- 5 Ocak 2015
- 2.209
- 4.963
- 133
- Konu Sahibi _asmunikal_
- #24.221
-
Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.
Kitap Severlerin Buluşma Noktası ♥
- Konu Sahibi _asmunikal_
- Başlangıç Tarihi
-
- Etiketler
- kitap kitap alışkanlığı kitap dostları kitap severler
- 11 Ekim 2014
- 14.414
- 40.937
- 598
- Konu Sahibi _asmunikal_
- #24.222
Ben bi öğrencime önermek amaçlı endişe ağacı kitabını aldım onu okumayı düşünüyorumEvet, burda da yapabiliriz
- 5 Ocak 2015
- 2.209
- 4.963
- 133
- Konu Sahibi _asmunikal_
- #24.223
Tamam ben de temin edebilirsem başlarım hemen birlikte okuruz :)
- 11 Ekim 2014
- 14.414
- 40.937
- 598
- Konu Sahibi _asmunikal_
- #24.224
Sey kitap hakkında çok bilgim yok istersen bi araştır ondan sonra temin et . Ben stres odaklı kitap peşindeyken bulmuştum
- Konu Sahibi _asmunikal_
- #24.225
Sağolasın canım.
Öncesinde güneş çarpmasına bağlı olarak düşmeyen yüksek ateş,
Sonrasında beceriksiz annesinin ateşini düşürmeye çalışmasına bağlı olarak usutmesiyle gelişen boğaz enfeksiyonu..
Kanında enfeksiyon oranı yüksek çıkmıştı.
Şükür şimdi daha iyi.
- Konu Sahibi _asmunikal_
- #24.226
Teşekkürler canımçok geçmiş olsun canım
- 23 Ekim 2013
- 6.584
- 10.892
- 198
- Konu Sahibi _asmunikal_
- #24.227
Günaydın herkese
İskoçya Sokağı 44 numara bitti. Ve ben bittiği gün kitabımı kaybettim. Arabayı yıkamaya vermiştim, kitap arabadaydı diye hatırlıyorum. Sonra bulamadım. Yıkamacıya sorabilirdim peşine düşmek istemedim.
Cicomuzun dediği gibi kitap su gibi akıp gidiyor. Aslında günlük olaylar ama güzeldi bence. Bölümler azcık azcık sayfa olduğu için bence kolay okundu
Yeni kitabım yok. Başka önceliklerim olacak bu aralar.
İskoçya Sokağı 44 numara bitti. Ve ben bittiği gün kitabımı kaybettim. Arabayı yıkamaya vermiştim, kitap arabadaydı diye hatırlıyorum. Sonra bulamadım. Yıkamacıya sorabilirdim peşine düşmek istemedim.
Cicomuzun dediği gibi kitap su gibi akıp gidiyor. Aslında günlük olaylar ama güzeldi bence. Bölümler azcık azcık sayfa olduğu için bence kolay okundu
Yeni kitabım yok. Başka önceliklerim olacak bu aralar.
- 11 Haziran 2008
- 4.689
- 6.744
- 658
- Konu Sahibi _asmunikal_
- #24.228
Günaydın
Herkese güzel, mutlu haftasonları diliyorum.
Sevmesem de haftasonu erken kalkma gibi bir alışkanlığım var.
Vadideki Zambak bitti ve çok beğendim.
Yeni kitabım
Albert CAMUS - Yabancı.
Herkese güzel, mutlu haftasonları diliyorum.
Sevmesem de haftasonu erken kalkma gibi bir alışkanlığım var.
Vadideki Zambak bitti ve çok beğendim.
Yeni kitabım
Albert CAMUS - Yabancı.
- 8 Mart 2011
- 25.897
- 28.125
- 798
- Konu Sahibi _asmunikal_
- #24.229
- 8 Mart 2011
- 25.897
- 28.125
- 798
- Konu Sahibi _asmunikal_
- #24.230
- 28 Temmuz 2017
- 3.932
- 11.263
- 208
- Konu Sahibi _asmunikal_
- #24.231
Çok geçmiş olsun.
- 20 Haziran 2017
- 132
- 448
- 33
- 34
- Konu Sahibi _asmunikal_
- #24.232
Ben de hala kurşun asker i ve kasagi yi küçük kara balik i okurum ara sira bi de gülten dayioglu tavsiye ederim cocuk kitabi seviyorsan fadis vs cok guzel kitaplari var ogrenciler okurken arada ellerinden alip okuyorum halaMerhabalar,
Bir Psikiyatristin Gizli Defteri, sf. 138
Bugün aynı zamanda hep duyduğum ama okumaya fırsat bulamadığım çocuk kitabı
Bir Şeftali Bin Şeftali - Samed Behrengi 'yi okudum. Bir oturuşta biten çok güzel bir kitaptı..
Çocuk kitapları sevenler var mı baykuşlar? Varsa tavsiyelerinizi alırım
Yaşım kaç olursa olsun bayılıyorum çocuk kitaplarına.
- 21 Ocak 2013
- 12.506
- 20.142
- 398
- Konu Sahibi _asmunikal_
- #24.233
- Konu Sahibi _asmunikal_
- #24.234
- 5 Ocak 2015
- 2.209
- 4.963
- 133
- Konu Sahibi _asmunikal_
- #24.235
Bir Psikiyatristin Gizli Defteri, sf. 156
- 5 Ocak 2015
- 2.209
- 4.963
- 133
- Konu Sahibi _asmunikal_
- #24.236
- 19 Nisan 2009
- 23.600
- 17.908
- 498
- Konu Sahibi _asmunikal_
- #24.237
İpek Ongun - Taşlar Yerine Otururken bitti. Çerezlik ve ergen dönemi kitapları bu kadar yeter artık, normale döneyim :) ve bu sebeple Mine Söğüt - Kırmızı Zaman kitabına bu akşam başlarım sanırım.
__giz__
ciğim müsait olunca seni de beklerim
Aralık ayı itibarıyla hayatımız baya bir değişecek, o zamana kadar senelik hedefimi tutturmalıyım. Bu sebeple çok okumam lazım çookkkk
__giz__
ciğim müsait olunca seni de beklerim Aralık ayı itibarıyla hayatımız baya bir değişecek, o zamana kadar senelik hedefimi tutturmalıyım. Bu sebeple çok okumam lazım çookkkk
- 8 Eylül 2012
- 5.006
- 7.868
- 198
- Konu Sahibi _asmunikal_
- #24.238
Emile Zola__Germinal bitti.
Yazarın bu kitabı yazmaya başlamadan önce maden ocaklarına giderek oradaki yaşamı ve işleyişi inceleyip notlar aldığını ve kitabının da bu titiz çalışmanın sonucu olduğunu okudum birçok yerde, kitabın gerçekçiliğinin size yansımasına bakılırsa bu durum hiç şaşırtıcı gelmiyor.
Kitabı elime alıp da soluksuz ara vermeden okumak benim açımdan mümkün olmadı, çünkü yaşanılan olayları size öyle bir betimlemiş ki yazar siz de sanki o madende çalışan işçilerden birisiniz. Yeri geliyor siz de o toz yığını ve açığa çıkan gazlardan nefes almakta zorlanıyor ve boğulacakmış gibi hissediyorsunuz, yeri geliyor uzun saatlerce çalışmanın ardından kuru ekmekle yapılan bir kahvaltının başına geçiyor ve sırf üzerinize rehavet çökmesin de kazanacağınız iki kuruşu kesmesinler de akşam evinize huzurla döneyim diye alelacele yiyerek kalkıyorsunuz. Bütün hayatınız madene inip çalışmak ve akşam eve dönerken bile ertesi günkü çalışmanızı hesap etmekten öteye gitmiyor, tabii bir de sizi ve tüm mahallenizi kıskacı arasına almış sefalet var. Kucağınızdaki bebeğinizi bile ileride madende çalışacak potansiyel işçi gözüyle görüyorsunuz.
Her zaman filmlerde sıkça karşılaştığımız 'biz farklı dünyaların insanıyız' cümlesindeki o farklı hayatları bu kitapta tam anlamıyla görüyorsunuz. Bir yanda madende çocuklarıyla çalışıp bir kuru ekmek yiyerek karnını doyurmaktan başka bir gayesi olmayan bir yaşam; diğer yanda ise bu insanların refah içinde gayet güzel şartlarda yaşadığına kendini inandırmış ve gününü gün eden maden sahipleri ve aileleri. Bu iki uçlarda yaşamın hırs, öfke, açlık, kıskançlık ve daha bir sürü insani duygularla nasıl karşı karşıya geldiğini ve ölümden başka bir kurtuluş yolu kalmayan insanların nasıl korkusuz ve insanlıktan çıkabilecek davranışlar sergileyebileceğini net göreceksiniz ama inanmak istemeyeceksiniz.
Toplumun aksak yönlerini, ahlaki değerlerin koşullara göre değişkenliğini, yozlaşmış ve karmaşık ikili ilişkileri, insanların çıkarcı ilişkilerini ve birçok sosyal, ekonomik ve psikolojik açıdan zamanın hayat koşullarına dair ayrıntılara satırlarda rastlıyorsunuz. İlk başlarda insanların kaba hal ve tavırları, konuşmaları sizi rahatsız etse de o koşullar altında kendilerini korumak adına bir savunma mekanizması gerçekleştirdiklerini düşünmeden edemedim. Yüreğiniz nasır tutmalı ki o yaşanılanları aklınızı kaybetmeden savuşturup yaşamınıza -ki ne kadar yaşamak denirse- devam edin.
" Ve Voreux yırtıcı bir hayvan gibi, içinde bulunduğu çukura çökmüş, midesine indirdiği insanları sindirmeye uğraşıyor, gittikçe daha derin, daha uzun soluyordu." bu cümleyi okuduğumda aslında bu romanı bu kadar etkileyici kılanın hala birçok kişinin adının farklı olduğu madenlerin midesinde bir yaşam mücadelesi verdiğini bilmek, sadece kurguydu diyerek kitabı rafa kaldıramamak.
Kısacası tavsiye ederim.
Yazarın bu kitabı yazmaya başlamadan önce maden ocaklarına giderek oradaki yaşamı ve işleyişi inceleyip notlar aldığını ve kitabının da bu titiz çalışmanın sonucu olduğunu okudum birçok yerde, kitabın gerçekçiliğinin size yansımasına bakılırsa bu durum hiç şaşırtıcı gelmiyor.
Kitabı elime alıp da soluksuz ara vermeden okumak benim açımdan mümkün olmadı, çünkü yaşanılan olayları size öyle bir betimlemiş ki yazar siz de sanki o madende çalışan işçilerden birisiniz. Yeri geliyor siz de o toz yığını ve açığa çıkan gazlardan nefes almakta zorlanıyor ve boğulacakmış gibi hissediyorsunuz, yeri geliyor uzun saatlerce çalışmanın ardından kuru ekmekle yapılan bir kahvaltının başına geçiyor ve sırf üzerinize rehavet çökmesin de kazanacağınız iki kuruşu kesmesinler de akşam evinize huzurla döneyim diye alelacele yiyerek kalkıyorsunuz. Bütün hayatınız madene inip çalışmak ve akşam eve dönerken bile ertesi günkü çalışmanızı hesap etmekten öteye gitmiyor, tabii bir de sizi ve tüm mahallenizi kıskacı arasına almış sefalet var. Kucağınızdaki bebeğinizi bile ileride madende çalışacak potansiyel işçi gözüyle görüyorsunuz.
Her zaman filmlerde sıkça karşılaştığımız 'biz farklı dünyaların insanıyız' cümlesindeki o farklı hayatları bu kitapta tam anlamıyla görüyorsunuz. Bir yanda madende çocuklarıyla çalışıp bir kuru ekmek yiyerek karnını doyurmaktan başka bir gayesi olmayan bir yaşam; diğer yanda ise bu insanların refah içinde gayet güzel şartlarda yaşadığına kendini inandırmış ve gününü gün eden maden sahipleri ve aileleri. Bu iki uçlarda yaşamın hırs, öfke, açlık, kıskançlık ve daha bir sürü insani duygularla nasıl karşı karşıya geldiğini ve ölümden başka bir kurtuluş yolu kalmayan insanların nasıl korkusuz ve insanlıktan çıkabilecek davranışlar sergileyebileceğini net göreceksiniz ama inanmak istemeyeceksiniz.
Toplumun aksak yönlerini, ahlaki değerlerin koşullara göre değişkenliğini, yozlaşmış ve karmaşık ikili ilişkileri, insanların çıkarcı ilişkilerini ve birçok sosyal, ekonomik ve psikolojik açıdan zamanın hayat koşullarına dair ayrıntılara satırlarda rastlıyorsunuz. İlk başlarda insanların kaba hal ve tavırları, konuşmaları sizi rahatsız etse de o koşullar altında kendilerini korumak adına bir savunma mekanizması gerçekleştirdiklerini düşünmeden edemedim. Yüreğiniz nasır tutmalı ki o yaşanılanları aklınızı kaybetmeden savuşturup yaşamınıza -ki ne kadar yaşamak denirse- devam edin.
" Ve Voreux yırtıcı bir hayvan gibi, içinde bulunduğu çukura çökmüş, midesine indirdiği insanları sindirmeye uğraşıyor, gittikçe daha derin, daha uzun soluyordu." bu cümleyi okuduğumda aslında bu romanı bu kadar etkileyici kılanın hala birçok kişinin adının farklı olduğu madenlerin midesinde bir yaşam mücadelesi verdiğini bilmek, sadece kurguydu diyerek kitabı rafa kaldıramamak.
Kısacası tavsiye ederim.
- 8 Eylül 2012
- 5.006
- 7.868
- 198
- Konu Sahibi _asmunikal_
- #24.239
İpek Ongun - Taşlar Yerine Otururken bitti. Çerezlik ve ergen dönemi kitapları bu kadar yeter artık, normale döneyim :) ve bu sebeple Mine Söğüt - Kırmızı Zaman kitabına bu akşam başlarım sanırım.
Aralık ayı itibarıyla hayatımız baya bir değişecek, o zamana kadar senelik hedefimi tutturmalıyım. Bu sebeple çok okumam lazım çookkkk
Tam da kitabım bitmişti ve yarın yola çıkıyorum, hemen yanıma alayım da yollar çabuk bitsin. Bir de bir de miniğim teyzesine bol şans dilesin de hocası ona kızmasın, aferin desin.
- 23 Ekim 2013
- 6.584
- 10.892
- 198
- Konu Sahibi _asmunikal_
- #24.240
İpek Ongun - Taşlar Yerine Otururken bitti. Çerezlik ve ergen dönemi kitapları bu kadar yeter artık, normale döneyim :) ve bu sebeple Mine Söğüt - Kırmızı Zaman kitabına bu akşam başlarım sanırım.
Aralık ayı itibarıyla hayatımız baya bir değişecek, o zamana kadar senelik hedefimi tutturmalıyım. Bu sebeple çok okumam lazım çookkkk
Çok çok tebrik ederim seni. Sağlıkla gelsin, yüzünü hep güldürsün
