- 15 Şubat 2014
- 1.322
- 1.276
Huzurlu Bir Yaşam için Affetmeyi Öğrenin-2
Kendini sevmezsen kendinle yüzleşemezsin. - OSHO
Affetmek bir süreçtir. Hemen bir anda olacak bir şey değildir. Bir yaranın iyileşmesi gibidir. Adım adım süren bir iyileşme sürecidir. Çoğu kişi öfkenin ve intikam arzusunun kendi varlığını koruduğuna inanır. Bu nedenle bilinçaltı affetmeye karşı korku yaratır. Bu tip bilinçaltı kaygıları bulup ortadan kaldırmak gerekir.
Biz insanız. İnsan duygusal varlıktır. Duygusal varlık olarak insan yaşamında hata yapabilir. Yani biz insan olarak duygusal ve hata yapabilen bir varlığız. Bu nedenledir ki Allah affedici olduğunu Kuran’ da onlarca ayette belirtilmiştir.
“Kullarının tevbesini kabul eden, kötülükleri affeden ve sizin yaptıklarınızı bilen O'dur.” (Sura-25)
“Başınıza gelen herhangi bir musibet kendi ellerinizle kazandıklarınız yüzündendir. Bununla beraber Allah yine de çoğunu affeder.” (Sura-30)
Affetmeye başlamadan önce öfkenin hangi konularda tetiklendiğini keşfetmek uygun olacaktır. Sana mantıklı gelen bir şeyin neden mantıklı geldiğini sorgulamak, sabah uyandığındaki ruh halini sorgulamak, aynaya baktığındaki ruh halini sorgulamak, eşinle ya da sevgilinle konuşurkenki ruh halini sorgulamak, işe giderken ve işi yaparkenki ruh halini sorgulamak affetmek kavramını senin için değiştirmeye başlatacak konulardır. Bunları yaptıkça kendinle ilgili bambaşka bir bakış açısı keşfedeceksin...
Olaylara verdiğiniz tepkilerin olayla alakası varmış gibi gözükse de olayın kendisiyle alakası yoktur. Bu tamamen sizin seçiminizdir.
Evet, geldik esas en önemli konuya affetmek için “NE YAPMALI” sorusudur… Çok ilginçtir ki çoğu kitap zaten “ne yapmamız” gerektiğini binlerce değişik yöntem üzerinde gösteriyor. Ama soru hiç değişmiyor. Ne yapmalıyız… ?
Ho’oponopono, Eft, hipnoz, meditasyon, olumlama vs… Bunu yapmalısın, bunu bunu yada bunu… 3 gün yada 5 gün sonrasında yeni soru… Ne yapmalıyız… ?
Evet. Bu konuda kullanabileceğiniz birçok teknik mevcut. Ancak öncelikle önemli olan duygularınızın farkına varmak, düşüncelerinizi sorgulamak ve kendinizle yüzleşmeyi kabul etmek. Düşüncelerimiz kördüğüm olmuşken duygularımızı kapatmışken hiçbir şeyi çözümleme şansımız olmayacaktır.
Öncelikle düşüncelerimizi farkına varmamız gerekiyor. Aydınlanıyorum, sevgiyi kabul ediyorum derken hâlbuki kızgınsın, hâlbuki sende değer görmek, ilişki bulmak, haklı çıkmak, kavga etmek bazen de öfkelenmek istiyorsun… Yanlış yerden yola çıkıyorsun
Yanlış yerden yola çıkınca da hem isteklerimize ulaşamıyoruz. Hem duygularımızı kabul etmediğimiz için özgürleşemiyoruz. Hem de farklı bir şekilde bastırdığınız içinde içindeki acı ve suçluluk duygusu büyüyor…
Kişisel gelişim, çalışmalarında kullanılan tüm yöntemler dört temel üzerine kurulmuştur… Kabul etmek, Affetmek, Sevgi ve Minnettarlık…
Affetme çalışmaları konusunda sizin için en doğru yöntem ise sizin en çok hoşunuza giden yapmaktan zevk aldığınız, isteyerek yaptığınız yöntemlerdir.
Her insan farklıdır. Her insan farklı şeyleri yapmaktan hoşlanır. Bu bir kendini keşfetme ve özgürleştirme yolculuğudur. Yolculuk yaparken insanlar farklı araçlar kullanmaktan hoşlanır. Kimisi uçaktan, kimisi trenden, kimisi gemiden, kimisi ise attan. Bunların hepsi size hedefinize götürecek araçlardır. Bunun dışında gerektiği zaman yola uygun araç seçmek zorunda kalabilirsiniz. Örneğin, Everest’in tepesine çıkmaya niyetlendiğinizde, bulunduğunuz yerden havaalanına gitmek için önce belki taksiyle sonra uçakla, sonra yeniden araç ya da başka bir vasıtayla, sonra binek hayvanıyla devamında ise yürüyerek yolculuk yapmak zorunda kalabilirsiniz. Her bir aracın yolculuktaki yeri farklıdır. Ancak size uygun donanım, uygun araç ve sabırla bu yolculukta zirveye ulaşırsınız.
İkinci konu kendimizi ve her şeyi olduğumuz gibi kabul etmek. Belki anlamamız gereken en önemli konu bu. Birçok insan sözde ben kendimi seviyorum ve olduğum gibi kabul ediyorum diyor. Ama bunu özde uygulamaya geçemiyor.
Kabul konusu sanki istenmeyen duruma razı olmak gibi algılansa da burada anlatmak istenilen konu gerçeğe direnmeyi bırakmaktır. Evet, geçmişte bir hata yapmış olabilirsiniz. Başka birisi size sizin istemediğiniz gibi davranmamış olabilir. Anlamanız gereken esas konu yaşamış olduğunuz bu olayın değişmesi için direnmek bunun için mücadele etmek yerine olayı yaşadığınız gerçeği görmek ve bundan sonra ne yapılabileceği yönünde adım atmaktır.
Ebetteki rahatsız olduğunuz bir konuda kendinizi ifade edeceksiniz. Örneğin bir kafe de oturuyorsunuz, az şekerli bir kahve istediniz. Kahve geldiğinde bunun şekerli olduğunu fark ettiniz. Bu durumda ne istediğinizi uygun bir dille net bir şekilde garsona söylemek direnmek değildir. Bu kendiniz ifade etmektir.
Ancak, örneğin dışarıda yağmur yağıyor siz bunu görerek dışarı çıkarken şemsiye alıyorsunuz. Yağmurun yağdığını görerek, yağmurun yağdığı için kızmak yerine yağmurun yağdığını kabul edip bir sonraki adım için tedbir alıp devam ediyorsun. İşte bu kabuldür.
Sevgiliniz sizi terk ettiyse, reddedildiyseniz, paranız yoksa ailenizle aranız bozuksa, öfkeliyseniz, vicdan azabı çekiyorsanız, tecavüze uğradıysanız, ağır bir hastaysanız sadece kabul edin...
Kim olduğunuzu nasıl bir insan olduğunuzu düşünüp kabul edin. Siğil yada sivilcelerinizle kabul edin... Kendinizi güzel bulmuyorsanız kabul edin. Kilolarınızı kabul edin...
Çünkü gerçek olan bu, gerçeğe direnmek yerine durumu kabul edip normal yaşantınıza devam etmeyi seçin. Kilolu halinizi kabul etmezseniz her gittiğiz yerde sizin odağınız kilolarınızda olacağı için kendinizi rahat hissetmeyeceksiniz. Burnunuzu beğenmiyorsanız her gittiğiniz yerde odağınızda o olacaktır. Siz kendinizi olduğunuz gibi kabul ederseniz etrafınızdaki herkes te sizi o şekilde kabul eder.
Gerçeğe direnmeyi bırakmak size hayata yeni bir bakış açısı sağlar. Dikkatinizi kendinizde gördüğünüz eksiklikler yerine dışarıya neler yapabileceğinize çevirirsiniz. Çaresizlik yerine çareyi görmeye başlarsınız.
Herhangi birinin mükemmel olacağı fikrini bıraktığınız gibi sizinde mükemmel olacağı fikrini bırakın. Yargılamayı bırakın, kıyas yapmayı bırakın. Değeriniz bir başkasının değeriyle kıyaslanarak saptanamaz. Yaşam bir yarışma ya da rekabet değildir. Başarma baskısını bırakın. Başarı toplumun ölçütleri ile değil, sizin benliğinizle olan ilişki ile ölçülür. Kendinizi seviyorsanız, kabul ediyorsanız, affedebiliyorsanız başarılısınız...
Bir diğer konu ise kendimizi olduğumuz gibi onaylamak. Geçmişte her ne karar almışsanız, her ne yapmış olursanız olun bunu o günkü şartlar içerisinde sizin için en iyisi olduğunu düşünerek yaptınız. Elinizde bulunan verilere göre yaptınız. Kararınızın sorumluluğunu üzerinize alın ve sonuçlarını kabul edin. Orada almış olduğunuz kararınıza takılıp kalmak yerine keşkeler peşinde koşmak yerine oradaki tamamlanmamış işinizi tamamlayın ve kapatın.
http://4.bp.blogspot.com/-717FX0-toss/Uy1_xZ7lK5I/AAAAAAAABVI/UGwIwaG3rwU/s1600/%C3%B6fke.jpg
Affetme çalışmaları için uygulanabilecek yöntemlerden biri tek ve çift boş sandalye çalışmalarıdır. Affetme çalışması için sakin ve rahatsız edilemeyeceğiniz bir yer bulun. İki tane sandalye alın ve karşılıklı koyun. Veya bu konuda hayal gücünüzü çalıştırın. Devamında birine kendiniz oturun diğerine ise öfkeli olduğunuz kişinin oturduğunu hayal edin. Duygularınıza odaklanın, duygularınızı hissetmeye çalışın. Bilinçaltı kayıt dönüştürme çalışmalarında en önemli konu duygulardır. Çünkü enerji duygulardadır. Eğer duyguyu hissetmezseniz onun enerjisini hissedip boşaltamazsınız. Kucağınıza bir yastık alın. Karşınızda öfkeli kişi oturduğu yerde o kişiye karşı tüm öfke ve kızgınlığınızı yüksek sesle dile getirin. Avazınız çıktığı kadar bağırın çağırın ona olan öfke kızgınlığınızın nedeni olan konuları haykırın. Fiziksel olarak vurmak istiyor olabilirsiniz. Bunun için yastığı kullanın. Ve içinizdeki tüm kötü duyguları boşaltın.
Sana öfkeliyim……. yaptığın için.
Sana kızgınım ………. Şeklinde davrandığın için.
Sana kızgınım benim …….. davranışımın karşılığında ….. davranışında bulunmadığın için vs.
Neden ……………………….. yaptın?
Senden nefret ediyorum çünkü……..
Kibar olacağım diye kendinizi sınırlamayın. Ve bu olayı sadece zihinde yapmayın. Buradaki temel amaç zihnimizi boşaltmak. Zihinde yeniden sarmala girebilirsiniz. Konuşarak, bağırarak ve vurarak yaptığınızda olaya tüm duyularınız katılacak ve kendiniz için o kadar inandırıcı olacaksınız. Öcünüzü aldığınızı hissedin ki affetmeyi kabul edebilesiniz. İçinizdeki öfke kızgınlık, kırgınlık enerjisi bittiğinde doğal olarak rahatlamış olacağınız için olaya çok daha farklı açıdan bakabileceksiniz.
Sizin tarafınızdan söylenecek sözler bittikten sonra karşı tarafın savunmasını alın. Sizin suçlamalarınız için ne diyor. İçinizden onun yerine bir cevap gelecektir.
Cevap geldiğinde onu dinleyin ve kendinize şunu sorun verilen cevap sizin onu affetmeniz için yeterli mi? Gelen cevap sizi tatmin ediyor mu? Bu soruların cevabı evetse onu affetmeye hazırsınız demektir. Onu gerçekten canı gönülden affedin kendinizi ve onu serbest bırakın. Ona sarılın ve gitmesine izin verin.
Bunun için aşağıdaki sözcükleri kullanabilirsiniz.
“ Seni affediyorum. Seni bağışlıyorum. Seni zihinsel ve manevi olarak serbest bırakıyorum. Bana verdiklerin için teşekkür ederim. Onları sevgiyle kabul ediyorum. Onlar bende kalacaklar. Sana verdiklerimi sevgiyle verdim onlar sende kalabilirler. Sana yaşamında iyilik sağlık ve huzur diliyorum. Seni sevgiye kutsuyor ve serbest bırakıyorum. Gitme izin veriyorum. Sen özgürsün bende özgürüm. Yolun açık olsun. “
Canı gönülden yapacağınız affetme çalışması sonrasında o kişi için sizin zihninizde tutunacak hiçbir dal kalmayacağı için odağınızdan çıkacaktır. Zihninizi kontrolü yeniden size geçecektir.
Yaşamımızda en çok suçladığımız kişiler bize en yakın kişilerdir. İlk başlangıçta affetme çalışmalarını anne, baba ve ailenin diğer üyeleri için yapın. Mutlaka ve mutlaka anne ve baba için yapın. Devamında hayatınızda etkili ve önemli olan diğer kişiler için (sevgili, öğretme, patron vs. ) yapın.
Ve en önemlisi o karşı sandalyeye en sonunda kendinizi oturtun ve kendinize duyduğunuz öfke ve suçlamaları açığa çıkartın ve boşaltın.
Belki tek çalışmada aklınıza birçok şey gelmeyecektir. Aklınıza geldikçe diğer günlerde devam edin. İnanın ailenizle ilişkileriniz farklı boyuta taşınacaktır.
Birilerini affedemiyorsanız kesinlikle o konuda kendinizi suçluyorsunuzdur. Kendinize bir inanç kalıbı dayatmanız vardır. Bunu bakın. Kendinizle yüzleşmeyi kabul edin. İnsan olarak kendimizle ilgili bir kusur olduğunda ya da yapmamamız gerektiği bize dikte edilen bir davranış yaptığımızda hemen savunmaya geçer ve olayın sorumluluğunu başkalarına atarız. Ve diğer kişiyi yoğun bir şekilde suçlayarak kendi vicdanımızı sustururuz. Eğer karşı kişiyi affedemiyorsak kesinlikle bu olayda karşımızdaki kişiyi affettiğimizde kendi canımız yanacağı içindir.
Hata yaptığınızda ne olacağınızdan korkuyorsunuz vicdanınızın kanayan yarasında kanı durduracak olan şey nedir?
Affetme çalışmasıyla birlikte içinizdeki kanayan yarayı iyileştirmek için adım atmış olacaksınız. Yarayı temizleyip pansuman yapmış olacaksınız. Burada yapmış olduğunuz çalışmayı sanal hayata uyguladığınızda gerçek iyileşme o zaman olacaktır.
Affetme çalışması sonra içinize bakın hala kanayan bir yer var mı? Öfke ve kızgınlık duyduğunuz kişi ile ilgili iyi dilekler dilediğinizde ne hissediyorsunuz? Eğer iyi dilek dileği sizi rahatsız etmiyorsa işte o zaman onu gerçekten affetmişsinizdir. Yok, hala içinizde bir kırgınlık, kızgınlık varsa hala kıyıda köşede kalmış bir şeyler vardır. Düşüncelerinizi yeniden bir daha sorgulayın.
İnanın her şey sadece bir ilizyondur.
Herhangi birinin herhangi bir zaman mükemmel olabileceği fikrini bıraktığınız gibi sizinde mükemmel olabileceğiniz fikrini de bırakın.
Dövünmeyi bırakın. “Keşke”ler insanı yanıltır. Bu insanın acı egosunun en çok beslendiği kelimedir. Bu kelime ile özdeş olmayı bırakın. Yargılamayı bırakın. Kıyaslamayı bırakın. Değeriniz bir başkasının onayı ile kıyaslanamaz. Onaylanma isteğini bırakın.
Nefret etmeyi bırakın bu sizin enerjinizi çalar. Olumsuzluğu bırakın. Yaşamın nasıl adaletli olması gerektiği ile ilgili koşulları düşünmeyi bırakın. Yaşam adildir veya değildir. Adil olsa da bu bizim anlayamayacağımız ilahi düzende adildir. Bunu mantığımızla anlamaya çalışmak fikrini bırakın.
Her şeyi kontrol etmeye çalışmayı bırakın. Her şeyi kontrol edebileceğiniz fikrini bırakın. Zaten her şeyi kontrol edemezsiniz. Bunun için uğraşmaktan vazgeçin. Bu anlattıklarımı içinize sindiremiyor olabilirsiniz. Bu sindiremezliği de bırakın.
Hayatın sürekli sonuç almak üzere olduğunu bırakın. Hayat sonuç değildir. Süreçtir. Deneyimlemektir. Gelecekte bir yerlerde bir şey elde etmeye çalışma fikrini bırakın. Deneyimleyin. Deneyimlediğiniz kadarını takdir edin. Bilgiyi güç saymayı bırakın. Güç olmakta yatar.
Arkadaşlarınızın hepsine kendinizi kabul ettirmek fikrini bırakın. Arkadaşlarınızla aranız bozuk olabilir. Bunlar onarılmıyorsa üzülmeyi bırakın. Bütün ilişkilerinizi onarmaya çalışmak fikrini bırakın. Bunu zaten yapamazsınız. Hayat kan değişimdir.
Hayat deneyimlemektir. Sonuç almak değil.. Hayat deneyimlemektir. Sürekli bir şeyleri düzeltmeye çalışmak değil. Olayları olduğu gibi kabullenin. Kendiniz olun. Bağışlayıcı olun. Sevgi veren taraf olun. Bazı şeyler kendi kendine de düzelebilir. Ya da hiç düzelmeyebilir. Bunları düşünmeyi bile bırakın.
Rahatlayın ve gevşeyin. Odaklanacağınız tek alan kendi içiniz olsun... İşte böyle... Harika :)
Canı gönülden yapacağınız affetme çalışmaları sonrasında bu durumu hayatınıza yansıtmaya başladığınızda huzurlu ve kaliteli bir yaşamın sizi beklediğiniz göreceksiniz.
‘"Dünün güneşi ile bugünün çamaşırı kurutulmaz"
Dün dündü bugün yeni bir gün.
Kendini sevmezsen kendinle yüzleşemezsin. - OSHO
Affetmek bir süreçtir. Hemen bir anda olacak bir şey değildir. Bir yaranın iyileşmesi gibidir. Adım adım süren bir iyileşme sürecidir. Çoğu kişi öfkenin ve intikam arzusunun kendi varlığını koruduğuna inanır. Bu nedenle bilinçaltı affetmeye karşı korku yaratır. Bu tip bilinçaltı kaygıları bulup ortadan kaldırmak gerekir.
Biz insanız. İnsan duygusal varlıktır. Duygusal varlık olarak insan yaşamında hata yapabilir. Yani biz insan olarak duygusal ve hata yapabilen bir varlığız. Bu nedenledir ki Allah affedici olduğunu Kuran’ da onlarca ayette belirtilmiştir.
“Kullarının tevbesini kabul eden, kötülükleri affeden ve sizin yaptıklarınızı bilen O'dur.” (Sura-25)
“Başınıza gelen herhangi bir musibet kendi ellerinizle kazandıklarınız yüzündendir. Bununla beraber Allah yine de çoğunu affeder.” (Sura-30)
Affetmeye başlamadan önce öfkenin hangi konularda tetiklendiğini keşfetmek uygun olacaktır. Sana mantıklı gelen bir şeyin neden mantıklı geldiğini sorgulamak, sabah uyandığındaki ruh halini sorgulamak, aynaya baktığındaki ruh halini sorgulamak, eşinle ya da sevgilinle konuşurkenki ruh halini sorgulamak, işe giderken ve işi yaparkenki ruh halini sorgulamak affetmek kavramını senin için değiştirmeye başlatacak konulardır. Bunları yaptıkça kendinle ilgili bambaşka bir bakış açısı keşfedeceksin...
Olaylara verdiğiniz tepkilerin olayla alakası varmış gibi gözükse de olayın kendisiyle alakası yoktur. Bu tamamen sizin seçiminizdir.
Evet, geldik esas en önemli konuya affetmek için “NE YAPMALI” sorusudur… Çok ilginçtir ki çoğu kitap zaten “ne yapmamız” gerektiğini binlerce değişik yöntem üzerinde gösteriyor. Ama soru hiç değişmiyor. Ne yapmalıyız… ?
Ho’oponopono, Eft, hipnoz, meditasyon, olumlama vs… Bunu yapmalısın, bunu bunu yada bunu… 3 gün yada 5 gün sonrasında yeni soru… Ne yapmalıyız… ?
Evet. Bu konuda kullanabileceğiniz birçok teknik mevcut. Ancak öncelikle önemli olan duygularınızın farkına varmak, düşüncelerinizi sorgulamak ve kendinizle yüzleşmeyi kabul etmek. Düşüncelerimiz kördüğüm olmuşken duygularımızı kapatmışken hiçbir şeyi çözümleme şansımız olmayacaktır.
Öncelikle düşüncelerimizi farkına varmamız gerekiyor. Aydınlanıyorum, sevgiyi kabul ediyorum derken hâlbuki kızgınsın, hâlbuki sende değer görmek, ilişki bulmak, haklı çıkmak, kavga etmek bazen de öfkelenmek istiyorsun… Yanlış yerden yola çıkıyorsun
Yanlış yerden yola çıkınca da hem isteklerimize ulaşamıyoruz. Hem duygularımızı kabul etmediğimiz için özgürleşemiyoruz. Hem de farklı bir şekilde bastırdığınız içinde içindeki acı ve suçluluk duygusu büyüyor…
Kişisel gelişim, çalışmalarında kullanılan tüm yöntemler dört temel üzerine kurulmuştur… Kabul etmek, Affetmek, Sevgi ve Minnettarlık…
Affetme çalışmaları konusunda sizin için en doğru yöntem ise sizin en çok hoşunuza giden yapmaktan zevk aldığınız, isteyerek yaptığınız yöntemlerdir.
Her insan farklıdır. Her insan farklı şeyleri yapmaktan hoşlanır. Bu bir kendini keşfetme ve özgürleştirme yolculuğudur. Yolculuk yaparken insanlar farklı araçlar kullanmaktan hoşlanır. Kimisi uçaktan, kimisi trenden, kimisi gemiden, kimisi ise attan. Bunların hepsi size hedefinize götürecek araçlardır. Bunun dışında gerektiği zaman yola uygun araç seçmek zorunda kalabilirsiniz. Örneğin, Everest’in tepesine çıkmaya niyetlendiğinizde, bulunduğunuz yerden havaalanına gitmek için önce belki taksiyle sonra uçakla, sonra yeniden araç ya da başka bir vasıtayla, sonra binek hayvanıyla devamında ise yürüyerek yolculuk yapmak zorunda kalabilirsiniz. Her bir aracın yolculuktaki yeri farklıdır. Ancak size uygun donanım, uygun araç ve sabırla bu yolculukta zirveye ulaşırsınız.
İkinci konu kendimizi ve her şeyi olduğumuz gibi kabul etmek. Belki anlamamız gereken en önemli konu bu. Birçok insan sözde ben kendimi seviyorum ve olduğum gibi kabul ediyorum diyor. Ama bunu özde uygulamaya geçemiyor.
Kabul konusu sanki istenmeyen duruma razı olmak gibi algılansa da burada anlatmak istenilen konu gerçeğe direnmeyi bırakmaktır. Evet, geçmişte bir hata yapmış olabilirsiniz. Başka birisi size sizin istemediğiniz gibi davranmamış olabilir. Anlamanız gereken esas konu yaşamış olduğunuz bu olayın değişmesi için direnmek bunun için mücadele etmek yerine olayı yaşadığınız gerçeği görmek ve bundan sonra ne yapılabileceği yönünde adım atmaktır.
Ebetteki rahatsız olduğunuz bir konuda kendinizi ifade edeceksiniz. Örneğin bir kafe de oturuyorsunuz, az şekerli bir kahve istediniz. Kahve geldiğinde bunun şekerli olduğunu fark ettiniz. Bu durumda ne istediğinizi uygun bir dille net bir şekilde garsona söylemek direnmek değildir. Bu kendiniz ifade etmektir.
Ancak, örneğin dışarıda yağmur yağıyor siz bunu görerek dışarı çıkarken şemsiye alıyorsunuz. Yağmurun yağdığını görerek, yağmurun yağdığı için kızmak yerine yağmurun yağdığını kabul edip bir sonraki adım için tedbir alıp devam ediyorsun. İşte bu kabuldür.
Sevgiliniz sizi terk ettiyse, reddedildiyseniz, paranız yoksa ailenizle aranız bozuksa, öfkeliyseniz, vicdan azabı çekiyorsanız, tecavüze uğradıysanız, ağır bir hastaysanız sadece kabul edin...
Kim olduğunuzu nasıl bir insan olduğunuzu düşünüp kabul edin. Siğil yada sivilcelerinizle kabul edin... Kendinizi güzel bulmuyorsanız kabul edin. Kilolarınızı kabul edin...
Çünkü gerçek olan bu, gerçeğe direnmek yerine durumu kabul edip normal yaşantınıza devam etmeyi seçin. Kilolu halinizi kabul etmezseniz her gittiğiz yerde sizin odağınız kilolarınızda olacağı için kendinizi rahat hissetmeyeceksiniz. Burnunuzu beğenmiyorsanız her gittiğiniz yerde odağınızda o olacaktır. Siz kendinizi olduğunuz gibi kabul ederseniz etrafınızdaki herkes te sizi o şekilde kabul eder.
Gerçeğe direnmeyi bırakmak size hayata yeni bir bakış açısı sağlar. Dikkatinizi kendinizde gördüğünüz eksiklikler yerine dışarıya neler yapabileceğinize çevirirsiniz. Çaresizlik yerine çareyi görmeye başlarsınız.
Herhangi birinin mükemmel olacağı fikrini bıraktığınız gibi sizinde mükemmel olacağı fikrini bırakın. Yargılamayı bırakın, kıyas yapmayı bırakın. Değeriniz bir başkasının değeriyle kıyaslanarak saptanamaz. Yaşam bir yarışma ya da rekabet değildir. Başarma baskısını bırakın. Başarı toplumun ölçütleri ile değil, sizin benliğinizle olan ilişki ile ölçülür. Kendinizi seviyorsanız, kabul ediyorsanız, affedebiliyorsanız başarılısınız...
Bir diğer konu ise kendimizi olduğumuz gibi onaylamak. Geçmişte her ne karar almışsanız, her ne yapmış olursanız olun bunu o günkü şartlar içerisinde sizin için en iyisi olduğunu düşünerek yaptınız. Elinizde bulunan verilere göre yaptınız. Kararınızın sorumluluğunu üzerinize alın ve sonuçlarını kabul edin. Orada almış olduğunuz kararınıza takılıp kalmak yerine keşkeler peşinde koşmak yerine oradaki tamamlanmamış işinizi tamamlayın ve kapatın.
http://4.bp.blogspot.com/-717FX0-toss/Uy1_xZ7lK5I/AAAAAAAABVI/UGwIwaG3rwU/s1600/%C3%B6fke.jpg
Affetme çalışmaları için uygulanabilecek yöntemlerden biri tek ve çift boş sandalye çalışmalarıdır. Affetme çalışması için sakin ve rahatsız edilemeyeceğiniz bir yer bulun. İki tane sandalye alın ve karşılıklı koyun. Veya bu konuda hayal gücünüzü çalıştırın. Devamında birine kendiniz oturun diğerine ise öfkeli olduğunuz kişinin oturduğunu hayal edin. Duygularınıza odaklanın, duygularınızı hissetmeye çalışın. Bilinçaltı kayıt dönüştürme çalışmalarında en önemli konu duygulardır. Çünkü enerji duygulardadır. Eğer duyguyu hissetmezseniz onun enerjisini hissedip boşaltamazsınız. Kucağınıza bir yastık alın. Karşınızda öfkeli kişi oturduğu yerde o kişiye karşı tüm öfke ve kızgınlığınızı yüksek sesle dile getirin. Avazınız çıktığı kadar bağırın çağırın ona olan öfke kızgınlığınızın nedeni olan konuları haykırın. Fiziksel olarak vurmak istiyor olabilirsiniz. Bunun için yastığı kullanın. Ve içinizdeki tüm kötü duyguları boşaltın.
Sana öfkeliyim……. yaptığın için.
Sana kızgınım ………. Şeklinde davrandığın için.
Sana kızgınım benim …….. davranışımın karşılığında ….. davranışında bulunmadığın için vs.
Neden ……………………….. yaptın?
Senden nefret ediyorum çünkü……..
Kibar olacağım diye kendinizi sınırlamayın. Ve bu olayı sadece zihinde yapmayın. Buradaki temel amaç zihnimizi boşaltmak. Zihinde yeniden sarmala girebilirsiniz. Konuşarak, bağırarak ve vurarak yaptığınızda olaya tüm duyularınız katılacak ve kendiniz için o kadar inandırıcı olacaksınız. Öcünüzü aldığınızı hissedin ki affetmeyi kabul edebilesiniz. İçinizdeki öfke kızgınlık, kırgınlık enerjisi bittiğinde doğal olarak rahatlamış olacağınız için olaya çok daha farklı açıdan bakabileceksiniz.
Sizin tarafınızdan söylenecek sözler bittikten sonra karşı tarafın savunmasını alın. Sizin suçlamalarınız için ne diyor. İçinizden onun yerine bir cevap gelecektir.
Cevap geldiğinde onu dinleyin ve kendinize şunu sorun verilen cevap sizin onu affetmeniz için yeterli mi? Gelen cevap sizi tatmin ediyor mu? Bu soruların cevabı evetse onu affetmeye hazırsınız demektir. Onu gerçekten canı gönülden affedin kendinizi ve onu serbest bırakın. Ona sarılın ve gitmesine izin verin.
Bunun için aşağıdaki sözcükleri kullanabilirsiniz.
“ Seni affediyorum. Seni bağışlıyorum. Seni zihinsel ve manevi olarak serbest bırakıyorum. Bana verdiklerin için teşekkür ederim. Onları sevgiyle kabul ediyorum. Onlar bende kalacaklar. Sana verdiklerimi sevgiyle verdim onlar sende kalabilirler. Sana yaşamında iyilik sağlık ve huzur diliyorum. Seni sevgiye kutsuyor ve serbest bırakıyorum. Gitme izin veriyorum. Sen özgürsün bende özgürüm. Yolun açık olsun. “
Canı gönülden yapacağınız affetme çalışması sonrasında o kişi için sizin zihninizde tutunacak hiçbir dal kalmayacağı için odağınızdan çıkacaktır. Zihninizi kontrolü yeniden size geçecektir.
Yaşamımızda en çok suçladığımız kişiler bize en yakın kişilerdir. İlk başlangıçta affetme çalışmalarını anne, baba ve ailenin diğer üyeleri için yapın. Mutlaka ve mutlaka anne ve baba için yapın. Devamında hayatınızda etkili ve önemli olan diğer kişiler için (sevgili, öğretme, patron vs. ) yapın.
Ve en önemlisi o karşı sandalyeye en sonunda kendinizi oturtun ve kendinize duyduğunuz öfke ve suçlamaları açığa çıkartın ve boşaltın.
Belki tek çalışmada aklınıza birçok şey gelmeyecektir. Aklınıza geldikçe diğer günlerde devam edin. İnanın ailenizle ilişkileriniz farklı boyuta taşınacaktır.
Birilerini affedemiyorsanız kesinlikle o konuda kendinizi suçluyorsunuzdur. Kendinize bir inanç kalıbı dayatmanız vardır. Bunu bakın. Kendinizle yüzleşmeyi kabul edin. İnsan olarak kendimizle ilgili bir kusur olduğunda ya da yapmamamız gerektiği bize dikte edilen bir davranış yaptığımızda hemen savunmaya geçer ve olayın sorumluluğunu başkalarına atarız. Ve diğer kişiyi yoğun bir şekilde suçlayarak kendi vicdanımızı sustururuz. Eğer karşı kişiyi affedemiyorsak kesinlikle bu olayda karşımızdaki kişiyi affettiğimizde kendi canımız yanacağı içindir.
Hata yaptığınızda ne olacağınızdan korkuyorsunuz vicdanınızın kanayan yarasında kanı durduracak olan şey nedir?
Affetme çalışmasıyla birlikte içinizdeki kanayan yarayı iyileştirmek için adım atmış olacaksınız. Yarayı temizleyip pansuman yapmış olacaksınız. Burada yapmış olduğunuz çalışmayı sanal hayata uyguladığınızda gerçek iyileşme o zaman olacaktır.
Affetme çalışması sonra içinize bakın hala kanayan bir yer var mı? Öfke ve kızgınlık duyduğunuz kişi ile ilgili iyi dilekler dilediğinizde ne hissediyorsunuz? Eğer iyi dilek dileği sizi rahatsız etmiyorsa işte o zaman onu gerçekten affetmişsinizdir. Yok, hala içinizde bir kırgınlık, kızgınlık varsa hala kıyıda köşede kalmış bir şeyler vardır. Düşüncelerinizi yeniden bir daha sorgulayın.
İnanın her şey sadece bir ilizyondur.
Herhangi birinin herhangi bir zaman mükemmel olabileceği fikrini bıraktığınız gibi sizinde mükemmel olabileceğiniz fikrini de bırakın.
Dövünmeyi bırakın. “Keşke”ler insanı yanıltır. Bu insanın acı egosunun en çok beslendiği kelimedir. Bu kelime ile özdeş olmayı bırakın. Yargılamayı bırakın. Kıyaslamayı bırakın. Değeriniz bir başkasının onayı ile kıyaslanamaz. Onaylanma isteğini bırakın.
Nefret etmeyi bırakın bu sizin enerjinizi çalar. Olumsuzluğu bırakın. Yaşamın nasıl adaletli olması gerektiği ile ilgili koşulları düşünmeyi bırakın. Yaşam adildir veya değildir. Adil olsa da bu bizim anlayamayacağımız ilahi düzende adildir. Bunu mantığımızla anlamaya çalışmak fikrini bırakın.
Her şeyi kontrol etmeye çalışmayı bırakın. Her şeyi kontrol edebileceğiniz fikrini bırakın. Zaten her şeyi kontrol edemezsiniz. Bunun için uğraşmaktan vazgeçin. Bu anlattıklarımı içinize sindiremiyor olabilirsiniz. Bu sindiremezliği de bırakın.
Hayatın sürekli sonuç almak üzere olduğunu bırakın. Hayat sonuç değildir. Süreçtir. Deneyimlemektir. Gelecekte bir yerlerde bir şey elde etmeye çalışma fikrini bırakın. Deneyimleyin. Deneyimlediğiniz kadarını takdir edin. Bilgiyi güç saymayı bırakın. Güç olmakta yatar.
Arkadaşlarınızın hepsine kendinizi kabul ettirmek fikrini bırakın. Arkadaşlarınızla aranız bozuk olabilir. Bunlar onarılmıyorsa üzülmeyi bırakın. Bütün ilişkilerinizi onarmaya çalışmak fikrini bırakın. Bunu zaten yapamazsınız. Hayat kan değişimdir.
Hayat deneyimlemektir. Sonuç almak değil.. Hayat deneyimlemektir. Sürekli bir şeyleri düzeltmeye çalışmak değil. Olayları olduğu gibi kabullenin. Kendiniz olun. Bağışlayıcı olun. Sevgi veren taraf olun. Bazı şeyler kendi kendine de düzelebilir. Ya da hiç düzelmeyebilir. Bunları düşünmeyi bile bırakın.
Rahatlayın ve gevşeyin. Odaklanacağınız tek alan kendi içiniz olsun... İşte böyle... Harika :)
Canı gönülden yapacağınız affetme çalışmaları sonrasında bu durumu hayatınıza yansıtmaya başladığınızda huzurlu ve kaliteli bir yaşamın sizi beklediğiniz göreceksiniz.
‘"Dünün güneşi ile bugünün çamaşırı kurutulmaz"
Dün dündü bugün yeni bir gün.