Kendi çocukluğumu büyütüyorum

Aslinda her sey unutuluyor da,
hisler unutulmuyor degil mi, bir insani size zamaninda hissettirdikleri ile tanimliyorsunuz, o sekilde aniyorsunuz.

Belki de pozitife gecmenin tek yolu, pozitif hislerle hasir nesir olmaktir bolca, onlar iyilestirecektir yaralari.

Oglunu cok sev,
esini cok sev,
annemi seviyorum yazmissin, o zaman sevmeye devam et,
anne kiz anlar yaratmaya calis,
ama olmuyorsa da zorlama bunun icin,
hayatina olabildigince mutluluk sokustur,
sanata ilgin vardi yanlis hatirlamiyorsam, doldur tum zamanini seni mutlu eden hobilerinle, meslek olarak yapmasan bile,
ogretmensin zaten, baska cocuklara da semsiyeni ac, onlarla da paylas mutlulugunu pozitifligini,

zamanla notrlesek ve sonrasinda artiya gececeksin.


bir de sanirim bir cogumuz kendi cocuklarimizi yetistirirken ailemizin bize karsi davranislarini da yeniden olcup biciyoruz.
Benim guzel bir cocuklugum olsa da ben geriye baktigimda elstirdigim bir cok davranis sayabiliyorum.
Ama esimde daha cok gozlemledigim bir nefret ve kinlenme durumu var, genelde bu hissi sondurmeye calisiyorum,
Evet farkindalik artsin, kesinlikle dogru buluyorum, ama buradan bir nefret de dogmasin,
bugun eger ki ebeveynlerinin davranislari seni mutsuz ediyorsa bugunun kararini ver,
ama gecmisi bu sekilde degerlendirmemek gerekiyor.Onlar da farkli kisiler, ayni kisi degiller ki.

Yine de sana ne iyi gelecegini yine en iyi sen bileceksin,
yeter ki kendi icine bak.
 
Çok üzüldüm yasadiklariniza... kardesleriniz ve onlar gibi nice masum yavrucak neler yaşanıyor şu yeryüzünde... bazen bu dünyanın yıkılmasını istiyorum. Bu yaşananlara içim elvermiyor...(
 
Geçenlerde kardeşimin arkadaşı "abla neden şimdiki çocukların psikolojisinin herşeyde bozulduğunu söylüyorlar? Biz de dayak yerdik hiç de psikolojimiz bozulmadı." dedi. Annem ve kardeşim de yanımdaydı. Nerden biliyorsun bozulmadığını diyemedim. 33 yaşındayım ama hala çocukluğumda kaldı aklım, yaşayamadığım şeyler var diyemedim
Ablasının kardeşinin gölgesinde kalmış, hiç bir isteği olmadığı halde şımarık yetiştirildiği iddia edilen, aslında ezik, anne sözünden çıkmayan bir çocuk (ve sonrasında da genç kız) olmasına rağmen annesi tarafından hayırsız evlat ilan edilen çocuğum ben diyemedim.
Konunuz kalbime dokundu. Hiç bir çocuk bu yaşadıklarınızı haketmiyor.
 
Seni o kadar cok iyi anlıyorumki bende 8yasında üvey kardesime bakmaya basladım.Hiç unutmuyorum 9 yasındaydım kardesimi yeni yeni bezden ayırıyordu annem ve biz anneannemle ve annemle beraber alısveris merkezine gitmiştik.tam yemek yicekken kardesim altına yaptı annem cantasını alıp wcye gittik cantada yedek giysi yoktu annem neden yedek giysi koymadın diyerekten wcden cıkmıs masaya dogru ilerlerken bana herkesin içinde tokat attı herkes bana baktı çok utandım aglamamak için kendimi zor tuttum.Anneannem kızdı anneme ama olan olmustu.Ben cocugum ne bileyim elbise konulacak anne sen degilmisin koysana.Ben annem gibi anne olmak istemiyorum belkide buyüzden daha cocuk istemiyorum.Küçük kardesim üzerimde emegim büyük 8 yasımdan 19 yasıma kadar bakımını ben yaptım.Çok ezildim annem tarafından benim günahım neydi ki bu çileleri yasattı bana.Şimdi bakıyorum son yanında kalan 19 yasında erkek kardesim var onada bana yaptıgı psikolojik baskı ve şiddeti gösteriyor.
 

Bende aynı durumdaydım çocukken
Yaşayamadığım çocukluğa bile çocukken diyorum oda ayrı mesele. Yazdıklarınızı okurken hatırladım bende, kardeşlerimin küçük annesiydim kendi yaşıma başıma bakmadan.
O kadar şey yaşadım ki ondan görmediğim sevgiyi dışarda aradım. 15 yaşında ki bir kız neden "Allah ım bana hayırlı bir kapı aç ve en uzak yerde olsun "diye dua eder ki. yanlıştı belki ama 18 imde evlendim ve o günden beri iyi bir anne olmak için uğraşırken evlat acısı yaşadım. Anne olma isteği iliklerime kadar işlemişken kaybettim. Ben çocuğuma güzel bakıcam sevicem diyordum
Gidiyorum bazen uzağız (dualarım kabul olmuştu) dönme zamanı gelince ağlıyor hemde çok. Benim gözümün önüne yaptıkları geliyor Galiba onunda yaptıkları ve yapmadıkları.
Bunca şeye rağmen anne işte ayrılmak sızlatıyor içimi. Cahillik miydi yoksa başka bir şey mi bilmiyorum. Ama adı ne olursa olsun yakıyordu canımı.
Şeker hastası olmama sebep oldu 3 gün içinde.
Evlendiğim güne kadar beni öpmemişti hiç bebekken öptüyse bilmem. Kızım dememişti hiç Kendi dövdüğü yetmezmiş gibi abilerime dövdürtürdü. oy oy
Allah akıl fikir vicdan merhamet versin inşaallah.
 
Ben annemin yaptığı hiçbirşeyi yapmıyorum. İlgisiz bir anneydi. Düşünüyorum hayattımda hiç okul toplantıma gelmedi diyorum . Kendime bakıyorum sürekli öğretmenle irtibat halindeyim . Geçmişte kötü yaşadıklarımız yüzünden güzel çocuklar yetiştireceğiz belki de..birde bu yönden bakmak gerekli..
 

Çok geçmiş olsun idrak.
Annelikte hata yapmak, anneliğini sorgulamak, kendini yetersiz hissetmekten girersen yanlış yerden giriş yapmış olursun bence, hepimiz anneliği düşe kalka öğrendik öğreniyoruz, hepimiz hatalar yapıyoruz, yetersiz kaldığımızda oluyor ama çocukların mizacı da önemli, sen en mükemmel anne bile olsan, sıfır hata üst düzey yeterlilik olsa yine oğlun aynı olacaktı, bir kere senin kendini sorguluyor olman, oğlun için çabalaman, en iyisini yapmaya çalışıp makaleler, kitaplar karıştırıyor olman bile iyi bir anne olduğunu gösterir, yetersizim diyerek kendini ezmemelisin.

İdeal mükemmel anne modeli olmadığı gibi ideal evlat modeli de yok, kimi çok kırılgan olur, kimi nazlı sürekli hasta olan bir çocuk olur, kimi inatçıdır, kimi devamlı ağlar, kimi 5 dakika yerinde durmaz, her çocuğun kendince zorluğu olur ama hepsi büyüyor ve bugünler geride kalıyor, gün gelecek senin oğlunda çok başka bir çocuk olacak, sürekli ağlamaları, inatlaşmaları, sana kök söktürmeleri biraz da büyüme sancıları aslında, oğlun hala küçük, zorlanıyorsun, belki zaman zaman tükeniyorsun, bugünler için çözüm arıyorsun ama oğlun büyüdükçe çözülecek bu.
 
Son düzenleme:
Yasadığımız hayattan mutlu olmadığımızda cocuklugumuza dönüyoruz sanırım. Biseyler yanlis basladı da bu duruma geldim düşüncesiyle belki de. Hani o zamanı düzeltebilseydik bugünü farklı yasardık hayaliyle. Aslinda gecmisde bize yapipan yanlislari hatirlamak bugünkü yetersizliklerimizi aciklamada bizi rahatlatiyor olsa da bunu sık yapmak da bugunden kacmak oluyor maalesef.

Toplumdaki bu kadar çok mutsuz insanın mimarı aileleri. Pek cok pırlanta gibi genç yanlis davranan anne- baba yuzünden silinip gidiyor.

Tabii ki bizler yetiskin olup , gercek ebeveynlik nasil olurmus bunu ogrendikce ailelerimizin hatalarini ve o hatalarin bunca yil sonra bile bizim uzerimizdeki olumsuz etkilerini daha net gorebiliyoruz.

Yapilabilecek tek sey bana göre, gecmiste yasattiklari icin onlara ofke duymak yerine o kadarini yapabildiler deyip kabullenmek, ama bugünkü kotü izleri de kendi uzerimizde calisarak silmek. Yoksa duygusallikla yaklasirsak bunun psikolojimizi bozmaktan baska bir etkisi olacagini da sanmiyorum.

Arada tabii ki hatirlayip, anlatmak, dertlesmek normal ve iyi gelebilir ama bugünu ne kadar tatmin olmus yasarsak gecmisdeki mutsuzluklari konusmaya gerek bile duymayacagiz. Umarim oyle olur mutlu olur ve gecmise donme geregi duymayiz.
 
Aynı anne halleri. Benim annem biraz daha da uç bir kadın. Yani sorunu geçmişte yaşadıkları filan değil. Duygusal olarak hissedemiyor, şefkat duygusu filan yok. Yalnızca bana karşı değil, elinin altında, ona ihtiyacı olan herkese çok acımasız. Dışarıda olan herkese de ben sizden daha aşağıyım psikolojisinde.

Hasta, yanında sürekli yardımcı bir kadın oluyor ama kaç kadın değiştirdi hatırlamıyorum bile. Onları da sürekliler eziyor, en can acıtıcı sözleri söyleyip sonra hiçbir şey olmamış gibi davranıyor ama karşıdakinin içine işliyor. Her biri ağlayarak gitmiştir evden. Şu anda kalan kadına devamlı gideceğini söylüyor. Kadın iş garantisi var mı bilmiyor. 60 yaşında, annemle yaşıt, gece 2 ye kadar çalışıyor ve gördüğüm hergün bir sebeple ağlıyor. Gittiğim zamanlarda bir bakıyorum lavabodan çıkmış, gözler kıpkırmızı. Yani yetişkin insanlar böyle hissediyorken, küçük bir çocuk olarak nasıl olmuş hiç bilmiyorum.

Dışarıdakilere de hep siz benden ve çocuklarımdan çok üstünsünüz tavrı. Eltimin çocukları üçü de üniversite mezunu, terbiyeli çocuklar. Eltim de beni çok sever, kanatsız melek der. Eltimi gördüğü zaman; siz nasıl böyle terbiyeli yetiştirdiniz, okuttunuz maşallah, bizimkiler çok saygısız, terbiyesiz diye şikayet ediyor. Eltim ne diyeceğini şaşırıyor. Halbuki biz üç kardeş de üniversite okuduk. Ben zaten Türkiye derecesiyle girdim, ilk 500 ün içindeydim kendi senemde ama haberi bile yoktur Eminim.

Anlatmakla bitmez yaşadıklarım. En basitinden hiç annemin elinden harçlık almadım ben. İstediğimde yere atardı, hem utanıp hem sevinerek yerden toplardım ben paraları. Halbuki babam trilyoner denecek zenginlikte bir adamdır.

Ben de kk da çok anlatmışımdır.her konumda biraz izi vardır. Terapi merkezi gibi kullanıyorum. Ve büyüdükçe, yaş 30 u geçtikçe daha bir fark ETmeye başlıyor insan.

Oğlumu büyütürken, ben de içimdeki yaraları sarmaya çalışıyorum. Zaman zaman hatalarım da oluyor. Karşılıksız bir sevgiyle telafi etmeye çalışıyorum. İleride galip gelecek his, en azından büyük bir şefkat olur diye umut ediyorum.

Yazılacak çok şey var ama anlatmaktan dahi yoruluyor insan ve buzdağının görünen yüzü gibi. Altta çok daha fazlası var aslında. Bende de hep insanlardan özür dileme hali var mesela. Hep sorunlu benmişim gibi, hata onlarda da olsa.

Ortak Doğum hikayeleri beni yazmaya itmişti bu Arada :) bu kadar benziyor diye aslında. Ben de Doğumda sancı çekerken bağırıp, bir yandan da doktor ve hemşirelerden özür diliyordum. Öyle işlemiş işte.
 
Ne de guzel ifade etmıssınız tüm kalbınızın ictenlıgını hissettım ve bı anne olarak duygulandım cok anlamlı bı noktaya degındınız cogu annelerın görmek ısteyıp göremedgı nokta... tesekkurler..
 
Hayatımızdaki eksik tuğlaları tamamlayabiliyormuyuz blmiyorum ama farkındalığımızın geliştiği kesin.
Hatırlıyorum da ilkokulda 23 nisan gösterilerinde görevli olurdum.
Oyun başladığında başımı çevirip çevirip velilerin toplanıp bizi seyrettiği yere bakardım,acaba annem de geldi mi,beni izliyor mu,belki de aferin kızıma diyordur,ama annem hiç orada olmazdı
Müzik sesiyle kendime geldiğimde öğretmenin sesini duyardım "Deniz Deniz dikkat et bozuyorsun"
Bunların etkisiyle çocuklarımı özel günlerinde hiç yalnız bırakmadım,öyle ki karne günlerinde bazen her karne alanı ben alkışlardım sınıfta.
Ve onların bütün karne ve çizimlerini ayrı ayrı dosyaladım,bazen kutuları karıştırıp 1ci sınıfta yazdıkları bir notu,anaokulundaki bir çizimlerininbuluyorlar,anne inanmıyorum,bunuda mı sakladın diyorlar
Böyle böyle iyileşiyor birşeyler,arada sızlayıp kendini hatırlatıyor tabii
Özür dilerim Idrakyollariiltihabi konunu çok dağıttık,fakat öyle bir başlık açtın ki herkeste farklı da olsa benzer anılar canlandı
 
Anne Babalar her zaman doğru davranışı değil bazen yapılmaması gereken davranışları da öğretir bize.büyük ihtimal anneninde çocukluğu sorunlu geçmiş sevgi görmemiş ki sevgi gösterememis ama sen kendini geliştirmişsin kültürlüsün okuyup anliyosun ve çocuğuna sevgi gösteriyosun. Yani kisir döngü den çıkmışsin ne mutlu sana ve cok tatlisin idrak yolların iltihaplı değil gayet açık. Eskiye düşünme çocukluk bitti şimdi anneyiz çocuklarımiza güzel çocukluk anıları yaratıcaz bol sevgi sözcükleri bol sarılma mutlu yemek masaları heyecanlı bayramlar gibi.oğlun senin gibi bilincli bir annesi olduğu için çok şanslı bence
 

İşin fenası anneler yüzünden anneliğini sorgulayan, yetersiz bulan ve çocuklarının sevmeyeceğinden korkan kadınlar yetişiyor, idrak, Gangsta, Koalina, liste epey kabarık aslında
Ruhlarınızda bıraktığı yaralar aynı zamanda anneliğinizle ilgili endişelere dönüşüyor, anneniz gibi olmak korkusuyla boğuşuyorsunuz.

Hem çocukluğunuzun yaralarını sarmaya ya da eksikliğini gidermeye çalışmak hem kendi anneliğiniz ölçüp tartmak arasında sıkışıp kalınca da patlamalar yaşanıyor galiba veya hep daha iyi anne olabilmek için kendinizle yarışıyorsunuz.

Anneler farkında değil belki ama çocuklarının ruhlarında derin izler bırakıyorlar.

Şimdiki çocuklar, çocuklarınız sizlerden daha şanslı, eskilerin anam babam usulü çocuk yetiştirme metodunun yanlış olduğunun farkındasınız, hiçbiriniz anneleriniz gibi olmazsınız.
 
Olmayız diye umuyorum,çünki kalbimiz ağrıyor,demekki orada bir onarım var,kalbimiz hissiz ya da ölü olsaydı o ağrıyı hissetmezdik.
Anne o diyorlar bazıları burada,ANNE..
Tabii ki anne,annemiz,fakat bırakın yaralar hava alsın, güneş görsün, iyileşsin.
"Kol kırılır,yen içinde kalır"diye diye ne yürekler kangren oldu,sayısını bilen var mı
 
Olmazsınız Deniz'im, Anne de sorgulanabilir, eleştirilebilir, eleştirilmelidir de, benim düşüncelerimi biliyorsunuz artık, ben anneliği kutsal görmüyorum, doğuştan anneliğe de inanmıyorum, bu kadar şahane olsaydık hiçbir çocuk terk edilmiş olmazdı, çöp konteynerlerine, cami avlularına kedi yavrusu gibi atılmazdı, bu kadar çok yüreği yaralı çocuk büyümezdi.

Anne mi olmak istiyoruz? O zaman bırakalım çocuklarımız bizi eleştirebilsin, yanlışlarımızı söyleyebilsin, onları susturmayalım, susturmayalım ki büyüdüklerinde içlerine işleyen, ruhlarını acıtan yaralar açılmasın, anneyim hatasızım, en mükemmel benim dedikçe çocuklarımıza zarar veriyoruz çünkü.
 

Bilmiyorum büyüdüğünü görecek kadar yaşarsam inşallah sonu güzel olur bu serüvenin :)

Bugün şiddetli boğaz ağrısının üçüncü günü ve ilaçlar hiç işe yaramadı. Yarın kendimi acile atmayı planlıyorum. Her şeyim başı sağlık ahsjsjs.
 

Amanın senin kız da epey zormuş. İkinciyi yapmana daha çok şaşırdım ben aslında :)

Benim sıpa ilk üç ay inanılmaz kolay bir bebekti. Yani yeni annelerin şikayet ettiği, gece sık uyanma gaz sebebiyle ağlama gibi durumlar elbette vardı ama asla çok çok ağlayan bir bebek olmadı. Üç aydan sonra bir haller oldu çocuğa. Neyse ki üç aylık sakin bir dönem geçirdik ona şükür :)

Bugün marketteki görevli oğlumun durmadan hareket etmesine karşı "abla ne yedirip içiriyorsun sen bu çocuğa" diye sordu :) Allahtan sevimli de sıpa kimse kızmıyor bitirim hallerine. Hani bizim durum dışarıdan fark edilmeyecek gibi de değil.

Geçmiş olsun dileklerin için teşekkür ederim. Ne olduğunu ben de bilmiyorum hala. Birden bire boğazımın sağ tarafında ağrı başladı. Doktor görünen hiçbir şey yok dedi. Görünmeyen kısımda bir şey olabilirmiş. Elle muayene etti dışarıdan. Şişlik varmış lenflerde. Bugün eşim ısrarla doktora gidelim dedi ama gidesim gelmedi. Yarın gideceğim muhtemelen.
 

Evet dediğiniz gibi çalışmıyor olmak etkiliyor beni. Ancak bir arkadaşın söylediği gibi esasında iş hayatı da tatmin etmiyor beni. Sorun tam olarak bu değil yani. O zaman da oğluma vakit ayıramıyorum diye takılırdım muhtemelen.

Sizin adınıza sevindim. En azından çalıştığınız anlarda mutlu ve huzurlu hissediyormuşsunuz.

Annemi babamı anlıyorum demişsiniz. Ben anlıyorum elbette onları. Ancak hak veremiyorum. O kısımda sıkıntı var :)
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…