- 4 Mayıs 2017
- 1.195
- 540
- 47
- Konu Sahibi DrMurudeCakartasDagdelen
- #401
Video:
Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
Hocam MerhabaKısırlık (infertilite) nedir ?
En az 1 yıl herhangi bir korunma yöntemi kullanmadan haftada 2-3 kere girilen cinsel ilişkiye rağmen gebeliğin oluşmamasına “infertilite” yani ''kısırlık'' denir. Bu sorunu yaşayan çiftlere de infertil/kısır denir.
Kısırlık (infertilite) türleri nelerdir ?
Kısırlığı birinci ve ikinci derece kısırlık olarak ayırabiliriz.
Primer infertilite (birincil kısırlık): En az bir yıl süreyle korunmamaya rağmen gebelik oluşmaması halidir.
Sekonder infertilite (ikincil kısılık): Önceden gebelik oluşmasna rağmen sonrasında tekrar çocuk isteme durumunda, en az bir yıl korunmamaya rağmen yeni bir gebelik olamaması halidir.
İnfertilite görülme sıklığı toplumlar arasında çok fazla farklılık göstermez. Tüm dünyada çiftlerin yaklaşık %15’i infertilite nedeniyle yardımla üreme tekniklerine başvurmak zorunda kalmaktadır. Bu infertil (kısır) çiftlerin büyük bir kısmında gebe kalamamanın nedenini açıklayacak sebepler bulunabilirken, yaklaşık %10-12’sinde ise herhangi bir patoloji tespit edilemez. Bu çiftlerdeki problem “açıklanamayan infertilite (unexplained infertility)” olarak adlandırılırlar.
Hiç bir sağlık problemi olmayan tamamen normal bir çift kadının tek bir adet döneminde, her gün ilişkide bulunsalar bile, gebe kalma olasılığı sadece %25’dir. Çiftin fertilite potansiyelini gösteren bu durum “fekundite” olarak adlandırılır.
Görüldüğü gibi gebelik (fertilite) aslında olasılık işidir. Hangi çiftin gebe kalabileceğini ya da hangisinin gebe kalamayacağını önceden tahmin etmek mümkün değildir.
Tek bir aydaki %25 olan gebelik elde etme şansı (fertilite) bir yılın sonunda %85’e ulaşır. Yani bir yıl sonunda her 100 çiftten 85’inde gebelik elde edilecek ;geri kalan 15 çift ise infertilite ile karşı karşıya kalacaktır.
İnfertilite sebebiyle yapılan araştırmalarda, %40 oranında erkeğe bağlı, %40 oranında kadına bağlı ve %20 oranında ise her iki eşe bağlı nedenler saptanır.
Eki Görüntüle 2033507