Ben de teraziyim, üzüldüm yazayım dedim. Hata yaptığınızı düşünüyorum. Biz fazla iyi niyetliyiz ve bu iyi niyeti sadece hakedene verin. Hatta ona bile vermeyin fazla.
Eşimle evleneceğim zaman, ne isteyeceğimi sordu. Fazlasında gözüm yok ama, en azından olması gerekenler istediğim gibi olmalı dedim. Bırakın oyalamayı, sırf vazgeçemiyim diye tanışıklığımızın 2. ayında, daha ben devamına karar vermemişken mağazaya sokup beyaz eşyaları ve mobilyaları aldı. Seçerken akla karayı seçtim, ayrılırsam napacak filan diye. Ama o göze almıştı. Ben bir şeyleri az istedikçe, o 'evleniyoruz o kadar da olsun' dedi. Minimum yaptık evlendik. Şimdi yeri geliyor kendi yemeyip beni yediriyor. Ama o bile bazen piyasadaki fiyatlardan yorulup bazen minimum alışverişlerime laf edebiliyor. Benim de zoruma gidiyor, cırlıyorum susuyor
Genelde esirgemediği halde insanın ufacık şeyler bile zoruna gidiyor evlenince. Sizin daha yüzükten başlamış.
Yok güzel evlenme teklifi etti, yok cimri değil diye kendinizi kandırmayın derim. Bu erkek milletinin sevgiliyken naptığının bir önemi yok. Evlilik yoluna girdiği anda nasıl davrandığının bir önemi var. Haberlerde izlemiştim, güzel bir evlenme teklifiyle evlenen bir çift.. Evlendikten kısa süre sonra adam kadını öldürmüştü. Romantik sevgililik kolay olan. Sorumluluk aldıktan sonra size naptığı, neler yaşattığı önemli. Benim de şu hayattan öğrendiğim bir şey varsa, o da kendinize bir değer biçmeniz ve aşağısındaki davranışları kabul etmemeniz gerektiği. Sizi çok düşünse şu süreçte bilgisayara kıyıp vereceği parayı sizi mutlu etmek için harcardı.
Benimki de bilgisayar oynuyor. Piyasadaki fiyatlamalardan muzdarip oluyor, adama kendine don aldıramıyorum afedersin. Kısıyosa kendinden de kısıyor. Çoğu zaman kendinden kısıp bana harcıyor. Böyle olduğu için evlendim. Maddi konularda inceleyip evlendim. Özellikle bu konularını inceleyin. Sonra üzüleceğinize şimdi üzülün