• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Küçük İskender Şiirleri

Yazılan süslü püslü yazılarla sevme beni,
aralardaki imla hatalarıyla sev.
Çünkü o hatalar sen beni benden aldığın dakikalarda yazıldı....
 
Sorarlarsa, "ne iş yaptın bu dünya da ? "diye,
Rahatça verebilirim yanıtını :
Yalnız kaldım, kalabildim. Altı milyarın arasına doğdum
ve hiç birine çarpmadan geçtim aralarından !...ohaoldumsmile
 
Seni bilmem ama ben kararlıyım
Şu garip sevdadan cayalım gitsin
Bu aşkta senden cok ben zararlıyım
Bir kumar oynadık diyelim gitsin..
..

K.İ.
 
senin yaşın aşka tutmuyor sevgilim lutfen gelme...

--------------------------------------------------------------------------------

senin yaşın aşka tutmuyor hiç gelme
bükülmüş dudaklarına bükülmüş sözler büyük kaçar
on santim daha uzasan başın göğe çarpacak
göğsün diyordum göğsünden söz ediyordum / sen
ölmeden beş dakika önce, düştün
mandallarından savrulıp uçan beyaz bir gömlek gibi
havada uçarken ölüp savrulan beyaz bir kelebek gibi
hay aksi dengesini kaybeden bir cambaz gibi
virajı alamayıp şarampole yuvarlanan arabalar gibi
aklıma ilk gelecek birşey gibi
düştün
düşüşün bir rüyaydı
düşüşün yarım kalacak bir rüyaydı gecelerden bir gece
gecelerden bir gece aşkın üstüne yürüdün
delikanlı bir yanın vardır karanlıkta
şöyle sert, şöyle naif, şöyle öfkeli!

senin yaşın aşka tutmuyor çocuğum, hiç gelme
açıkta kalırsın
aşk insanı acıktırır
aşk insanı bir ölüme susatırsa aşk diye anılır
senin mahallende aşk masallara giremez
masala giren aşk çıkamaz o mahallelerde!
masalların aşkına, benim aşkıma, Allah aşkına
senin yaşın aşka tutmuyor sevgilim, lütfen gelme
bana ayak bastığın gün
aşk herhangi bir gün olarak katılır haftaya
salı ile çarşamba arasında bir yere
aşk, her koşulda eğlenceli; aşk, istedi mi sereserpe!
yüzünde derin mi derin, kuşkulu, canavar bir gülümseme
yırtarsın, kapatırsın, vurur deviremezsin
sevgilim
sen bu aşkta dolap çeviremezsin!
açıkta kalırsın
aşk insanı acıktırır
aşk insanı bir ölüme susatıyorsa aşk diye anılır!
yüzünde derin mi derin, kopkoyu, yapış yapış bir gülümseme

senin yaşın aşka tutmuyor sevgilim
lütfen gelme!


(k.iskender)
 
**Gidiyorsun işte! Bir kenti terkediyorsun. Belki de sonsuza kadar sonsuzluk neyse ne halta yararsa sonsuza kadar terkediyorsun belki de. Kaybolan farlara stop lambalarına şöyle seslenmek geliyor içimden:

KOTU YOLA DUSMUS GECELERDEN GELIYORUM
KUSURA BAKMA GOZLERIM BIRAZ KIRLI.


**Oysa birbirimize aynı mezara gömülmüş iki ceset nedenli yakın ve onlara nedenli mecbur olsak bile Ağlama! Ne yazık elele tutuşamaz ki yanyana yatan ölüler ve tutuşmaz ki alevi ayrılığın.

**Ben kanıma kırmızı rengi veren kişiyi kaybettim.

**Çelişkili kuvvete dönen yapışkan bir ölü var
korkulan otobanın ortasında viraj yaratan.
bir dedektif hissiyle yaklaşırken dünyaya ay
toprak tutarken elini cetvelle çizilmiş suyun
gözlerini düşürmüş bir genç kız gibi mağrur
ve diken diken; arabanın bagajında bir ölü var
direksiyondaki cesetle hayatı tartışan...

**Sağlaması yapılmış bir çarpım gibiyiz sevişmelerden sonra:
İkimizden biri sıfır olsa diğeri ise istediği büyüklükte bir sayı; farketmeyecek sonuç = sıfır.

**İnsan inandığı şeyler uğruna muhteşem hatalar da yapabilir. Kızmamalısın...

**IQ’ lar eşit olmadıkça insanlar eşit değildir

**Bu gece sana uğramayı düşünmüyorum.
Saadet diyorsun çünkü.
Saadet: Bir kilide sokulan anahtar.
Ya açarsın ya da kapatırsın.

**Bir sehirden baska bir sehire giderken hep seni dusundum
Bir yuzden bir diger yuze cevirirken bakislarimi
Arada senin kırık huzursuz gulumseyisin..
Cocukken anneme degil sana sarilmisim bilmeden
Senin goguslerinmis onlar nerden bilecegim
Yatağımdaki beyaz ayı.. Senmissin o da !
Karanlıktan korkmayısım yaramaziklarim o da !!!


**Dudakları polis ruju bir kadınla da seviştim
Yüzünde bir yama gibi duran bakışlarıyla beton bir kadın.
Tabelası sökülmüş kasabalardan gelen bir kadın.
Aşkta tedbirli serserilikte acımasız hayata kuvvetli bir şamarla inen yedi ceddi yetmişyedi bela kuşanmış
Başka erkeklere kurnaz bana bir gangster kadın.


**çelişkili kuvvete dönen yapışkan bir ölü var
korkulan otobanın ortasında viraj yaratan.
bir dedektif hissiyle yaklaşırken dünyaya ay
toprak tutarken elini cetvelle çizilmiş suyun
gözlerini düşürmüş bir genç kız gibi mağrur
ve diken diken; arabanın bagajında bir ölü var
direksiyondaki cesetle hayatı tartışan...


**Sen bir mıknatıssın şeffaf ve ben çekilirken sana içimdeki alelade metal parçalarıyla kan şekerim düşüyor ağzım düşüyor ellerim.. en çok da ellerim düşüyor.


**Sevmek ifade edebilmek kadar ifadeyi unutmamaktır da...


**Dünyanın en uzun gecesi 21 aralık değil beni terkettiğin gecedir. Beni üzdüğün yorduğun yıprattığın gecedir.
Bir kabahat mi gerçekten kendi dışında birine hayranlık beslemek? ! Gerçekten kırıyorsun beni
Bir nedeni yok. Yalnızca öptüm.


**kolay değil elbette karşı koymak
yüzün küçülürken aynalarda yaşama karşı bir avuç gelen yüreğinle..
kolay değil elbette gece büyürken
ayın çevresinde katlanarak acı da çekeceksin korku da duyacaksın
ezilecek sesin
herşeye göğüs germesini ögrenip sevgilim
insanları seveceksin!



...................................

** "kusursuzluk zamanlamasıyla ifadesi alınmış yakılıp yıkılmış bir başkent gibi uyuyorsun. uyu uyku iyi. zaten uyansan bütün renklerin adı karışır bütün renklerin kimlik bilgileri karışır saten mi atlas mı kimse saklanmaz ki gibi duyuyorsun beni. duy duygu iyi. zaten öfkelensen bütün kuşlar da küt ölür küt gece ol...

**aşk insanı acıktırır
aşk insanı bir ölüme susatırsa aşk diye anılır
senin mahallende aşk masallara giremez
masala giren aşk çıkamaz o mahallelerde!
masalların aşkına benim aşkıma allah aşkına
senin yaşın aşka tutmuyor sevgilim lütfen gelme...


**Nehirlere karışan zehirli atıklar gibi ağır ağır akarak kanıma karışmakta yokluğun...

**Sen intihar ederken orda
Ben intihar ederken burda
Aynı acıyla...
Aynı yerlerde..
Yanyana...
Sezdirmeden öldüm farkettirmeden öleceğim..
Birini bırakıp başka birini severken
Hep seni özledim çünkü ben!


**Evet bilmiyordum. Bilmiyordum kelimelerden arınmış bir cümle kurar gibi sevişmeyi. Sevişirken sözlük kullanıyordum hala.
Ama seni seviyordum.!
Ve sevdiğimi sevgimi anlatma telaşıyla hata üstüne hata yapıyordum.!

**Bir oğlum ölmüş gecenin en kibar saatlerinde
ağlıyorsam bu bir geri sayımdır acımın şakaklarında
kimselere emanet edemem ki artık asil cinnetimi

Korkma! ağzına bırakacağım son nefesimi..!


**Ağzı tabanca.dudakları namlu sözleri gece mermisi!

**yaralıydım yaralarım yüzümün kızardığı aşklarda kaldı
elleri çingene bir kız sevdim on dokuzumda
kalbimde bir et beni gibi kanar hala gözleri
Allah’ın en içten hatasıydım
............
Senin suçun yok hayat!
Ben buraya zaten sana elveda demeye geldim!


**Boş bir sinema salonunda oynuyor
tek başına çektiğim siyah beyaz
sessiz son film

Ne kuşları seyreden kedi kadar heyecanlıyım artık
ne de o kuşlar kadar
salak ve kendine hakim

kamera stop! yalnızlığıma kapalı gişeyim.

**Şimdi eski bir pikapta unutulmuş eski bir plak oldum
çizik çiziğim!
**Şeytanın beline sardığı kuşakla bağlayıp gözlerimi
bu korkunç tuzlu yutkunmanın orta yerine bıraktılar beni
bıraktın beni.


_Düşlerimin yıkıldığı gece oturup bütün resimleri yeniden yapıştırmayı denedim. Her resimde hep bir parça eksik çıktı.

_bir aşk kuyusu var içimde
kaç çocuk düştü de boğuldu
çıkamadı bir türlü..

_üstü kapalı kalple belgelendi ruh...

_Sopsoğuk bir kıştım ben evet somsoğuk bir kış!
Bir sonbahar casusu gibi girdin dudaklarımın arasındaki anlama!
Yaz oldum sana bütün soğukluğumla
Bütün damarlarımla sarıldım sana ve senden bana kalabilecek bütün tortuya.

_Beni sevmeye çalış! Benden sınıf geç! Benden kurtul mezun ol!
Mezun ol ama
Beni lütfen anlama!

_Benden özür dileme kılıcım! Seni başklarına saplayan benim...

_Beni bir halk öpüyorsa âşığım
Beni bir devrim kucaklıyorsa sadığım sevdalıya!

_Yayınımıza Türkçe sözlü hafif hüzünle devam ediyoruz. Benimle birlikte intihar et anne!

_'Ben bir silahım! Ama hiçbir ***** yaralamaz insanı bir başka insan olmadan!'

_PESİMİST_

-"Yüzünün yarısını bana vereceksin!"
Yüzümün bir yarısı intihar eden sevgilimin peşinden gitti. Öte yarısı film artisti olmak için evden kaçtı.

-"Ellerinden biri benim olsun!"
Ellerimden biri en büyük aşkımın saçları arasında kayboldu. Ötekisi hapse girdi.

-"Çocukluğunun en güzel günlerini bana armağan et!"
Çocukluğumun en güzel günlerinden bazılarını kurtlar yedi. Geri kalan kısmını ise çocuk esirgeme kurumuna bağışladım.

-"Umutlarının aynısından bana da ısmarla!"
Umutlarımın bir kısmından hüznüme şahane bir sos hazırladım. Arta kalan kısmını evlatlıktan reddettim.

-"Hiç kimsenin bilmediği yerlere gidelim!"
Hiç kimsenin bilmediği yerlerin bir bölümü düşler altında kaldı. Diğer bölümlerin inşası sürmekte.

-"Herşeyini bana anlat!"
Herşeyimin bir parçasından trajedi imal ettiler. Boşta kalanlarını da sucuk yaptılar.

-"Kalbinin temizliği için gündelikçi olabilirim!"
Kalbimin temizliğinin bir katıyla uzayın sonsuzluğu ilgileniyor. Öte katlarında zaten belalı yalnızlıklar yaşamakta.

-"Hiç ayrılmayalım!"
Ayrılıkların çoğunluğu ruhun iklim şartlarından: Sen karasalsın ben ılıman. Ayrılıkların azınlığı bitki örtüsünden: Sende kaktüsler var bende plastik vazo çiçekleri.

-"Saçmalıyorsun artık!"
Saçmalıklarımdan kimisini hayattan aldım. Kimisini alkol sanıp içtim.

-Sen iyisi mi üstüne basacağın bir mayın bul ve beni unut!








.....................................

k.iskender
 
çocukluğunun en güzel günlerini bana armağan et!"
çocukluğumun en güzel günlerinden bazılarını kurtlar yedi. Geri kalan kısmını ise çocuk esirgeme kurumuna bağışladım.

-"umutlarının aynısından bana da ısmarla!"
umutlarımın bir kısmından hüznüme şahane bir sos hazırladım. arta kalan kısmını evlatlıktan reddettim.

-"hiç kimsenin bilmediği yerlere gidelim!"
hiç kimsenin bilmediği yerlerin bir bölümü düşler altında kaldı. diğer bölümlerin inşası sürmekte.

-"herşeyini bana anlat!"
herşeyimin bir parçasından trajedi imal ettiler. boşta kalanlarını da sucuk yaptılar.

-"kalbinin temizliği için gündelikçi olabilirim!"
kalbimin temizliğinin bir katıyla uzayın sonsuzluğu ilgileniyor. öte katlarında zaten belalı yalnızlıklar yaşamakta.

-"hiç ayrılmayalım!"
ayrılıkların çoğunluğu ruhun iklim şartlarından: sen karasalsın ben ılıman. ayrılıkların azınlığı bitki örtüsünden: sende kaktüsler var bende plastik vazo çiçekleri.

"...her askta donme dolaptayim ve kesiliyor elektrik ben en tepedeyken..."

tahteravalliden ilk kim kalkarsa yirtar oburunun kici yere vurur!

"taştan ayrılmayı kafasına koymuş bir kum tanesi kadar bahtiyarım "

"cenazene çelenk yerine orman göndereceğim"

"toprak olsam üstüme basmayacaksın
hava olsam içine çekmeyeceksin
öyle düşmansın!"

''bilegini kestin
bilegimi kestim
ordan cıkan iki damarı bagladık birbirine
artık yeni dolasımın adı sevda dır..''

*periler ölürken özür diler..

"özne olmayı bırakıp zamir oldum edat oldum yüklem oldum; ama senin gibi a$k ile ihanet arasına bağlaç olmadım asla"

"bazı aşklar bitmesi için yaşanır
bazı doğum günleri kötü geçer
bazı romeolar julietleri iplemez"

*KAN KALIYOR
TURUNCUDAN GUNES CIKINCA !

*hepimizin bir asistanı var sonunda vurduğumuz
aşk ile çekememezlik arasında hep ihtiyaç duyduğumuz!

*Yasallığın kaybolduğu noktalarda insan vücudunu özlüyor etini özlüyor. Söyleyecek sözüm yok. Yeni bir sevdaya tutulana kadar yerçekimsiz ortamda şizofreni dersleri alacağım...

*’’onlar biliyordu biz bir bütündük. kırılmış bir bardaktan etrafa saçılmış cam parçalarıydık. üstümüze basmaya çalışanın ayağını kanatmak ödevimizdi’’

*Çünkü hayat

ölümün insana oynadığı en trajik en mükemmel en acımasız oyunuydu.

Senin için ölüyordum. Durum buydu!





................................












**Öl!
şimdi sen öl!
Ve ilk sen ol ölürken arkasına bakıp da
"Utanın! Utanın!" diye seslenen!


** anladım ki:
aşk naftalinlenmiyormuş meğer eğer kanıtlanmıyorsa suçun!


**buz tutmuş bir ruhum ben!
erirsem geri dönemem!


**Ne idüğü belirsiz kelimeler takip ediyor beni gidip saklandığım anlamlarda
Hoş bir yan yok!
Belki de ;
ölümü biraz teşvik etmeli!


**büyük yavanlığın zaman
kazandığı susuz gezegenlerin
arazisi! tarifsiz lanetlenişlerin
kuvvetli masumiyetiyle alay
eden merhale! talan...


**tutkuydun..tattın ve O'dun..çıplakdın..gormesemde gözlerimi alabılen dereceden bır çıplaklıkdı bu..gerçek olansın sanırsam Kanat'larımda sakladıgım..


**adını ağzıma alıyorum
hayallere peşkeş çekilmiş cinnetleri
alkolle paketleyip
alay kokan bir lakap gibi ...


** bu gece sen sandığım bacak aranın kokusunu içime çekmeyeceğim
öyle saldırgan ki ay bu gece incil yazarlarının hepsi sokak sokak biraz aşk arıyorlar
ay ışığının bıraktıgı her resim karesinde bıraz senin tadın var bu gece
seni orada bırakıp gidebilirim ama gözlerim izin vermez
bu gece hepimizin öldüğünü sölemeden edemiyor Tanrı...


**Hepimiz karanligi siginmis böcekler degil miyiz aslinda...
Antenlerimiz korkuyla aciyla aldatilmanin ironisiyle titremiyor mu sanki?



....................











**öğrendim ki veda
ve kıymettir
ergeç birbiriyle vuruşacak olan bilirim
renkler arasında adı onun da anılsın diye.
üstünkörü!


**artık kalbim yok ağladığımda sana
düşündüğümde seni artık kalbim yok
seni anlatırken birilerine atmıyor kalbim
atmıyor kalbim seni gördüğümde rüyalarımda
istediğin gibi yaptım; artık kalbim yok !


**de gülüm! De ki: ela bir günde geleceğim
istanbul darmadağın olacak saçlarım
darmadağın. Hepsi darmadağın!
üzülme gülüm! Toparlanacağız birlikte
ayağa da kalkacağız yürüyeceğiz de gülüm
hem de çelikten toprağını dele dele hayatın!


**evcil kinler evcil hırslar besle bedeninde
ve körpe dakikalarda zor cinayetlerinin
ağzını kanla sil ağzını mor yakamozla yıka!


**gözlerinde ve özlemlerinde bir yabacılaşma
(oyuncak dudaklarımız plastik anılarımız var bizim
öyle hatırlıyorum)


**bıyıklarımı kestim kravatımı taktım suyumu içtim
gittim (**)
gidiyorum (***)


**dibi senin aşkında gizlenen kırılgan bir aysberg bu tufan !


**Yürek kemiğiyle lades tutuşuyor iki çocuk!
misafir oyuncu bir terkediş biçimi
ile ellerim vücudunun ömiyeri!


**O çocuklarla sabahlarken terkedilmiş bir senaryonun
kötü adam karakterlerinde
herkes seçtiği rolün repliğiyle boğuşurken
kostümler bol gelirken dar gelirken bedenlere
kim "kamera!" dedi kim "stop!" dedi bilinmezken
binlerce bobin kutusu içinde ararken kendi karakutumuzu
hepimizin bir asistanı var sonunda vurduğumuz
aşk ile çekememezlik arasında hep ihtiyaç duyduğumuz!


**Bir ben gibi tâ haşre kadar âşık-ı sâdık
Sultânıma ben söylemem ammâ bulunur mu?


**Sana tuz yalatsam; sabaha kadar tuz yerine su'yu düşünürsün. İşte çelişki burada gibi görünse de nesnel hareketin kanıtıdır bu. Bir durumla uyarılan her durum bir başka durumu işaret edecektir. Beni sevdiğini söyledikçe sen ben bir diğerini sevdiğimi hatırlayacağım. Buna ihanet diyemezsin!!!


**Bileğimi kestim.. Bileğini kestin..
Ordan çektiğimiz iki damarı bağladık birbirine..
Artık büyük dolaşım'ın adı sevda'dır!!!
İçimde hissederken kanını bu şehrin daraldığını
aşağılara doğru genişlemek istediğini düşünüyorum...
Kanın beni üşütüyor...


**Boş bir sinema salonunda oynuyor tek başına
çektiğim siyahbeyaz sessiz son film. Ne kuşları seyreden kedi
kadar heyecanlıyım artık. ne de o kuşlar kadar salak ve kendine
hakim.kamera stop! yalnızlığıma kapalı gişeyim....


**Öyle demeyin.. Yalnız
kalsanız kesin hepiniz bunu hissedersiniz.. Bileklerinizi ağlaya ağlaya
keserken ne de olsa sizlerde birer küçük İskendersiniz !!!!


**Aynı ahır adına koşan acılarımız var bizim! Amatör balıkçının leğeninde iki istavritiz seninle ölüme beş kala ölümle canlı telefon bağlantısı kuran!


**''Ey çocuk.!! İsmini.. İsmini.. İsmini sayıkladım!! Seni ben ayıkladım onca ayıp içinden pamuk yerine; gel de kus sen ne olur bir gece ansızın sızlayan sırtlan pençesi ellerime... ''


**'Bir çocuk gördüm uzaklarda..biraz çocukbiraz adambiraz 'hiç'ti. bir çocuk sevdim uzaklardabir elinde yarın öbür elinde dün.



**'Beni sevmene asla izin vermeyeceğim' diye yazmıştın
kapımdaki not defterine. Ben de eklemiştim altına: 'aşkı dövmek
lazım kalbe terbiyesizlik ettiğinde!'


**Pirinçten taş ayıklar gibi ayıklıyorum sözcüklerinden bana aldırmazlığını...!


**Bir filmin sonunu önceden bilmek gibi bir boşluğu gerisin geri dönmek başımı dayayacağım omuzlara mayın döşemişler..


**Her kim ki bir kadın sever kaybolmuştur annesini arıyordur hala..


**Artık aramızdaki uzaklıktan şık bir matem giysisi diktirebilirsin kendine. Bir tek hücreni bile istemiyorum. Televizyonumun çekmediği bir kanal gibisin çünkü



Sana söz hayat!! bundan sonra kimseyi göz çukurlarıma ekip, büyümesi için gözyaşı dökmeyeceğim.


"ovdun okşadın beni,
çıktı içimdeki cin
ölmemi diledin.."


dönerse senindir, dönmezse zaten hiç senin olmamıştır,
diye bir şey yok..
dönecek.
bir katil, olay mahaline mutlaka geri döner !...



Tecavüzden Sonra "Zevk aLdın mı?" Diye Sormak NasıL AbesLe iştigaLse Gidişinin Ardından AyLar Sonra Arayıp "NasıLsın, Ne Yapıyorsun?" diye Sorman da o Kadar Abesti işte ! "Tut ki MutLuyum.. Tut ki YıkıLdım..." Sanane.! (K.İ)

...............K.İSKENDER
 
Son düzenleme:
**Aşkımı cin çarptı! Sevgilim!
Kalbime ruhsat ver ömrünü!
Ömrünü emanet et ömrüme!


**bu aşkın gelirinin yarısını sağır sultana bağışladım duymazlıktan gelip seni gitsin kulağını açtırsın diğer yarısını sana bıraktım kendine protez aşıklar alırsın.


**''anladık uzakta bir parıltı var ve
lirler de kırık

hüzün ve ölüm eşittir hırs oluyor orada

metrelerce geceye sarkıtılıyoruz

eski birer iki ölü gibi

şakaklarda mor damarlar

yetmiyor zaman dağınık düşleri

köreltilmiş gözleri sahiplenmeye

ve devam ediyor hayat

en lazım yerinden hızla incelmeye''



**''Yasallığın kaybolduğu noktalarda insan vücudunu özlüyor etini özlüyor. Söyleyecek sözüm yok. Yeni bir sevdaya tutulana kadar yerçekimsiz ortamda şizofreni dersleri alacağım.''



**''bir miktar alkol ve ürperti alıyorsun
kelimelerin karardığı peşin hükümlerde.
şahsi sevişiyorsun şiddetin bütün bitki örtüsüyle.
gözlerin ucuz tutkun ucuz direncin ucuz
tehlikeli bir yalan gibi duruyorsun
ruh yoksulluğunun harikulade iskeleti üzerinde.''



**Bu sene hiç arı yok yüzümde.Elbette parayla tutulmuş bir sonbahar gibi gelir özür diler elimi öper ellerimi sır eder bana da sarılıp uyurlar diye gece vakti bu perili şuuru insafa yolluyorum.Kovan'ın kapısı hep açık balın tadı hep damaklarda ancak bu sene hiç arı yok yüzümde.Kendimi sokmak için tarifsiz fırsat kolluyorum.



**“sevgilim!
sana eşim diyemem!
eşim demek benzerim demektir.
ben bana benzeyen birini sevemem!”



**Sana söz hayat!! Bundan sonra kimseyi göz çukurlarıma ekip büyümesi için gözyaşı dökmeyeceğim...



**Yatağa döküldü

yatağıma döküldün

yatağına döküldüm

ve ben bu sonsuz savruluşta o gece

bütün eski sevgililerimden ince ince söküldüm!

senin oldum!



**ve anladım ki bir kez daha hatamı
ve anladım ki bir kez daha talihsizliğimi:
bulanık boktan bir sudur aşk
insanın kendisini görmek için eğildiği!



..............................







**Bir kadınla bir kadının göz temasında
İki ayrı deniz yola koyulur
Aynı sahile vurmak için şiirlerini...
Bir kadınla bir kadının. elele tutuşmasıyla başlar aslında herşey...
Bir kadınla bir kadının öpütüğü mevsim kar tutmaz
İğde ağacı kokusu gibi içte çoğalır hüzün ayrılık vakitleri...
Bir kadınla bir kadının birbi...rine sarıldığı yerde
Başka doğa harikası aranmaz...
Bir kadınla bir kadının dans ettiği yere İyilik melekleri üşüşür
Duman mavisi arkılar mırıldanarak...
Bir kadınla bir kadının. ön dileri birbirine çarptığında
Döl değil sevgi salgılar vajinaları...
Bir kadınla bir kadının öptüğünde diğerinin
Cenneti görebilir dikkatli baktığında göğüslerinin birleştiği yerde...
Bir kadın ölebilir diğerinin göbek çukurunda aşırı orgazmdan...


** ben senin televizyonunum... uzaktan kumandan olmayınca tuşuma basıp ta çalıştırmayı unuttuğun.. ben seni yerel sevdim .. sen beni genel.. ben sana naklen yayındım.. sen benim yaralarıma bant sardın... şimdi kaçıncı kanalı açarsan aç.. reytingi tavana vurmuş karıncalı bir yalnızlığım..


**Vazgeçmeler vazgeçmekten vazgeçti. Söyle saçlarında öldüğüm.. Bir geri gidiş kaç günde gelirdi?



**sanmaki adını ağzıma alıyorum diye seni seviyorum.. dudak tiryakiliği benimkisi seni içime çekmiyorum.


**bir insan başka bir insanı sıkamazinsan canı isteyince sıkılır.


** avazın çıktığı kadar yalnızsın aslında.avazın
çıktığı kadar alkole batıresrara batırkokaineeroine batır
gövdeni;yine de kurtulamazsın temennimden:sen benim kucağımda
vereceksin son nefesini ve ben alıp o son nefesi bir kavanoza
koyacağım;nesiller boyu sergileyeceğim o aşksızlıkihanetvicdansızlık
kokan nefesini.”



**leyla sen bir zulm değilsin vak’ada

delil değilsin suç değilsin

belki biraz muammasın zor durumlarda!... Devamını Gör

kadersin elbet

hicransın şüphesiz

herkes biraz mecnunken şahsi maceranda

beni de aşık et kadrine

bana da bir yer ver kanlı dudaklarında!



**"Yani bir ayrılık sonrası suçlamaları / iade edilen buz tutmuş armağanlar / iade edilen / öpüşmeler sevişmeler / çok özlediğin birinin ölümünü duymak gibi aniden / çekip giden bir sevgili / çekip giden bir düş / çekip giden bir sıfır / sana uzatılan / ilk sahte çiçeğin peşinden koşarak giden sen / ihanet bir kent adı mıdır sandın sevgilim"



**Canın sıkılıyorsa bana beni anlat. Ben dinliyorum. Ben sende tatildeyim. Ben sende bir şezlong problemiyim hususi vasıtayım kısa menzilli sevdayım klorofilim pikrik asidim oyum işte; ne diyorsan oyum oyuğum.


** Hayat kurtlanmış arınmalarla onarılırbileklerdeki kesikler icin dikis ipligi yerine sevdiginizin bin sac teli lazımdır..


**zaten aşk bir ihtimal intiharda ihtimal 2


**durunuz!
kaç yerimden vurdunuz!
kaç yerimde artık sorumsuz kuş yaraları var!
sorarım
kaç yerimde yerimden ettiniz beni!
kaç yerim şimdi lapa lapa kanar!


**Günah yeryüzünün nöbet noktalarındaki ani elektrik değişiminin kısa tanımıdır.





**Her sevgili biter: Bıraktığı bir hatıradan çok lekedir kimilerine. Kir de değil. Sebebi belirsiz bir leke.Her seven de biter: Biriktir(t)diği bir sitemden çok kasvettir gidenlere.”


...............................


Düşlerimin yıkıldığı gece oturup bütün resimleri yeniden yapıştırmayı denedim.

Her resimde hep bir parça eksik çıktı.


Küçük İskender

kimseye...

1.

onulmaz gecelerin epe parmakları olurdu
telgraflar alınırdı o saat
ince uçurumlarına ölü dolan plak ülkelerin
güzel yalnızlıklarından

dire straits`in hüküm sürdüğü bir pub`da
tekbaşınıza otururdunuz sen ve o
timsah parçası kadın
-geceyle ölüm arasında
bir bağlaç gibiydim-

adamlar sahile iner hıçkıra hıçkıra kanun çalarlardı
içlerinden ikisi menekşe körü
diğer üçü ölüm virtiözü ben
ben gitgide kararan vücudumu suda tutardım
su bizi sayıklardı ben hüznü sayıklardım
gözlerimi yumardım seni
özlediğimi fısıldardım laci sineklere yüz binlerce.
bir baygın yılan sokulurdu ağzından ağzıma kimi
kimi kere yatağımda bulurdum kopuk bacaklarını
kopuk hatıralarını bir yerlerinden kan sızlayan
öylesine bir özlemdi ki sözünü ettiğim
bütün kuşların aklı durur!
-kasıklarımda bulduğum ilk tüyü
senin burnununucuna sürdüydüm-

kirpiklerinde bir karanfil kayması
külden bir elbise dikip çocukluğuma
papuçlarını çaldım camii kapısı önünden
kapımın altından sızan sıvı kafatası
sen gök çetesinin reisi
ben yağmurun üvey oğlu.

-piyanonun sesini biraz kısar mısınız?
vücudundaki udu indirirdim tenimden
söylemine mahlas burakılmış bir aşk tragedyası


2.

jimmy hendrix peter gabriel lois armstrong
birdy angel heart outsiders la luna rumble fish
hepsini birbiri ardınca dinler
birbiri ardınca seyrederdim sürekliyüzünde
sen enjektörü sokarken damarına
`sabahattin ali`ye benziyorsun derdin
keserken jiletlerle bileklerini -ayak-
ben bir omzundan bir omzuna lir telleri gererdim
ipek böcekleri salardım gülerken süzülen gözyaşlarına
içki şişesinin kapağını seninle açar
seninle kapatırdım çıkarken perili konağın kapısını
puslu bahçeden geçerken topuklarıma
müge dikenleri batardı
batardın sayrı dolu geçmişinle yavaşça
birbirimize vidalanırdık geceler boyu
uyku
bir çocuğun nefesini çalan cin gibi gelirdi ayakucumuza
sonra bir kadın çığlık çığlığa ağıt tutuştururdu.
-annem! -benim de!
-sen bir elementsin keşfedilmemiş -sen de!
seksle oksitlenirdik
dokunulmaz gecelerin tan parmakları olurdu
o parmaklar sessizce sokulur hislenir
en kuvvetli unutuluşlarımıza dokunurdu

marlyn: devekuşunun banyo yaptığı küvet
james dean: çükümün soluk borusu

birarada düşünme alışkanlığı birarada
duygulanım mekanizması birarada ayrımsama
yetisi olan ve birarada yaptırımcı olma
tehlikesi taşıyan ve birarada
özgünleşme bilincine erişmiş bir
gettonun mütevazı ama sıradışı bireylerinin
tepisine ne zaman maruz kalacağız
dehliz ve ter. örtüşüyor ıslaklığın
kampanalar çalarken
taşocağında bulduğun
giyotin
eski bir eşarpla mavi.
ayrnıtlarını devşirip varlığının

eski bir okyanus macerasında
masal kitabımın en harbi korsanı
bıyıkları yeni bilenen şehzadem
süzdün ışığı.hole geçti uşak.
mumları iğnedanlığa batırdı

sen tanıdığım
en kadın
en erkek

kirpiklerinde bir karanfil kayması

1.

onulmaz gecelerin epe parmakları olurdu
telgraflar alınırdı o saat
ince uçurumlarına ölü dolan plak ülkelerin
güzel yalnızlıklarından

dire straits`in hüküm sürdüğü bir pub`da
tekbaşınıza otururdunuz sen ve o
timsah parçası kadın
-geceyle ölüm arasında
bir bağlaç gibiydim-

adamlar sahile iner hıçkıra hıçkıra kanun çalarlardı
içlerinden ikisi menekşe körü
diğer üçü ölüm virtiözü ben
ben gitgide kararan vücudumu suda tutardım
su bizi sayıklardı ben hüznü sayıklardım
gözlerimi yumardım seni
özlediğimi fısıldardım laci sineklere yüz binlerce.
bir baygın yılan sokulurdu ağzından ağzıma kimi
kimi kere yatağımda bulurdum kopuk bacaklarını
kopuk hatıralarını bir yerlerinden kan sızlayan
öylesine bir özlemdi ki sözünü ettiğim
bütün kuşların aklı durur!
-kasıklarımda bulduğum ilk tüyü
senin burnununucuna sürdüydüm-

kirpiklerinde bir karanfil kayması
külden bir elbise dikip çocukluğuma
papuçlarını çaldım camii kapısı önünden
kapımın altından sızan sıvı kafatası
sen gök çetesinin reisi
ben yağmurun üvey oğlu.

-piyanonun sesini biraz kısar mısınız?
vücudundaki udu indirirdim tenimden
söylemine mahlas burakılmış bir aşk tragedyası


2.

jimmy hendrix peter gabriel lois armstrong
birdy angel heart outsiders la luna rumble fish
hepsini birbiri ardınca dinler
birbiri ardınca seyrederdim sürekliyüzünde
sen enjektörü sokarken damarına
`sabahattin ali`ye benziyorsun derdin
keserken jiletlerle bileklerini -ayak-
ben bir omzundan bir omzuna lir telleri gererdim
ipek böcekleri salardım gülerken süzülen gözyaşlarına
içki şişesinin kapağını seninle açar
seninle kapatırdım çıkarken perili konağın kapısını
puslu bahçeden geçerken topuklarıma
müge dikenleri batardı
batardın sayrı dolu geçmişinle yavaşça
birbirimize vidalanırdık geceler boyu
uyku
bir çocuğun nefesini çalan cin gibi gelirdi ayakucumuza
sonra bir kadın çığlık çığlığa ağıt tutuştururdu.
-annem! -benim de!
-sen bir elementsin keşfedilmemiş -sen de!
seksle oksitlenirdik
dokunulmaz gecelerin tan parmakları olurdu
o parmaklar sessizce sokulur hislenir
en kuvvetli unutuluşlarımıza dokunurdu

marlyn: devekuşunun banyo yaptığı küvet
james dean: çükümün soluk borusu

birarada düşünme alışkanlığı birarada
duygulanım mekanizması birarada ayrımsama
yetisi olan ve birarada yaptırımcı olma
tehlikesi taşıyan ve birarada
özgünleşme bilincine erişmiş bir
gettonun mütevazı ama sıradışı bireylerinin
tepisine ne zaman maruz kalacağız
dehliz ve ter. örtüşüyor ıslaklığın
kampanalar çalarken
taşocağında bulduğun
giyotin
eski bir eşarpla mavi.
ayrnıtlarını devşirip varlığının

eski bir okyanus macerasında
masal kitabımın en harbi korsanı
bıyıkları yeni bilenen şehzadem
süzdün ışığı.hole geçti uşak.
mumları iğnedanlığa batırdı

sen tanıdığım
en kadın
en erkek

kirpiklerinde bir karanfil kayması


k.iskender

**Gel süs! çılgınlığımı gecele. Kendimden çıkan yılan! Sok beni büyüyle. Nerdesin süs! Nasıl bir haberim bilemem! Ters mi döndüm doğru mu yüzüm! kime hamileyim! kim doğurur beni yeniden! Yüreğimin civarlarındaki küle gideceğim! Aşk! Seni kirime sabitleyeceğim! istiyorum! bir tutuşma biçimiyim Kuran'ım ateş rahlemdedir! çığırından çıkan bedenimi çağına iade ediyorum! buz tutmuş bir ruhum ben!
erirsem geri dönemem!


**Rüyalardan geçerek gelen.engerek buhar çizmekte.gaz odası taslaklarını. Bir kolun uyku anında. Kıvrılıp örtmesi gibi yüzü.aşk örtüyor hüznü.şeref madalyalarından tanıyorum gökyüzünü..



**Dilim di’li geçmiş zamana asılı kalmıştı sankiSen gidiyorum dediğinde..Şimdiki zamanın ölme halindeydim..Zaman seni benden aldı diyeBir elime geçirebilseydim Yelkovanı idam edip akrebi kendi ellerimle zehirleyecektim!Bu şiir sana yazıldı sevgilim..Biraz ellerimi bıraktım sana biraz saçımı..Biraz neşter kokuyor bu şiirBiraz da aşırı dozda acı..



**Bunlar da geçecek şüphesiz. Seni unutmama kaç yüzyıl kaldı ki ..? Bir küsme bir burulma biçimiyle gidişinin ardından şehrin gri cephelerine fevkalade ağır bir el bombası gibi düşen bunaltının bıraktığı korkunç acının unutulmasına kaç yüzyıl kaldı ki..??



**Ezilmepahasına karşıdan karşıya geçerken
sevmiştim onu. Birgün hiçbir şeydemeden çekip gitti. Zaman her şeyin
kocakarı ilacı.. Ağrıların üstünütoz bağladı...


**Asal sayıdır yalnız insan
bir'den ve kendisinden başka
kimselere bölünmez!


**Ezilme pahasına karşıdan karşıya geçerken
sevmiştim onu. Birgün hiçbir şey demeden çekip gitti. Zaman her şeyin
kocakarı ilacı.. Ağrıların üstünü toz bağladı...



**Yara kanadıkça soğur kabuk bağlar.
O yumuşak ten artık can yakar olur.
Çirkinleşiriz iz bırakır
her ne kadar felç inse de kavgamıza
sevgimize inancımıza
sevgilim
gerekirse inan gerekirse
anlamlı bir susuşla yine de avazın çıktığınca bağrılır
savaşılır gibi yaşanır!


**Bana bir sonbahar fısılda
Senden başka masumiyetim yok
Çocukluğun tek tabanca.


**Böyle kanar bir olmaz’ın analistliği böyle susar kalırsın tek sözcük suçluyorsa içinde saklandığı cümleyi
SEVMEK herşeyi TANIMAMAZLIKTAN GELMEKTİR...



ki.iskender
**Tanrı soracak sana 'neden bırakıp gittin?'
diye. İyi ezberle! Sevmiyordum diyeceksin.


**Tahtından indirilip boynu vurulmaya götürülen çocuk padişahlar Eve mi gidiyoruz oyun bitti mi?! diye sormuşlar mıdır?! Kaç çocuk sevgilinin boynunu vurdun sen..


**Sadece ben. Kalbimi
duyuyor ve insanları tanıyorum. Gördüklerimden hiçbiri gibi
yaratılmamışım; yaşayanlardan hiçbiri gibi yaratılmış
olmadığıma
inanmak cüretini gösteriyorum. Öteki insanlardan daha iyi
değilsem
bile hiç olmazsa başkayım...



**Hiçbir lokantada tek başınıza oturabileceğiniz şekilde dizayn edilmiş masa bulamazsınız. Toplum sizi yalnızlıkdan kurtarmak için gerekirse ruh sağlığınızla oynar!..



**iki sözcükle gözlerine yazardım kendimi acemice!

ve bayram harçlıklarımı açlıklarımı düşürmüş olurdum böylece!



**'Diyemediklerim yoktu benim... İçimdeki
sessizlik değil 'sensizlikti'.. İçimdekilerini haykırdım.! Bana sadece
yankıları kaldı.. Ben yine aşkta sınıfta kaldım..''



**uzanıp topraktan çıkarttın beni
tozumu sildin hohladın parlattın
ovdun ve okşadın beni
çıktı içimdeki cin;
ondan
-gidecektin mecburdun hepsi gibi-
affını diledin.

mayıstı. mecburdum.
seni o yüzden bağışladım!



**Düşlerimin yıkıldığı gece oturup bütün resimleri yeniden yapıştırmayı denedim. Her resimde hep bir parça eksik çıktı.



**git gidebildiğin yere kadar .. bu liman da
kaybettiğim ilk gemi sen değilsin.Ama şunu
unutma!. rıhtımda kalanı değil çekip gideni vurur fırtına.



**konuşan eşyalar getir bana
koku alan cisimler takla atan hacimler
normali hiç anlatma bana
uzak dursun sistemin kalıcı terimleri.



**Aşk herhangi bir gün olarak katılır haftaya
salı ile çarşamba arasında bir yere
aşkher koşulda eğlenceli; aşkistedi mi sereserpe!



**Varsın kırmızı ışıkta dursun otomobiller ben serilip yere 'gökte kaç yıldız var acaba' diye sayacak kadar hayalperest pervasız korumasız ve sonsuza kadar salak kalacağım.

k.iskender
 

..onlar biliyordu biz bir bütündük. Kırılmış bir bardaktan etrafa saçılmış cam parçalarıydık. üstümüze basmaya çalışanın ayağını kanatmak ödevimizdi..
..

K.İ.
 
**uzanıp topraktan çıkarttın beni
tozumu sildin hohladın parlattın
ovdun ve okşadın beni
çıktı içimdeki cin;
ondan
-gidecektin mecburdun hepsi gibi-
affını diledin.

mayıstı. mecburdum.
seni o yüzden bağışladım!




(en sevdigim bu)
yukarı binlerce yazdım iskender den okuyun ama :))
 
Feriştah olsan geldiğin yere geri dönersin, eğer kalmak istiyorsan edebinle hareket edersin...
..

K.İ.
 
Unutabildikçe artacak korkularım..
Korktukça da ezberleyerek susuyorum..
Kaçını sevdim,
Kaçını vurdum,
Kaçını bıçakladım
Sen olsun, sevme beni korkuyorum..

K.İ
 
**Bir sehirden baska bir sehire giderken hep seni dusundum
Bir yuzden bir diger yuze cevirirken bakislarimi
Arada senin kırık huzursuz gulumseyisin..
Cocukken anneme degil sana sarilmisim bilmeden
Senin goguslerinmis onlar nerden bilecegim
Yatağımdaki beyaz ayı.. Senmissin o da !
Karanlıktan korkmayısım yaramaziklarim o da !!!
 
Artık yoluma hiçbir engel çıkmayacağı duygusuna sahiptim. Engel yokmuşcasına yürümem yeterliydi. Düşüş işte böyle başlar.
 
Back