Kordon Kanı Hakkında Herşey

.ebru

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
13 Ekim 2009
209
93
Kordon kanı (kök hücre) saklanmalı mı?
Anne-babalar çocuklarının ileride ciddi bir hastalığa yakalanma olasılığını daha ilk günden hesaba katıyorlar ve bu olasılığa karşı önlem almaya çalışıyorlar.

Anne-babalar çocuklarının ileride ciddi bir hastalığa yakalanma olasılığını daha ilk günden hesaba katıyorlar ve bu olasılığa karşı önlem almaya çalışıyorlar. Bu önlemin adı kordon kanı saklanması.Kadın Hastalıkları-Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op.Dr.Numan Bayazıt kordon kanı saklanması ile ilgili önemli noktaların altını çiziyor.

Kordon kanı bebeğin doğumundan sonra göbek kordonu içinde kalan kandır.Bu kan bebekten alınmıyor,göbek bağı kesildikten sonra kalan kordondan alınıyor.Kök hücreden zengin içeriği nedeniyle kordon kanının saklanması ilk olarak 1980’li yıllarda Amerika’da başlatıldı. 1990’ların sonuna doğru birçok özel banka kurulmaya başlandı. Ülkemizde de 2000’li yılların başlarında böyle bir furya yaşandı. Kordon kanının saklanması yaygın bir şekilde tavsiye edilir oldu. 2005 yılında Türk Hematoloji Derneği gazete ilanları ile özel bankalarda kordon kanı saklanmasının teşvik edilmemesini tavsiye etti. Bundan sonra kordon kanı saklanma sayısı düşmeye, banka sayısı azalmaya başladı. Hematologlar saklanan bu kanların kullanılma olasılığının çok düşük olduğunu, ortak kullanıma açık bankalar kurulması gerektiğini düşünüyorlar.

Kordon kanının saklanmasının 2 şekli vardır. Birincisi özel bankalarda sadece o kişiye ilerde lazım olduğunda kullanılmak üzere saklanmasıdır. Buna otolog amaçlı kullanım denir. Doğal olarak ticari amaçlı kurumlardır. Aile belli bir ücret öder. Bugüne kadar bu şekilde 500.000 civarında kordon kanı saklandığı tahmin ediliyor. Kan kanseri nedeni ile kullanıldığı bildirilen vaka sayısı ise sadece 1’dir.Üstelik bu kan ortak bir bankadan da bulunabilirdi. Bu durumda özel olarak kordon kanı saklanması fazla ticari bulunuyor. Bir başkasına gerekli iken o kanın saklanmaya devam etmesi ahlaki yönden de eleştiriliyor.

İkinci banka türünde ise kanlar kamu kurumlarında kamu adına saklanıyor. Allojenik amaçlı bankalardır, halktan herhangi biri için gerektiğinde kan verilebiliyor. Dünya’da birçok ülke ve dernek kordon kanının özel bankalarda değil kamu bankalarında saklanmasını teşvik ediyor. Ülkemizde henüz bu tür banka yok.

Diğer yandan kök hücreler ile ilgili çalışmalar tüm dünyada devam etmekte birçok hastalıkta umut verici sonuçlar alınmaktadır. Kök hücreler farklı özellikteki dokulara dönüşebiliyor ve vücuttaki bazı hasarlı organların iyileşmesini sağlayabiliyor. Birçok hastalıkta kullanılabileceği iddia ediliyor. Bunların arasında kanıtlanmış olanlar bazı kan kanseri türleri ve kemik iliği yetmezliği. Serebral palsi (Spastik çocuklar) ve juvenil diabet tedavisindeki faydası ABD’de insanlar üzerinde çalışma yapacak kadar belirgin. Ancak kesin sonuçlar henüz yayınlanmamıştır.

Peki bu durumda kordon kanını saklamaya devam etmeli miyiz? Bu konudaki belirsizlik doğum yapacak çiftlerin kafasını karıştırmaya devam ediyor. Aynı şey doktorlar için de geçerli. Mevcut veriler saklanmasını önermek için yetersiz. Ancak geleceğe dönük ümitler hem yüksek hem de dayanaksız değil. Bu nedenle saklanmasının tamamen anlamsız olduğunu da söyleyemiyoruz.

Sonuç olarak biz doktorlar hastalarımıza doğru bilgiyi vermek zorundayız. Bugünün verilerine göre bir bebeğin saklanan kordon kanının ileride kullanılma olasılığı çok çok azdır. Ancak hızla gelişen teknoloji ile gelecekte neler olur bilemeyiz. Çiftlerin bunları bilerek karar vermesi gerekir.




Kordon kanı ile gelecekte oluşabilecek hastalıklarınızın yanı sıra başkalarının rahatsızlıklarına da çözüm sağlamanız mümkün.



Kordon kanı olarak isimlendirilen kan, bebeğin doğumundan sonra göbek kordonu içinde kalan kandır. Yakın bir zamana kadar kordon kanı, plasenta ve göbek kordonu ile atılmaktaydı. Ancak son gelişmelerle kordon kanının çeşitli hastalıkların tedavisi açısından önemi anlaşıldı ve özel yöntemlerle toplanıp saklanmaya başladı. Medical Park Uşak Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Eda Gülmez Özkan, “Anne karnında bebek ile anne arasındaki besin ve oksijen alışverişi plasenta tarafından sağlanır. Bebek, göbek kordonu ile plasentaya bağlıdır. Doğum sürecinin tamamlanmasından kısa süre sonra plasenta görevini tamamlayarak rahim dışına atılır” dedi.

Bebeğiniz için saklayın

Bebeğin kordon kanı, kök hücreler açısından oldukça zengin bir kaynak. Kök hücrelerin vücuttaki diğer tip hücrelere farklılaşma özelliğinin keşfedilmesiyle birlikte bu hücrelerin kanser, felç, Parkinson, Alzheimer, omurilik zedelenmeleri, kalp ve birçok genetik kaynaklı hastalığın tedavisinde kullanılabileceği fikri gelişti. Bu amaçla kurulan kordon kanı bankaları bebeğin kordon kanını gelecekte olası tıbbi gereklilikler için saklayabilme olanağı sunuyor. Doğumdan sonraki ilk 10 dakika içinde alınan kordon kanı uygun şartlarda donduruluyor ve kordon kanı bankasında saklanabiliyor. Bu değerli kök hücreler, gerektiğinde çözülerek kullanılıyor.

VERİCİYE GEREK KALMIYOR

Kordon kanını dondurup saklamanın birçok amacı bulunuyor. İlk olarak bebek ilerde kök hücre tedavisi gerektirecek organ doku hasarı veya organ çalışmaması gibi bir durumla karşılaştığında, doku uyumu olan verici aramasına gerek kalmıyor. Kendine ait sağlıklı bebeklik çağı kök hücreleriyle tedavi edilebiliyor.
Bebeğin kardeşlerinde ya da yakın akrabalarında çıkabilecek hastalıkların tedavisi de bu kordon kanı ile mümkün.

Uygun ilik bulunamıyor!

Kemik iliğinden kök hücre ayıklama yöntemi, kan hastalıklarında ve bazı kanser türlerinde sağlıklı kan miktarını yükseltmek için yoğun olarak kullanılıyor. Ancak, hastaların yüzde 70'ine uygun kemik iliği bulunamıyor. Oysa göbek kordonundaki kandan elde edilen kök hücreler, eğer saklanmışsa uyum problemi büyük oranda ortadan kalkıyor. Günümüzde bu yeni yöntemden şimdilik 80 civarında hastalığın tedavisinde faydalanılıyor.

Kordon kanı hakkında merak ettikleriniz?
Kök hücrelerle ilgili çalışmaların yoğunlaşmasıyla birlikte, tüm dünyada yaygınlaşan, kordon kanının dondurularak saklanması uygulamasına ülkemizde de başlandı.

Yenidoğan bebeklerin kordon kanından alınan kök hücrelerin özel koşullarda dondurularak saklanmasıyla, çocuklarda yaş ilerledikçe ortaya çıkabilecek, çoğu ağır seyirli hastalığın tedavisi için, önemli bir seçenek sağlanıyor.



KORDON KANI NEDİR?
Anne karnında bebek ile anne arasındaki besin ve oksijen alışverişi plasenta tarafından sağlanır. Bebek göbek kordonu ile plasentaya bağlıdır. Doğum sürecinin tamamlanmasından kısa süre sonra plasenta görevini tamamlayarak rahim dışına atılır. “Kordon kanı” olarak isimlendirilen kan, bebeğin doğumundan sonra göbek kordonu içinde kalan kandır.
Yakın bir zamana kadar, kordon kanı; plasenta ve göbek kordonu ile atılıyordu. Ancak son gelişmelerle kordon kanının çeşitli hastalıkların tedavisi açısından önemi anlaşıldı ve özel yöntemlerle toplanıp saklanmaya başlandı.
Bebeğin kordon kanı, “kök hücreler” açısından oldukça zengin bir kaynaktır.

KÖK HÜCRE NEDİR?
Kök hücreler, birçok dokuda bulunan ve değişerek vücudun diğer dokularını oluşturma yeteneğine sahip bir grup hücredir. Kök hücrelerin vücuttaki diğer tip hücrelere farklılaşma özelliğinin keşfedilmesi ile birlikte bu hücrelerin kanser, felç, Parkinson, Alzheimer, omurilik zedelenmeleri, kalp ve birçok genetik kaynaklı hastalıkların tedavisinde kullanılabileceği fikri ortaya çıkmıştır.
Günümüzde kök hücreler özellikle kemoterapi ve/veya radyoterapi gören kanser hastalarının kan ve bağışıklık sistemini yeniden canlandırmak için kullanılıyor. Embriyodan, kordon kanından veya kemik iliğinden elde edilebilen kök hücreler vücudun “kaynak” hücreleridir.

KORDON KANI BANKASI
Kordon Kanı Bankası, bebeğin kordon kanını gelecekte olası tıbbi gereklilikler için saklayabilme olanağını sunuyor.
Doğumdan sonraki ilk 10 dakika içinde alınan kordon kanı uygun şartlarda dondurulup, kordon kanı bankasında saklanıyor. Bu değerli kök hücreler gerektiğinde çözülerek kullanılabiliyor.
Kordon kanı kök hücreleri çok değerli oldukları ve sadece doğumda toplanabildikleri için toplama işleminin bu konuda uzman hekimler tarafından yapılması, toplanma sonrası işlemlerin uzman kişilerce yürütülmesi ve örneklerin uygun koşullarda saklanması gerekiyor.
İlk kordon kanı nakli 1988 yılında gerçekleştirildi. 1995 yılından itibaren dünyada kordon kanı bankaları yeni doğanların kordon kanlarının saklanabilmesi için yaygın olarak faaliyete geçti.
Çocuklarının kordon kanına ihtiyacı olan ve/veya ileride ihtiyaç olduğunda kullanılmak üzere bebeklerinin kordon kanını saklamak isteyen aileler için kordon kanı bankasında belirli bir ücret karşılığında saklama işlemi yapılıyor. Aile bir süre sonra saklama işleminden vazgeçerse kendilerinden izin alınarak kordon kanları imha edilebiliyor veya kök hücre nakli ihtiyacı olabilecek hastaların tedavisi için saklanmaya devam edilebiliyor.

HANGİ AİLELER İÇİN BEBEKLERİNİN KORDON KANINI SAKLAMAK UYGUNDUR?
Kordon kanı saklamanın kimler için uygun ve gerekli olduğu konusunda bilim çevrelerinde henüz tam bir fikirbirliği yok. Yeni olan bu uygulama ile ilgili olarak iki farklı görüş bulunuyor. Bazı araştırmacılar sadece ailelerinde ilik nakli gerektirebilecek hastalık öyküsü bulunan ailelerin bebeklerinde bu uygulamanın yapılmasını savunurken, diğer araştırmacılar kök hücre çalışmalarındaki hızlı gelişimi göz önünde bulundurarak herkesin bu alternatifi kullanmasını öneriyor.
Günümüzde kordon kanı nakli ile tedavi edilebilen hastalıklardan bazıları...
Lösemiler
Lenfomalar
Aplastik anemiler (kemik iliğinde hücre üretiminin olmaması)
Orak hücreli anemi
Talasemi
Amegakaryositik trombositopeni
Nöroblastom
Bazı bağışıklık yetmezlikler

KORDON KANI KÖK HÜCRELERİNİN DİĞER TİP KÖK HÜCRELERE GÖRE AVANTAJLARI NELERDİR?
Kordon kanı kök hücreleri elde edilebilecek en genç kök hücreler olup bunlar saklanmak için dondurulduklarında yaşlanma ve yıpranma süreçleri de durdurulmuş olur. Kordon kanı kök hücrelerinin kemik iliği kök hücrelerine göre üreme hızı daha fazladır.
Kemik iliği nakli için alıcı ile verici arasında çoğunlukla tam bir doku (HLA) uyumu olması gerekir. Kök hücrelerin bağışıklık red cevapları henüz tam olarak gelişmediğinden kordon kanı naklinde tam bir uyum olmasa da başarı sağlanabilir. Bu özellik aile bireyleri arasında kordon kanı nakli gerçekleştirilmesine olanak sağlar.
Saklanan kordon kanındaki kök hücreler, gerekli olduğu durumda hemen kullanılabilecek halde olurlar. Bu durum, hastalıkların ilerlemesini önleyebilmek için en kısa sürede tedavinin zorunlu olduğu durumlarda önem kazanır.

KORDON KANININ ALINMASI
Kordon kanı bebek doğar doğmaz ilk 10 dakika içinde, göbek bağı kesildikten sonra göbek bağının plasenta tarafında kalan bölümünden alınır. Bu kan, toplanmadığı tüm durumlarda plasenta ile birlikte atıldığından, toplanması normal doğum prosedürünü ve bebeği herhangi bir şekilde etkilemez. Genelde toplama işlemi doğum esnasında doğumu yaptıran hekim tarafından yapılır. Hem normal yolla hem de sezeryan doğumlarda uygulanabilir.
Sadece birkaç dakika alan kordon kanının toplanması işlemi; basit, tehlikesiz ve acı vermeyen bir uygulamadır. Bilindiği gibi bebek doğduktan hemen sonra göbek kordonu bağlanarak ayrılır ve bu ayrılmadan hemen sonra eğer kordon kanı toplanacaksa plasentaya bağlı olan kordonun içindeki kan özel bir sistem yardımıyla pıhtılaşmayı önleyici madde içeren kan torbası içine toplanır. Yaklaşık 35 - 120 mililitre kan alınabilir. Araştırmalar çok miktardaki kök hücre örneklerinin nakil sonrası daha başarılı sonuç verdiğini kanıtlamıştır.
Toplanan kan 36 saat içinde kordon kanı bankası laboratuvarına gönderilir. Kordon kanı laboratuvarda özel yöntemler ile dondurulur ve sıvı azot içinde saklanır. Dondurulan hücreler daha sonra gerek duyulduğunda çözülerek tedavide kullanılabilir. alıntıdır
 
Ankara'da kordon kanı saklayan Yaşam bankası var. Uluslararası FomiCord diye ünlü bir kuruluşun üyesi. Türkiye'de bu işler düzgün yapılmaz diye düşünmemek lazım. Galiba en iyisi burası inşallah tüp bebek tedavisinden sonra hamile kalabilirsem kesin burayı tercih edeceğim.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…