- 5 Mayıs 2013
- 33.830
- 41.256
- 798
Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
erkekler bizim gibi değiller.
kalbinle yüreğinin aynı düşündüğü zamanlarda farklı konuşmadın mı hiç?
hep dürüst mü oldun mesela?
Merhaba,
Uzun zamandır konu başlıklarına denk gelip kendimce yorumlar yapıyordum. Ama bir gün benim de burada bir başlıkta dertleşeceğim aklıma gelmezdi..
17 aylık evliyim. Eşimle severek evlendik, birlikteliğimizin 2. ayında evlenme teklifi aldım ve 6. ayımızda nişanlandık. Sonrasında evlilik hazırlıkları 1 yıl sürdü ve 2013 yılı ağustos ayında evlendik. Her şey yolundaydı, çevremizdeki tüm insanların gıpta ettiği bir evliliğimiz vardı. Eşim çok nazik, ince fikirli ve bana inanılmaz düşkün biriydi. Fakat evliliğe adaptasyon sürecinde bende ortaya çıkan troid hastalığı olan graves nedeniyle çok asabi ve herşeye sinirlenip bağırıp çağıran biri haline geldim. Kısacası bu hastalık sürecini yönetmeyi beceremedim. Bu süreçte eşimi de yıprattım, gereksiz yere kavgalar ve benim maddi olarak eşimden güçlü olmam onu fazla daralttı. Son olarak eşimin nişanlılık döneminde bıraktığı dart oyununa olan merakı nedeniyle tartışmalar ortaya çıkınca herşey büyümeye başladı. Dartın oynandığı mekanlar genelde bar-pub mekanları ve çok kaliteli insanlarla sosyalleşme fırsatı bulunabileceği gibi çok basit insanlarla da muhatap olunabiliyor. Bu endişelerimden ve alkol tüketimi yoğun olduğundan ötürü dartı bırakmıştı, ta ki haziran ayına kadar..
Sonrasında tartışmalarımız iyice arttı, fiziki münakaşaya dahi döndü. Bir süre ayrı kalma anlamında ben şehir dışına gittim, 11 gün boyunca sınırlı sürelerde haberleştik. Onun hislerini ölçmesini bekliyordum çünkü. döndüğüm de eski usule döndü hemen herşey.. Özledim diyen adam başkasıydı sanki. Bu arada annesinin benden hiç hazzetmediğini de biliyorum, o sebeple çok mesafeliydim zaten. Bu ayrılık gelgitlerinden ilk annesine bahsetmiş olmasına rağmen bir defa bile "ne yapıyorsunuz?" diye sormuş değil. Aksine "ruh sağlığınız daha önemli olmuyorsa olmuyordur. Sizden önemli değil evlilik" diyerek beni tümden ayar etmişliği var.
Son zamanlarda ise bana karşı hislerinin tükendiğini, vefadan kaynaklı duyduğu bir sevginin olduğunu, eşi olarak göremediğini ve hissedemediğini söylüyordu. İlk zamanlar çok kırıldım ama sonralarında kendi haline bırakmama rağmen tutumu değişmedi. 2 defa profesyonel destek aldık. Obsesif kompulsif bozukluk teşhisi koyuldu ama tedaviye yanaşmadı. Israrla bu evliliğin onu bu hale getirdiğini söylüyordu. Ama istisnasız eve vaktinde gelip, her sabah giderken beni öperek çıkıyordu evden.
En son olay ise yılbaşı akşamı koptu. bir gün öncesinden eşim bana birlikte birşey yapmak istemediğini, hevesi olmadığını söyledi. Sonra ailesiyle birlikte vakit geçireceğini söyledi ve bana sen de gel, birlikte gidelim vs yerine lütfeder gibi "evde tek başına kalacaksan yanımıza gelebilirsin ya da dışarı çıkacaksan da almaya gelebilirim. ha eve gelmeyeceksen onu bilemem tabi" diyerek gitti. Sonra babam aradı eşimi sorunca bende durumu anlattım. Sinirlenip eşimi aramış ve neden ayrısınız diye sorunca babama evliliği yürütmek istemediğini vs söylemiş. Babam da uzatmaya gerek yok o zaman boşanın demiş. o gece saat 2,5 ta geldi eve ve ben ilk defa yeni yılımı tek başıma ağlayarak geçirdim. Geldiğinde kızgındım, nasıl bir vicdanın var senin, aynaya baktığında utanmıyor musun kendinden? evde yalnız kalmaktan korktuğumu bile bile çıkıp gittin, nasıl bi insansın sen? diye söylendim.. Alkollüydü ve tartışma bir anda başladı haliyle. Sonra bende hakim olamadım kendime ve zorla telefonunu almaya çalıştım. bu defa iyice sinirlendi ve kuzeni olan yan komşumuza geçti. ardından ben de gittim ve kapıyı açmadılar. o ara kendi ailesini ve benim ailemi aramış gelin diye. Sonra maaile toplandık. Mutsuz olduğunu, evliliğin onu bunalttığını ve daha fazla yürütemeyeceğini söyledi. ailesi de destekledi tabi..Ben de sen istedin diye evlenmedim, sen istiyorsun diye de boşanmayacağım dedim. Sonra eşyalarının bir kısmını aldı ve ailesiyle birlikte gitti. Ailesinin söylediği tek şey, belki iyi gelir, şimdilik ayrı kalın oldu. ama bu tutumdalarken hiç pozitif bir yönlendirme yapacaklarını sanmıyorum.
Ertesi gün uygunsan konuşalım diye msj attı bana. Evi boşaltıp boşaltmayacağımı sordu. Bende henüz karar vermediğimi söyledim. ve o günden sonra karşılıklı olarak aramadık birbirimizi.. 1 haftadır evden dışarı çıkmadım. uyuyamıyorum. işimi evden yürütmeye çalışıyorum ama riske attığımın da farkındayım. dün sabah tekrar msj attı görüşelim diye kabul ettim ve görüştük..
Alyansını çıkarmış ve bütün fotoğraflarımızı kaldırmış sosyal medya hesabından. bunları biliyor olmama rağmen tepki göstermedim, gayet güzel konuştuk geçen 1 haftayı, çünkü 3 yıldır ilk defa bu kadar uzak kaldık birbirimizden. ne düşündüğümü sordu ısrarla.. kafamı toparlamaya çalışıyorum dedim. Ailesinin evinde rahatsız olduğunu şaka yoluyla da olsa söyledi, "bizim kanepeden daha rahatsız yerler de varmış" diye gözleri dolu doluydu. ama bende güçlü durmaya çalıştım kendimi zorlayıp. Ayrılma konusunda yok olmaz diye diretmeden enine boyuna düşünüp öyle hareket etmek istiyorum dedim. Acelemiz yok ama yeni hayatımızı yoluna koymak için bir adım atmamız gerekiyor dedi. Medeni halinin engel olduğu bir durum yoksa aceleye gelsin istemiyorum dedim. O da tabi ki engellik bir durum yok dedi. Ama çok uzatmaya da gerek yok dedi. Sonra kalktık mekandan ve ayrı ayrı dolmuşlara bindik. Ben evimize geldim, o annesinin yanına gitti..
Lafı daha fazla uzatmadan sizlere sormak istiyorum. Haftasonu kalan eşyaları için geleceğini söylüyor, nasıl davranmalıyım? sevdiğini biliyorum ama gururu herşeyin önüne geçmiş durumda. Aynı şekilde aramamaya devam etmeli miyim? ya da son bir hamleye gerek var mı ? acil görüşlerinize ihtiyacım var.. geri dönsün istiyorum...
Tam turk filmi senaryosu..hayat boyle film gibi degil malesef..gururunu almis ayaklar altibajos alacagi kadar.kocasi sevse ve decano etmek istese onu tutan mi var, annesinde degil evinde olurdu..bence daha fazla uzerine gitmeyin , giden gider, tutamazsiniz..Ufff çok kötü olmuş.
Hani okurken aklımda sıralanan her çözüm denenmiş gibi geldi.
Daha ne yapılabilir gelmiyor aklıma.
Olmuyorsa birbirinizi yıpratmayın diyenlere kızmayın.
Doğru söylüyorlar. Hiç bir şey sizin sağlığınızdan önemli değil.
Birbirinizi haklı ya da haksız sebeplerle çok hırpalamışsınız.
Bence sizi özlemesi gerek.
Evlenmeden önceki halinizle, tavrınızla devam etmelisiniz.
Geldiğinde sevdiği yemeklerden hazırlanmış bir masa bulsun bence. Siz evde olmayın..
Sizden içtenlikle yazılmış bir mektup bir de...
Onu ne kadar özlediğinizi, sizden vazgeçmek istemediğinizi, bir şansı daha hakeden aşkla
hala sevdiğinizi anlatın.. Sonuna da şuan ilk buluştuğumuz yerdeyim.
Seni bekliyor olacağım. Bitmediysem içinde gel.. diye sonlandırın ne bileyimm aklıma bunlar geldi..
Hala duyguları varsa, dayanamaz diye düşünüyorum açıkçası..
hatası zaten ona doğru eğilmek, eğilmesin dimdik dursun bak neler olacak..manyak mı canım adam farklı düşünüp farklı davransın.seviyorum ama boşanalım.demek ki olmuyor adam da bazı şeyler bitmiş.zaten sevgi bitmese insan her türlü zorluğu göğüsler.her şeye dayanır yeterki sevgi olsun arada.
bu ben biliyorum aslında beni seviyor klişedir.her boşanma aşamasında her kadın düşünür bunu.kadın zaten elinden gelen herşeyi yapmış gitme seviyorum demiş.daha ne yapsın.kapısında mı yatsın.
Şu kırmızıyla boyadığım annesinin söylediği laf var ya,çok doğru çok bilinçli bir laf.Buda kadının ne kadar bilinçli ve suçlayıcı bir tavır almadan mantıkla yaklaşan bir insan olduğunu gösterir.Merhaba,
Uzun zamandır konu başlıklarına denk gelip kendimce yorumlar yapıyordum. Ama bir gün benim de burada bir başlıkta dertleşeceğim aklıma gelmezdi..
17 aylık evliyim. Eşimle severek evlendik, birlikteliğimizin 2. ayında evlenme teklifi aldım ve 6. ayımızda nişanlandık. Sonrasında evlilik hazırlıkları 1 yıl sürdü ve 2013 yılı ağustos ayında evlendik. Her şey yolundaydı, çevremizdeki tüm insanların gıpta ettiği bir evliliğimiz vardı. Eşim çok nazik, ince fikirli ve bana inanılmaz düşkün biriydi. Fakat evliliğe adaptasyon sürecinde bende ortaya çıkan troid hastalığı olan graves nedeniyle çok asabi ve herşeye sinirlenip bağırıp çağıran biri haline geldim. Kısacası bu hastalık sürecini yönetmeyi beceremedim. Bu süreçte eşimi de yıprattım, gereksiz yere kavgalar ve benim maddi olarak eşimden güçlü olmam onu fazla daralttı. Son olarak eşimin nişanlılık döneminde bıraktığı dart oyununa olan merakı nedeniyle tartışmalar ortaya çıkınca herşey büyümeye başladı. Dartın oynandığı mekanlar genelde bar-pub mekanları ve çok kaliteli insanlarla sosyalleşme fırsatı bulunabileceği gibi çok basit insanlarla da muhatap olunabiliyor. Bu endişelerimden ve alkol tüketimi yoğun olduğundan ötürü dartı bırakmıştı, ta ki haziran ayına kadar..
Sonrasında tartışmalarımız iyice arttı, fiziki münakaşaya dahi döndü. Bir süre ayrı kalma anlamında ben şehir dışına gittim, 11 gün boyunca sınırlı sürelerde haberleştik. Onun hislerini ölçmesini bekliyordum çünkü. döndüğüm de eski usule döndü hemen herşey.. Özledim diyen adam başkasıydı sanki. Bu arada annesinin benden hiç hazzetmediğini de biliyorum, o sebeple çok mesafeliydim zaten. Bu ayrılık gelgitlerinden ilk annesine bahsetmiş olmasına rağmen bir defa bile "ne yapıyorsunuz?" diye sormuş değil. Aksine "ruh sağlığınız daha önemli olmuyorsa olmuyordur. Sizden önemli değil evlilik" diyerek beni tümden ayar etmişliği var.
Son zamanlarda ise bana karşı hislerinin tükendiğini, vefadan kaynaklı duyduğu bir sevginin olduğunu, eşi olarak göremediğini ve hissedemediğini söylüyordu. İlk zamanlar çok kırıldım ama sonralarında kendi haline bırakmama rağmen tutumu değişmedi. 2 defa profesyonel destek aldık. Obsesif kompulsif bozukluk teşhisi koyuldu ama tedaviye yanaşmadı. Israrla bu evliliğin onu bu hale getirdiğini söylüyordu. Ama istisnasız eve vaktinde gelip, her sabah giderken beni öperek çıkıyordu evden.
En son olay ise yılbaşı akşamı koptu. bir gün öncesinden eşim bana birlikte birşey yapmak istemediğini, hevesi olmadığını söyledi. Sonra ailesiyle birlikte vakit geçireceğini söyledi ve bana sen de gel, birlikte gidelim vs yerine lütfeder gibi "evde tek başına kalacaksan yanımıza gelebilirsin ya da dışarı çıkacaksan da almaya gelebilirim. ha eve gelmeyeceksen onu bilemem tabi" diyerek gitti. Sonra babam aradı eşimi sorunca bende durumu anlattım. Sinirlenip eşimi aramış ve neden ayrısınız diye sorunca babama evliliği yürütmek istemediğini vs söylemiş. Babam da uzatmaya gerek yok o zaman boşanın demiş. o gece saat 2,5 ta geldi eve ve ben ilk defa yeni yılımı tek başıma ağlayarak geçirdim. Geldiğinde kızgındım, nasıl bir vicdanın var senin, aynaya baktığında utanmıyor musun kendinden? evde yalnız kalmaktan korktuğumu bile bile çıkıp gittin, nasıl bi insansın sen? diye söylendim.. Alkollüydü ve tartışma bir anda başladı haliyle. Sonra bende hakim olamadım kendime ve zorla telefonunu almaya çalıştım. bu defa iyice sinirlendi ve kuzeni olan yan komşumuza geçti. ardından ben de gittim ve kapıyı açmadılar. o ara kendi ailesini ve benim ailemi aramış gelin diye. Sonra maaile toplandık. Mutsuz olduğunu, evliliğin onu bunalttığını ve daha fazla yürütemeyeceğini söyledi. ailesi de destekledi tabi..Ben de sen istedin diye evlenmedim, sen istiyorsun diye de boşanmayacağım dedim. Sonra eşyalarının bir kısmını aldı ve ailesiyle birlikte gitti. Ailesinin söylediği tek şey, belki iyi gelir, şimdilik ayrı kalın oldu. ama bu tutumdalarken hiç pozitif bir yönlendirme yapacaklarını sanmıyorum.
Ertesi gün uygunsan konuşalım diye msj attı bana. Evi boşaltıp boşaltmayacağımı sordu. Bende henüz karar vermediğimi söyledim. ve o günden sonra karşılıklı olarak aramadık birbirimizi.. 1 haftadır evden dışarı çıkmadım. uyuyamıyorum. işimi evden yürütmeye çalışıyorum ama riske attığımın da farkındayım. dün sabah tekrar msj attı görüşelim diye kabul ettim ve görüştük..
Alyansını çıkarmış ve bütün fotoğraflarımızı kaldırmış sosyal medya hesabından. bunları biliyor olmama rağmen tepki göstermedim, gayet güzel konuştuk geçen 1 haftayı, çünkü 3 yıldır ilk defa bu kadar uzak kaldık birbirimizden. ne düşündüğümü sordu ısrarla.. kafamı toparlamaya çalışıyorum dedim. Ailesinin evinde rahatsız olduğunu şaka yoluyla da olsa söyledi, "bizim kanepeden daha rahatsız yerler de varmış" diye gözleri dolu doluydu. ama bende güçlü durmaya çalıştım kendimi zorlayıp. Ayrılma konusunda yok olmaz diye diretmeden enine boyuna düşünüp öyle hareket etmek istiyorum dedim. Acelemiz yok ama yeni hayatımızı yoluna koymak için bir adım atmamız gerekiyor dedi. Medeni halinin engel olduğu bir durum yoksa aceleye gelsin istemiyorum dedim. O da tabi ki engellik bir durum yok dedi. Ama çok uzatmaya da gerek yok dedi. Sonra kalktık mekandan ve ayrı ayrı dolmuşlara bindik. Ben evimize geldim, o annesinin yanına gitti..
Lafı daha fazla uzatmadan sizlere sormak istiyorum. Haftasonu kalan eşyaları için geleceğini söylüyor, nasıl davranmalıyım? sevdiğini biliyorum ama gururu herşeyin önüne geçmiş durumda. Aynı şekilde aramamaya devam etmeli miyim? ya da son bir hamleye gerek var mı ? acil görüşlerinize ihtiyacım var.. geri dönsün istiyorum...
sunu
gördüm ki erkek ailesi bir evliliği istemiyorsa o evlilik ya bitiyor ya da büyük sarsıntılar gecitiyor.bekarlar bu cümlemi dikkate alın.eş adayının annesi çok çok önemli.
Eve geldiğinde birkez daha konuşun . Sizin için çok üzüldüm allah yardımcınız olsun.çok gel git yaşıyor. sevmiyor olsa yada arada 3. şahıs vs. eve her zamanki saatinde gelmezdi. Her sabah beni öpüp çıkıyordu evden. ben tüm teması kesmişken hem de.. Dün görüştüğümüz de de çok titrekti sesi.. Kesin mi diye sordum birlikte durağa doğru yürürken, öyle olmasa annemin evinde ne işim var dedi.. bi öyle bi böyle beni de karıştırıyor
yemekle masaya çözüleceğe benzemiyor,ben sizin yerinizde olsam ve boşanmak istemesem yakın bir arkadaşıma yada bir tatile giderdim tabi eşime haber vermeden sadece aileme söylerdim kafamı dinleyeceğimi,eşim ararsada hiçbirşey söylememelerini tembihleyerek ilk uçakla herşeyden kaçardım sır olurdum bir süre.Eşimede bir mesaj atardım,döndüğümde tüm işlemleri başlatacağım istersen evi kapatabilirsin haklıymışsın bende senin gibi düşünüyorum! bu kadar.Sonrasında gider kafamı toplar kendimi her sonucada hazırlardım,bu şekilde sizi merak eder tabi seviyorsa ve ulaşmaya çalışır.Sizin evinizde hatıralarınızla bir süre eşiniz başbaşa kalsın,senin nefesini sesini arasın bekle.
Ha yok dahada olmuyorsa en azından gururunuz sizde kalmış olur yolu gösterirsiniz.
inşallah yuvanız kurtulur kolay kurulmuyor hakkınızda hayırlısı.
Merhaba,
Uzun zamandır konu başlıklarına denk gelip kendimce yorumlar yapıyordum. Ama bir gün benim de burada bir başlıkta dertleşeceğim aklıma gelmezdi..
17 aylık evliyim. Eşimle severek evlendik, birlikteliğimizin 2. ayında evlenme teklifi aldım ve 6. ayımızda nişanlandık. Sonrasında evlilik hazırlıkları 1 yıl sürdü ve 2013 yılı ağustos ayında evlendik. Her şey yolundaydı, çevremizdeki tüm insanların gıpta ettiği bir evliliğimiz vardı. Eşim çok nazik, ince fikirli ve bana inanılmaz düşkün biriydi. Fakat evliliğe adaptasyon sürecinde bende ortaya çıkan troid hastalığı olan graves nedeniyle çok asabi ve herşeye sinirlenip bağırıp çağıran biri haline geldim. Kısacası bu hastalık sürecini yönetmeyi beceremedim. Bu süreçte eşimi de yıprattım, gereksiz yere kavgalar ve benim maddi olarak eşimden güçlü olmam onu fazla daralttı. Son olarak eşimin nişanlılık döneminde bıraktığı dart oyununa olan merakı nedeniyle tartışmalar ortaya çıkınca herşey büyümeye başladı. Dartın oynandığı mekanlar genelde bar-pub mekanları ve çok kaliteli insanlarla sosyalleşme fırsatı bulunabileceği gibi çok basit insanlarla da muhatap olunabiliyor. Bu endişelerimden ve alkol tüketimi yoğun olduğundan ötürü dartı bırakmıştı, ta ki haziran ayına kadar..
Sonrasında tartışmalarımız iyice arttı, fiziki münakaşaya dahi döndü. Bir süre ayrı kalma anlamında ben şehir dışına gittim, 11 gün boyunca sınırlı sürelerde haberleştik. Onun hislerini ölçmesini bekliyordum çünkü. döndüğüm de eski usule döndü hemen herşey.. Özledim diyen adam başkasıydı sanki. Bu arada annesinin benden hiç hazzetmediğini de biliyorum, o sebeple çok mesafeliydim zaten. Bu ayrılık gelgitlerinden ilk annesine bahsetmiş olmasına rağmen bir defa bile "ne yapıyorsunuz?" diye sormuş değil. Aksine "ruh sağlığınız daha önemli olmuyorsa olmuyordur. Sizden önemli değil evlilik" diyerek beni tümden ayar etmişliği var.
Son zamanlarda ise bana karşı hislerinin tükendiğini, vefadan kaynaklı duyduğu bir sevginin olduğunu, eşi olarak göremediğini ve hissedemediğini söylüyordu. İlk zamanlar çok kırıldım ama sonralarında kendi haline bırakmama rağmen tutumu değişmedi. 2 defa profesyonel destek aldık. Obsesif kompulsif bozukluk teşhisi koyuldu ama tedaviye yanaşmadı. Israrla bu evliliğin onu bu hale getirdiğini söylüyordu. Ama istisnasız eve vaktinde gelip, her sabah giderken beni öperek çıkıyordu evden.
En son olay ise yılbaşı akşamı koptu. bir gün öncesinden eşim bana birlikte birşey yapmak istemediğini, hevesi olmadığını söyledi. Sonra ailesiyle birlikte vakit geçireceğini söyledi ve bana sen de gel, birlikte gidelim vs yerine lütfeder gibi "evde tek başına kalacaksan yanımıza gelebilirsin ya da dışarı çıkacaksan da almaya gelebilirim. ha eve gelmeyeceksen onu bilemem tabi" diyerek gitti. Sonra babam aradı eşimi sorunca bende durumu anlattım. Sinirlenip eşimi aramış ve neden ayrısınız diye sorunca babama evliliği yürütmek istemediğini vs söylemiş. Babam da uzatmaya gerek yok o zaman boşanın demiş. o gece saat 2,5 ta geldi eve ve ben ilk defa yeni yılımı tek başıma ağlayarak geçirdim. Geldiğinde kızgındım, nasıl bir vicdanın var senin, aynaya baktığında utanmıyor musun kendinden? evde yalnız kalmaktan korktuğumu bile bile çıkıp gittin, nasıl bi insansın sen? diye söylendim.. Alkollüydü ve tartışma bir anda başladı haliyle. Sonra bende hakim olamadım kendime ve zorla telefonunu almaya çalıştım. bu defa iyice sinirlendi ve kuzeni olan yan komşumuza geçti. ardından ben de gittim ve kapıyı açmadılar. o ara kendi ailesini ve benim ailemi aramış gelin diye. Sonra maaile toplandık. Mutsuz olduğunu, evliliğin onu bunalttığını ve daha fazla yürütemeyeceğini söyledi. ailesi de destekledi tabi..Ben de sen istedin diye evlenmedim, sen istiyorsun diye de boşanmayacağım dedim. Sonra eşyalarının bir kısmını aldı ve ailesiyle birlikte gitti. Ailesinin söylediği tek şey, belki iyi gelir, şimdilik ayrı kalın oldu. ama bu tutumdalarken hiç pozitif bir yönlendirme yapacaklarını sanmıyorum.
Ertesi gün uygunsan konuşalım diye msj attı bana. Evi boşaltıp boşaltmayacağımı sordu. Bende henüz karar vermediğimi söyledim. ve o günden sonra karşılıklı olarak aramadık birbirimizi.. 1 haftadır evden dışarı çıkmadım. uyuyamıyorum. işimi evden yürütmeye çalışıyorum ama riske attığımın da farkındayım. dün sabah tekrar msj attı görüşelim diye kabul ettim ve görüştük..
Alyansını çıkarmış ve bütün fotoğraflarımızı kaldırmış sosyal medya hesabından. bunları biliyor olmama rağmen tepki göstermedim, gayet güzel konuştuk geçen 1 haftayı, çünkü 3 yıldır ilk defa bu kadar uzak kaldık birbirimizden. ne düşündüğümü sordu ısrarla.. kafamı toparlamaya çalışıyorum dedim. Ailesinin evinde rahatsız olduğunu şaka yoluyla da olsa söyledi, "bizim kanepeden daha rahatsız yerler de varmış" diye gözleri dolu doluydu. ama bende güçlü durmaya çalıştım kendimi zorlayıp. Ayrılma konusunda yok olmaz diye diretmeden enine boyuna düşünüp öyle hareket etmek istiyorum dedim. Acelemiz yok ama yeni hayatımızı yoluna koymak için bir adım atmamız gerekiyor dedi. Medeni halinin engel olduğu bir durum yoksa aceleye gelsin istemiyorum dedim. O da tabi ki engellik bir durum yok dedi. Ama çok uzatmaya da gerek yok dedi. Sonra kalktık mekandan ve ayrı ayrı dolmuşlara bindik. Ben evimize geldim, o annesinin yanına gitti..
Lafı daha fazla uzatmadan sizlere sormak istiyorum. Haftasonu kalan eşyaları için geleceğini söylüyor, nasıl davranmalıyım? sevdiğini biliyorum ama gururu herşeyin önüne geçmiş durumda. Aynı şekilde aramamaya devam etmeli miyim? ya da son bir hamleye gerek var mı ? acil görüşlerinize ihtiyacım var.. geri dönsün istiyorum...