'Kafası karışık' bir vatandaşla 'evet'çilerin çadır diyalogları

müslümanlık mı yazdım başörtü yasağı mı?
önceki iktidarlar kaçırmasaydı bu fırsatı o zaman.

bence müslümanım diyen kadınlar (konu başörtüsü olduğu için kadın diyorum), başını örtmese dahi saçını boyayamaz, süslü püslü dekolte giyinemez, makyaj yapamaz, denize gidemez.
yani müslümanlık sadece başörtüsü değildir, bir bütündür.
ben başörtüsü takmıyorum diye her yasağı çiğneme özgürlüğüm yok.

yani yanlış algıyı kıralım önce:
başörtülü kadın; saçını gösteremez, dekolte veya kısa kollu giyemez, makyaj yapamaz vs vs.

başı açık kadın; saçını gösterebilir, dekolte kısa kollu giyebilir, makyaj yapabilir vs..

doğrusu ise, müslüman kadın açık/kapalı farketmeksizin hiçbirini yapamaz, günah olduğunu biliyor çünkü.
 

Ben günlük yaşamda insanların inancını sorgulamıyorum. Kim nasıl giyinirse giyinsin. Kimse benden çok daha günahsız olmuyor. Ha bugün başörtüsüne karşı bir yasak gelse kendimde dahil olmak üzere sülalemde bir tane kapalı kadın olmasa bile ben bu hakkın savunucusu olurum. Yani inancını insan özgür yaşamalı bu olması gereken zaten. Kimse biri için saçına peruk takmak zorunda değil. Bu meseleye başörtüsü ile bakanı sorguluyorum yukarıdaki tartışmalara göre. Yani başörtüsü geldi oyum evet var mı böyle saçmalık? Evet'in gerekçesi olamaz yani bu anayasada seçilen her başkanın Müslüman ve muhafazakar olacağı yazmıyor. Bugünün şartlarına göre Evet verilmez. Bunun geri dönüşüne dair bir madde yok üstelik. Önce denenecek falan yok böyle bir şey. Nasıl Cumhuriyet geldi Osmanlı bitti. Şimdide Cumhuriyet devri bitiyor, yok canım falan diyenler olur yaşayp görür onlarda.
 
ben de sorgulamıyorum.
olması gerekeni, inanç sahiplerine hatırlattım.
yani çarpık/yanlış algıyı detaylı yazdım.

evet oyu kullanacağını söyleyen gayet açık giyimli insanlar da görüyoruz sosyal medyada.
ya da başörtülü, çarşaflı olup da hayır oyu kullanan insanlara da denk geliyorum.

sonuçta siyasi mevzularda herkesin fikri kendisini bağlar.
 
siz nasıl sorunları dile getirip görülmemesinden şikayet ediyorsanız e bende sorunlar yok sayılsın istemem geçmiştede bu günde..neyse sizin yeriniz ayrı bende birisi ya bende bu sıkıntıyı çektim dediginde yo hadi canım yok öyle birşey denecegine ne sorun var mümkünse hadi çözelim dense ne iyi olur
ayrıca kimsenin diniyle imanıyla ilgilenmiyorum elimizde bir takva ölçer yok ki takıp okutalım milletin imanını ölçelim :)O Allahla kul arasında bir şeydir ayrıca bize ne:) kimseyi ilgilendirmez sadece kişisel hak ve özgürlüklere saygılı olunmalı ama türkiye öyle bir ülkemi yook siyaset savaş mantıgıyla yapılırsa böyle oluyor sonuç
daha öncede söylemiştim benimde eleştirdigim çok fazla şey var ama
türkiye zor bir dönemden geçiyor inşaAllah herkes için en hayırlısı olur inanın artık kimseyle tartışmak istemiyorum herkes çok gergin çok yordu bu referandum süreci artık
 

Zaten normali de bu :) Yani neden her kapalıyı Akp seçmeni olarak görmek zorunda kaldık ki yıllardır. Bu tür şeyler siyasetin içine çok fazla girdiğinden dolayı. Başörtüsü yalnızca Allah inancı ile ilgiliyken bizler artık üçgen mi kapatmış,, türbanın içine pamuk mu koymuş, boynunamı dolamış, çenesini de kapatmış mı diye bakıp bu şucudur bu bundandır diyoruz. Bunu bizzat kapalı arkadaşlarımdan duydum. Onlar şurayı üçgen yapıyor su siyasi görüşte diye yani.. Böyle olursa durum oradaki Evetçi de niye Evet denilirse başörtüsü der. Parti seçimi dahi olsa başörtüsü her seçim için bahane olamaz. Dini özgürlüğünü eline verdi kabul, avantaja çevirdi ama sonra bu kişilerin yolsuzluk haberleri çıktı. ee insan sorguluyor sonra dini inancı yüksek kimse yolsuzluk yapar mı , haram yer mi diye.. Siyasete inanç çok fazla karıştı bu da aslında doğru bir amaçken yanlışa çevrildi.. İnanç siyasete girdi insanlar birbirini yargılamaya ve ötekileştirmeye başladı. Bu yüzden de biri türban dediğinde karşı taraf sizi bunla sömürdü bence deme hakkını kendinde görebiliyor. Keşke yalnızca inançta kalabilseydi bu durum bu kadar ayrışmasaydık.
 

Metenol Turkiye'de kafa su sekilde calisiyor : bana dokunmayan yilan bin yasasin. Ondan sorunlar cozulmuyor. Butun hersey bir rovans alma halinde goruluyor. Bas ortusu sorunu yoktu demek ciddi olarak samimi degil, bu ulkede yasayan herkes yasadi o donemi. Ama inan bas ortulu olmayan ve bu sorunla direkt kisisel olarak zarar gormeyen biri olarak, cevresidne onlarca boyle olan insan olarak; bunu dile getirdik, ve getiriyoruz. O yuzden ben senin bunu yazmanda sikinti var demiyorum; ama bas ortusu sorununda bahseden hic kimse ama hic kimse baska hic bir sorundan bahsetmiyor. Bu benim dikkatimi cekiyor, Diger magdurlarda bun bir rovansa donustururse Turkiye cehenneme doner Metenol. Bu is temel hak ve ozgurluklerin guvence altina alinmasi, ve devletin butun inanclara ve inancsizlara; butun etnik kimliklere esit mesafede durmasi ile cozulecek.
 
geçmişten bu yana siyaset başörtü yasağıyla eşleştirilince, o alışkanlık bırakılmadı.
o da bırakılacak inşallah.

dindar olan da olmayan da insan olduğu için hata yapıyorlar. hatadan kastım, yolsuzluk, adam kayırma vs. mv olanlar içinde dürüst olan, kalabilenlerin sayısı bir elin parmaklarını geçer mi? meçhul.

en sinir olduğum da mv lerin emeklilik hakkı ve yüksek emeklilik maaşı.
hangi parti bunu kaldıracak merak ediyorum.
 

Yolsuzluk yapmayan var mı demek göz yummak mı gerekir. Çaldı ama çalışıyor mu demek gerekir. Hangi partiden olursa olsun. 17-25 Aralıkları hata olarak kabul edemeyecek kadar ciddi bir konudur. Millet vekiline gelmeden önce bizi yönetenlerin yolsuzluğunu görmek gerekirdi.
 
yönetenler sonuçta mv içinden çıktı
o yüzden mv konusunu açtım.
yolsuzluk var ve bizden önce mvekilleri göz yumuyor. çünkü bu pisliğe bulaşmayan yok eminim. partisinin önemi yok.
herkes cebini doldurma derdinde.
o yüzden yese de hizmet ediyor cümlesi yaygın.
 

Biz varsak onlar var. Millet olarak uyumayalım o zaman niye sustuk Niye montaj olduğuna inandık. Yönetimi sorumlu tutacaksın o zaman. Demek ki seçtiğimiz başbakan o kadar da masum değil. Şimdi biz yolsuzluk var deyip kabul edeceğiz sonra bu yolsuzlukların hiç bir şekilde araştırılmadığı, gen soru verip yönetimin denetlenmediği mekanizmaya Evet mi diyeceğiz? Göz göre göre ellerimizde ülkemizi tek adama, yolsuzlukları kapatması için teslim mi edeceğiz? 2.5 yıl sonraki seçime bir anda çok acele bir şekilde neyin üzerini örtmek için gidiyoruz? Neyin korkusu bu? Bilmediğimiz çok daha büyük olaylar mı var? Dış borcumuzu ödeyemez hale mi geldik yoksa biz? Yoksa dolara müdahale edecek gücümüz kalmadımı? Ekonomimiz çöktü de bir kılıf mı uydurulmaya çalışılıyor yoksa. Başkanlıkla bir gerilim yaratılıp pastaları götürenler yolunu bulup bizi birbirimize düşman edip kaçacak mı yoksa?

Neden geliyor bu Başkanlık. Çünkü bu yolsuzlukları yalnızca Türkiye mahkemeleri temizleyemeyecek. Çünkü bu yolsuzluk öyle örtülü ödenekten kendi payına düşeni harcamaya benzemiyor. Çünkü bu yolsuzluk saklanamayacak kadar büyük. Bu yolsuzluk öyle kolay kapanacak mevzu değil. Bu Evet neyin eveti biliyor musun. Bu bir kaçış. Bu yargılanmaktan kaçmak. Sonuna kadar direnecek, sonuna kadar bunları ortaya çıkarıp kendi ve ailesinin yargılanmaması için tek adamlığı isteyecek. İlahi adalet diye bir şey var ama. Allah'ın adaletinden kaçılmaz. Elhamdülillah
 
siyasetle o kadar ilgili değilim.
ama yasayı beğenmeyen muhalefet, yeni bir liderle yeni bir anayasa ve referandum hazırlar gereğini yapar.
ayrıca şu an geçerli kanunda cezai sorumluluğu yok ama yeni kanunda var.

http://anayasadegisikligi.barobirlik.org.tr/Anayasa_Degisikligi.aspx

Madde 105
YÜRÜRLÜKTEKİ METİN

TEKLİFLE DEĞİŞİK METİN

E. Sorumluluk ve sorumsuzluk hali

Madde 105 – Cumhurbaşkanının, Anayasa ve diğer kanunlarda Başbakan ve ilgili bakanın imzalarına gerek olmaksızın tek başına yapabileceği belirtilen işlemleri dışındaki bütün kararları, Başbakan ve ilgili bakanlarca imzalanır; bu kararlardan Başbakan ve ilgili bakan sorumludur.

Cumhurbaşkanının resen imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine Anayasa Mahkemesi dahil, yargı mercilerine başvurulamaz.

Cumhurbaşkanı, vatana ihanetten dolayı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte birinin teklifi üzerine, üye tamsayısının en az dörtte üçünün vereceği kararla suçlandırılır.

yeni hali:

E. Cumhurbaşkanının cezai sorumluluğu
Madde 105 – Cumhurbaşkanı hakkında, bir suç işlediği iddiasıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının salt çoğunluğunun vereceği önergeyle soruşturma açılması istenebilir. Meclis, önergeyi en geç bir ay içinde görüşür ve üye tamsayısının beşte üçünün gizli oyuyla soruşturma açılmasına karar verebilir.
Soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde, Meclisteki siyasî partilerin, güçleri oranında komisyona verebilecekleri üye sayısının üç katı olarak gösterecekleri adaylar arasından her siyasi parti için ayrı ayrı ad çekme suretiyle kurulacak onbeş kişilik bir komisyon tarafından soruşturma yapılır. Komisyon, soruşturma sonucunu belirten raporunu iki ay içinde Meclis Başkanlığına sunar. Soruşturmanın bu sürede bitirilememesi halinde, komisyona bir aylık yeni ve kesin bir süre verilir.
Rapor Başkanlığa verildiği tarihten itibaren on gün içinde dağıtılır, dağıtımından itibaren on gün içinde Genel Kurulda görüşülür. Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının üçte ikisinin gizli oyuyla Yüce Divana sevk kararı alabilir. Yüce Divan yargılaması üç ay içerisinde tamamlanır, bu sürede tamamlanamazsa bir defaya mahsus olmak üzere üç aylık ek süre verilir, yargılama bu sürede kesin olarak tamamlanır.
Hakkında soruşturma açılmasına karar verilen Cumhurbaşkanı seçim kararı alamaz.
Yüce Divanda seçilmeye engel bir suçtan mahkûm edilen Cumhurbaşkanının görevi sona erer.

Cumhurbaşkanının görevde bulunduğu sürede işlediği iddia edilen suçlar için görevi bittikten sonra da bu madde hükmü uygulanır.
 

O salt çoğunluk Başkanlık sisteminde hiç bir yetkisi olmayacak Muhalefet'ten mi sağlanacak, Başkan'ın atadıklarından mı? Bunu da sorun kendinize. Bu başkanlık şeklinin hiç bir örneği yok. Bu başkanlık diktatörlüğü eninde sonunda getirir. Bu anayasa değil resmen " Bana yasa". Bu anayasa resmen tek bir kişiye göre ayarlanmış. Bu anayasa bütünlük getirmez. Böyler... 2010'da Evetler başımıza Ankara'da Bomba olarak döndü. Bu Anayasa ile gelen herşeyin sorumlularından biri de siz olacaksınız. Vicdanınıza bırakıyorum. İnşallah ben yanılırım. Ama sanmıyorum. Fetö'ye de hain diyenler o yıllarda asıl siz hainsiniz diye karşılık alıyordu. Zaman geldi işte o günün Hayırcıları haklı oldu.. Şimdi Evet'e oy verecek herkesi bir Müslüman olarak, bir vatansevere uyarıyorum. Son defa. Kimine yalvarıyorum yapmayın açın gözünüzü diye.. Karar sizin. Allah büyük ne diyelim. Allah kötüye fırsat vermesin.
 
amin
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…