**Aşkımı cin çarptı! Sevgilim!
Kalbime ruhsat ver ömrünü!
Ömrünü emanet et ömrüme!
**bu aşkın gelirinin yarısını sağır sultana bağışladım duymazlıktan gelip seni gitsin kulağını açtırsın diğer yarısını sana bıraktım kendine
protez aşıklar alırsın.
**''anladık uzakta bir parıltı var ve
lirler de kırık
hüzün ve ölüm eşittir hırs oluyor orada
metrelerce geceye sarkıtılıyoruz
eski birer iki ölü gibi
şakaklarda mor damarlar
yetmiyor zaman dağınık düşleri
köreltilmiş gözleri sahiplenmeye
ve devam ediyor hayat
en lazım yerinden hızla incelmeye''
**''Yasallığın kaybolduğu noktalarda insan vücudunu özlüyor etini özlüyor. Söyleyecek sözüm yok. Yeni bir sevdaya tutulana kadar yerçekimsiz ortamda şizofreni dersleri alacağım.''
**''bir miktar alkol ve ürperti alıyorsun
kelimelerin karardığı peşin hükümlerde.
şahsi sevişiyorsun şiddetin bütün bitki örtüsüyle.
gözlerin ucuz tutkun ucuz direncin ucuz
tehlikeli bir yalan gibi duruyorsun
ruh yoksulluğunun harikulade iskeleti üzerinde.''
**Bu sene hiç arı yok yüzümde.Elbette parayla tutulmuş bir sonbahar gibi gelir özür diler elimi öper ellerimi sır eder bana da sarılıp uyurlar diye gece vakti bu perili şuuru insafa yolluyorum.Kovan'ın kapısı hep açık balın tadı hep damaklarda ancak bu sene hiç arı yok yüzümde.Kendimi sokmak için tarifsiz fırsat kolluyorum.
**“sevgilim!
sana eşim diyemem!
eşim demek benzerim demektir.
ben bana benzeyen birini sevemem!”
**Sana söz hayat!! Bundan sonra kimseyi göz çukurlarıma ekip büyümesi için gözyaşı dökmeyeceğim...
**Yatağa döküldü
yatağıma döküldün
yatağına döküldüm
ve ben bu sonsuz savruluşta o gece
bütün eski sevgililerimden ince ince söküldüm!
senin oldum!
**ve anladım ki bir kez daha hatamı
ve anladım ki bir kez daha talihsizliğimi:
bulanık boktan bir sudur aşk
insanın kendisini görmek için eğildiği!
..............................
**Bir kadınla bir kadının göz temasında
İki ayrı deniz yola koyulur
Aynı sahile vurmak için şiirlerini...
Bir kadınla bir kadının. elele tutuşmasıyla başlar aslında herşey...
Bir kadınla bir kadının öpütüğü mevsim kar tutmaz
İğde ağacı kokusu gibi içte çoğalır hüzün ayrılık vakitleri...
Bir kadınla bir kadının birbi...rine sarıldığı yerde
Başka doğa harikası aranmaz...
Bir kadınla bir kadının dans ettiği yere İyilik melekleri üşüşür
Duman mavisi arkılar mırıldanarak...
Bir kadınla bir kadının. ön dileri birbirine çarptığında
Döl değil sevgi salgılar vajinaları...
Bir kadınla bir kadının öptüğünde diğerinin
Cenneti görebilir dikkatli baktığında göğüslerinin birleştiği yerde...
Bir kadın ölebilir diğerinin göbek çukurunda aşırı orgazmdan...
** ben senin televizyonunum... uzaktan kumandan olmayınca tuşuma basıp ta çalıştırmayı unuttuğun.. ben seni yerel sevdim .. sen beni genel.. ben sana naklen yayındım.. sen benim yaralarıma bant sardın... şimdi kaçıncı kanalı açarsan aç.. reytingi tavana vurmuş karıncalı bir yalnızlığım..
**Vazgeçmeler vazgeçmekten vazgeçti. Söyle saçlarında öldüğüm.. Bir geri gidiş kaç günde gelirdi?
**sanmaki adını ağzıma alıyorum diye seni seviyorum.. dudak tiryakiliği benimkisi seni içime çekmiyorum.
**bir insan başka bir insanı sıkamazinsan canı isteyince sıkılır.
** avazın çıktığı kadar yalnızsın aslında.avazın
çıktığı kadar alkole batıresrara batırkokaineeroine batır
gövdeni;yine de kurtulamazsın temennimden:sen benim kucağımda
vereceksin son nefesini ve ben alıp o son nefesi bir kavanoza
koyacağım;nesiller boyu sergileyeceğim o aşksızlıkihanetvicdansızlık
kokan nefesini.”
**leyla sen bir zulm değilsin vak’ada
delil değilsin suç değilsin
belki biraz muammasın zor durumlarda!... Devamını Gör
kadersin elbet
hicransın şüphesiz
herkes biraz mecnunken şahsi maceranda
beni de aşık et kadrine
bana da bir yer ver kanlı dudaklarında!
**"Yani bir ayrılık sonrası suçlamaları / iade edilen buz tutmuş armağanlar / iade edilen / öpüşmeler sevişmeler / çok özlediğin birinin ölümünü duymak gibi aniden / çekip giden bir sevgili / çekip giden bir düş / çekip giden bir sıfır / sana uzatılan / ilk sahte çiçeğin peşinden koşarak giden sen / ihanet bir kent adı mıdır sandın sevgilim"
**Canın sıkılıyorsa bana beni anlat. Ben dinliyorum. Ben sende tatildeyim. Ben sende bir şezlong problemiyim hususi vasıtayım kısa menzilli sevdayım klorofilim pikrik asidim oyum işte; ne diyorsan oyum oyuğum.
** Hayat kurtlanmış arınmalarla onarılırbileklerdeki kesikler icin dikis ipligi yerine sevdiginizin bin sac teli lazımdır..
**zaten aşk bir ihtimal intiharda ihtimal 2
**durunuz!
kaç yerimden vurdunuz!
kaç yerimde artık sorumsuz kuş yaraları var!
sorarım
kaç yerimde yerimden ettiniz beni!
kaç yerim şimdi lapa lapa kanar!
**Günah yeryüzünün nöbet noktalarındaki ani elektrik değişiminin kısa tanımıdır.
**Her sevgili biter: Bıraktığı bir hatıradan çok lekedir kimilerine. Kir de değil. Sebebi belirsiz bir leke.Her seven de biter: Biriktir(t)diği bir sitemden çok kasvettir gidenlere.”
...............................
Düşlerimin yıkıldığı gece oturup bütün resimleri yeniden yapıştırmayı denedim.
Her resimde hep bir parça eksik çıktı.
Küçük İskender
kimseye...
1.
onulmaz gecelerin epe parmakları olurdu
telgraflar alınırdı o saat
ince uçurumlarına ölü dolan plak ülkelerin
güzel yalnızlıklarından
dire straits`in hüküm sürdüğü bir pub`da
tekbaşınıza otururdunuz sen ve o
timsah parçası kadın
-geceyle ölüm arasında
bir bağlaç gibiydim-
adamlar sahile iner hıçkıra hıçkıra kanun çalarlardı
içlerinden ikisi menekşe körü
diğer üçü ölüm virtiözü ben
ben gitgide kararan vücudumu suda tutardım
su bizi sayıklardı ben hüznü sayıklardım
gözlerimi yumardım seni
özlediğimi fısıldardım laci sineklere yüz binlerce.
bir baygın yılan sokulurdu ağzından ağzıma kimi
kimi kere yatağımda bulurdum kopuk bacaklarını
kopuk hatıralarını bir yerlerinden kan sızlayan
öylesine bir özlemdi ki sözünü ettiğim
bütün kuşların aklı durur!
-kasıklarımda bulduğum ilk tüyü
senin burnununucuna sürdüydüm-
kirpiklerinde bir karanfil kayması
külden bir elbise dikip çocukluğuma
papuçlarını çaldım camii kapısı önünden
kapımın altından sızan sıvı kafatası
sen gök çetesinin reisi
ben yağmurun üvey oğlu.
-piyanonun sesini biraz kısar mısınız?
vücudundaki udu indirirdim tenimden
söylemine mahlas burakılmış bir aşk tragedyası
2.
jimmy hendrix peter gabriel lois armstrong
birdy angel heart outsiders la luna rumble fish
hepsini birbiri ardınca dinler
birbiri ardınca seyrederdim sürekliyüzünde
sen enjektörü sokarken damarına
`sabahattin ali`ye benziyorsun derdin
keserken jiletlerle bileklerini -ayak-
ben bir omzundan bir omzuna lir telleri gererdim
ipek böcekleri salardım gülerken süzülen gözyaşlarına
içki şişesinin kapağını seninle açar
seninle kapatırdım çıkarken perili konağın kapısını
puslu bahçeden geçerken topuklarıma
müge dikenleri batardı
batardın sayrı dolu geçmişinle yavaşça
birbirimize vidalanırdık geceler boyu
uyku
bir çocuğun nefesini çalan cin gibi gelirdi ayakucumuza
sonra bir kadın çığlık çığlığa ağıt tutuştururdu.
-annem! -benim de!
-sen bir elementsin keşfedilmemiş -sen de!
seksle oksitlenirdik
dokunulmaz gecelerin tan parmakları olurdu
o parmaklar sessizce sokulur hislenir
en kuvvetli unutuluşlarımıza dokunurdu
marlyn: devekuşunun banyo yaptığı küvet
james dean: çükümün soluk borusu
birarada düşünme alışkanlığı birarada
duygulanım mekanizması birarada ayrımsama
yetisi olan ve birarada yaptırımcı olma
tehlikesi taşıyan ve birarada
özgünleşme bilincine erişmiş bir
gettonun mütevazı ama sıradışı bireylerinin
tepisine ne zaman maruz kalacağız
dehliz ve ter. örtüşüyor ıslaklığın
kampanalar çalarken
taşocağında bulduğun
giyotin
eski bir eşarpla mavi.
ayrnıtlarını devşirip varlığının
eski bir okyanus macerasında
masal kitabımın en harbi korsanı
bıyıkları yeni bilenen şehzadem
süzdün ışığı.hole geçti uşak.
mumları iğnedanlığa batırdı
sen tanıdığım
en kadın
en erkek
kirpiklerinde bir karanfil kayması
1.
onulmaz gecelerin epe parmakları olurdu
telgraflar alınırdı o saat
ince uçurumlarına ölü dolan plak ülkelerin
güzel yalnızlıklarından
dire straits`in hüküm sürdüğü bir pub`da
tekbaşınıza otururdunuz sen ve o
timsah parçası kadın
-geceyle ölüm arasında
bir bağlaç gibiydim-
adamlar sahile iner hıçkıra hıçkıra kanun çalarlardı
içlerinden ikisi menekşe körü
diğer üçü ölüm virtiözü ben
ben gitgide kararan vücudumu suda tutardım
su bizi sayıklardı ben hüznü sayıklardım
gözlerimi yumardım seni
özlediğimi fısıldardım laci sineklere yüz binlerce.
bir baygın yılan sokulurdu ağzından ağzıma kimi
kimi kere yatağımda bulurdum kopuk bacaklarını
kopuk hatıralarını bir yerlerinden kan sızlayan
öylesine bir özlemdi ki sözünü ettiğim
bütün kuşların aklı durur!
-kasıklarımda bulduğum ilk tüyü
senin burnununucuna sürdüydüm-
kirpiklerinde bir karanfil kayması
külden bir elbise dikip çocukluğuma
papuçlarını çaldım camii kapısı önünden
kapımın altından sızan sıvı kafatası
sen gök çetesinin reisi
ben yağmurun üvey oğlu.
-piyanonun sesini biraz kısar mısınız?
vücudundaki udu indirirdim tenimden
söylemine mahlas burakılmış bir aşk tragedyası
2.
jimmy hendrix peter gabriel lois armstrong
birdy angel heart outsiders la luna rumble fish
hepsini birbiri ardınca dinler
birbiri ardınca seyrederdim sürekliyüzünde
sen enjektörü sokarken damarına
`sabahattin ali`ye benziyorsun derdin
keserken jiletlerle bileklerini -ayak-
ben bir omzundan bir omzuna lir telleri gererdim
ipek böcekleri salardım gülerken süzülen gözyaşlarına
içki şişesinin kapağını seninle açar
seninle kapatırdım çıkarken perili konağın kapısını
puslu bahçeden geçerken topuklarıma
müge dikenleri batardı
batardın sayrı dolu geçmişinle yavaşça
birbirimize vidalanırdık geceler boyu
uyku
bir çocuğun nefesini çalan cin gibi gelirdi ayakucumuza
sonra bir kadın çığlık çığlığa ağıt tutuştururdu.
-annem! -benim de!
-sen bir elementsin keşfedilmemiş -sen de!
seksle oksitlenirdik
dokunulmaz gecelerin tan parmakları olurdu
o parmaklar sessizce sokulur hislenir
en kuvvetli unutuluşlarımıza dokunurdu
marlyn: devekuşunun banyo yaptığı küvet
james dean: çükümün soluk borusu
birarada düşünme alışkanlığı birarada
duygulanım mekanizması birarada ayrımsama
yetisi olan ve birarada yaptırımcı olma
tehlikesi taşıyan ve birarada
özgünleşme bilincine erişmiş bir
gettonun mütevazı ama sıradışı bireylerinin
tepisine ne zaman maruz kalacağız
dehliz ve ter. örtüşüyor ıslaklığın
kampanalar çalarken
taşocağında bulduğun
giyotin
eski bir eşarpla mavi.
ayrnıtlarını devşirip varlığının
eski bir okyanus macerasında
masal kitabımın en harbi korsanı
bıyıkları yeni bilenen şehzadem
süzdün ışığı.hole geçti uşak.
mumları iğnedanlığa batırdı
sen tanıdığım
en kadın
en erkek
kirpiklerinde bir karanfil kayması
k.iskender
**Gel süs! çılgınlığımı gecele. Kendimden çıkan yılan! Sok beni büyüyle. Nerdesin süs! Nasıl bir haberim bilemem! Ters mi döndüm doğru mu yüzüm! kime hamileyim! kim doğurur beni yeniden! Yüreğimin civarlarındaki küle gideceğim! Aşk! Seni kirime sabitleyeceğim! istiyorum! bir tutuşma biçimiyim Kuran'ım ateş rahlemdedir! çığırından çıkan bedenimi çağına iade ediyorum! buz tutmuş bir ruhum ben!
erirsem geri dönemem!
**Rüyalardan geçerek gelen.engerek buhar çizmekte.gaz odası taslaklarını. Bir kolun uyku anında. Kıvrılıp örtmesi gibi yüzü.aşk örtüyor hüznü.şeref madalyalarından tanıyorum gökyüzünü..
**Dilim di’li geçmiş zamana asılı kalmıştı sankiSen gidiyorum dediğinde..Şimdiki zamanın ölme halindeydim..Zaman seni benden aldı diyeBir elime geçirebilseydim Yelkovanı idam edip akrebi kendi ellerimle zehirleyecektim!Bu şiir sana yazıldı sevgilim..Biraz ellerimi bıraktım sana biraz saçımı..Biraz neşter kokuyor bu şiirBiraz da aşırı dozda acı..
**Bunlar da geçecek şüphesiz. Seni unutmama kaç yüzyıl kaldı ki ..? Bir küsme bir burulma biçimiyle gidişinin ardından şehrin gri cephelerine fevkalade ağır bir el bombası gibi düşen bunaltının bıraktığı korkunç acının unutulmasına kaç yüzyıl kaldı ki..??
**Ezilmepahasına karşıdan karşıya geçerken
sevmiştim onu. Birgün hiçbir şeydemeden çekip gitti. Zaman her şeyin
kocakarı ilacı.. Ağrıların üstünütoz bağladı...
**Asal sayıdır yalnız insan
bir'den ve kendisinden başka
kimselere bölünmez!
**Ezilme pahasına karşıdan karşıya geçerken
sevmiştim onu. Birgün hiçbir şey demeden çekip gitti. Zaman her şeyin
kocakarı ilacı.. Ağrıların üstünü toz bağladı...
**Yara kanadıkça soğur kabuk bağlar.
O yumuşak ten artık can yakar olur.
Çirkinleşiriz iz bırakır
her ne kadar felç inse de kavgamıza
sevgimize inancımıza
sevgilim
gerekirse inan gerekirse
anlamlı bir susuşla yine de avazın çıktığınca bağrılır
savaşılır gibi yaşanır!
**Bana bir sonbahar fısılda
Senden başka masumiyetim yok
Çocukluğun tek tabanca.
**Böyle kanar bir olmaz’ın analistliği böyle susar kalırsın tek sözcük suçluyorsa içinde saklandığı cümleyi
SEVMEK herşeyi TANIMAMAZLIKTAN GELMEKTİR...
ki.iskender
**Tanrı soracak sana 'neden bırakıp gittin?'
diye. İyi ezberle! Sevmiyordum diyeceksin.
**Tahtından indirilip boynu vurulmaya götürülen çocuk padişahlar Eve mi gidiyoruz oyun bitti mi?! diye sormuşlar mıdır?! Kaç çocuk sevgilinin boynunu vurdun sen..
**Sadece ben. Kalbimi
duyuyor ve insanları tanıyorum. Gördüklerimden hiçbiri gibi
yaratılmamışım; yaşayanlardan hiçbiri gibi yaratılmış
olmadığıma
inanmak cüretini gösteriyorum. Öteki insanlardan daha iyi
değilsem
bile hiç olmazsa başkayım...
**Hiçbir lokantada tek başınıza oturabileceğiniz şekilde dizayn edilmiş masa bulamazsınız. Toplum sizi yalnızlıkdan kurtarmak için gerekirse ruh sağlığınızla oynar!..
**iki sözcükle gözlerine yazardım kendimi acemice!
ve bayram harçlıklarımı açlıklarımı düşürmüş olurdum böylece!
**'Diyemediklerim yoktu benim... İçimdeki
sessizlik değil 'sensizlikti'.. İçimdekilerini haykırdım.! Bana sadece
yankıları kaldı.. Ben yine aşkta sınıfta kaldım..''
**uzanıp topraktan çıkarttın beni
tozumu sildin hohladın parlattın
ovdun ve okşadın beni
çıktı içimdeki cin;
ondan
-gidecektin mecburdun hepsi gibi-
affını diledin.
mayıstı. mecburdum.
seni o yüzden bağışladım!
**Düşlerimin yıkıldığı gece oturup bütün resimleri yeniden yapıştırmayı denedim. Her resimde hep bir parça eksik çıktı.
**git gidebildiğin yere kadar .. bu liman da
kaybettiğim ilk gemi sen değilsin.Ama şunu
unutma!. rıhtımda kalanı değil çekip gideni vurur fırtına.
**konuşan eşyalar getir bana
koku alan cisimler takla atan hacimler
normali hiç anlatma bana
uzak dursun sistemin kalıcı terimleri.
**Aşk herhangi bir gün olarak katılır haftaya
salı ile çarşamba arasında bir yere
aşkher koşulda eğlenceli; aşkistedi mi sereserpe!
**Varsın kırmızı ışıkta dursun otomobiller ben serilip yere 'gökte kaç yıldız var acaba' diye sayacak kadar hayalperest pervasız korumasız ve sonsuza kadar salak kalacağım.
k.iskender