Neslican Tay

Gülüşü gözümün önünde hep.. kanser nasıl bir illetsin sen? Acıları dindi inşallah çektiği acılardan sonra diğer tarafta huzur içinde olur. Allahım rahmetiyle muamele etsin bütün ölmüşlerimize
 
O kadar tatlı , o kadar naif , o kadar güçlüydü ki .. herkesi sanki bir kardeşi kaybetmiş kadar etkiledi dünden beri ağlayıp duruyorum.
Gülümsemesi, cesareti , son videosunda ki korkusu gözümün onumden gitmiyor.
Hoşçakal Neslican, hoşçakal güzel kız .
Umarım acıların son bulmuştur umarım acıların kefaretin olur. Rabbim cennetiyle müjdeler seni.
Seni çok sevmistik.
Cok güzel bir mücadele verdin.
Rabbim rahmet eylesin ...
 
Cozulmesi gercekten imkansiz çünkü bu insanlarda merhamet vicdan yok gencecik bir kız vefat etmiş halen daha bunun üzerinden kötü yorum yaparak prim kasma derdiler daha şimdi nevzat tarhan diye bir rektorun yorumunu okudum gene sinir oldum ellerine ne geçiyor böyle yazınca anlamıyorum dediğiniz gibi bunlar birde doktor savcı öğretmen oluyor yazık ki ne yazık çocukları kimlere emanet ediyoruz
 
Kanser hep güzel insanlari alıyor bizden ...


Kötüler dünyada cirit atmaya devam ediyor ...

Nasıl dayandin o acılara güzel kiz içim yandı ciğerimin biri bitmiş diyince ....


Rahat uyu artık :// kabrin nur dolsun
 
Ne acılar yaşanıyor ne insanlar ölüyor kanserden onlar da yaşamak istiyorlar en yakın arkadaşlarımdan biri son ana kadar hep inandı yaşayacağına olmadı o da gencecikti. Neslican'ın şansı sosyal medya oldu insanlara kendini duyurdu empati kurdurdu ve o ölünce de binlerce insan yakınını kaybetmiş gibi üzüldü insan görmediğine yabancı Allah rahmet eylesin hepimizin gideceği yer bugun olur yarın olur yıllar sonra olur. İnsanoğlunun normalleştiremediği şeylerden başı çeken ölüm gerçeği sanırım
 
Ölüm gerçeği kabulümuz ama daha önünde yaşanacak yılları olan gencecik, hatta bebecik evlatların ölümü normallestiremedigimiz..

Allahım kimseyi evladiyla sinamasin böyle genç yaşında.
 

21 yaşında, daha yaşayacağı, göreceği günler olması gereken bir kızdan ölüm gerçeğini kabullenmesini bekleyemezsiniz. Hele ki böyle acılı, morfinlerle ayakta durmasını gerektiren bir hastalığı varsa. Burada aşağı yukarı hepiniz birilerini sevdiniz, evlendiniz, çocuklarınız var. Neslican'a doktor "Neslican ileride belki çocuğun olmayabilir" demiş. Ted konuşmasında bunu anlatırken sesi titriyordu. Küçücük kızın bunu normalleştirmesi çok zor. Basit istekleri vardı. İngilizce öğrenmek, yurt dışına çıkmak... Kimsenin hayatı kimseden üstün değil. Ölüm gerçeğini burada kimse metanetle karşılayamaz. Herkes yaşamak ister, bu bizim içimizde var. Doktor karşınıza çıksa, "Ölümcül bir hastalığınız var" dese bunu hiç kimse metanetle karşılayamaz. İntihara kalkışanlar bile son dakika ölüm anında kurtulmaya çalışır. Hastalıkla da mücadele eder ve kurtulmaya çalışırsınız. İsyan etmeden, zorluklarla mücadele etmek de Allah inancının en büyük göstergesidir.
 
Olmeyi hak eden bu kadar pislik varken boylesine hayat dolu bir kadinin boylesine yasamak isteyen bir kadinin hayatini kaybetmesi. Niye inancsiz bir insan oldugumu yine hatirladim. Ah be neslican ya..
Soylediklerinden inancsiz degil tepkili oldugun anlami cikiyor. Inancsiz insan bunu sorgulamaz. Tepki vermez. Doganin kanunu der gecer. Allah a ofke duymak inancsizlik degildir. Insan inanmadigina ofkelenemz cok dindar biri degilim. Bu gelgitleri ben de yasarim. Kimsenin inanci da umrumda degil ancak sen kendini kandiryorsun bence
 
Benim anlatmaya çalıştığım neslican'ın ölümünün diğer ölümlerden kanser hastalarınlarından çok fazla daha yankı uyandırmasının sebebinin sosyal medyanın kitlelere kolayca ulaşma gücünün olmasından kaynaklı olduğu gerçeği mesela emine bulut cinayeti de Türkiye genelinde böyle yankı yaptı çünkü milyonlar izledi o cinayeti halbuki ne ilk kadın cinayetiydi ne de son olacak maalesef dün bi haber okudum Neslican için Haluk levent iki konser gelirinden anıt mezar yaptıracağını o açıklamış hangi kanser hastası için bu yapıldı bu güne kadar ve bu anıt mezar kanser hastalarına umut mu verecek umutsuzluk mu tartışılır bu güçlü kız 3 defa kanseri yenip 4.sünde yenik düşmüş biri maalesef ve kanser gibi bi iletin eninde sonunda insanın canını alacağı bundan kaçış olmadığını hatırlatırdı bana böyle bir anıt
 

O biraz kaderin acıklı cilvesi oluyor maalesef. Neslican bir sembol haline geldi. Emine Bulut ise insanları gerçeklerle yüzleştirdi; sadece okuduğumuz bir "Hayatını kaybetti" kadar basit olmadığını gösterdi bize. Bu durum tabi ki ne diğer kadın cinayetlerinin ne de diğer kanser hastalarının durumunun daha az önemli ve değerli olduğu anlamına gelmez, gelmemeli. Her insanın hayatı değerlidir. Ama bu konuda Neslican bir farkındalık yarattı; diğer kanser hastalarına "Başarabilirim" diye düşünmelerini sağlayarak umut oldu; gencecik yaşında ağlayıp sızlamadan mücadele ettiğini göstererek hayranlık uyandırdı. Bu çok zor bir hastalık; insanların her daim sosyal desteğe ihtiyaç duydukları bir rahatsızlık. Ne olursa olsun insanlar ölümlülük gerçeğine karşı zayıftırlar. Neslican'ın durumu gibi bazı özel durumlarla karşılaşmak insanı ölüme karşı daha da kırılgan yapar. Bu tarz travmatik ölümler durumu daha da zorlaştırır. Meşhur yas aşamaları vardır: Şok, inkar, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme. Bu aşamaları atlatabilmek için "diğer insanların tanıklığı"na ihtiyaç duyarız. Anıt mezarın amacı aslında şudur: Kaybınız dolayısıyla yaşadığınız acıya tanıklık ediyoruz, hayatımıza bir şey olmamış gibi devam etmiyoruz. Bu travmatik olayı, bu mücadeleyi hep hatırlayacağız. Bir bakıma gösterilen mücadeleye karşı da bir saygı sembolü anlamı taşıyabilir.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…