Çocuk aklıyla cinsellik
Ankara Milli Eğitim Müdürlüğü'nce hazırlanan kitapta,çocukların cinsellikle ilgili sorularına nasıl yanıtlar verilmesi, hangi durumlarda uzmana başvurulması gerektiği ve cinsel istismardan korunma yolları konusunda ailelere uyarılarda ve önerilerde bulunuldu.
''Anne Baba Eğitimi'' başlıklı kitap, rehber öğretmenlere çalışmalarında destek olması ve okullardaki ''anne-baba eğitimi'' ile ilgili kurslarda kullanılması amacıyla Ankara'daki tüm okullara gönderildi.
Çocukların sağlığından gelişim dönemlerine ve okul başarılarına kadar çeşitli konulara değinilen kitapta, anne babalara uyarılarda ve önerilerde bulunuldu. Kitabın, ''Çocuklarda ve Ergenlerde Cinsel Gelişim ve Eğitimi'' başlıklı bölümünde, çocuklukta başlayan cinsellik kavramının ergenlik dönemiyle birlikte son şeklini aldığı ve ergenlik döneminden sonra çocuğun cinsel özelliklerinin kolay kolay değişmeyeceği vurgulanarak, ''Önemli olan çocukluktan itibaren sağlam temelleri oluşturmaktır'' denildi.
YANLIŞ CİNSEL KİMLİK OLUŞABİLİR
Okul öncesi dönem olarak isimlendirilen 3-6 yaş arasında, çocukların cinsel kimlikleri üzerinde yoğunlaştıkları ifade edilen kitapta, şunlar kaydedildi:
'
'Bu dönemde aile çocukların keşif merakına müdahale etmemelidir. Örneğin bir kız çocuk cinsiyet ayrımına varıp kendi cinsel kimliğinden dolayı makyaj yaptığı için çocuğa bağırmamalı, kızılmamalı, aşağılanmamalı, hakaret edilmemelidir. Aynı şeyi bir erkek çocuğun yapmasına da aşırı tepki gösterilmemelidir. Bu dönemde her iki cinsiyette farklı adlandırılan zihinsel yapılar oluşur: Erkekte oedipus kompleksi, kızda elektra karmaşası. Oedipus kompleksinde, erkek çocuk anneye hayranlık duymaya başlar. Çocuk eğer anneye karşı beslediği duygular yüzünden baba tarafından ters davranışlar görürse cinsel kimliği bayanlara özentili şekilde oluşabilir, cinsel sapmalar görülebilir. Elektra karmaşasında kız çocuk babaya hayranlık duymaya başlar. Kız çocuğun da bu aşamada anne tarafından olumsuz tepki görmesi cinsel sapmaya, yanlış cinsel kimliğin oluşmasına sebep olabilir.''
ÇOCUKLARIN SORULARI
Kitapta, çocukların cinsiyet farklılığı ile ilgili sorularının genellikle 2, doğumla ilgili sorularının ise 3-4 yaşlarında başladığına işaret edilerek, soru örnekleri ve anne babaların vermesi gereken yanıtlar şöyle sıralandı:
''- Soru: Neden benim de ağabeyiminki gibi şeyim yok?
Yanıt: Kızlar ve erkekler ayrı yaratılmışlardır. Kızların erkeklerin gibi cinsel organı vardır ve farklıdır,
- Soru: Babamın neden göğüsleri yok?
Yanıt: Yalnız annelerin göğüsleri olur ki yeni doğan bebeklerini emzirebilsinler diye,
- Soru: Bebekler nereden gelir?
Yanıt: Çocuklar annenin içinden çıkarlar. Onlar annenin karnında yaşar ve büyürler. Orada sıcak ve güvenli bir bebek yuvası vardır,
- Soru: Bebek annesinin içine nasıl girer?
Yanıt: Bütün kızların ve annelerin içinde, kalemle bile çizemeyeceğimiz ve bildiğimiz yumurtalara hiç benzemeyen yumurtalar vardır. Bunlar çok önemlidir. Bir kadın anne olmak istediği zaman bu yumurtalar rahim denen özel yerde bebeğe dönüşmeye başlar,
- Soru: Neden erkeklerin bebeği olmaz?
Yanıt: Çünkü erkeklerin vücudunda bebeklerin büyümesini sağlayan küçük bir yuvacık yoktur,
- Soru: Evlenmemiş kişilerin de bebeği olabilir mi?
Yanıt: Evet. Her yetişkin kadın ve erkek bebek sahibi olabilir fakat evlenmeyi beklemeleri, bebeğin bir ailesi ve yuvası olması daha doğrudur.''
''6 yaş çocuklarının genellikle cinsel ilişki ile ilgili
ayrıntıları almaya hazır olmadıkları'' vurgulanan kitapta, çocuk 7-8 yaşlarına geldiğinde, ''Babanın içindeki bir tohumun annenin içindeki yumurta ile birleştiği ve bunun bebeğin gelişimini başlattığının söylenebileceği'' kaydedildi.
UZMANA BAŞVURULMALI
Kitapta, çocuğun hangi davranışlarının uzmana başvurmayı gerektirdiği şöyle anlatıldı:
''- Uyarılmasına rağmen ısrarla banyo yapanları izlemeyi sürdürmek,
- Anne-baba 'hayır' dedikten ve sürekli uyardıktan sonra ısrarla ve sürekli olarak 'kötü söz' söylemeye devam etmek,
- Sürekli ve ısrarlı olarak kendinden daha küçük çocukları cinsiyet ve cinsellikle ilgili oyunlar oynamaya zorlamak,
- Arkadaşlarını 'doktorculuk' oynamaya ve üzerindeki giysileri çıkarmaya zorlamak,
- Yabancı ya da yakın yetişkinler tarafından sarılıp öpülmekten, dokunulmasından, iletişime geçmekten korkmak,
- Oyunlarda kadın ya da erkek rollerini üzgün, kızgın ya da saldırgan bir tarzda oynamak, kendi cinsinden ya da karşı cinsten nefret etmek.''