Bundan 7 yıl önce 12 yaşındaki N.Ç.’ye tecavüz eden 26 kişi, dava bir ay içinde bitirilmezse zamanaşımından kurtulacakHabertürk
SİİRT OLAYI GİBİ
Tarih 2003, yer Mardin. 26 kişi 12 yaşındaki N.Ç.’ye tecavüz etti. Minik kurban, dönemin Adalet Bakanı Çiçek’e “Yerimde kızınız olsa ne yapardınız?” mektubu yazdı, ülke ayağa kalktı.
YURTTAN KOVULDU
Ancak geçen 7 yılda N.Ç. unutuldu. Devlet davalara avukat yollamadı. N.Ç. 18’ine bastığı gün yurttan kovuldu. Dava haziranda zamanaşımından düşecek, 26 sanık da kurtulacak.
N.Ç’nin çığlığı zamanaşımına uğruyor
Siirt’te yaşananlar, yedi yıl önce Mardin’de 12 yaşındayken aralarında asker, korucu ve devlet memurlarının da bulunduğu 26 kişinin tecavüzüne uğrayan N.Ç.’nin dramını yeniden gündeme getirdi. N.Ç.’ye tecavüz eden ve serbest kalan sanıkların yargılandığı dava, haziranda zamanaşımına uğrayacak. N.Ç., sanıkların serbest bırakılması üzerine, dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek’e bir mektup yazarak “Sizin çocuklarınız yok mu?” diye sormuştu
MARDİN’de yaşayan N.Ç.’nin dramı, 12 yaşında iken iki kadın tarafından zorla erkeklere pazarlanmasıyla başladı. Uzun süre aralarında asker, korucu ve devlet memurlarının da bulunduğu 26 kişinin tecavüzüne uğrayan N.Ç.’nin, bu iki kişinin elinden kaçıp polise sığınmasıyla olay ortaya çıktı. Emniyet, 26 kişiyi gözaltına aldı. Savcılığa çıkarılan sanıklar, ifadelerinin alınmasının ardından serbest bırakıldı.
AĞLATMIŞTI
N.Ç., tüm sanıkların serbest bırakılması üzerine dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek’e bir mektup yazdı. Mektupta “Sizin çocuklarınız yok mu? Öyle bir olay kızınızın da başına gelse ne düşünürdünüz? Benim davamda suç işleyen bütün sanıklar serbest bırakıldılar” diyen N.Ç.’nin acı çığlığı tüm Türkiye’yi ağlattı. Dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek başta olmak üzere tüm devlet erkanı davaya sahip çıktı. N.Ç., olayın ortaya çıktığı 2003 yılında, ailesinin yanından alınarak Çocuk Esirgeme Kurumu’na yerleştirildi ve 26 sanıklı dava başladı. N.Ç. davası uzun süre hembasının hem toplumun gündeminde kaldı. Sonra hafızalardan silindi. 7 yıl sonra N.Ç. davasını mercek altına alan HABERTÜRK, yüzleri kızartacak gerçeklerle karşılaştı:
SHÇEK KATILMADI
Mardin Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2003 yılında başlayan davaya, Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK)müdahil oldu. Basının takip ettiği ilk duruşmaya SHÇEK avukatı Mehmet Ulus katıldı. SHÇEK, aradan geçen 7 yıl boyunca görülen tümduruşmalara ise “mazeret” bildirerek katılmadı. Mardin Ağır Ceza Mahkemesi, önce kimliğinde 12 yaşında görünen N.Ç.’yi Adli Tıp Kurumu’na kemik yaşı tespiti için gönderdi. Adli Tıp Kurumu, kemik yaşı raporunu yıllar sonra mahkemeye gönderdi.Mahkeme, N.Ç.’nin 15 yaşında olduğunu belgeleyen raporu kabul edince sanıklar için istenilen ceza indi.
İKİ SANIK KAYIP!
N.Ç.’nin “Benimle ters ilişkiye girdiler” diye suçladığı sanıklardan İsmail Kar ve Osman Çakır, iddiaları yalanlamadı. Ancak iki sanık da “Olayı hatırlamıyoruz” diye yanıt verdi. Mahkeme, bu ifade üzerine 2003 yılında Kar ve Çakır’ın akıl sağlığı yerinde olup olmadığı raporu için Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesi için müzekkere yazdı. Ancak Mardin Emniyet Müdürlüğü, Kar ve Çakır’ın adreslerini 7 yıl boyunca tespit edemedi. Bir türlü tebligat yapılmayınca davadan sonuç çıkmadı.
ZAMANAŞIMINA GİRİYOR
Mardin Emniyet Müdürlüğü Kar ve Çakır’ı bulamaması ve SHÇEK’in yargılamalara katılmaması nedeniyle davada hiçbir gelişme sağlanamadı. Dava 2003 yılının Şubat ayında açılmıştı. TCK 2005 yılında değiştiği için dava sanık lehine eski TCK’ya göre sürüyordu. Zamanaşımı süresi eski TCK’ya göre 7.5 yıl olduğundan, dava haziran ayında ortadan kalkacak. Çocuk Esirgeme Kurumu’na yerleştirilen N.Ç. ise en son İstanbul’daki Çocuk Esirgeme Kurumu’na yerleştirildi. 1990 doğumlu olan N.Ç., 18 yaşına girdiği 2008 yılında ise Kurum’dan çıkarıldı. İstanbul’da tek başına kalan N.Ç., töre ve namus nedeniyle memleketi Mardin’e geri dönemedi, davasını da bu yüzden takip edemedi. Aradan geçen iki yıl içinde ise kimse N.Ç.’den haber alamadı. Mardin Ağır CezaMahkemesi, ifadesinin alınması için iki yıl önce Beyoğlu Ağır Ceza Mahkemesi’ne yazı yazdı. Mahkemenin yazısı üzerine Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü de N.Ç.’yi aradı. Ancak hiçbir adreste bulamadı.
AĞLATAN SATIRLAR
N.Ç.’nin dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek’e yazdığı mektup, herkesin içini sızlatmıştı: “Sayın Bakan size bir öneride bulunacağım. Adım N.Ç, 13 yaşındayım, ben daha çocuğum. Küçük yaşta çekmediğim acı kalmadı. 12 yaşındaydım, babam ve dedem yaşındaki onlarca adamlar bana 7 ay boyunca tecavüz ettiler. Ben bunların hiçbirini hak etmiyorum. Gazetelerde her gün bir genç kızın hayatının tecavüzle karardığını okuyorum. Yeter artık! Biz çocuğuz, okumak istiyoruz. Oyun oynayacak çocuklarız. Ben artık hiçbir genç kızın hayatının kararmasını istemiyorum. O kötü acıyı ben çektim. Başka kimsenin çekmesini istemiyorum. Çocuklar bu ülkenin teminatıdır diyorsunuz, ama öyle değil, bir tek bana değil, tüm hayatı kararmış ve mağdur olmuş genç kızlara, bu kötülükleri yapan suçlulara, çok ama çok büyük bir ceza verilsin istiyorum. Bilin bakalım biz bu cezayı niye istiyoruz. Eğer bu büyük ceza bir suçluya verilirse, bir başka adam bu suçtan korkar ve o genç kızı kirletmez. Savaştan bugüne kadar onlarca kızın hayatı karardı. Kızların yaşı 10-11-12-13-14-15 hepsinin de yaşı bu. Ya sizin çocuklarınız yok mu? Öyle bir olay kızınızın da başına geldi
diyelim, ne düşünür ve nasıl bir tepki gösterirsiniz. O tecavüz lafını duyunca ölmekten başka bir şey düşünmeyeceksiniz, her gün için için ağlayacaksınız.
Öyleyse bizi de bir çocuğunuz olarak kabul edin. Bizim sizden isteğimiz para pul değil. Bizim sadece isteğimiz bu tür suçları önlemek için yoğun çaba harcamanızı ve suçluları bir an önce cezalandırmanızı istiyoruz. Benim davamda suç işleyen bütün sanıklar suçlular şu anda serbest bırakıldılar. Elini kolunu sallaya sallaya geziyorlar.
Ya benim hayatım ne oldu biliyor musunuz? Bir düşünün bakalım. Şimdiye kadar bana hiç sahip çıkmadınız. Yazacaklarım bu kadar. Saygılarımla. N.Ç.’’
Sanıkların içinde önemli isimler vardı
N.Ç.’ye tecavüz davasında yargılanan sanıklar şunlardı: Kızıltepe Kaymakamlığı Yazıişleri Müdürü Recep Sakız, Jandarma Alay Komutanlığı’nda görevli Yüzbaşı Ersin Erdemir, Kızıltepe Mehmetçik İlköğretim Okulu Müdür Yardımcısı Ümit Ergin, Hamit Abdulsametoğlu, Ali Alpsoy, Ahmet Günay,
Şemsettin Aslan, Burhan Ertaş, Şeyhmus Cansen, Şeyhdavut Anuk, Nizamettin Denli, Sabri Acak, Harun Uras, Mahmut Temelli, Selahattin Kuday, Tayyar Salman, Rıdvan Bayraktar, Rıdvan Abdulsametoğlu, Enver Adanç, Mehmet Gadgar, Şeyhdavut Oruç, Şeyhdavut Dura, Süleyman Gök, Salman Aydın, Hamit Aydın, Cuma Uras, Mehmet Seyitoğlu, Emine Akyol, Türkan Temel, Azat Aydın ve Osman Çakır.
Çiçek: Üzerimize düşeni yapmışız
BAŞBAKAN Yardımcısı Cemil Çiçek’e, Adalet Bakanlığı döneminde N.Ç.’nin kendisine yazdığı mektup anımsatılıp, davanın haziran ayında düşeceği belirtildiğinde, “Bu tip birkaç olay yaşandı. Ama özelinde N.Ç. olarak bahsettiğiniz kişiyi hatırlamıyorum” dedi. Çiçek, ilgili kişilerin yakalanmış olduğunu, bunların hakkında gereken işlemin yapıldığını ancak bir adım ilerleme kaydetmediği için de davanın düşme aşamasında olduğu anımsatıldığında da “Demek ki, bizim yürütme olarak yapmamız gereken her şey yapılmış. Sorumlular yakalanmış, dava açılmış. İş yargıya kalmış. Bu durumda bizim yapacak başka neyimiz olabilir ki? Bu davanın avukatı var, savcısı var, mahkemesi var. Gereken yargı içinde yapılır” diye konuştu.