- 24 Ocak 2011
- 21.762
- 35.586
- 798
- Konu Sahibi FearEatsTheSoul
-
- #121
Ben 26 erkek kardeşim 24 yasinda. Zihinsel engelli ve otizmli. Ben 6 yillik evliyim, 2 tane çocuğum var. geçmiste anneme babama birsey olsa ben bakarim diye düşünürdüm. Ama zamanla boyle olamayacagini gormeye başladım. Mesela yemek yedigimiz zamanlar eşim onun hep fazla yedigini soyler. Beklemeden yedigini vs. Onun icin kucuk detaylar ama kardesim icin dusunemeyecegi seyler. Kardeşimin de takintilari var. Ama temizlik konusunda degil. Belirli konular hakkinda surekli konusur mesela. Değişik değişik sorular sorar. Bunlara tahammul etmek hic kolay değildir.
Benim kardesim calisabilir durumda. Suan calisiyor.
Yine de ileride bakmayi cok isterim. Ama simdiden bunun muhakemesini yapamiyorum...
Bakim evleri kotu yerler degil ki sizlerde ziyaretine giderseniz orda daha guzel bakilir. Siz hem gencsiniz hem ilerde cocugunuzda olacak bir insana bakmak zordur heleki kisisel bakim daha zor. Bu arada bende dune kadar farkli dusunuyordum (krndi kizim otizimli)ama videolari izleyince vr kendimde arastirna yapinca aklima yatti Ahmet Bekiroglu diye bir hoca var onun seansina katilsin abiniz bir kere ne kaybedersiniz ki para dediginiz her zaman kazanilir. Allah yardimciniz olsunmerhabalar. öncelikle yazacaklarım çok uzun olacak okuyan herkese çok teşekkürler.
ben yeni nişanlandım ve ne yazık ki içime dert olan şey nişanlımın abisi ile ilgili. nişanlımın babası erken yaşta vefat etmiş, kendisi şuan annesi ve abisi ile ikamet ediyor. yaşı 29. abisinin yaşı 40 ve hafif zihinsel engelli ve obsesif kompulsif bozukluğa sahip. yani kaba tabirle hem zeka açısından çocuk gibi hem de çok yoğun takıntıları var (böyle ifade etmek hiç hoş değil ancak herkes kafasında canlandırabilsin isterim). iki rahatsızlığından biri ile belki zor olsa da baş edilir ancak ikisi birlikte çok zor ne yazık ki. çünkü kendisi takıntılarının hatalı olduğunu anlayamıyor kendisini bilemiyor. örnek vermek gerekirse asla birisi ile fiziksel temasa geçmez, değil sarılmak tokalaşmaz bile. yemek yediğinde öğünleri ortalama 1-1,5 saat kadar sürer çünkü mesela önce çatal bıçağının o görürken yıkanması/silinmesi gerekir. yemekleri değil tabakları dahi birbirine değdiğinde o yemeği yiyemez. bunun dışında sürekli kendi kendisine anlamsızca şeyler konuşur, yemek sırasında da. o yüzden çok ağır yer. her gün el ayak yıkar ancak bunlar birisi kendisini uyarıp "yeter artık çıkmalısın" demezse saatlerce sürer. yani banyoda eğer birisi onu çıkarmazsa saatlerce kalıp el ayak yıkayabilir. banyosunu annesi yaptırır çünkü tek başına zorlanır. tuvalete girdiğinde de asla musluk ve sifona dokunamaz onları da annesi yapar (o konuya da geleceğim annesi 65 yaşında) her şeyi sayarak ve belli sayıda yıkar. olmazsa baştan başlar. erkek arkadaşıma çok sık giderim o da bana gelir. evlerinde çok kaldım yani. bir gün "masumlar apartmanı" dizisini izlerken "bunlar abimin yanında çok hafif" dedi. ne yazık ki benim gözlemlerim de öyle. bunlar dışında konuşmayı çok sever, birisini buldu mu hele de karşılık aldı mı saatlerce sohbet eder. ancak ne yazık ki zaman zaman anlamsız/mantıksız konuşur, çocuksu bir havası vardır ve genelde hep aynı şeyleri tekrar eder. yani bir saat konuşur ama söyledikleri temelde hep aynıdır. aynı cümleyi çevirip çevirip söylemek gibi.
bunlar dışında kendisi ile çok çok iyi anlaşırız. benimle sohbet etmeye bayılır. ortamda ben varsam herkes dururken benimle konuşur:) örneğin annesi kardeşi ben o hep beraber kahve içeriz o gelip bana afiyet olsun der. bana hayrandır. açıkçası ben de ona hayranım. bana sürekli Fear'ım diye hitap eder. bügun çok güzelsin, bugün ışıldıyorsun, evimizin güzel gelini vs der. ben de onunla sohbetten keyif alırım.
ancak kendisi ile ilgili derdim olan kısım GELECEK. ben nişanlanmadan hatta erkek arkadaşımla tanışmadan dahi önce onlar annesi ile arasında bu durumu konuşmuşlar. annesi nişanlıma "gün gelir abine bakamayacak duruma düşersem veya bana bir şey olursa, abini bir bakım merkezine yerleştir, düzenli ziyaret et, senden tek beklentim bu, gözüm arkada kalmaz, en iyi ve sağlıklısı bu olur" demiş. ki zaten abinin kimsenin dokunmadığı ve asla dokunmayacağı devletin engeli nedeniyle bağladığı bir maaşı da mevcut. yeterse yeter yetmezse üzeri tamamlanır. biz daha önce bir iki kez konuşmuştuk ancak ailem nişanlanırken bu konuyu asla açmadı, çünkü bir insana "sana bir şey olursa engelli çocuğuna ne olacak kim bakacak" demek istemediler. ancak kayınvalidem onlara durumu kendiliğinden açtı.
yine de benim içim içimi yiyor. bir yandan acaba evlendikten sonra bizde kalsa biz baksak nasıl olur diyorum. çünkü onu çok seviyorum, o benim adeta büyük bebeğim. bir yandan korkuyor ve çekiniyorum. çünkü normalde annesi hep yanında ancak biz karı koca 9-17 çalışıyor olacağız. o saatlerde ne yapacak? bunun dışında banyosunu annesi yaptırıyor, ben yapabilir miyim? bazen üzülüp kafasına bir şeyler taktığında inat edip büyük tuvaletine çıkmayıp (bilerek yapmayıp tutuyor) kabız oluyor ve annesi lavman yapıyor, nasıl olacak? musluk sifon tuvalet kapısı vs asla dokunmuyor biz yokken ne yapar? benim en çok aklımda kalan ve unutamadığım olay şu. erkek arkadaşım (artık nişanlım:)) bana bir keresinde şöyle iç döktü. "o bana abilik yapamadı, suçu değil elinden gelmedi, abim değil hiç büyümeyen küçük kardeşim gibi oldu, yeri geldi ben ona arka çıktım, hatta babamızı kaybettiğimizde ben ona baba oldum, ona durumu bildiğim halde bazen ister istemez çok kızgınım, arkamda olan beni kollayan bir abi isterdim, ama ben onsuz bir hayatı bilmiyorum, onsuz bir evde yaşamadım, o benim kanım". onun bu lafları çok içime dokundu, o ve ailesi bakım merkezinde daha iyi olacağına inanıyor, açıkçası ben de buna inanıyorum ama bir yandan da kıyamıyorum. sizce evlendikten sonra bakabilir miyiz? veya bir süre bakmayı denesek ancak sonra altından kalkamayıp bir merkeze yerleştirsek daha çok üzülür değil mi? onu asla bırakmam her hafta her özel günde görmeye gideriz buna eminim. ben şimdiden böyle özlemliyken müstakbel eşim benden daha hevesli tabiki. ama bir yanım hep buruk.
Ya insanlar normal kardesi istemiyor ev ev uzerine olmuyor dediginiz gibi davulun sesi uzaktan guzel ama yakindan ne kadar rahatsiz ediyor bir sure sonra. Bencede bastan sorumluluk alinmamasi lazimBahsettiğiniz şekilde olan bir kuzenim vardı ve bir dönem annesine düşmanlık takıntısı olduğu için bizde kaldı. Kaynınızın size oöan sevgisi hayranlığı kzuenimde de bana karşı vardı ama size şu kadarını söyleyim aynı evde yaşamak çom çok çok zor. Öyle uzaktan sevmek üzülmek gibi değil. Başta hevesle kabuş edersiniz ama zamanla ağır gelir bu sefer de onu sokağa atmış gibi olursunuz. Ne güzel anne anlayışıymış ki sen bak dememiş nişanlınıza. Benve asla ve asla bizde kalsın dememyin.
Çok temiz kalplı bir insansın nişanlına da kıymet verıyorsun ki ailesini aile abisini abi bilmişsin ama sen daha çok gençsin bu yaşda böyle bir sorumluluk çok fazla.merhabalar. öncelikle yazacaklarım çok uzun olacak okuyan herkese çok teşekkürler.
ben yeni nişanlandım ve ne yazık ki içime dert olan şey nişanlımın abisi ile ilgili. nişanlımın babası erken yaşta vefat etmiş, kendisi şuan annesi ve abisi ile ikamet ediyor. yaşı 29. abisinin yaşı 40 ve hafif zihinsel engelli ve obsesif kompulsif bozukluğa sahip. yani kaba tabirle hem zeka açısından çocuk gibi hem de çok yoğun takıntıları var (böyle ifade etmek hiç hoş değil ancak herkes kafasında canlandırabilsin isterim). iki rahatsızlığından biri ile belki zor olsa da baş edilir ancak ikisi birlikte çok zor ne yazık ki. çünkü kendisi takıntılarının hatalı olduğunu anlayamıyor kendisini bilemiyor. örnek vermek gerekirse asla birisi ile fiziksel temasa geçmez, değil sarılmak tokalaşmaz bile. yemek yediğinde öğünleri ortalama 1-1,5 saat kadar sürer çünkü mesela önce çatal bıçağının o görürken yıkanması/silinmesi gerekir. yemekleri değil tabakları dahi birbirine değdiğinde o yemeği yiyemez. bunun dışında sürekli kendi kendisine anlamsızca şeyler konuşur, yemek sırasında da. o yüzden çok ağır yer. her gün el ayak yıkar ancak bunlar birisi kendisini uyarıp "yeter artık çıkmalısın" demezse saatlerce sürer. yani banyoda eğer birisi onu çıkarmazsa saatlerce kalıp el ayak yıkayabilir. banyosunu annesi yaptırır çünkü tek başına zorlanır. tuvalete girdiğinde de asla musluk ve sifona dokunamaz onları da annesi yapar (o konuya da geleceğim annesi 65 yaşında) her şeyi sayarak ve belli sayıda yıkar. olmazsa baştan başlar. erkek arkadaşıma çok sık giderim o da bana gelir. evlerinde çok kaldım yani. bir gün "masumlar apartmanı" dizisini izlerken "bunlar abimin yanında çok hafif" dedi. ne yazık ki benim gözlemlerim de öyle. bunlar dışında konuşmayı çok sever, birisini buldu mu hele de karşılık aldı mı saatlerce sohbet eder. ancak ne yazık ki zaman zaman anlamsız/mantıksız konuşur, çocuksu bir havası vardır ve genelde hep aynı şeyleri tekrar eder. yani bir saat konuşur ama söyledikleri temelde hep aynıdır. aynı cümleyi çevirip çevirip söylemek gibi.
bunlar dışında kendisi ile çok çok iyi anlaşırız. benimle sohbet etmeye bayılır. ortamda ben varsam herkes dururken benimle konuşur:) örneğin annesi kardeşi ben o hep beraber kahve içeriz o gelip bana afiyet olsun der. bana hayrandır. açıkçası ben de ona hayranım. bana sürekli Fear'ım diye hitap eder. bügun çok güzelsin, bugün ışıldıyorsun, evimizin güzel gelini vs der. ben de onunla sohbetten keyif alırım.
ancak kendisi ile ilgili derdim olan kısım GELECEK. ben nişanlanmadan hatta erkek arkadaşımla tanışmadan dahi önce onlar annesi ile arasında bu durumu konuşmuşlar. annesi nişanlıma "gün gelir abine bakamayacak duruma düşersem veya bana bir şey olursa, abini bir bakım merkezine yerleştir, düzenli ziyaret et, senden tek beklentim bu, gözüm arkada kalmaz, en iyi ve sağlıklısı bu olur" demiş. ki zaten abinin kimsenin dokunmadığı ve asla dokunmayacağı devletin engeli nedeniyle bağladığı bir maaşı da mevcut. yeterse yeter yetmezse üzeri tamamlanır. biz daha önce bir iki kez konuşmuştuk ancak ailem nişanlanırken bu konuyu asla açmadı, çünkü bir insana "sana bir şey olursa engelli çocuğuna ne olacak kim bakacak" demek istemediler. ancak kayınvalidem onlara durumu kendiliğinden açtı.
yine de benim içim içimi yiyor. bir yandan acaba evlendikten sonra bizde kalsa biz baksak nasıl olur diyorum. çünkü onu çok seviyorum, o benim adeta büyük bebeğim. bir yandan korkuyor ve çekiniyorum. çünkü normalde annesi hep yanında ancak biz karı koca 9-17 çalışıyor olacağız. o saatlerde ne yapacak? bunun dışında banyosunu annesi yaptırıyor, ben yapabilir miyim? bazen üzülüp kafasına bir şeyler taktığında inat edip büyük tuvaletine çıkmayıp (bilerek yapmayıp tutuyor) kabız oluyor ve annesi lavman yapıyor, nasıl olacak? musluk sifon tuvalet kapısı vs asla dokunmuyor biz yokken ne yapar? benim en çok aklımda kalan ve unutamadığım olay şu. erkek arkadaşım (artık nişanlım:)) bana bir keresinde şöyle iç döktü. "o bana abilik yapamadı, suçu değil elinden gelmedi, abim değil hiç büyümeyen küçük kardeşim gibi oldu, yeri geldi ben ona arka çıktım, hatta babamızı kaybettiğimizde ben ona baba oldum, ona durumu bildiğim halde bazen ister istemez çok kızgınım, arkamda olan beni kollayan bir abi isterdim, ama ben onsuz bir hayatı bilmiyorum, onsuz bir evde yaşamadım, o benim kanım". onun bu lafları çok içime dokundu, o ve ailesi bakım merkezinde daha iyi olacağına inanıyor, açıkçası ben de buna inanıyorum ama bir yandan da kıyamıyorum. sizce evlendikten sonra bakabilir miyiz? veya bir süre bakmayı denesek ancak sonra altından kalkamayıp bir merkeze yerleştirsek daha çok üzülür değil mi? onu asla bırakmam her hafta her özel günde görmeye gideriz buna eminim. ben şimdiden böyle özlemliyken müstakbel eşim benden daha hevesli tabiki. ama bir yanım hep buruk.
Merhaba arkadaşlar konunun üzerinde baya zaman geçmiş aktif olanlar yardımcı olabilirler mi çok çaresiz ve çıkmaz durumdayız tecrübesi bilgisi olanların yönlendirmesine ihtiyacım var.benimde abim sıkıntılı baya 35 yaşında ama çocuk gibi davranışları raporu var hafif düzeydee zihin var A tipik otizm tanısı konuldu tansii geç konuldu çünkü hiç bilinmedi taki toplumsal beklentileri yerine getiremeyinceye kadar hep geçmişte yaşıyor olumsuz olayları konuşur,herkes onun için kötü psikolojik ilaçlar kullanmaya başladı dahada kötü oldu sürekli yatıyor aşırı kilo aldı annemle babam bakıyor ama onlarında gücü kalmadı ne maddi ne manevi babam kalp hastası borçları çok yaşları 60.asiri agrasif asla söz dinlemez geceleri kalkıp yemek yer gündüz uyur vs bu durumda ne yapılabilir maddi destek verilir mi nereye başvurmam lazim nolur yardımcı olunBahsettiğiniz şekilde olan bir kuzenim vardı ve bir dönem annesine düşmanlık takıntısı olduğu için bizde kaldı. Kaynınızın size oöan sevgisi hayranlığı kzuenimde de bana karşı vardı ama size şu kadarını söyleyim aynı evde yaşamak çom çok çok zor. Öyle uzaktan sevmek üzülmek gibi değil. Başta hevesle kabuş edersiniz ama zamanla ağır gelir bu sefer de onu sokağa atmış gibi olursunuz. Ne güzel anne anlayışıymış ki sen bak dememiş nişanlınıza. Benve asla ve asla bizde kalsın dememyin.
O topa hiç girme...bir yandan acaba evlendikten sonra bizde kalsa biz baksak nasıl olur diyorum
Konunun başını görünce nişanlınız beraber yaşayalım diye bir teklif sundu siz istemediniz sandım. Böyle birinin bakımını üstlenmek gerçekten zor. Hemde çalışan insansanız siz yokken kim bakacak ki. Baştan evinize aldınız diyelim ki sonradan zorlandığınızı anladınız. Sizin yanınızdan ayrılmak ona zor gelmeyecek mi? Bence bakım evindeyken ilgilenmek ve sahip çıkmak sürekli ziyaret etmek daha mantıklı olur. Eğer orda çok mutsuz olursa tekrar düşünürsünüz bu konuyu.merhabalar. öncelikle yazacaklarım çok uzun olacak okuyan herkese çok teşekkürler.
ben yeni nişanlandım ve ne yazık ki içime dert olan şey nişanlımın abisi ile ilgili. nişanlımın babası erken yaşta vefat etmiş, kendisi şuan annesi ve abisi ile ikamet ediyor. yaşı 29. abisinin yaşı 40 ve hafif zihinsel engelli ve obsesif kompulsif bozukluğa sahip. yani kaba tabirle hem zeka açısından çocuk gibi hem de çok yoğun takıntıları var (böyle ifade etmek hiç hoş değil ancak herkes kafasında canlandırabilsin isterim). iki rahatsızlığından biri ile belki zor olsa da baş edilir ancak ikisi birlikte çok zor ne yazık ki. çünkü kendisi takıntılarının hatalı olduğunu anlayamıyor kendisini bilemiyor. örnek vermek gerekirse asla birisi ile fiziksel temasa geçmez, değil sarılmak tokalaşmaz bile. yemek yediğinde öğünleri ortalama 1-1,5 saat kadar sürer çünkü mesela önce çatal bıçağının o görürken yıkanması/silinmesi gerekir. yemekleri değil tabakları dahi birbirine değdiğinde o yemeği yiyemez. bunun dışında sürekli kendi kendisine anlamsızca şeyler konuşur, yemek sırasında da. o yüzden çok ağır yer. her gün el ayak yıkar ancak bunlar birisi kendisini uyarıp "yeter artık çıkmalısın" demezse saatlerce sürer. yani banyoda eğer birisi onu çıkarmazsa saatlerce kalıp el ayak yıkayabilir. banyosunu annesi yaptırır çünkü tek başına zorlanır. tuvalete girdiğinde de asla musluk ve sifona dokunamaz onları da annesi yapar (o konuya da geleceğim annesi 65 yaşında) her şeyi sayarak ve belli sayıda yıkar. olmazsa baştan başlar. erkek arkadaşıma çok sık giderim o da bana gelir. evlerinde çok kaldım yani. bir gün "masumlar apartmanı" dizisini izlerken "bunlar abimin yanında çok hafif" dedi. ne yazık ki benim gözlemlerim de öyle. bunlar dışında konuşmayı çok sever, birisini buldu mu hele de karşılık aldı mı saatlerce sohbet eder. ancak ne yazık ki zaman zaman anlamsız/mantıksız konuşur, çocuksu bir havası vardır ve genelde hep aynı şeyleri tekrar eder. yani bir saat konuşur ama söyledikleri temelde hep aynıdır. aynı cümleyi çevirip çevirip söylemek gibi.
bunlar dışında kendisi ile çok çok iyi anlaşırız. benimle sohbet etmeye bayılır. ortamda ben varsam herkes dururken benimle konuşur:) örneğin annesi kardeşi ben o hep beraber kahve içeriz o gelip bana afiyet olsun der. bana hayrandır. açıkçası ben de ona hayranım. bana sürekli Fear'ım diye hitap eder. bügun çok güzelsin, bugün ışıldıyorsun, evimizin güzel gelini vs der. ben de onunla sohbetten keyif alırım.
ancak kendisi ile ilgili derdim olan kısım GELECEK. ben nişanlanmadan hatta erkek arkadaşımla tanışmadan dahi önce onlar annesi ile arasında bu durumu konuşmuşlar. annesi nişanlıma "gün gelir abine bakamayacak duruma düşersem veya bana bir şey olursa, abini bir bakım merkezine yerleştir, düzenli ziyaret et, senden tek beklentim bu, gözüm arkada kalmaz, en iyi ve sağlıklısı bu olur" demiş. ki zaten abinin kimsenin dokunmadığı ve asla dokunmayacağı devletin engeli nedeniyle bağladığı bir maaşı da mevcut. yeterse yeter yetmezse üzeri tamamlanır. biz daha önce bir iki kez konuşmuştuk ancak ailem nişanlanırken bu konuyu asla açmadı, çünkü bir insana "sana bir şey olursa engelli çocuğuna ne olacak kim bakacak" demek istemediler. ancak kayınvalidem onlara durumu kendiliğinden açtı.
yine de benim içim içimi yiyor. bir yandan acaba evlendikten sonra bizde kalsa biz baksak nasıl olur diyorum. çünkü onu çok seviyorum, o benim adeta büyük bebeğim. bir yandan korkuyor ve çekiniyorum. çünkü normalde annesi hep yanında ancak biz karı koca 9-17 çalışıyor olacağız. o saatlerde ne yapacak? bunun dışında banyosunu annesi yaptırıyor, ben yapabilir miyim? bazen üzülüp kafasına bir şeyler taktığında inat edip büyük tuvaletine çıkmayıp (bilerek yapmayıp tutuyor) kabız oluyor ve annesi lavman yapıyor, nasıl olacak? musluk sifon tuvalet kapısı vs asla dokunmuyor biz yokken ne yapar? benim en çok aklımda kalan ve unutamadığım olay şu. erkek arkadaşım (artık nişanlım:)) bana bir keresinde şöyle iç döktü. "o bana abilik yapamadı, suçu değil elinden gelmedi, abim değil hiç büyümeyen küçük kardeşim gibi oldu, yeri geldi ben ona arka çıktım, hatta babamızı kaybettiğimizde ben ona baba oldum, ona durumu bildiğim halde bazen ister istemez çok kızgınım, arkamda olan beni kollayan bir abi isterdim, ama ben onsuz bir hayatı bilmiyorum, onsuz bir evde yaşamadım, o benim kanım". onun bu lafları çok içime dokundu, o ve ailesi bakım merkezinde daha iyi olacağına inanıyor, açıkçası ben de buna inanıyorum ama bir yandan da kıyamıyorum. sizce evlendikten sonra bakabilir miyiz? veya bir süre bakmayı denesek ancak sonra altından kalkamayıp bir merkeze yerleştirsek daha çok üzülür değil mi? onu asla bırakmam her hafta her özel günde görmeye gideriz buna eminim. ben şimdiden böyle özlemliyken müstakbel eşim benden daha hevesli tabiki. ama bir yanım hep buruk.
Kaymakamlığa ve sgk ya bir müracaat edin engelli maaşı bağlanabilirMerhaba arkadaşlar konunun üzerinde baya zaman geçmiş aktif olanlar yardımcı olabilirler mi çok çaresiz ve çıkmaz durumdayız tecrübesi bilgisi olanların yönlendirmesine ihtiyacım var.benimde abim sıkıntılı baya 35 yaşında ama çocuk gibi davranışları raporu var hafif düzeydee zihin var A tipik otizm tanısı konuldu tansii geç konuldu çünkü hiç bilinmedi taki toplumsal beklentileri yerine getiremeyinceye kadar hep geçmişte yaşıyor olumsuz olayları konuşur,herkes onun için kötü psikolojik ilaçlar kullanmaya başladı dahada kötü oldu sürekli yatıyor aşırı kilo aldı annemle babam bakıyor ama onlarında gücü kalmadı ne maddi ne manevi babam kalp hastası borçları çok yaşları 60.asiri agrasif asla söz dinlemez geceleri kalkıp yemek yer gündüz uyur vs bu durumda ne yapılabilir maddi destek verilir mi nereye başvurmam lazim nolur yardımcı olun
Çok üzüldüm adınıza çok zor durumMerhaba arkadaşlar konunun üzerinde baya zaman geçmiş aktif olanlar yardımcı olabilirler mi çok çaresiz ve çıkmaz durumdayız tecrübesi bilgisi olanların yönlendirmesine ihtiyacım var.benimde abim sıkıntılı baya 35 yaşında ama çocuk gibi davranışları raporu var hafif düzeydee zihin var A tipik otizm tanısı konuldu tansii geç konuldu çünkü hiç bilinmedi taki toplumsal beklentileri yerine getiremeyinceye kadar hep geçmişte yaşıyor olumsuz olayları konuşur,herkes onun için kötü psikolojik ilaçlar kullanmaya başladı dahada kötü oldu sürekli yatıyor aşırı kilo aldı annemle babam bakıyor ama onlarında gücü kalmadı ne maddi ne manevi babam kalp hastası borçları çok yaşları 60.asiri agrasif asla söz dinlemez geceleri kalkıp yemek yer gündüz uyur vs bu durumda ne yapılabilir maddi destek verilir mi nereye başvurmam lazim nolur yardımcı olun
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?