• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Madalyasını Dvlete İade Eden Bir Şehit Annesinden

BilgeGokcen

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
5 Mart 2007
306
1
96
Ankara
Madalyasını devlete iade eden bir şehit annesinin acı feryadı


Evladım!..
Kurşunlar nedense hep ‘gençleri’ vurur, gerçekte vurulanlar ise yalnızca ‘analar’ olur.
Hergün, yeniden şehit haberleri gelmeye başladı.
Yeter, yeter, yeter artık.
‘40 bin kişinin’ katledilmesinden sorumlu olan Teröristbaşı’nı İmralı’da ‘el bebek gül bebek’, krallar gibi beslemeye devam ediyorlar.
Ecevit-Yılmaz-Bahçeli, Teröristbaşı’nın dosyasını Meclis’e indirmeyerek buyük bir suç işlediler.
Bu suçun vebalini ‘öbür dünyada’ nasıl verecekler, hiç düşündüler mi?
Allah şahittir ki, ‘iki elimiz’ yakalarında olacak.
Neymiş efendim, ‘insan hakları’ varmış.
Peki, bir hiç uğruna hayatlarını kaybeden ‘40 bin insanın’ hiç mi insan hakkı yoktu?
Yoksa onlar insan değiller miydi?

Yarayı ve acıyı ‘hekime’ değil, ‘çekene’ sorun.
Kimse şehit aileleri ile ilgilenmiyor, bizleri sadece ‘dinlermiş gibi’ yapıyorlar, ama dinlemiyorlar.
Şehit ailelerinin olup bitenlere tahammül edecek sabırları kalmadı.
‘Entel-dantel-liboş’ yağdanlıklara ve devlete kafa tutanlara karşı, yetkili ve sorumlu kişi ve kurumların görevlerini ‘gereği gibi’ yerine getiremediklerini görünce yüreğimiz sızlıyor.
AB uğruna her türlü ‘uyum yasalarını’ çıkaran hükümet yetkilileri, yükselen tepkilerin önüne geçebilmek için şimdi kalkıp, teröristlere karşı daha etkin mücadele etmekten bahsetmeye başladılar.
Tayyip Bey’in sözleri hiç de inandırıcı gelmiyor.
Sakın yine kalkıp her gelen şehit tabutunun başında “Kanınız yerde kalmayacak” safsatası ile bizleri aldatmaya kalkışmasınlar.

Şehitlerin kanı ‘AB uğruna’ yerde kalmıştır.
Leş kargaları,1984’den beri binlerce cana kıydı.
Peki, beyefendiler ne yaptılar?
Terörizimle mücadele etmek için ‘af’ yasalarını, ‘eve dönüş’ yasalarını çıkarıp, içerideki teröristlerin yeniden ‘dağlara dönüşlerini’ sağladılar.
DTP’li belediye başkanlarının ‘bizim vergilerimiz’ ile alınan araçlar ile terörist mezarlarına ‘gül’ götürmelerini sadece uzaktan seyrettiler.
Leyla Zana ve arkadaşlarını serbest bırakıp Başbakanlık konutunda ağırladılar. ‘Diplomatik pasaport’ verip ‘VİP’ salonundan yurtdışına çıkardılar.
Türklüğe hakaret eden Orhan Pamuk ve Hrant Dink’in yargılanmalarını engellediler.
Kuzey Irak’taki ‘kırmızı çizgilerimiz’ pembeye çevrildi, sesleri solukları çıkmadı.
Süleymaniye’de 11 askerimizin başına ‘çuval’ geçirildi, yine kılları kıpırdamadı.

Yüksek bir makama, şöhrete veya paraya sahip olan seçkin kişiler, ‘birinci sınıf vatandaş’ olarak her yerde saygı görüyorlar, ‘istedikleri an’, istedikleri kişiler ile görüşebiliyorlar.
Biz şehit aileleri ise, devleti idare eden etkili ve yetkili kişilerden ‘randevu dahi’ alamıyoruz.
Bir meseleyi kendilerine iletmek istediğimiz zaman, “Duygusal davranmayın” diye azarlanıyoruz.
Daha acı olan nedir biliyor musunuz?
AB, ABD istedi diye, her yasayı anında çıkaran milletvekillerimizin hiçbirinin şimdiye kadar ‘Şehitlik Yasası’ çıkarmak akıllarına dahi gelmedi.
Şehit ailelerinin kimlik kartlarının üzerinde hâlâ ‘dul’ ve ‘yetim’ ibareleri var.
Bu kartların üzerine ‘şehit annesi’, ‘şehit babası’, ‘şehit kızı’, ‘şehit oğlu’ diye neden yazılamıyor?
Bu durum, vicdanları hiç mi rahatsız etmiyor?

‘Kurtla’ bir olup, ‘kuzuyu’ yiyenler, şimdi ‘çobanla’ bir olup kuzuya ağlıyorlar.
Şair diyor ki: Düşman her koldan ‘vatanın bağrına’ dayamış hançerini, yok mudur ‘kurtaracak’ bahtı kara maderini?
Şehit aileleri olarak, sinsi bir şekilde gündemden düşürüldüğümüzün, kenara itildiğimizin farkındayız.
Bütün bu acı olaylar yüzünden şehit jandarma komando er Bülent Şakar’ın annesi olarak, ailemize verilen ‘madalyayı’ aynen iade ediyorum.
Bu madalyayı ister Orhan Pamuk’a, ister Hrant Dink’e, ister Perihan Mağden’e isterlerse daha uygun buldukları ‘bir başka haine’ taksınlar.
‘Meydan’ onlarda, ‘söz’ onlarda, ‘saz’ onlarda, ama her nedense ‘gözyaşlarını silen mendiller’ hep bizim ellerimizde.
Çünkü, gün onların günüdür.

Bizar ŞAKAR
Şehit Jandarma Komando Er Bülent Şakar’ın annesi
 
Şehitlerin kanı ‘AB uğruna’ yerde kalmıştır.



Aynen katılıyorum.Eline sağlık Bilge.
 
Durumumuzu çarpıcı şekilde özetlemiş kendisi, tebrik ediyorum! Şehitlere kelle diyen, askerliği yan gelip yatma yeri olarak gören insan evladı taksın o madalyayı boynuna..
 
Madalyasını devlete iade eden bir şehit annesinin acı feryadı


Evladım!..
Kurşunlar nedense hep ‘gençleri’ vurur, gerçekte vurulanlar ise yalnızca ‘analar’ olur.
Hergün, yeniden şehit haberleri gelmeye başladı.
Yeter, yeter, yeter artık.
‘40 bin kişinin’ katledilmesinden sorumlu olan Teröristbaşı’nı İmralı’da ‘el bebek gül bebek’, krallar gibi beslemeye devam ediyorlar.
Ecevit-Yılmaz-Bahçeli, Teröristbaşı’nın dosyasını Meclis’e indirmeyerek buyük bir suç işlediler.
Bu suçun vebalini ‘öbür dünyada’ nasıl verecekler, hiç düşündüler mi?
Allah şahittir ki, ‘iki elimiz’ yakalarında olacak.
Neymiş efendim, ‘insan hakları’ varmış.
Peki, bir hiç uğruna hayatlarını kaybeden ‘40 bin insanın’ hiç mi insan hakkı yoktu?
Yoksa onlar insan değiller miydi?

Yarayı ve acıyı ‘hekime’ değil, ‘çekene’ sorun.
Kimse şehit aileleri ile ilgilenmiyor, bizleri sadece ‘dinlermiş gibi’ yapıyorlar, ama dinlemiyorlar.
Şehit ailelerinin olup bitenlere tahammül edecek sabırları kalmadı.
‘Entel-dantel-liboş’ yağdanlıklara ve devlete kafa tutanlara karşı, yetkili ve sorumlu kişi ve kurumların görevlerini ‘gereği gibi’ yerine getiremediklerini görünce yüreğimiz sızlıyor.
AB uğruna her türlü ‘uyum yasalarını’ çıkaran hükümet yetkilileri, yükselen tepkilerin önüne geçebilmek için şimdi kalkıp, teröristlere karşı daha etkin mücadele etmekten bahsetmeye başladılar.
Tayyip Bey’in sözleri hiç de inandırıcı gelmiyor.
Sakın yine kalkıp her gelen şehit tabutunun başında “Kanınız yerde kalmayacak” safsatası ile bizleri aldatmaya kalkışmasınlar.

Şehitlerin kanı ‘AB uğruna’ yerde kalmıştır.
Leş kargaları,1984’den beri binlerce cana kıydı.
Peki, beyefendiler ne yaptılar?
Terörizimle mücadele etmek için ‘af’ yasalarını, ‘eve dönüş’ yasalarını çıkarıp, içerideki teröristlerin yeniden ‘dağlara dönüşlerini’ sağladılar.
DTP’li belediye başkanlarının ‘bizim vergilerimiz’ ile alınan araçlar ile terörist mezarlarına ‘gül’ götürmelerini sadece uzaktan seyrettiler.
Leyla Zana ve arkadaşlarını serbest bırakıp Başbakanlık konutunda ağırladılar. ‘Diplomatik pasaport’ verip ‘VİP’ salonundan yurtdışına çıkardılar.
Türklüğe hakaret eden Orhan Pamuk ve Hrant Dink’in yargılanmalarını engellediler.
Kuzey Irak’taki ‘kırmızı çizgilerimiz’ pembeye çevrildi, sesleri solukları çıkmadı.
Süleymaniye’de 11 askerimizin başına ‘çuval’ geçirildi, yine kılları kıpırdamadı.

Yüksek bir makama, şöhrete veya paraya sahip olan seçkin kişiler, ‘birinci sınıf vatandaş’ olarak her yerde saygı görüyorlar, ‘istedikleri an’, istedikleri kişiler ile görüşebiliyorlar.
Biz şehit aileleri ise, devleti idare eden etkili ve yetkili kişilerden ‘randevu dahi’ alamıyoruz.
Bir meseleyi kendilerine iletmek istediğimiz zaman, “Duygusal davranmayın” diye azarlanıyoruz.
Daha acı olan nedir biliyor musunuz?
AB, ABD istedi diye, her yasayı anında çıkaran milletvekillerimizin hiçbirinin şimdiye kadar ‘Şehitlik Yasası’ çıkarmak akıllarına dahi gelmedi.
Şehit ailelerinin kimlik kartlarının üzerinde hâlâ ‘dul’ ve ‘yetim’ ibareleri var.
Bu kartların üzerine ‘şehit annesi’, ‘şehit babası’, ‘şehit kızı’, ‘şehit oğlu’ diye neden yazılamıyor?
Bu durum, vicdanları hiç mi rahatsız etmiyor?

‘Kurtla’ bir olup, ‘kuzuyu’ yiyenler, şimdi ‘çobanla’ bir olup kuzuya ağlıyorlar.
Şair diyor ki: Düşman her koldan ‘vatanın bağrına’ dayamış hançerini, yok mudur ‘kurtaracak’ bahtı kara maderini?
Şehit aileleri olarak, sinsi bir şekilde gündemden düşürüldüğümüzün, kenara itildiğimizin farkındayız.
Bütün bu acı olaylar yüzünden şehit jandarma komando er Bülent Şakar’ın annesi olarak, ailemize verilen ‘madalyayı’ aynen iade ediyorum.
Bu madalyayı ister Orhan Pamuk’a, ister Hrant Dink’e, ister Perihan Mağden’e isterlerse daha uygun buldukları ‘bir başka haine’ taksınlar.
‘Meydan’ onlarda, ‘söz’ onlarda, ‘saz’ onlarda, ama her nedense ‘gözyaşlarını silen mendiller’ hep bizim ellerimizde.
Çünkü, gün onların günüdür.

Bizar ŞAKAR
Şehit Jandarma Komando Er Bülent Şakar’ın annesi

Bütün politikacıların suçu var bunda;
Özellikle şehit ailelerini dillerine dolayıpta,meydanları dolduranlar,sırf şehidimiz için,gösteri sözkonusu olunca acaba nerelerdeydiler.Amaç,ne şehitti,ne gazi....amaç sadece ve sadece partilerin şahsii menfeatleriydi..biz sadece ve sadece kötünün iyisine oyumuzu vereceğiz.
 
Back