Kocasının üzerine ev aldı pişman oldu!

Chess

Nirvana
Kayıtlı Üye
14 Ağustos 2009
53.296
42.836
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, bir kadının kendi parasıyla alınan ancak ölen kocasının adına kayıtlı eve, eşinin kardeşlerinin de mirasçı olması nedeniyle tapu iptali istemiyle açtığı davayı reddeden yerel mahkeme kararını bozdu.
Sitene Ekle
Mersin'de 1976'da evlenen Zübeyde K. ile Kazım K, evlilikleri sırasında bir ev satın aldı. Kazım K'nın 2008'de ölümünün ardından, onun adına kayıtlı ev üzerinde kardeşleri de hak iddia etti.


Bunun üzerine Zübeyde K, evin tüm ödemelerini kendi yaptığı halde eşinin adına tapuya tescil edildiğini savunarak, tapu kaydının iptali ve kendi adına tescili, olmadığı takdirde kendisine 50 bin lira ödenmesi istemiyle ölen eşinin kardeşlerine dava açtı.

Davalılar ise Zübeyde K'nın öğretmen geliriyle dava konusu eve katkıda bulunamayacağını öne sürerek, davanın reddini istedi.

Erdemli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, davayı reddetti.

Kararda, Zübeyde K'nın ödediği para ile kocası adına alınan taşınmazın, eşine yapılan gizli bağış olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu itibarla dava konusu gayrimenkulün bağışlama suretiyle kocanın kişisel malı olduğu belirtildi.

Zübeyde K'nın, bu taşınmazdan dolayı katkı payı alacağı talebinde de bulunamayacağı aktarılan kararda, mirasçılara karşı böyle bir hak ileri sürülemeyeceği ifade edildi.

Yerel mahkeme kararı bozuldu

Kararın temyiz edilmesi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu.

Bozma kararında, bir kısım kazandırmaların, bağışa benzese de salt bağışlama amacıyla yapılmaması nedeniyle bağışlama olarak nitelendirilemeyeceği, ahlaki bir ödevin yerine getirilmesinin de bağışlama sayılamayacağı belirtildi.

Ayrıca, evlilik birliğinin ömür boyu süreceği inancının hakim olduğu düşüncesiyle, ortak yaşamı ve geleceği güvence altına almak amacıyla, beraberlikten doğan dayanışmayla ve karşılıklı güvene dayanarak, örf ve adete uygun şekilde eşlerin birlikte yatırım yapmalarının bağış olarak değerlendirilemeyeceği vurgulandı.

Eşler arasında dayanışma, güven ve sadakatin esas olduğuna işaret edilen kararda, gelecekte aile üyelerinin yararlanacakları beklentisiyle birlikte mal varlığı edinme çabalarının, eşlerden birinin sebepsiz zenginleşmesiyle sonuçlanmaması gerektiği kaydedildi.

Bir eşin diğer eşe ait bir mal varlığına yaptığı her katkı ya da kazandırmanın bağışlama olmayacağı bildirilen kararda, şu ifadeler kullanıldı:

"Somut olayda, davacı vekili, taşınmazın 2001'de davacının geliri ile alınmasına karşın, tapu ve diğer tescil işlemlerini kocasının takip etmesi sebebiyle kocası adına tescil edildiğini bildirmiştir.

Bağışı çağrıştıracak başka bir kavram, kelime veya söze dosya kapsamında rastlanılmamıştır. Karşılıklı güven ve sadakat, gerek örf ve adet, aile bütünlüğü kavramı ve gerekse olağan yaşam koşulları gereği, ayrım gözetilmeksizin eşin birinin diğerine para intikal ettirmek suretiyle mal edindirmesi mümkündür. Ancak, bunda bağış iradesi ve kastının olduğu sonucuna varmak için kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlanması gerekir."

http://www.milliyet.com.tr/kocasinin-uzerine-ev-aldi-pisman-gundem-2266760/
 
Yuh ya, yuh. Ne biçim kardeşliktir bu ya? Kadının evine göz dikmişler? Adam ödese parasını ne, kadın ödese ne??? O ev o kadının eşiyle aldığı evdir, size ne be? Borcunu öderken yardım ettiniz mi, sıkıntısını çektiniz mi? Yani aynı durumda olsam (Allah korusun) asla kardeşimin dul eşinin evine göz dikmez hatta lafını etmez, kardeşimizin emnaeti der kadına sahip çıkardım.
 

Aynen katılıyorum da benim anlamadığım ev alınınca artık ortak sayılmıyor muydu? Kardeşleri nasıl hak iddia edebilmişler? Daha açık bir örnekle bir arkadaşımın babası ölünce direk ev eşine ve çocuklarına kaldı. Halaları veya amcaları buna itiraz edebilirler miydi?Hukukçu arkadaşlar aydınlatırsa sevinirim...
 

Aynen bence de kardeşlerin böyle hakkı olmamalı. Yani çocuklar arasında miras tamam da kardeşlerin birbirinin evine göz dikmesi aşırı mantıksız. Bu durumda herkes ölen kardeşinin evine, malına göz diksin. Bu karar onanırsa herkes kardeşinin malında hak iddaa eder işin içinden çıkılmaz.

Çok malı olur, eşine, çocuğuna, kardeşine kendi isteğiyle bırakır amenna ama bu şekilde saçmalıktır bu. Alt tarafı bir ev için rezillik başka birşey değil.
 
ya bu ne biçim iş.şehitin parasını boşandığı kadına verirler bu yandanda resmi nikahlı kocasının evi kardeşlere veriliyor.ben anlamadım gitti
 
Bu çiftin çocuğu yoktur. Ölüm durumunda eş çocuklarla, çocuk yoksa anne babayla, onlar da yoksa kardeşlerle birlikte mirasçı olur.
tantanis ben de merak ettim valla, senin bilgin var mı
Mal varlıklarımız iki çeşittir: kişisel mal ve edinilmiş mal. Kişisel mallar kişinin evlenmeden önce edinmiş olduğu mallar ile evlilik içinde bağış ya da miras yolu ile edindiği mallardır. Edinilmiş mal ise eşlerin kendi emekleri ile kazandığı mallar ve kişisel mallardan edindiği gelirlerdir.

Ilk derece mahkemesinin verdiği karar burada hataya düşmüş. Eşin kendi geliri ile alıp diğer eş üzerine yaptığı evi bağış olarak kabul etmiş. Üst derece mahkemesi de kararın bu kısmını bozmuş söz konusu ev yukarıda sayılan gerekçelerle (kopyala yapıştır yapmıyorum çok güzel özetlenmiş)
ev kişisel mal değil edinilmiş maldır demiş.

Aslında kadın yine kurtulmuş olmuyor. Uygulamada nasıl yaparlar bilmiyorum ama teoride öncelikle eşlerin edinilmiş malları paylaşılacak sonra ölen eşin malı yasal oranda mirasçılara dağıtılacaktır.
 
Chess sorun tam olarak neydi anlamadım genel bir cevap verdim. Başka bir şey soruyorsan bildiğim kadarıyla cevap veririm.
 
Davalılar öğretmen geliriyle katkıda bulunamayacağı gerekçesiyle dava açmışlar. Vay bee kadının ne kadar maaş alması gerekiyordu peki. Böyle kardeşte olmaz olsun. Kendi hakları olduğunu düşünüyorlar vicdansızlar
 

Vay be.. Teşekkürler Tantanis....
 
tantanis bu mantıkla kadınlar çocuk yaparlar o zaman, diğer aile fertleri ile mirasçı olacağına çocuğu ile mirasçı olur.
bana çok saçma geldi ya, hani evlilik öncesi edinilmiş mal ise tamam, evlilik içinde edinilmiş mallara kadın boşanma durumunda tam ortak oluyor, vefat durumunda neden paylaşıyor ki?
 
geçen yıl öğrendim bende bu kanunumuzu . Bir tanıdık vardı 60 yaşında vefaat etti 1 evleri vardı kadın kardeşine vekalet verdi evi kendi üstüne yaptırdı cenaze esnasında . Çocukları olmadığı için adamın anne babası ve kardeşleri de mirasçı oluyormuş ne kadar saçma bir kanun yani çocuğu olmadığı için o kadın eksik mi sayılıyor!
 
vay terbiyesizler. adam kardeşlerinin böyle olacağını bilse evi karısının üzerine yapardı. aslında bu konu biraz da ders niteliğinde
 
Malın hepsi kendi yönetiminde kalsın istiyorsa çocuk yapacak zaten.

Edinilmiş mallar eşler arasında pay edilip mal rejimi sona erdiriliyor. Bunu burdan atlatmak biraz zor. Detaya girmiyorum, bir ayda işlenmiş bir konu çok ayrıntı var.

Mal rejimi sona erince eşe sen bu evin vereceksin denmiyor. Evin yarı değeri hesaplanır, sağ kalan eş (boşanmadan sonra da böyle oluyor) ister mal ile öder ister para ile. Bundan sonra eşin mal varlığı ortaya çıkmış olur. Ve sağ kalan eş ile diğer mirasçılar arasında tekrar bölünür.

Iki kere bölünüyor yani. Birincisi mal rejimi sonlanırken ikincisi miras paylaşımı sırasında. Miras başkası ile bölünsün istemeyen kadın da çocuk yapar.

Hatta hoca bu sebeple hamile iken eşi ölen kadının gebeliğini sonlandırarak mirasa ortak olmak istenen bir davadan bahsetmişti. Davanın akıbetini hatırlamıyorum ama.
 
Çocuğu olmayanın hakkı da olmuyorsa geçen ki şehit eşi nasıl alıyor peki. Çok karışık gerçekten
 
Hayır olmaz olur mu hiç. Çocuğu olmayınca birlikte mirasçı olduğu kişiler ve Miras oranları değişiyor sadece.
Tek başına alamıyor ama. Çocuğu olmayıp çalışan bayanlar boşa çalışıyor o halde. Peki kadının ailesi kadın öldüğünde adama hak davası açabiliyor mu?
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…