merhaba kızlar..

nefeskesen

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
16 Ekim 2011
776
191
demin birkaç tane yazılar okudum ve bukadarmı olur dedım.. Kadının kafa yapısına bilgisine hayran oldum diyebilirim keske tanıyabilsem dedim içimden, ben kendini geliştiren insanları herzmn cok sevmişimdir.. sizlerlede paylasmak istiyorum birkaç yazısını... ismi zehra yavuz '' ALINTIDIR ''

Fahişeler ve kötü ahlaklı ev-kadınları arasındaki farklar!

Müslüman toplumlarda ev-hanımları ve anneler “mübarek” mertebesine çıkartılırlar. Hatta bazı erkekler, anne olmuş hanımlarıyla cinsel-ilişkiye girmeye bile çekinirlermiş! Mübarek kadın seks yapmaz ya!
Müslüman Türklerin internette yazdıkları yorumları, özellikle “çalışan kadına” yazdıkları düşmanlıkları okuyorum. Öyle öfke dolular ki… Hayatın binbir türlü sıkıntısını kavrayamamışlar, her şeyi genelliyorlar. Yorumlarına birkaç ayet ve hadis ekleyip, dürüstçe çalışan kadınları aşağılıyorlar.

Ev-hanımlarının ve annelerin tümü zannettikleri kadar “melek” gibiler mi? Bakalım…

Ev-hanımları/anneler ikiye ayırılırlar: Topluma faydalı olanları ve zararlı olanları.

Kötü ahlaklı, zararlı olan ev-hanımlarının/annelerin, fahişelerden farkları nelerdir?

1-Fahişelerin fiyatı bellidir, ne vaad ettilerse yaparlar. Güvenebilirsiniz.
Kötü ahlaklı ev-hanımlarının fiyatı meçhuldür. Kaç paraya mal-olacaklarını sadece Allah c.c. bilir. İhtiyaçları hiç bitmez. Hayatlarında 5 kuruş para kazanmadıklarından, içleri sızlamadan harcamalar yaparlar. Sözlerinde durmazlar, güvenemezsiniz. Ne yapacakları belli değildir. Kocalarından gizli işler çevirirler, aileyi zarara sokarlar. Münafık gibilerdir.
2-Fahişeler erkeklerden sadece para alırlar, karşılığında onları rahatlatırlar.
Kötü ahlaklı ev-hanımları kocalarının getirdikleri parayla geçinirler ama cinsel-isteklerini çeşitli ön-şartlarla yerine getirirler. Ellerindeki tüm kozları kullanırlar.

3-Fahişeler, “herkesin başına her şey gelebilir” diye düşünürler.
Kötü ahlaklı ev-hanımları kendilerinin asla büyük günah işleyemeyeceklerini, pek namuslu olduklarını zannederler. Özel hayatları kurcalarlar. Herkesi kınarlar, gıybet ederler. Halbuki gıybet, insanın sevabını ve iyi amellerini, ateşin kuru odunu yaktığı gibi yakar. (Hadis-i Şerif) Dedikodular yüzünden cinayetler işlenir, kavgalar olur, aileler yıkılır.

4-Fahişeler para kazanmak için erkeklerin ilgisini çekmek isterler, sinsi tuzaklar kurmazlar.
Kötü ahlaklı hanımlar bir erkeği dişiliğiyle kandırabilmek, ömür boyu koca sırtından geçinebilmek için erkeklerin ilgisini çekmek isterler. Hayatları evde rahat oturup, gezmek-eğlenmek-süslenmek, güzel giyinmek, dizi izlemek, para harcamak, çocuklarını övmek, takdir toplamak, dedikodu etmekten ibarettir.

5-Fahişeler, müşterilerinin isteklerini yerine getirmeye çalışırlar.
Kötü ahlaklı ev-hanımları ne kadınlık yaparlar, ne de annelik. Cinsellikte de her şey ayıptır, günahtır, tiksindiricidir.

6-Fahişeler topluma, gelecek nesile zarar vermezler.
Kötü ahlaklı ev-hanımları topluma zararlıdırlar, gelecek nesli bozarlar. Müslüman toplumları güçsüzleştirirler. Çocuklarına ya çok fazla sevgi-ilgi verirler, ya da sevgisiz-ilgisiz bırakırlar. Özellikle oğullarını şımartırlar. Egolarını tatmin edebilmek için, koca haricinde başka bir erkekten de ilgi-sevgi görebilmek için oğullarına taparlar. Şımarttıkları çocuklar topluma her türlü öfkeyi, şiddeti, kötülüğü saçarlar. İlgisiz bıraktıkları çocuklarının içinde hep bir hüzün olur, yeteneklerini istedikleri gibi geliştiremezler. Verdikleri eksik-yanlış “terbiyeden” ötürü toplumdaki sorunlar katlanır. Daha çok eğitimciye, psikoloğa, polise, hocaya ihtiyaç duyulur. Toplum bunalıma girer. (Kötü babaların da suçları var ama yazının konusu bu değil).

7-Fahişeler erkeklerin psikolojilerini yıpratmazlar.
Kötü ahlaklı ev-hanımları kocalarını psikolojik hasta ederler, maddi-manevi çökertirler.

8-Fahişeler geçimlerini sağlarlar, kimseye yük olmazlar.
Kötü ahlaklı ev-hanımları hep başkasının sırtından geçinmek, hazıra konmak isterler.Sıkıntıya gelemezler. Ek iş yapabilecekleri halde, evde boş vakit geçirirler, dizi izlerler. Eleştiren olursa: İslam’da kadın evde oturur, derler. O zaman evden çalışın!

9-Fahişeleri pek-çok kişi kötü zanneder. Halbuki bunların günahları kendilerinedir.Affedilebilirler.
Kötü ahlaklı ev-hanımlarını herkes çok iyi zanneder. Bunların kötülükleri pek fark edilmez. Günahlarıyla topluma dahi maddi-manevi zararlar verirler. Girdikleri kul hakları o gıybetini ettiği kişi affetmedikce, affolmayacak.

“Kötü ahlaklı ev-kadını” yazdıysam, aklınıza hemen bağıran, çatık kaşlı, sert davranan kadınlar gelmesin. Bu kadınlar tatlı dilli, güler-yüzlü, ağzı dualı, yardım-sever, pek mübarek (!) görüntülü kadınlar da olabilirler. Her kesimden (laik, anti-laik), her çeşit kadın “kötü ahlaklı ev-kadını” olabilir.
Fuhşiyat kelimesi Arapça kökenli bir kelime olup, Kur’ân‘da aşırıya gitme anlamında kullanılmıştır.

Yazıyı okuduktan sonra, toplumdaki gerçek fahişeler kimdir, anladınız mı? Yeteri kadar acı çekmemiş insanlar, iyileri kötü, kötüleri iyi zannederler!

Bu yazı Radikal Gazetesi’nin 26.1.2013 tarihli cumartesi ekinde de yayınlanmıştır.

26.1.2013
Zehra Yavuz​
 
Kadın faişe'miymiş Nasıl bir faişe koruma yazısı yahu........................
 
Ev hanımı diye bir genelleme yapmak hiç de hoş değil.
Çalışan çalışmayan, kültürlüsü kültürsüzü, okumuş okumamış her kesimden insanın ahlaklısı ahlaksızı var...
Hiç hoşlanmadım bu yazıdan, üstüne rahatsız oldum bi saçmalığı savunur gibi bi hali var bu yazının...
 
aslında kadın ne fahıselerı koruyor ne de ' zararlı' gıybet eden ev hanımlarını yermek.. sadece anlatmak istegi kul hakkını unutuoruz dıyor bıryerde herkesın gunahı kendıne...

kadının yaptıgı sadece erkeklerın egemen oldugu su türkiyede yada baska yerlerde kadın haklarını savunmak dıger yazısınıda paylastım.. dusuncelerınızı merak ederım ballarım..

tabi ben biraz en çarpıcı olan yazılarını paylastım sizlerle:KK34: dusuncelerınızı ve yorumlarınızı bekliyorum canlar:nazar:
 
kadın çok doğru söylemiş! ev kadını değil dikkat ettiyseniz KÖTÜ AHLAKLI EV KADINI diyor ! ama ne hikmetse herkes anlamak istediği gibi anlıyo.
 
açıkçası hayretler içinde okudum.
genelleme yapması çok yanlış... :KK14: ki inanın yazacak bir şey bulamıyorum :KK14:
 
Son düzenleme:
aslında kadın ne fahıselerı koruyor ne de ' zararlı' gıybet eden ev hanımlarını yermek.. sadece anlatmak istegi kul hakkını unutuoruz dıyor bıryerde herkesın gunahı kendıne...

kadının yaptıgı sadece erkeklerın egemen oldugu su türkiyede yada baska yerlerde kadın haklarını savunmak dıger yazısınıda paylastım.. dusuncelerınızı merak ederım ballarım..

tabi ben biraz en çarpıcı olan yazılarını paylastım sizlerle:KK34: dusuncelerınızı ve yorumlarınızı bekliyorum canlar:nazar:

Dedigin gibi kendini yetistirmis olsaydi bu yaziyi yazmaya gerek duymazdi. Tutarsiz , yersiz, samimiyetsiz, dusundugunun aksine "kadin haklarini savunmayan", kadini asagilayan bir yazi.
 
birisine tutunarak hayat yaşamak sadece ASALAK türünde görüldüğü için bu yazı da çok yerinde olmuş. yayınlayana da teşekkür....
 
Yazı alışılmışın dışında biraz sert uslupta bazı gerçekleri dan diye suratına çarpan bir içeriği var.Kul hakkı yemek yanında toplumdaki temel sorunların kaynağı olan kadınlardan da bahsedilmiş.Rahatsız edici görünsede özünde çok doğru tespitleri var.Hoşuma gitti...
 
ev hanımlarını inciltici bir yazı yinede .
şu var ben ev hanımlığını anlayamıyorum . herkes bireydir ve çalışmak zorundadır . kocam istemiyor çalışmadım babam okula göndermedi bilmem ne bunlar bahane . herkes üretmeli bence . çalışmamak insanı köreltir . bütün gün evde tv karşısında yada konu komşuyla yani çok cahilce geliyor bana . helede bu devirde . kimseye güven yok . bir adama güvenip evde oturmak saçma . ya adam giderse ben ne yapıcam o zaman ?
 
birisine tutunarak hayat yaşamak sadece ASALAK türünde görüldüğü için bu yazı da çok yerinde olmuş. yayınlayana da teşekkür....

tesekkur ederimm goldberry... bende senın gıbı dusunuyorum yazının basında soyluo ztn genelleme yapmıor '' kotu ahlaklı ev hanımları'' cokkk tesekkur edrım yorumun ıcın tatlım tesekker vakıt ayırıp okudugunuz ıcın :KK54:
 
ev hanımlarını inciltici bir yazı yinede .
şu var ben ev hanımlığını anlayamıyorum . herkes bireydir ve çalışmak zorundadır . kocam istemiyor çalışmadım babam okula göndermedi bilmem ne bunlar bahane . herkes üretmeli bence . çalışmamak insanı köreltir . bütün gün evde tv karşısında yada konu komşuyla yani çok cahilce geliyor bana . helede bu devirde . kimseye güven yok . bir adama güvenip evde oturmak saçma . ya adam giderse ben ne yapıcam o zaman ?



parasız olduğunda insan yolda bi su alamıyo bile en basitinden örnek.
 
demin birkaç tane yazılar okudum ve bukadarmı olur dedım.. Kadının kafa yapısına bilgisine hayran oldum diyebilirim keske tanıyabilsem dedim içimden, ben kendini geliştiren insanları herzmn cok sevmişimdir.. sizlerlede paylasmak istiyorum birkaç yazısını... ismi zehra yavuz '' ALINTIDIR ''

Fahişeler ve kötü ahlaklı ev-kadınları arasındaki farklar!

Müslüman toplumlarda ev-hanımları ve anneler “mübarek” mertebesine çıkartılırlar. Hatta bazı erkekler, anne olmuş hanımlarıyla cinsel-ilişkiye girmeye bile çekinirlermiş! Mübarek kadın seks yapmaz ya!
Müslüman Türklerin internette yazdıkları yorumları, özellikle “çalışan kadına” yazdıkları düşmanlıkları okuyorum. Öyle öfke dolular ki… Hayatın binbir türlü sıkıntısını kavrayamamışlar, her şeyi genelliyorlar. Yorumlarına birkaç ayet ve hadis ekleyip, dürüstçe çalışan kadınları aşağılıyorlar.

Ev-hanımlarının ve annelerin tümü zannettikleri kadar “melek” gibiler mi? Bakalım…

Ev-hanımları/anneler ikiye ayırılırlar: Topluma faydalı olanları ve zararlı olanları.

Kötü ahlaklı, zararlı olan ev-hanımlarının/annelerin, fahişelerden farkları nelerdir?

1-Fahişelerin fiyatı bellidir, ne vaad ettilerse yaparlar. Güvenebilirsiniz.
Kötü ahlaklı ev-hanımlarının fiyatı meçhuldür. Kaç paraya mal-olacaklarını sadece Allah c.c. bilir. İhtiyaçları hiç bitmez. Hayatlarında 5 kuruş para kazanmadıklarından, içleri sızlamadan harcamalar yaparlar. Sözlerinde durmazlar, güvenemezsiniz. Ne yapacakları belli değildir. Kocalarından gizli işler çevirirler, aileyi zarara sokarlar. Münafık gibilerdir.
2-Fahişeler erkeklerden sadece para alırlar, karşılığında onları rahatlatırlar.
Kötü ahlaklı ev-hanımları kocalarının getirdikleri parayla geçinirler ama cinsel-isteklerini çeşitli ön-şartlarla yerine getirirler. Ellerindeki tüm kozları kullanırlar.

3-Fahişeler, “herkesin başına her şey gelebilir” diye düşünürler.
Kötü ahlaklı ev-hanımları kendilerinin asla büyük günah işleyemeyeceklerini, pek namuslu olduklarını zannederler. Özel hayatları kurcalarlar. Herkesi kınarlar, gıybet ederler. Halbuki gıybet, insanın sevabını ve iyi amellerini, ateşin kuru odunu yaktığı gibi yakar. (Hadis-i Şerif) Dedikodular yüzünden cinayetler işlenir, kavgalar olur, aileler yıkılır.

4-Fahişeler para kazanmak için erkeklerin ilgisini çekmek isterler, sinsi tuzaklar kurmazlar.
Kötü ahlaklı hanımlar bir erkeği dişiliğiyle kandırabilmek, ömür boyu koca sırtından geçinebilmek için erkeklerin ilgisini çekmek isterler. Hayatları evde rahat oturup, gezmek-eğlenmek-süslenmek, güzel giyinmek, dizi izlemek, para harcamak, çocuklarını övmek, takdir toplamak, dedikodu etmekten ibarettir.

5-Fahişeler, müşterilerinin isteklerini yerine getirmeye çalışırlar.
Kötü ahlaklı ev-hanımları ne kadınlık yaparlar, ne de annelik. Cinsellikte de her şey ayıptır, günahtır, tiksindiricidir.

6-Fahişeler topluma, gelecek nesile zarar vermezler.
Kötü ahlaklı ev-hanımları topluma zararlıdırlar, gelecek nesli bozarlar. Müslüman toplumları güçsüzleştirirler. Çocuklarına ya çok fazla sevgi-ilgi verirler, ya da sevgisiz-ilgisiz bırakırlar. Özellikle oğullarını şımartırlar. Egolarını tatmin edebilmek için, koca haricinde başka bir erkekten de ilgi-sevgi görebilmek için oğullarına taparlar. Şımarttıkları çocuklar topluma her türlü öfkeyi, şiddeti, kötülüğü saçarlar. İlgisiz bıraktıkları çocuklarının içinde hep bir hüzün olur, yeteneklerini istedikleri gibi geliştiremezler. Verdikleri eksik-yanlış “terbiyeden” ötürü toplumdaki sorunlar katlanır. Daha çok eğitimciye, psikoloğa, polise, hocaya ihtiyaç duyulur. Toplum bunalıma girer. (Kötü babaların da suçları var ama yazının konusu bu değil).

7-Fahişeler erkeklerin psikolojilerini yıpratmazlar.
Kötü ahlaklı ev-hanımları kocalarını psikolojik hasta ederler, maddi-manevi çökertirler.

8-Fahişeler geçimlerini sağlarlar, kimseye yük olmazlar.
Kötü ahlaklı ev-hanımları hep başkasının sırtından geçinmek, hazıra konmak isterler.Sıkıntıya gelemezler. Ek iş yapabilecekleri halde, evde boş vakit geçirirler, dizi izlerler. Eleştiren olursa: İslam’da kadın evde oturur, derler. O zaman evden çalışın!

9-Fahişeleri pek-çok kişi kötü zanneder. Halbuki bunların günahları kendilerinedir.Affedilebilirler.
Kötü ahlaklı ev-hanımlarını herkes çok iyi zanneder. Bunların kötülükleri pek fark edilmez. Günahlarıyla topluma dahi maddi-manevi zararlar verirler. Girdikleri kul hakları o gıybetini ettiği kişi affetmedikce, affolmayacak.

“Kötü ahlaklı ev-kadını” yazdıysam, aklınıza hemen bağıran, çatık kaşlı, sert davranan kadınlar gelmesin. Bu kadınlar tatlı dilli, güler-yüzlü, ağzı dualı, yardım-sever, pek mübarek (!) görüntülü kadınlar da olabilirler. Her kesimden (laik, anti-laik), her çeşit kadın “kötü ahlaklı ev-kadını” olabilir.
Fuhşiyat kelimesi Arapça kökenli bir kelime olup, Kur’ân‘da aşırıya gitme anlamında kullanılmıştır.

Yazıyı okuduktan sonra, toplumdaki gerçek fahişeler kimdir, anladınız mı? Yeteri kadar acı çekmemiş insanlar, iyileri kötü, kötüleri iyi zannederler!

Bu yazı Radikal Gazetesi’nin 26.1.2013 tarihli cumartesi ekinde de yayınlanmıştır.

26.1.2013
Zehra Yavuz​
arkadaş çok fazla suzan avcı filmi izlemiş. oraya birde elinde siigara konken oynayan kadın figürü eklese tam olurdu.:KK9:
nerde yaşıyor bu kişi. yüksek sosyetede mi:KK1:
türk ev kadınlarının yüzde kaçı böyle yahu.
yemesin kimseyi:KK1::KK14:
 
Genelleme yapmamış.
Bilakis "kötü ahlaklı ev kadını" diye ayırmış.

Kötü ahlaklı ev kadını derken de kimleri kastettiğini açıklamış.

Bence bir çok noktada haklı bir yazı olmuş.

Herkesin bilip te, kimsenin cesaret edemediği bir çok şeyi dile getirmiş.
 
X