Mucizelere İnanın Ve Asla Vazgeçmeyin

Bu hayatta neyi çok istersen o senin sınavın olurmuş. Bende kendimi bildim bileli hep anne olmak istedim. Lisedeyken teyzeme evlenmeyeyim ama 5 tane çocuğum olsun dediğimi hatırlıyorum. Benim hep çok çocuklu bir aile hayalim vardı. Ve ben hayatımın sınavını bu uğurda verdim..

40 yaşımda Bülent Tıraş hocama başvurma sebebim ileri yaşımdan dolayı sağlıklı bir hamilelik geçirip, sağlıklı bir evlat sahibi olmaktı. Her şeyin kolay olacağından o kadar emindim ki beni bekleyen tatsız sürprizlerden habersiz. Oysa ki o gün başladı bizim 5 yıllık uzun, sancılı mücadelemiz, sınavımız.

Okuyanları sıkmamak adına özetle; Toplam 5 yıl, 8 tüp bebek tedavisi, 41 genetiğe gönderilmiş embriyo. Ve biz asla sağlıklı embriyo bulamadık. Hep trizomili ve monozomili embriyo sonucu aldık genetikten. Hiç unutmuyorum 2016 yılında başladığımız ilk tedavimizde genetiğe 10 embriyo gönderdik. Gelen sonuçta 2 monozomili, 7 trizomoli ve 1 tanede sinyal alınamayan embriyo notu düşülmüştü. Biz o kadar yıkıldık ki bu sonuç karşısında. Çünkü asla böyle bir sonuç beklemiyorduk. Ama yumurtalarım yıllara yenilmişti. Genel olarak sorun benim ileri yaşıma bağlı kalitesiz, sağlıksız yumurtalara sahip olmamdı.

Hocam ilk tesellisini o gün şöyle verdi; Bu sonuç bir kriter değil, çünkü her ay sahip olduğun yumurtanın sayısı da, kalitesi de bir sonraki ay bambaşka olur. O yüzden üzülme önümüzdeki ay yumurtaların daha iyi olabilir..
Hiç daha iyi olmadı ve sonuç olarak 5 yıl boyunca hep o kaliteli tek bir embriyoyu aradık.
Yoruldum, yıprandım vazgeçtiğim zamanlar oldu fakat bu süre zarfında bana umudumu kaybettirmeyende, inancımı hep canlı tutmaya çalışandan hocam oldu. İlk tanıştığımız günden son tedaviye kadar bana hep "Seni anne yapacağız " dedi. Kötü gelen sonuçların hiçbirinde vazgeçelim demedi. Hep devam edelim diyerek yüreklendirdi beni. Öyle ki eşimin sonuçları gösterdiği bir doktor tanıdığı bile paranızı da, zamanınızı da boşa harcamayın demişti ama hocam bir gün bile vazgeçmeyi düşünmedi..

Hiç unutmuyorum yorucu geçen 5 yılın sonunda bende artık son tedavi için bu son dedim. Çünkü alınıp verilen kilolar, sürekli değişen ruh halleri, hayal kırıklıkları, hayatını her şeyini çocuk sahibi olmaya odaklı yaşayıp aslında hayatını yaşayamama, delik deşik olan göbek çevresi vs...gibi sebeplerden bende artık bu son dedim. Ve artık 45 yaşımdaydım. Son tedavide yine 10 yumurta toplandı. Sadece 3 tanesi 3.güne ulaştı. Bu kez farklı olarak genetiğe göndermeden transfer edelim diye karar verdi hocam. O güne kadar bana asla transfer yapılmadı çünkü sağlıklı embriyo bulamadık. Son tedavide genetiğe gönderilmeden transfer edilecekti. Çünkü çok çok iyi değildi embriyolarım ve genetiğe göndererek iyice bozmak istemedik yapısını. Zaten sağlıksız embriyo ile bir gebelik oluşmaya bilirdi. Oluşsa da vücut atabilirdi, yada ileriki zamanlarda alınan kan örnekleri ile kromozom bozuklukları tespit edilebilirdi. Birkaç ay zaman istedim transferden önce. Embriyolar 3.günde donduruldu. Transfer için ilaçlar kullandım, hazırlandım ve transfer günü hastaneye gittim. Ama benim embriyolar maalesef çözülürken bozuldu. Koca bir yumruk yemiş gibi oldum. Boğazım düğüm düğüm. Her şey bitmişti işte. Umudun bittiği yerde bitiyormuş insan. Her tedavide şunu söylerdim; Sonuçlar hep kötü geliyor olsa da deniyor olmak umut var demekti. Yaşım genç olsaydı daha da deneyebilirdim. Çünkü denememek her şey bitti demekti. Her şey bitti demeye gönlüm hiç razı gelmedi. Gönlüm razı gelseydi bile o umutsuzluğa hocam izin vermezdi. Ama o gün her şey bitti dedim.

Her şey bitti derken bize şöyle bir teklifte bulundu canım hocam. 2016 yılındaki ilk tedaviden 2 monozomili ve sinyal alınamayan bu yüzden çalışılamayan 1 embriyo vardı. Bu monozomililerden birini ve sinyal alınamayan o bir embriyoyu transfer edelim. O kadar ilaç aldın, hazırlandın, gel deneyelim dedi. Ve denedik. Ve iyi ki denedik. Ve iyi ki hocam bizi bunun için yüreklendirdi. İyi ki..
İyi ki...
Tek bir tanesi tuttu. Hangisi olduğunu bilmiyoruz. Ama ben şuan hayalimi büyütmekle meşgulum. Benim mucizem bugün 8 aylık. Ben 46 yaşımda anne oldum..

Asla denemekten vazgeçmeyin. Her kadının 1 altın yumurtası mutlaka vardır. Sizi yüreklendiren, umutlandıran bir doktorla çıkın yola. Ben bugün bu mucizeyi yaşıyorsam önce Allah'ın izniyle, sonra Prof.Dr Bülent Tıraş sayesinde ...

Duam isteyen her kadının bir gün mutlaka anne olması...
Ne kadar güzel anlatmışsınız Allah ım sağlıkla da büyütmeyi nasip etsin 🤲 benim de ilk denemeydi bebeğim bana tutundu ama down sendromuydu hastaydı 😢 ve benden yeni ayrıldı gücüm tükenmiş gibi 🤲🤲🤲 Allah a sığındım acaba kötü mü hep yumurtalarım diyorum şimdiden 😢😢😢
 
Bir tüp bebek hemşiresi olarak (siz de artık bizim kadar olmuşsunuzdur) yaşadıklarınızın zorluğunu bilirim. Çok çok emek vermişsiniz ve mükafatını almışsınız. Maşallah size 💜💜 Sağlıkla büyütün inşallah 😇💜
 
Bu hayatta neyi çok istersen o senin sınavın olurmuş. Bende kendimi bildim bileli hep anne olmak istedim. Lisedeyken teyzeme evlenmeyeyim ama 5 tane çocuğum olsun dediğimi hatırlıyorum. Benim hep çok çocuklu bir aile hayalim vardı. Ve ben hayatımın sınavını bu uğurda verdim..

40 yaşımda Bülent Tıraş hocama başvurma sebebim ileri yaşımdan dolayı sağlıklı bir hamilelik geçirip, sağlıklı bir evlat sahibi olmaktı. Her şeyin kolay olacağından o kadar emindim ki beni bekleyen tatsız sürprizlerden habersiz. Oysa ki o gün başladı bizim 5 yıllık uzun, sancılı mücadelemiz, sınavımız.

Okuyanları sıkmamak adına özetle; Toplam 5 yıl, 8 tüp bebek tedavisi, 41 genetiğe gönderilmiş embriyo. Ve biz asla sağlıklı embriyo bulamadık. Hep trizomili ve monozomili embriyo sonucu aldık genetikten. Hiç unutmuyorum 2016 yılında başladığımız ilk tedavimizde genetiğe 10 embriyo gönderdik. Gelen sonuçta 2 monozomili, 7 trizomoli ve 1 tanede sinyal alınamayan embriyo notu düşülmüştü. Biz o kadar yıkıldık ki bu sonuç karşısında. Çünkü asla böyle bir sonuç beklemiyorduk. Ama yumurtalarım yıllara yenilmişti. Genel olarak sorun benim ileri yaşıma bağlı kalitesiz, sağlıksız yumurtalara sahip olmamdı.

Hocam ilk tesellisini o gün şöyle verdi; Bu sonuç bir kriter değil, çünkü her ay sahip olduğun yumurtanın sayısı da, kalitesi de bir sonraki ay bambaşka olur. O yüzden üzülme önümüzdeki ay yumurtaların daha iyi olabilir..
Hiç daha iyi olmadı ve sonuç olarak 5 yıl boyunca hep o kaliteli tek bir embriyoyu aradık.
Yoruldum, yıprandım vazgeçtiğim zamanlar oldu fakat bu süre zarfında bana umudumu kaybettirmeyende, inancımı hep canlı tutmaya çalışandan hocam oldu. İlk tanıştığımız günden son tedaviye kadar bana hep "Seni anne yapacağız " dedi. Kötü gelen sonuçların hiçbirinde vazgeçelim demedi. Hep devam edelim diyerek yüreklendirdi beni. Öyle ki eşimin sonuçları gösterdiği bir doktor tanıdığı bile paranızı da, zamanınızı da boşa harcamayın demişti ama hocam bir gün bile vazgeçmeyi düşünmedi..

Hiç unutmuyorum yorucu geçen 5 yılın sonunda bende artık son tedavi için bu son dedim. Çünkü alınıp verilen kilolar, sürekli değişen ruh halleri, hayal kırıklıkları, hayatını her şeyini çocuk sahibi olmaya odaklı yaşayıp aslında hayatını yaşayamama, delik deşik olan göbek çevresi vs...gibi sebeplerden bende artık bu son dedim. Ve artık 45 yaşımdaydım. Son tedavide yine 10 yumurta toplandı. Sadece 3 tanesi 3.güne ulaştı. Bu kez farklı olarak genetiğe göndermeden transfer edelim diye karar verdi hocam. O güne kadar bana asla transfer yapılmadı çünkü sağlıklı embriyo bulamadık. Son tedavide genetiğe gönderilmeden transfer edilecekti. Çünkü çok çok iyi değildi embriyolarım ve genetiğe göndererek iyice bozmak istemedik yapısını. Zaten sağlıksız embriyo ile bir gebelik oluşmaya bilirdi. Oluşsa da vücut atabilirdi, yada ileriki zamanlarda alınan kan örnekleri ile kromozom bozuklukları tespit edilebilirdi. Birkaç ay zaman istedim transferden önce. Embriyolar 3.günde donduruldu. Transfer için ilaçlar kullandım, hazırlandım ve transfer günü hastaneye gittim. Ama benim embriyolar maalesef çözülürken bozuldu. Koca bir yumruk yemiş gibi oldum. Boğazım düğüm düğüm. Her şey bitmişti işte. Umudun bittiği yerde bitiyormuş insan. Her tedavide şunu söylerdim; Sonuçlar hep kötü geliyor olsa da deniyor olmak umut var demekti. Yaşım genç olsaydı daha da deneyebilirdim. Çünkü denememek her şey bitti demekti. Her şey bitti demeye gönlüm hiç razı gelmedi. Gönlüm razı gelseydi bile o umutsuzluğa hocam izin vermezdi. Ama o gün her şey bitti dedim.

Her şey bitti derken bize şöyle bir teklifte bulundu canım hocam. 2016 yılındaki ilk tedaviden 2 monozomili ve sinyal alınamayan bu yüzden çalışılamayan 1 embriyo vardı. Bu monozomililerden birini ve sinyal alınamayan o bir embriyoyu transfer edelim. O kadar ilaç aldın, hazırlandın, gel deneyelim dedi. Ve denedik. Ve iyi ki denedik. Ve iyi ki hocam bizi bunun için yüreklendirdi. İyi ki..
İyi ki...
Tek bir tanesi tuttu. Hangisi olduğunu bilmiyoruz. Ama ben şuan hayalimi büyütmekle meşgulum. Benim mucizem bugün 8 aylık. Ben 46 yaşımda anne oldum..

Asla denemekten vazgeçmeyin. Her kadının 1 altın yumurtası mutlaka vardır. Sizi yüreklendiren, umutlandıran bir doktorla çıkın yola. Ben bugün bu mucizeyi yaşıyorsam önce Allah'ın izniyle, sonra Prof.Dr Bülent Tıraş sayesinde ...

Duam isteyen her kadının bir gün mutlaka anne olması...
neden 40 yaşına kadar beklediniz ve doktorunuz neden 5 yıl önce o teklifte bulunmadı. ben bunlara takıldım açıkçası.
bu arada sağlıkla büyütün bebişinizi🦋
 
Gözlerimde yaşla okudum, hikayeniz bu yolda emek verenlere umut olsun ... Rabbim sağlıkla evladinizi büyütmeyi nasip etsin ins
 
Bu sayfa karşıma nasil cikti bilmiyorum ama hikayeni okudugum anda boyle melekler mi yardim ediyor bana diye düşündüm..oyle caresiz kaldim ki..benim hikayemde sana benziyor..genetik taramadan gecmeyen 5 embrio icinden yine en iyisi transfer edildi.mozaik bir embrio idi..elli tane imzami alarak transfer ettiler.ilk denememdi ve pozitifi gordum.ilk defa hamile kaldım ama simdi tup doktorum aldirabilirsin diyor kalp atislari olmadigi icin..ilaclari da kes dedi..baska bir doktorum pazartesiye kadar bekleyelim dedi ama oyle boyle degil beklemek..kurtajdan korksam mozaik embriomu transfer etmezdim ama pozitifken kaybetmek..o hevesler hep yarim bekliyor simdi..7 .haftamdayim ve kalp atisimiz yok.. nolur dua edin atsin..yalvariyorum Allahima saglikla kucagima alayım....Allah hepinizin kuzularini korusun bağışlasın..
 
neden 40 yaşına kadar beklediniz ve doktorunuz neden 5 yıl önce o teklifte bulunmadı. ben bunlara takıldım açıkçası.
bu arada sağlıkla büyütün bebişinizi🦋
Genetik taramadan embriomuzun biyopsi sonucu geldiğinde zaten not olarak transfer edilemez yazar ve hicbir doktor da bunu illa transfer edelim demez.deneyebiliriz der. Benim hocam saglikliyi bulmaya calisalim demisti. Ben cok aglayincada isterseniz transferi deneyelim zaten sagliksizsa düşük olur demisti.. o test sonuçlarına gore saglikli bebek sahibi olmak tam bir mucize. Benimki tuttu ama kalp atışı goremiyoruz..
 
Bu hayatta neyi çok istersen o senin sınavın olurmuş. Bende kendimi bildim bileli hep anne olmak istedim. Lisedeyken teyzeme evlenmeyeyim ama 5 tane çocuğum olsun dediğimi hatırlıyorum. Benim hep çok çocuklu bir aile hayalim vardı. Ve ben hayatımın sınavını bu uğurda verdim..

40 yaşımda Bülent Tıraş hocama başvurma sebebim ileri yaşımdan dolayı sağlıklı bir hamilelik geçirip, sağlıklı bir evlat sahibi olmaktı. Her şeyin kolay olacağından o kadar emindim ki beni bekleyen tatsız sürprizlerden habersiz. Oysa ki o gün başladı bizim 5 yıllık uzun, sancılı mücadelemiz, sınavımız.

Okuyanları sıkmamak adına özetle; Toplam 5 yıl, 8 tüp bebek tedavisi, 41 genetiğe gönderilmiş embriyo. Ve biz asla sağlıklı embriyo bulamadık. Hep trizomili ve monozomili embriyo sonucu aldık genetikten. Hiç unutmuyorum 2016 yılında başladığımız ilk tedavimizde genetiğe 10 embriyo gönderdik. Gelen sonuçta 2 monozomili, 7 trizomoli ve 1 tanede sinyal alınamayan embriyo notu düşülmüştü. Biz o kadar yıkıldık ki bu sonuç karşısında. Çünkü asla böyle bir sonuç beklemiyorduk. Ama yumurtalarım yıllara yenilmişti. Genel olarak sorun benim ileri yaşıma bağlı kalitesiz, sağlıksız yumurtalara sahip olmamdı.

Hocam ilk tesellisini o gün şöyle verdi; Bu sonuç bir kriter değil, çünkü her ay sahip olduğun yumurtanın sayısı da, kalitesi de bir sonraki ay bambaşka olur. O yüzden üzülme önümüzdeki ay yumurtaların daha iyi olabilir..
Hiç daha iyi olmadı ve sonuç olarak 5 yıl boyunca hep o kaliteli tek bir embriyoyu aradık.
Yoruldum, yıprandım vazgeçtiğim zamanlar oldu fakat bu süre zarfında bana umudumu kaybettirmeyende, inancımı hep canlı tutmaya çalışandan hocam oldu. İlk tanıştığımız günden son tedaviye kadar bana hep "Seni anne yapacağız " dedi. Kötü gelen sonuçların hiçbirinde vazgeçelim demedi. Hep devam edelim diyerek yüreklendirdi beni. Öyle ki eşimin sonuçları gösterdiği bir doktor tanıdığı bile paranızı da, zamanınızı da boşa harcamayın demişti ama hocam bir gün bile vazgeçmeyi düşünmedi..

Hiç unutmuyorum yorucu geçen 5 yılın sonunda bende artık son tedavi için bu son dedim. Çünkü alınıp verilen kilolar, sürekli değişen ruh halleri, hayal kırıklıkları, hayatını her şeyini çocuk sahibi olmaya odaklı yaşayıp aslında hayatını yaşayamama, delik deşik olan göbek çevresi vs...gibi sebeplerden bende artık bu son dedim. Ve artık 45 yaşımdaydım. Son tedavide yine 10 yumurta toplandı. Sadece 3 tanesi 3.güne ulaştı. Bu kez farklı olarak genetiğe göndermeden transfer edelim diye karar verdi hocam. O güne kadar bana asla transfer yapılmadı çünkü sağlıklı embriyo bulamadık. Son tedavide genetiğe gönderilmeden transfer edilecekti. Çünkü çok çok iyi değildi embriyolarım ve genetiğe göndererek iyice bozmak istemedik yapısını. Zaten sağlıksız embriyo ile bir gebelik oluşmaya bilirdi. Oluşsa da vücut atabilirdi, yada ileriki zamanlarda alınan kan örnekleri ile kromozom bozuklukları tespit edilebilirdi. Birkaç ay zaman istedim transferden önce. Embriyolar 3.günde donduruldu. Transfer için ilaçlar kullandım, hazırlandım ve transfer günü hastaneye gittim. Ama benim embriyolar maalesef çözülürken bozuldu. Koca bir yumruk yemiş gibi oldum. Boğazım düğüm düğüm. Her şey bitmişti işte. Umudun bittiği yerde bitiyormuş insan. Her tedavide şunu söylerdim; Sonuçlar hep kötü geliyor olsa da deniyor olmak umut var demekti. Yaşım genç olsaydı daha da deneyebilirdim. Çünkü denememek her şey bitti demekti. Her şey bitti demeye gönlüm hiç razı gelmedi. Gönlüm razı gelseydi bile o umutsuzluğa hocam izin vermezdi. Ama o gün her şey bitti dedim.

Her şey bitti derken bize şöyle bir teklifte bulundu canım hocam. 2016 yılındaki ilk tedaviden 2 monozomili ve sinyal alınamayan bu yüzden çalışılamayan 1 embriyo vardı. Bu monozomililerden birini ve sinyal alınamayan o bir embriyoyu transfer edelim. O kadar ilaç aldın, hazırlandın, gel deneyelim dedi. Ve denedik. Ve iyi ki denedik. Ve iyi ki hocam bizi bunun için yüreklendirdi. İyi ki..
İyi ki...
Tek bir tanesi tuttu. Hangisi olduğunu bilmiyoruz. Ama ben şuan hayalimi büyütmekle meşgulum. Benim mucizem bugün 8 aylık. Ben 46 yaşımda anne oldum..

Asla denemekten vazgeçmeyin. Her kadının 1 altın yumurtası mutlaka vardır. Sizi yüreklendiren, umutlandıran bir doktorla çıkın yola. Ben bugün bu mucizeyi yaşıyorsam önce Allah'ın izniyle, sonra Prof.Dr Bülent Tıraş sayesinde ...

Duam isteyen her kadının bir gün mutlaka anne olması...
Tebrik ediyorum sizi darisi benim basima.ben 45 yasindayim yumurtalarim bos cikiyor sanirim yastan dolayi.son bir kez daha denemeyi düsünüyorum.bulent hocaniz bu asamalar da size neler önerdi hangi takviyeleri verdi.birde ankara da ileri yas doktor ismi verebilirmisiniz duyumlariniz varsa.😔
 
Bu sayfa karşıma nasil cikti bilmiyorum ama hikayeni okudugum anda boyle melekler mi yardim ediyor bana diye düşündüm..oyle caresiz kaldim ki..benim hikayemde sana benziyor..genetik taramadan gecmeyen 5 embrio icinden yine en iyisi transfer edildi.mozaik bir embrio idi..elli tane imzami alarak transfer ettiler.ilk denememdi ve pozitifi gordum.ilk defa hamile kaldım ama simdi tup doktorum aldirabilirsin diyor kalp atislari olmadigi icin..ilaclari da kes dedi..baska bir doktorum pazartesiye kadar bekleyelim dedi ama oyle boyle degil beklemek..kurtajdan korksam mozaik embriomu transfer etmezdim ama pozitifken kaybetmek..o hevesler hep yarim bekliyor simdi..7 .haftamdayim ve kalp atisimiz yok.. nolur dua edin atsin..yalvariyorum Allahima saglikla kucagima alayım....Allah hepinizin kuzularini korusun bağışlasın..
İnşallah bebeğinize kavuşursunuz , inşallah tutunur bebeğiniz... Kalbim çarpıyor burada yazanları okurken sizi o kadar iyi anlıyorum ki , ben de bir tüp bebek annesiyim 43 yaşında anne oldum, lütfen umudunuzu kaybetmeyin. dualarımda olacaksınız...
 
Genetik taramadan embriomuzun biyopsi sonucu geldiğinde zaten not olarak transfer edilemez yazar ve hicbir doktor da bunu illa transfer edelim demez.deneyebiliriz der. Benim hocam saglikliyi bulmaya calisalim demisti. Ben cok aglayincada isterseniz transferi deneyelim zaten sagliksizsa düşük olur demisti.. o test sonuçlarına gore saglikli bebek sahibi olmak tam bir mucize. Benimki tuttu ama kalp atışı goremiyoruz..
bi nevi kumar yani. Allah yakın zamanda sağlıklı bir evlat nasip etsin size de inşallah
 
Bu hayatta neyi çok istersen o senin sınavın olurmuş. Bende kendimi bildim bileli hep anne olmak istedim. Lisedeyken teyzeme evlenmeyeyim ama 5 tane çocuğum olsun dediğimi hatırlıyorum. Benim hep çok çocuklu bir aile hayalim vardı. Ve ben hayatımın sınavını bu uğurda verdim..

40 yaşımda Bülent Tıraş hocama başvurma sebebim ileri yaşımdan dolayı sağlıklı bir hamilelik geçirip, sağlıklı bir evlat sahibi olmaktı. Her şeyin kolay olacağından o kadar emindim ki beni bekleyen tatsız sürprizlerden habersiz. Oysa ki o gün başladı bizim 5 yıllık uzun, sancılı mücadelemiz, sınavımız.

Okuyanları sıkmamak adına özetle; Toplam 5 yıl, 8 tüp bebek tedavisi, 41 genetiğe gönderilmiş embriyo. Ve biz asla sağlıklı embriyo bulamadık. Hep trizomili ve monozomili embriyo sonucu aldık genetikten. Hiç unutmuyorum 2016 yılında başladığımız ilk tedavimizde genetiğe 10 embriyo gönderdik. Gelen sonuçta 2 monozomili, 7 trizomoli ve 1 tanede sinyal alınamayan embriyo notu düşülmüştü. Biz o kadar yıkıldık ki bu sonuç karşısında. Çünkü asla böyle bir sonuç beklemiyorduk. Ama yumurtalarım yıllara yenilmişti. Genel olarak sorun benim ileri yaşıma bağlı kalitesiz, sağlıksız yumurtalara sahip olmamdı.

Hocam ilk tesellisini o gün şöyle verdi; Bu sonuç bir kriter değil, çünkü her ay sahip olduğun yumurtanın sayısı da, kalitesi de bir sonraki ay bambaşka olur. O yüzden üzülme önümüzdeki ay yumurtaların daha iyi olabilir..
Hiç daha iyi olmadı ve sonuç olarak 5 yıl boyunca hep o kaliteli tek bir embriyoyu aradık.
Yoruldum, yıprandım vazgeçtiğim zamanlar oldu fakat bu süre zarfında bana umudumu kaybettirmeyende, inancımı hep canlı tutmaya çalışandan hocam oldu. İlk tanıştığımız günden son tedaviye kadar bana hep "Seni anne yapacağız " dedi. Kötü gelen sonuçların hiçbirinde vazgeçelim demedi. Hep devam edelim diyerek yüreklendirdi beni. Öyle ki eşimin sonuçları gösterdiği bir doktor tanıdığı bile paranızı da, zamanınızı da boşa harcamayın demişti ama hocam bir gün bile vazgeçmeyi düşünmedi..

Hiç unutmuyorum yorucu geçen 5 yılın sonunda bende artık son tedavi için bu son dedim. Çünkü alınıp verilen kilolar, sürekli değişen ruh halleri, hayal kırıklıkları, hayatını her şeyini çocuk sahibi olmaya odaklı yaşayıp aslında hayatını yaşayamama, delik deşik olan göbek çevresi vs...gibi sebeplerden bende artık bu son dedim. Ve artık 45 yaşımdaydım. Son tedavide yine 10 yumurta toplandı. Sadece 3 tanesi 3.güne ulaştı. Bu kez farklı olarak genetiğe göndermeden transfer edelim diye karar verdi hocam. O güne kadar bana asla transfer yapılmadı çünkü sağlıklı embriyo bulamadık. Son tedavide genetiğe gönderilmeden transfer edilecekti. Çünkü çok çok iyi değildi embriyolarım ve genetiğe göndererek iyice bozmak istemedik yapısını. Zaten sağlıksız embriyo ile bir gebelik oluşmaya bilirdi. Oluşsa da vücut atabilirdi, yada ileriki zamanlarda alınan kan örnekleri ile kromozom bozuklukları tespit edilebilirdi. Birkaç ay zaman istedim transferden önce. Embriyolar 3.günde donduruldu. Transfer için ilaçlar kullandım, hazırlandım ve transfer günü hastaneye gittim. Ama benim embriyolar maalesef çözülürken bozuldu. Koca bir yumruk yemiş gibi oldum. Boğazım düğüm düğüm. Her şey bitmişti işte. Umudun bittiği yerde bitiyormuş insan. Her tedavide şunu söylerdim; Sonuçlar hep kötü geliyor olsa da deniyor olmak umut var demekti. Yaşım genç olsaydı daha da deneyebilirdim. Çünkü denememek her şey bitti demekti. Her şey bitti demeye gönlüm hiç razı gelmedi. Gönlüm razı gelseydi bile o umutsuzluğa hocam izin vermezdi. Ama o gün her şey bitti dedim.

Her şey bitti derken bize şöyle bir teklifte bulundu canım hocam. 2016 yılındaki ilk tedaviden 2 monozomili ve sinyal alınamayan bu yüzden çalışılamayan 1 embriyo vardı. Bu monozomililerden birini ve sinyal alınamayan o bir embriyoyu transfer edelim. O kadar ilaç aldın, hazırlandın, gel deneyelim dedi. Ve denedik. Ve iyi ki denedik. Ve iyi ki hocam bizi bunun için yüreklendirdi. İyi ki..
İyi ki...
Tek bir tanesi tuttu. Hangisi olduğunu bilmiyoruz. Ama ben şuan hayalimi büyütmekle meşgulum. Benim mucizem bugün 8 aylık. Ben 46 yaşımda anne oldum..

Asla denemekten vazgeçmeyin. Her kadının 1 altın yumurtası mutlaka vardır. Sizi yüreklendiren, umutlandıran bir doktorla çıkın yola. Ben bugün bu mucizeyi yaşıyorsam önce Allah'ın izniyle, sonra Prof.Dr Bülent Tıraş sayesinde ...

Duam isteyen her kadının bir gün mutlaka anne olması...
kendi yaşadıklarım geçti gözümün önünden , o kadar iyi anlıyorum ki sizi... Çok mutlu oldum yazınızı okuyunca , benim de oğlum 7 aylık , 43 yaşında kavuştum ona. Allah isteyen herkese nasip etsin. sağlıkla büyütün bebeğinizi inşallah...
 
İnşallah bebeğinize kavuşursunuz , inşallah tutunur bebeğiniz... Kalbim çarpıyor burada yazanları okurken sizi o kadar iyi anlıyorum ki , ben de bir tüp bebek annesiyim 43 yaşında anne oldum, lütfen umudunuzu kaybetmeyin. dualarımda olacaksınız...
Çok teşekkür ederim Allah razı olsun 🙏🙏Allaim evladınızi sizlere bağışlasın 😊😊bende 43 yaşımdayım inşallah banada bu yaşımda annelik nasip olur..hep kendimizi konusuyoruz ama eşlerimizde bizim kadar dua ediyor üzülüyor mucadele ediyor..ben anne olmayi cok istiyorum evet ama eşimin de baba olacagi düşüncesi öyle guzelki..inşallah hayallerimiz tamamlanir..eksik yaşamak çok zor..
 
hıçkıra hıçkıra ağlayarak okudum hikayenizi. siz 5 sene yaşadınız biz 5 dk da okuduk. 5 da bile nefesimi sıkıştırdı gerisini düşünemiyorum. Allah mukafatınızı vermiş sonunda.
hangisi tuttu bilmiyorum demişsiniz nolur kusura bakmayın 8 aylık bebeğinizde bir sorun var mı peki? testten gelen raporda birinde kesin tanı olduğu için soruyorum.
 
A
Bu hayatta neyi çok istersen o senin sınavın olurmuş. Bende kendimi bildim bileli hep anne olmak istedim. Lisedeyken teyzeme evlenmeyeyim ama 5 tane çocuğum olsun dediğimi hatırlıyorum. Benim hep çok çocuklu bir aile hayalim vardı. Ve ben hayatımın sınavını bu uğurda verdim..

40 yaşımda Bülent Tıraş hocama başvurma sebebim ileri yaşımdan dolayı sağlıklı bir hamilelik geçirip, sağlıklı bir evlat sahibi olmaktı. Her şeyin kolay olacağından o kadar emindim ki beni bekleyen tatsız sürprizlerden habersiz. Oysa ki o gün başladı bizim 5 yıllık uzun, sancılı mücadelemiz, sınavımız.

Okuyanları sıkmamak adına özetle; Toplam 5 yıl, 8 tüp bebek tedavisi, 41 genetiğe gönderilmiş embriyo. Ve biz asla sağlıklı embriyo bulamadık. Hep trizomili ve monozomili embriyo sonucu aldık genetikten. Hiç unutmuyorum 2016 yılında başladığımız ilk tedavimizde genetiğe 10 embriyo gönderdik. Gelen sonuçta 2 monozomili, 7 trizomoli ve 1 tanede sinyal alınamayan embriyo notu düşülmüştü. Biz o kadar yıkıldık ki bu sonuç karşısında. Çünkü asla böyle bir sonuç beklemiyorduk. Ama yumurtalarım yıllara yenilmişti. Genel olarak sorun benim ileri yaşıma bağlı kalitesiz, sağlıksız yumurtalara sahip olmamdı.

Hocam ilk tesellisini o gün şöyle verdi; Bu sonuç bir kriter değil, çünkü her ay sahip olduğun yumurtanın sayısı da, kalitesi de bir sonraki ay bambaşka olur. O yüzden üzülme önümüzdeki ay yumurtaların daha iyi olabilir..
Hiç daha iyi olmadı ve sonuç olarak 5 yıl boyunca hep o kaliteli tek bir embriyoyu aradık.
Yoruldum, yıprandım vazgeçtiğim zamanlar oldu fakat bu süre zarfında bana umudumu kaybettirmeyende, inancımı hep canlı tutmaya çalışandan hocam oldu. İlk tanıştığımız günden son tedaviye kadar bana hep "Seni anne yapacağız " dedi. Kötü gelen sonuçların hiçbirinde vazgeçelim demedi. Hep devam edelim diyerek yüreklendirdi beni. Öyle ki eşimin sonuçları gösterdiği bir doktor tanıdığı bile paranızı da, zamanınızı da boşa harcamayın demişti ama hocam bir gün bile vazgeçmeyi düşünmedi..

Hiç unutmuyorum yorucu geçen 5 yılın sonunda bende artık son tedavi için bu son dedim. Çünkü alınıp verilen kilolar, sürekli değişen ruh halleri, hayal kırıklıkları, hayatını her şeyini çocuk sahibi olmaya odaklı yaşayıp aslında hayatını yaşayamama, delik deşik olan göbek çevresi vs...gibi sebeplerden bende artık bu son dedim. Ve artık 45 yaşımdaydım. Son tedavide yine 10 yumurta toplandı. Sadece 3 tanesi 3.güne ulaştı. Bu kez farklı olarak genetiğe göndermeden transfer edelim diye karar verdi hocam. O güne kadar bana asla transfer yapılmadı çünkü sağlıklı embriyo bulamadık. Son tedavide genetiğe gönderilmeden transfer edilecekti. Çünkü çok çok iyi değildi embriyolarım ve genetiğe göndererek iyice bozmak istemedik yapısını. Zaten sağlıksız embriyo ile bir gebelik oluşmaya bilirdi. Oluşsa da vücut atabilirdi, yada ileriki zamanlarda alınan kan örnekleri ile kromozom bozuklukları tespit edilebilirdi. Birkaç ay zaman istedim transferden önce. Embriyolar 3.günde donduruldu. Transfer için ilaçlar kullandım, hazırlandım ve transfer günü hastaneye gittim. Ama benim embriyolar maalesef çözülürken bozuldu. Koca bir yumruk yemiş gibi oldum. Boğazım düğüm düğüm. Her şey bitmişti işte. Umudun bittiği yerde bitiyormuş insan. Her tedavide şunu söylerdim; Sonuçlar hep kötü geliyor olsa da deniyor olmak umut var demekti. Yaşım genç olsaydı daha da deneyebilirdim. Çünkü denememek her şey bitti demekti. Her şey bitti demeye gönlüm hiç razı gelmedi. Gönlüm razı gelseydi bile o umutsuzluğa hocam izin vermezdi. Ama o gün her şey bitti dedim.

Her şey bitti derken bize şöyle bir teklifte bulundu canım hocam. 2016 yılındaki ilk tedaviden 2 monozomili ve sinyal alınamayan bu yüzden çalışılamayan 1 embriyo vardı. Bu monozomililerden birini ve sinyal alınamayan o bir embriyoyu transfer edelim. O kadar ilaç aldın, hazırlandın, gel deneyelim dedi. Ve denedik. Ve iyi ki denedik. Ve iyi ki hocam bizi bunun için yüreklendirdi. İyi ki..
İyi ki...
Tek bir tanesi tuttu. Hangisi olduğunu bilmiyoruz. Ama ben şuan hayalimi büyütmekle meşgulum. Benim mucizem bugün 8 aylık. Ben 46 yaşımda anne oldum..

Asla denemekten vazgeçmeyin. Her kadının 1 altın yumurtası mutlaka vardır. Sizi yüreklendiren, umutlandıran bir doktorla çıkın yola. Ben bugün bu mucizeyi yaşıyorsam önce Allah'ın izniyle, sonra Prof.Dr Bülent Tıraş sayesinde ...

Duam isteyen her kadının bir gün mutlaka anne olması...
Evet okurken duygulandım😥 ve aynı zamanda şaşırdım çok güzel uğraşmışsınız ama benim eşim yanımda değil bir kere geldi sadece oda mecburiyetten ben böyle uğraşmak istemiyorum belki de bir kerede olunacak bir şey 2 senelik evliyiz ve ben yaklaşık aralıklarla 1 yıl boyunca hastaneye gittim polikistik over dediler 4 cmlik ameliyat olabilirsin dediler gebe kalman zor dediler ama cesaretlendiren bir doktor olmadı eee haliyle yıpranıyorum üzülüyorum tek başıma gittiğim için bu konularda eş desteği çok önemli diye biliyorum ama işte göremiyorum destek yoksa o benden daha çok istiyor baba olmak fazla uzatmadan bitireyim son gittiğim doktor 3 ay içinde hamile kaldın kaldın yoksa ilaç başlayacam dedi bunu eşime söyleyince hiç bir şey demedi 😔😔😔
 
Bu hayatta neyi çok istersen o senin sınavın olurmuş. Bende kendimi bildim bileli hep anne olmak istedim. Lisedeyken teyzeme evlenmeyeyim ama 5 tane çocuğum olsun dediğimi hatırlıyorum. Benim hep çok çocuklu bir aile hayalim vardı. Ve ben hayatımın sınavını bu uğurda verdim..

40 yaşımda Bülent Tıraş hocama başvurma sebebim ileri yaşımdan dolayı sağlıklı bir hamilelik geçirip, sağlıklı bir evlat sahibi olmaktı. Her şeyin kolay olacağından o kadar emindim ki beni bekleyen tatsız sürprizlerden habersiz. Oysa ki o gün başladı bizim 5 yıllık uzun, sancılı mücadelemiz, sınavımız.

Okuyanları sıkmamak adına özetle; Toplam 5 yıl, 8 tüp bebek tedavisi, 41 genetiğe gönderilmiş embriyo. Ve biz asla sağlıklı embriyo bulamadık. Hep trizomili ve monozomili embriyo sonucu aldık genetikten. Hiç unutmuyorum 2016 yılında başladığımız ilk tedavimizde genetiğe 10 embriyo gönderdik. Gelen sonuçta 2 monozomili, 7 trizomoli ve 1 tanede sinyal alınamayan embriyo notu düşülmüştü. Biz o kadar yıkıldık ki bu sonuç karşısında. Çünkü asla böyle bir sonuç beklemiyorduk. Ama yumurtalarım yıllara yenilmişti. Genel olarak sorun benim ileri yaşıma bağlı kalitesiz, sağlıksız yumurtalara sahip olmamdı.

Hocam ilk tesellisini o gün şöyle verdi; Bu sonuç bir kriter değil, çünkü her ay sahip olduğun yumurtanın sayısı da, kalitesi de bir sonraki ay bambaşka olur. O yüzden üzülme önümüzdeki ay yumurtaların daha iyi olabilir..
Hiç daha iyi olmadı ve sonuç olarak 5 yıl boyunca hep o kaliteli tek bir embriyoyu aradık.
Yoruldum, yıprandım vazgeçtiğim zamanlar oldu fakat bu süre zarfında bana umudumu kaybettirmeyende, inancımı hep canlı tutmaya çalışandan hocam oldu. İlk tanıştığımız günden son tedaviye kadar bana hep "Seni anne yapacağız " dedi. Kötü gelen sonuçların hiçbirinde vazgeçelim demedi. Hep devam edelim diyerek yüreklendirdi beni. Öyle ki eşimin sonuçları gösterdiği bir doktor tanıdığı bile paranızı da, zamanınızı da boşa harcamayın demişti ama hocam bir gün bile vazgeçmeyi düşünmedi..

Hiç unutmuyorum yorucu geçen 5 yılın sonunda bende artık son tedavi için bu son dedim. Çünkü alınıp verilen kilolar, sürekli değişen ruh halleri, hayal kırıklıkları, hayatını her şeyini çocuk sahibi olmaya odaklı yaşayıp aslında hayatını yaşayamama, delik deşik olan göbek çevresi vs...gibi sebeplerden bende artık bu son dedim. Ve artık 45 yaşımdaydım. Son tedavide yine 10 yumurta toplandı. Sadece 3 tanesi 3.güne ulaştı. Bu kez farklı olarak genetiğe göndermeden transfer edelim diye karar verdi hocam. O güne kadar bana asla transfer yapılmadı çünkü sağlıklı embriyo bulamadık. Son tedavide genetiğe gönderilmeden transfer edilecekti. Çünkü çok çok iyi değildi embriyolarım ve genetiğe göndererek iyice bozmak istemedik yapısını. Zaten sağlıksız embriyo ile bir gebelik oluşmaya bilirdi. Oluşsa da vücut atabilirdi, yada ileriki zamanlarda alınan kan örnekleri ile kromozom bozuklukları tespit edilebilirdi. Birkaç ay zaman istedim transferden önce. Embriyolar 3.günde donduruldu. Transfer için ilaçlar kullandım, hazırlandım ve transfer günü hastaneye gittim. Ama benim embriyolar maalesef çözülürken bozuldu. Koca bir yumruk yemiş gibi oldum. Boğazım düğüm düğüm. Her şey bitmişti işte. Umudun bittiği yerde bitiyormuş insan. Her tedavide şunu söylerdim; Sonuçlar hep kötü geliyor olsa da deniyor olmak umut var demekti. Yaşım genç olsaydı daha da deneyebilirdim. Çünkü denememek her şey bitti demekti. Her şey bitti demeye gönlüm hiç razı gelmedi. Gönlüm razı gelseydi bile o umutsuzluğa hocam izin vermezdi. Ama o gün her şey bitti dedim.

Her şey bitti derken bize şöyle bir teklifte bulundu canım hocam. 2016 yılındaki ilk tedaviden 2 monozomili ve sinyal alınamayan bu yüzden çalışılamayan 1 embriyo vardı. Bu monozomililerden birini ve sinyal alınamayan o bir embriyoyu transfer edelim. O kadar ilaç aldın, hazırlandın, gel deneyelim dedi. Ve denedik. Ve iyi ki denedik. Ve iyi ki hocam bizi bunun için yüreklendirdi. İyi ki..
İyi ki...
Tek bir tanesi tuttu. Hangisi olduğunu bilmiyoruz. Ama ben şuan hayalimi büyütmekle meşgulum. Benim mucizem bugün 8 aylık. Ben 46 yaşımda anne oldum..

Asla denemekten vazgeçmeyin. Her kadının 1 altın yumurtası mutlaka vardır. Sizi yüreklendiren, umutlandıran bir doktorla çıkın yola. Ben bugün bu mucizeyi yaşıyorsam önce Allah'ın izniyle, sonra Prof.Dr Bülent Tıraş sayesinde ...

Duam isteyen her kadının bir gün mutlaka anne olması...
Yaa maşallah size isabel hanım cok duygulandım okurken🥹 Allah isteyen tüm kadınlara bu duyguyu yaşatsın bambaşka birşey gerçekten🙏🏼🙏🏼
 
Bu hayatta neyi çok istersen o senin sınavın olurmuş. Bende kendimi bildim bileli hep anne olmak istedim. Lisedeyken teyzeme evlenmeyeyim ama 5 tane çocuğum olsun dediğimi hatırlıyorum. Benim hep çok çocuklu bir aile hayalim vardı. Ve ben hayatımın sınavını bu uğurda verdim..

40 yaşımda Bülent Tıraş hocama başvurma sebebim ileri yaşımdan dolayı sağlıklı bir hamilelik geçirip, sağlıklı bir evlat sahibi olmaktı. Her şeyin kolay olacağından o kadar emindim ki beni bekleyen tatsız sürprizlerden habersiz. Oysa ki o gün başladı bizim 5 yıllık uzun, sancılı mücadelemiz, sınavımız.

Okuyanları sıkmamak adına özetle; Toplam 5 yıl, 8 tüp bebek tedavisi, 41 genetiğe gönderilmiş embriyo. Ve biz asla sağlıklı embriyo bulamadık. Hep trizomili ve monozomili embriyo sonucu aldık genetikten. Hiç unutmuyorum 2016 yılında başladığımız ilk tedavimizde genetiğe 10 embriyo gönderdik. Gelen sonuçta 2 monozomili, 7 trizomoli ve 1 tanede sinyal alınamayan embriyo notu düşülmüştü. Biz o kadar yıkıldık ki bu sonuç karşısında. Çünkü asla böyle bir sonuç beklemiyorduk. Ama yumurtalarım yıllara yenilmişti. Genel olarak sorun benim ileri yaşıma bağlı kalitesiz, sağlıksız yumurtalara sahip olmamdı.

Hocam ilk tesellisini o gün şöyle verdi; Bu sonuç bir kriter değil, çünkü her ay sahip olduğun yumurtanın sayısı da, kalitesi de bir sonraki ay bambaşka olur. O yüzden üzülme önümüzdeki ay yumurtaların daha iyi olabilir..
Hiç daha iyi olmadı ve sonuç olarak 5 yıl boyunca hep o kaliteli tek bir embriyoyu aradık.
Yoruldum, yıprandım vazgeçtiğim zamanlar oldu fakat bu süre zarfında bana umudumu kaybettirmeyende, inancımı hep canlı tutmaya çalışandan hocam oldu. İlk tanıştığımız günden son tedaviye kadar bana hep "Seni anne yapacağız " dedi. Kötü gelen sonuçların hiçbirinde vazgeçelim demedi. Hep devam edelim diyerek yüreklendirdi beni. Öyle ki eşimin sonuçları gösterdiği bir doktor tanıdığı bile paranızı da, zamanınızı da boşa harcamayın demişti ama hocam bir gün bile vazgeçmeyi düşünmedi..

Hiç unutmuyorum yorucu geçen 5 yılın sonunda bende artık son tedavi için bu son dedim. Çünkü alınıp verilen kilolar, sürekli değişen ruh halleri, hayal kırıklıkları, hayatını her şeyini çocuk sahibi olmaya odaklı yaşayıp aslında hayatını yaşayamama, delik deşik olan göbek çevresi vs...gibi sebeplerden bende artık bu son dedim. Ve artık 45 yaşımdaydım. Son tedavide yine 10 yumurta toplandı. Sadece 3 tanesi 3.güne ulaştı. Bu kez farklı olarak genetiğe göndermeden transfer edelim diye karar verdi hocam. O güne kadar bana asla transfer yapılmadı çünkü sağlıklı embriyo bulamadık. Son tedavide genetiğe gönderilmeden transfer edilecekti. Çünkü çok çok iyi değildi embriyolarım ve genetiğe göndererek iyice bozmak istemedik yapısını. Zaten sağlıksız embriyo ile bir gebelik oluşmaya bilirdi. Oluşsa da vücut atabilirdi, yada ileriki zamanlarda alınan kan örnekleri ile kromozom bozuklukları tespit edilebilirdi. Birkaç ay zaman istedim transferden önce. Embriyolar 3.günde donduruldu. Transfer için ilaçlar kullandım, hazırlandım ve transfer günü hastaneye gittim. Ama benim embriyolar maalesef çözülürken bozuldu. Koca bir yumruk yemiş gibi oldum. Boğazım düğüm düğüm. Her şey bitmişti işte. Umudun bittiği yerde bitiyormuş insan. Her tedavide şunu söylerdim; Sonuçlar hep kötü geliyor olsa da deniyor olmak umut var demekti. Yaşım genç olsaydı daha da deneyebilirdim. Çünkü denememek her şey bitti demekti. Her şey bitti demeye gönlüm hiç razı gelmedi. Gönlüm razı gelseydi bile o umutsuzluğa hocam izin vermezdi. Ama o gün her şey bitti dedim.

Her şey bitti derken bize şöyle bir teklifte bulundu canım hocam. 2016 yılındaki ilk tedaviden 2 monozomili ve sinyal alınamayan bu yüzden çalışılamayan 1 embriyo vardı. Bu monozomililerden birini ve sinyal alınamayan o bir embriyoyu transfer edelim. O kadar ilaç aldın, hazırlandın, gel deneyelim dedi. Ve denedik. Ve iyi ki denedik. Ve iyi ki hocam bizi bunun için yüreklendirdi. İyi ki..
İyi ki...
Tek bir tanesi tuttu. Hangisi olduğunu bilmiyoruz. Ama ben şuan hayalimi büyütmekle meşgulum. Benim mucizem bugün 8 aylık. Ben 46 yaşımda anne oldum..

Asla denemekten vazgeçmeyin. Her kadının 1 altın yumurtası mutlaka vardır. Sizi yüreklendiren, umutlandıran bir doktorla çıkın yola. Ben bugün bu mucizeyi yaşıyorsam önce Allah'ın izniyle, sonra Prof.Dr Bülent Tıraş sayesinde ...

Duam isteyen her kadının bir gün mutlaka anne olması...
Bir kez daha deneyip pes ederim derken bu yazınız çok iyi geldi bana. Sağlıkla büyüsün evladınız. Rabbim bize de tattırsın inşallah ❤️
 
X