Modern toplum algılarına kurban gidicem

Vefat dolayısıyla oluşan hassaslığınızı anlıyorum. Ama artık hayata dönmek lazım, yas süreci bitmeli, gerçek hayatın dinamikleri devreye girmeli sizin için.
 
Onlar da erkek iktidarın içinde yetişmiş kadınlar neticede. Elbette ki makbul bir kadın olması için erkek ağzıyla konuşması lazım. Erkeğe yaranabilmenin ilk şartı budur.

Bu ülkede insanların hayat tarzları ve kaderleri bir gecede değişiveriyor maalesef. Emlak zengini , kocası / babası vasıtasıyla kira geliriyle hayatını sürdürmüş, aktif bir çalışma hayatı olmamış, evinin hanımı, babasının primsesi , depremde evini ve arsalarını kaybetmiş kadınlar organize sanayide plastik kauçuk fabrikasında parça basıyor, üretim alanlarını yemekhaneleri lavaboları temizliyor. (Emekçi hemcinslerime daha çok saygı duyuyorum yanlış anlaşılmasın).


Babamın beyanına göre kendisinin vefat etmesi halinde erkek kardeşime 1, bana 2 daire kalacak. Bursa'nın en güzel semtinde 200 m2 evler ve 4.5 dönümlük arsayı erkek kardeşimle paylaşacağız. Ama babamın tek şartı çalışma hayatından çekilmemem. Şeref sözü verdirdi.

Babam hep der ki '' Kızını seven baba evladını meslek sahibi yapar. Çeyize konacak en güzel hediye diplomadır. El oğlunun eline sakın bakma muhtaç olma gururlu ol ayaklarının üzerinde dur . Ağaca yaslanma kurur, duvara dayanma yıkılır, insana dayanma ölür. Kaderin el oğlunun iki dudağının arasında belirlenmesin. Hazıra dağ dayanmaz. ''

Eril baskı, sağlık sorunları, bebeğin anneye ihtiyacı olan dönemde bebek büyütme, sınava hazırlanma gibi zaruri haller ve geçici işsizlik dışında çalışmayan kadın bugün bu toplumda hoş karşılanmıyor. Neden mi ?

Çalışan kadın ve erkekler, ev hanımlarının '' ağır iş '' olarak saydığı herşeyi işten eve gelince zaten birlikte yapıyorlar. Erkekler biz kadınları hayatı boyunca sırtında taşımak zorunda değildir.

Bulaşıkları ve çamaşırları makine yıkıyor. Çamaşır asamayan, bulaşık makinesini yerleştiremeyen, yemek yapamayan kaç erkek var ? Soğanı doğra güzelce dilimle salçayla kavur.. kaç tane ev kadını elde yufka açıyor hepsi hazır alıyor hatta dışarıdan yemek söyleyen ev kadınları gördüm :)

Çocuk da yok ise, evde durmak ve akşama kadar kocanın eve gelmesini beklemek inanılmaz sıkıcı ve gurur kırıcı.






 

Çok yakın bir gelecekte - tahminen max. 10 yıl - ev hanımlığı, kuryecilik, kasiyerlik, tezgahtarlık, taksi şöförlüğü artık icra edilemeyecek. Sanayi devrimini bir türlü anlamak istemiyorlar ve de kabullenemiyorlar. Almanya, Avusturya, Amerika, Japonya gibi ülkelerde marketlerde kasiyer yok .

Kuryecilik tarih oldu !

https://www.facebook.com/


Ev hanımı robotlar buyrun
Otobüs şöförlüğü tarih oldu. Bursa Karsan fabrikası Bursa Tofaş Reno fabrikalarında insansız araçlar üretilmeye başlandı.

Tır şöforlüğü tarih oluyor max. 5 yıl içinde. Sürücüsüz kamyonlar test sürüşlerine sokuluyor.


Rabbim yazdıysa bozsun. Ne ihtiyaçlarım başkası tarafından karşılansın isterim, ne de lükslerim. Mutfaktaki bulgur da bana ait, boynumdaki altın kolye de. Banyodaki yüzey temizleyicisi de benim, marketten aldığım ucuz parfüm de.

'' Claire on şişe parfümün var, neden yeni parfüm aldın ? '' sorusuna '' paşa keyfim öyle uygun gördü '' yanıtını veremediğim hayat bana ait değildir. Başkalarının hayatını yaşamak istemiyorum. Para kazanmak özgürlüktür. İnsanoğlu özgürlüğe yatkındır. Erkeğin eline bakmak önünde eğilmek toplumda erkeğin daha da kıymetlenmesine sebep oldu.

Para güçtür ve başkasının insafına (baba/koca) bırakılamaz. Medeniyet öyle bir ışıktır ki kendisini takip etmeyeni yakıp yıkar.

Hayatta tüm insanlık şu 3 şey için çalışır :

1- Zanaat öğrenmek
2- Üretmek için
3-Sosyalleşmek için.




 

Sanıyorlar ki belirli bir süre çalışıp daha sonra çalışma hayatlarına geri dönebilecekler. 35-40 yaşından sonra eğitiminiz ne olursa olsun özel sektörde tutunmaları çok ama çok zayıf bir ihtimal. Tercih edilmiyorlar çünkü.

Yaptığı işten bağımsız olarak kadının ekonomik özgürlüğü olmayanı, kendi sosyal kimliğine sahip olmayanı lazım ki erkeğin hükmü devam etsin ve de erkek için tercih edilirlik unsurları arasında yer almasın.

Cebi dolu erkek de son derece primatif yollardan sahipleniyor kadını ve sanayi devrimi hiç gerçekleşmemiş gibi ve eskiden olduğu gibi erkeğin yaşam alanı köleliğini yapsın kadın. Bahsettiğim kölelelik seks köleliğidir. Çünkü artık robot süpürgeler, bulaşık makineleri, çamaşır makineleri, kurutma makineleri, kahve makineleri, kızartma makineleri her şeyi hallediyor.

Bunu bile bile bu düzene çanak tutan '' ev hanımlığı '' diye sabit bir statüyü kutsayan '' ev hanımları '' için sabit gelirin ve sigortanın hak olduğunu iddia eden her kadın gözümde hemcinslerine ihanet edip toplumumuzu zehirlemektedir. Bu kul hakkında girmektir.

Toplumsal cinsiyet rollerinin kendilerine yarayan taraflarını yaşatmak için takla üstüne takla atıp kendilerine yaramayan taraflarına gelince sorumluluk almak yerine kabahati erkekte arayan samimiyetsiz hedefsiz kadınlara acıyorum..






 
böyle bir insanı desteklememiz için sebep nedir ?


Oturduğum muhitte iyi bilinen bir iç giyim mağazası var. Hafif zihinsel engelli down sendromlu bir kızcağız ürünleri katlıyor, yerleri siliyor, mağaza sahibi gelene kadar sabahları kimseyi sokmuyor içeriye. Herkes çok seviyor onu.

Doğuştan görme engelli bir arkadaşım var Dilay isimli. O da çalışıyor.

Araba kazası geçiren ve hayatı boyunca asla yürüyemeyecek durumda olan sınıf arkadaşım mimar oldu Sinan evden çalışıyor tekerlekli sandalyede.


90'lı yıllara kadar ev hanımlığı zorlu ve meşakatli bir işti. Eskiden ev hanımları inanılmaz üretkendi. İnkar etmiyorum. Eskiler salça yapar, tarhana serer, bütün bir yıl için peynir zeytin alıp onları kış için saklanacak hale getirirdi. Meyve sebze kuruturdu, çamaşır ve bulaşıkları elde yıkardı, sabahları erken saaatlerde sobayı yakardı, banyoda suyu ısıtırdı.

Bugün herşey otomatik ! Yılın istediğiniz zamanı domates var. Çamaşır bulaşık mak. var, çocuk bezi hazır. Her taraf market ve herşeyin hazır paketlenmişi var.

Sonuç ?

Bol bol tv karşısında, forum sayfalarında, sosyal medyada vakit geçirilen, zamanlarını parayla takas etmeyen ve günümüzde gizli işsiz anlamına gelen mesleğimsidir ev hanımlığı. Aslında mesleği olmayan mesleksiz hemcinslerimin '' çalışmıyorum, işsizim '' demek yerine utandıkları için sığındıkları liman.


Batı toplumlarında ve ülkemizde 18-22 yaş arası ( hadi max. 25 diyelim ) gençlerin yaptığı geçici meslek olan kuryeciliği övüp de Türkiye'de düzenli bir işi ve geliri olan kişileri aşağılayan kişiler günümü şenlendiriyor.

Almanya'da ve diğer AB ülkelerinde kıt kanaat geçinecek bu kişilerin kuryecilikten kazandığı ev kiralamaya dahi yetmeyecek, akrabalarının yanında sığıntı fare gibi yaşamak zorunda kalacak, ayda 2000 Euro dahi kazanamayacak, işi gereği yine Türklerle muhatap olmak zorunda kalacak ve artırdığı parayı da kur farkından dolayı seve seve yine ülkesine dönmek zorunda kalarak değerlendirecek.

Bu tripleri de anlayamıyorum. Amsterdam'da İspanyol Barista kaynıyor. Almanya Avusturya Doğu Avrupalılar (Hristiyan Bulgarlar ve Arnavutlar) kuryecilik taşıma nakliye sektörünü ele geçirmiş durumda zaten müslüman halklardan kendilerince olan sebeplerden ötürü hazetmiyorlar.


Yemek sepeti otonom yani sürücüsüz teslimat robotlarını hizmete sokmaya başlayacak 2025 yılının ikinci yarısından itibaren. Hatta pilot bölge Caddebostan diye okumuştum.

'' Ne iş olsa yaparım abi '' devri bitti. Kuryecilik, kasiyerlik, çağrı merkezi operatörlüğü, çiftçilik, restoran çalışanı, perakende çalışanı bu meslekler otomasyona yenik düştü.

Elektrik elektronik mühendisi, Makine mühendisi, Yazılım mühendisi, teknisyen, cerrah doktor, tesisatçı değilseniz Avrupa'da beklenen göçmen gruplarından değilsiniz.



 
valla ev işleri denen şeyin bu kadar büyütüldüğünü, bişey sanıldığını ben bu forumda gördüm
annemle yaşıyorum, ikimiz de çalışan insanlarız.
her şey bu kadar kolaylaşmışken, her şeyin bi makinesi varken ay ev işi şöyle zor böyle zor
ev hanımlığı da meslek, kolay mı bi evi çekip çevirmek dedikleri zaman çok gülüyorum ya
ha küçük bebeği, çocuğu olanları ayrı tutuyorum bu gruba dahil etmiyorum ama çocuklar da büyüyor
ev hanımlığı zorsa ve bi meslekse o zaman hem çalışıp hem de ev işlerini yapan (yapılmama gibi bi durum zaten yok) insanlara üstün madalya verilsin o zaman
makinenin yıkadığı çamaşırı astı, makinenin yıkadığı bardakları dizdi, 2 soğan kavurup karnını doyurdu, kendi dağınlıklığını topladı diye neden başkalarından saygı bekliyorlar ?
hayatını idame ettirmek adına yaptığı rutinler için neyin saygı beklentisidir bu ?
ben ev hanımı olmayı tercih ettim, benim hayatım benim tercihim diyene lafım yok
ama nolur kimse çıkıp da ev hanımlığı şöyle zor böyle zor demesin lütfen
kendi kirlettiği çamaşırı bulaşığı temizledi yerleştirdi, kendi kirlettiği yerleri sildi diye evinin dışındaki bireylerden saygı beklemek hiç normal değil bence
 
Son düzenleme:
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…