- 22 Ekim 2009
- 546
- 28
[ımg]http://img24.imageshack.us/img24/3589/kirazeksi.jpg[/ımg]
kiraz yaprağı sarması (malatya)
cokacimcoook cokacimcoook cokacimcoook
1 su bardağı ince bulgur
yarım su bardağı un
kıvam alana kadar su
tuz
yeteri kadar taze kiraz yaprağı
üzeri için:
1 su bardağı yoğurt
1 adet yumurta
1 tatlı kaiığı erik ekşisi
tuz
1 adet iri kuru soğan
1 çorba kaşığı tereyağı
bulgur, un, tuz ve su birbirine yapışan bir harç olana kadar yoğrulur. Haşlanmış kiraz yaprağının kenarına fitil şeklinde konur ve sarılır. Sarmalar tencereye sıralanır. üzerini geçecek kadar su konur. 20 dakika kadar haşlanır. Suyundan süzülerek servis tabağına yerleştirilir. Yoğurt, yumurta, erik ekşisi az su ve az tuz bir tencereye konur, bir taşım pişirilir. Sarmaların üzerine dökülür. Diğer tarafta ince kıyımış soğan tereyağında kahverengi renk alana dek kavrulur. Yemeğin en üstüne gezdirilir
[color="ındigo"]efsaneleri
..:: Gelın yurdu (düğün yurdu) efsanesı::..
Yeşilyurt ilçesinden, bağ ve bahçelerin bulunduğu taftacık semtine giderken, davullupınar'ın karşılarına düşen düzlüğe "gelin yurdu", "düğün yurdu" deniliyor.
Evvelce burası bir yerleşim yeriymiş. Bu bağ ve bahçe sahiplerinin toprak altından çıkardığı çanak-çömlek parçalarından da anlaşılıyor. Orada oturanlar düğünlerini işte bu düzlükte yaparlarmış. Birisi evleneceği zaman herkes oraya çağrılır, yenip-içilip, eğlenilirmiş.
Söylentiye göre orada yaşayanlar kısa boyluymuş. Günümüzden yaklaşık 200 yıl önce, geç saatlerde, yeşilyurt'lu iki ikişi düğün yurdu'na gitmiş. Orada kısa boylu adamları, ellerinde alev çıkaran odunlar olduğu halde, oynarken görmüşler. Korktuklarından onların yanına daha fazla sokulamamışlar.
Bunlar birbirlerine çok bağlı kimselermiş. Her öğünde aynı yemeği pişirirlermiş. O gün ne yemek yapılacaksa ağanın kızı tarafından evden eve duyurulur, bunun dışında bir aş tencereye konmazmış.
Bir gün başka köyden alınan bir gelin, kocasının yemek hakkındaki uyarısına aldırış etmeden canının istediği bir yemek yapmış. Akşam olup kocası eve dönünce ortalık birden karışıvermiş. Adamcağız karısının başka bir yemek pişirdiğini görünce deliye dönmüş. Kazmayı eline almış evi yıkmaya başlamış. Yüksek sesle, "aş karıştı, iş karıştı!" diye bağırmış. Bunu duyanlar durumu anlamakta gecikmemişler.
Kazmayı eline alan evini yıkmış. Eşyalarını toplamışlar, evlerden çıkan direkleri de yanlarına alarak başka tarafa göç etmişler. Böylece birliğin bozulmasına şiddetle karşı olduklarını bir kez daha ortaya koymuşlar.
Bu gün de kendi adlarıyla söylenen, olayın geçtiği yerin sakinleri olan, kölükoğullarının, o zamanlar sazlık ve bataklık olan yeşilyurt'un yüksekçe bir yerine, şimdiki tepecik'e eski yurtarının da görüleceği bir yere yerleşmiş olmaları, yeşilyurt'ta herkes tarafından bilinmektedir. Aynı aile aynı dayanışmayı vebirliği günümüzde de sürdürmektedir.
..:: Yelköprü efsanesı::..
Bir zamanlar yeşilturt'ta zengin ve güzel bir kız varmış. Kızın babası ölmüş. Anası onu her isteyene vermeyince birdaha bahtı açılmamış. Yaşı kırkı bulunca kız tüm ümidini yitirmiş. Anasının da rızasını alarak bütün servetini hayır işine sarfetmeye karar vermiş.
O zamanlar şimdi ki yelköprü'nün bulunduğu yer derin bir uçurum halindeymiş. Derme suyu bu uçurumdan dökülür, çaya karışır gidermiş. Kızcagız buraya bir köprü yaptırmayı düşünmüş. Bir gece rüyasında oraya uygun bir köprü gösterilmiş. Köprüyü şöyle tanıtmışlar: Altından su geçer, ortasından yol geçer, üstünden hem su, hem de yol geçer.
Kız büyük bir heyecenla uyanıvermiş. Olanı biteni anasına anlatmış. Gün ışıyınca bellibaşlı ustaları çağırmışlar. Kız istediği köprünün tipini onlara anlatmış. Uztalar önce "olmaz" demişler, "böyle bir köprü". Kız onları ikna etmiş. Hızla işe başlanmış. ıstenilen biçimdeki köprü su ile birlikte insanların da karşıya geçmelerine yardımcı olmuş.
[/color]
Malzeme:
2 su bardağı yarma
1 /2 su bardağı orta bulgur
4-5 adet yeşil biber
4-5 adet domates
2 baş kuru soğan
2 kaşık salça
3 kaşık yağ
1 demet maydanoz
tuz - karabiber
yapılışı:
yarma, orta bulgur, tuz ve su ilavesi ile yoğrularak fazla yumuşak olmamak kaydıyla bir hamur yapılır.hazırlanan hamur fındık büyüklüğünde parçalara ayrılır, yuvarlanır. ortasına hafifçe bastırılır.kaynayan tuzlu suda haşlanır. (haşlanıp haşlanmadığını anlamak için köfte alınır.kaşıkla ikiye ayrılır, içerisinde kuru bulgur görünmüyorsa haşlanmış demektir.)
diğer tarafta küp şeklinde doğranmış soğanlar yağda pembeleşene kadar kavrulur. İnce doğranmış biber, kabukları soyularak küp şeklinde doğranmış domates, tuz ve biraz salça katılarak karıştırılır.haşlanan köfteler, süzgece dökülerek süzülür. hazırlanan sosun içerisine atılarak karıştırılır. en son kıyılmış maydanoz ve biber atılır.sıcak olarak servis yapılır.
afiyet olsun
Comments
Kiraz Yaprağı Sarması (Malatya)
cokacimcoook cokacimcoook cokacimcoook
1 su bardağı ince bulgur
Yarım su bardağı un
Kıvam alana kadar su
Tuz
Yeteri kadar taze kiraz yaprağı
Üzeri için:
1 su bardağı yoğurt
1 adet yumurta
1 tatlı kaiığı erik ekşisi
Tuz
1 adet iri kuru soğan
1 çorba kaşığı tereyağı
Bulgur, un, tuz ve su birbirine yapışan bir harç olana kadar yoğrulur. Haşlanmış kiraz yaprağının kenarına fitil şeklinde konur ve sarılır. Sarmalar tencereye sıralanır. Üzerini geçecek kadar su konur. 20 dakika kadar haşlanır. Suyundan süzülerek servis tabağına yerleştirilir. Yoğurt, yumurta, erik ekşisi az su ve az tuz bir tencereye konur, bir taşım pişirilir. Sarmaların üzerine dökülür. Diğer tarafta ince kıyımış soğan tereyağında kahverengi renk alana dek kavrulur. Yemeğin en üstüne gezdirilir
naniknanikBu da Malatyamızın meşhur yemeklerinden analı kızlının resimlerle tarifi
(fotoğraf netten alıntı)
Güney Korede yaşayan kızım bloğu için kiraz yaprağı sarmasının resimlerini eklememi istedi bende araştorma yaptım bizim sitede ekli görünce çok hoşuma gitti...Sevgili meryemce memleketimin her köşesinin resimleri kültürü gelenek ve görenekleri yemekleri ayrı ayrı ekleyerek bizleri ihya ettin ..Uzun zaman oldu görmeyeli ama her zaman yüreğimde ben yeşilyurtluyum ama 81 de ayrıldım memleketimden ve bu güne kadarda türkiyemin dört bir yanını gezdim görev icabı arada memleketimede gidiyorum annem ve babam yaşasaydı daha sık giderdim ama kimse olmayınca sık gidilmiyor...harika bir paylaşım olmuş emeklerine sağlık...