- 16 Ağustos 2010
- 293.024
- 602.886
- 43
Latince: Lavandula angustifolia
İngilizce: Lavender
Almanca: Lavander
Özellikleri:
•Genel karaciğer şikâyetleri
•karaciğer yetmezliği
•kronik karaciğer enfeksiyonlarına karşı
•karaciğerin rejenerasyonu
•Hepatit-B ve Hepatit-C ye karşı
•saç dökülmesine karşı
•vitiligo önleyici
•sedef ve ileri yaşlarda deride oluşan yaşlılığa bağlı lekelere karşı
•sakinleştirici ve rahatlatıcı (sedatif)
•doğum sonrası perineal ağrılara karşı
•uykusuzluk
Lavanta tarih boyunca hep süs bitkisi olarak değerlendirilmiştir. Ülkemizde de, özellikle Akdeniz Bölgesinde süs bitkisi olarak yetiştirilen bir bitkidir. İngiliz ve Amerikan mutfağında bazı etli yemeklerde sosun içerisine taze lavanta çiçekleri ve körpe olan lavanta yaprakları ilave edilir. Sosa, mükemmel bir aroma kazandırır. Kendine has hoş kokusundan dolayı parfümeri ve kozmetik endüstrisinde de kullanılmaktadır. Lavantanın yağı kozmetik sanayinde kullanılır. Kokulu sabunların, şampuanların ve parfüm endüstrisinin vazgeçilmez bitkisidir. Bir çok dondurma çeşidine o mükemmel aromayı veren lavantadır. Hemen hemen herkes onun hoş kokusunun sadece çiçeklerinde olduğunu zanneder. Halbuki, yaprakları ve yaprak sapları da o muhteşem kokuya sahiptir. Çiçekleri ve yaprakları birbirlerinden tamamen farklı özellikte etkin maddeler içermektedir. Rahat ve sakin bir uykuyu sunan güç, lavantanın ağırlıklı olarak çiçeklerinde değil, yapraklarında ve gövde saplarında saklıdır. İlaç sanayi, bazı ağır kokulu tabletlere lavanta ilave eder. Bunun sebebi tabletin itici ağır kokusunu düzeltmek içindir.
Lavantanın, antik çağlarda antiseptik olarak kullanıldığı bilinmektedir. Birinci Dünya Savaşı esnasında yaralanan askerlerin, yaraları hastabakıcılar tarafından lavanta suyu ile dezenfekte edilmekteydi. Doksanlı yılların başlarında bazı araştırmacılar lavantanın sedatif (teskin edici, dinlendirici) ve analjezik (ağrı kesici) özelliğinin olduğuna dair makaleler yayınladılar. Ancak, benim araştırmalarımda gördüğüm, lavanta çiçeğinin karaciğer metabolizmasının sağlıklı çalışması üzerindeki olumlu etkisi ile hepatit’e ve saç dökülmesine karşı kullanımı onun en önemli iki özelliği olduğudur. Genel karaciğer rahatsızlığı veya karaciğer yetmezliği şikayeti olanların imdadına yetişen bir bitkidir. Lavanta kürü, sirozdan veya alkolden dolayı zarar görmüş karaciğer hücrelerinin rejenerasyonunda (tekrar yenilenmelerinde) veya bu hücrelerin tekrar sağlıklı bir şekilde çalışmaya başlamalarında öylesine etkilidir ki, kürü uygulayan hastaların kısa zamanda almaya başladıkları başarılı sonuçlar onları şaşırtmaktadır.
Lavanta kürü kullanılmadan önce ve kullanıldıktan sonra karaciğer metabolizmasının çalışmasını belirleyen analiz sonuçlarını mukayese ederek, nasıl olumlu yönde düzeldiğini gözlemek mümkündür. Lavantanın bu özelliğinden dolayı yerini doldurabilecek başka bir bitkiyi henüz tanımıyorum. Hepatit-B ve Hepatit-C hastalarının da uygulayabilecekleri lavanta kürü, karaciğer enzimlerini düzelterek Hepatit-B ve Hepatit-C virüslerinin aktive olmasına (güçlenmesine) karşı, karaciğer metabolizmasını güçlendirecektir. Kısaca, bu kür karaciğerin bağışıklık sistemini öylesine güçlendirmektedir ki, her iki virüsün de aktive olmasını çok büyük oranda baskılayabilmektedir. Aktive olmuş olan virüsleri de baskılayarak, karaciğer hücre yıkımına engel olabilmektedir. Karaciğer hücre yıkımının giderek azaldığını, ALT ve AST karaciğer enzim değerlerinin kandaki seviyelerindeki düşüşle gözlemek mümkün olmaktadır. Çok sayıda hekimden aldığım e-mail, faks ve telefonlardan, lavantanın hepatit-B ve -C virüslerine karşı “baskılayıcı” ifadesine karşı daha açıklayıcı yorum getirmem istenmiştir. Kendilerine bu konudaki duyarlılıklarından dolayı teşekkür ederim. “baskılayıcı” kelimesini seçmemdeki sebep, günümüzde bu virüslerin vücuttan tamamen atılabilmesi için henüz kesin bir tedavi yönteminin olmamasından kaynaklanmaktadır. Hepatit, kronik döneme girmemiş ise, yani kronikleşmemişse, lavanta kürü ile virüsü tamamen vücuttan uzaklaştırma şansı yüksektir. Lavantada da çok sayıda antiviral etki gösteren etkin madde mevcuttur. Lavanta kürü ile çok kısa zamanda bu virüslerin faaliyete geçmesi durdurulabilmektedir. Yüksek olan karaciğer enzimleri de (ALT, AST, ALP ve GGT) kısa zamanda kontrol edilebilmekte ve normal değerlerine gelebilmektedir. ALT ve AST değerlerinin yükselmesi ile karaciğer hücrelerinin zarar görmesi doğru orantılıdır. Yani, ALT ve AST değerleri ne kadar yüksek ise karaciğerde o kadar olumsuz etkileniyor demektir. Bu konuda sizleri en iyi aydınlatacak olan hekiminizdir. Lavanta kürünün uygulanması ile karaciğer metabolizması sağlıklı çalışmaya başlar. Karaciğer parankim hücreleri üzerinde lavanta kürünün aynı anda (simultan) iki ayrı etkisi gözlenebilmektedir. Bunlardan birincisi karaciğer metabolizmasının genel olarak sağlıklı çalışmasını sağlayarak karaciğeri güçlendirirmektedir. Bu sayede hepatit rahatsızlığının dışında karaciğer yetmezliği şikayeti olanların imdadına da yetişmektedir. İkincisi ve en önemlisi ise, hem Hepatit B ve hem de Hepatit-C virüslerinin Replikasyonunu baskılamaktadır. Yani, bu virüslerin çoğalmalarına engel olmaktadır (inhibe etmektedir). Karaciğer şikâyetlerinde sadece ALT veya AST’ ye bakarak yorum getirmekte yanlıştır. Bu konuda sizi en iyi aydınlatacak olan hekiminizdir.
Dikkat!
Hepatit-B veya Hepatit-C den dolayı siroz başlangıcı var ise, bu hastaların lavanta kürüne ilave olarak kereviz kürünü de uygulamalarını önemle hatırlatmak isterim. Eğer, siroz söz konusu değil ise, bu taktirde hepatit-B ve hepatit-C hastalarının sadece lavanta kürünü uygulamaları gerekir. Lavanta kürüne paralel olarak ne kereviz kürü ne de enginar kürü uygulamayınız. Lavanta kürü tamamlandıktan sonra sadece kereviz kürü veya sadece enginar kürü uygulanabilir. Bazı hepatit hastalarında bilirubin değeri yükselme gösterebilir. Bu taktirde kereviz kürü, yükselmiş olan bilirubin değerinin kontrol altına alınmasında ve düşürülmesinde iyi bir takviye ve de iyi bir yardımcı tedavi rolü oynayacaktır.
Kereviz kürünü uygularken, enginar tüketmeyiniz ve kürünü de uygulamayınız. Aynı şekilde paralel olarak (aynı anda) lavanta kürü de uygulanmaz. Enginar kürü de kereviz kürü tamamlandıktan sonra uygulanmalıdır. Siroz’a dönüşmüş veya siroza dönüşme öncesi hastalarda alkaline phosphatase (ALP) ve gama-glutamyl trans-peptidase (GGT) enzimlerinin seviyeleri ve demir miktarı da yükselmiştir. Sirozun esas nedeni alkol kullanımı olarak, uzun yıllardır birinci sırayı almıştır. Amerika’da 2004 yılında açıklanan araştırma sonuçlarına göre, hepatit-C virüsüne bağlı siroz, birinci sıraya yerleşmiştir. Buna göre hepatit-C ye bağlı siroz %26, alkole bağlı oran ise %21 olarak açıklanmıştır.
Hekimlerden Hepatit-C ye karşı bitkisel olarak destekleyici bir tedavinin olup olmadığı sorusu gelmişti. O günlerde, henüz bu konudaki çalışmalarımı tamamlamadığım için olumlu bir cevap vermem mümkün değildi. Bazen, kısa zamanda ve çok kolay sonuca gidebileceğimizi zannetiğimiz araştırma ve incelemelerin uzun yıllar alması çok doğaldır. Çünkü, basit olarak gördüğümüz bir soru, araştırma esnasında öylesine karmaşıklanır ve öylesine içinden çıkılmaz bir hale gelir ki, birkaç yıl çalışmanıza rağmen bir arpa boyu yol alamadığınızı görürsünüz. Bazen de, oldukça karmaşık bir sorunun çözümüyle yıllarca üzerinde araştırma ve inceleme yapmanız gerekeceğini düşünerek ona göre plan yapar ve çalışmaya başlarsınız. Ancak, hiç tahmin etmediğiniz bir anda, zor ve karmaşık zannettiğiniz sorular zincirinin cevaplarını arka arkaya çok kısa bir zaman içerisinde vermeye başlayabilirsiniz. Hepatit-C ye karşı, destekleyici bitkisel çözüm çalışmalarımı tahminimden çok çok önce tamamlamam mümkün oldu. Lavantanın demleme süresi dört dakika ile sınırlı kaldığı taktirde, hem Hepatit B ye hem de Hepatit-C ye karşı etkili olabileceğini gördüğümde yaşadığım şaşkınlığı ve hayretimi unutamıyorum. Bu çalışmamda çok önemli olan bir nokta da, her defasında vurguladığım gibi, demleme süresinin (hazırlama şeklinin) ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koymuş olmamdır.
Dünya Sağlık Teşkilatının 1999 yılı verilerine göre tüm dünyada yaklaşık 175 milyon insanın kronik olarak hepatit-C Virüsü (HCV) ile enfekte olduğu tahmin edilmektedir. Her yıl yaklaşık 3.7 milyon insan da HCV ile enfekte olmaktadır. Hepatit-C virüsü denetlenmemiş kan transfüzyonu (kan nakli) ile bulaşmaktadır. Cinsel ilişki ve doğum esnasında da geçiş mümkündür. Tüm bunların dışında sterilize edilmemiş enjeksiyon ve sünnet aletleride risk oluşturmaktadır. Bunların dışında, temmuz 1992 den önce organ nakli yaptırmış olanlarda da bu risk vardır. Çok sık diyaliz cihazına bağlanmak zorunda olan hastalarda da az da olsa kapma riski vardır. HCV, karaciğerde enfeksiyona neden olmaktadır. Hepatit-C virüsü, bazı insanlarda uzun yıllar en küçük bir şikâyete neden olmadığından kişiler bu virüsü taşıdıklarının çok geç farkına varmaktadırlar. Hastalığın, siroza, karaciğer kanserine veya karaciğer yetmezliğine dönüşme riski vardır. Bu nedenle, Hepatit-C nin erken tanısının konulması çok önemlidir.
Lavanta kürü, hepatit C hastalarının kullanacağı mükemmel bir destekleyici kürdür. Hemen belirtmekte fayda görüyorum, lavanta kürü, hepatit-C virüsünü yok etmemektedir. Ancak, hepatit henüz kronikleşmemiş ise bu taktirde virüsü tamamen yok edebilme şansı da vardır. İnterferon ve Ribavirin tedavisinden sonuç alamamış bir çok hasta lavanta küründen çok başarılı sonuçlar almışlardır. Lavanta kürü hepatit-C virüsünün aktif hale geçmesini engelleyebilmekte ve neden olduğu karaciğer enfeksiyonunun tedavisinde de mükemmel destekleyici rol oynamaktadır. Karaciğer metabolizmasının sağlıklı bir şekilde çalışmasını düzenleyerek, virüsün aktif hale geçmesini önemli ölçüde bastırmaktadır. Buna tıp dilinde “virüs replikasyonunu inhibe etmek” denir. Lavanta, Hepatit-B ve Hepatit-C’ ye karşı antiviral etki gösteren etkin maddeler içermektedir. Günümüzde henüz bu virüsü yok edecek herhangi bir tedavi yöntemi mevcut değildir. Bilinen bir diğer noktada şudur, Hepatit-C, altta yatan başka bir karaciğer hastalığını da artırmakta ve ağırlaştırmaktadır. Hepatit-C virüsünün en önemli özelliği genomundaki relatif değişkenliktir. Bir çok farklı genotipi bulunduğundan dolayı, hastalığın ciddiyeti ve tedaviye verdikleri cevaplar önem kazanmaktadır. Kısaca, Hepatit-C virüsünün çok farklı genotipleri olduğundan, hastalığın seyri ve hastaların tedaviye verecekleri yanıtlarda farklılıklar göstermektedir. Bu kitabı hazırlarken bilinen en az altı tane genotipi ve en az elli tane de alt-tipi (sub-type) bulunmaktaydı. Sürekli yapılan araştırmalar 2005 yılının sonuna doğru en az 95 tane sub-genotipi olduğunu ortaya koymuştur. Ve bu sayı yeni yeni genotiplerin tanımlanması ile de artacaktır. Düşüncem odur ki, yakın gelecekte yeni hepatit virüsleri de tanımlanarak keşfedilecektir. Örneğin, Amerika’da 1a ve 1b genotipi en sık görüleni (%75) olup, genotip iki ve üç, % 15 civarındadır. Hepatit-C virüsünün hangi genotip’e ait olduğunun da belirlenmesi, tedavi şeklinin seçimi için önemlidir. Çünkü, her genotip interferon (IFN) tedavisine cevap vermemektedir. Interferon tedavisine cevap vermeyen hastalarda, başarısızlığın sebebi, Hepatit-C virüsünün henüz tanımlanmamış veya keşfedilmemiş farklı, yeni bir genotipi ya da hastanın immün sisteminin (bağışıklık sisteminin) farklı çalışıyor olması neden olabilir. Lavanta kürü uygulanırken, interferon tedavisinde gözlenen flu-like symptoms (subjektif semptomlar) denilen yan tesirleri gözlemek mümkün değildir. Örneğin, interferon tedavisinde gözlenen başlıca yan tesirler iştahsızlık, sıtma nöbetleri, baş ağrısı, soğuk algınlığı benzeri şikayetler, susama, mide bulantısı ve beraberinde kusma ve eklem ağrıları gibidir. Lavantanın kürü uygulanırken her hangi bir yan tesir yaşanmadığı gibi, sağlığınız için çok sayıda olumlu imkânlarını da beraberinde sunmaktadır. Lavanta kürü öylesine etkilidirki çok kısa zamanda sonuçlarını almak mümkün olabilmektedir. Lavanta kürü ile kısa zamanda sonuç almanın arkasında, karaciğer enfeksiyonuna karşı biyokimyasal reaksiyon hızının çok yüksek değerde olması yatmaktadır. Yeri gelmişken belirtmekte fayda gördüğüm bir nokta da şudur, lavanta, içerdiği bazı etkin maddelerin özelliğinden dolayı hem virüs replikasyonuna karşı frenleyicidir, (Anti-ViralReplikasyon-Etki) AVRE hem de lavanta kürünün uygulanma süresine bağlı olarak etkin madde depolanması ile IFN-beta ve IFN-gama glykoproteinlerinin ilgili kan hücrelerine etki ederek indüktif olarak üretimini (çoğalmasını) sağlar. Bu çoğalma, aynı zamanda lavanta kürünün özellikle hepatit-B ve C virüslerine karşı antiviral etkili olduğunu gösterir.
Hepatit-C ye karşı genel ve yaygın bir aşı yoktur. Henüz olmayışının veya böyle bir aşının geliştirilmesinin zorluğu, bu virüsün genomundaki relatif farklılıklardan kaynaklanmaktadır. Bu konuda sizi en iyi aydınlatacak olan hekiminizdir. Bebeğini emziren anneden, emzirme yoluyla bu virüsün bebeğe geçmesi mümkün değildir. Bu risk, doğum esnasında vardır. Hepatit-C virüsünü almış (kapmış) olanlara yapılan değişik testler vardır. Bu testlerin istenmesine hekim karar verecektir.
Hepatit-C ve Hepatit-B hastaları için enginar bulunmaz bir nimettir. Bu hastaların karaciğer metabolizmalarının sağlıklı ve dengeli bir şekilde çalışmasında enginarın katkısı öylesine önemlidir ki, onlara haftada bir-iki kez birer porsiyon enginar tüketmelerini adete alışkanlık haline getirmelerini tavsiye ederim. Eğer, Hepatit-B ve Hepatit-C den dolayı şikâyetler ortaya çıkmış ise, ve karaciğer değerleri de yükselme göstermiş ise, bu durumda lavanta kürü tamamlandıktan sonra haftada iki-üç defa birer porsiyon (yağsız olarak) enginar tükemini kür olarak uygulamaları bulunmaz bir imkândır. Ancak, tekrar hatırlatmakta fayda görüyorum, enginar kürü ile lavanta kürünü aynı anda uygulamayınız. Lavanta kürünü ayrı enginar kürünü ayrı zamanlarda uygulamak gerekir. Hastanın durumuna göre hangi kür ile başlanacağına karar verilir. Eğer, karaciğer enzimleri fazla yükselmiş ise, önce lavanta kürünü uygulamakta fayda vardır. Lavanta kürü tamamlandıktan sonra da ilave olarak enginar kürü uygulanır. Çok az suda bir porsiyon tuzsuz ve yağ ilave etmeden dilimlenmiş olarak beş dakika haşladığınız enginarın suyunu da özellikle içmek gerekir. Yağsız ve tuzsuz olarak tüketeceğiniz enginar, belki size yavan gelecektir. Ancak, unutmayınızki bu sağlığınız için gereklidir.
Kaynak:sayfa
İbrahim Saraçoğlu.
İngilizce: Lavender
Almanca: Lavander
Özellikleri:
•Genel karaciğer şikâyetleri
•karaciğer yetmezliği
•kronik karaciğer enfeksiyonlarına karşı
•karaciğerin rejenerasyonu
•Hepatit-B ve Hepatit-C ye karşı
•saç dökülmesine karşı
•vitiligo önleyici
•sedef ve ileri yaşlarda deride oluşan yaşlılığa bağlı lekelere karşı
•sakinleştirici ve rahatlatıcı (sedatif)
•doğum sonrası perineal ağrılara karşı
•uykusuzluk
Lavanta tarih boyunca hep süs bitkisi olarak değerlendirilmiştir. Ülkemizde de, özellikle Akdeniz Bölgesinde süs bitkisi olarak yetiştirilen bir bitkidir. İngiliz ve Amerikan mutfağında bazı etli yemeklerde sosun içerisine taze lavanta çiçekleri ve körpe olan lavanta yaprakları ilave edilir. Sosa, mükemmel bir aroma kazandırır. Kendine has hoş kokusundan dolayı parfümeri ve kozmetik endüstrisinde de kullanılmaktadır. Lavantanın yağı kozmetik sanayinde kullanılır. Kokulu sabunların, şampuanların ve parfüm endüstrisinin vazgeçilmez bitkisidir. Bir çok dondurma çeşidine o mükemmel aromayı veren lavantadır. Hemen hemen herkes onun hoş kokusunun sadece çiçeklerinde olduğunu zanneder. Halbuki, yaprakları ve yaprak sapları da o muhteşem kokuya sahiptir. Çiçekleri ve yaprakları birbirlerinden tamamen farklı özellikte etkin maddeler içermektedir. Rahat ve sakin bir uykuyu sunan güç, lavantanın ağırlıklı olarak çiçeklerinde değil, yapraklarında ve gövde saplarında saklıdır. İlaç sanayi, bazı ağır kokulu tabletlere lavanta ilave eder. Bunun sebebi tabletin itici ağır kokusunu düzeltmek içindir.
Lavantanın, antik çağlarda antiseptik olarak kullanıldığı bilinmektedir. Birinci Dünya Savaşı esnasında yaralanan askerlerin, yaraları hastabakıcılar tarafından lavanta suyu ile dezenfekte edilmekteydi. Doksanlı yılların başlarında bazı araştırmacılar lavantanın sedatif (teskin edici, dinlendirici) ve analjezik (ağrı kesici) özelliğinin olduğuna dair makaleler yayınladılar. Ancak, benim araştırmalarımda gördüğüm, lavanta çiçeğinin karaciğer metabolizmasının sağlıklı çalışması üzerindeki olumlu etkisi ile hepatit’e ve saç dökülmesine karşı kullanımı onun en önemli iki özelliği olduğudur. Genel karaciğer rahatsızlığı veya karaciğer yetmezliği şikayeti olanların imdadına yetişen bir bitkidir. Lavanta kürü, sirozdan veya alkolden dolayı zarar görmüş karaciğer hücrelerinin rejenerasyonunda (tekrar yenilenmelerinde) veya bu hücrelerin tekrar sağlıklı bir şekilde çalışmaya başlamalarında öylesine etkilidir ki, kürü uygulayan hastaların kısa zamanda almaya başladıkları başarılı sonuçlar onları şaşırtmaktadır.
Lavanta kürü kullanılmadan önce ve kullanıldıktan sonra karaciğer metabolizmasının çalışmasını belirleyen analiz sonuçlarını mukayese ederek, nasıl olumlu yönde düzeldiğini gözlemek mümkündür. Lavantanın bu özelliğinden dolayı yerini doldurabilecek başka bir bitkiyi henüz tanımıyorum. Hepatit-B ve Hepatit-C hastalarının da uygulayabilecekleri lavanta kürü, karaciğer enzimlerini düzelterek Hepatit-B ve Hepatit-C virüslerinin aktive olmasına (güçlenmesine) karşı, karaciğer metabolizmasını güçlendirecektir. Kısaca, bu kür karaciğerin bağışıklık sistemini öylesine güçlendirmektedir ki, her iki virüsün de aktive olmasını çok büyük oranda baskılayabilmektedir. Aktive olmuş olan virüsleri de baskılayarak, karaciğer hücre yıkımına engel olabilmektedir. Karaciğer hücre yıkımının giderek azaldığını, ALT ve AST karaciğer enzim değerlerinin kandaki seviyelerindeki düşüşle gözlemek mümkün olmaktadır. Çok sayıda hekimden aldığım e-mail, faks ve telefonlardan, lavantanın hepatit-B ve -C virüslerine karşı “baskılayıcı” ifadesine karşı daha açıklayıcı yorum getirmem istenmiştir. Kendilerine bu konudaki duyarlılıklarından dolayı teşekkür ederim. “baskılayıcı” kelimesini seçmemdeki sebep, günümüzde bu virüslerin vücuttan tamamen atılabilmesi için henüz kesin bir tedavi yönteminin olmamasından kaynaklanmaktadır. Hepatit, kronik döneme girmemiş ise, yani kronikleşmemişse, lavanta kürü ile virüsü tamamen vücuttan uzaklaştırma şansı yüksektir. Lavantada da çok sayıda antiviral etki gösteren etkin madde mevcuttur. Lavanta kürü ile çok kısa zamanda bu virüslerin faaliyete geçmesi durdurulabilmektedir. Yüksek olan karaciğer enzimleri de (ALT, AST, ALP ve GGT) kısa zamanda kontrol edilebilmekte ve normal değerlerine gelebilmektedir. ALT ve AST değerlerinin yükselmesi ile karaciğer hücrelerinin zarar görmesi doğru orantılıdır. Yani, ALT ve AST değerleri ne kadar yüksek ise karaciğerde o kadar olumsuz etkileniyor demektir. Bu konuda sizleri en iyi aydınlatacak olan hekiminizdir. Lavanta kürünün uygulanması ile karaciğer metabolizması sağlıklı çalışmaya başlar. Karaciğer parankim hücreleri üzerinde lavanta kürünün aynı anda (simultan) iki ayrı etkisi gözlenebilmektedir. Bunlardan birincisi karaciğer metabolizmasının genel olarak sağlıklı çalışmasını sağlayarak karaciğeri güçlendirirmektedir. Bu sayede hepatit rahatsızlığının dışında karaciğer yetmezliği şikayeti olanların imdadına da yetişmektedir. İkincisi ve en önemlisi ise, hem Hepatit B ve hem de Hepatit-C virüslerinin Replikasyonunu baskılamaktadır. Yani, bu virüslerin çoğalmalarına engel olmaktadır (inhibe etmektedir). Karaciğer şikâyetlerinde sadece ALT veya AST’ ye bakarak yorum getirmekte yanlıştır. Bu konuda sizi en iyi aydınlatacak olan hekiminizdir.
Dikkat!
Hepatit-B veya Hepatit-C den dolayı siroz başlangıcı var ise, bu hastaların lavanta kürüne ilave olarak kereviz kürünü de uygulamalarını önemle hatırlatmak isterim. Eğer, siroz söz konusu değil ise, bu taktirde hepatit-B ve hepatit-C hastalarının sadece lavanta kürünü uygulamaları gerekir. Lavanta kürüne paralel olarak ne kereviz kürü ne de enginar kürü uygulamayınız. Lavanta kürü tamamlandıktan sonra sadece kereviz kürü veya sadece enginar kürü uygulanabilir. Bazı hepatit hastalarında bilirubin değeri yükselme gösterebilir. Bu taktirde kereviz kürü, yükselmiş olan bilirubin değerinin kontrol altına alınmasında ve düşürülmesinde iyi bir takviye ve de iyi bir yardımcı tedavi rolü oynayacaktır.
Kereviz kürünü uygularken, enginar tüketmeyiniz ve kürünü de uygulamayınız. Aynı şekilde paralel olarak (aynı anda) lavanta kürü de uygulanmaz. Enginar kürü de kereviz kürü tamamlandıktan sonra uygulanmalıdır. Siroz’a dönüşmüş veya siroza dönüşme öncesi hastalarda alkaline phosphatase (ALP) ve gama-glutamyl trans-peptidase (GGT) enzimlerinin seviyeleri ve demir miktarı da yükselmiştir. Sirozun esas nedeni alkol kullanımı olarak, uzun yıllardır birinci sırayı almıştır. Amerika’da 2004 yılında açıklanan araştırma sonuçlarına göre, hepatit-C virüsüne bağlı siroz, birinci sıraya yerleşmiştir. Buna göre hepatit-C ye bağlı siroz %26, alkole bağlı oran ise %21 olarak açıklanmıştır.
Hekimlerden Hepatit-C ye karşı bitkisel olarak destekleyici bir tedavinin olup olmadığı sorusu gelmişti. O günlerde, henüz bu konudaki çalışmalarımı tamamlamadığım için olumlu bir cevap vermem mümkün değildi. Bazen, kısa zamanda ve çok kolay sonuca gidebileceğimizi zannetiğimiz araştırma ve incelemelerin uzun yıllar alması çok doğaldır. Çünkü, basit olarak gördüğümüz bir soru, araştırma esnasında öylesine karmaşıklanır ve öylesine içinden çıkılmaz bir hale gelir ki, birkaç yıl çalışmanıza rağmen bir arpa boyu yol alamadığınızı görürsünüz. Bazen de, oldukça karmaşık bir sorunun çözümüyle yıllarca üzerinde araştırma ve inceleme yapmanız gerekeceğini düşünerek ona göre plan yapar ve çalışmaya başlarsınız. Ancak, hiç tahmin etmediğiniz bir anda, zor ve karmaşık zannettiğiniz sorular zincirinin cevaplarını arka arkaya çok kısa bir zaman içerisinde vermeye başlayabilirsiniz. Hepatit-C ye karşı, destekleyici bitkisel çözüm çalışmalarımı tahminimden çok çok önce tamamlamam mümkün oldu. Lavantanın demleme süresi dört dakika ile sınırlı kaldığı taktirde, hem Hepatit B ye hem de Hepatit-C ye karşı etkili olabileceğini gördüğümde yaşadığım şaşkınlığı ve hayretimi unutamıyorum. Bu çalışmamda çok önemli olan bir nokta da, her defasında vurguladığım gibi, demleme süresinin (hazırlama şeklinin) ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koymuş olmamdır.
Dünya Sağlık Teşkilatının 1999 yılı verilerine göre tüm dünyada yaklaşık 175 milyon insanın kronik olarak hepatit-C Virüsü (HCV) ile enfekte olduğu tahmin edilmektedir. Her yıl yaklaşık 3.7 milyon insan da HCV ile enfekte olmaktadır. Hepatit-C virüsü denetlenmemiş kan transfüzyonu (kan nakli) ile bulaşmaktadır. Cinsel ilişki ve doğum esnasında da geçiş mümkündür. Tüm bunların dışında sterilize edilmemiş enjeksiyon ve sünnet aletleride risk oluşturmaktadır. Bunların dışında, temmuz 1992 den önce organ nakli yaptırmış olanlarda da bu risk vardır. Çok sık diyaliz cihazına bağlanmak zorunda olan hastalarda da az da olsa kapma riski vardır. HCV, karaciğerde enfeksiyona neden olmaktadır. Hepatit-C virüsü, bazı insanlarda uzun yıllar en küçük bir şikâyete neden olmadığından kişiler bu virüsü taşıdıklarının çok geç farkına varmaktadırlar. Hastalığın, siroza, karaciğer kanserine veya karaciğer yetmezliğine dönüşme riski vardır. Bu nedenle, Hepatit-C nin erken tanısının konulması çok önemlidir.
Lavanta kürü, hepatit C hastalarının kullanacağı mükemmel bir destekleyici kürdür. Hemen belirtmekte fayda görüyorum, lavanta kürü, hepatit-C virüsünü yok etmemektedir. Ancak, hepatit henüz kronikleşmemiş ise bu taktirde virüsü tamamen yok edebilme şansı da vardır. İnterferon ve Ribavirin tedavisinden sonuç alamamış bir çok hasta lavanta küründen çok başarılı sonuçlar almışlardır. Lavanta kürü hepatit-C virüsünün aktif hale geçmesini engelleyebilmekte ve neden olduğu karaciğer enfeksiyonunun tedavisinde de mükemmel destekleyici rol oynamaktadır. Karaciğer metabolizmasının sağlıklı bir şekilde çalışmasını düzenleyerek, virüsün aktif hale geçmesini önemli ölçüde bastırmaktadır. Buna tıp dilinde “virüs replikasyonunu inhibe etmek” denir. Lavanta, Hepatit-B ve Hepatit-C’ ye karşı antiviral etki gösteren etkin maddeler içermektedir. Günümüzde henüz bu virüsü yok edecek herhangi bir tedavi yöntemi mevcut değildir. Bilinen bir diğer noktada şudur, Hepatit-C, altta yatan başka bir karaciğer hastalığını da artırmakta ve ağırlaştırmaktadır. Hepatit-C virüsünün en önemli özelliği genomundaki relatif değişkenliktir. Bir çok farklı genotipi bulunduğundan dolayı, hastalığın ciddiyeti ve tedaviye verdikleri cevaplar önem kazanmaktadır. Kısaca, Hepatit-C virüsünün çok farklı genotipleri olduğundan, hastalığın seyri ve hastaların tedaviye verecekleri yanıtlarda farklılıklar göstermektedir. Bu kitabı hazırlarken bilinen en az altı tane genotipi ve en az elli tane de alt-tipi (sub-type) bulunmaktaydı. Sürekli yapılan araştırmalar 2005 yılının sonuna doğru en az 95 tane sub-genotipi olduğunu ortaya koymuştur. Ve bu sayı yeni yeni genotiplerin tanımlanması ile de artacaktır. Düşüncem odur ki, yakın gelecekte yeni hepatit virüsleri de tanımlanarak keşfedilecektir. Örneğin, Amerika’da 1a ve 1b genotipi en sık görüleni (%75) olup, genotip iki ve üç, % 15 civarındadır. Hepatit-C virüsünün hangi genotip’e ait olduğunun da belirlenmesi, tedavi şeklinin seçimi için önemlidir. Çünkü, her genotip interferon (IFN) tedavisine cevap vermemektedir. Interferon tedavisine cevap vermeyen hastalarda, başarısızlığın sebebi, Hepatit-C virüsünün henüz tanımlanmamış veya keşfedilmemiş farklı, yeni bir genotipi ya da hastanın immün sisteminin (bağışıklık sisteminin) farklı çalışıyor olması neden olabilir. Lavanta kürü uygulanırken, interferon tedavisinde gözlenen flu-like symptoms (subjektif semptomlar) denilen yan tesirleri gözlemek mümkün değildir. Örneğin, interferon tedavisinde gözlenen başlıca yan tesirler iştahsızlık, sıtma nöbetleri, baş ağrısı, soğuk algınlığı benzeri şikayetler, susama, mide bulantısı ve beraberinde kusma ve eklem ağrıları gibidir. Lavantanın kürü uygulanırken her hangi bir yan tesir yaşanmadığı gibi, sağlığınız için çok sayıda olumlu imkânlarını da beraberinde sunmaktadır. Lavanta kürü öylesine etkilidirki çok kısa zamanda sonuçlarını almak mümkün olabilmektedir. Lavanta kürü ile kısa zamanda sonuç almanın arkasında, karaciğer enfeksiyonuna karşı biyokimyasal reaksiyon hızının çok yüksek değerde olması yatmaktadır. Yeri gelmişken belirtmekte fayda gördüğüm bir nokta da şudur, lavanta, içerdiği bazı etkin maddelerin özelliğinden dolayı hem virüs replikasyonuna karşı frenleyicidir, (Anti-ViralReplikasyon-Etki) AVRE hem de lavanta kürünün uygulanma süresine bağlı olarak etkin madde depolanması ile IFN-beta ve IFN-gama glykoproteinlerinin ilgili kan hücrelerine etki ederek indüktif olarak üretimini (çoğalmasını) sağlar. Bu çoğalma, aynı zamanda lavanta kürünün özellikle hepatit-B ve C virüslerine karşı antiviral etkili olduğunu gösterir.
Hepatit-C ye karşı genel ve yaygın bir aşı yoktur. Henüz olmayışının veya böyle bir aşının geliştirilmesinin zorluğu, bu virüsün genomundaki relatif farklılıklardan kaynaklanmaktadır. Bu konuda sizi en iyi aydınlatacak olan hekiminizdir. Bebeğini emziren anneden, emzirme yoluyla bu virüsün bebeğe geçmesi mümkün değildir. Bu risk, doğum esnasında vardır. Hepatit-C virüsünü almış (kapmış) olanlara yapılan değişik testler vardır. Bu testlerin istenmesine hekim karar verecektir.
Hepatit-C ve Hepatit-B hastaları için enginar bulunmaz bir nimettir. Bu hastaların karaciğer metabolizmalarının sağlıklı ve dengeli bir şekilde çalışmasında enginarın katkısı öylesine önemlidir ki, onlara haftada bir-iki kez birer porsiyon enginar tüketmelerini adete alışkanlık haline getirmelerini tavsiye ederim. Eğer, Hepatit-B ve Hepatit-C den dolayı şikâyetler ortaya çıkmış ise, ve karaciğer değerleri de yükselme göstermiş ise, bu durumda lavanta kürü tamamlandıktan sonra haftada iki-üç defa birer porsiyon (yağsız olarak) enginar tükemini kür olarak uygulamaları bulunmaz bir imkândır. Ancak, tekrar hatırlatmakta fayda görüyorum, enginar kürü ile lavanta kürünü aynı anda uygulamayınız. Lavanta kürünü ayrı enginar kürünü ayrı zamanlarda uygulamak gerekir. Hastanın durumuna göre hangi kür ile başlanacağına karar verilir. Eğer, karaciğer enzimleri fazla yükselmiş ise, önce lavanta kürünü uygulamakta fayda vardır. Lavanta kürü tamamlandıktan sonra da ilave olarak enginar kürü uygulanır. Çok az suda bir porsiyon tuzsuz ve yağ ilave etmeden dilimlenmiş olarak beş dakika haşladığınız enginarın suyunu da özellikle içmek gerekir. Yağsız ve tuzsuz olarak tüketeceğiniz enginar, belki size yavan gelecektir. Ancak, unutmayınızki bu sağlığınız için gereklidir.
Kaynak:sayfa
İbrahim Saraçoğlu.