Dini bilgi-birikim olarak pek çok kişiye taş çıkarırım, ama bu bilgiler kalbe sirayet etmiyor işte. Bir grafik gibi düşün, artar artar peak yapar ve ardından düşer ya, işte ben bunları erken yaşadığım için erken bitti gibi.
Bitmez içindeki gerçek sevgi ise , 7 yaşında başladım camiye kuran öğrenmeye gitmeye zaman zaman hep bıraktım hep uzaklaştım ama bir duada bir ilahi de bir Kur'an sesinde hep tövbe edip geri döndüm ..bu bile bir nimet biliyormusun belki yine kopacagim yine bırakacağım ama her gittiğimde döneceğim bir Rabb'im var inanan bir kalbim var şükürler Olsun.. dediğin gibi insan hep aynı duyguda kalamiyor ama temel duygular sevgi defismez sen bu yazdıklarının doğruluğuna inanmış ve kabullenmiş olsaydın namaz sayfasına yazmazdin ..
Durumum ne biliyor musun, sanki Allah'a dargınım, kırgınım. Benim seçmediğim bir şeydi yaşamak ama geldim dünyaya, ve sen bana ve diğerlerine ve daha el kadar bebelere acı üstüne acı çektiriyorsun ama neden, diyorum. Eğer daha iyi durumda olsaydık daha iyi insanlar olmaz mıydık? Düşünsene çocukken kötü muameleye maruz kalanlar büyüyünce de kötü oluyorlar, aynı bunun gibi. İyi amel işledikçe kötülük bulmak veya karşılığını görememek o zaman neden uğraşayım dedirttiriyor insana. Hadi benim hatam vardır ama hayvanların bebeklerin ne suçu günahı var aklım almıyor....
Adaleti mi sağlayamaz, tabii ki sağlayabilir ama sence şu an yaşananlar adil mi? Yapamaması değil mesele, yapıp yapmaması. Elbette irademizle iyiyi seçebiliriz ve seçmeliyiz, iyiliğin dinle direk bir alakası yok zaten etiksel bir durum. Burda asıl konu ibadetler.
Arkadaş gitmiş ama muhakkak takip edecektir ben de bir şeyler söylemek istedim.
Önemli olan bilmek değil algılamak, hissedebilmek , anlayabilmek
Allah i anlayan kişi zaten tatmin olacaktır.
Her şeyi biliyorum diyen biri daha vardı ama kibrine yenik düştü insanları kıskandı büyüklük tasladi. Meleklik vazifesi elinden alındı ceza olarak.
Allah kullarına kendi ruhundan üfledi.
Bizim bir yerimiz acısa emin olun o bizden daha çok üzülür. Eğer hakiki kulsak tabi.
Allah o kadar merhametli ki kendisine inanmayani bile riziklandiracak kadar.
Hz . Halil İbrahim i hatırlayalım.
Bir gün 100 yaşında fakir görünümlü bir ihtiyari sofrasına davet etmiş sofrada Allah in ismini zikretmedigi için onu kovmustu.
Allahtan vahiy geldi İbrahim peygambere
" Ben 100 yıldır onun rızkını veriyorum sen onu neden sofrandan kovdun?"
Hz. İbrahim hatasını anlayıp dinsiz olan bu adamı tekrar sofrasına davet edip özür diler ve bu vahiyden bahseder.
Adam ağlar " Benim gibi aciz ve kendisini tercih etmeyen bir insana böyle davranan Allah a iman ederim diyerek secdeye kapanir ve iman şerefine nail olur.
Allah kullarını imtihan eder.
Zorlukla bazen parasızlıkla bazen sağlıkla bazen evlatla bu böyle uzayıp gider .
İnsan zannediyor ki biz dünyaya geldik özgür yaşayalım bize Allah bile karışmasın haşa.
Anne baba olarak biz çocuklarımıza hiç karismazsak ne olur onlar en azından 18 yaşına gelene kadar onlara doğruyu yanlışı anlatır rehber oluruz. Daha sonra belki üniversiteye yollar ve rehberligimize güvenerek onları orada serbest bırakırız. İster yanlış yapsınlar ister doğru bu en çok anne babayı ilgilendirir.
Bizim evladımız diyelim ki birisinin canını yaktı
Once öfkelenir ceza verir belki pişman olmasını da bekleriz. Ya da tamamen onu reddederiz.
Ya da hatasını görmezden geliriz gibi gibi.
Allah bizim annelik babalık vasfimizdan bin kat daha iyi bilen , başımıza ne gelirse gelsin her şeyi gören ama ahirete kadar mühlet veren bir Yaratıcı.
Allah mühlet verir ama ihmal etmez.
Cocuk üniversite sınavına giriyor diyor ki neden sorular bu kadar zordu
Diğeri ise hepsini yaptım çok kolaydı.
Çalışan ve çalışmayan farkı gibi bir şey bu.
İki kul düşün:
kul varlık ve sağlık içinde yüzüyor bir tane çok zor bir soru gördü diye belki cennetine vesile olacak o soruyu eliyle itip reddedemez.
Bir de kul sağlığıyla, fakirlikle sinanmis ama şükür deryasına tutunmuş Allah in vardır bir bildiği diyerek ona teslim olmuş kulları da görürsün. İbret almak lazım.
Herkes deli ben akıllıyım dememek lazım.
Ahireti unutarak yaşamamak lazım.
Dünyada mutluluk ebedi olsaydı cennet ve cehennem e gerek olmazdı.
Dünyanın lezzeti cennetin yanında o kadar ufak ki
Bir bebeği düşünün anne karnındayken en büyük yer annesinin karnı zannedermiş. Dünyayı hayal bile edemez nimetlerine akıl sır erdiremezmis. Anne karnındaki bebeğin nasıl riziklandirilip nasıl tuvalet ihtiyacını giderdiğine bir bakın.
İbret...
Bizim dünyadaki mutluluğu istememiz cenneti yok saymak gibi bir şey.
Asıl lezzeti inkar ve red gibi şey.
Dünyayı gören bebek anne karnının ne kadar ufak olduğunu farkeder. Bizim için de Dünya ahiretin yanında o kadar ufaktir.
Bazen kuluz beşeriz şaşarız yanlışlar yapıyoruz o an deriz ki Allah im iyi ki o an beni cezalandirmadin affet o hatamdan pişmanım bir daha tekrar etmeyeceğim.
O an Allah bize zaman tanıdı diye nasıl da mutlu oluruz ama başka bir kula zaman tanısa hemen Allah i yargılar neden hemen cezasını vermiyor diye hadsizlige doğru gideriz haşa.
Allah herkese akıl vermiş. İster doğru kullan İster yanlış ama sonunda bana bu konuda hesap vereceğini unutma demiş.
Ve tüm istekleri zaten hep bizim iyiligimiz için.
Eğer ki herkes Allah in buyruklarina uyacak olsaydı o zaman işte Dünya cennet olurdu.
Dünyayı kötü hale getiren Allah değil yine İnsan.
Namaz ibadeti bizim sağlığımız için hem egzersiz hem şükür duaları içeren , son rekatta oturuşta Rabbena dualariyla bütün muslumanlara dua ettiren bur eylem.
Oruç, hem sağlığımız için hem zenginlerin fakirleri anlamaları için sadakalarin arttirilmasi için fakirlerin de derecelerini daha çok yukseltmek için insandan istenilen bir eylem..
Sabri şükrü paylaşmayı öğretir oruç .
Allah kulundan hiç bir zaman lüzumsuz bir şey istemedi.
Onun değil bizim ihtiyacımız var bu ibadetlere.
Başıboş yaratilmadigimizin adıdır ibadet..
Allah kullarının her istediğini dünyada vermez çünkü o ya o kulunu ahirette mukafatlandirmak İster ya da o istenilenin arkasindaki şerden onu korumak İster.
Diyelim ki ben çok zengin olmak istiyorum.
Dua ediyorum ediyorum olmuyor.
Ama zengin olunca nasıl birisi olacağımı bilmiyorum.
Belki şımarık belki arsız belki Allah in unutan belki sukursuz belki sadakayi bile çok gören bir insana donusecegim.
Beni Allah benden koruyordu belki bilemem bunu.
Belki de kulum benden ne kadar daha ümit kesmeyecek diye bekliyordur.
Zalim zengin ve merhametli zengin ikisi arasındaki fark belli. Rızkı veren Allah ama karakteri seçen yine İnsan.
Allah i yeterince tanımıyoruz anlamıyoruz.
O yüzden ona kırılıp bizi görmediğini düşünüyoruz.
Allah bizleri O ' nu anlayanlardan ve vazgecmeyenlerden eylesin.