Merhaba, ben dertleşmek istiyorum

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Ailemden 1600 km uzakta okuyordum. Tekerlek her döndüğünde otobüsümün kaza yapması için, ölmem için dua ederdim. O derece manyaktım.
 
İçim sıkım sıkım sıkılıyor, uyuyamadım, uyuyamıyorum

Aileme tekrar çok bağlandım, sanki tekrar bir çocuğun ayrılma anksiyetesini yaşıyorum.
Yaptığım bütün bilişsel çarpıtmaları ve düşünceleri listeleyebilirim, farkındayım. (Belki de yapmalıyım)
Ama şu anlık üzüntüme engel olamıyorum.

1 hafta boyunca yanlarındaydım. Şimdi yine yalnızım.
Hele seneye yurt dışına gideceğim, hep heveslenmiştim bu konuda ama onları çok özlüyorum.
Annemi, babamı, kardeşimi.
Ya ben yokken başlarına bir iş gelirse, ya bir daha göremezsem diye düşünüyorum
Düşündükçe sıkışıyorum şu anki gibi bir ağlamak hali geliyor :cry:

Ailemden 2 saat uzakta yaşıyorum, hiç bundan daha uzak kalmadık birbirimize.


Bazen her şeyi bırakıp dizlerinin dibinde olasım geliyor ama onların da istediği bu değil benden.
Onlar da benim başarımı görmek istiyorlar.
Of, bilemiyorum ya.

Siz bu kaygılarla baş başa ailenizden çok uzakta yaşamak zorunda kaldınız mı?
Nasıl aştınız?
Aşamadım:cry::KK42:
 
Tarlım yurtdışına gidip gelmiş akademisyen arkadaşlarım var, senin türkiyede kadronun olduğu yerde kaldığın yılın 2 katı kadar zorunlu hizmetin oluyor. Bunu bitirmeden başka yere geçme şansın yok...ama eminimki yurtdışında ki şartlar çok farklıdır, bende doktorayı bitirmeden önce birsüre gitmeyi düşünüyordum ama en fazla 3ay...yalnızlığı göZe alamadığım için cesaret edemedim açıkçası...kendini devamlı yenilemek ve yetiştirmek zorundasın...bunlar benîm bildiğim artıları ve eksileri, karar senin :KK66:
 
2004' te hayatı boyunca hiçbir arkadaşının dahi evinde kalmamış bir insan olarak Bursa' dan Ankara' ya gittim okumak için. Gidiş o gidiş anasını satayım :KK53:, sonra yaz dönemleri yurt dışı stajları, yüksek lisans bilmem ne derken okul bitti. Gözümü bir açtım Konya' dayım.

Şimdiki aklım olsaydı anamın dizinin dibinden ayrılmazdım. İnsan kendi işini kendi görmeye, yalnız yaşamaya o kadar alışıyor ki bir süre sonra kendi yaşam alanında başka birisinin olmasından rahatsızlık duymaya başlıyor.

Ne biliyim Just. İdealist bir tip olarak benim bazı keşkelerim var.
 
Ailemden 1600 km uzakta okuyordum. Tekerlek her döndüğünde otobüsümün kaza yapması için, ölmem için dua ederdim. O derece manyaktım.

neden!? :eek:


kıyamam ya ne kadar oldu ki ayrı düşeli?

Tarlım yurtdışına gidip gelmiş akademisyen arkadaşlarım var, senin türkiyede kadronun olduğu yerde kaldığın yılın 2 katı kadar zorunlu hizmetin oluyor. Bunu bitirmeden başka yere geçme şansın yok...ama eminimki yurtdışında ki şartlar çok farklıdır, bende doktorayı bitirmeden önce birsüre gitmeyi düşünüyordum ama en fazla 3ay...yalnızlığı göZe alamadığım için cesaret edemedim açıkçası...kendini devamlı yenilemek ve yetiştirmek zorundasın...bunlar benîm bildiğim artıları ve eksileri, karar senin :KK66:

benim Türkiyede kadrom yok yalnız ALESe girdim de ben orada başlayıp sonra Türkiyeye geçerim diye düşünüyordum. araştırdım mesela Türkiyede araştırma yapmak için devlet ödenek sağlamıyor, sağlasa da rakamlar komik ama bu gideceğim üniversitede 30.000 euro kadar bir destek fonu sağlanıyor, beni çok heyecanlandırmıştı bu durum. tabi bu olayın henüz hayal kısmı gerçekle yüzleşince nasıl olacak onu da bilmiyorum. öyle ha deyince girmesi de kolay olmaz hem avrupa birliği üyesi olmayan ülkelerden alınan akademisyen ve öğrenci sayısı sınırlı. ilk kez ab üyesi olsak keşke dedim :KK53:

vallaha ben söyledim ama beni dinlemiyor :mad:

şöyle yapacaksın :KK67:
 
2004' te hayatı boyunca hiçbir arkadaşının dahi evinde kalmamış bir insan olarak Bursa' dan Ankara' ya gittim okumak için. Gidiş o gidiş anasını satayım :KK53:, sonra yaz dönemleri yurt dışı stajları, yüksek lisans bilmem ne derken okul bitti. Gözümü bir açtım Konya' dayım.

Şimdiki aklım olsaydı anamın dizinin dibinden ayrılmazdım. İnsan kendi işini kendi görmeye, yalnız yaşamaya o kadar alışıyor ki bir süre sonra kendi yaşam alanında başka birisinin olmasından rahatsızlık duymaya başlıyor.

Ne biliyim Just. İdealist bir tip olarak benim bazı keşkelerim var.

o idealizm aşkı bende de var
bak küçücüktüm o zaman karar verdim mesleğime mesela hiç de fikrim değişmedi
pişman da olmadım
sonra sonra böyle hayallerim gelişti derken şu italya fırsatının ucundan yakaladım bırakamıyorum şu an :KK48:
bir gidip görmekte fayda var ya o kadar, dayanamayacak kadar kötü olursa zaten geri dönerim :KK51:
sen de akademisyendin değil mi?
hangi ülkeye gitmiştin
 
o idealizm aşkı bende de var
bak küçücüktüm o zaman karar verdim mesleğime mesela hiç de fikrim değişmedi
pişman da olmadım
sonra sonra böyle hayallerim gelişti derken şu italya fırsatının ucundan yakaladım bırakamıyorum şu an :KK48:
bir gidip görmekte fayda var ya o kadar, dayanamayacak kadar kötü olursa zaten geri dönerim :KK51:
sen de akademisyendin değil mi?
hangi ülkeye gitmiştin
Evet...

Ben Almanya' ya gitmiştim. Harika bir tecrübeydi. Üniversite hayatı ailemden ayrılmama neden oldu bir yerde ama yurt dışı tecrübesi paha biçilemez ne yalan söyleyim.

Hayatımın kalanını yurt dışında geçirmek istemezdim ama senin yerinde olsam giderdim mutlaka.
 
Kötü olan uzakta ya da yakında olmak değil bence. Artık o evden çıktığını ve bir daha ne için dönersen dön eskisi gibi olmayacağını bilmek.
 
Evet...

Ben Almanya' ya gitmiştim. Harika bir tecrübeydi. Üniversite hayatı ailemden ayrılmama neden oldu bir yerde ama yurt dışı tecrübesi paha biçilemez ne yalan söyleyim.

Hayatımın kalanını yurt dışında geçirmek istemezdim ama senin yerinde olsam giderdim mutlaka.

peki azcık anlatmanı istesem bu paha biçilemezliği? :)
 
Kötü olan uzakta ya da yakında olmak değil bence. Artık o evden çıktığını ve bir daha ne için dönersen dön eskisi gibi olmayacağını bilmek.

eskisi gibi derken? o_O tekrar küçük bir çocuk gibi geri dönemem ama ilişkimiz kopmaz diye düşünüyorum yani öyle bir soğukluk hissetmiyorum ben hatta daha çok özlüyoruz birbirimizi o_O
 
Canım herşey bir yana ben şu açıdan bakmanı tavsiye ediyorum.
Yurtdışına çıkacakmışsın ve yalnız gideceksin sanırsam,bu senin için çok güzel bir tecrübe olacak.
Elbet hasretlik çekmek zordur ama ailene bu süreci atlatınca daha sıkı sarılacaksın ve ayakları üzerinde sağlam basan bir evlat olacaksın.
Ki şu an da öyledir eminim ama yalnız başına bir şeyler başarmanın sonucu daha bir farklı olacak ki bu yurtdışı yani ne güzel bir deneyim :KK28:
 
neden!? :eek:



kıyamam ya ne kadar oldu ki ayrı düşeli?



benim Türkiyede kadrom yok yalnız ALESe girdim de ben orada başlayıp sonra Türkiyeye geçerim diye düşünüyordum. araştırdım mesela Türkiyede araştırma yapmak için devlet ödenek sağlamıyor, sağlasa da rakamlar komik ama bu gideceğim üniversitede 30.000 euro kadar bir destek fonu sağlanıyor, beni çok heyecanlandırmıştı bu durum. tabi bu olayın henüz hayal kısmı gerçekle yüzleşince nasıl olacak onu da bilmiyorum. öyle ha deyince girmesi de kolay olmaz hem avrupa birliği üyesi olmayan ülkelerden alınan akademisyen ve öğrenci sayısı sınırlı. ilk kez ab üyesi olsak keşke dedim :KK53:



şöyle yapacaksın :KK67:

Çok olmadı aslında. Ama hayat bu bazı mecburiyetlerimiz oluyor. Kalplerimiz bir olsun , hayatta olsunlar da o da yeter dimi:KK68:
 
eskisi gibi derken? o_O tekrar küçük bir çocuk gibi geri dönemem ama ilişkimiz kopmaz diye düşünüyorum yani öyle bir soğukluk hissetmiyorum ben hatta daha çok özlüyoruz birbirimizi o_O
Çocukluk değil ama artık o evin kızı değil bir nevi misafiri gibi oluyorsun kendi adıma:)
1 aylığına da gitsem eski yatağım, eski dolabım yok. Eşyalarım bavulda vs..
 
şöyle yapacaksın :KK67:

büle yaptım
img-gun.gif

ya şaka bir yana geyikten ban yiyeceğiz şimdi.
eğer bir imkanın varsa mutlaka kullan. muhakkak çok zor olacak ama alışırsın illa ki sonra buralar zor gelir sana. benim ablam neredeyse 15 yıldır uzak bizden işte ancak ayda bir hafta sonu geliyor ama geldiğinde kafası bizim gürültümüzü kaldırmıyor resmen.
 
peki azcık anlatmanı istesem bu paha biçilemezliği? :)
Tabi, dilimizin döndüğünce anlatalım efenim :KK66:...

Bir kere farklı milletten türlü türlü insanla tanışıyorsun:KK19:. Ben Goettingen' de kalmıştım. O şehrin neredeyse tamamı kampüs. Her şey öğrenciler için düzenlenmişti. Yurtta kalmıştım, tek kişilik bir odam vardı. Mutfak ve tuvalet ortak kullanılıyordu. Mutfak vesilesiyle birçok kişiyle tanışmıştım.

Alanının en iyileriyle çalıştığım için bu süreç bana akademik olarak ciddi anlamda katkı sağlamıştı :KK37:. Giyim kuşam, kozmetik aksesuar vs... Alman sahafları bile gezdim düşün... Bit pazarları ve daha nereler...

Yalnız ben tutucu bir tip olduğum için öğrencilerin sosyal aktivitelerine pek katılmıyordum. Aktiviteden kasıt içkili partiler, üstsüz bir sürü delikanlıyla minili kızların voleybol turnuvaları falan işte :KK53:... Ama katılan arkadaşlar vardı. Birisi 3 ayda Alman bir sevgili bile yapmıştı yani :KK45:...

Ara sıra şehir merkezindeki kiliseye gidiyordum. Oturup papazları izliyordum falan. Hoşuma gidiyordu yani. Papazlardan birisi ne dediğimi anlamayacak kadar yaşlı olmasaydı neredeyse arkadaş bile olacaktık o kadar yani :confused:.

Ben genel toplum kurallarına uygun yaşayan bir tipim, o yüzden toplum baskısı ile yaşamadım, açıkçası bundan memnunum ama yurt dışındayken aslında böyle bir baskının olduğunu fark etmiştim ne yalan söyleyim.

Orada kimse kimsenin umurunda bile değil. Bu hem kendini iyi hissetmeni sağlıyor hemde kendini belli oranda değersiz hissediyorsun. Tuhaf bir duygu ama bu duyguyla ciddi anlamda ilaç tedavisi görmeme neden olan sivilcelerim bir anda yüzümden toz olmuşlardı.

Ben memnundum halimden. Ama İtalya' yı bilemem tabi...
 
Canım herşey bir yana ben şu açıdan bakmanı tavsiye ediyorum.
Yurtdışına çıkacakmışsın ve yalnız gideceksin sanırsam,bu senin için çok güzel bir tecrübe olacak.
Elbet hasretlik çekmek zordur ama ailene bu süreci atlatınca daha sıkı sarılacaksın ve ayakları üzerinde sağlam basan bir evlat olacaksın.
Ki şu an da öyledir eminim ama yalnız başına bir şeyler başarmanın sonucu daha bir farklı olacak ki bu yurtdışı yani ne güzel bir deneyim :KK28:

önceleri ben de çok heyecanlanıyordum da vakit yaklaştıkça insan geriliyor :KK51::oops:

Çok olmadı aslında. Ama hayat bu bazı mecburiyetlerimiz oluyor. Kalplerimiz bir olsun , hayatta olsunlar da o da yeter dimi:KK68:

ben de en azından iyi, mutlu olsunlar diye teselli ediyorum kendimi :cry:

Çocukluk değil ama artık o evin kızı değil bir nevi misafiri gibi oluyorsun kendi adıma:)
1 aylığına da gitsem eski yatağım, eski dolabım yok. Eşyalarım bavulda vs..

benim odam dokunulmamış duruyor
ondan yabancılık çekmiyorum belki
annem kaldırmayacakmış onları
ben yokken girip ağlıyormuş bazen :KK70: :KK53:

büle yaptım
img-gun.gif

ya şaka bir yana geyikten ban yiyeceğiz şimdi.
eğer bir imkanın varsa mutlaka kullan. muhakkak çok zor olacak ama alışırsın illa ki sonra buralar zor gelir sana. benim ablam neredeyse 15 yıldır uzak bizden işte ancak ayda bir hafta sonu geliyor ama geldiğinde kafası bizim gürültümüzü kaldırmıyor resmen.

nerede ki ablan? :KK51:
 
Tabi, dilimizin döndüğünce anlatalım efenim :KK66:...

Bir kere farklı milletten türlü türlü insanla tanışıyorsun:KK19:. Ben Goettingen' de kalmıştım. O şehrin neredeyse tamamı kampüs. Her şey öğrenciler için düzenlenmişti. Yurtta kalmıştım, tek kişilik bir odam vardı. Mutfak ve tuvalet ortak kullanılıyordu. Mutfak vesilesiyle birçok kişiyle tanışmıştım.

Alanının en iyileriyle çalıştığım için bu süreç bana akademik olarak ciddi anlamda katkı sağlamıştı :KK37:. Giyim kuşam, kozmetik aksesuar vs... Alman sahafları bile gezdim düşün... Bit pazarları ve daha nereler...

Yalnız ben tutucu bir tip olduğum için öğrencilerin sosyal aktivitelerine pek katılmıyordum. Aktiviteden kasıt içkili partiler, üstsüz bir sürü delikanlıyla minili kızların voleybol turnuvaları falan işte :KK53:... Ama katılan arkadaşlar vardı. Birisi 3 ayda Alman bir sevgili bile yapmıştı yani :KK45:...

Ara sıra şehir merkezindeki kiliseye gidiyordum. Oturup papazları izliyordum falan. Hoşuma gidiyordu yani. Papazlardan birisi ne dediğimi anlamayacak kadar yaşlı olmasaydı neredeyse arkadaş bile olacaktık o kadar yani :confused:.

Ben genel toplum kurallarına uygun yaşayan bir tipim, o yüzden toplum baskısı ile yaşamadım, açıkçası bundan memnunum ama yurt dışındayken aslında böyle bir baskının olduğunu fark etmiştim ne yalan söyleyim.

Orada kimse kimsenin umurunda bile değil. Bu hem kendini iyi hissetmeni sağlıyor hemde kendini belli oranda değersiz hissediyorsun. Tuhaf bir duygu ama bu duyguyla ciddi anlamda ilaç tedavisi görmeme neden olan sivilcelerim bir anda yüzümden toz olmuşlardı.

Ben memnundum halimden. Ama İtalya' yı bilemem tabi...

İtalya nispeten daha tutucu diye biliyorum ama yine akdeniz ülkesi ne kadar olabilir ki izmirde de rahatım o konuda :)
ama insan bir kere oralara çapayı attı mı zaten önemli insanlarla tanıştı mı bence de gerisi çorap söküğü gibi gelir:rolleyes:

üstsüz oğlanlar hem de almanyanın soğuğunda amanın :KK70::eek:
 
İtalya nispeten daha tutucu diye biliyorum ama yine akdeniz ülkesi ne kadar olabilir ki izmirde de rahatım o konuda :)
ama insan bir kere oralara çapayı attı mı zaten önemli insanlarla tanıştı mı bence de gerisi çorap söküğü gibi gelir:rolleyes:

üstsüz oğlanlar hem de almanyanın soğuğunda amanın :KK70::eek:

Aynen...

Adamlar kırk yılda bir güneş gördükleri için her fırsatta soyunuyorlardı. Abartısız söylüyorum benim hırkayla gezdiğim bir gün kadının birisi güneşlenmek için bahçeye çıkmıştı.

O zaman anladım neden ısrarla tatile gittiklerini...
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
X