- 4 Temmuz 2019
- 609
- 539
-
- Konu Sahibi senvarsindiye
- #1
Hayır hiç yaşamadım. Neden böyle oluyor sebebi bende anlamıyorum. Bende sinifciyim dediğiniz gibi benim de sınıfta pek bir heyecanım olamayacakÖğretmenim ve aynı şeyi yaşıyorum. Üniveriste yıllarım kabus gibiydi. Sunum yapmayarak final notumdan 20 puan kırılmasını göze aldığım derslerim oldu. Bu yüzden çok uzattım okulu. Ama benim bir avantajım var, okul öncesi öğretmeniyim, heyecanlanmamı gerektirecek bir durum olmuyor yani çocukların karşısındayetişkinlerin önünde zorlanıyorım. rehabilitasyonda çalışırken hizmetiçi semineri verirdik meslektaşlarımıza ve velilerimize. İlk sene o semineri vermemek için "uyuyakalıp" ile 11de gitmiştim. Ertesi gün de birileriyle kavga edip olay çıkarmıştım, böylece yırttım. Sonraki sene seminer tarihimi bilerek hazirana aldırıp, martta istifa ettim
Ya bunu yaşamayan anlayamaz çok pis bir durum. Sosyal fobi gibi birşey olabilir. Ben de arkadaşlık kurmakta zorluk çekmem ama çocukken kalabalık önünde sıkça aşağılandığım doğrudur. Siz de böyle birşey yaşamış olabilir misiniz?
Tabiki bende o ince çizgiyi bilirim. Dediğim gibi bugüne kadar kimsenin kalbini kırmadım. Bunu ben değil olayı bilen 3.kisiler söyledi çoğunlukla. Bu tarz meselelerde en yakinlarima danisirim tarafsizca değerlendirmelerini isterim. Sadece kendi düşüncem değil başkalarının düşüncesi de bu yönde olduğu için kalp kırmadım diyebiliyorum.Patavatsızlık ve dobralık arasında ipince bir cizgi var.
Cizgıyı gectıgın an, patavatsızsın.ıster kabul et ister etme. O yuzden acık sozluyum dobrayım, patavatsız asla degılım diyenin muhattaplarını da dinlemek isterim ben.
Siz patavatsızsınız demiyorum ama. Yanlıs anlamayın.
Hahahah bence çok tatlı bir anı olmuş. Yıllarca anlatıp gulenecek cinsten.Ya kardeşime konferans öncesi verdiğim tavsiyeyi vereyim size: Herkes insan, herkes tuvalete gidiyor, seni dinlemeye gelen kişilerin bir kısmı kim bilir nasıl kusmuştur, tuvalete yetişemeyip altına işeyenler de olmuştur, sevgilisinin yanında pırtını tutamayanlar... Bunları düşün ve sadece konuşurken gülmemeye çalış.
İyilik mi ettim kötülük mü bilmiyorum tabi.
Bi de bi anımı anlatasım geldi, yani en kötü ne olabilir ki?
Ben bir şiir okuma yarışmasının ortasında (Anneler günü konulu şiir okuma yarışması-yer ortaokul, tüm veliler, öğretmenler vb izleyiciler), şiirin bir mısrasında kendimi tutamayıp bildiğiniz kahkahalarla gülmeye başladım, "Ya ama bu şiir çok komik ya" diyerek ve jüri hocalarımız da dahil gülmeye başlamışlardı. Utanmadım hiç.
Yarışma sonuçları açıklandığında biraz utanmıştım ama. (Sonuncu olmuştum tüm okulda)
Ama sınıflar küçük oluyor genellikle. Duvara baktığım hemen anlaşılabilirKarşında insan yokmuşçasına duvara bak karşıdaki. Duvara anlat. Çook iyi geliyor. Odak noktan o olsun.
Hahahah bence çok tatlı bir anı olmuş. Yıllarca anlatıp gulenecek cinsten.
Tavsiyeniz için çok teşekkür ederim. O şekilde düşünmeye çalıştım ama yine nafile. Yine kalp çarpıntıma yeniliyorum. Düşündüğüm tek şey 'tahta da heyecanımı belli edecek miyim acaba' oluyor. Engel olamıyorum. Psikologa gitmeyi düşünüyorum artık
Özgüven patlaması demeyelim ama ayarında var. Tabiki buda zamanla oldu. Yaşadığım olaylardan ders çıkara çıkara.Vallahi biz bu heyecanı yenmek için 4 sene eğitim fakültesi okuduk.
Bu herkeste olabilecek ve ancam alışma ve eğitimle ortadan kalkabilecek bir durum.
Bir de sizde özgüven eksikliği sorunu yok bence.
Yazınızdan gördüğüm kadarıyla özgüven patlaması yaşıyorsunuz.
Teşekkür ederim yorumunuz için inşallah benimki de öyle geçer. Sınıfta ders anlatmayı zamanla aşabileceğime inanıyorum aslında ama öğretmenler arası sunumlara alisiliyor mu sizce?Canım ingilizce öğretmeniyim :) henüz atanamadim ama özel okulda da çalıştım etüt merkezinde de yani öğrenci karşısında bulundum diyelim.. ilk başlarda sanırım yaklaşık bir ay kadar anksiyete yaşadım yoğun bi şekilde ama zamanla azaldı ve bunu çoğu meslektasimla da konuştum hemen herkes aynı şeyi yaşamış ve zamanla geçmiş aslında çok doğal bi durum :) doktorlarda ilk ameliyatlarında heyecanlaniyorlardir avukatlarda ilk duruşmalarında:) tavsiyem rahat olmaya çalışman zaten Ortamı ve koşulları benimseyince eminim atlatacaksın
Hayır hiç yaşamadım. Neden böyle oluyor sebebi bende anlamıyorum. Bende sinifciyim dediğiniz gibi benim de sınıfta pek bir heyecanım olamayacakbirde bende geçen dönem bir dersimden sunum yapmadığım için 20 puandan oldum hiç gözüme de gelmedi finale baya asılıp geçtim. Ama keşke tüm derslerde böyle bir şansımız olsa bazı hocalar zorla yaptırıyor mesela bu dönem bir hocamız tedx konuşması yaptiracakmis bize ben şimdiden nasıl yapacağımı düşünüyorum. Yine okul zamanı öyle ya da böyle geçecek düşüncem bu değil artık ama bari meslek hayatına geçince sunumlardan kurtulmak istiyorum ama öyle bişey de yok. Galiba dönem sonları öğretmenlerde kendi aralarında sunum yapmaya devam ediyorlar. Bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum
Çok güzel anlatmışsınız. Her sözünüz altın niteliğinde. Bende sizin gibi düşünüyorum. Hatta sınıfta arkadaşlarla bu konu üzerine de çok konuşuyoruz. Bilgi vermek bişey değil kitapları okuyarak bile öğrenilir önemli olan sınıfa hakim olabilmek kitaplar dışında onlarla bağ kurup hayata hazırlamak. Dersten koparmamak ve kendini sevdirmek. Faydalı olup idol olabilmek. Ve bunlar gerçekten çok zor çocuklarla çocuk olabildigim için bu kısımları yapabilecegime inanıyorum. Umarım zamanla da bu heyecanı yenebilirimÖğretmenlik bence bir nevi sahne sanatı. Sadece ders anlatmak yetmiyor ciddi bir performans sergilemek ve bunu en az yarım saat sürdürmek gerekiyor. Bazen 8 saat dersim oluyor bu 4 saat sahne performansı demek bence ve oldukça meşakkatli. İşin açığı zamanla gelişiyor. Şu an 7 yıllık öğretmenim. 22 yaşında atandım. İlk haftaki her derste tahta önünde titreye titreye yoğun akademik bilgi verdim ama ilk ay anladım ki iş sadece akademik bilgi ile olmuyor çünkü algılanması için ayrı bir performans lazım. Dersin enerjisinin asla düşmemesi sürekli sınıfa ilgiyle hakim olmak, sınıfı asıl dersin içine katmak gerekiyor. Yani hem sahne hem izleyici performansı gerek. Velhasıl zamanla o bıcır bicirlik sınıfa yansıyor. Lise de çalışıyorum çocuklarla yapamayacak bir yapım var. Karşımda her zaman kabullenen değil daha çok yargılayan sorgulayan bir topluluk var ve ben bundan yana çok memnunum. Yani zaman geçtikçe kabullenilmek kadar eleştiri almak ve onlarla kendini yenilemek çok daha büyük mesleki tatmin sağlıyor. Demem o ki geçiyor o kalp çarpıntısı yerini çok keyifli anlara bırakıyor.
O kadar seviyorum ki mesleğimi, tatil bile sıkıcı geliyor. Keyifli derslerden sonra kocaman bir gülümseme kalıyor hem siz de hem öğrenci de. Enerjinizi kaybetmeyin yeter :)
Başarılar dilerim sevgili meslektaşım.
Haklısınız işte bende galiba o sunma yeteneğimi keşfetmeyi bekliyorum ama bakalım ne zamanÇok kasma kendini... Fakültede tarih felsefesi dersim vardi. Hoca münazara görevi verdi. Aslında ben hiç istemedim ama samimi bir arkadaşım aşkla şevkle katılalım lütfen dedi diye tamam demiştim. Biz unuttuk tabi munazarayi filan. Sonraki hafta derse girsek mi girmesek mi derken girdik :) ilk önce tarih bilimdiri savunan iki arkadaş çıktı tahtaya. Ellerinde kitaplar felaket hazirlanmislar. Amfi de işleniyor ders ve 100 kişi filaniz. O arkadaşlar sunumunu yaparken ben de ufak notlar alıyordum karşı tez oluşturmak için. Bir de tarihle hiç aram alakam yoktur ama cesur yürek filmini yeni izlemiştim başlangıcında da "tarih geride kalanların yazdıklarından ibarettir" demişti, çok etkilenmiştim. Her neyse :) sunum için bir defterle çıktık :)) sınıf o halimize bile epey güldü :)) kesin yapamayacağız modundaydi herkes. ben de sunuma tarihin ve felsefenin tanımını yapıp filmden alıntıların arkasına da antitezleri sundum. Karşı taraf ful yazdıklarını okurken biz interaktif sunum yaptık ve sınıfta hoca da bayıldı epey alkış aldık. Kazandıkyani önemli olan bilgi edinmek ten ziyade sunmayı bilmek. Fazla kasmadan amaaaan canımızı mi alakacaklar modunda rahat olmak diyorum ben :))
Bende .. çok duydum araştırdım da bir çok kişi faydalı bulmuş belki dediğiniz gibi psikolojiktir ama denemeyi istiyorum sizi bulmuşken sorayım reçeteyle mi satılıyor? Birde konuşmaya başlayınca benimki de bazen kesilebiliyor ama eğer heyecanımı belli ettiğimi dusunduysem tam tersi artıyor buna engel de olamıyorumBen de öğretmenim ve aşırının aşırısı heyecanlı bir insanım. Heyecanlanınca napacağımı bilemem elim ayağıma dolanır. Ünv döneminde .. adında bir ilaç kullandım heyecan için işe yaradığını düşünüyordum çünkü ilk 5 saniye heyecan dorukta olsa da sonrasında öyle bir alışıyordum ki anlattıkça anlatıyordum. Bir iki sefer ilacımı almayı unuttum ve baktım aynı oldu. yani psikolojikmiş aslında etraftakilere değil de anlatacaklarına odaklanınca geçiyor. Hatta yeni atandım daha yaklaşık 2 aylığım görev yerinde pzts okuluj ilk günü toplantı vardı ben müdür konuşacak ve bitecek sanıyordum. Sandığım gibi olmadı müdür, herkes sınıfını değerlendirsin kısa kısa dedi beni bir ateş bastı bir titreme aldı. Bir de bekledikçe çoğalır ya benim ki de en son sınıf resmen ecel terleri döktüm ama bana sıra geldiğinde bülbül gibi şakıdım. Bu bana çok oluyor benim için hep ilk adımı atmak önemli o andan sonra geçiyor gidiyor. Birebirdede böyle.