Hiçbir söz yetmiyor, beni 'bana' anlatmama…
Dinleyemiyorum kendimi, acımadan içim…
Dokunsalar ağlayacağım bir ömür boyu…
Ve değseler hüznüme, döküleceğim parça parça…
Bir anlık değil, boğulduğum bilinmezlik.
Acısı çıkıyor sustuklarımın. Oysa ben iyiyim görünürde !
Anlamını içime çeke çeke mutluluğa erişemiyorum...
Ya hep ben fazla geldim ya da hep bir şeyler eksik kaldı…
Şimdi iyi olan ne varsa, üzerine çizgi çekemediğim kırgınlıklar sarıyor dört yanını. Ve ben,
İyi olmanın eşiğinde, korkulara kapılıyorum anlamadığım bir biçimde… Sebebim yok.
Belki de çok… Biliyorum;
Ben bile kendimi anlayamıyorken anlaşılmayı beklemek, hayalden de öte . Ben kendimi, Görmüyorum Duymuyorum Ve bilmiyorum… Dokunsalar ağlayacağım bir ömür boyu… Ve değseler hüznüme, döküleceğim parça parça…
İçindeki müziği bir duysan,
Seslere gülüp gözlerini kapatsan,
Bıkmadan açsan kapalı kalanları.
İncecik kaleminle kocaman ruhlar çizsen,
En olmadık yerlere gitsen.
Bir kerede bıraksan kalemin dediği olsa.
Sakladığın bir ruh, yazdıkların müzik...
Dans eder parmakların, bırak yorulsunlar...
Deme bana neden, niye?
Zaten herşey sen varsın diye.
Ya yavaşça koş, ya da hızlıca dur.
Bir adım gel, bir gülüş bak...
Herseyi yap, herseyi al da kalsın sesler.
Sessiz sedasız doğdum bugün 29. kez...
Bana kalsa deli gibi mutlu olucaktım
Saçma sapan bi coşku çıkarıcaktım
İnsanım işte kendini tekrar ediyorum
Sevdiğime aldanmayı seviyorum
Bazen doğmak istemiyosun
Doğmuş olduk buna mı boş sevinç?
Hayat kadar anlam dolu, hayat kadar anlamsız
Pastadaki mum kadar ince ve zayıf
O gün bir günmüş ve ben doğmuşum
O gün bi bakmışım ben yokmuşum
Sessiz sedasız doğdum bugün 29. kez...
Bana kalsa deli gibi mutlu olucaktım
Saçma sapan bi coşku çıkarıcaktım
İnsanım işte kendini tekrar ediyorum
Sevdiğime aldanmayı seviyorum
Bazen doğmak istemiyosun
Doğmuş olduk buna mı boş sevinç?
Hayat kadar anlam dolu, hayat kadar anlamsız
Pastadaki mum kadar ince ve zayıf
O gün bir günmüş ve ben doğmuşum
O gün bi bakmışım ben yokmuşum
sessiz sedasız olsun istemedim aslına bakarsan
bana kalsa deli gibi mutlu edicektim
saçma sapan bir coşku çıkaracaktım
ama olmadı
ne sen müsait oldun ne ben
ne sen sakindin ne ben
ne sen mutluydun ne ben
oysa bizim dostluğumuz farklıydı
farklı olmalıydı
ikimizin mutsuzluğu çarpıştığında ortaya mutluluk çıkmalıydı
birbirimizin içindeki mutluluğu hep çıkarmadık mı
şimdi noldu bize de bunu başaramıyoruz.
noldu da mutsuzluğumuz daha büyük mutsuzluklara öfkelere sebep oluyor...
Hangimizin suçu bu
kim bizi bu hale getirdi.
bilemiyorum ben
tek bildiğim geçmeyen bir mutsuzluğun içinde kaybolduğumım
kendimi bulamadığım gibi seni de kaybediyorum...
Canım benim yaa sen daha napcanbakma öyle yazdığıma en çok sen mutlu ettin. Benim kırıldığım kızdığım eşimdi oğlumdu sanada denk geldi :2: Annem bile unutmuş ne diyim ben bunlara