- 1 Kasım 2016
- 1.914
- 7.516
- 88
- 43
- Konu Sahibi _asmunikal_
- #27.441
Herkese srlam baktim Notre Dame.. yogunluktan okunmuyor Yilanin Yolu' na basladim yazari Torgny Lingren 1000k incelememi buraya da yapistiriyorum.
Direk konuya girecegim lafı dolandırmadan. Kisa bir sürede okunan bu kitabın etkisi büyük. Bütün kitap Tanrı ile konuşma tarzinda geçiyor. Hikayenin çoğu yerinde gerildim ve karamsar havasından bunaldığımı hissettim.
Insanın ödediği bedeli, iyilik kötülük kavramlarını hikaye boyunca hem bir kaderi kabulleniş şeklinde hem de her an isyana dönebileceğini hissettiren ama bir türlü okuyucunun ( bu durumda bu ben oluyorum) beklediği isyanı göremeyen bir sorgulayış ile hatirlatiyor.
Özetle okunmasını tavsiye ediyorum.
Direk konuya girecegim lafı dolandırmadan. Kisa bir sürede okunan bu kitabın etkisi büyük. Bütün kitap Tanrı ile konuşma tarzinda geçiyor. Hikayenin çoğu yerinde gerildim ve karamsar havasından bunaldığımı hissettim.
Insanın ödediği bedeli, iyilik kötülük kavramlarını hikaye boyunca hem bir kaderi kabulleniş şeklinde hem de her an isyana dönebileceğini hissettiren ama bir türlü okuyucunun ( bu durumda bu ben oluyorum) beklediği isyanı göremeyen bir sorgulayış ile hatirlatiyor.
Özetle okunmasını tavsiye ediyorum.
Erich Fromm, Özgürlükten Kaçış kitabında eğer özgür olmak istiyorsak hayatımızın insiyatifini ve sorumluluğunu ele alarak, kendimizi kendimizden, hayatımızdan ve dünyamızdan sorumlu görmemiz gerektiğini aksi takdirde bir koyun gibi güdülmeye ve oradan oraya savrulmaya, özgür olmadığımız bir hayatı yaşamaya mahkum olduğumuzu söylüyordu. Bu da varoluşçu bir bakış mı sence?
Toplum kurallari ve tuketim nesnelerini tuketen nesne haline getirilmis insan olgusu mevcutken bireyin gercekten tam olarak ozgurlesebilecegine inanmiyorum ben. Henuz dusuncelerimin tam sekillendigini soyleyemem ama belki de varolusumuz bir mutasyondur ve hicbir anlami yoktur ya da sandigimizdan cok daha farkli boyutlardaki zerreciklerizdir. Kafam karisik biraz :))Evet denebilir zaten varoluşsal psikoloji alanında çalışmalar yapmış biri. Kitabın ismi zaten mükemmel "özgürlükten kaçış". Satre'nin özgürlük için can alıcı bir tanımı var. "İnsan özgürlüğe mahkumdur" Yani peşinen kabul eder insanın özgür olduğunu ama dikkat et mahkum der çünķü o özgürlük insanın sırtına sorumluluk yükler dünyaya geldigı andan itibaren özgür olduğu için yaptığı her şeyden de kendisi sorumlu bu yüzden zaten yaratıcıya inanmaz çünkü "insan özgürdür".