- 18 Mayıs 2008
- 9.793
- 15.881
Ben ne zaman bir şeyi güzel hayal etsem, tabiri caizse "manifestlesem" aksine o hiçbir zaman olmaz. Hatta bütün şartlar olası durumdayken bile 0,0001 olmama ihtimalle bile olmaz.Ruhsal planınızı oluştururken seçtiğinizi yaşıyorsunuz. Yaratıcı öyle bir sistem kurmuş ki, O’nu suçlayacağınız zerre bir şey yok. Bu durumu beşer zihinle temeliniz yoksa çözemezsiniz tabi.
Ayrıca mutlu olursan, bir şeyi çok seversen sana ceza veririm diyen bir yaratıcı yok.
Umarım iyi olursunSeni o kadar iyi anlıyorum. Herşeyin başladığı yerde aslında bir son yaşıyoruz. Korkuyorum, yorgunum, ne olacağını bilmiyorum.
Bazen herşey hayal ettiğimiz gibi olmuyor. Herşey başlayacak derken herşey bitiyor. Hayatta en çok istediğimiz şeyle sınanıyoruz. 2 yılda 3 kez hamile kaldım. Biri dış gebelik biri kürtaj şuan yine hamileyim. Ve kimseyle paylaşıcak mutlu olacak gücüm bile yok. Sadece iyi olmak istiyorum...
Manifestten bahsetmiyorum zaten. Ruhsal plan doğmadan önce yapılır. Varlığın ihtiyacına göre. Yani varlığın eğer sabırla ilgili eksiği varsa, onu çok öfkelendiren olaylar veya sabretmesi gereken olaylar yaşayacaktır. Dünya okulunun eğitiminde her şey dualite ile öğrenilir. Yani tam zıddıyla. Derin ve çok keyifli konular bunlar. Kitap yazsam doyamam.Ben ne zaman bir şeyi güzel hayal etsem, tabiri caizse "manifestlesem" aksine o hiçbir zaman olmaz. Hatta bütün şartlar olası durumdayken bile 0,0001 olmama ihtimalle bile olmaz.
Ama birşeyi asla istemesem olur.
Buna ne diyecez? :) 35 yıldır böyle.
Çok ilgi çekici. Bence kitap yazın, biz de okuruz :) Şimdilik önerebileceğiniz kitaplar varmı bu konuyla ilgili?Manifestten bahsetmiyorum zaten. Ruhsal plan doğmadan önce yapılır. Varlığın ihtiyacına göre. Yani varlığın eğer sabırla ilgili eksiği varsa, onu çok öfkelendiren olaylar veya sabretmesi gereken olaylar yaşayacaktır. Dünya okulunun eğitiminde her şey dualite ile öğrenilir. Yani tam zıddıyla. Derin ve çok keyifli konular bunlar. Kitap yazsam doyamam.
Evet en iyi yolu keyif aldığımız şeylerle kafamızı dağıtmak. Yoksa bu işin içinden çıkamayız.Varoluş sancısı çekiyorsun bence. Aklım erdiğinden beri bu kısır döngünün içinde sıkışıp kaldım.
Kafanı dağıtacak şeyler bulmalısın. Hayattan zevk almaya çalış. Ben de hayatta şansa, tesadüflere inanıyorum. Şans eseri varolduk, insanlık evrildi, karambole uzayın sonsuz karanlığında yaşıyoruz. Tek büyük göktaşına bakar yok olmamız.
Ancak çözüm değil bunları düşünmek. Tek şansın var yaşamak için. Sonuna kadar şansını dene.
Teşekkür ederim :) Evrenin kara kutusu Dilek Kesen, Erhan Kolbaşı Mesaj. Bu kitaplarda evrensel yasalar ve sistem şahane anlatılmış. Ancak Erhan kolbaşı ve Ruhsal Araştırmalar Enstitüsünün YouTube’daki videolarına bir baksanız zaten bunların tamamından fazlasını öğreneceksiniz. Ölümden önce bunlar mutlaka bilinmeli. Siz de buraya boşuna yazmadınız. Bir yola girmeniz gerekiyor. Yolunuz açık olsun diyorumÇok ilgi çekici. Bence kitap yazın, biz de okuruz :) Şimdilik önerebileceğiniz kitaplar varmı bu konuyla ilgili?
Çok teşekkür ederim.Teşekkür ederim :) Evrenin kara kutusu Dilek Kesen, Erhan Kolbaşı Mesaj. Bu kitaplarda evrensel yasalar ve sistem şahane anlatılmış. Ancak Erhan kolbaşı ve Ruhsal Araştırmalar Enstitüsünün YouTube’daki videolarına bir baksanız zaten bunların tamamından fazlasını öğreneceksiniz. Ölümden önce bunlar mutlaka bilinmeli. Siz de buraya boşuna yazmadınız. Bir yola girmeniz gerekiyor. Yolunuz açık olsun diyorum
Her anne adayı için çok üzücü bir durum kolay değil acını paylaşıyorum, fakat ya sana bişey olsaydı zehirlenseydin? Ya eşin seni kaybetseydi ? Seni seven bir eşin varsa onunla hayatı yaşamaya bak ! Rabbim herşeyin hayırlısını versin belkide dünyaya getirdiğinde bakamicaktın? Belki sandığın gibi olmayacaktı.. klişe olup üzülme yine olur demicem.. bu senin kendine olan inancına ve nekadar olayın iyi tarafından bakabilmene bağlı .. Rabbim herşeyin hayırlısını versin ve çok geçmiş olsun..Hepimiz iyi şeylere umut ederek yaşarız. Umut ederiz. Kendimizi "korunaklı" sanarız. Herekese olur ama bana birşey olmaz diye düşünürüz. İnsanoğlu kendi ölümüne bile inanmaz ki. Beyin bunu bildiği, hatta emin olduğu halde inanmaz. Hayaline getiremez.
İşte bende 3 hafta önce olası ihtimalini bildiğim halde inanamayacağım bir durum yaşadım. Uzun süredir hasretini çektiğim gebeliği yaşadım, sevinçten hergün ağladım, onu kucağıma alacağım günü iple çekerken ve o güne kadar herşey yolunda ilerlerken, başkalarının hikayelerini bilsem de "bana ve bebeğime asla birşey olmaz, herşey iyi olacak" derken, aniden 21. haftada o acı haberi aldım ve gebeliğimi sonlandırmak, pardon bebeğimi kaybetmek zorunda kaldım. Hayat elinin tersiyle bir tokat attı bana. Hatırlattı bana neyin ne olduğunu, yerimi bilmem gerektiğini. Çok göklerde uçma seni de ezerim dedi. Herkesi ezdiği gibi.
Beni çok ezmişliği var geçmişte. 35 yaşımdayım. Gururum çok inciniyor o yüzden. Neler yaşadım neler. Tahmin edemezsiniz. Edersiniz de, ben burada söylemem şimdi onları. Ama çok dehşetli olaylar yaşamışlığım var. Hayat çok tokatlar attı bana. Herkese attığı gibi. Beni sevmiyor hayat, kimseyi sevmediği gibi. İnançlı da değilim, Allah beni koruyor da diyemem, çünkü pardon ama Allah kimseyi korumuyor, inanın. Korumadığı milyarlarca can var - ve bura sadece insan dahil değil. Kimse korunmuyor. Kimse garantili değil bu hayatta. Tesadüfe, şansa yaşıyoruz her anımızı. Öyle değil mi? Bebeğimi kaybettiğimde de doktor "sadece talihsizlik, şanssızlık" dedi. Ne kadar trajikomik, değil mi? Hayat ne kadar da yaşanmaya değmez bir şey. Biz onu yaşayarak, ona layık olmadığı değeri vererek taçlandırıyoruz celladımızı. Ona mağlup oluyor, esiri oluyoruz aslında. Bilinmedik bir yerde kendi irademiz dışında doğarak, salakça güzel şeylere aldanarak, kandırılarak yaşıyoruz ve birden bammm! hayatın tokat atma isteği gelmiştir. O an biz bir hiçiz. Acıların, fiziki acıların, manevi ağrıların hiçbir önemi yoktur hayatta. Hiç bir canlı için. Yeter ki o gün acıkınca yemek ye, susadıkça su iç ki, genler yaşamaya devam etsin - tabi kendi planladığı, istediği zamana kadar.
Bu hayatta her bir canlı masum. Hatta genlerimiz, bakteriler, enfeksiyonlar bile masum. Herşey yaşamaya çalışıyor. Ama tesadüflere bağlı olarak. Ne kadar acımasız, değil mi?
Hayatımı devam ettirmek, bu oyunu daha fazla oynamak istemiyorum. Çünkü hiçbir hikaye mutlu bitmez. Ve ben bu "doğum sancısına", yaşam sancısına daha fazla katlanmak istemiyorum. Hayatımı sonlandırarak eşime ve aileme acı yaşatmak da istemiyorum. Elim kolum bağlı kaldım. Tabi hayat burada da kendi acımasız oyununu oynuyor.
Çok çaresizim.