Son kullanma tarihi geçmiş, bayatlamış bir tarayıcı kullanıyorsanız. Mercedes kullanmak yerine tosbaya binmek gibi... Websiteleri düzgün görüntüleyemiyorsanız eh, bi zahmet tarayıcınızı güncelleyiniz. Modern Web standartlarını karşılayan bir tarayıcı alternatifine göz atın.
Politik bakarsan haklısın ama devler tepisirken çimenler ezilir. Oradaki masum müslümanların yaşadığı bu..Ben Allah Birdir diyen iman eden ,her kula dua edilmesi taraftarıyım..cenabı Allah kâfirin bire yemeğini üç öğün verip doyururken, bize kınamak düşmez diye düşünüyorum hiç kimseyi naçizane fikrimi canım
Bi de Doğu Türkistan'daki kardeşlerimize de dua edelim mi. Çok üzülüyorum duydukca gordukce. Allah'ım kurtarsin selamete cikarsin onlari da. Fenalik zalimlik saldırı ve masumlara başka kötülük yapan devlet gorevlilerini, insanları Allah'a havale ediyorum. Âmîn.
Bi de Doğu Türkistan'daki kardeşlerimize de dua edelim mi. Çok üzülüyorum duydukca gordukce. Allah'ım kurtarsin selamete cikarsin onlari da. Fenalik zalimlik saldırı ve masumlara başka kötülük yapan devlet gorevlilerini, insanları Allah'a havale ediyorum. Âmîn.
Tabiki canım yeryüzündeki Allah diyen her canlıyı mevlam korusun onlarıda. Peygamberimize eziyet eden ebulehep'e inen ayet geliyor aklıma, şimdiki devlet görevlilerini görünce ALLAH ıslah etsin.
İbrahim Ethem tacı tahtı terk ediyor. Seneler sonra seyr-ü sülûkünü tamamladıktan sonra Belh şehrine tekrar geliyor. Kendi yaptırdığı camide yatsı namazı kılıyor. Dışarıda sulu kar, yağmur, soğuk… “Şurada kıvrılayım da sabah olunca giderim” diye düşünüyor. Kayyum geliyor, camide saklandığı yerden buluyor, çıkarıyor. “Ne yapıyorsun” diyor. “Müsaade et, şurada yatayım. Sabah namazından sonra Belh’e gireceğim” diyor. Kayyum bacağından tutuyor onu “İbrahim Ethem, senin gibi çulsuzlar için yaptırmadı bu camiyi” diyor ve bacağından sürükleye sürükleye, kafasını merdivenlere vura vura atıyor onu dışarıya. İbrahim Ethem “Ben bu camiyi yaptırdım” diyemiyor. Çaresiz, şehre gidiyor. Her taraf kapalı, sadece bir yer açık. Bir fırın. Kapıyı çalıyor ve sabaha kadar oturma müsaadesi istiyor. Orada çalışan işçi, “Geç otur” diyor. Aradan bir-iki saat geçiyor. Sabah ezanı okunmaya başlıyor Okunduktan sonra işçi dönüyor “Hoşgeldiniz, nereden gelip nereye gidiyorsunuz, isminiz ne” diyor. İbrahim Ethem de “Ben iki saattir burada oturuyorum, şimdi mi geldi aklına sormak” diyor. Fırıncı diyor ki: “Ben bu fırında işçiyim. İki çocuğum var, iki de yetime bakıyorum. Ben onlara şimdiye kadar haram lokma yedirmedim. Senin geldiğin vakit benim mesai saatim dahilindeydi. Ezan okundu, mesaim bitti. Seninle istediğin kadar konuşabiliriz, şimdi kazancıma haram karışmaz.” İbrahim Ethem “Sen ne güzel adammışsın. Sen Allah’tan bir şey isteyip de olmadığı vaki oldu mu?” diye soruyor. “Ben Allah’tan ne istediysem verdi. Fakat Allah’tan bir şey istedim. Onu bana vermedi. Allah’a yalvardım, bana İbrahim Ethem’i göster diye, bana onu göstermedi” diyor. “O Allah, öyle bir Allah ki,” diyor İbrahim Ethem, “İbrahim Ethem’i bacağından sürükleye sürükleye, kafasına vura vura getirir sana.. Bizlere de fırınıncının güzel Ahlakından nasip eyle Yarabbi NAMAZ VAKTİ CANLAR @ceycey0406. CookiieCemooscevizli tarcinli kekNiloyatospikkKeira- . i p e kHifaaMssPAREMinnosprensesmemurhanimNilMeSeKerclaraFFlower__Amazing family@Bidar SultanAyca_06 @renksizgokkusa Catlak-kurabiyeMMorlale8Aktif LoraCOLIND u tZZerreMMaviMabelleeASSOSyalBegonya2MMaviMabelleeCemoosgolgefeslegeniYarimm66
Eki Görüntüle 2844805 İbrahim Ethem tacı tahtı terk ediyor. Seneler sonra seyr-ü sülûkünü tamamladıktan sonra Belh şehrine tekrar geliyor. Kendi yaptırdığı camide yatsı namazı kılıyor. Dışarıda sulu kar, yağmur, soğuk… “Şurada kıvrılayım da sabah olunca giderim” diye düşünüyor. Kayyum geliyor, camide saklandığı yerden buluyor, çıkarıyor. “Ne yapıyorsun” diyor. “Müsaade et, şurada yatayım. Sabah namazından sonra Belh’e gireceğim” diyor. Kayyum bacağından tutuyor onu “İbrahim Ethem, senin gibi çulsuzlar için yaptırmadı bu camiyi” diyor ve bacağından sürükleye sürükleye, kafasını merdivenlere vura vura atıyor onu dışarıya. İbrahim Ethem “Ben bu camiyi yaptırdım” diyemiyor. Çaresiz, şehre gidiyor. Her taraf kapalı, sadece bir yer açık. Bir fırın. Kapıyı çalıyor ve sabaha kadar oturma müsaadesi istiyor. Orada çalışan işçi, “Geç otur” diyor. Aradan bir-iki saat geçiyor. Sabah ezanı okunmaya başlıyor Okunduktan sonra işçi dönüyor “Hoşgeldiniz, nereden gelip nereye gidiyorsunuz, isminiz ne” diyor. İbrahim Ethem de “Ben iki saattir burada oturuyorum, şimdi mi geldi aklına sormak” diyor. Fırıncı diyor ki: “Ben bu fırında işçiyim. İki çocuğum var, iki de yetime bakıyorum. Ben onlara şimdiye kadar haram lokma yedirmedim. Senin geldiğin vakit benim mesai saatim dahilindeydi. Ezan okundu, mesaim bitti. Seninle istediğin kadar konuşabiliriz, şimdi kazancıma haram karışmaz.” İbrahim Ethem “Sen ne güzel adammışsın. Sen Allah’tan bir şey isteyip de olmadığı vaki oldu mu?” diye soruyor. “Ben Allah’tan ne istediysem verdi. Fakat Allah’tan bir şey istedim. Onu bana vermedi. Allah’a yalvardım, bana İbrahim Ethem’i göster diye, bana onu göstermedi” diyor. “O Allah, öyle bir Allah ki,” diyor İbrahim Ethem, “İbrahim Ethem’i bacağından sürükleye sürükleye, kafasına vura vura getirir sana.. Bizlere de fırınıncının güzel Ahlakından nasip eyle Yarabbi NAMAZ VAKTİ CANLAR @ceycey0406. CookiieCemooscevizli tarcinli kekNiloyatospikkKeira- . i p e kHifaaMssPAREMinnosprensesmemurhanimNilMeSeKerclaraFFlower__Amazing family@Bidar SultanAyca_06 @renksizgokkusa Catlak-kurabiyeMMorlale8Aktif LoraCOLIND u tZZerreMMaviMabelleeASSOSyalBegonya2MMaviMabelleeCemoosgolgefeslegeniYarimm66
Eki Görüntüle 2844805 İbrahim Ethem tacı tahtı terk ediyor. Seneler sonra seyr-ü sülûkünü tamamladıktan sonra Belh şehrine tekrar geliyor. Kendi yaptırdığı camide yatsı namazı kılıyor. Dışarıda sulu kar, yağmur, soğuk… “Şurada kıvrılayım da sabah olunca giderim” diye düşünüyor. Kayyum geliyor, camide saklandığı yerden buluyor, çıkarıyor. “Ne yapıyorsun” diyor. “Müsaade et, şurada yatayım. Sabah namazından sonra Belh’e gireceğim” diyor. Kayyum bacağından tutuyor onu “İbrahim Ethem, senin gibi çulsuzlar için yaptırmadı bu camiyi” diyor ve bacağından sürükleye sürükleye, kafasını merdivenlere vura vura atıyor onu dışarıya. İbrahim Ethem “Ben bu camiyi yaptırdım” diyemiyor. Çaresiz, şehre gidiyor. Her taraf kapalı, sadece bir yer açık. Bir fırın. Kapıyı çalıyor ve sabaha kadar oturma müsaadesi istiyor. Orada çalışan işçi, “Geç otur” diyor. Aradan bir-iki saat geçiyor. Sabah ezanı okunmaya başlıyor Okunduktan sonra işçi dönüyor “Hoşgeldiniz, nereden gelip nereye gidiyorsunuz, isminiz ne” diyor. İbrahim Ethem de “Ben iki saattir burada oturuyorum, şimdi mi geldi aklına sormak” diyor. Fırıncı diyor ki: “Ben bu fırında işçiyim. İki çocuğum var, iki de yetime bakıyorum. Ben onlara şimdiye kadar haram lokma yedirmedim. Senin geldiğin vakit benim mesai saatim dahilindeydi. Ezan okundu, mesaim bitti. Seninle istediğin kadar konuşabiliriz, şimdi kazancıma haram karışmaz.” İbrahim Ethem “Sen ne güzel adammışsın. Sen Allah’tan bir şey isteyip de olmadığı vaki oldu mu?” diye soruyor. “Ben Allah’tan ne istediysem verdi. Fakat Allah’tan bir şey istedim. Onu bana vermedi. Allah’a yalvardım, bana İbrahim Ethem’i göster diye, bana onu göstermedi” diyor. “O Allah, öyle bir Allah ki,” diyor İbrahim Ethem, “İbrahim Ethem’i bacağından sürükleye sürükleye, kafasına vura vura getirir sana.. Bizlere de fırınıncının güzel Ahlakından nasip eyle Yarabbi NAMAZ VAKTİ CANLAR @ceycey0406. CookiieCemooscevizli tarcinli kekNiloyatospikkKeira- . i p e kHifaaMssPAREMinnosprensesmemurhanimNilMeSeKerclaraFFlower__Amazing family@Bidar SultanAyca_06 @renksizgokkusa Catlak-kurabiyeMMorlale8Aktif LoraCOLIND u tZZerreMMaviMabelleeASSOSyalBegonya2MMaviMabelleeCemoosgolgefeslegeniYarimm66
Ezanlar okundu Şimdi eğilsin başlar huzura. Öpsün alnımı seccadem. Sarilsin bana Rabbim. Namaz demek huzura varmak demek. Hissedemezsek bile adı kafi. Huzura varalım mi ? Allah in davetine koşarak uyalım mi ?