• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Kitap Severlerin Buluşma Noktası ♥

Günaydın,
Papazın Kızı sayfa 180lerdeyim.
Dün bir tiyatro oyununa gittim. Daha önceden Kabuk adlı kitabını okuyup çok beğendigim Zeynep Kaçar' ın yazmış olduğu bir oyundu. İd Ego ve Süperkahramanlar ; erkek hegemonyasına bir sesleniş niteliği taşıyan tek kişilik bir oyun. Tek ikişilik oyun oynayan oyunculara büyük bir saygı ve hayranlık besliyorum neredeyse 90 dakika boyunca sürekli aktifler ve ön plandalar bu oldukça zor bir görev ve bu oyunda da Hüseyin Oçan rolünün hakkını vermiş bana göre. İd üzerine çok düşülmemiş, ego ise daha bir önplanda gibi geldi bana. Netice itibariyle tavsiye edebilecegim güzel bir oyundu.
Saygılar :))
Cok ilgincmis gercekten. Anneme genc yasta teshis kondu malesef, cok fena bir hastalik.
geçmişş olsun canım, ileri aşamalarını görmeden annene ve tüm ailene uzun bir ömür dilerim.

Neden tatlı kıs :KK39:
başka yerlerdeyim :)))

Kesinlikle katiliyorum ama izledikten sonra akliniza gelen anlar oluyor ki bogazinizda gecmeyen bir dugum gibi. O yuzden tavsiye ederken cekiniyorum diger yandan da herkes izlese dunyanin daha guzel bir yer olacagina inaniyorum. Yani bir cok film var savas ve cocuklar temali ama bunu bu kadar etkileyeci yapan ne gercekten bilmiyorum. Ufacik bir duzeltme, hikayesi yonetmenin degil senaristin hikayesi. Ayrica ayni seylerin
suan dunyanin baska bir yerinde yasaniyor olusu ve elimiz kolumuz bagli izliyoor olusumuz da cok canimi yakiyor[/QUOTE Ben sırf dayanamayacagım icin Hachiko ve Okja yı izlemiyorum :(
 
açıkçası çok birşey kalmamış aklımda. kahramanın mutsuz olduğunu hatırlıyorum. sıkılmıştım sanırım. belki ileride okumak için tekrar şans veririm. bazı kitaplar sonradan açılır. üniversitedeyken -25 yıl önce :)- travenian ın şibumi adlı kitabını okumuştum. ilk 30-40 sayfası sıkıcıydı. öneren arkadaşım mutlaka okumalısın dediği için inat etmiştim. ve ertesi gün final sınavım olmasına rağmen bitirmeden bırakamamıştım. en az 10 kişiye okuttum o kitabı ve hepsi de ilk 50 sayfanın çok sıkıcı olduğunu ama sonrasında bırakamadıklarını söylemişlerdi. daralma yı okur da beğenirseniz haberim olsun. gerçi yazarı orwel. iyidir yaaa...
Şibumu uzun zamandır kütüphanemde
Elimdeki kitaptan sonra onu okuyayım
 
Günaydın,
Papazın Kızı sayfa 180lerdeyim.
Dün bir tiyatro oyununa gittim. Daha önceden Kabuk adlı kitabını okuyup çok beğendigim Zeynep Kaçar' ın yazmış olduğu bir oyundu. İd Ego ve Süperkahramanlar ; erkek hegemonyasına bir sesleniş niteliği taşıyan tek kişilik bir oyun. Tek ikişilik oyun oynayan oyunculara büyük bir saygı ve hayranlık besliyorum neredeyse 90 dakika boyunca sürekli aktifler ve ön plandalar bu oldukça zor bir görev ve bu oyunda da Hüseyin Oçan rolünün hakkını vermiş bana göre. İd üzerine çok düşülmemiş, ego ise daha bir önplanda gibi geldi bana. Netice itibariyle tavsiye edebilecegim güzel bir oyundu.
Saygılar :))
geçmişş olsun canım, ileri aşamalarını görmeden annene ve tüm ailene uzun bir ömür dilerim.

başka yerlerdeyim :)))
Tek kişilik oyun seviyorsan seyyar sahnenin tehlikeli oyunlari var zaman zaman turne yapıyor belki tekrar gelir senin oralara takip et derim . Zor bi kitabı şahane oynamış
 
Epeydir uğrayamadım, kimse de özlememiş beni. Özlesenize :)
Gelemedim ama son sürat okumaya devam. Tüfek, Mikrop ve Çelik kitabının ortalarındayım.
Oğluma 6 ay önce başladığım tuvalet eğitiminin başka bir problemiyle uğraşıyorum. Bir tarafı düzeltince bir taraf bozuluyor. Ne zor şeymiş.
Diğer yandan akşamları 30 dakika okuma süremi kaybettim. Çünkü bücürüğüm tam bir kitap kurdu olarak her akşam 2 kitabı 2şer kere okutarak uykuya dalıyor. Çocuklar için kitaplarda paylaşsak ya arada. Çocuklarımızın yaşına göre hangi kitapları sevdiğimizi de yazalım mı, ne dersiniz?
 
Epeydir uğrayamadım, kimse de özlememiş beni. Özlesenize :)
Gelemedim ama son sürat okumaya devam. Tüfek, Mikrop ve Çelik kitabının ortalarındayım.
Oğluma 6 ay önce başladığım tuvalet eğitiminin başka bir problemiyle uğraşıyorum. Bir tarafı düzeltince bir taraf bozuluyor. Ne zor şeymiş.
Diğer yandan akşamları 30 dakika okuma süremi kaybettim. Çünkü bücürüğüm tam bir kitap kurdu olarak her akşam 2 kitabı 2şer kere okutarak uykuya dalıyor. Çocuklar için kitaplarda paylaşsak ya arada. Çocuklarımızın yaşına göre hangi kitapları sevdiğimizi de yazalım mı, ne dersiniz?
ne güzel bir öneri. 9 yaşında kızım var. öneri alabilirim...
 
Merhaba arkadaşlar,
Kayıp zamanın izinde serisinin dördüncü kitabı olan Sodom ve Gomorra bitti.

Önceki kitaplara göre daha rahat okunabilen ama daha fazla olay barındıran bir kitaptı bana göre. Kahramanımızın yine duygu durumlarındaki iniş ve çıkışlar çok fazlaydı. Asıl şaşkınlık yaratan ise eşcinsel ilişkilerdi benim için. Sosyete içinde bitmek bilmeyen dedikoduların yanına bir de bu durum eklenince iyice merak uyandırdı. Kurt kocayınca kuzunun maskarası olurmuş cümlesi Swann'ın sosyetedeki halini çok iyi anlatıyor. Hem hastalığı hem de ona alınan tavır üzücü geldi bana.
Kitapta sık sık Dreyfus olayına yer verilmiş. Bu açıdan bilgilendirici detaylar vardı .
Bizim için değerli olan birini ölünce az anımsar ya da hayatımızda hiç yokmuş gibi hissettiğimiz anlar olur fakat onunla bulunan bir ortam ya da onu anımsatan bir koku bile geçmişi ve kaybettiğimiz sevdiğimizi bize acımasızca hatırlatır . Kahramanımızda buna benzer birşey yaşıyor ve ordaki duygu yoğunluğu kendini anlatımı, betimlemeleri inanılmaz doyurucu ve hüzünlüydü.
Françoise'nin yine nokta atışları kendini tutamayan çenebaz halleri çok güldürdü.
Bir başka şoka girdigim kısım ise Patroniçe ve müritler olayıydı kesinlikle.
Kitap kahramanımızın herkese aşık, sevgi pitircigi halinde olup istediği kişiden sıkılma durumu yaşayıp yine boşluğa düşmesi, karamsarlığı , duygu geçişleri bazen yorucu olabildi. Fakat öyle soru işaretleri oluştu ki sonlara doğru bir sonraki kitabını çok merak ediyorum. Neler yaşayacak ?Pariste beni bekleyen hüzünlü zamanlar deyip dururken neler olacak ?

*Proust bana her anlamda çok şey kattı. İyi ki bu seriyi okuyorum.
 
Cicoretti Cicoretti tesekkur ederim, hepimizin ailesine insallah :)

Sen istanbuldasin sanirim, Istanbul kulturel etkinlik konusunda daha iyidir mutlaka. Farkli oyunlar vs. de vardir. Ankarada iken sik sik tiyatroya gidiyorduk. Guzel bir devlet tiyatrosu kulturu var ankarada, donuste kaldigimiz yerden devam tabi.
 
Ben de izlemiştim. O kadar etkileyici ve duygusaldı ki anlatamam. Savaşın gerçek yüzünü anlatıyor.
Çocuğun savaşın ortasında kız kardeşini mutlu etmek için o büyük çabalayışları o kadar güzeldi ki...
Çocuk, yönetmenmiş. Kız kardeşini anlatmış yönetmen.
Herkes mutlaka izlemeli. Tüm işinizi bırakın, hatta kitap okumayı da bırakın da izleyin mutlaka.
Çoooooook iyi. Hiçbir bir filmi bu kadar övmemiş, tavsiye etmemiştim.
Geç kalmadan izleyin.
Animasyonlu bir film mı acaba ?
Epeydir uğrayamadım, kimse de özlememiş beni. Özlesenize :)
Gelemedim ama son sürat okumaya devam. Tüfek, Mikrop ve Çelik kitabının ortalarındayım.
Oğluma 6 ay önce başladığım tuvalet eğitiminin başka bir problemiyle uğraşıyorum. Bir tarafı düzeltince bir taraf bozuluyor. Ne zor şeymiş.
Diğer yandan akşamları 30 dakika okuma süremi kaybettim. Çünkü bücürüğüm tam bir kitap kurdu olarak her akşam 2 kitabı 2şer kere okutarak uykuya dalıyor. Çocuklar için kitaplarda paylaşsak ya arada. Çocuklarımızın yaşına göre hangi kitapları sevdiğimizi de yazalım mı, ne dersiniz?
Kızım 4 yaşında

Gergedanlar krep yemez
Kayıp köpek üzüm
Tombik ayı hastalanınca

Bunlar çok sevdiği kitaplar.

Sizden de.tavsiye bekliyorum ;)
 
Bu arada ilkokul çocuklarına Tarık Dursun K., Rıfat Ilgaz, Ataol Behramoğlu ( Dünya Halk Masalları) ve Yalvaç Ural'ı tavsiye ederim. Tabii ki daha küçük yaştaki çocuklara aileleri okuyabilir.:)

Ayrıca Tarık Dursun K.'nın masallar kitabını da tavsiye ederim.
 
Merhaba arkadaşlar,
Kayıp zamanın izinde serisinin dördüncü kitabı olan Sodom ve Gomorra bitti.

Önceki kitaplara göre daha rahat okunabilen ama daha fazla olay barındıran bir kitaptı bana göre. Kahramanımızın yine duygu durumlarındaki iniş ve çıkışlar çok fazlaydı. Asıl şaşkınlık yaratan ise eşcinsel ilişkilerdi benim için. Sosyete içinde bitmek bilmeyen dedikoduların yanına bir de bu durum eklenince iyice merak uyandırdı. Kurt kocayınca kuzunun maskarası olurmuş cümlesi Swann'ın sosyetedeki halini çok iyi anlatıyor. Hem hastalığı hem de ona alınan tavır üzücü geldi bana.
Kitapta sık sık Dreyfus olayına yer verilmiş. Bu açıdan bilgilendirici detaylar vardı .
Bizim için değerli olan birini ölünce az anımsar ya da hayatımızda hiç yokmuş gibi hissettiğimiz anlar olur fakat onunla bulunan bir ortam ya da onu anımsatan bir koku bile geçmişi ve kaybettiğimiz sevdiğimizi bize acımasızca hatırlatır . Kahramanımızda buna benzer birşey yaşıyor ve ordaki duygu yoğunluğu kendini anlatımı, betimlemeleri inanılmaz doyurucu ve hüzünlüydü.
Françoise'nin yine nokta atışları kendini tutamayan çenebaz halleri çok güldürdü.
Bir başka şoka girdigim kısım ise Patroniçe ve müritler olayıydı kesinlikle.
Kitap kahramanımızın herkese aşık, sevgi pitircigi halinde olup istediği kişiden sıkılma durumu yaşayıp yine boşluğa düşmesi, karamsarlığı , duygu geçişleri bazen yorucu olabildi. Fakat öyle soru işaretleri oluştu ki sonlara doğru bir sonraki kitabını çok merak ediyorum. Neler yaşayacak ?Pariste beni bekleyen hüzünlü zamanlar deyip dururken neler olacak ?

*Proust bana her anlamda çok şey kattı. İyi ki bu seriyi okuyorum.

Fragman misali gözümün önünden geçti gitti her bahsettiğin sahne. Aynı hisleri yaşamışız, ben daha toparlamadım cümlelerimi, yarın yazarım. Kalemine sağlık canım benim, diğer kitabı alayım da hemen, son hız devam edelim kayıp zamanda iz sürmeye. :KK200:
 
Fragman misali gözümün önünden geçti gitti her bahsettiğin sahne. Aynı hisleri yaşamışız, ben daha toparlamadım cümlelerimi, yarın yazarım. Kalemine sağlık canım benim, diğer kitabı alayım da hemen, son hız devam edelim kayıp zamanda iz sürmeye. :KK200:
:KK200::KK200:yol arkadaşım
 
Back