Keşke Anne Olmasaydım ..

size sonuna kadar katılıyorum.
tek çocuk annesi olmama rağmen özgürlüğüme düşkün ve fazla anaç olmayan yapım, uyuşuk bana ev işinde yada çocuk bakımında yeteri kadar yardımcı olmayan eş, çalışmama rağmen yaşadığım maddi kaygılar, çocuğuma her anlamda yetebilmek için maddi manevi elimdekini ortaya koymam, iş stresi ayrı bir dert , tabiki kızımın şu ara her yeri dağıtma,inadına bazı şeyleri yapma , sürekli benimle birşeyler yapma isteği de eklenince bazen bende aynı duyguları yaşıyorum.
bu ara bende eşime karşı bir nefret duygusu başladı mesela.
bende eşine çocuğunu bırakıp (gözü arkada kalmadan), belli dönemlerde yalnız takılıp kendine zaman ayıran annelere özeniyorum şu an...
kendime zaman ayırmaya, kendime yatırım yapmaya ihtiyacım var ama buna zamanım yok ;(
Şu maddi kaygılar hele bizi daha da buhrana sokan son damla oldu şüphesiz. Bazı erkekler çocuk bakımı konusunda çok da katkıda bulunmuyor haklısınız, benim eşim oynar, sever, altını değiştirir, yıkar vs ama dediğiniz gibi gözüm arkada kalmadan ona bırakıp kendime zaman ayıramadım. Eşler yoğun çalışma temposuna sahiplerse genelde en ufak boşluğu kendilerine ayırmak isterler. Düşünün ben normalde anaç bir insan olmama rağmen bazen krize girip eski hayatımı özlüyorsam özgürlüğüne daha düşkün kadınların bu krize düşmeleri daha da normal. En kısa zamanda bütün sorunlarınızı atlatıp herşeyin yoluna gireceğine inanıyorum, kadınların işi gerçekten zor, Allah hepimizin yardımcısı olsun.
 
Öyle mi? Ben boyle dusunmemistim dedim acaba hamilelik döneminde mi gergindi anne kişisi ama degildim diyor dogdu doğalı böyle diyor. Uyumuyormus hic. Bence birazcik ta şımarık

Ben aslında şımarık diye bir kavram tanımıyorum. Bence şımarıklık diye tabir edilen şey ilgi eksikliği, ve yanlış ilgi. Örneklendirmek gerekirse; çocuk durmadan kendine vuruyodur, annesini hiç rahat bırakmıyordur ve dışarıdan görüldüğü kadarıyla şımarıktır. Aslında tek istediği ilgidir.
Bir diğeri ise; anne baba aslında çocuğun istediği ilgiyi vermiyordur, misal onunla evcilik oynamıyordur, bunun yerine tablet alıyordur, oyuncaklar alıyordur, ve kendi kendine başının çaresine bakmaya bırakıyordur. Buda toplumda şımarık, herşeyi alıyorlar ama arsız diye tabir edilen çocuklardır.
 
Ben de çocuk sahibi olabilmek için tedavi görüyorum. Hazır mıyım derseniz değilim ama doğanın kanununa uydum sanırım, evlendim, eşim çocuk istiyor, ben de istiyorum ama korkmuyor değilim, sanırım bu yazıdan sonra ikinci çocuk için çabalamam, bir tane olursa daha faydalı bir anne olurum sanırım, tedaviyle ikiz olma ihtimali de var, hayırlısı diyorum. Size de Allah kolaylık versin. Bu arada çalışıyorum, günlük işleri bile zor yetiştiriyorum.
 
Şu maddi kaygılar hele bizi daha da buhrana sokan son damla oldu şüphesiz. Bazı erkekler çocuk bakımı konusunda çok da katkıda bulunmuyor haklısınız, benim eşim oynar, sever, altını değiştirir, yıkar vs ama dediğiniz gibi gözüm arkada kalmadan ona bırakıp kendime zaman ayıramadım. Eşler yoğun çalışma temposuna sahiplerse genelde en ufak boşluğu kendilerine ayırmak isterler. Düşünün ben normalde anaç bir insan olmama rağmen bazen krize girip eski hayatımı özlüyorsam özgürlüğüne daha düşkün kadınların bu krize düşmeleri daha da normal. En kısa zamanda bütün sorunlarınızı atlatıp herşeyin yoluna gireceğine inanıyorum, kadınların işi gerçekten zor, Allah hepimizin yardımcısı olsun.
yine de şanslı aznlıktasınız bence yardımcı bir eşiniz var :KK66: ben artık birşeyleri söylemekten de yoruldum .. kendisi anlasın istiyorum ama nafile...
 
Çocuk yapmak güzel olduğu kadar aynı zamanda da kocaman bir risktir. Hele huysuz ve zor çocuksa bazen konu sahibinin yaşadıklarını yaşayabiliyoruz. Ben çocukları çok severim ve hep kalabalık aile olma hayalini kurardım tek çocuk olduğum için ama özellikle 2.bebekten sonra artık kendim için değil sadece çocuklarım için yaşadığımı farkettim. Arasıra anne veya kayınvalide yardım etse de genel olarak bütün yükü kendimiz çekeriz. Hem çocuk yapıp hem gezen tozan hiçbir şeyinden kısmayan kadınlara çok özenmeye başladım, özellikle şu günlerde stres ve maddi kaygılar arttıkça daha da düşünür oldum. Konu sahibini ve burda benzer durumlar yaşayan kadınları çok iyi anlıyorum hele belli bir çalışma hayatı olan ve geçmişte hayatını doya doya yaşayanlar için sürekli çocuğa endeksli yaşamak çok zor oluyor, hepimiz çocuklarımızı çok seviyoruz onların geleceği için birşeyler yapmaya çalışıyoruz ama mutlu bireyler yetiştirmenin en kısa yolu önce ebeveynlerin mutlu olması olduğu kesin.

Anlatmaya doyamıyorum resmen niye bilmiyorum :) 25 yaşıma kadar maddi sıkıntı görmedim. 22 de annemi kaybettim, 2 sene sonrası babam iflas etti 25' tim işte. Nişanlıydım, 2. gün tanıdık vasıtasıyla işe girdim, çay da verdim, tuvalette yıkadım, sindirmeye bile vaktim olmadı yaşadıklarımı. Evlendim, her şey daha güzel olacak diye inandım, hayallerim vardı. Henüz 1 aylık evliyim, işten çıktım çıkmak zorunda kaldım, düğünden çıktık borçlar var oradan çık koştura koştura iş ara, açığımız olmasın diye ilk bulduğun yere gir, acele verilmiş kararla her seferinde pişman ol, 1 seneye yakın sürdü. Her seferinde aynı stres iş bulabilecek miyim? Bulduğumda acaba kalıcı olacak mı?

4 aylık evliydim çikolata kisti teşhisi kondu. Kısırlık sebebi o, bu eşimin çocuğumuz olmayacak diye ödü patladı. Bende gram üzüntü yok. Nasip kısmet olmazsa olmaz dedim geçtim. Hakikaten içimde analık iç güdüsü yok, halbuki yengeç burcuyum :) anaç olurlarmış ya sözde. Oturuyorum evin içinde koşturduğunu hayal ediyorum afakanlar basıyor. Sessizlikten gayet mutluyum, yalnızlıktan da öyle, hiç canım sıkılmıyor. Sırf canları sıkılıp evde eşiyle ne yapacaklarını bilemedikleri için çocuk yapanları tanıyorum da :) Altın top ya.

Eşim ileri de pişman olursan, ben baba olamayacak mıyım falan filan derken bende ona nasıl bakacağız, ben çalışamayacağım hem borçlar hem tek maaşa 3 kişi nasıl geçineceğiz? Benimde düşündüğüm bu o an. Eşim o kadar diretti, istedi ki olmayacak zaten, ne zaman olacağı belli değil diye diye okey dedim, hemen olmayacak ya pat bir sonraki ay aniden fenalaşınca 1,5 aylık hamile olduğumu öğrendik. İşten çıkardılar :)

Bütün hamileliğim stresle geçti. Doğumdan sonra düzelir, umudunu kaybetme dedim. Daha eve geldim bende bir hüzün, bitmişlik, sanki her şeyimi elimden aldılar. Oysa hamileyken çok farklı hissediyordum. O beklediğim kutsal his henüz gelmemiş bekliyorum. Kendimi suçlu hissediyorum ne istediğimi bilmiyorum ağla dur.

20 ayın 16 ayı en erken 2' de uyudum özetle, 5' i ve 7' i de gördük ama, rekor sabah 8 de gece uykusuna yatmaktı.

İşte 3 yılımın özeti, şuan ki aklım olsa ya da bana deseler ki bunları yaşayacaksın evlenirsen diye ''aman abi derim arkama bile bakmam yeminle '' anında topuk. Sonuçta insanlar mutlu olmak, birlikte bir şeylerden keyif almak için evlenir, birbirlerini yıpratmak için değil..
 
Anlatmaya doyamıyorum resmen niye bilmiyorum :) 25 yaşıma kadar maddi sıkıntı görmedim. 22 de annemi kaybettim, 2 sene sonrası babam iflas etti 25' tim işte. Nişanlıydım, 2. gün tanıdık vasıtasıyla işe girdim, çay da verdim, tuvalette yıkadım, sindirmeye bile vaktim olmadı yaşadıklarımı. Evlendim, her şey daha güzel olacak diye inandım, hayallerim vardı. Henüz 1 aylık evliyim, işten çıktım çıkmak zorunda kaldım, düğünden çıktık borçlar var oradan çık koştura koştura iş ara, açığımız olmasın diye ilk bulduğun yere gir, acele verilmiş kararla her seferinde pişman ol, 1 seneye yakın sürdü. Her seferinde aynı stres iş bulabilecek miyim? Bulduğumda acaba kalıcı olacak mı?

4 aylık evliydim çikolata kisti teşhisi kondu. Kısırlık sebebi o, bu eşimin çocuğumuz olmayacak diye ödü patladı. Bende gram üzüntü yok. Nasip kısmet olmazsa olmaz dedim geçtim. Hakikaten içimde analık iç güdüsü yok, halbuki yengeç burcuyum :) anaç olurlarmış ya sözde. Oturuyorum evin içinde koşturduğunu hayal ediyorum afakanlar basıyor. Sessizlikten gayet mutluyum, yalnızlıktan da öyle, hiç canım sıkılmıyor. Sırf canları sıkılıp evde eşiyle ne yapacaklarını bilemedikleri için çocuk yapanları tanıyorum da :) Altın top ya.

Eşim ileri de pişman olursan, ben baba olamayacak mıyım falan filan derken bende ona nasıl bakacağız, ben çalışamayacağım hem borçlar hem tek maaşa 3 kişi nasıl geçineceğiz? Benimde düşündüğüm bu o an. Eşim o kadar diretti, istedi ki olmayacak zaten, ne zaman olacağı belli değil diye diye okey dedim, hemen olmayacak ya pat bir sonraki ay aniden fenalaşınca 1,5 aylık hamile olduğumu öğrendik. İşten çıkardılar :)

Bütün hamileliğim stresle geçti. Doğumdan sonra düzelir, umudunu kaybetme dedim. Daha eve geldim bende bir hüzün, bitmişlik, sanki her şeyimi elimden aldılar. Oysa hamileyken çok farklı hissediyordum. O beklediğim kutsal his henüz gelmemiş bekliyorum. Kendimi suçlu hissediyorum ne istediğimi bilmiyorum ağla dur.

20 ayın 16 ayı en erken 2' de uyudum özetle, 5' i ve 7' i de gördük ama, rekor sabah 8 de gece uykusuna yatmaktı.

İşte 3 yılımın özeti, şuan ki aklım olsa ya da bana deseler ki bunları yaşayacaksın evlenirsen diye ''aman abi derim arkama bile bakmam yeminle '' anında topuk. Sonuçta insanlar mutlu olmak, birlikte bir şeylerden keyif almak için evlenir, birbirlerini yıpratmak için değil..

:)))
 
Aynen öyle, sabrediyorum hoş bazen kendimden bile kaçmak istiyorum böyle bir dağ evinde tek başıma, kimse olmadan, hiç bir şey düşünmeden kalsam kalsam kalsam.. Allah başka dert vermesin yine de, sağlık olsun da ama işte insan yine de üzülüyor yaşadıklarına, yaşayamadıklarına, hani bir laf var her şey zamanında güzel derler, çok doğru şimdi gezsem de keyif alamıyorum çocuktan, eşim çocukla çok ilgili, bana diyor sana ne oluyor ben ilgileniyorum, sen neden geriliyorsun iyi de, aynı ortamda değil miyiz? İki çift laf edemeyince insanın morali bozuluyor, pişman oluyor çıktığına..
Ama işte o fırsatı bulmalısın.Ben anneme gittiğimde ancak bunu yapabilirdim 2 saatlik.
Alınacak şeyleri almak için çarşıya çıkardım,daha üstgeçitten geçerken durur denize bakardım,öyle özlerdim.
Vitrinlere bakardım,alacaklarımı alır,bir minik çay ocağının taburasinde çay içerdim martılara bakarak.
Bunlar küçük fırsatlardı ama bana çok iyi geliyordu.
Tabi mahalleden bir teyzeden de"senin bebeğin küçük değil mi,ne geziyorsun,o çocuk süt çocuğu"fırçasını yemeden de dönemezdim eve:).
Böyle böyle sabrım artıyordu.
Hatta arada çocuklarımı ve kahvaltılarını alır,bir otobüs yolculuğuyla deniz kenarında kahvaltı yapardık.Geçenlerde aynı yere gittiğimizde,haşlanmış yumurtalarını yiyerek denize bakarken oturdukları bankı hatırladılar:)
Onlarla da birşeyler yaparken gerilme,rahat ol,zaman çok çabuk geçiyor.
Eğer şimdi hatırlayıp anlattıkları anılarında gergin sinirli ve bunu onlara yansıtan bir anne olsaydım çok üzülürdüm.
 
Anlatmaya doyamıyorum resmen niye bilmiyorum :) 25 yaşıma kadar maddi sıkıntı görmedim. 22 de annemi kaybettim, 2 sene sonrası babam iflas etti 25' tim işte. Nişanlıydım, 2. gün tanıdık vasıtasıyla işe girdim, çay da verdim, tuvalette yıkadım, sindirmeye bile vaktim olmadı yaşadıklarımı. Evlendim, her şey daha güzel olacak diye inandım, hayallerim vardı. Henüz 1 aylık evliyim, işten çıktım çıkmak zorunda kaldım, düğünden çıktık borçlar var oradan çık koştura koştura iş ara, açığımız olmasın diye ilk bulduğun yere gir, acele verilmiş kararla her seferinde pişman ol, 1 seneye yakın sürdü. Her seferinde aynı stres iş bulabilecek miyim? Bulduğumda acaba kalıcı olacak mı?

4 aylık evliydim çikolata kisti teşhisi kondu. Kısırlık sebebi o, bu eşimin çocuğumuz olmayacak diye ödü patladı. Bende gram üzüntü yok. Nasip kısmet olmazsa olmaz dedim geçtim. Hakikaten içimde analık iç güdüsü yok, halbuki yengeç burcuyum :) anaç olurlarmış ya sözde. Oturuyorum evin içinde koşturduğunu hayal ediyorum afakanlar basıyor. Sessizlikten gayet mutluyum, yalnızlıktan da öyle, hiç canım sıkılmıyor. Sırf canları sıkılıp evde eşiyle ne yapacaklarını bilemedikleri için çocuk yapanları tanıyorum da :) Altın top ya.

Eşim ileri de pişman olursan, ben baba olamayacak mıyım falan filan derken bende ona nasıl bakacağız, ben çalışamayacağım hem borçlar hem tek maaşa 3 kişi nasıl geçineceğiz? Benimde düşündüğüm bu o an. Eşim o kadar diretti, istedi ki olmayacak zaten, ne zaman olacağı belli değil diye diye okey dedim, hemen olmayacak ya pat bir sonraki ay aniden fenalaşınca 1,5 aylık hamile olduğumu öğrendik. İşten çıkardılar :)

Bütün hamileliğim stresle geçti. Doğumdan sonra düzelir, umudunu kaybetme dedim. Daha eve geldim bende bir hüzün, bitmişlik, sanki her şeyimi elimden aldılar. Oysa hamileyken çok farklı hissediyordum. O beklediğim kutsal his henüz gelmemiş bekliyorum. Kendimi suçlu hissediyorum ne istediğimi bilmiyorum ağla dur.

20 ayın 16 ayı en erken 2' de uyudum özetle, 5' i ve 7' i de gördük ama, rekor sabah 8 de gece uykusuna yatmaktı.

İşte 3 yılımın özeti, şuan ki aklım olsa ya da bana deseler ki bunları yaşayacaksın evlenirsen diye ''aman abi derim arkama bile bakmam yeminle '' anında topuk. Sonuçta insanlar mutlu olmak, birlikte bir şeylerden keyif almak için evlenir, birbirlerini yıpratmak için değil..
Aynı şeyleri yaşamasam.da.seni iyi anlıyorun,güzel de ifade ediyorsun.Kendine konu aç bence,hem içini dökersin,hem de arkadaşın konusunu sabote etmemiş oluruz.
 
Ben aslında şımarık diye bir kavram tanımıyorum. Bence şımarıklık diye tabir edilen şey ilgi eksikliği, ve yanlış ilgi. Örneklendirmek gerekirse; çocuk durmadan kendine vuruyodur, annesini hiç rahat bırakmıyordur ve dışarıdan görüldüğü kadarıyla şımarıktır. Aslında tek istediği ilgidir.
Bir diğeri ise; anne baba aslında çocuğun istediği ilgiyi vermiyordur, misal onunla evcilik oynamıyordur, bunun yerine tablet alıyordur, oyuncaklar alıyordur, ve kendi kendine başının çaresine bakmaya bırakıyordur. Buda toplumda şımarık, herşeyi alıyorlar ama arsız diye tabir edilen çocuklardır.
Yemin ederim babam aynısını söyledi ilgi istiyor dikkat cekmeye çalışıyor dedi o cocuk. Ilgi verilmezse tabi isteyecek cocuk.Biz ailecek tanışıyoruz cocuktan biraz bahsettim. Babam cok denk gelmedi yaramazligina,dedesiyle arkadas.Annesi eline ceptelefonu veriyor yeterki sussun yaramazlik yapmasin diye. Bende ona lego alin birlikte oynayin barbie evi alin birlikte oynayın falan dedim. Cocugu kendi basının caresine bakmaya birakiyor. Bu ceptelefonu olayi cok yanlis tablet olsa onu da verirdi ayni sey. Aman aglamasin da aman dursun da falan diyor. Cocuk zaten anneyi ele geçirmiş durumda.benim annemde böyleydi. Ve bende cok hırçın,bir cocuktum. Hic bir zaman benimle oyun oynadığını hatirlamiyorum ve annemde aramda cok buyuk kopukluk olarak büyüdüm. Ergenlik doneminde bile annem ev isi derdindeydi hic ilgilenmedi. Boy abdestinin ne oldugunu teyzem öğretti mesela hic unutmam. Ben ped takmak adet olmak hepsini kendim ogrendim. O zamanlar ilk baslarda adet duzensizlikleri olurdu kadin dogumcumu,bogazim mi agriyor atesimmi çıktı hep babam götürürdü hastaneye. Okul velisi babamdı. Kalem mi bitti silgi mi yok babam hallederdi. Okulda biri beni dövse öldürse annemin umrunda olmazdi.Annem benim sevgililerimi bile bilmezdi. Evlendim tek basima yemek nasil yapilir,ev isleri nelerdir vs herseyi kendi basima hallettim. Annemi hicbir zaman affetmicem unutamıyorum bunlari. Hayatimda gördüğüm en vurdumduymaz ev isi yani temizlik ve yemek yapmayi annelik zanneden bir insan ona bi laf ettiğimizde "ben uvey annemiyim sizin her istediginizi yapiyorum "derdi. Yemek olarak kast ediyor kofte canimiz çekerdi hemen yapardi mesela.
Anneme hic guvenmem ve onu sevmiyorum insallah o cocukta benim gibi olmaz annem sağ hayatta ama neden se babam bana hem anne hem baba oldu
 
O kadar pişmanım ki anne olduğum için...5,5 senedir kapana sıkışmış cebelleşiyorum.Bekarlıgımda ağlayan zırlayan çocuklara bakıp anneleri hakkın da “bi kadın neden çocuk yapar ki hayatını mahvetmek için mi?”diye düşünür çocuk yapmalarına hayret ederdim.Çünkü özgürlük kelimesinden oluşuyordum ben.Evliliğimden 2,5 sene sonra çocuk sahibi olmaya karar verdim fıtrat gereği sanırım.O dönem net hatırlayamıyorum nasıl karar verip nasıl cesaret ettim hiç bilemiyorum .İkincisi ise kazara oldu ...

5,5 senedir ben diye birşey yok .7/24 bakıcı olarak kiralanmışım.Sosyallik şöyle dursun bi banyo/wc ye bile insan gibi girip çıkamıyorum.

Annem destek olmadı hiç bir zaman sadece bir ben vardım .7 ay baktı hergin oğlum oraya bırakırken yalvarıyordu bırakmamam için.Ve her hafta beni twl de rahatsız ediyordu su gün izin al günüm var su gün izin al gezim var vs saçma sapan sepeblerden .Sanırım anaç olmamam ondan gelen bi kalıntı .Ama ondan daha çok sevgi verdiğimi düşünüyorum evlatlarıma .

Çocuklarımı kaybetsem dünya basıma yıkılır onları çok seviyorum ama onlar doğmamış olsaydı onları hiç tanımamış hiç sevmemiş olacaktım.O zaman olmayan bişeyin yokluğu için ağlamayacaktım .

İş hayatım bittikten sonra çocuklar daha ağır gelmeye başladı.Ve durmadan kavga eden iki erkek çocuk .Büyüdüler iş kolaylaşacak diye beklerken gün ve gün benim isyanım artıyor .Onlara yapabildiğim tek şey avazım çıktığı kadar “yeter “diye bağırmak oluyor .Anlamıyorlar tatlı tatlı anlatsam da beş dakika sonra herşey yine aynı.Büyük oğlum doğduğundan bu yana zor bi çocuktu hala öyle .Küçük nispeten daha sakindi artık o da ön teker arka teker misali abisinden geri kalır yanı kalmadı .

Büyük oğlumu cimnastik,yüzme futbol aktivitelerine gönderdim yaz okullarına gitti hiç bir fayda göremedim ,enerjisi yine hiç tükenmedi .

Evin her yerine yiyecek taşıyorlar şeftali ile duvar kapı pencere siliyorlar .Birbirlerini meyve suyu ile yıkıyorlar.Birbirleri ile çoğu zaman kavga halindeler küçük canı hep acıtılan taraf .Tv den nefret ederim hiç açmam ;büyük oğlum çizgi film bagımlısı ev de gün boyu tv bangır bangır.Şöyle rahat rahatı elime kitap ,telefon alıp keyif yapamıyorum .Yani yazacak çok sey var ama şimdi öyle aklıma gelenler .

Ben anaç bi kadın değilmişim .Keşke hiç evlenmeseydim keşke hiç çocuk sahibi olmasaydım boguluyorum.Anne olmak böyle birşey mi yoksa benim çocuklarım mı böyle bilmiyorum çok daralıyorum .

İlk oğlum doğduğundan 2 yaşınadek mükemmel besledim 2 sene mememde uyudu resmen emme refleksi çok güçlüydü çok düşkündü sütüm çok güzeldi .Sabahlara kadar emerdi.Özellikle hayatımda ki o 1 yıl sadece meme vermek üzerine kurulu idi hayatım .Banyo için bile 1 saat hazırlık yapardım .Cocuklarıma bir kez emzik dahi vermedim emmelerini etkilemesin diye .

Büyük oğlumu büyütürken kardeşi doğmadan önce bi kere kızıp bağırmadım .Suan ise evde her gün sesi göklerde bi anne olmaktan bitap düştüm yıldım arkadaşlar ben ....



BENDE GÜNLERDİR BUNU DÜŞÜNÜYORUM... bende anne olmamlıydım çok seviyorum ama bi okadrda sinirli bi insanım ve çalışıyorum herkese göre sakin bir çocuk görünürken evde canavar oluyor.. bilmiyorum eşiniz yanınızdamı ama eşinizin ilgi eksikliği kesinlikle büyük etken. eşimin işinden dolayı cok gormedıgımde sınırlerım dahada yukselıyor bı suyu bıle döktüğünde cinnet geçirebiliyorum.. umarım düzeliriz zor bır durum allah isteyen herkeslere nasip etsin ama gerçekten zor çook çook zor sabır diliyorum bızım gibi anneler..
 
Hakli olarak bunalmışsın sana kızmıyorum. Ama geçmişe dönüp değiştiremeyeceğin şeyler için "keşke" deyip üzülmek yerine içinde bulunduğun durumu iyileştirmek adına adımlar atmaya çalış.
Şu an muhtemelen kısır bir döngü içindesiniz. Sen bölük gergin ve mutsuz oldukça çocuklara yansıyor. Onlar daha huzursuz ve agresif oluyor. Onlar huzursuz ve agresif oldukça sen daha çok geriliyorsun. Bir yerden kırmak lazım bu kısır döngüyü
 
BENDE GÜNLERDİR BUNU DÜŞÜNÜYORUM... bende anne olmamlıydım çok seviyorum ama bi okadrda sinirli bi insanım ve çalışıyorum herkese göre sakin bir çocuk görünürken evde canavar oluyor.. bilmiyorum eşiniz yanınızdamı ama eşinizin ilgi eksikliği kesinlikle büyük etken. eşimin işinden dolayı cok gormedıgımde sınırlerım dahada yukselıyor bı suyu bıle döktüğünde cinnet geçirebiliyorum.. umarım düzeliriz zor bır durum allah isteyen herkeslere nasip etsin ama gerçekten zor çook çook zor sabır diliyorum bızım gibi anneler..
O çocuk acaba ne istiyor,oyun mu,birlikte birşeyler yapmak mı?
Oyun hamuru alın sağlıklılarından,serin yere bir örtü,tepsi sehpa ne varsa koyun,oturun yanına,hayvan figürleri yapın,ona da gösterin,güle eğlene zaman geçirin.Onun yaptıklarını babasına gösterin.Bunu öğrendikten sonra mutfak masasına hazırlarsınız aynı ortamı,örneğin siz yemek yparken "bakayım ne yaptın,ooo çok güzel"diyerek heveslendirin.Hem ilgilenmiş hem de işinizi yapmış olursunuz,inanın evde yaptırmadığım etkinlik yoktu.Bir gün kendi pişirdiğim oyun hamurunu vermiştim ellerine,çok eğlenmişlerdi.Sonra ellerini yıkar,biter gider,böylece deşarj olan çocuklar duvar kapı da boyamıyor çizmiyor,ne varsa örtü üzerinde kalıyor,pozitif bakın,çocukta değişiyor zamanla...
 
Son düzenleme:
Adem GÜNEŞ'in kitaplarını okumanızı tavsiye ediyorum...
Ben okurken sinir olmuştum yarıda bıraktım ikinci kitabını okurken. Cocukla iletişim ile ilgili bir kitaptı. Cinsiyetçi bir yaklaşımı vardı. Hep anne anne anne..
 
Ben okurken sinir olmuştum yarıda bıraktım ikinci kitabını okurken. Cocukla iletişim ile ilgili bir kitaptı. Cinsiyetçi bir yaklaşımı vardı. Hep anne anne anne..


:KK33:Tabi ki anne .
Ne desin baba mı?
Annelik yaradılış olarak hem anne için hem bebek için bağlanış biçimidir.
Aynı bedenin içinde ,tam 9 ay birlikte yaşıyorsun,doğuyor ve sadece senin GÖĞSÜNDE kaç yıl kokunla sakinleşiyor.
Baba kim ? Akşamdan akşama seven bir birey.
Hissiyat olarak bile fıtrat olarak eksik.
Hep baba desen ne far keder ki, bebek zaten içgüdüsel olarak anne varken babayı red eder.
O yüzden ya ANNE olacaksın tüm zorluklarıyla,mutluluklarıyla ,yada sadece KADIN...
 
Çocuklarımı kaybetsem dünya basıma yıkılır onları çok seviyorum ama onlar doğmamış olsaydı onları hiç tanımamış hiç sevmemiş olacaktım.O zaman olmayan bişeyin yokluğu için ağlamayacaktım .

HALİNİ BİLEMİYORUM BELKİ DEDİKLERİNDE HAKLISINDIR AMA OLMAYAN BİRŞEYİN YOKLUĞUNA OKADAR ÇOK AĞLAYAN VAR Kİ ŞÜKRET VE PEDAGOGLARDAN YARDIM AL UMARIM MULTU BİR ANNE OLURSUN
 
Yemin ederim babam aynısını söyledi ilgi istiyor dikkat cekmeye çalışıyor dedi o cocuk. Ilgi verilmezse tabi isteyecek cocuk.Biz ailecek tanışıyoruz cocuktan biraz bahsettim. Babam cok denk gelmedi yaramazligina,dedesiyle arkadas.Annesi eline ceptelefonu veriyor yeterki sussun yaramazlik yapmasin diye. Bende ona lego alin birlikte oynayin barbie evi alin birlikte oynayın falan dedim. Cocugu kendi basının caresine bakmaya birakiyor. Bu ceptelefonu olayi cok yanlis tablet olsa onu da verirdi ayni sey. Aman aglamasin da aman dursun da falan diyor. Cocuk zaten anneyi ele geçirmiş durumda.benim annemde böyleydi. Ve bende cok hırçın,bir cocuktum. Hic bir zaman benimle oyun oynadığını hatirlamiyorum ve annemde aramda cok buyuk kopukluk olarak büyüdüm. Ergenlik doneminde bile annem ev isi derdindeydi hic ilgilenmedi. Boy abdestinin ne oldugunu teyzem öğretti mesela hic unutmam. Ben ped takmak adet olmak hepsini kendim ogrendim. O zamanlar ilk baslarda adet duzensizlikleri olurdu kadin dogumcumu,bogazim mi agriyor atesimmi çıktı hep babam götürürdü hastaneye. Okul velisi babamdı. Kalem mi bitti silgi mi yok babam hallederdi. Okulda biri beni dövse öldürse annemin umrunda olmazdi.Annem benim sevgililerimi bile bilmezdi. Evlendim tek basima yemek nasil yapilir,ev isleri nelerdir vs herseyi kendi basima hallettim. Annemi hicbir zaman affetmicem unutamıyorum bunlari. Hayatimda gördüğüm en vurdumduymaz ev isi yani temizlik ve yemek yapmayi annelik zanneden bir insan ona bi laf ettiğimizde "ben uvey annemiyim sizin her istediginizi yapiyorum "derdi. Yemek olarak kast ediyor kofte canimiz çekerdi hemen yapardi mesela.
Anneme hic guvenmem ve onu sevmiyorum insallah o cocukta benim gibi olmaz annem sağ hayatta ama neden se babam bana hem anne hem baba oldu

Böyle düşünmemelisin.. bende annemle çook çook zor günler yaşadım. Ergenliğim tam bir kaostu. Hiç bir zaman dersini yaptın mı annecim? Bir derdin mi var? Bunları boşver "nasılsın" dediğini bile duymadım annemin. "Ben sabah akşam sizin için çalışıyorum şöyle yapıyorum böyle yapıyorum".
Evet.. ölmedik görüldüğü gibi yedik içtik. Ama benim yaşadığım travmalar (özellikle şiddetten) hem annem hem babam tarafından hayatım boyunca peşimde olacak. Sinirlenirken bile kafamda annemin yüzü beliriyor.
O kadar tuhaf ki.. annem kendi annesi ve babası, anneannem ve dedem onların anne babası bizse hepsinin travmalarını yaşıyorız. Bu stres ve bu davranış bozukluğu nesilden nesile devam ediyor. Yani şuan bizim davranışlarımızda büyük büyük büyük anneannelerimizin izleri var.
Ama annemi sevmiyorum demiyorum. Büyük resime bakıyorum. 15 yaşında kaçarak evlenen bir çocuk, 16 yaşında çocuğu oluyor (ben). Babaannem rahat bırakmıyor. Ailesi dışlıyor. Anneannemle gizli gizli görüşüyor ve ne abisi ne babası zerre kadar sevgi göstermiyor. Ne kadar sağlıklı olabilir ki? Herkesi bir şekilde affetmek lazım ve bukadarı için şükür etmek. Bence böyle travmalar yaşıyan insanlar (bizler) terapi görmeden aşamayız bu durumu.

Gelelim o çocuğa.. mutsuz olacak ve muhtemelen mutsuz edecek. Diyorum ya.. kısır döngü.
 
Kendinize hiç kızmayın. Cocuk büyütmek hiçte kolay değil. Bende yeni anneyim 1,5 aylık ve şimdiden tükendim diyebilirim. Ama şunu düşünün zaman geçecek ve büyüyecekler okula başlayacaklar. Evde sizinle durduğu vakitler çok azalacak. O zaman yanlız hissedeceksiniz kendinizi. Şartlar elveriyorsa işe başlasanız çocuklarada bakıcı bulsanız olmaz mı? Sosyalleşmek çok iyi geliyor insana.
 
X