sağlayacağından, bu çakranın kulvarında olan varlıkların egzersiz, bedensel işler, ticaret veya bireysel insiyatif alabilecekleri diğer uğraşlarla kulvarlarının hakkını verip negatiften kurtulmaları gerekir. Engeller karşısında pasif ve tembel bir tutum sergilediklerinde düş kırıklığına uğramış ve bastırılmış hissederler. Alkol, sigara, uyuşturucu, yemek veya atalet içerisinde oyalanmak
-9-

yani vakit öldürmek için yüzeysel uğraşlar edinmek ve hiperaktivite benzeri tuzaklara karşı zaafiyetleri mevcuttur.
Yaratıcı enerjiyle cinsel enerji paralel güçler olduğundan dolayı, negatife düştüklerinde karın altı ve aşağı sırt bölgelerinde aşırı hassas ve hastalıklara açık bünyeleri vardır. Mide ve bağırsak sorunları önü kesilmiş yaratıcı enerjinin göstergeleridir. Farklı bir başarıya imza atmadan, kendilerine olan güvenlerinin tesisi zordur. Rekabetten hoşlanırlar ve tartışmalarda agresifleşebilirler. Sürüye dahil olmaktan ve normalleşmekten korkarlar. Burada eylem yasasına uyumlanmanın büyük faydasını görecekleri aşikardır. Arzuları konusunda ısrarcı olan bu bireyler yeni başladıkları ve daha önce tecrübeleri olmayan herhangi bir işi deneyimlerken bir an önce ustaca bir sonuca varma heyecanına kapılırlar. Fakat ustalık zaman ve beceri gerektirdiğinden kendilerine olan güvenleri hemencecik sarsılabilir ve hayal kırıklığına uğrayabilirler. Pratik uygulamaları yapmayı sürdürdüklerinde ise ortaya çıkan sonuçların takdir edildiğini gördükçe, güvenleri tazelenecektir. Reddettikleri her yeni başlangıç, onlara aşırı kilo olarak geri dönecektir. Ortalama insana göre daha çok spor yapmaları gereken bu kişiler sadece sağlıklı olma ve forma girmek için değil, üreme ve boşaltım organlarındaki atıl durumda olan aşırı enerji birikimini sirkülasyona dahil edebilmek için her gün düzenli spor yapmalıdırlar. İlhamlarının ışığını yakalayıp yaratıcı olarak aktif bir biçimde çalıştıklarında auraları normaldekinden kat kat genişleyecek ve durmaksızın çalışarak işkolik ya da kariyerist bir kimliğe bürüneceklerdir. Popüler kültürdeki kahramanlık temalı roman, film veya diziler onlar için vazgeçilmez eğlence kaynağıdır.
Çok şaşırdım çünkü her yazdığınız paragraf tamamen kendinin karşılığı sırt agrilarindan ,kg ya elverişlilik huzunde olumsuz sonuçlar dolayısıyla. Çok şaşırdım ellerinize sağlık çok teşekkür ederim 💖
 
9) Bütünlük ve Bilgelik:
Hayat amacı olarak dokuzuncu çakra üzerinde çalışan bireyler ruh, zihin ve beden bütünlüğünü sağlayıp, sezgiye dayalı bilgelikleriyle başkalarına ilham olacak örnek bir yaşamı ortaya koymak üzere buradadırlar. Tanrısal ilhamların elçisi olan bu varlıklar deniz feneri misali yolunu kaybetmişlere ışık tutarak, özü sözü bir olan duruş sergilemeye gelmişlerdir. Doğuştan getirdikleri karizmalarıyla spritüel yasaların şubesini açmışçasına, evrenin fondaki yücelten yayınını kalplerinde hissederler. Dokuzuncu çakra, ilk sekiz çakrada ne olup bittiğinin büyük sentezinin yapılacağı aşama olduğundan duyguların, düşüncelerin ve sezgilerin harmanlandığı yerdir. Eğer harflerden destek alamıyor ve bu çakrayı sıfırdan açıyorlarsa aşırı duygusallık, çocuksuluk, saflık, vericilik ve affedicilikten muzdarip olacaklardır. Pozitifte olduklarında bilgi ve deneyiminin tümünü aktarma çabasıyla bütün dünyaya hizmet ederek, yaşamdaki yüceltici unsurların sözcüsü olarak, destek aldıkları evrensel kaynaklara derin bir güven beslerler ve ellerinde bir şey kalıp kalmayacağını düşünmeksizin paylaşırlar. Spiritüel bir geleneğe bağlandıklarında ve ruhsal bir yola girdiklerinde, neredeyse evrensel yasaların bedenlenmiş hali olarak Allah’ın iş gören eli ayağı
- 18 -

konumuna yükselirler. Geniş ve çekici auraları sayesinde topluluklara hitap edip onları yönlendirirler. Negatife düştüklerinde ise beslenmek için ihtiyaç duydukları sevgiyi evrenden almak yerine, tek tek insanlardan toplamaya çalışıp herkese kendilerini beğendirmeye çalışırlar. Duygusal denge ve kontrollerini kaybedip duygusallık sarkacında bir uçtan diğer uca savrularak enerjilerini sebil gibi dağıtırlar. Kasıtlı olarak karıncayı bile incitemeyecek kadar duyarlı olan bu varlıklar kötülük karşısında mücadele etmektense küserek kaçıp gitmeyi yeğlerler. Toplumun hangi katmanında iş görürlerse görsünler doğal bir rehberlik ve kanaat önderliği kapasiteleri vardır. Medyumluk kapasitelerinin yüksek oluşundan dolayı sanatsal ilhamlara liyakatleri vardır. Bu da onları bedensiz varlıkların obsesyonuna açık ve savunmasız bir konuma düşürür. İlahi iradenin ve Kadir-i Mutlak’ın niyetlerinin elçileri olmaları gerekirken, hayal kırıklıkları ve duygusal travmaları nedeniyle, sanatçının ilahi özle bağlantı kuramadığı durumlarda kendi özüne eziyet etme güdüsü sonucu kolaylıkla alkolizm ve uyuşturucu batağına saplanabilirler. Mistik akımların fanatik bireylerini ve sahte guruların kurbanlarını oluştururlar. Kendi uyanışlarını tamamlayıp başkalarının uyanışlarına da yardım ederek fareli köyün kavalcısı misali liderlik etmelidirler. Şifanın ustası olan bu varlıklar, şifaya kanal olmayı reddederlerse ciddi hastalıklara yakalanarak şifaya muhtaç hale gelirler. Derin suçluluk duyma kapasitelerinden dolayı kendilerinden başlayarak yargılamayı bırakıp, düşüncelerini yavaşlatmalıdırlar. Meditasyon sanatında uzmanlaşarak önce bedensel farkındalığı, onun üzerine yükselen zihinsel farkındalığı ve son olarak da duygu farkındalığını inşa etmeleri gerekir. Duygu ve düşüncelerimizin beynimizden kaynaklanmadığını, şuurumuzun sadece bir radyo alıcısı gibi iş gördüğünü idrak edip, gözlemci konumunda kalmayı öğrenmelidirler. Şuurumuzu gökyüzüne benzetirsek duygu ve düşüncelerimizi de bulutlar gibi ele alabiliriz. Dikkat edersek her duygu ve düşüncenin arasında bir boşluk olduğunu kavrarız. Eğer bulutları objektif bir şekilde, sanki bize ait değillermişcesine, enerji vermeden ve çağrışım yapmadan, kişisel bir bağ kurmadan gözlemlemeyi başarırsak bu boşluk büyüyecektir. Bu boşluk oluşmaz ise benlikleri çökerek enkaz haline gelecektir; oluşursa bizi yücelten unsurlara kanallık yapabilirler. Derinlerine yerleşmiş olan reddedilme korkularını ancak bu yolla sakinleştirebilirler. Onları çabuk heyecanlanan yapılarından ve zihninin hızına yetişmek istercesine, arkasından atlı koşturur gibi konuşmalarından tanıyabiliriz. Eğer pin kodlarında dokuz takviyesi yoğunsa herhangi bir sanat dalında kariyer yapabilmeleri için erken yaşta uygun eğitimi almaları gerekir. Popüler kültürdeki çocuklara hitap eden ve sanatçıların hayat hikayelerini konu alan tüm eserler onların vazgeçilmez keyif kaynağıdır.
Teşekkürler.
 
X