Motivasyon_Konsantrasyon_Dini olumlamalar

Spor ve ideal kilo için olumlama
* Zihnim, vücudum ve ruhum mükemmel bir uyum içinde.
* Enerjik, kendine güvenen, sağlıklı biriyim ve gerektiği zaman çözümler üretiyorum.
* İdeal kilomu kolayca ve zahmetsizce koruyorum.
* İdeal kilomda kendimi daha özgür ve mutlu hissediyorum.
* Vücudumu sağlıklı yiyeceklerle besliyorum.
* Sadece acıktığımda ve yeteri kadar yemek yiyorum.

* Düzenli olarak yürüyor, spor yapıyorum.
* Ben vücuduma dikkat ediyorum, vücudum da beni kolluyor.
* Egzersizden keyif alıyorum.
* Vücudum sağlıklıdır ve tüm organlarım mükemmel bir uyum içinde çalışıyor.
* Her gün mekik çekiyor ve mide egzersizleri yapıyorum.
* Egzersiz hayatımın normal bir parçası.
* Hiç olmadığı kadar çalışmaya motiveyim.
* İstediğim vücut şeklini başarmaya çok azimliyim.
* Egzersiz yapma duygusunu seviyorum.
* Her zaman sınırlarıma kadar çalışıyorum.
* Her zaman rahatlık bölgemdeyim
* Kaslarım çabuk iyileşiyor ve ağrılarım hemen geçiyor.
* Antrenmanlarımdan her zaman en iyi sonucu alıyorum.

* Tamamen odaklanarak ve kendimi adayarak düzenli olarak egzersiz yapıyorum.
* Vücut geliştirmede başarılı olmak için gereken zihinsel yapıya sahibim.

* Zihinsel açıklığım ve konsantrasyonum mükemmel.
* Başarıdan yüzde yüz eminim.
 
Esma-ül Hüsna Sırları

El- MÜ'MİN
Gönüllerde iman ışığı uyandıran, kendine sığınanları koruyup rahatlatan
günde 137
Kötü hastalıklara düşmemek


El- MUSAVVİR
Tasvir eden, herşeye bir biçim ve özellik veren
günde 336
Maksat ve merama ulaşmak için


El- VASİ'
İlmi, rahmeti, kudreti, af ve mağfireti geniş, müsaadekar
günde 137
Ömür uzunluğu, rızık ve sıhhat genişliği için


El- VEDÛD
Kullarını çok seven, sevilmeye gerçekten layık olan
günde 400
Herkesin sevgisini kazanmak


El- BÂTIN
Herşeyden gizli
günde 62
Nefsi mutmain ve kalbi geniş olması için


El- AZÎZ
Mağlup edilmesi mümkün olmayan galip
günde 94
Düşmanlara galip gelmek


El- CEBBÂR
Eksikleri tamamlayan, dilediğini zorla yaptırmaya müktedir olan
günde 206
istek ve Arzuların olması için


El- KAHHÂR
Herşeye her istediğini yapacak şekilde galip ve hakim olan
günde 306
Zalimleri kahretmek için


El- KAVİY
Pek Güçlü
günde 116
Kansızlık ve vücudun güçlü olması için


El- VELİY
Sevdiği kullarının dostu
günde 2116
Her işinde Allah'ın yardımı için


El- MÜMÎT
Canlı bir mahlukun ölümünü yaratan
günde 490
Harama bakmamak, kötülükten vazgeçmek


El- VAHİD
Zatında, sıfatlarında, işlerinde, hükümlerinde, isimlerinde asla ortağı ve benzeri olmayan TEK
günde 3669 (19)
İstediği olur, kalbi uyanır, aklı nur


El- AHİR
Son
günde 801
Ömür uzunluğu için


Ed- DÂRR
Elem ve zarar verecek şeyleri yaratan
günde 1001
Zararlı kişinin kahrı için


El- MÜNTEKIM
Suçları adaleti ile müstehak oldukları cezaya çarptıran
günde 630
Zülüm ve fenalıktan korunmak



El- MELİK
Bütün Kainatın Tek Sahibi ve mutlak hükümdarı.
günde 91
Emir sahibi olmak, maddi ve manevi güçlü olmak


El- FETTÂH
Her türlü zorlukları açan ve kolaylaştıran
günde 489
Maddi manevi hayırlar için


El- AZİM
Çok Azametli
günde 1020
Sözünün tesirli ve sayırlı olmak için


MALİKÜ-L MÜLK
Mülkün ebedi sahibi
günde 212 ( 90 )
mal ve kazanca zarar gelmez


El- KUDDÛS
Hatadan, gafletten, aczden ve her türlü eksiklikten pek uzak, pek temiz
günde 170
Günahlardan kurtulmak ve kalp temizliği


El- MÜHEYMİN
Gözeten ve Koruyan
günde 145
İnsanların düşüncelerini anlar korunur.


El- MÜTEKEBBİR
Her şeyde ve her hadisede büyüklüğünü gösteren
günde 662
İzzete ve refaha nail olmak


El- ALÎM
Her şeyi çok iyi bilen
günde 150
ilim zenginliği için


El- KÂBID
Sıkan, Daraltan
günde 903
Zalimin zülmünden kurtulmak için


Es- SEMİ'
Herşeyi iyi işiten
günde 180
Duaların kabulu için


El- KEBİR
En büyük, pek büyük
günde 232
Hürmet görmek için


El- MUCİB
Kendisine dua edenlerin isteklerini veren
3025 (55X55)
Duaların kabul olunması için


Eş- ŞEHÎD
Bütün zamanlarda ve her yerde hazır ve nazır
günde 319
Şehid olmak, heybetli olmak için


El- HAMİD
Ancak kendisine hamdedilen, bütün varlığın diliyle yegane övülen
3844 ( 62X62 )
Kazancın genişlemesi


El- MÛBDÎ
Bütün varlıkları örneksiz ve maddesiz olarak ilk baştan yaratan
günde 57
Her işte muvaffak olmak için


El- KAYYÛM
Gökleri ve yeri, herşeyi tutan
günde 156
Allah'ın izniyle her istekleri olur


Es- SAMED
İhtiyaçları ve sıkıntıları gideren tek merci
günde 134
Hiç kimseye muhtaç olmamak


Et- TEVVÂB
Tevbeleri kabul edip, günahları bağışlayan
günde 409
Tövbelerin kabulu için


El- MUKSIT
Bütün işlerini denk ve birbirine uygun yerli yerinde yapan
günde 209
Eşler arasını düzeltmek için


El- CÂMİ'
İstediğini istediği zaman istediği yerde toplayan
günde 114
Küsleri barıştırmak için


El- ĞAFFÂR
Mağrifeti pek çok
günde 1281
Bağışlanmak ve günahlardan korunma


El- VEHHÂB
Her türlü nimeti devamlı bağışlayan
günde 196
Sıkıntısız borçsuz bir hayat için


Er- REZZÂK
Yaratılmışlara faydanılacak şeyleri ihsan eden
günde 308
Bol rızıklı ömür için


El- BÂSIT
Açan, Genişleten
günde 72
İşlerin büyümesi mal ve paranın bereketi


El- LÂTÎF
En ince işlerin bütün nceliklerini bilen, kullarına iyilikler ulaştıran
günde 129
Dileklerin olması, kısmet ve rızık için


El- ĞAFÛR
Affı ve mağfireti pek çok
günde 1286
Günahların affı, kötü ahlakı bırakmak


El- HASİB
Herkesin hayatı boyunca yapıp ettiği herşeyin hesabını bütün detayları ile bilen
günde 80
Herkese karşı alnı açık olmak


El- KERÎM
Lütfü ve keremi çok geniş, çok bol
günde 270
Bol rızık ve kolaylıklara nail olmak


Er-RAKÎB
Bütün varlığı gözeten bütün işleri murakabe eden
günde 312
Her işte Allah'ın koruması altında olmak için


El- HAKÎM
Bütün emirleri ve bütün işleri hikmetli
günde 6084
İlim ve hikmet sahibi olmak için


El- MECÎD
Şanı büyük ve yüksek
günde 3249
İzzet ve şerefin artması için


El- VEKÎL
Kendisine tevekkül edenlerin işlerini en iyi neticeye ulaştıran
günde 66
Allah'tan her türlü yardımı görmek için


El- METÎN
Çok Sağlam
günde 500
Maddi ve manevi sağlam olmak için


El- MUHYÎ
Can bağışlayan, hayat ve sağlık veren
günde 68
İşlerin başarılı olması için


El- MÂCÎD
Kadr ve şanı büyük, kerem ve iyilikleri pek çok
48X48 2304
Kazancın bolluğu için


El- HALÎM
Suçlara karşı hemen ceza vermeyen yumuşak davranan, süre veren
günde 88
Ahlak ve hilim güzelliği için


El- HAFIZ
Yapılan işleri bütün tafsilatıyla tutan,herşeyi belli bir vakte kadar bela afetten koruyan
günde 998
Nefsinin ve malının korunması için


El- MUÎD
Varlıkları yok ettikten sonra tekrar yaratan
günde 124
Elden kaçanı geriye kazanmak için


El- VÂCİD
İstediğini istediği anda bulan
günde 196
Kaybedilen şeyi bulmak


El- MUKADDİM
İstediğini ileri geçiren, öne alan
günde 184
Daima yükselmek için


El- MUAHHİR
İstediğini geri koyan, arkaya bırakan
günde 847
Kötü birinin uzaklaştırılması için


Ez- ZÂHİR
Herşeyde görünen aşikar
günde1106
Her meselenin zuhuru için


Er- RAÛF
Çok lütüfkar Çok esirgeyen
günde 287
Hiçbir varlıktan zarar görmez


Er- RAHMÂN
Bütün Yaratılmışlar hakkında hayır ve merhameti tercih eden
Günde zikir sayısı : 298
Dünya ve Ahirette Allah'ın sevgilisi olmak


Er- RAHÎM
Çok merhamet eden, büyük nimetler veren.
Günde zikir sayısı :258
Maddi ve Manevi Rızıklar


Es- SELÂM
Kullarını selamete çıkaran, Cennetteki bahtiyar kullarına selam veren
Günde zikir sayısı : 131
Korkulan herşeyden korunmak


El- HALÎK
Bütün varlığı, halleri ve hadiseleri, tayin ve tesbit eden hepsini yoktan var eden.
Günde zikir sayısı : 731
İşlerde üzüntüden ve sıkıntıdan kurtulmak


El- BÂRİ'
Eşyayı ve herşeyinvucüdunuherşeyin birbirine uygun halde yaratan
Günde Zikir Sayısı : 214
İşinde Başarılı olur, şöhret bulur


El- HÂFID
Yukardan aşağıya indiren alçaltan
Günde Zikir Sayısı : 1481
Kötüden ve belalardan korunmak


Er- RÂFİ
Yukarı kaldıran, yükselten
Günde Zikir Sayısı : 351
İnsanlar arasında ve işinde yükselmek için


El- MUİZ
İzzet veren, ağırlayan
Günde Zikir Sayısı : 117
Fakir ve zelillikten kurtulmak


El- BASİR
Her şeyi iyi gören
Günde Zikir Sayısı : 112
Acziyetin kalkması için


El- HAKEM
Hükmeden, hakkı yerine getiren
Günde Zikir Sayısı : 68
Haklı davasını kazanması için


El- ADL
Çok Adaletli
Günde Zikir Sayısı : 104
Adaletli olmak için


El- HABÎR
Herşeyin iç yüzünden gizli taraflarından haberdar
Günde Zikir Sayısı : 812
Hafıza ve idrakin genişlemesi için


Eş- ŞEKÛR
Kendi rızası için yapılan iyiliklere daha fazlasıyla karşılık veren
Günde Zikir Sayısı : 526
Talihin açıklığı, bol rızık


El- ALİY
Pek yüce, Pek yüksek
Günde Zikir Sayısı : 110
Zilleten kurtulmak ve ilim için


El- MUKÎT
Her yaratılmışın gıdasını, azığını veren
Günde Zikir Sayısı : 550
Muhtaç olunan şeyi kazanmak için


El- CELÎL
Celalet ve Ululuk sahibi
Günde Zikir Sayısı : 5329
Bir zalimi zorbayı zelil etmek için


El-BÂİS
Ölüleri diriltip kabirlerinden çıkaran
Günde Zikir Sayısı : 573
Kuvvetli irade ve alacaklarını almak için


El- HAY
Diri, herşeyi bilen, herşeye gücü yeten
Günde Zikir Sayısı : 324
Sözü tesirli ve herkesten tazim görür


El- KÂDİR
İstediğini istediği gibi yapmaya gücü yeten
Günde Zikir Sayısı : 305
İstediğini yapmaya gücü yetirmek


El- MUKTEDİR
Kuvvet ve kudret sahipleri üzerinde istediği gibi tasarrufta bulunan
Günde Zikir Sayısı : 774
Her işte başarılı olmak


El- EVVEL
İlk
Günde Zikir Sayısı : 37
Her hayır işinde birinci olmak için


El- VÂLİ
Kainatı ve her an olup biten herşeyi tedbir ve idare eden
Günde Zikir Sayısı : 47
Sözünün tesirli insanların sevmesi için


El- AFÜV
Çok affeden
Günde Zikir Sayısı : 156
Rızık bolluğu Kalp huzuru


Zül Celâl-i Ve'lİkrâm
Hem büyüklük sahibi hem fazl-i kerem sahibi
Günde Zikir Sayısı : 1155
işlerin kolaylığı için


El- MÂNİ'
Birşeyin meydana gelmesine izin vermeyen
Günde Zikir Sayısı : 161
Kaza beladan uzak olmak için


El- BÂKÎ
Varlığının sonu olmayan
Günde Zikir Sayısı : 113
Ömrün uzunluğu, sıhhatin iyiliği için


Er- REŞÎD
Bütün işleri ezeli takdirine göre yürütüp, dosdoğru bir nizam ve hikmet üzere sonucuna ulaştıran
Günde Zikir Sayısı : 514
İçki ve zinadan kurtulmak ve güzel ahlak için


Es- SÂBÛR
Çok sabırlı
Günde Zikir Sayısı : 298
Başladığı işi kolay bitirmek için


El- HÂDÎ
Hidayet veren, istediği kulunu muradına erdiren
Günde Zikir Sayısı : 400 (20X20)
çocukların itaatkar olması için


El- MUHSÎ
Sonsuzda olsa tek tek herşeyin sayısını bilen
Günde Zikir Sayısı : 148
Zekanın kuvvetli olması


El- GANİY
Çok zengin ve herşeyden müstağni
Günde Zikir Sayısı : 1060
Büyük servet ve geniş rızık


alıntı
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Ya Cami Esmasının Sırlarından, Mıknatıs etkisine Sahiptir..
''YA Cami'' esması mıknatıs etkisi yapan bir enerji alanına sahiptir. Niyet ettiğiniz ve dilediğiniz her şeyi kolaylıkla hayatınıza çekersiniz.
Örneğin hayatınızda sevgi ve aşk istiyorsanız '' Ya Cami Ya Vedud''
Rızık bolluk bereket istiyorsanız ''Ya Cami Ya Rezzak''
Hastalıklarınıza Şifa istiyorsanız ''Ya Cami Ya Şafi''
Bilgi ve zekanızın artmasını istiyorsanız ''Ya Cami Ya Alim'' şeklinde zikredebilirsiniz.

Cami esmasının anlamı; Toplayan, birleştiren, bir araya getiren demektir. Amacınıza uygun esmayı belirleyip başına da Ya Cami' esmasını koymanız, niyet ettiğiniz şeyi daha çabuk size getirecektir..Sihir etkisi yaratan çok önemli bir esmadır. ''
Ya Cami esmasının gezegen saati Müşteridir, dolayısıyla Müşteri gezegeninin saatinde etkisi çok daha fazla olacaktır..İhmal edilmemesi gereken en önemli esmalardan biri bu Yüce esmadır.
---
ALINTIDIR
 
“...İsteseydin, eğer gerçekten isteseydin, olmak istediğin, olmasını istediğin olurdu. Olmadığına göre sen henüz istememişsin demektir.”

İsteseydin eğer, isteğinin şiddetinden, istemenin muhabbetinden yer yarılır, gök parçalanır, ma''dum mevcud''a, adem vücûd''a inkilâb ederdi. İsteseydin eğer, günahların yok olurdu. Bir kere isteseydin, evet bir kere gerçekten isteseydin olan olurdu; olacak olan olurdu. İsteseydin olmaz bile olurdu...

Sen hiç istemedin ki dostum! İstemek nedir bilmedin ki! Hiç tutulmadın sen! Tutkuların için ölmedin ki! İsteseydin ölürdün, ölseydin olurdun! Sen hiç olmadın ki! Evet, olmadın, çünkü sen hiç ölmedin! Ölecek kadar istemedin, ölümün pahasına istemedin, ölümüne istemedin! İsteseydin ölürdün. Ölseydin olurdun. Ne öldün ne oldun. Çünkü sen istemedin. İsteğini, istediğini aslında dile bile getirmedin. Öyle ya, bir kere dile getirseydin, olurdun. Bir kez adam gibi aklından geçirseydin hemen orada olmuş ve ölmüş idin.

Sen hiç istemedin ki dostum! İstemesini bilmedin. İstemek nedir bilmedin. Çünkü sen ol deyince olduranı hiç tanımadın." ----DÜCANE CÜNDİOĞLU'dan alıntı.
 
Böyle bir topikle karşılaşmak beni çok mutlu etti. Çok ihtiyacım olan bir zamandı. Tüm bunları bilerek ve hayatıma geçirmeyerek çok büyük bir hata yaptım. Fakat her şeyde bir hayır vardır. Daha güzel günler için şimdi yeniden ve sımsıkı bir şekilde olumlu düşünceye ve dualara sığınıyorum. Bugünüme hamdolsun. :KK200: İnşallah kalıcı bir konu olur :)
 
Böyle bir topikle karşılaşmak beni çok mutlu etti. Çok ihtiyacım olan bir zamandı. Tüm bunları bilerek ve hayatıma geçirmeyerek çok büyük bir hata yaptım. Fakat her şeyde bir hayır vardır. Daha güzel günler için şimdi yeniden ve sımsıkı bir şekilde olumlu düşünceye ve dualara sığınıyorum. Bugünüme hamdolsun. :KK200: İnşallah kalıcı bir konu olur :)
:KK6:sevindim mutlu olmanıza.
Başlığı yansıtacak güzel yazılar tüm okuyuculardan bekleniyor. Sadece okumayın katkıda bulunun pozitif arkadaşlar.:KK22:
 
OLUMLA VE YAŞA! HAYAT SENİN! İSTER KRALİÇE GİBİ, İSTERSEN DİLENCİ GİBİ OLMAYI SEÇ,YAŞA!.. UNUTMA! ANNENİN TAHTI SENİN ASLA BAHTIN DEĞİL, BABANIN KADERİ DE SENİN KADERİN DEĞİL! SEN SEÇ, SENİN SEÇİMİN…


Sevgili Arkadaşlar, ‘olumlama’ nedir? “Ne işe yarar?” diyenler için yazmak istedim .Her bireyin olumlama yapmaya ihtiyacı mutlaka vardır. Bazen farkında olmadan bile olumlama ve olumlamalar yapan birçok kişi; ağzınızdan çıkan her söz geleceğinizi hazırlar. Hep derim: “Sözlerine dikkat et kaderin olur. Düşüncelerine dikkat et yarının olur.” Niye mi? Yüce Evren ağzınızdan her çıkan cümleyi sizin isteğiniz olarak algılar. Bunun yanında düşündüğünüz her şeyle çevrenize enerji yayarsınız. Görseniz de, görmeseniz de en son sözünüz “Aklıma gelen başıma geldi” olur. Bir de kendinizle gurur duyarsınız.

Aslında sizinle paylaştığım her şeyi, hepiniz çok iyi biliyorsunuz. Vakti gelince hatırlıyorsunuz. Neden mi?Hepimizin ruh hafızasında bu bilgiler kayıtlı. Henüz olumlama bilgisini hatırlamayanlar içinolumlama, bilinçlice ya da bilinçsizce tekrarlanan cümlelerdir. Ben kendim yıllarca düşündüğüm ve söylediğim her şeyi yaşadığımı fark ederek farketim ki; olumlayarak her şeyi oluşturup yaşamıştım. Benim ilk kuantum kitabım ‘İçindeki Gücün Sırrını Keşfet’ti. Okuyanlar çok iyi bilir. Her insan kendi hayatını kendi yaratır ve bunu düşünceleriyle, seçimleriyle yapar. Düşünceler enerjidir ve titreşimleri vardır. Bu, bilimsel olarak yapılan çeşitli araştırmalarla kanıtlanmıştır. Olumlama, sadece arzularınızın gerçekleşmesi için“söyle ve olsun” demekle olmuyor. Birçok insan, ağzından çıkan sözleri duygulaştırır, içselleştirir ve hücrelerine yerleştirir. Her insan kendi hayatını kendi yaratır ve bunu düşünceleriyle, seçimleriyle yapar. Düşünceler enerjidir ve titreşimleri vardır. Bu, bilimsel olarak yapılan çeşitli araştırma ve deneylerlede kanıtlanmıştır. Ben de bunu birçok kişi gibi fark eden bireylerden biriyim.

Hepimizin ‘bilinçaltı’ vardır. Ona gönderdiğimiz her emri sorgulamadan, reddetmeden, bizi uyarmadan uygular ve “Emret hadi yaşa!” diye sunar. Enerji, bilinçaltımızda ve enerji boyutunda yargılama, sorgulama olmadığı için bizden gönderilen her düşünceyi saf olarak, olduğu haliyle alır ve önümüze sunar. Düşünceler enerjidir ve titreşimleri vardır. Bilinçaltınıza göndermiş olduğunuz her düşünce, muhakkak bir enerji alanı oluşturur ve yayar. Bilinçaltında olan her düşünce DNA’yı etkiler ve DNA buna tepki verir.Zihin-Beden-Ruh ilişkisi bu şekilde iş birliği ile işler. Zihinden DNA’ya, DNA’dan da tüm ruha… Ve bedene yayılır. İster olumlu düşünceler olsun, isterse olumsuz düşünceler, lütfen kendimize ve düşüncelerimize, hatta ağzımızdan çıkan her cümleye dikkat edelim. Düşündüğümüz her şeyi yaşarız. İster iyi, ister kötü duygu hiç fark etmez. Hayatımızın akışını şahane de yapabiliriz. Tüm yaşam akışımızı bozabiliriz de. Yıllarca başıma gelen her şeye ben neden oldum ve hep başkalarını suçladım.Hatta kendimin farkında bile değildim.Farkına vardığımda, yani hatırladığımda kendime o kadar haksızlık etmişim ki…Ben bunları yaşadım ve deneyimlerim hepimiz için. Önemli olan ‘anda olmak’. Geçmişle yaşayanın geleceği olmaz. Çok şey kaybetmemize neden olur. Dünya ile ‘rezonans’ bağımızın kalitesini kendimiz bozarız ve farkında olmadığımız için de hep suçlu ya da suçlular ararız. Suçlu aslında hiç yok, izin veren biz kendimiziz. Duyguları ve düşünceleri değiştirmek bizim kendi elimizde. Çevrenizdeki kişilerin etkisinde kalmaya izin vermek elinizde olduğu gibi, her şey sizinle başlar!

Olumlamalar, bilinçaltındaki eski inançları, hatta atalarımızdan yani bizim geçmişbüyüklerimizden kalan düşünce mirasları ve kodlamaları kırmak için kullanılan sihirli cümlelerdir.Olumlamalar, bilinçaltına olumlu kodlamalar göndererek, bilinçaltı düzeyinde değişim yaparlar. Sizden olumlu düşüncelerin, sinyallerin çıkmasını sağlarlar ve böylece siz, bilinçaltınızdaki yapıya ve enerji alanını değiştirirsiniz. Benim vaktiyle rahmetli halama benzetilerek büyütülmem ve onunla aynı kadere kodlamam gibi. ‘İçindeki Gücün Sırrını Keşfet’ kitabımda bunu anlattım. Okuyanlarım çok iyi bilir. Hayatımızın her anında düşündüğümüz bize uygun olan kişi ve durumları, kendinize çekmek de elimizde ve imtihan olmakta… Olumlamalarınızı ne kadar bilinçli, sık, inanarak, hissederek tekrarlarsanız; arzularınızı gerçekleştirmeyi ve değişim sürecini o kadar hızlandırırsınız. Bilinçli, sık, inanarak ve hissedilerek tekrarlanan olumlamalar, bilinçaltındaki değişim sürecini de ona göre hazırlar. Tabi ki hatırlayalım; gözümüz gördüğüne, kulağımız duyduğuna ikna olur. Neye ihtiyacınız varsa şimdi ‘derin bir nefes alın’ ve sorun iç sesinize “Siz kimsiniz? Neden bu muhteşem evrende olmayıseçtiniz? Yaşamınız nasıl? Başınıza neler geldi? Neden izin verdiniz?”
Yüce Yaradan, ‘benden isteyin’ diyor unutmayalım. Bir anne ve baba düşünün. Evlatlarını nasıl sever? Ama anne ve baba da çocuklarını hata yaptığında doğruyu görmesi için bazen cezalandırabilir. Ama Allah’ın kullarına olan sevgisi anne baba sevgisinin de üstündedir. Rab kullarını asla hasta etmez ve cezalandırmaz. Kullar istediklerini hayatlarına kendi çeker. Birçok insan ölümden çok korkar, fakat gerçekten soruyorlar mı kendilerine: “Yaşarken yaşıyorlar mı?”Korkularıyla yaşayanlar bence ‘farkına varamadan’yaşayanlardır.

Şimdi sizlere olumlamalar vermek istiyorum. Neye ihtiyacınız var? 21 gün çalışma yapın. Kendinize sabah 21 defa kulağınızın duyacağı ses tonuyla olumlayın. Gece uyumadan önece de 21 defa olumlayın.

Ben şimdi şu andan itibaren yaşadığım her şeyi tam olduğu haliyle kabul etmeye niyet ediyorum ve izin veriyorum.

İhtiyacınız aşk mı?

Ben hazırım. Aşka şimdi izin veriyorum. Kendime istediğim bir eşi kendime çekiyorum.

Ayrılık yaşıyorsanız;

Ben şimdi (isim) Şu andan itibaren seninle aramda oluşan her şeyin şifalanmasına izin veriyorum. Seninle birlikle olmak… Sen, ben ve bütünün hayrına olsun.

Ben aşkı seviyorum. Mutlu olmaya laik olduğumun farkındayım. Şükürler olsun.

Ben huzurlu mutlu ve sağlıklı olduğum için şükrediyorum.

Ben geçmişi sevgiyle bırakıyorum…

Ben sağlıklı ve dikkatliyim…

Benim her anım özel ve huzurlu…

Ben kendimi seviyor ve önemsiyorum…

Zeki bir insan risk alır. Farkındalığını mutlaka hatırlar, arar. Sözümüz arayanı bulur. Sen neyi arıyorsun? Sır burada gizli…

Sakın unutma! Karşına farkındalığının çıkmaması da senin elinde. Her şeyin başı niyet. Niyet et ve farkına var…

Uyuyanların gaflet uykusundan ışıkla uyanmasını niyet ediyorum. Yukarda ne varsa aşağıda o var. Yıldızlar bizim için. Her şey bizim hizmetimizde. Biz çok özeliz ve çok şanslıyız. Şansız insan yoktur. Seçen vardır. Daha doğmayı seçerken -unutma- yarışı sen kazandın milyonlarca spermin arasından, döllenmeyi sen seçtin…

Nuray SAYARI
alıntıdır
 
Bilinçaltının Gücü-Joseph Murpyh

*Sonucu ortaya çıkaran güç, inandığınız şey değil, zihninizin ta kendisidir.
*Düşünce, başlangıç aşamasındaki eylemdir. Tepkiise, düşüncenizin yapısıyla bağlantılı olarak bilinçaltınızdan gelen karşılıktır. Aklınızdan geçen düşünceler hep huzur, sağlık, barış ve iyilikler üzerine olsun; işte o zaman yaşamınızda mucizelere tanık olacaksınız.
*Sizin dışınızda kalan dünyayı biçimlendiren kendi içinizde dünya, yanidüşünceleriniz, duygularınız ve imgelerinizdir. Bu nedenle, bunlar aslında sizin yaratıcı gücünüzdür ve kendi ifade dünyanızda bulduğunuz her şey, bilinçli yâda bilinçsiz olarak, zihninizin iç dünyası tarafından yaratılmaktadır.
*Zihninizdeki düşünme ve resimleme tarzıdır.
*Derinlerde yatan benliğinizin irrasyonel hareketine karşı otoriter bir tavırla ve inançla konuştuğunuzda bilinçaltınızın zihne nasıl bir sükûnet, uyum ve huzur verdiğini gözlemlemek çok büyüleyici ve ilginç bir deneyim olacaktır.
*Bilinçaltınız, bilincinizin inandığı ve doğru kabul ettiği emirleri alır ve uygular.
*''Bu çanta benim. Nasıl olsa satılık. Bu çantayı zihnime alıyorum ve bilinçaltım da beni, bu çantayı almış biri olarak görüyor''
*Sübjektif olarak cisimlendirmeyi başardığı an bilinçaltı da kendine çekme yasası uyarınca cevabı önüne çıkarmıştı.
*Her düşünce bir neden, bir etkidir ve her koşulda bir sonuçtur.
*Düşüncelerinizi değiştirin ki, kaderiniz değişsin.
*Eğer iyi şeyler düşünürseniz iyi şeylerle karşılaşırsınız, kötü şeyler düşünürseniz arkasından da kötü şeyler gelir. İşte zihniniz böyle çalışır.
*Bazen sorunlarınızın çözümünü çok çabuk bir biçimde ortaya çıkarır, bazen ise bunu yapması günler, haftalar hatta aylar alır. Ama çözüm bulmak için her şeyi yapar.
*Ne kadar yanlış olursa olsun, bilinçaltının her öneriyi kabul ettiği olmuştur.
*Sübjektif zihniniz bedeninizi terk edip uzak ülkelere yolculuk yapabilir ve size en doğru ve en kesin özelliklere sahip bilgiler getirebilir. Sübjektif zihninizle başkalarının düşüncelerini, kapalı bir zarfta yazılanları okuyabilir veya kapalı bir kutunun içindekileri görebilirsiniz.
*Bilinçaltı zihniniz sizinle tartışmaya giremez. Bu nedenle yanlış önerilerde bulunursanız o bunları doğru kabul edecek ve bu önerileri koşul, deneyim ve olay olarak karşınıza getirecektir. Başınıza gelen her şey inandığınız şeyler yoluyla bilinçaltınıza sokulan düşüncelere dayanır. Eğer bilinçaltınıza hatalı kavramlar göndermişseniz, bunlarla baş edebilmenin en güvenli yöntemi, yapıcı ve uyumlu düşünceleri sürekli tekrarlayarak, bunları bilinçaltınıza kabul ettirmek ve böylece yeni ve sağlıklı bir yaşam ve düşünme alışkanlığı oluşturmaktır; zira bilinçaltınız alışkanlıkların ikametgâhıdır.
*Bilinçaltınız müthiş bir kaynak ve yaratıcılığa sahip olduğundan içtenlikle dilediğiniz özgürlük ve mutluluğu sizin için işleme koyacaktır.


Bilinçaltının Gücü-Joseph Murpyh-2

*Bir eylemi diğerine tercih ederek seçim yapmaz.
*Zihinsel olarak sizin tarafınızdan kabul edilmedikçe önerilerin ya da iddiaların tek başına hiç bir etkisi yoktur. Bu, bilinçaltınızın gücünün, önerinin yapısına göre sinirli ve kısıtlı bir tarzda yol almasına neden olur.
*Bilinçaltınıza öneriler gönderirken bunların iyileşme, yükselme ve başarılı olma yönünde olmasına çok dikkat etmelisiniz. Unutmayın; bilinçaltınız şakadan anlamaz. Ne söylerseniz onu yapar.
*Fiziksel gerginlik zihinsel aktiviteyi etkiler, hareketsiz kalınan koşullarda zihin, önerilere daha açık bir duruma getirilmiş olur.
*Kendi düşünceleriniz aracılığıyla onlara bir güç vermediğiniz takdirde, başkalarının sizin için yaptığı önerilerin hiç ama hiçbir gücü yoktur. Siz zihninizle onay verirseniz, bu düşünceyi içeri davet etmiş olmalısınız. Unutmayın, seçme kapasiteniz var. Sizsiz olun, yaşamı seçin! Sağlığı seçin!
*Bilinçaltınızın kendine ait bir zihni vardır ama sizin düşüncelerinizi ve kurduğunuz modelleri kabul eder.
*İyi şeylerin olabileceğini ve şu anda olmakta olduğunu düşünmeyi seçin. En büyük gücünüz seçme kapasitesine sahip olmanızdır. Siz bolluğu ve mutluluğu seçin.
*Tek güç sizin düşüncenizin hareketidir.
*Zihninizde kötü bir şey yoktur. Doğanın hiç bir gücü kötü değildir. Herşey doğanın güçlerini nasıl kullandığınıza bağlıdır.
*Kendi bilinçaltımın gücüyle her şeyi yapabilirim
*İyi talihe, büyük rehbere, doğru eyleme ve yaşamın bütün nimetlerine inanın.
*Bilinçaltınız asla uyumaz. Asla dinlenmez. Her zaman iş başındadır. Başarmayı istediğiniz belli bir şeyi uyumadan az evvel açık ve net bir biçimde bilinçaltı zihninize aktarırsanız onun mucizeler yaratan gücünü görebilirsiniz.


Bilinçaltının Gücü-Joseph Murpyh-3

*Bilinçaltının gözle görülmeyenleri görme, kulakla duyulmayanları duyma gibi zaman ve mekândan bağımsızlığı, tüm acı ve sıkıntılardan kurtarabilme ve bütün problemlerin çözümlerini bulabilme kapasitesi gibi duyum ötesi algılamalarını bir düşünün.
*İçeriye ne yazarsanız, dışarıda onu yaşayacaksınız
*Gün boyunca ne düşünüyorsa insan o'dur.
*Olumsuz ve yıkıcı düşünürseniz, açığa çıkmayı bekleyen ve bir çıkış noktası arayan yıkıcı düşünceler yayıyorsunuz demektir.
*Dilden gelen, ele gelir
*Yaşadıklarınızı, duyduğunuz inançlar doğrultusunda yaşarsınız.
*Problemlerinizin mutlu sonla sonuçlandığını hayal edin ve başarının heyecanını hissedin, , hissettiğiniz ve hayal ettiğiniz şeyler, bilinçaltınız tarafından kabul edilecek ve gerçekleşecektir.
*Neye inanırsanız, o başınıza gelir.
*Bilinçaltına geçirilen dileğinizin olup bittiğini düşünmekten ibarettir.
*Sakin bir biçimde istediğiniz şeyi düşünün o andan itibaren o arzunun gerçekleşmiş olduğunu görün.
*İsteyin, istediğiniz size verilecektir, arayın bulacaksınız, çalın kapıyı ardına kadar açılacaktır.
*Zihninizde bir imge oluşturun.
*Zihnin gözüyle bakıp, sanki gerçekten canlıymış gibi görmektir.
*Zihinde tutulan ve inançla desteklenen her resim bilinçaltı tarafından gerçeğe dönüştürülecektir. Öyleymiş gibi hareket ederim ve öyle olurum.
*Zihinde tutulan ve inançla desteklenen her zihin resmi gerçekten yaşanacaktır.
*Uyuşuk ve uykulu durumda bilinçaltını etkilersin.
*Zihin ilkelerinde zaman ve mekân kavramı yoktur.


Bilinçaltı kodlama yöntemleri
Düşüncelerinizi değiştirirseniz,kaderinizi de değiştirirsiniz...
ETKİ düşünceniz, TEPKİ ise bilinçaltınızın verdiği karşılıktır.
Bütün dilekleriniz gerçekleşecek diye bir kural yoktur. Herkes bunu bilir. Şüpheci kişiler, bunu duaların işe yaramadığına dair bir kanıt olarak yorumlarlar. Ancak göz ardı ettikleri bir nokta vardır:
Dileklerinizin karşılık bulabilmesi için bilimsel temeli net bir biçimde anlaşılarak etkin kullanılması gerekir. Ancak bundan sonra belirli bir isteğin neden etkin olmadığını anlayabilir ve onu daha etkin kılmak için pratik bir yöntem bulabiliriz.
Peki dileklerinizin istediğiniz gibi karşılık bulmadığını fark ederseniz, ne olur o zaman? İlk yapmanız gereken şey, böyle bir başarısızlığın temel nedenlerini anlamak olmalıdır. Bu nedenler güven eksikliği ve çok fazla çabadır. Birçok kişi, bilinçaltının işleyişini tam olarak anlayamaz ve dileklerinin gerçekleşmesine mani olur. Zihninizin nasıl çalıştığını bildiğinizde, büyük ölçüde güven kazanırsınız.
Unutmayın, bilinçaltınız ne zaman bir fikri kabul etse, hemen bunu uygulamaya başlar. Bunun için bütün önemli kaynaklarını ve potansiyellerini kullanır. Derin zihninizin bütün zihinsel ve spiritüel yasalarını harekete geçirir. Bu yasa iyi fikirler için geçerlidir, ancak kötü fikirler içinde geçerlidir. Sonuç olarak, eğer bilinçaltınızı olumsuz biçimde kullanırsanız, bu soruna, başarısızlığa ve karışıklığa neden olur. Yapıcı biçimde kullanırsanız kılavuzluk, özgürlük ve zihinsel huzur getirecektir.
Düşünceleriniz olumlu, yapıcı ve sevgi dolu olduğunda, doğru cevabı almanız kaçınılmazdır. Bu nedenle başarısızlığın, üstesinden gelmek için yapmanız gereken tek şey, bilinçaltınızın fikrinizi ya da isteğinizi kabul etmesini sağlamaktır. Siz bunun gerçekliğini kabul edin, zihninizin yasası gerisini halledecektir. İsteğinizi inançla, güvenle ve şüphesiz devredin; bilinçaltınız bu görevi devralacak ve size cevap verecektir.
Ne zaman bilinçaltınızı sizin için birşey yapmaya zorlamak isterseniz, başarısız olursunuz. İstediğiniz sonuçlar yaklaşmak yerine uzaklaşır. Bilinçaltınız zihinsel bir zorlamaya tepki vermez. İnancınıza ya da bilincinizin kabulüne tepki verir.
Sonuç elde etme konusundaki başarısızlığınız şu ifadelerden de kaynaklanabilir:
Herşey kötüye gidiyor.
Asla karşılık alamayacağım.
Çıkış yolu göremiyorum.
Durum umutsuz.
Ne yapacağımı bilmiyorum.
Karmakarışık oldum.
Bu tür ifadeler kullandığınızda, bilinçaltınız size karşılık vermez ve sizinle işbirliği yapmaz. Sürekli yerinde sayan bir asker gibi, ne ileri ne de geri gidersiniz. Başka bir deyişle, hiçbir yere gidemezsiniz.
Bir taksiye bindiğinizi ve taksiye bir sürü farklı yön söylediğinizi düşünün. Taksicinin kafası karmakarış olurdu herhalde, hatta sizi hiçbir yere götürmek istemeyebilirdi. Talimatlarınıza uymaya çalışsa da, bunu yapamayabilirdi. Sonunda kendinizi hiç kimsenin aklına gelmeyen bir yerde bulabilirdiniz.
Bilinçaltınızın müthiş güçleri ile çalışırken de aynı şey geçerlidir. Kafanızda net bir fikir olmalıdır. Bir çıkış yolu olduğuna, bir çözümün bulunacağına inanmalısınız. Yanlızca bilinçaltınızdaki Sınırsız Zeka cevabı bilir. Bilincinizdeki net karara vardığınızda, aklınızı başınıza toplarsınız ve neye inanırsanız onu yaşarsınız.
Bilinçaltının Gücü
* Joseph Murphy
Alıntıdır
 
23 Maddede Düşünce Gücü Nasıl Kullanılır?
* Hayat karmaşık değil.
* Siz ve evren yalnızsınız.
* Evren sizin lambadaki cininiz ve söyleyeceklerinizi yapmak için, karar vermenizi bekliyor.
* Hayatı zorlarsanız, o da sizi zorlar.
* Olmasını istediğiniz bir şey varsa, oldu sayın.
* ‘Ye kürküm ye’, ‘Para parayı çeker’, ‘Ne ekersen onu biçersin’, lafları boşuna söylenmemiştir.
*Evrende her zaman benzer benzeri çeker. Mutlu hissediyorsanız, daha fazla mutluluğu; mutsuz hissediyorsanız, daha fazla mutsuzluğu çekersiniz.
* Yoksul olduğunuzu düşünüyorsanız, hiçbir zaman zengin olamayacaksınız demektir.
*Mutlu olmak istiyorsanız, şu an çok mutlu olduğunuzu hissedin. Öyle değilse bile.
*Para istiyorsanız, çok paranız olduğunu düşünün, kendinizi çok zengin hissedin ve bu kadar çok parayla yapacaklarınızı planlayın.
*Hislerinizi ve düşüncelerinizi kontrol etmeyi öğrenin. Hisleriniz sizi değil, siz hislerinizi kontrol edin. Mutsuz hissetmeye başladığınız an, fark edin ve hemen güzel bir şeye yöneltin düşüncelerinizi ve tekrar iyi hissedin.
*Siz hayatınızın merkezindeki mıknatıssınız, bunu hiç unutmayın. Benzerlerini çeken bir mıknatıs. Hayatınızda, olmasını istediğiniz şeylere benzer durumlar yaratın.
*Olmak istediğiniz kimliğe bürünün. Unutmayın, evren sizin o an gerçekten öyle mi olduğunuzu yoksa öyleymiş gibi mi yaptığınızı bilmez. Evren sizin o an yaydığınız enerjiyi bilir ve benzer enerji alanlarını size getirir.
*Kocaman bir ev istiyorsanız mesela, kendinizi o evin içinde hayal edebilmelisiniz.
* İmgeleme yeteneğinizi geliştirin. İstediğiniz durum olmuş gibi düşünüp, sonrasında yaptıklarınızı imgeleyin.
* Olmasını istediğiniz şeyi gelecekte olacakmış gibi hayal etmeyin. Şu an olmuş gibi hayal edin. Siz sonrasına bakın. -ecek / -acak ekiyle oluşturulan düşüncelerin geri dönüşü sürekli geleceğe aktarılır, bunu bilin.
* Hastaysanız ve iyileşmek istiyorsanız, iyileşeceğim demeyin, iyileşmek için de uğraşmayın. Sağlıklı olduğunuzu düşünün, söyleyin, sürekli ne kadar sağlıklı olduğunuzu söyleyin.
* Varlığınızı paylaşın. Paylaşmak, evrene bolluk mesajı gönderir ve evren bollukla karşılık verir.
* Sahip olduğunuz şeyler için teşekkür edin, şükredin, şükran, memnuniyettir ve memnuniyet getirir.
* Unutmayın, geleceğiniz, şimdi hissettiklerinizin kusursuz bir yansımasıdır. Yolunuzun doğruluğunu anlamak için hislerinizden yararlanın. İyi hissediyorsanız, doğru yoldasınız demektir. Kötü hissediyorsanız, korkuyorsanız, endişeleriniz varsa, başka bir yöne yönelin.
* Çekim Yasasını öğrenin. Evrendeki her şeyin temelinde kuantum fiziği vardır. Kuantum fizikçilerinin sözlerini okuyup anlayın.
* Çekim Yasası siz bilseniz de bilmeseniz de, uygulasanız da uygulamasanız da, inansanız da inanmasanız da çalışıyor.
* Bundan sonra ne olacağına siz karar verin.
* Hiçbir şeyin hemen başarılamayacağı gerçek ama hislerinizi kontrol etmeyi öğrenip, imgeleme yeteneğinizi geliştirdiğinizde hayatınızı değiştireceksiniz, bunu bilin.
* Bu yazıyı buraya kadar okuduysanız, hayatınız değişti bilin.
Alıntıdır
 
Odaklanmak ya da odaklanmamak işte bütün mesele!

Odaklanmanın önemini bildiğini biliyoruz.
Bir bahçenin ortasındasın. Bir yanda güller, bir yanda papatyalar, bir yanda limon ağaçları ve bir yanda yabani otlar. Elinde bir hortum, ne tarafa dönersen o tarafı suluyorsun. Niye yabani otlara habire BAKASIN ve sulayasın?

Daha da büyüyorlarsa BU SENİN SAYENDE.
Unutma.. Bir pozitif düşünce, milyonlarca negatif düşünceden daha güçlüdür.
Nasıl bir yarın istiyorsun? nasıl bir ülke istiyorsun? Nasıl bir dünya istiyorsun?

ODAKLAN...

- Ne istemediğine değil... NE İSTEDİĞİNE

- Nasıl olmadığına değil... NASIL OLMASINI İSTEDİĞİNE

Soruna odaklandığın sürece SEN, çözümün bir parçası olamazsın çünkü ÇÖZÜM SORUNUN İÇİNDE DEĞİL.

Hadi odaklan... Harika bir hafta bizi bekliyor.:KK66:))))
Alıntı
 
Hocamız bize zamanında şöyle demişti ,
''Kendiniz de olmayan bir şeyi, başkalarına veremezsiniz.
Sen de olmayan bir şeyi de Evrenden isteyemezsiniz''

Başta çok sinir bozucu bir kural gibi geldi bize, ama güzelliğini sonradan çok iyi anladık.
Gel bu kuralı SEVGİ için uygulayalım bu GÜN.

İki kişi düşün şu an. Hayatında olduğu için mutlu olduğun, şükrettiğin, zevk aldığın AMA durup dururken onlara şöyle mesajlar göndermediğim;

- Seni çok seviyorum.
- Varlığın için çok şükrediyorum.
- İyi ki bu gün sen hayatım dasın.

Şimdi, durup dururken, hiç bir şey olmadan onlara bu veya senin aklına gelen buna benzer bir mesajı gönder.

Sevgi mi istiyorsun hayatında ,
Önce sen vereceksin.
Bir dene, sonra bak enerji nasıl tavan yapıyor.

Biz, hayatımızda olduğun için çoooook şükrediyoruzzzz.

Aykut & Esra ve kediler(küçük düzenlemelerle)
 
Bu konularda yardima cok ihtiyacim var ucurumun kenarindayim diebilirim cirpindikca batiyorum burda yazanlari okuyorum uygulayamiyorum benden gecmis galiba artik ruhum ele gecirilmis.. icimden hic bisey gelmiyo..
 
:KK73::KK73:Ramazan geldi.:KK73::KK73: Hoş geldi.:KK71::KK71:

Bu konularda yardima cok ihtiyacim var ucurumun kenarindayim diebilirim cirpindikca batiyorum burda yazanlari okuyorum uygulayamiyorum benden gecmis galiba artik ruhum ele gecirilmis.. icimden hic bisey gelmiyo..
Al benden de o kadar arkadasim ayni durumdayiz
Her ne istiyorsak, her ne yapmak istiyorsak bu gün Ramazanla beraber milat olsun mu?
 
Şükretmenin Önemi
1- Herhangi bir şey için şükretmek, zaten o şeyin hayatınızda olduğunu kabul etmek demektir. Bir şey hayatınızda varsa onun eksikliğini çekmezsiniz, o konuda bir yoksunluk duygunuz yoktur ve rahatsınızdır. Şükretmek insana rahatlık ve güven duygusu verir. Şükretmek insanın kendisini daha iyi hissetmesini sağlar ve daha olumlu olmasına yardım eder. Bu olumlu ruh hali daha fazla iyi şeyi hayatınıza çekmeniz için gereklidir.
2- Hepimizin bilinçaltında yıllardır istediğimiz şeyler olunca şükredildiğine dair bir bilgi vardır. Bir şey için şükreden onu elde etmiştir inacı çoğumuzun bilinçaltında bir şekilde bulunur. Eğer şükrederseniz bilinçaltınız bunu zaten elde ettiğinize inanacaktır ve inandığı şeyi gerçekleştirmek için çalışacaktır.
3- Eğer hastaysanız ve sürekli sağlık istiyorum, sağlığım artıyor gibi olumlama teknikleri kullanırsanız bir süre sonra kişinin tek düşündüğünüz tek şey sağlık haline gelebilir. Oysa sağlıklı insanlar sağlıklarını düşünmezler sadece hasta insanlar sürekli sağlık düşünürler. Sürekli sağlık düşünmek aynı zamanda sürekli kendinize hasta olduğunuzu hatırlatmanın başka bir yoludur. Sağlıklı insanlar ise sağlıkları için şükrederler. Eğer sağlıklı hale gelmek istiyorsanız önce sağlıklı insanlar gibi davranmalı, onlarla rezone hale gelmelisiniz. Bunun için de en güzel yöntem şükretmektir. Fakir insanlar en fazla para düşünür ve konuşur, zengin olanlarsa ancak paraları için şükredebilir. Bu nedenle zengin olmak istiyorsanız zengin bir insan gibi davranmalısınız.
4-Kur’an da Tegabun suresi 17.ayette
Eğer siz Allah’a güzel bir borç verirseniz Allah onu size, kat kat öder ve sizi bağışlar. Allah şükrün karşılığını verendir, Halîmdir” der.
Allah şükrün karşılığını verendir ifadesi ilk okuduğum zaman çok ilgimi çekmişti. Ayette Allah’a borç vermek olarak geçen bir önceki ayetle bağlantılı olarak infak yani sadaka vermektir. Yani birine sadaka vermek, aslında Allah’a borç vermektir ve kişi bunu kat kat alacaktır. Ayrıca şükretmenin karşılığını da Allah’ın vereceğini söyler. Oysa bizler istediğimiz bir şey olunca şükrederiz, zaten aldığımız bir şey için yapılan bir eylemdir şükür. Ama Kur’an da şükrün karşılığını almaktan bahsediyor. Demek ki şükür etmenin de bir karşılığı vardır ve şükür edene bu verilecektir. Bu nokta bence üzerinde düşünülmesi gereken bir nokta. Acaba bugün Çekim Yasası olarak bilinen evrensel yasada bize istediğiniz şeyler için şükredin ki fazlasıyla size gelsin olarak sunulan bilgi, zaten hep elimizin altında mıydı ama biz fark etmedik mi diye düşünmeden de edemiyorum.
Eğer daha mutlu, daha başarılı, daha refah içinde olmak istiyorsanız hemen şimdi sahip olduğunuz hatta sahip olacağınız her şey için şükretmeye başlayın. Mutluluğun anahtarı şükretmektir….
Sevgiyle kalın
Berna Özcan Demir
 
Enerjimizi tüketen nedenler:
Yaşam enerjimizin yüksek olması hayatımızda sağlığı, dengeyi, uyumu ve başarıyı elde etmemiz için çok önemlidir. Yaşam enerjisi ve titreşimi yüksek frekansta olan insanların isteklerini hayatlarına çekmeleri ve amaçlarına ulaşmaları da çok daha kolay olacaktır. Ancak bazı duygular, düşünceler ve durumlar yaşam enerjimizi kendiliklerinden tükettiler. Eğer bilinçli bir şekilde bunları fark edip durdurmazsanız her gün çok fazla ve gereksiz enerji kaybına uğrarsınız ve doğal olarak olumsuz bir enerji titreşimini de sahip olursunuz. Yaşam enerjimizi düşüren bu faktörler konusunda bir yazı yazmamım önemli olduğuna karar verdim ve herkesin faydalanmasını seçiyorum.
1- Negatif duygular ve düşünceler
Negatif duygular çok fazla enerji tüketmemize yol açarlar. Daha doğrusu yaşam enerjimizi emerek olumsuz bir düşünce modeline yönlendirirler ve tüketirler. Öfke, endişe, kıskançlık, şüphe, üzüntü, nefret, suçluluk duyguları korkular ve insana acı veren her türlü olumsuz duygu yaşam enerjisini hızla tüketir, kişinin enerji titreşimini düşük bir frekansa getirir. Olumsuz duygular kolay fark edilebilir olmasına rağmen insanlar genelde enerjileri tükendikten sonra içinde oldukları ruh halini fark ederler. Bir kere bu duyguların tuzağına düşerseniz yaşayacağınız duygusal yoğunluk o kadar hızlı gelişir ki çoğu zaman tamamen kendinizi duruma kaptırır ve enerjiniz tükenene kadar bu olumsuz duyguları deneyimlersiniz. Ayrıca var olan enerjinizin zararlı duygu kalıplarına aktarılması sonucunda bu duygularla bağlantınız her seferinde daha da güçlenir ve bundan sonra aynı duyguları daha kolay bir şekilde deneyimlersiniz. Bunu şu şekilde ifade edebilirim. Öfkelendiğiniz zamanlarda yaşam enerjiniz öfke enerjisi tarafından emilir ve bu fke enerjisini besler.

Siz bu arada sizin sağlığınız, mutluluğunuz ve refahınız için gerekli olan enerjiyi hızla kaybetmektesinizdir. Öfke enerjiniz ise beslenmekte büyümektedir. Bir noktadan sonra sakinleşmeniz gerektiğini birisi size söyler yada siz farkına varırsınız veya sakinleşmek zorunda kalırsınız. Ancak artık öfke enerjisi sizin enerji alanınıza daha güçlü bir şekilde yerleşmiştir. Bundan sonra artık daha kolay ve hızlı ortaya çıkacaktır küçük bir tetikleyici bile öfke enerjisini aktif hale getirecek o yeniden sizin var olan enerjinizi tüketmeye başlayacaktır. Olumsuz duygular sadece siz onları deneyimlerken enerjinizi tüketmezler aynı zamanda duygusal olarak onlardan uzaklaştığınız zamanlarda bile enerjinizi çalmak için hazır beklemektedirler. Küçük bir uyaranla yeniden aktif hale geçerler ve enerjinizi yeniden emmeye başlarlar. Her enerji alımından sonra da daha güçlü olarak enerji alanınıza yerleşirler. Eğer hayatınızdaki enerji kaçaklarından kurtulmak istiyorsanız negatif duyguların oluşturduğu kayıpları durdurmanız gereklidir.
Genelde negatif duygular bir düşünce ile başlar. Duygunun ilk tetikleyicisi olumsuz bir düşüncenizdir. Bu düşünce; bir endişe, bir şüphe, bir eleştiri veya olumsuz bir durumla ilgili bir değerlendirme olabilir. Önce bir şey düşünürüz sonra bu düşünce duygusal durumumuzu etkiler ve düşünceye bağlı bir duygu geliştiririz. Bu nedenle olumsuz düşünceler, olumsuz duygulara yol açtığı için enerji kayıplarının temel nedeni bile sayılabilirler.
2- Erteleme eğilimine sahip olmak
Eğer yapmanız gereken işleri sürekli erteleme eğilimindeyseniz bu özelliğiniz yaşam enerjinizin tükenmesine yol açıyor demektir. Yapılması gereken küçük yada büyük işler siz o anda farkında olmasınız bile bilinçaltınızda sürekli sizi rahatsız ederler. İçinizde bir tarafınız bu işin bitmesi gerektiğini bilir ve siz dikkatinizi bu konudan kaçırsanız bile içsel olarak ertelemiş olmanız sizi rahatsız eder. İşte bu rahatsızlık duygusu yaşam enerjinizi sürekli tüketir ve enerji kaçağına yol açar. Eğer diş hekiminizi ziyaret etmeniz gerekiyorsa ama çeşitli nedenlerle bunu erteliyorsanız dikkatinizi bu konuya vermeseniz bile sürekli bu konu sizi rahatsız edecektir. Evinizde sürekli damlayan ama bir türlü tamir ettirmediğiniz o musluk, terziye vermeniz gereken pantolon, silmeniz gereken camlar, ödemeniz gereken o küçük borç, aramanız gereken arkadaşınız, gitmeniz gereken akrabanız ertelediğiniz her ne varsa bunlarla ilgili "yapmam gerekli" inancınız varsa rahatsızlık ve dolayısıyla enerji kaybı kaçınılmaz olacaktır.
3- Enerji vampirliği
Bizler çevremizdeki insanlarla sürekli bir enerji alışverişi içindeyiz. Duygusal bağımız olan insanlarla bu enerji alışverişi daha güçlü iken sadece iletişime geçtiğimiz hatta bazen iletişimimiz bile olmayan insanlarla enerji alışverişi yaparız. Ailemiz ve sevdiklerimizle aramızdaki enerji alışverişi genelde gönüllüdür. Biz onlara kendi enerjimizden veririz onlardan da enerji alırız. Bu zarar verecek bir süreç değildir, enerji rezonasyonunu sağlamak için otomatik gerçekleşen bir süreçtir. Özellikle sevgi alıp verirken bu enerji alışverişi daha da artar. Yine iletişime geçtiğimiz insanlarla bağlantı kurarken enerji uyumu için enerji alış-verişi gerçekleşecektir ki bu da çok normaldir. Ancak bazen bazı insanlar genelde farkında olmadan başka insanların enerjisini emerler. Buradaki enerji emişi çok güçlüdür ve karşılıklı enerji alışverişi gibi değildir. Karşınızdaki insan sizin enerjinizi tüketmektedir ve enerji ihtiyacını sizin auranızdan karşılamaktadır ve bunu çoğunlukla bilinçsiz yapmaktadır.
Enerji vampirleri genelde olumsuz duygu ve düşüncelere sahip insanlardır. Bu nedenle kendileri ciddi enerji kayıpları yaşamaktadırlar ve bu enerjiyi yerine koymak için bir şekilde başka insanların enerjilerini tüketirler. Başka insanların enerjilerini alırken de kendi olumsuz enerjilerini ortaya koyarlar çünkü sizin enerji kaybetmeniz için sizin de olumsuz duygular içinde olmanız ve bu kişi ile rezone olmanız gereklidir. Siz olumlu duygulara ve yüksek bir titreşime sahipseniz sizden enerji almaları çok kolay olmayacaktır. Bu nedenle de sizinle bir araya gelen enerji vampiri sorunlarını, acılarını, korkularını anlatmaya başlar. Siz bunu bir dertleşme olarak görür ve tüm iyi niyetinizle yardımcı olmaya çalışırsınız ancak karşınızdaki insan bilinçsizce sizin enerji titreşimizi düşürmeye çalışıyordur. Daha sonra konuşma bittiğinde kendinizi çok yorgun ve tükenmiş hissedersiniz ve daha da kötüsü siz de artık olumsuz duygular içindesinizdir. Çünkü karşınızdaki enerji vampiri sizin enerjinizi alırken sizin de ruh halinizi etkilemiş ve olumsuz duygular içine girmenizi sağlayarak kendi içinizde de enerjinizin olumsuz duyguları beslemesine neden olmuştur. Bu süreç daha detaylı konuşulabilir ancak enerji vampirlerinden korunmak enerjinizi korumak için çok önemlidir diyebilirim.
4- Dedikodu yapmak
Dedikodu yapmak yani başka insanlar hakkında olumsuz konuşmak enerji kayıplarımızın önemli bir nedenidir. Dolanıklık teorisi gereği atom altı dünyada her şey bir ve tektir. Biz de herkesle ve her şeyle bağlantılıyız. İnsan dikkatini nereye verirse enerjisi de oraya akar ve bir kişi ile ilgili düşünmeye, konuşmaya başlayınca onunla aranızda enerji bağı güçlenir. Bu kişiyi bilincinizde tuttuğunuz sürece yani onunla ilgili konuşmaya devam ettiğiniz sürece de bu enerji bağı güçlenir ve aranızda bir enerji alış verişi başlar. Bu enerji alışverişinde bu kişi hakkında olumsuz konuşarak siz ona olumsuz enerji gönderiyorsunuzdur. Sizden çıkan enerji neyse aynı nitelikte enerji mutlaka size geri dönecektir. Haklı olan siz olsanız bile birisine negatif enerji gönderirseniz o kişiden olmasa bile bir şekilde aynı şekilde negatif enerji size geri dönecektir. Her enerji kaynağına geri döner yasası gereği ürettiğiniz olumsuz bir enerjinin size geri dönmesi herhangi bir zamanda ve şekilde ama mutlaka olacaktır. Size dönen negatif enerji ise titreşiminizi düşürecek ve enerji kaybetmenize yol açacaktır.
Ancak hepsi bununla da sınırlı değildir bir de bu insanla olumsuz bir bağ kurduğunuz için onun üzerinde bulunan olumsuzlukları da onunla paylaşmaya başlayacaksınız. Bunu şöyle düşünün siz Bayan X’in yalancı olduğunu düşünüyorsanız ve yalancı olduğunu ifade ediyorsanız onunla kurduğunuz bağ yalan enerjisi ile ilgili olacaktır. Bu durumda Bayan X gerçekten yalancı bile olsa onun bu özelliği ile bağ kurduğunuz için aranızda oluşan enerji alışverişi gereği ondan kendinize yalan enerjisi transfer edeceksiniz. Yani onun bu özelliğine odaklanarak onun sahip olduğu bu enerjiye kendinizi rezone etmiş olacaksınız. Bu da hayatınızı iki şekilde etkileyecektir ya yalan söyleme huyunuz artacaktır ya da yalancı insanlar karşınıza daha fazla çıkacaktır. Her durumda Bayan X e ait olan bir enerjiyi onunla paylaştınız demektir ki bu durumda enerjinin doğası gereği sizden de ona enerji akışı olacaktır. O size yalan enerjisini verirken siz de ona kendi enerjinizden vereceksiniz. Aldığınız olumsuz enerji sizin kendi enerjinizi düşürerek enerji kaybına yol açarken, bir de enerji verdiğiniz için enerji kaybınız daha da fazla olacaktır. Bu nedenle dedikodu yapmak gerçekten çok ciddi enerji kaybetmenize yol açacaktır. Dikkat ederseniz haklı olup olmadığınız bu süreçte hiç önemli değildir.

Bunların dışında enerji kaybetmemize yol açan başka şeyleri de madde madde yazmak istiyorum.

- Aşırı uykusuzluk
- Çok fazla yemek yemek
- Gürültü kirliliği
- Sigara, alkol, uyuşturucu kullanımı
- Havasız ve kirli ortamlarda uzun zaman bulunma
- Enerjisi çok düşük ve olumsuz insanlarla uzun zaman birlikte olmak ( enerji vampiri olmasalar bile bu kişilerin aurası bizi olumsuz etkiler)
- Stres

Peki enerji kaçaklarını durdurmak için ne yapabiliriz.?

Öncelikle erteleme huyumuzu bırakmak, dedikodu yapmamak, enerji vampirlerinden uzak durmaya ve korunmaya çalışmak ilk adımlar olacaktır. Negatif duygu ve düşüncelerimizi kontrol etmek için farkındalığımızı geliştirmek, duygu kontrolü sağlamak ve odağımızı istediğimiz zaman değiştirebilme yeteneğimizi geliştirmemiz önemli olacaktır. Eğer bunlar sizin için bir anlam ifade etmiyorsa en temel anlamda olumlamalarla çalışmanızı öneririm.

Sürekli olumlama yapmak zihninizi pozitif bir noktada tutacaktır. Yine enerjilerle çalışmanın ve meditasyonun da çok faydasını göreceğinizi söyleyebilirim.
Olumsuz duygu ve düşünceleri şifalandırmak için kullanabileceğiniz bazı olumlamalar
Olumlu düşünme yeteneğim her geçen gün gelişiyor.
Kendimi olduğum gibi kabul ediyorum ve kendimden hoşnuttum.
Zihnim sadece olumlu düşüncelere odaklanıyor.
Olumlu düşünebilmek beni güçlendiriyor.
Benim için iyi ve hayırlı düşünceler üretiyorum.

Berna Özcan Demir
 
Huzurlu Bir Yaşam için Affetmeyi Öğrenin.-1

"İçsel dinginlikle teması yitirdiğinizde, kendinizle teması yitirirsiniz. Kendinizle teması yitirdiğinizde, kendinizi dünyada kaybedersiniz. Gerçek benliğiniz ile dinginlik birbirinden ayrılmaz. O sizin asli doğanızdır. Dinginlik içinde algıladığınız her şeyle bir'lik hissedersiniz. Her şeyle bir olduğunuzu hissetmek gerçek sevgidir. Dinginlik zekânın ta kendisidir; o her formu doğuran bilinçtir. Bilgelik dinginlikle birlikte gelir..."

Eckhart Tolle
İçsel dinginliği yakalamanın en önemli yollarından birisi kendimizi olduğumuz gibi kabul etmek ve affetmektir.

Güçlü ve sağlıklı zihin, güçlü ve sağlıklı vücudu yaratır. Yaşadığımız tüm sorunların ve sağlık problemlerinin temelinde geçmişimizi ve etrafımızdaki kişileri affedememek yatar. Yaşadığımız olayları zamanında çözmemiz nedeniyle içimize attığımızın duyguların fiziksel eşdeğere dönüşmek istemeleri sonucunda sahip olduğumuz öfke, kızgınlık, kırgınlık vücudumuzun birçok bölümünde kendini hastalık olarak gösterir. Aynı zamanda sahip olduğumuz öfke kızgınlık vs. duyguları nedeniyle etrafımıza aynı enerjiyi yayarız ve karşılığında da aynı enerjiyi kat ve kat hissedecek olayları yaşarız.

Daha huzurlu, daha sakin, daha mutlu bir yaşam sürdürmek istiyorsak öncelikli olarak kendimizi olduğumuz gibi kabul edip affetmeliyiz. Bunun içinde düşüncelerimiz çok önemlidir.

Affetmek huzura giden yolun anahtarıdır.

Affetmenin ne olduğunu öğrenmek için “affetmenin ne olmadığını” öğrenmek gerekir. Affetmek bize tokat atana diğer yanağımızı uzatmak değildir. Bir kaçış yolu değildir. Yapılan hataya tekrardan davetiye çıkarmak da değildir. Kendinizi savunmayacağınız anlamına da gelmez.
Yıllar yılı “hiç geçmeyecek” diye derinlerinizde yaşattığınız bütün acılarınızdan özgürleşmek, artık o olayı tetikleyen her unsura karşı nötr(tepkisiz) olmanız demektir. Çünkü o durumu besleyen çekirdek inancınız değiştiğinde sizi dehşete düşüren şeyin artık sizi rahatsız etmemesi demektir.
Bunu hayatta her şeye, evet her şeye uyarlayabilirsiniz. Ayrılık acılarına, ölüm acılarına, korkulara, başarısızlıklara, özgüvensizliğe, sosyal fobiye, öfkeye her şeye…
Affetmeyi öğrenmek ve becerebilmek zihin beden bütünlüğünü sağlamada vazgeçilmez bir basamaktır. Birikmiş öfke ve intikam alma hırsı bedenimizi tıkayan en yıpratıcı olumsuz enerjilerin başında gelir. Bu nedenle gerek başkalarına gerekse kendimize karşı hissettiğimiz öfke, kızgınlık, kin gibi duyguları boşaltmamız gerekir. Bu duygular boşaldıkça affedebilen bir kişi olmaya başlarız.
Başkaları bize haksızlık yapmış olabilir. Yanlış davranmış olabilir. Geçmişte zarar vermiş olabilir. Kendimize karşı haksızlık yapmış olabiliriz. Yanlış yapmış olabiliriz. Ama bunların duygularını yinede içimizde taşımak zorunda değiliz. Bu duygular sadece kendimize zarar verir.
Bu üzüntüleri aylar ve yıllar boyu devam ettirmek hissi çok can sıkıcı değil mi? Nefret ettiğiniz o insana bu şekilde güç verdiğinizin farkında mısınız?
Affetmek, bu nedenle, sadece ve sadece kendimize vereceğimizi bir hediyedir.

İlki 30 yaş civarlarında bir buçuk yaşında bir çocuğu olan anneydi. Benimle ilk temasında dile getirdiği ilk konu çocuğuna karşı duymuş olduğu kızgınlıktı. Çocuğunu kendine ait hissetmiyordu. Nedenini sorduğumda çocuğunun kendisini reddettiğini düşündüğünü söyledi. İlginçti neden diye sorduğumda çocuğunun kendisini emmediğini bundan dolayı da kendisini bir anne gibi hissetmediğini söyledi. Çocuğu onu emmediği için çocuğu tarafından reddedildiğini düşünüp beni nasıl reddeder deyip çocuğuna öfke duyuyordu. Kendisini reddeden birisine karşı hizmet etmek onu rahatsız ediyordu.

Olayı sorgulamaya başladığımda olay bir anda farklı boyuta geçti. Çocuk doğduğu zaman hastaneden eve gönderirken doktorlar kendisine çocuğu mutlaka emzirmesini ve kesinlikle mama vermesini tembihlemişlerdi. Eve gittiği dönemde yeterince süt gelmemesi nedeniyle çocuk beslenememişti ve üçüncü gün çocuk apar topar hastaneye kaldırılmak zorunda kalmıştı. Tabi iyileşene kadar bir süre hastanede küvezde kalmıştı. Yeterince süt olmadığı içinde hastanede çocuk mama ile beslenmiş çocuk mamaya alışmıştı. Hastane çıkışından bir süre sonrada emmeyi bırakıp mamayı tercih etmişti.

Buradaki sorun aslında şuydu. O hanım kendisini; “Ben çocuğuma bakamadım ve çocuğumu hastalandırdım. Ben iyi bir anne değilim.” diyerek suçlamasıydı.

Ancak yaşadıklarının birçok bebeğin doğumunda yaşanan bir şey olduğunun farkında olmadan kendisini suçlamasının ağırlığı altında ezilmesi nedeniyle ve kendini suçlu hissetme duygusu ile baş edemediği için saptırma yaparak çocuğunu suçlamaya başlamıştı. Yapmış olduğumuz sorgulama sonrasında yaşanan olayın doğal olduğunu kabul etmesi ve kendisini affetmesi ile üzerindeki büyük bir yük kalktı. İşin ilginç yanı ise bu olayda bir kaç gün sonra hem kayınbiraderimin hem de yeğenimin çocukları olmuş ikisi de aynı sorunu yaşamışlardı. Bunu mesajla kendisi ile paylaştım.


Çoğu kişi için affetmek zordur. Çünkü affı bir kişiyi bağışlamakla eş değer görür. Bağışlamak, o kişinin yaptıklarını artık yok saymak anlamına gelir. Ama affetmek kişinin olumsuz davranışını yok saymak anlamına gelmez. Bizim kendimiz için yaptığımız yani içimizde birikmiş duyguyu boşaltmak için yaptığımız bir şeydir. Karşıdaki insanın yaptıklarından bağımsız bir çalışma olmalıdır.
Buradaki temel felsefe şudur: "Yanlış yanlıştır. Ama ben bu yanlış karşısında kötü hissetmek zorunda değilim."
İçimizde kızgınlığı taşıdıkça başkalarının yanlışları için kendimize ceza vermiş oluyoruz. Kendimizi kurban yerine koymuş oluyoruz.
Affetmek unutmak değildir. Yapılan zararları unutmak aptallıktır. Affetmekle, zarar verecek insanların bize zarar vermesine izin vermiş olmayız. Onlara güvenmek zorunda değiliz.
Affetmek yapılanları hoş görmek demek değildir. Yanlış neyse yine yanlış olarak kalacaktır. Eğer yapılan yanlış nedeniyle çekilmesi gereken bir ceza varsa o kişi bu cezayı çekecektir.
Affetmek cezayı bağışlamak değildir. Ama kendimizi de ceza verici olmaktan çıkarmak demektir. Biz ceza verici değiliz.
Affetmek zayıflık ya da küçülmek demek değildir. Aksine yücelmektir.
 
X