Kızlar merhaba…
Anlatacağım ve canımı sıkan konu sözlümle alakalı.
Sözlüm memur ve biz şark görevine gideceğimizden her şeyimizi sıkıştırmak zorunda kaldık… ilk başlardan beri düğün istemediğimi ve olsa bile yemekli, modern bir tören tarzında bir şey istediğimi söyledim. Bunun en temel sebebi oyun havalarını sevmiyor oluşum açıkçası hiçbir şeyi başıma geleceği şekilde hayal etmemiştim. Sözlüm durumlarının bu tarz bir şeye yetemeyeceğini ve annesinin de bir oğlu olduğundan bu tarz bir arzusu olduğunu söyledi ve ben de kabul ettim… Anneme dahi arayıp sormadan salonu tuttular ama konumuz bu değil. Herhangi bir altın talebim olmadı, hos istemeye kalktıysam bile kendisi bana “sen istersen benim de isteme hakkım doğar, o halde ben de şunu istiyorum” diyerek beni vazgeçirmeye çalıştı bunda başarılı da oldu. Biz aramızda yatak odasını, halı ve perdeyi ve bir tane beyaz eşyayı benim alacağım konusunda biraz konuşup belirlemiştik. Ama ben kendisine de söylemiştim benim açıkçası bu tarz konularda pek bilgim yok bunların aileler arasında konuşulup anlaşılacağını belirtmiştim. Bugün annemle konuştuğumda sadece yatak odasının halı ve perdelerinin bizim alacağımızı söyledi bunu da ben sözlüme ilettim. Fakat o bana bunları senin alman gerekiyor, benim ablam evlenirken tüm perdeleri halıları, yatak odasını ve bir oturma grubunu ona biz aldık, hatta sen bana halı ve perdeleri sizin alacağınızı söylemiştin dedi. Ben zaten söylediğimi kabul ettim fakat yanlış biliyormuşum dememe rağmen bu konuda ısrarını sürdürüyor. Bende en sonunda üçün beşin lafını yapmam tamam alırım deyip geçtim. Annemi aradım, sözlümün annesini arayıp bu konuyu konuşacaklarını söyledi. Tüm bu ciddiyet sürecine girdiğimden beri büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorum ve maddi konulardan dolayı asla mutlu olamıyorum. Kendisi her şey yolunda olduğu zamanlarda “aileler ellerinden geleni yapsın geri kalanını biz halletmeye çalışırız” diyen bir insan ve perde, halı konusunda benim gibi tamam, hesabını yapmam alırız diyememesi ve her maddi konuda bu şekilde karakterinden uzak, sanki o değilmiş gibi davranmasına dayanamıyorum, bir dediği diğerini tutmuyor kısacası.
Şu güne kadar ne alacaksak sürekli ağlayıp da oldu hepsi. Onu yarı yolda bırakmak istemiyorum ama zamanında babaannemin bizim adımıza bazı şeyleri yapıp yapmayacağından emin olmadığımı söylediğimde “kendine güvenmiyorsa neden sözlenin diye tutturdu” deyişini de unutamıyorum.
Kısacası hiçbir şey hayal ettiğim gibi olmuyor ve her maddi konu söz konusu olunca karşı taraftan dolayı o kadar üzülüyorum ki mutsuzum da. Ben nasıl hesabını yapmıyorsam aynı şekilde bir karşılık bekliyorum ama olmuyor, böyle olunca ben de hesabını yapmak durumunda kalıyorum cünkü sindiremiyorum… ona kalsa yemek odasını da ben alırım. İşler ciddiye binmeden önce ondan cok emindim, bu süreçle birlikte beni her şeyden soğuttu.