- 12 Temmuz 2006
- 2.066
- 66
Mağdur kadınlar
Eğitime katılan bir kadın yıllarca kayınvalidesi ve eltileriyle birlikte yaşadığını ve bütün aileye hizmet etmek durumunda olduğunu, kocasının geleneklerden dolayı kendisine ve çocuklarına sahip çıkamadığını, isimleriyle bile hitap etmediğini, kendisinin de yıllarca bu duruma boyun eğmek zorunda kaldığını, daha sonra merkezdeki okuma yazma kurslarına katıldığını, kadın hakları konusunda bilinçlendiğini, aile içindeki konumunu değiştirdiğini, kocasına yasal haklarıyla tehdit ettiğini, kocasından daha çok ailenin kendisinden beklentileri konusunda çok çektiğini söyledi.
Aile geleneklerine göre çocuklarını sevmenin ayıp olmasından dolayı kendisinin de onlara istediği gibi yaklaşamadığını, kendi çocuklarıyla letişim kuramadığını, sanki başkasının çocuklarıymış gibi davranmak zorunda kaldığını anlattı. Ayrıca eğitimin sonunda kocasına kendisinin de şiddet uyguladığını fark ettiğini ve bu tutumunu değiştirmek istediğini söyledi.
BABADAN ŞİDDET
22 yaşında bir genç kız eğitim sırasında babasından gördüğü şiddeti paylaştı. Baba eşine ve kızlarına yoğun fiziksel şiddet uyguluyor. Bu yüzden bir iki kez anne hastanelik olmuş. Aile zaman içinde ikiye bölünmüş, şu anda müstakil bir evde oturuyorlarmış, baba evin bir bölümünde, anne ve çocuklar da diğer bölümünde yaşıyorlarmış. Çocuklar ya da anneleri tesadüfen kömürlükte vb. yerde baba ile karşılaşırlarsa saldırıp şiddet göstermeye çalışıyormuş.
Anne ekonomik koşulları kaybetmek istemediği için boşanmak istemiyor. Genç kız "ne yapabiliriz?" diye sordu. Ailenin korunmasına dair kanundan yararlanarak korunma tedbiri aldırabilecekleri, psikolojik destek alabilecekleri söylendi. Ayrılırken eğitimde aldığı bilgilerin kendisine çok iyi geldiğini söyledi.
"OĞLUM DÖVÜYOR"Yaklaşık 50 yaş üzeri bir ev hanımı eğitim bittiğinde yanıma gelip, 18 yaşında bir oğlu olduğunu, kendilerine yoğun şiddet gösterdiğini, ellerindeki parayı aldığını, uyuşturucu kullandığından şüphelendiklerini anlatarak yardım istedi. Ona ailenin korunmasına dair kanundan yararlanabileceğini, psikolojik destek almasının yararı olacağını, uyuşturucu konusunda Kültegin Ögel'le bağlantı kurabileceğini ve ne yapabileceği konusunda bilgi ve yardım alabileceğini anlattım.
"ÇOCUKLARIN VAR ÇEKECEKSİN"
Dört çocuk annesi bir kadın, şiddet gördüğünü ama ailesinin "çocukların var, çekmek zorundasın" dediği için baba evine dönemediğini anlattı. Bir başka kadın, kendi üzerine bir kadın getirdiği için kocasından boşandığını, ailesinin "evlilik de boşanmak da hak" diyerek kendisini desteklediklerini, boşandıktan sonra çalışmaya başladığını ve 11 yaşındaki oğlunu çok iyi yetiştirdiğini anlatınca gruptaki diğer kadınlar arasında ailenin desteğinin ne kadar önemli olduğu konusunda bir süre tartışıldı.
Çaresizlik hisseden kadına 4320 sayılı kanuna göre işlem yaptırmasının caydırıcı olabileceği, ayrıca eşinin ailesinden sözünü dinlediği her hangi bir kişiden yardım alması önerildi.
"ÖLÜNCE HİÇ ÜZÜLMEDİM"
Eğitim sırasında ilginç bir olay yaşandı. Bir kadın eğitime çocuğuyla gelmişti, çocuğa şiddeti ve etkilerini anlattığım sırada çocuk elindeki düdüğü öttürdü ve anne refleks olarak çocuğun yüzüne hafifçe vurdu. Anne, çocuk ve tüm katılımcılar gülmeye başladı ve katılımcılar uygulamalı eğitim olduğunu söylediler. Bu olayın üzerine konuşuldu. O sırada başka ne yapabileceği üzerine tartışıldı. Böylece verilen bilgilerin daha fazla pekiştiğini düşünüyorum"
Eğitim sırasında bir kadın kendi hikayesini paylaştı kadınlarla. 3 yıl evli kalmış, 3 çocuğu olmuş ve bu süre içinde kocasından sürekli fiziksel şiddet görmüş ve hiçbir şey yapamamış. Daha sonra kocası askere gitmiş ve şehit olmuş. "O kadar canımı yakmıştı ki öldüğünü duyunca hiç üzülmedim" dedi.
Şimdi çeşitli kurslara gidip kendini yetiştirmeye çalıştığını, ama kocasının ailesinden hala baskı gördüğünü, kendini iyi hissetmediği için bir psikoloğa da gittiğini anlattı. Grup önünde çabasını çok takdir ettim.
"ANNEM EVDEKİ ERKEKLERE ŞİKAYET EDİYOR"
Çarşaflı genç bir kadın eğitime kalamayacağını ve konuşmak istediğini söyleyince onu tek başına araca aldım. 35 yaşında olduğunu söyleyen kadın, bedensel özrü nedeniyle evlenmediğini ama artık evlenmeyi düşündüğünü öte yandan bundan korktuğunu, ailesinden aşırı baskı gördüğünü, babası ve erkek kardeşlerinden dayak yediğini anlattı.
İlkokul 3. sınıfa kadar eğitim görebildiğini, arkadaşlarıyla görüşmesine izin verilmediğini, ailesinin herkesi kötülediklerini, bu nedenle gizlice arkadaşlarıyla buluştuğunu fakat annesinin evdeki erkeklere kendisini şikayet ettiğini anlattı.
Ben bu yaştan sonra uyuşturucu kullanacak değilim ya, arkadaşlarım benim gibi giyinmek zorunda mı, çay bahçesinde arkadaşlarımla oturmamın ne zararı olabilir" diyerek ağladı. Devamında, aslında paraları var ama o kadar az veriyorlar ki, "arkadaşlar kaç kere çay ısmarlar insana" diyerek babasının cüzdanından para çalmak zorunda kaldığını söyleyerek "kötü bir şey ama yapıyorum" dedi.
Bütün bu nedenlerle evlenmek istediğini fakat, "ya evlendiğim kişi de böyle yaparsa" diye düşünerek bundan korktuğunu söyledi. Kendisine tek destek olan kişi evli ablasıymış ama onun da elinden fazla bir şey gelmiyormuş. (ablası sabah eğitime katılmıştı, ondan bilgi edinmesini önerdim)"
"KOCAMDAN KORKUYORUM"
Eğitime yüzünde morluklarla katılan bir kadın, alkolik kocasının sıklıkla kendisini bu şekilde dövdüğünü, çocuklarını korumaya çalıştığını, kocasından korktuğu için şikayet edemediğini ve yardım istediğini söyledi. Yardım alabileceği adresler konusunda yönlendirme yapıldı ve konuşması için teşvik eden arkadaşının başvuru konusunda desteği istendi."
"ANNESİNE ÇOK BAĞLI"
Gruptaki kadınlar eşlerinin annelerine çok bağlı olmasının aile ve eş ilişkilerini nasıl etkilediğini tartıştılar. Annenin çocuğuna söylediklerinin onun ileride eşi ile ilişkisini nasıl etkileyeceği konusunda farkındalık yaşadılar. Bir katılımcı eşinin kendisinden daha çok annesinden etkilendiğini ve kaynanasına yaşadığı kızgınlığı paylaştı grupla. Eğitimden çok etkilendi ve öğleden sonraki eğitime de katıldı.
"ÖĞRENCİNİN ELİNDE BIÇAK"
Varoşlarda yapılan bir eğitime katılan velilerin endişesi okulda yaşanan şiddetti. 4.sınıf öğrencisinin bile elinde bıçak olduğunu, her gün okulda kavga olduğunu anlattılar.
Çocuklarının güvenliğinden endişeli olduklarını dile getirerek, okulun yeterince önlem almadığından yakındılar. "Biz köyde eğitim almadan büyüdük ama çocuklarımız bizim gibi olmasın diye çabalıyoruz ancak okulda bir şey öğrenemiyorlar" diye şikayet ettiler.
Ben de eğitim sırasında onları dinleyerek (buna çok ihtiyaçları vardı), çocukların şiddet göstermesinin öğrenilmiş bir davranış olduğu ve şiddete maruz kalan çocukların gösterdikleri tepkiler üzerinde durarak anne-baba tutumlarının etkilerini vurguladım.
"KAPI ÇELİK KAPIYDI"
Aslında benim izlenimim de okulda şiddet olduğu yönünde idi. Daha okulun bahçesine girdiğimde ortaokul öğrencilerinin sopalarla birbirlerine saldırdığını gördüm. Müdür araya girerek kavgayı bitirdi, ancak bir işlem yapılmadı çocuklara. Olay sanki günlük sıradan bir şeymiş gibi karşılandı. Müdür ve öğretmenler odasının çelik kapı olması ve üzerinde birçok kasa kilidinin olması da bana çok ilginç geldi!!!
Öğretmenler bu bölgenin doğudan göç alan bir bölge olduğunu ve ailelerin ekonomik durumlarının çok düşük olması nedeniyle öğrencilerin okul dışında çalışmak zorunda olduklarını, sınıfların çok kalabalık olmasının da disiplini zorlaştırdığını ve eğitimin kalitesini düşürdüğünü anlattılar
HEM BABADAN HEM KOCADAN ŞİDDET
Özellikle 23 yaşında 2 çocuk annesi bir kadın çok zor durumdaydı, babası alkolik ve şiddet uygulayan birisiymiş, eşiyle kaçarak evlenmiş, eşinden de çok yoğun şiddet görmüş. Çocukları da bu durumdan korkuyormuş, kaçarak evlendiği için ailesinden destek isteyememiş.
Kocası 6 ay hapse girmiş o dönemde çalışarak çocuklarına bakmış, hapisten çıkınca kocası çalışmasına izin vermemiş. Boşanma davası açmış, şu anda dava devam ediyormuş ama hiç bir şey yokmuş gibi kocasıyla beraber yaşıyormuş. Kocasından korktuğunu ve ne yapacağını bilemediğini söyledi. Ailenin korunmasına dair kanundan söz ettim ve Baro kadın hakları merkezinden destek alması için yönlendirdim.
23 YAŞINDA 9 YILLIK EVLİ
23 yaşında ve 9 yıllık evli 2 çocuk annesi bir katılımcı son zamanlarda hiç yoktan eşini kıskandığını ve nereden yardım alabileceğini sordu. Bu sorunu çözmek istediğini söyledi. Gerekli yönlendirme yapıldı.
23 yaşında ve üç çocuk annesi. Öğretmen tarafından yönlendirildi. Sabah eğitime katılmamıştı. Eşinden ciddi biçimde şiddet gördüğünü, eşinin 5 yaşındaki kızını yaz okuluna göndermek istemediğini, iki gündür eşinden gizli getirdiğini anlattı.
"5. SINIFTAN SONRA OKUYAMAZ"
Öğretmen de kızın çok zeki olduğunu belirtti. Eşi büyük kızını da 5. sınıftan sonra okutmayacağını söylüyormuş. Henüz 9 aylık olan üçüncü kızına hamileyken ciddi biçimde şiddet görüp doktor raporu almış.
Polisler hamile olduğunu da dikkate alarak barıştırma yoluna gitmiş. Bu arada eşi 15 gün memleketine gidip ortadan kaybolmuş. Anne babası ise eşine dönmemesini söylemişler ama 15 gün sonra kendi evini arar olmuş.
Çünkü baba evinde rahat edememiş. Başlangıçta kaynanasıyla oturduğunu, eşinin annesi ve kız kardeşinden de dayak yediğini, son şiddet olayı sonrasında kendi ailesine yakın bir eve taşındıklarını, eşinin mutfak masrafı dışında para vermediğini, el işi yaparak çocuklarının ihtiyaçlarını gidermeye çalıştığını anlattı.
Hiç yoktan sinirlenip kendisini dövdüğünü, hatta bıçakla saldırdığını, aşırı kıskanç olduğunu, 5 yaşındaki kızını bile bu nedenle okula göndermek istemediğini, eşinden çok korktuğunu söyledi. Dayak attığında sinip ağladığını, yalvardığını, kaçamadığını, bununla birlikte eşini sevdiğini, diğer zamanlarda iyi geçindiklerini, çocukları olduğu için zaten ayrılmayı düşünemeyeceğini söyledi.
Ayrıca boşanırsa bile eşinin rahat bırakmayacağını, bir kez daha polise şikayet etmeye kalksa kendisini öldüreceğinden korktuğunu, şu an tek güvencesi olarak gördüğü kendi ailesine yakın oturmanın da pek bir işe yaramadığını, ailesine sığınırsa, eşinin onlara da saldıracağından korktuğunu anlattı."
BU YAZI DİZİSİ DEVAM EDİCEK ARKADAŞLAR
Eğitime katılan bir kadın yıllarca kayınvalidesi ve eltileriyle birlikte yaşadığını ve bütün aileye hizmet etmek durumunda olduğunu, kocasının geleneklerden dolayı kendisine ve çocuklarına sahip çıkamadığını, isimleriyle bile hitap etmediğini, kendisinin de yıllarca bu duruma boyun eğmek zorunda kaldığını, daha sonra merkezdeki okuma yazma kurslarına katıldığını, kadın hakları konusunda bilinçlendiğini, aile içindeki konumunu değiştirdiğini, kocasına yasal haklarıyla tehdit ettiğini, kocasından daha çok ailenin kendisinden beklentileri konusunda çok çektiğini söyledi.
Aile geleneklerine göre çocuklarını sevmenin ayıp olmasından dolayı kendisinin de onlara istediği gibi yaklaşamadığını, kendi çocuklarıyla letişim kuramadığını, sanki başkasının çocuklarıymış gibi davranmak zorunda kaldığını anlattı. Ayrıca eğitimin sonunda kocasına kendisinin de şiddet uyguladığını fark ettiğini ve bu tutumunu değiştirmek istediğini söyledi.
BABADAN ŞİDDET
22 yaşında bir genç kız eğitim sırasında babasından gördüğü şiddeti paylaştı. Baba eşine ve kızlarına yoğun fiziksel şiddet uyguluyor. Bu yüzden bir iki kez anne hastanelik olmuş. Aile zaman içinde ikiye bölünmüş, şu anda müstakil bir evde oturuyorlarmış, baba evin bir bölümünde, anne ve çocuklar da diğer bölümünde yaşıyorlarmış. Çocuklar ya da anneleri tesadüfen kömürlükte vb. yerde baba ile karşılaşırlarsa saldırıp şiddet göstermeye çalışıyormuş.
Anne ekonomik koşulları kaybetmek istemediği için boşanmak istemiyor. Genç kız "ne yapabiliriz?" diye sordu. Ailenin korunmasına dair kanundan yararlanarak korunma tedbiri aldırabilecekleri, psikolojik destek alabilecekleri söylendi. Ayrılırken eğitimde aldığı bilgilerin kendisine çok iyi geldiğini söyledi.
"OĞLUM DÖVÜYOR"Yaklaşık 50 yaş üzeri bir ev hanımı eğitim bittiğinde yanıma gelip, 18 yaşında bir oğlu olduğunu, kendilerine yoğun şiddet gösterdiğini, ellerindeki parayı aldığını, uyuşturucu kullandığından şüphelendiklerini anlatarak yardım istedi. Ona ailenin korunmasına dair kanundan yararlanabileceğini, psikolojik destek almasının yararı olacağını, uyuşturucu konusunda Kültegin Ögel'le bağlantı kurabileceğini ve ne yapabileceği konusunda bilgi ve yardım alabileceğini anlattım.
"ÇOCUKLARIN VAR ÇEKECEKSİN"
Dört çocuk annesi bir kadın, şiddet gördüğünü ama ailesinin "çocukların var, çekmek zorundasın" dediği için baba evine dönemediğini anlattı. Bir başka kadın, kendi üzerine bir kadın getirdiği için kocasından boşandığını, ailesinin "evlilik de boşanmak da hak" diyerek kendisini desteklediklerini, boşandıktan sonra çalışmaya başladığını ve 11 yaşındaki oğlunu çok iyi yetiştirdiğini anlatınca gruptaki diğer kadınlar arasında ailenin desteğinin ne kadar önemli olduğu konusunda bir süre tartışıldı.
Çaresizlik hisseden kadına 4320 sayılı kanuna göre işlem yaptırmasının caydırıcı olabileceği, ayrıca eşinin ailesinden sözünü dinlediği her hangi bir kişiden yardım alması önerildi.
"ÖLÜNCE HİÇ ÜZÜLMEDİM"
Eğitim sırasında ilginç bir olay yaşandı. Bir kadın eğitime çocuğuyla gelmişti, çocuğa şiddeti ve etkilerini anlattığım sırada çocuk elindeki düdüğü öttürdü ve anne refleks olarak çocuğun yüzüne hafifçe vurdu. Anne, çocuk ve tüm katılımcılar gülmeye başladı ve katılımcılar uygulamalı eğitim olduğunu söylediler. Bu olayın üzerine konuşuldu. O sırada başka ne yapabileceği üzerine tartışıldı. Böylece verilen bilgilerin daha fazla pekiştiğini düşünüyorum"
Eğitim sırasında bir kadın kendi hikayesini paylaştı kadınlarla. 3 yıl evli kalmış, 3 çocuğu olmuş ve bu süre içinde kocasından sürekli fiziksel şiddet görmüş ve hiçbir şey yapamamış. Daha sonra kocası askere gitmiş ve şehit olmuş. "O kadar canımı yakmıştı ki öldüğünü duyunca hiç üzülmedim" dedi.
Şimdi çeşitli kurslara gidip kendini yetiştirmeye çalıştığını, ama kocasının ailesinden hala baskı gördüğünü, kendini iyi hissetmediği için bir psikoloğa da gittiğini anlattı. Grup önünde çabasını çok takdir ettim.
"ANNEM EVDEKİ ERKEKLERE ŞİKAYET EDİYOR"
Çarşaflı genç bir kadın eğitime kalamayacağını ve konuşmak istediğini söyleyince onu tek başına araca aldım. 35 yaşında olduğunu söyleyen kadın, bedensel özrü nedeniyle evlenmediğini ama artık evlenmeyi düşündüğünü öte yandan bundan korktuğunu, ailesinden aşırı baskı gördüğünü, babası ve erkek kardeşlerinden dayak yediğini anlattı.
İlkokul 3. sınıfa kadar eğitim görebildiğini, arkadaşlarıyla görüşmesine izin verilmediğini, ailesinin herkesi kötülediklerini, bu nedenle gizlice arkadaşlarıyla buluştuğunu fakat annesinin evdeki erkeklere kendisini şikayet ettiğini anlattı.
Ben bu yaştan sonra uyuşturucu kullanacak değilim ya, arkadaşlarım benim gibi giyinmek zorunda mı, çay bahçesinde arkadaşlarımla oturmamın ne zararı olabilir" diyerek ağladı. Devamında, aslında paraları var ama o kadar az veriyorlar ki, "arkadaşlar kaç kere çay ısmarlar insana" diyerek babasının cüzdanından para çalmak zorunda kaldığını söyleyerek "kötü bir şey ama yapıyorum" dedi.
Bütün bu nedenlerle evlenmek istediğini fakat, "ya evlendiğim kişi de böyle yaparsa" diye düşünerek bundan korktuğunu söyledi. Kendisine tek destek olan kişi evli ablasıymış ama onun da elinden fazla bir şey gelmiyormuş. (ablası sabah eğitime katılmıştı, ondan bilgi edinmesini önerdim)"
"KOCAMDAN KORKUYORUM"
Eğitime yüzünde morluklarla katılan bir kadın, alkolik kocasının sıklıkla kendisini bu şekilde dövdüğünü, çocuklarını korumaya çalıştığını, kocasından korktuğu için şikayet edemediğini ve yardım istediğini söyledi. Yardım alabileceği adresler konusunda yönlendirme yapıldı ve konuşması için teşvik eden arkadaşının başvuru konusunda desteği istendi."
"ANNESİNE ÇOK BAĞLI"
Gruptaki kadınlar eşlerinin annelerine çok bağlı olmasının aile ve eş ilişkilerini nasıl etkilediğini tartıştılar. Annenin çocuğuna söylediklerinin onun ileride eşi ile ilişkisini nasıl etkileyeceği konusunda farkındalık yaşadılar. Bir katılımcı eşinin kendisinden daha çok annesinden etkilendiğini ve kaynanasına yaşadığı kızgınlığı paylaştı grupla. Eğitimden çok etkilendi ve öğleden sonraki eğitime de katıldı.
"ÖĞRENCİNİN ELİNDE BIÇAK"
Varoşlarda yapılan bir eğitime katılan velilerin endişesi okulda yaşanan şiddetti. 4.sınıf öğrencisinin bile elinde bıçak olduğunu, her gün okulda kavga olduğunu anlattılar.
Çocuklarının güvenliğinden endişeli olduklarını dile getirerek, okulun yeterince önlem almadığından yakındılar. "Biz köyde eğitim almadan büyüdük ama çocuklarımız bizim gibi olmasın diye çabalıyoruz ancak okulda bir şey öğrenemiyorlar" diye şikayet ettiler.
Ben de eğitim sırasında onları dinleyerek (buna çok ihtiyaçları vardı), çocukların şiddet göstermesinin öğrenilmiş bir davranış olduğu ve şiddete maruz kalan çocukların gösterdikleri tepkiler üzerinde durarak anne-baba tutumlarının etkilerini vurguladım.
"KAPI ÇELİK KAPIYDI"
Aslında benim izlenimim de okulda şiddet olduğu yönünde idi. Daha okulun bahçesine girdiğimde ortaokul öğrencilerinin sopalarla birbirlerine saldırdığını gördüm. Müdür araya girerek kavgayı bitirdi, ancak bir işlem yapılmadı çocuklara. Olay sanki günlük sıradan bir şeymiş gibi karşılandı. Müdür ve öğretmenler odasının çelik kapı olması ve üzerinde birçok kasa kilidinin olması da bana çok ilginç geldi!!!
Öğretmenler bu bölgenin doğudan göç alan bir bölge olduğunu ve ailelerin ekonomik durumlarının çok düşük olması nedeniyle öğrencilerin okul dışında çalışmak zorunda olduklarını, sınıfların çok kalabalık olmasının da disiplini zorlaştırdığını ve eğitimin kalitesini düşürdüğünü anlattılar
HEM BABADAN HEM KOCADAN ŞİDDET
Özellikle 23 yaşında 2 çocuk annesi bir kadın çok zor durumdaydı, babası alkolik ve şiddet uygulayan birisiymiş, eşiyle kaçarak evlenmiş, eşinden de çok yoğun şiddet görmüş. Çocukları da bu durumdan korkuyormuş, kaçarak evlendiği için ailesinden destek isteyememiş.
Kocası 6 ay hapse girmiş o dönemde çalışarak çocuklarına bakmış, hapisten çıkınca kocası çalışmasına izin vermemiş. Boşanma davası açmış, şu anda dava devam ediyormuş ama hiç bir şey yokmuş gibi kocasıyla beraber yaşıyormuş. Kocasından korktuğunu ve ne yapacağını bilemediğini söyledi. Ailenin korunmasına dair kanundan söz ettim ve Baro kadın hakları merkezinden destek alması için yönlendirdim.
23 YAŞINDA 9 YILLIK EVLİ
23 yaşında ve 9 yıllık evli 2 çocuk annesi bir katılımcı son zamanlarda hiç yoktan eşini kıskandığını ve nereden yardım alabileceğini sordu. Bu sorunu çözmek istediğini söyledi. Gerekli yönlendirme yapıldı.
23 yaşında ve üç çocuk annesi. Öğretmen tarafından yönlendirildi. Sabah eğitime katılmamıştı. Eşinden ciddi biçimde şiddet gördüğünü, eşinin 5 yaşındaki kızını yaz okuluna göndermek istemediğini, iki gündür eşinden gizli getirdiğini anlattı.
"5. SINIFTAN SONRA OKUYAMAZ"
Öğretmen de kızın çok zeki olduğunu belirtti. Eşi büyük kızını da 5. sınıftan sonra okutmayacağını söylüyormuş. Henüz 9 aylık olan üçüncü kızına hamileyken ciddi biçimde şiddet görüp doktor raporu almış.
Polisler hamile olduğunu da dikkate alarak barıştırma yoluna gitmiş. Bu arada eşi 15 gün memleketine gidip ortadan kaybolmuş. Anne babası ise eşine dönmemesini söylemişler ama 15 gün sonra kendi evini arar olmuş.
Çünkü baba evinde rahat edememiş. Başlangıçta kaynanasıyla oturduğunu, eşinin annesi ve kız kardeşinden de dayak yediğini, son şiddet olayı sonrasında kendi ailesine yakın bir eve taşındıklarını, eşinin mutfak masrafı dışında para vermediğini, el işi yaparak çocuklarının ihtiyaçlarını gidermeye çalıştığını anlattı.
Hiç yoktan sinirlenip kendisini dövdüğünü, hatta bıçakla saldırdığını, aşırı kıskanç olduğunu, 5 yaşındaki kızını bile bu nedenle okula göndermek istemediğini, eşinden çok korktuğunu söyledi. Dayak attığında sinip ağladığını, yalvardığını, kaçamadığını, bununla birlikte eşini sevdiğini, diğer zamanlarda iyi geçindiklerini, çocukları olduğu için zaten ayrılmayı düşünemeyeceğini söyledi.
Ayrıca boşanırsa bile eşinin rahat bırakmayacağını, bir kez daha polise şikayet etmeye kalksa kendisini öldüreceğinden korktuğunu, şu an tek güvencesi olarak gördüğü kendi ailesine yakın oturmanın da pek bir işe yaramadığını, ailesine sığınırsa, eşinin onlara da saldıracağından korktuğunu anlattı."
BU YAZI DİZİSİ DEVAM EDİCEK ARKADAŞLAR