• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Kötü Anlamlı İsimler??

Bilmiyorum daha önce yazıldımı,sanem ismi hoşuma giderdi ama anlamını öğrenince çok pişman oldum...

Sanem = Put .
a.s
 
merhaba kıızlar
benimde oğlum olacak inşallah
isim olarak şimdilik şunları düşündük kerem >kuzey > aras > yaman
sizce
 
merhaba kıızlar
benimde oğlum olacak inşallah
isim olarak şimdilik şunları düşündük kerem >kuzey > aras > yaman
sizce

Insallah hayirli bir evlat olur! :ecrin_bebek:
Kerem ve Kuzey güzel isimler: hem kulaga hos geliyor hemde anlamlari güzel.
Fakat Aras ve Yaman hakkinda pek emin degilim. Ikisininde hem güzel hemde kötu anlamlari var.

Mesela Aras 'Doğu anadoluda bir ırmağın adı' demek. Bu güzel bir anlam, fakat diger bir anlamida: sahip çıkılan buluntu/mal.
Bence bu anlami pek hos degil.

Yaman'inda ayni sekilde güzel anlamlari var: cesur, güçlü, becerikli, kurnaz gibi.
Ama bir diger anlami ise: Kötü, korkulan, şiddetli
 
belinay peygamber çiçeği değildir!

peygamber çiçeği BELEMİR dir..
ve benim nasip olursa ileride bir kızım olursa koyacağım isimdir...
erkek ismi içinde Ömer....
Hz Ömer adaletiyle bilinir ve oğlum olursa onun gibi adaletli olmasını isterim...
 
benim nişanlımın ismi ilk olarak kubilay istemiş kayın pederim. ama nişanlımın doğumunda yurt dışında olduğu için isteği olmamış. ve Muhammed Emin koymak istemişler fakat Muhammed peygamberimizin ismi küfür falan edilir hoş olmaz diye Mehmet Emin olmuş ben nişanlımın isminide kendisini de çok seviyorum.
isminin ağırlığını Rabbim kişiliğine de vermiş :)
 
ben yezda ismini begeniyorum ama yezdanin anlamini bulamadim
sadece Yezdan diye geciyo ve onunda anlami 1. Zerdüştlerin iyilik Tanrısı. 2. Allah
yezda ve yezdan ayni anlama cikiyosa bu ismin anlamida kötü dimi?
yani hasa cocugunu tanri yerine koyuyomus gibi oluyosun
 
ben yezda ismini begeniyorum ama yezdanin anlamini bulamadim
sadece Yezdan diye geciyo ve onunda anlami 1. Zerdüştlerin iyilik Tanrısı. 2. Allah
yezda ve yezdan ayni anlama cikiyosa bu ismin anlamida kötü dimi?
yani hasa cocugunu tanri yerine koyuyomus gibi oluyosun

Galiba Yezda ve Yezdan ayni anlama geliyor, fakat Yezdan erkek ismi olarak, Yezda ise daha çok bayan ismi olarak kullaniliyor. Ama bence anlami hakkinda emin olmadiginiz bir isim koymakta pek iyi degil.
 
eger anlami yezdanda yazdigi gibi iyilik tanrisi, Allah anlamina geliyosa kötü bi anlam demek ama dimi?

iyilik tanrısı kötü bi anlam diil ki..bu mantığa göre mitoloji de kötü efsaneler de kötü..:)
yezdan ı kız ismi olarak duydum ben, isim olarak küsel bence..
 
bende ilerde allah kısmet ederde evlenip çocuk sahibi olursam kızım olursa yaren su oğlum olursa baybars istiyorum bunlar hakkında fikri olan var mı
 
iyilik tanrısı kötü bi anlam diil ki..bu mantığa göre mitoloji de kötü efsaneler de kötü..:)
yezdan ı kız ismi olarak duydum ben, isim olarak küsel bence..

ya tabi iyilik tanrisi olmasi güzel ama cocuguna tanri ismi vermek ne kadar dogru :uhm:
Allah anlamina geliyomus yani
 
ya tabi iyilik tanrisi olmasi güzel ama cocuguna tanri ismi vermek ne kadar dogru :uhm:
Allah anlamina geliyomus yani

Yezdan, Iranlilar'in müslüman olmadan önceki inandiklari tanrilarindan birisi.
Yani bir Müslumanin bu isimi cocuguna vermesi pek mantikli olmaz.
 
ayrıca hamileler rüyalarına dikkat etsinler.mesela ben hamileyken rüyamda kendimi tarık suresini okurken gördüm.o zamanlar isim düşünüyorduk.eşim tarık nasıl demişti ben pek istememiştim.rüyamda bu sureyi görünce koymam gerektiğini düşündüm.tarık buğra koydum.güzel oldu beğeniyorum.
Eşimin adı Tarık ve çok beğeniyorum .. Allah nasip eder bir oğlum olursa adını Tarık Buğra yada Tarık Deniz koymak istiyorum..
Eşim Tarık Buğrayı pek istemiyor muhtemelen Tarık Deniz olucak.
Kız ismi aklımızda yok, eşim benim ismimi koymak istiyor fakat yanına uygun bir isim bulamadık.
Allah hayırlısını versin , rabbim çoluk çocuğa karıştığımız günleri göstersin...
 
birde oğlum olursa adını Hamza koymak istiyorum... çok istiyorum. inşallah Allah nasip ederde koyarım. gerçi eşim babasının ismini koyma taraftarı ama... nasıl olacak bilmiyorum. çok heybetli bir isim bence kızımın adı hatice ceren. hatice kayınvalidemin ismi, daha çok önceden öyle diye düşünüyordum sonra hatice annemizin ismi olarak düşünmeye başladım. iki isminide kullanıyoruz. eşimin babasının adı musa musa mert koymakistioyr o. inşallah ikiz falan olurda ben ona yapacağımı bilirim. isim sevdasına 3-4tane falan doğurcam herhalde.... :roflol:
 
tuana: cennete düşen ilk yagmur damlası
tavanna: hititlerde kralice unvanı
oglum olursa tuana, kızım olursa tavanna isimlerini vermeyi düşünüyorum
tabi eşim nasıl karşılar bilmiyorum
bu arada 19 gün sonra düğünüm var herkesi bekliyorummmm:1hug: hihoyyyt

vallahi canım benim bir oğlum var adı barış manası zaten ortada ama ileride kızım olursa adını tuana beren koymayı düşünüyorum tuananın manasını yazmışsın sen zaten berende zeki demekmiş mesela ben ceyda isminide çok beğeniyorum vallahi yavrularımız adlarıyla yaşasınlar inşallah ama tabii bizlerde sırf kulağa hoşgeliyor diyede saçma isimler koymasak iyi olacak:ecrin_bebek::dance:
 
: Alara
Anlam: Al + ara. Al=Kırmızı, ara=bezeyen, süsleyen , Kırmızı süs anlamında bir tamlama
AÇANGÜL: Açılan gül çiçeği

AÇILAY: Ay’ın şekilleri, yansıması

ADAL: Ün kazan

AFET: Ortalığı birbirine katacak kadar güzel kadın

AĞÇA: Temiz, saf

AHENK: Uyum

AHSEN: Çok güzel, olağanüstü güzel

AHU: Ceylan, karaca

AHUSE: Coşkulu güzellik

AJLAN: Hızlı, çabuk, telaşlı

AKASYA: Güzel kokulu bir süs bitkisi

AKEL: Eli uğurlu anlamında

AKGÜN: Parlak gün, uğurlu gün, ışıklı gün

AKSU: Anadolu’da değişik boylarda bir çok akarsuyun adı

AKŞİN: Beyaz tenli kadın

AKTAN: Ak renkli tan; Kutlu tan, uğurlu tan

ALA: Ela karışık renkli, alaca; Benekli; Tam olgunlaşmamış, yarı olmuş

ALÇİN: Kızıl renkli küçük bir kuş

ALEDA: Nazlı, kaprisli

ALEV: Yanan cisimlerin görüntüsünü tarif etmek için kullanılan bir kelime

ALEYNA: Bizim üzerimize olsun

ALGIN: Birine gönül vermiş, vurgun, tutkun

ALIM: Gözü gönlü çeken nitelik, çekicilik, gönül çelen güzellik, albeni

ALKIM: Gökkuşağı

ALPİKE: Kahraman kraliçe

ALTIN: Yüksek değerli bir maden

ALYA: Yüksek yer, yükseklik, gök

ANDAÇ: Anılar, hatıralar

ANIL: Başkaları tarafından sözün edilsin

ANKA: Kaf Dağı’nda bulunduğu söylenen masal kuşu

ARIN: Arı, katışıksız, temiz, kirden uzak

ARKIN: Yavaş, ağır, sakin

ARMAĞAN: Hediye, ödül

ARMİNA: Emine, korkusuz, yürekli

ARNİSA: Çok namuslu kadın

ARSEN: Kurtuluş, özgürlük

ARSU: Su kadar berrak

ARSUN: Yüreğindeki temizliği yansıtan

ARYA: Operada sanatçının orkestra eşliğinde söylediği uzun şarkı

ARZU: Herhangi bir şey için duyulan aşırı istek

ASALBİKE: Gerçek hanım, gerçek güzel

ASEL: Bal, Cennetteki dört sudan biri

ASENA: Dişi kurt, güzel kız

ASLI: Kökeni anlamında; Kerem ile Aslı öyküsündeki kadın kahraman

ASLIHAN: ASLI+HAN=soyu han

ASLIM: Özü geçmişe ait

ASU: Azgın, huysuz

ASUDE: Rahat, huzur içinde olan

ASUELA: Ela gözlü yaramaz

ASUMAN: Gökyüzü

ASYA: Dünyanın en büyük kıtası

AŞKIN: Aşmış, ileri

AYBEN: Ben ayım anlamında

AYBİKE: Ay gibi güzel kız

AYBİRGEN: Ayveren

AYÇA: Yay biçimindeki ay

AYÇİÇEK: Günçiçek

AYDA: Dere kıyılarında yetişen bir bitki

AYDAN: Güzelliğini aydan almış,ay gibi parlak ve güzel

AYDENİZ: Hem ay, hem de deniz

AYDONAT: Işık donat, parlaklık donat anlamında

AYEVİ: Ay çevresinde oluşan ışık çemberi
BATUHAN: Batının hanı; Güçlü, kuvvetli han

BATUR: Savaşlarda yılmazlığıyla üstünlük kazanan kişi

BATURALP: Yiğitler yiğidi

BAYHAN: Zengin han, soylu han; Beyhan
BAHADIR: Savaşlarda yılmazlığıyla üstünlük kazanan kişi
BERKAY: Güçlü ve ay gibi

BERKE: Altınordu Hükümdarı

BERKİN: Çok kuvvetli, pekiştirilmiş

BERTAN: BER+TAN=Tan yemişi
BADE: Aşk, kutsal sevgi

BAHA: Değerli, kıymeti çok

BAHAR: Yazla kış arasında olan mevsim

BALA: Yavru çocuk

BALCA: Bal gibi, bala benzer

BALIN: Yar, sevgili

BALKIN: Pırıldayan, parlak

BALKIZ: Bal kadar tatlı kız

BANU: Prenses; Hanımefendi

BAŞAK: Arpa çavdar gibi ekinlerin tanelerini taşıyan baş kısmı

BEDİZ: Resim, tasvir, süs, bezek

BEGÜM: Hanım; Timuroğulları’ndan gelen prenses

BEHİN: İyinin iyisi

BELDE: Memleket, şehir, kasaba

BELEMİR: Peygamber çiçeği olarak biliniyor.Açtığı kokusunun dağilmasıyla anlaşılan gizli çiçek anlamında

BELEN: Bel, geçit; İki dağ arasından geçen yol

BELFÜ: Kar tanesi

BELGİ: İşaret

BELGİN: Kesin ve eksiksiz belirlenen

BELİZ: İşaret, iz; alamet

BENAN: Parmak uçları

BENAY: Ben ayım, ay gibiyim

BENEK: Namuslu kadın

BENGİ: Ölümsüz, sonsuz

BENGİSU: Ölümsüzlük suyu

BENİZ: Yüz

BERGÜZAR: Anılmak için verilen şey, andaç

BERİA: Olgunluk ve güzelliğiyle üstün olan sevgili

BERİL: Zümrüt

BERİN: En yüksek, en ulu anlamında

BERKE: Zerdali, kayısı; Kamçı, değnek

BERNA: Bağlı, bağlanmış; Genç, körpe, delikanlı

BERRAK: Duru

BERRAN: Keskin, kesici

BESİSU: Bitkilerin damarlarında dolaşan besleyici su

BESTE: Bir müzik parçasını oluşturan ezgilerin tümü

BESTENİGAR: Türk müziğinde bileşik bir makam

BETÜL: Erkeklerden çekinen namuslu kadın, Hz. Meryem ve Hz. Fatma`nın diğer isimleri

BEYZA: Çok beyaz, lekesiz

BİHTER: Daha iyi, en iyi

BİKE: Evlenmemiş, çocuğu olmamış kadın

BİLGE: Çok bilgili ve bilgisini yararlı kullanan kişi

BİLGET: Havadis, malumat

BİLGÜN: Bil+Gün

BİLHAN: Çok bilgili

BİLLUR: Pek duru, pürüzsüz

BİNGÜL: BİN+GÜL=Gülü bol; Gül bahçesi

BİNNAZ: BİN+NAZ= Çok nazlı

BİNNUR: BİN+NUR=Çok ışıklı, ışığı gür

BİRAY: Ay gibi tek, eşsiz

BİRBET: Yüzü benzersiz

BİRGEN: Yanlız, yanlızlığa alışkın

BİRİCİK: Bir tane, tek, emsalsiz

BİRSEN: Yanlız sen

BUKET: Çiçek demeti

BURCU: Güzel koku, ıtır

BURÇAK: Bir bitki

BURÇİN: Dişi geyik

BUSE: Öpücük

BÜKÜM: Bükme eylemi

BÜŞRA: Müjde, sevinçli haber
CEMRE: Ateş parçası, kor; Şubat ayında bir hafta arayla hava, su ve toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık yükselişi

CEREN: Çok hızlı koşan, gözlerinin güzelliğiyle ünlü, ince bacaklı, zarif hayvan; ceylan

CEVZA: İkizler burcunun eski adı

CEYDA: İnce-uzun boyunlu ve güzel

CEYLAN: CEREN ile aynı
MARAL: Dişi geyik

MAVİSU: Deniz

MAYIS: Bir bahar ayı

MEBRUKE: Kutlu kadın (”mübarek kelimesinin dişisi”)

MEHİR: Ay parçası

MEHTAP: Ayışığı

MEHVEŞ: Ay gibi güzel kadın

MELDA: İnce ve taze bedenli

MELEK: Tanrı katında bulunan ruhani varlıkların her biri; Pek güzel, yumuşak huylu ve masum (mecazi)

MELİKE: Kadın hükümdar

MELİS: Bal, bal arısı

MELİSA: Oğul otu

MELTEM: Yazın karadan denize doğru esen yel

MENEKŞE: Mor beyaz renkli, kokulu, yuvarlak yapraklı bir çiçek

MERAL: Dişi geyik

MERCAN: deniz dibine ağaç gibi kök salarak büyüyen, hayvan gibi duyguya sahip, kırmızı renkli, kalker iskeletli bir canlı türü

MERİÇ: Bulgaristan’dan çıkıp Edirne yakınlarında Arda ve Tunca ile birleştikten sonraTürk-Yunan sınırı boyunca akarak Enez yakınlarında Ege Denizi’ne dökülen ırmak

MERİH: Mars gezegeni

MERVE: Mekke’de Safa dağının karşısındaki kırmızı renkli tepenin adı

MERYEM: İsa peygamberin annesinin adı

MEVİZA: danışılan başvurulan, öğüt, vağız

MİMOZA: Bir süs bitkisi

MİNE: İnce ve parlak nakış; Madenler üzerine vurulan renkli cam tabakası; Şişe, cam, billur sırça

MİRAY: Yılın ilk aylarında doğan

MÜGE: İnci çiçeği

MÜJDE: Sevindirici haber; İyi haber getirene verilen bağış
YAREN: Arkadaş , yakın
YELDA: Uzun ve kara olan şey
ŞAHBANU: Hükümdar eşi

ŞAHİKA: Dağ doruğu.

ŞAN: Şöhret.

ŞAYESTE: Yaraşan ,yakışan.

ŞEBBOY: Güzel kokulu bir süs bitkisi

ŞEBNEM: Bitkilerin üzerinde toplanan su damlacıkları.

ŞEHNAZ: Alaturka müzikte bir makam adı

ŞEHRAZAT: Kendi kendine yaşayan,özgür.

ŞELALE: Büyük çağlayan.

ŞERMİN: Utangaç,mahçup.

ŞEVVAL: Hicri takvime göre yılın onuncu ayı.

ŞEYDA: Sevda nedeniyle aklını yitirmiş ,çılgın

ŞİİR: İmgelere,duygulara seslenen söz sanatı

ŞİMAL: Kuzey

ŞİRİN: Sevimli,cana yakın

ŞÖLEN: Kutlama niteliğindeki yemekli toplantı

ŞÖLENDE: Bir olayı kutlamak amsacıyla yapılan yemekli toplantı.

ŞULE: Ateş alevi.
KUTSAL: Güçlü bir dinsel saygı uyandıran kimse

KUZEY: Bir yön

KÜBRA: Büyük, ulu; Büyük önerme

LAL: Parlak, koyu kırmızı renkte olan

LALE: Çan biçiminde bir çiçek

LAMİA: Parlayan, parlak

LERZAN: Titreyen,titrek

LEYLA: Saçları gece gibi simsiyah olan kadın; Çok karanlık gece

LEYLİFER: Gece ışığı
 
LİLA: Açık eflatun
UMAY: Çocukları ve hayvan yavrularını koruduğuna inanılan tanrıça

ÜLGEN: Bir iyilik Tanrısının adı.Yüce

ÜLGER: Şeftalideki ince tüy.

ÜLKER: Yedi yıldızdan oluşan takım yıldızı

ÜLKÜ-M: Uğrunda özveride bulunmaktan çekinilmeyen yüce dilek
ÜVERCİNKA: Güvercin kanadı.

EBRU: Bulut renginde; Hare gibi dalgalı ve damarlı; Kitap kabı yapmak için kullanılan renkli kağıt; Hareli boyama yöntemi

ECE: Türdeşleri arasında üstünlüğü yeteneği olan kadın, güzel kadın; Kraliçe

ECEGÜN: Çok güzel bir günde doğan

ECEM: Kraliçem, sevgili kraliçe anlamında

ECMEL: Çok güzel

EDA: Naz, cilve anlamında

EFSUN: Büyü, sihir

EGE: Türkiye’nin batısında yer alan deniz

ELÇİN: Deste, tutam

ELİF: Arap alfabesinin ilk harfi; Anadolu’da kibar, narin yapılı, ince-uzun anlamında kullanılır

ELVAN: Renkler,çeşitler

EMET: Bereket, bolluk

ENER: Dağ eteği

EREM: Cennet

ERENDİZ: Jüpiter gezegeninin adı

ERKE: Enerji, iş başarma gücü; Nazlı

ESEN: Sağlıklı, salim

ESER: Emek sonucu ortaya çıkan ürün, yapıt; Yok olmuş bir nesneden kalan parça

ESİN: Sabah rüzgarı

ESNA: Yüksek, yüce



ŞARIK: Parlak, parlayan

ŞEHMUZ: Hükümdar soyundan gelen

ŞEN: Halinden memnun yaşayan ve etrafına yayan

ŞENER: Şen+Er

ŞİMŞEK: İki bulut arasında veya bir bulut içinde elektrik boşalırken oluşan kırık çizgi biçimindeki geçici ışık; Parıltı
KAAN: Hanlar hanı

KAHRAMAN: Yiğit,cesur

KAĞAN: Hakan, imparator

KAMER: Ay

KANAT: Kuşlarda uçmayı sağlayan üst üyeler

KANDEMİR: KAN+DEMİR=Kanmış tok demir anlamında

KARACA: Rengi karaya yakın, esmer; Avrupa ve Asya’nın ılıman bölgelerinde yaşayan kısa ve çatallı boynuzlu bir memeli hayvan

KARTAL: Yüksek kayalarda yaşayan yırtıcı bir kuş

KAYA: Büyük ve sert taş kütlesi

KAYIHAN: Güçlü hükümdar

KEREM: Lütuf

KERİM: Soylu, cömert, yüce

KILIÇ: Uzun ve kesici savunma aracı

KIRAÇ: Sulanmayan toprak, kır halinde işlenmemiş bitek olmayan toprak

KIVANÇ: Sevinç

KIVILCIM: Yanmakta olan ateşten sıçrayan küçük ateş parçaları

KORAL: Sınır muhafızı; Kaynağı dini ezgi olan orkestra parçası

KORAY: Kızıl renk almış ay

KORHAN: Kor ateş gibi han

KORKUT: Korkusuz, heybetli

KÖKSAL: Kök+Sal

KUBİLAY: Moğol hükümdarı

KUDAY: Tanrı

KUDRET: Erk, iktidar

KUNTAY: İri yapılı genç

KURTHAN: Kurt+Han

KURTULUŞ: Tehlikeli veya kötü bir durumu aşmak

KUTALP: Mutlu olmuş yiğit kişi

KUTLU: Uğurlu, ongun

KUTLUKHAN: Kirman’da hüküm sürmüş hanedan

KUZEY: Bir yön

KÜRŞAD: Göktürk Prensi

LAÇİN: Kahraman, korkusuz, yürekli.

LEMİ: Parlama, parıltı

LEVENT: Savaş zamanında deniz askerliği yapan asker sınıfı

LİDER: Önder
Zabit: subay

Zade: oğul, evlat, doğru dürüst adam

Zağnos: bir tür kuş

Zafer: savaş ve uğraşla elde edilen başarı, sonuç

Zafir: zafer kazanmış

Zagnos: doğan kuşunun bir çeşidi

Zahid: dinin emirlerini yerine getiren

Zahir: zekeriya’nın oğlu olan peygamber, Allah lütufkardır anlamında, parlak

Zahit: parlak yıldız

Zahit (d): dince yasak olan şeylerden sakınan

Zakir: tanrının adını anarak tesbih çeken

Zalal: gölge veren

Zamir: yürek, iç, vicdan

Zarif: ince ve nazik tavırlı

Zati: asla ait

Zaid: artan, artıran

Zekai: akılla, zeka ile ilgili

Zekeriya: erkek bir peygamber

Zeki: çabuk anlayan, kavrayan, akıllı olan

Zemherir: gündönümünden sonraki şiddetli soğuklar, kara kış (22 aralık’ tan 31 ocak’ a kadar)

Zemin: yer, yeryüzü, temel, dayanak,konu, tema

Zemzem: ka’be çevresindeki ünlü kuyu ve bu kuyunun müslümanlarca kutsal sayılan suyu

Zerak: mavi, gök renkli

Zeren: anlayışlı, kavrayışlı

Zerr: karınca yumurtası

Zerver: altın yaldızlı

Zevafir: parlak yıldızlar

Zeval: sona erme, ayrılıp gitme

Zevkan: zevk bakımından, zevkçe,zevk yoluyla

Zevvak: bir şeyi çok fazla tadan, bir şeyi çok fazla deneyen, bir şeyin çok fazla farkına varan

Zeyneddin: dinin zineti, süsü

Zeynel: zeynelabidin’ in kısaltılmışı

Zeynelabidin: ibadet edenlerin süsü

Zeynullah: tanrının süsü

Zeynur: aydınlık

Zeyni: bezek, süs
ÖCAL: Yapılan kötülüğün acısını çıkar

ÖĞÜT: Birine doğru,uygun yol göstermek için söylenen söz

ÖKTEN: Akıllı, bilgili, kahraman

ÖMER: Dirilik, canlılık, yaşama, ömür sürme; İslam’ın ikinci halifesi Hz. Ömer’in adı

ÖMÜR: Hayat

ÖNAL: Önde ol, üstün gel

ÖNCEL: Bizden önce yaşamış olanlar

ÖNCÜ: Bir hareket veya düşünce akımını başlatan

ÖNDER: Topluluk davasında önde giden, yönlendiren kişi, lider

ÖNER: Önde giden er; Önermek eyleminden öner, tavsiye et

ÖNEY: Önde olan, üstün

ÖNSEL: Hiç bir denemeye dayanmayan, yalnız akıl yoluyla yapılan

ÖRSAN: Yüce adı olan

ÖVGÜN: Övülmüş, övülen kimse

ÖZALP: Öz yiğit, gerçek yiğit

ÖZAY: Gerçek ay

ÖZDEN: Özle, öz varlıkla, gerçekle ilgili

ÖZEN:Bir işin elden geldiğince iyi yapılmasına çalışma, ihtimam

ÖZENÇ: İstek; İmrenme

ÖZER: Gerçek er, özü er olan

ÖZGEHAN: Cana yakın, sıcak kanlı han, yürekli han, cesur han

ÖZGENÇ: Kişiliği genç olan

ÖZGÜN: Nitelikleri bakımından benzeri olmayan, eşsiz

ÖZGÜR: Herhangi bir koşul veya biçime bağlı olmayan, başına buyruk, hür

ÖZKAN: Soylu kan, gerçek kan, temiz kan anlamında
OGÜN: Anımsanan, belirli bir günde doğan kimse

OĞRUN: Gizli, kimseye sezdirmeden

OĞUL: Erkek evlat; Hanedan ve soy belirtmede kullanılır

OĞULCAN: Can dost

OĞUZ: İyi huylu kimse

OKTAR: Ok atan, okçu

OLCAY: Mutlu, ongan

OLCAYTO: Şanslı

OLGAÇ: Olgun, yetişkin

OLGUN: Bilgi ve görgüsü gelişmiş, kamil

ONAT: Özenli,düzgün, uygun; Yararlı; Dürüst, iyi ahlaklı

ONATKUT: Kutlu insan, özünde dürüst ve iyi olan

ONAY: Uygun bulma

ONGAN: Özlem ve istekleri yerine gelmiş, mutlu

ONGUN: Çok verimli, mutlu

ONUR: Özsaygı, içdeğer; Şeref, haysiyet

ORÇUN: Ardıllar, halefler

ORHAN: Kent kağanı

ORKUN: Orta Asya Türklerinin en eski yazı türü

OYTUN: Kutsal

OZAN: Halk şairi; Şiir yazan kimse
GENCAY: Yeni doğmuş ay; Hilal biçimindeki ay

GERÇEK: Yakıştırma veya yalanı olmayan

GİRAY: Laik ve uygun anlamında; Eskiden Kırım prenslerine verilen ünvan

GÖKADA: Samanyolu gibi bağımsız uzay adası

GÖKALP: Mavi gözlü genç ve güzel yiğit

GÖKAY: Hem gök, hem ay; Güzel ay

GÖKBERK: Sağlam ve gök gibi mavi; Engin ve erişilmez

GÖKDAL: Yeşil dal, yeni dal

GÖKHAN: Göğün hanı; Oğuzhanın altı oğlundan biri

GÖKMEN: Sarışın, mavi gözlü kimse

GÖKOVA: Muğla ilinde bir körfez

GÖKSEL: Gökle ilgili

GÖKSENİN: Gök sana ait anlamında

GÖKTUĞ: Gök+Tuğ= mavi renki tuğ

GÖKTÜRK: Orta Asya da yaşamış eski Türk ulusu

GÖNEN: Yazın suyu kuruyan gölcük; Toprağın içerdiği nem, rutubet; Ekilecek toprağın tavlandırılması

GÖNENÇ: Bolluk ve rahatlık içinde yaşama

GÖRKAY: Güzel ay

GÖRKE: İhtişamlı, görkemli

GÖRKEM: Göz alıcı ve gösterişli

GURUR: Özsaygı, içdeğer

GÜÇLÜ: Gücü olan kişi

GÜN: Güneş, geneş ışığı

GÜNAL: Işık al, ışıklı ol anlamında

GÜNDOĞAN: Güneşle doğan, gün doğarken olan

GÜNDÜZ: Günün sabahtan akşama kadar süren aydınlık bölümü

GÜNEŞ: Gezegenlere ısı ve ışık veren gök cismi

GÜNEY: Her zaman güneş gören

GÜNSU: Güneş gibi temiz ve berrak su; Hem gün, hem su

GÜR: Bol ve güçlü

GÜRDAL: Sık dal, biraraya gelmiş güçlü dal

GÜREL: Oluş ve dönüşüm durumunda bulunan

GÜRKAN: Kanı gür, sağlıklı, hareketli, yerinde duramayan

GÜVEN: Korku ve kuşku duymadan inanma duygusu; Herhangi bir tehlikeden uzak olma durumu

GÜVENÇ: Güvenme duygusu
 
Back
X