Kızlar dayanamıyorum artık, kimseler anlamıyor beni etrafımda. Buradan anlayan duyan birileri olur umarım çığlıklarımı.
Yaklaşık 7 yıldır evliyim, 35 yaşına dayandım. Hep çocuk sahibi olmayı istedim, eşim ilk başlarda buna yanaşmadı. Sonra tamam dedi bu sefer de hamile kalamadım. Kendimce ne kürler vitaminler kullandım aylarca. Ardından sperm problemi olduğunu öğrendik ve tüp bebek tedavisi gördük. Embriyolarımız oldu şükür 4 sefer transfer oldum. Rahim kalınlaşması problemi de yaşadım transferlerde. Neler neler denedim. Artık olduğu kadarıyla deyip transferler yapıldı. İlk denemede tutmadı. 2. denemede pozitifi gördük, havalara uçtum. Ama çok kısa sürdü, ertesi testte değerim yükselmedi yani kimyasal oldu. 3. denemede yine pozitifi gördük. Değer yükselir mi yükselmez mi derken kalp atışını duyduk ama 8.haftada malesef kalbi durdu miniğimin. Kahroldum. Son embryomuz kalmıştı umutsuz bi şekilde onunla 4.denememizi yaptık ve yine pozitifi gördük. Korku ve endişe hep oldu ama tüm kontroller çok iyi gitti. Oğlummm deyip her gün şükredip dualarla yattım kalktım. Hayaller kurdum. Onunla konuştum, ninniler dinlettim. Eşimse hamilelik döneminde çok üzdü beni. Bana ne zaman bağırsa benim canım oğlum tekmeleriyle “anne buradayım ben, sen üzülme” derdi sanki. Yaşadığım şehirde yalnız sayılırım. Akraba eş dost çevremin çoğu başka şehirde. Kısacası oğlum benim gerçekleşmiş hayalim, kabul olunmuş duam, yaşama sevincim, hatta en yakın dostum olmuştu. Gebeliğimin 6.ayını tamamlamak üzereyken dahası her şey yolundayken oğlumun hareketini hissetmedim bir gün. Önceki akşam kıpır kıpırdı halbuki içimde. Yüreğime bir sızı düştü akşama kadar bekledim ve acile gidelim dedim. O ultrason ekranında kuzumu öylece hareketsiz görmek ve doktordan “malesef” kelimesini duymak hayatımın en büyük travması oldu. İnanamadım. Benim canımın canı melek olmuştu. Her şeyim hayatım yine yarım kaldı. Verilen ilaçlarla ertesi günü doğum yaptım. Onca acıya rağmen bomboş kalmıştı kucağım. Evladımı göstermediler bile. Ve diğer gün benim meleğimin o minik bedenini benim hayatımla beraber toprağın altına koydular. Ne özlüyorum onu bir bilseniz!!!
Bu kabusun üzerinden henüz 20 gün geçti. Acım çok taze. 20 yıl geçse de unutabileceğim bir şey değil. Ve dahası acımı yaşamama izin vermiyorlar. Eşim ilk bir haftadan sonra bana anlayış göstermemeye başladı. “Yeter be, bi tek çocuğunu kaybeden sensin değil mi. Yetti artık üzülüp durduğun. Sen acıdan beslenmeyi seviyorsun, sanki bilmiyorum seni. Bahanen de hazır üzülmeye. Git at kendini aşağıya dayanamıyorsan. Zaten sana çocuk falan da yok, tedaviye de bi daha başlarsam hadi bakalım görürsün.” Bu cümleleri duyuyorum. Halbuki yıllardır ne uğraş verdim, neler yaşadım ve ne kadar istediğimi kendisi biliyor en iyi. Annesi de güya bize destek olmak için yanımıza geldi geçen hafta. O da benim acıma anlayış ve saygı göstermiyor. Yok hayata dönmeliymişim, bu böyle olmazmış. Ki böyle dediği için zaten onunlayken içime içime ağlıyorum belli etmeyeyim, yine eleştirilmeyeyim diye bişeylere tutunuyorum. Yemekler pastalar yapıyorum, onunla aptal aptal diziler izleyip yorumlar yapıyorum, beraber yürüyüşlere çıkıyorum. Bunlara rağmen ‘bu böyle olmaz hayata dönmelisin” diye azar işitiyorum kadından sırf ben bu ara hamile ya da bebek görmek içimi acıtıyor dedim diye. Eşimin yanındayken de tutuyorum kendimi. İçime içime ağlıyorum. Bağrıma bir taş oturmuş durumda şuan.
Ne yapacağımı bilmiyorum. Ailemle konuşsam zaten onlar da kahroldular benim bu kaybıma. Daha fazla onları da üzmek istemiyorum. Bikaç arkadaşımla telefonda konuşuyorum gizlice odaya kapanarak anca. Bu da bir yere kadar. Artık nefes alamıyorum sanki sıkıştım kaldım. Kaynana falan bi tarafa da eşim dediğim adamın bu tavırları beni kahrediyor. Zerre anlayışı, merhameti dahası sevgisi yok bana karşı. Hala niye duruyorum burda onu da bilmiyorum. Aslında biliyorum çünkü evli olduğum adam boşanmayla çirkinleşecek karakterde bir adam. Böyle bir adamdan çocuk istemek bile başlı başına bir hata. Onu da biliyorum. Hayatıma son versem diyorum inancım dikiliyor karşıma. Ecelimle ölsem diye dua etmeye başladım artık, hem meleğime kavuşurum hem bu insanlardan kurtulurum böylelikle diye.
Bana bir şey söyleyin nolur. Evladımın acısı, meleğimin hasreti her gün büyüyor içimde. Ve ben böyle yanarken tek gözyaşı dökmeme dahi izin yok deyim yerindeyse. Söyleyin ben şimdi ne yapayım?
Yaklaşık 7 yıldır evliyim, 35 yaşına dayandım. Hep çocuk sahibi olmayı istedim, eşim ilk başlarda buna yanaşmadı. Sonra tamam dedi bu sefer de hamile kalamadım. Kendimce ne kürler vitaminler kullandım aylarca. Ardından sperm problemi olduğunu öğrendik ve tüp bebek tedavisi gördük. Embriyolarımız oldu şükür 4 sefer transfer oldum. Rahim kalınlaşması problemi de yaşadım transferlerde. Neler neler denedim. Artık olduğu kadarıyla deyip transferler yapıldı. İlk denemede tutmadı. 2. denemede pozitifi gördük, havalara uçtum. Ama çok kısa sürdü, ertesi testte değerim yükselmedi yani kimyasal oldu. 3. denemede yine pozitifi gördük. Değer yükselir mi yükselmez mi derken kalp atışını duyduk ama 8.haftada malesef kalbi durdu miniğimin. Kahroldum. Son embryomuz kalmıştı umutsuz bi şekilde onunla 4.denememizi yaptık ve yine pozitifi gördük. Korku ve endişe hep oldu ama tüm kontroller çok iyi gitti. Oğlummm deyip her gün şükredip dualarla yattım kalktım. Hayaller kurdum. Onunla konuştum, ninniler dinlettim. Eşimse hamilelik döneminde çok üzdü beni. Bana ne zaman bağırsa benim canım oğlum tekmeleriyle “anne buradayım ben, sen üzülme” derdi sanki. Yaşadığım şehirde yalnız sayılırım. Akraba eş dost çevremin çoğu başka şehirde. Kısacası oğlum benim gerçekleşmiş hayalim, kabul olunmuş duam, yaşama sevincim, hatta en yakın dostum olmuştu. Gebeliğimin 6.ayını tamamlamak üzereyken dahası her şey yolundayken oğlumun hareketini hissetmedim bir gün. Önceki akşam kıpır kıpırdı halbuki içimde. Yüreğime bir sızı düştü akşama kadar bekledim ve acile gidelim dedim. O ultrason ekranında kuzumu öylece hareketsiz görmek ve doktordan “malesef” kelimesini duymak hayatımın en büyük travması oldu. İnanamadım. Benim canımın canı melek olmuştu. Her şeyim hayatım yine yarım kaldı. Verilen ilaçlarla ertesi günü doğum yaptım. Onca acıya rağmen bomboş kalmıştı kucağım. Evladımı göstermediler bile. Ve diğer gün benim meleğimin o minik bedenini benim hayatımla beraber toprağın altına koydular. Ne özlüyorum onu bir bilseniz!!!
Bu kabusun üzerinden henüz 20 gün geçti. Acım çok taze. 20 yıl geçse de unutabileceğim bir şey değil. Ve dahası acımı yaşamama izin vermiyorlar. Eşim ilk bir haftadan sonra bana anlayış göstermemeye başladı. “Yeter be, bi tek çocuğunu kaybeden sensin değil mi. Yetti artık üzülüp durduğun. Sen acıdan beslenmeyi seviyorsun, sanki bilmiyorum seni. Bahanen de hazır üzülmeye. Git at kendini aşağıya dayanamıyorsan. Zaten sana çocuk falan da yok, tedaviye de bi daha başlarsam hadi bakalım görürsün.” Bu cümleleri duyuyorum. Halbuki yıllardır ne uğraş verdim, neler yaşadım ve ne kadar istediğimi kendisi biliyor en iyi. Annesi de güya bize destek olmak için yanımıza geldi geçen hafta. O da benim acıma anlayış ve saygı göstermiyor. Yok hayata dönmeliymişim, bu böyle olmazmış. Ki böyle dediği için zaten onunlayken içime içime ağlıyorum belli etmeyeyim, yine eleştirilmeyeyim diye bişeylere tutunuyorum. Yemekler pastalar yapıyorum, onunla aptal aptal diziler izleyip yorumlar yapıyorum, beraber yürüyüşlere çıkıyorum. Bunlara rağmen ‘bu böyle olmaz hayata dönmelisin” diye azar işitiyorum kadından sırf ben bu ara hamile ya da bebek görmek içimi acıtıyor dedim diye. Eşimin yanındayken de tutuyorum kendimi. İçime içime ağlıyorum. Bağrıma bir taş oturmuş durumda şuan.
Ne yapacağımı bilmiyorum. Ailemle konuşsam zaten onlar da kahroldular benim bu kaybıma. Daha fazla onları da üzmek istemiyorum. Bikaç arkadaşımla telefonda konuşuyorum gizlice odaya kapanarak anca. Bu da bir yere kadar. Artık nefes alamıyorum sanki sıkıştım kaldım. Kaynana falan bi tarafa da eşim dediğim adamın bu tavırları beni kahrediyor. Zerre anlayışı, merhameti dahası sevgisi yok bana karşı. Hala niye duruyorum burda onu da bilmiyorum. Aslında biliyorum çünkü evli olduğum adam boşanmayla çirkinleşecek karakterde bir adam. Böyle bir adamdan çocuk istemek bile başlı başına bir hata. Onu da biliyorum. Hayatıma son versem diyorum inancım dikiliyor karşıma. Ecelimle ölsem diye dua etmeye başladım artık, hem meleğime kavuşurum hem bu insanlardan kurtulurum böylelikle diye.
Bana bir şey söyleyin nolur. Evladımın acısı, meleğimin hasreti her gün büyüyor içimde. Ve ben böyle yanarken tek gözyaşı dökmeme dahi izin yok deyim yerindeyse. Söyleyin ben şimdi ne yapayım?