- 9 Haziran 2009
- 8.682
- 3.214
- 448
Yok, yazmazsam rahatlayamayacağım.
İçimi dökmem gerekiyor biraz. Sıkıntı yaptım dün akşamdan beri.
Benim bir arkadaşım var, evet seviyorum da. İyi dertleşiyoruz. Liseden beri arkadaşız.
Ama sürekli benimle olmak istiyor ! Çok arkadaşı yok, hatta benden başka yok diyebiliriz . Ama sürekli sevgili gibi hergün birlikte olamayız ki ?
Haftada 2 gün bile çok geliyor bana . Haftada bir görüşmek yetiyor yani. Hatta haftada bir diye de genellendirmeyi sevmiyorum. Çünkü bir hafta işim olur, görüşemeyiz normal yani. Ama bir hafta görüşmeyelim kim bilir nasıl sitem eder ?!
Sürekli benimle birlikte olmak istiyor. Anlıyorum ama o beni anlamıyor ki.
Ben zaten annemde 3 gün , babamda 4 gün kalan biriyim. Arkadaşım da, babama yakın oturuyor baya. Babama gelince görüşüyoruz dolayısı ile.
Ben 4 gün, babamdayken, hangi gün ev temizliği yapayım , hangi gün kendimle başbaşa kalayım, hangi gün köpeğimi sokağa çıkarayım ?!
Kaldı ki şuan haftanın iki günü tenisim var. Akşam 8 de bitiyor. Malum yaz da geldi, artık herkes akşamları dışarı çıkıyor İzmir'de.
Dün işte arkadaşımla telefonda konuşuyoruz, adı İrem olsun. İrem'e dedim "ya akşamları ben çıkamıyorum. Sabahları buluşalım hani erken. 9-10 gibi."
"İşte yaz geldi biz hiç akşamları buluşamıcaz mı?" dedi.
"Ben de köpeğimi çıkartıyorum o saatlerde İrem." Dedim.
"Her gün çıkartmayıver sen de" dedi. Ben zaten haftanın 4 günü buradayım, her gün deyince haftanın 7 günü anlarsınız değil mi? İyi de 4 gün babamdayım zaten, bıraksa da 4 gün çıkartsam hayvanı, ona da yazık sonuçta !
Dedim "olmaz ona da yazık"
"bir köpek kadar değerimiz yok" dedi. Nasıl sinirlendim !!!! Anlatamam
Sinirlendiğim nokta ise şu, ben çoğu arkadaşımdan daha çok vakit ayırıyorum ona. Annesi bir yandan sitem ediyor bir gün aksatınca ilgimi, kendi bir yandan sitem ediyor.
Sıkıştırılmaktan hoşlanmıyorum yani ! Ben zaten her hafta bir oraya bir buraya gidip duran biriyim. Bir anneme gidiyorum taaa İzmir'in bir ucu. Bir babama gidiyorum yani.
Kaldı ki, benim tek arkadaşım o değil. Evet en samimi olan o. Arkadaşlarım arasında bana bir şey olsa ilk önce koşacak olan da o.
Ama ben , zamanında sebepsiz yere, sırf işte bu sevgili gibi sanması beni ve kıskanması yüzüne bana küsmüştü.
Ve benim ailem sonuçta dağılmış, aile kavramı içinde büyümedim. Bir gün , kuzenleri abisi filan çıkmışlar. Normalde hep çağırırlardı. Benim de o sıra dedem komada, ama evde finallere çalışmak zorundaydım. "Beni niye çağırmadınız aşkolsunnn?" dedim ve karşılığında aldığım cevap "amaaa biz AİLECEK çıktık leonela !" böyle imalı imalı.
Ve bu lafını unutamıyorum. Yıllar geçti, gitmiyor içimdeki bu lafı. Sanırım yarama iyice basmış. Daha sonra, bana bunu kasıtlı söylediğini söyledi zaten. Üstünden çok sular aktı, ama ben güvenimi, onun iyi niyetine olan güvenimi kaybettim. Yani biliyorum ki, işine gelmeyen bir şey olduğunda yine bana laf sokar, laf söyler, iğneler.
Ama ben öyle biri değilim. Genellikle sevdiklerime karşı kelime edemiyorum içime atıyorum, onlarda bunu bildikleri için beni hep eziyorlar. Kendimi ezdirmemeyi öğrenemedim.
Yani şimdi, bakın kısacası, ben tenisi bırakmak zorundayım çünkü ingilizce kursuna gideceğim. Haftanın 3 günü en az ! O da akşam 6.30tan sonra.
Yani akşamları İremle görüşemeyeceğiz. Beni yine sıkıştıracak. "köpek kadar değerimiz yok" demesi canımı sıktı !
Köpeğim benim için çok değerli.... Ben zaten sıkışık bir insanım , beni iyice sıkıştırması canımı sıkıyor !
Yarın bir gün çalışma hayatına gireceğiz ya da hayatımda , hayat arkadaşım olacak, sevgilim olacak.
Ben her hafta ona kafadan 2 gün ayıramam ki...
Ben de o öyle söyleyince "kızım sen 8den sonra dışarı çıkamıyorsun, annen izin vermiyor, ben çıkabiliyorum. 8 de çıkalım o zaman madem, ben köpeği gezdirip geliyim , tenisim de bitiyor o saatte" dedim. "Yok çıkamıyorum" dedi. Yani daha napabilirim !?
23 yaşına giriyoruz, saat 8 de dışarı çıkamıyor.. Annesi izin vermiyor. 10 da döneriz. Sonuçta sahil , evlerimize çok yakın ! Eee ben napabilirim yani,sorumluluklarım var, kursum var... O zaman gündüz çıkmaktan başka hiçbir seçenek yok. Benim için gerekirse hep gündüz çıkarız ! Ama onun "hep gündüz mü çıkacağız?" demesi canımı sıkıyor.
Ben kendimi insanlara göre ayarlamak zorunda mıyım ya? Yıllardır sürekli kendimi ona göre ayarlamamı bekliyor ! Napacağım, nasıl konuşayım arkadaşımla, bu konuda ?
Açık açık söyleyim mi? "zaten sıkışığım bir de sen sıkıştırıyorsun, sürekli görüşmek zorunda değiliz" filan. Kırıcı olmak istemiyorum. Hemen taavır alan bir yapısı var çünkü.
Bu arada şimdilik çıkmak zorundayım, gelince tek tek cevaplayacağım yorumlarınızı.
Öfffff yine her zamanki gibi uzun yazmışım yaaaa ! Hiç sevmiyorum bu huyumu.
İçimi dökmem gerekiyor biraz. Sıkıntı yaptım dün akşamdan beri.
Benim bir arkadaşım var, evet seviyorum da. İyi dertleşiyoruz. Liseden beri arkadaşız.
Ama sürekli benimle olmak istiyor ! Çok arkadaşı yok, hatta benden başka yok diyebiliriz . Ama sürekli sevgili gibi hergün birlikte olamayız ki ?
Haftada 2 gün bile çok geliyor bana . Haftada bir görüşmek yetiyor yani. Hatta haftada bir diye de genellendirmeyi sevmiyorum. Çünkü bir hafta işim olur, görüşemeyiz normal yani. Ama bir hafta görüşmeyelim kim bilir nasıl sitem eder ?!
Sürekli benimle birlikte olmak istiyor. Anlıyorum ama o beni anlamıyor ki.
Ben zaten annemde 3 gün , babamda 4 gün kalan biriyim. Arkadaşım da, babama yakın oturuyor baya. Babama gelince görüşüyoruz dolayısı ile.
Ben 4 gün, babamdayken, hangi gün ev temizliği yapayım , hangi gün kendimle başbaşa kalayım, hangi gün köpeğimi sokağa çıkarayım ?!
Kaldı ki şuan haftanın iki günü tenisim var. Akşam 8 de bitiyor. Malum yaz da geldi, artık herkes akşamları dışarı çıkıyor İzmir'de.
Dün işte arkadaşımla telefonda konuşuyoruz, adı İrem olsun. İrem'e dedim "ya akşamları ben çıkamıyorum. Sabahları buluşalım hani erken. 9-10 gibi."
"İşte yaz geldi biz hiç akşamları buluşamıcaz mı?" dedi.
"Ben de köpeğimi çıkartıyorum o saatlerde İrem." Dedim.
"Her gün çıkartmayıver sen de" dedi. Ben zaten haftanın 4 günü buradayım, her gün deyince haftanın 7 günü anlarsınız değil mi? İyi de 4 gün babamdayım zaten, bıraksa da 4 gün çıkartsam hayvanı, ona da yazık sonuçta !
Dedim "olmaz ona da yazık"
"bir köpek kadar değerimiz yok" dedi. Nasıl sinirlendim !!!! Anlatamam
Sinirlendiğim nokta ise şu, ben çoğu arkadaşımdan daha çok vakit ayırıyorum ona. Annesi bir yandan sitem ediyor bir gün aksatınca ilgimi, kendi bir yandan sitem ediyor.
Sıkıştırılmaktan hoşlanmıyorum yani ! Ben zaten her hafta bir oraya bir buraya gidip duran biriyim. Bir anneme gidiyorum taaa İzmir'in bir ucu. Bir babama gidiyorum yani.
Kaldı ki, benim tek arkadaşım o değil. Evet en samimi olan o. Arkadaşlarım arasında bana bir şey olsa ilk önce koşacak olan da o.
Ama ben , zamanında sebepsiz yere, sırf işte bu sevgili gibi sanması beni ve kıskanması yüzüne bana küsmüştü.
Ve benim ailem sonuçta dağılmış, aile kavramı içinde büyümedim. Bir gün , kuzenleri abisi filan çıkmışlar. Normalde hep çağırırlardı. Benim de o sıra dedem komada, ama evde finallere çalışmak zorundaydım. "Beni niye çağırmadınız aşkolsunnn?" dedim ve karşılığında aldığım cevap "amaaa biz AİLECEK çıktık leonela !" böyle imalı imalı.
Ve bu lafını unutamıyorum. Yıllar geçti, gitmiyor içimdeki bu lafı. Sanırım yarama iyice basmış. Daha sonra, bana bunu kasıtlı söylediğini söyledi zaten. Üstünden çok sular aktı, ama ben güvenimi, onun iyi niyetine olan güvenimi kaybettim. Yani biliyorum ki, işine gelmeyen bir şey olduğunda yine bana laf sokar, laf söyler, iğneler.
Ama ben öyle biri değilim. Genellikle sevdiklerime karşı kelime edemiyorum içime atıyorum, onlarda bunu bildikleri için beni hep eziyorlar. Kendimi ezdirmemeyi öğrenemedim.
Yani şimdi, bakın kısacası, ben tenisi bırakmak zorundayım çünkü ingilizce kursuna gideceğim. Haftanın 3 günü en az ! O da akşam 6.30tan sonra.
Yani akşamları İremle görüşemeyeceğiz. Beni yine sıkıştıracak. "köpek kadar değerimiz yok" demesi canımı sıktı !
Köpeğim benim için çok değerli.... Ben zaten sıkışık bir insanım , beni iyice sıkıştırması canımı sıkıyor !
Yarın bir gün çalışma hayatına gireceğiz ya da hayatımda , hayat arkadaşım olacak, sevgilim olacak.
Ben her hafta ona kafadan 2 gün ayıramam ki...
Ben de o öyle söyleyince "kızım sen 8den sonra dışarı çıkamıyorsun, annen izin vermiyor, ben çıkabiliyorum. 8 de çıkalım o zaman madem, ben köpeği gezdirip geliyim , tenisim de bitiyor o saatte" dedim. "Yok çıkamıyorum" dedi. Yani daha napabilirim !?
23 yaşına giriyoruz, saat 8 de dışarı çıkamıyor.. Annesi izin vermiyor. 10 da döneriz. Sonuçta sahil , evlerimize çok yakın ! Eee ben napabilirim yani,sorumluluklarım var, kursum var... O zaman gündüz çıkmaktan başka hiçbir seçenek yok. Benim için gerekirse hep gündüz çıkarız ! Ama onun "hep gündüz mü çıkacağız?" demesi canımı sıkıyor.
Ben kendimi insanlara göre ayarlamak zorunda mıyım ya? Yıllardır sürekli kendimi ona göre ayarlamamı bekliyor ! Napacağım, nasıl konuşayım arkadaşımla, bu konuda ?
Açık açık söyleyim mi? "zaten sıkışığım bir de sen sıkıştırıyorsun, sürekli görüşmek zorunda değiliz" filan. Kırıcı olmak istemiyorum. Hemen taavır alan bir yapısı var çünkü.
Bu arada şimdilik çıkmak zorundayım, gelince tek tek cevaplayacağım yorumlarınızı.
Öfffff yine her zamanki gibi uzun yazmışım yaaaa !
Son düzenleme: