- 27 Mayıs 2017
- 469
- 557
- 18
- 41
- Konu Sahibi Bugunneselibirgun
- #1.781
Hikayen pembeninkine ne kadar benziyor..Kısacası ne onun sevgisine ihtiyacım yok, kendimi sevdirmek için yeterince uğraştım. Beni bi o sevemedi zaten başka kimseyle bir problemim yok çevremde :)
Kırgınlıklarımı öfkeyle de maskelemedim aksine ne zaman onların içine girsem, moralim yerinde olmasa bile sürekli gülümsemeye mutlu görünmeye çalışıyorum. Çünkü ayrılma aşamasının her defasında, eşimi beni bırakması için tehdit, destek neler neler yaptılar. Eltim evime kadar gelerek (evlendiğim günden beri belki 1 kere gelmiş insan) olmuyorsa boşanın demişken.. Ben herşeyi unutup, onları sevmeye çalıştım ama sonra düşündüm ki herkes herkesi sevmek zorunda değil be kardeşim.. Bu olayların üstüne dayanamayarak, son ayrılığımızdan önce bigün evde yine yalnızken kv mle konuşma kararı aldım. Yoksa artık çıldıracaktım. Annecim bana neden böyle davranıyosun, diğer gelininden beni ayırıyorsun, ben bilmediklerimi senden öğrenmek senin gibi becerikli olmak istiyorum bana yardımcı olun vs tarzda şeyler konuşmamı, herkese ben gittikten sonra nasıl anlatmışsa eşim anneme saygısızlık yapmışsın dedi barıştıktan sonra. Ben ne söylediğimi, ağzımdan çıkanı gayet iyi biliyorum çok şükür ama hakkımı Allaha bıraktım. Gizlediğim bi maske yok canım onlara karşı o sebepten.
Yalnız burada bu kadar acı verici ve kötü durum arasında iyi şeyler de var : Eşin seni seçmiş! Sadece bayramlarda görüşün yeter demiş.
Muhtemelen kendi ailesi çok icerlemistir buna, ama onları karşısına almak pahasına yaptı belki de.
Sen eşinin senin ailenle yakın olup olmamasını takmayip kendi mutluluguna odaklansan nasıl olur?
Biliyorum gücüne gidiyordur ama kontrol edemediğin seyler üzerinde kafa yormak seni çok üzer. Bazen hayata teslim olmak ve sadece günlerinden ve anlarından keyif almak gerekir.