Değerli anne adayları,
Başımdan geçen tecrübeleri size aktarmak amacıyla üye oldum ve ilk defa yazıyorum. Niyetim kesinlikle kişisel olarak birini, doktoru veya merkezi kötülemek değil. Aralık ayından itibaren sürekli okuduğum ve bazı bilgiler edindiğim bu forma benim de bir katkım olsun istedim ve sadece tecrübelerimi yazarak bazı konularda sizi cesaretlendirmek ve/veya bilgilendirmek amacıyla yazıyorum. Aynı zamanda çocuk işinin kısmet olduğunu ve hocaların sadece bir vesile olduklarına da inanıyorum. Merkezde çalışan iki doktordan birinin yaklaşık 7 senedir hastasıydım. Bu sürecin yaklaşık 4.5 senesi çocuk düşünmediğim için genel kontrollerle geçti, son 2.5 senedir ise çocuk sahibi olmaya çalışıyorum. Çocuk için ilk gittiğimde genel bir kan tahlili yapıldı ve doğal yolla hamile kalabileceğim söylendi. Bu benim için güzel bir haberdi çünkü pko hastasıydım. Oldukça stresli bir iki seneden sonra sonuç olumsuz olunca tüp bebeğe başladık. İki deneme de negatif sonuç verdi, dediğim gibi bu işler kısmet. Daha sonra her ne kadar doktorumu çok sevsem de çevremin de etkisiyle herkesin iyi bildiği bir hastaneye gidip bir doktorla ön görüşme yaptım ve süreç yeniden başladı. Sizlere de asıl aktarmak istediğim kısımlar bu noktada başladı. İlk görüşmede hiç bir ücret ödemeden gayet sessiz bir ortamda, "dışarısı çok kalabalık, hoca çok yoğun, başkasının zamanını çalmayayım, vs." diye strese girmeden benimle görüşme yapıldı ve diyalog hocanın başka sormak istediğiniz bir şey var mı sorusuyla sona erdi. Sürece başlamadan önce tekrar hiç bir ücret ödemeden kontrol edildim ve takvimi hazırladık. Bana inanması zor geldi ama hoca kendisi arayarak hemşirenin bana ilaç listesini göndereceğini söyledi. Her test sonucunu kendisi arayarak haber veriyor. Kanınızı kendinizi devlet hastanesinde hissetmeden sakin sakin verebiliyorsunuz. Muayehaneye gittiğinizde yüzü asık kimse olmuyor ve on kişi size hoş geldiniz diyor. Verilen saatte içeri alınıyorsunuz ve kontrole bir hemşire eşliğinde hazırlanıyorsunuz. OPU sonrası eşiniz size destek vermek için steril bir şekilde içeri girebiliyor. 5 yıldızlı bir otel kahvaltısını OPU sonrası hemşire eşliğinde yiyebiliyorsunuz. Her gün hoca kendi arayıp embriyolarla ilgili bilgi veriyor ve aklınıza takılan soruları sorabiliyorsunuz. Tüm bunların sonunda ne oldu derseniz, OPU sonrası üçüncü gün hoca rahmin tutunma özelliği olup olmadığına bakmak istedi ve OPU öncesi 12 olan kalınlığın 6 ya düştüğünü bu şartlarda embriyonun transfer edilse dahi tutmayacağını ben ve eşime uzun uzun anlattı. İlk defa eşim görüşme sonrası bu hoca niye bilgi vermiyor diye benimle tartışmadı. Doğru olanın ne olduğunu ve daha önce bu sebeple tutmamış olabileceğini anlattı. İlk defa eşimin spermlerinde morfoloji sorunu olduğunu öğrendik ama bunu öğrenmemiz iki buçuk yıl sonra oldu. Bu merkezde yapılan her iki transferin de 3. gün embriyosu olduğunu ve rahim kalınlığının her ikisinde de ölçülmediği gerçeği beni oldukça üzdü. Dediğim gibi bu işler kısmet önemli olan zaten doğası gereği çok stresli olan bu süreci daha kaliteli, stressiz, sakin ve iletişim halinde yaşayabilmek, sonuç ne olursa olsun.
Umarım herkesin gönlüne göre olur.