Ben öğrenim hayatım sırasında memurlara tepeden bakardım herkes gibi. Emeksiz para kazanan, ne bir aldım ileri ne bir adım geri tipler canlanırdı hep kafamda. Mezun oldum kimyager olarak. Ünlü bir su markasının laboratuvarına girdim. Afedersiniz eşşek gibi çalıştım üç kuruş paraya. Üstlerin kimya mühendisleri. Ve onun da üstü ve onun da üstü. Dedim lanet gitsin böyle özele. Sonra anladım ki özelde çalışacaksan sen iş iş diye ölmeyeceksin. Öyle bir meslek sahibi olacaksın ki onlar sen sen diye bitecek. O zaman işin tadından yenmez. Yiyorsa oku uzak mühendisliğini de mezun olduğun gün telefonların susarsa ben de susarım. Ama sen alternatifi bol bir meslek mensubuysan üç kuruşa bir köfte? Diyorlar. Sen kabul etmezsen sınıf arkadaşın ediyor.
Sonra dedim kızım git adam gibi çalış devlete gir bakalım orda işler nasıl. Ders çalıştım. Devlet hastanesinde çalışıyorum. 09.00-16.00 arası çalışıyorum. Dönüşümlü çalıştığımız için gün içinde birkaç saat çalışmam gerekiyor. (Beleşe para kazanmak olarak nitelenir devlet memurlarının eşşek gibi çalışmaması. Fakat insani olan buyken ve herkes böyle çalışmalıyken, neden hepimiz böyle çalışmıyoruz demez de bizim insanımız sen neden çalışmıyorsun ben çalışırken der. Neyse.) saçma sapan mücadeleler amire kendini beğendirme ihtiyacın, daha üst düzey performans gösterme arzun falan yok. Sana karışan hesap soran azarlayan yok.
Kimse devlet hastanesine güvenmiyor ama orda herkes kendi amiri gibi çalışıyor. Sağlık bakanlığının yapılan küçük hatalara bile ne kadar baskı yaptığını küçük bir şikayetten sonra aylarca tüm çalışmalarımızı ne denli hassasiyetle mercek altına aldığını bilseniz başka yerde tedavi olmam dersiniz.
Laf lafı açıyor
özel hastanede çalıştım ben sekiz ay kadar. Birgül laboratuvar kapısı kapandı. Ben o dönem laboratuvarda değilim. Bilgi işlem ve bilgisayar mühendisi gelmiş. Baş hemşire ve baş hekim yardımcısı gelmiş. Önceki gece gelen bir kadın kalp krizi geçirip evinde ölmüş. Laboratuvar test sonuçlarını incelemeyen doktor eve göndermemesi gereken hastayı üstün körü çalıştığı için evine göndermiş. Kadıncağız kan testinde alarm veren bir değere rağmen eve gittiği için vefat etmiş. Bilgisayar mühendisi ve Bilgi işlem kadının o kalp krizini haber veren değeri değiştirmesin mi? Sistemde gözükür de kadın dava açarsa başımıza bela olur diye. Ben tuttum ismimi gizleyip bunları şikayet ettim. Bilin bakalım ne oldu, şikayet ettiğim birimde hastanemizde çalışan birinin halası çalışıyormuş. Bir gün sonra hastane kendisine baskın! Yapılacağını biliyordu
Çenem düştü neyse, böyleyken böyle.
Hakkaten de ne bir adım ileri ne bir aldım geri gideceğim mesleğimde
çünkü baş kimyager falan gibi bir pozisyon yok. Fakat çalışma saatlerim ve aldığım Maaş bana insan gibi yaşadığımı hissettiriyor. İşten çıkınca arkamda atlı varmış gibi eve girip eşyaları bir kenara fırlatıp mutfağa geçmem gerekmiyor.İş çıkışı arkadaşlarla birşeyler içebiliyoruz. Yahut yaya yaya alışveriş yapıp eve gidebiliyorum. Tiyatro gibi seminer konferans konser gibi etkinliklere katılabiliyorum. Kitap okuyorum bol bol çünkü cılkım çıkmıyor çalışırken. Bunları gaza gelin diye yazıyorum. Herkesin insanca yaşama hakkı var.Burada geçen sene açtığım bir konumda var meslek değiştirmek istiyorum ve tekrar sınava hazırlanıyorum, 31 yaşımdayım.Devlet memuru olduğum için tekrar KPSS ye gitmeme de gerek yok. Ünvan değiştirmeyle yine memur olarak başka bir meslekte devam etme şansım var.
Hasılı, ders çalışın