- 24 Kasım 2009
- 22.108
- 85.743
Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
24 yaşındayım. Aslında bir mesleği var. Üniversite mezunu ama kendime bir yol çizene kadar ailemle çalışıyorum diyordu. Daha sonra kendime bir iş kurucam diyordu. Aslında ben de ilişkide ki eksileri, artıları görebiliyorum. İlerde iş ciddileşirse ne gibi sorunlar çıkabilceğini az çok tahmin ediyorum. Ama tam olarak henüz ailesini tanımıyorum. O yüzden düşündüklerim ya da cevremden aldığım yorumlar yalnızca varsayım. Yüzde elli kotu olma ihtimali var, ama bi yüzde elli de iyi olma. Bu varsayım yaşadığım ya da yasayacağım tüm ilişkilerde de yok mu peki. Bir aklım anı yasa ilerisi ne gösterir bilinmez diyor. Bir aklımda ya kotu olursa diyor. Bir aklım bundan sonra karşına çıkacak kişinin kotü bir tercih olmayacağını nerden biliyorsun diyor. O yüzden varsayımlarla belki de güzel olabilecek bir şeyleri ziyan etmek istemiyorum. Çünkü şuan beynim de ve kalbim de o var ve mantığım ve kalbim çatışma halinde. Çok kötü bir durumdayım yani.Yazınızı sonuna kadar okudum.Yaşınız kaç hangi şehirde yaşıyorsunuz bilmiyorum ama ailesiyle kavga edip sevgilinizin memleketine dönme kararı bana garip geldi.Aynı şekilde sizin de daha iyi şartlarda yaşama imkanınız varken sırf sevgiliniz için taşınmama kararınız da garip geldi.Belli ki tek taraflı bir fedakarlık yapılıyor."Biz" olamamışsınız.Sevgiliniz madem ailesiyle tartıştı kendi başına bir yol çizebilirdi illa memlekete mi gitmesi lazımdı?Anladığım kadarıyla aile işi yaptığı için bir mesleği yok.Mesleği olsaydı olduğu yerden yeni bir iş bulup/kurup yaşamını devam ettirmek isterdi.Ortada bir sürü sorun varken sizin "seni bir daha göremeyecek miyim,ben ne olucam" vs diye benmerkezcil konuşmalarınız durumunuza bir artı katmamış.Anladığım kadarıyla sevgilinizi hep birileri yönetmiş kendi başına karar verme gibi bir luksü olmamış ve o anda sizin onu yönlendirmeniz gerekirdi.İlerisi için cesaretlendirip kendisi için yeni bir düzen kurması gerektiğini.Burda evlilikten bahsetmiyorum ben.Kendi yolunu çizmekten bahsediyorum.Ufak bir çocuğa bile şuraya git diyorsunuz da gitmiyor sevgiliniz ne yapmış olabilir memleketine sürgün ediliyor ve o da öylece kabulleniyor?İster babası desin ister abisi.Siin anlattıklarınızdan sevgilinizin doğulu olduğunu düşünüyorum.Sizin anneniz ablanız bilirken onun abisi bilmiyor mesela sizi.Sizce bunlar normal mi?Şu anda düşünmüyorsunuz belki ama ,seviyorsunuz ya,bir düşünün bakalım bu şekilde karar veremeyen bir insandan size eş olabilir mi?Ayrılığın verdiği acı ve güçle herşeye göğüs gerebileceğinizi düşünebilirsiniz,ama zamanla bu yük size çok ağır gelir.Bence en doğru karar olmuş gönül bu yarın bir bakmışsınız başkasını sevmişsiniz...Bir süre kafanızı dinleyin bence,kendi yapabileceklerinize odaklanın.Ayağı yere sağlam basan kendi kararlarını kendi alan bireyler olun,bu sayede zorlukların üstesinden daha kolay gelebilirsiniz.
24 yaşındayım. Aslında bir mesleği var. Üniversite mezunu ama kendime bir yol çizene kadar ailemle çalışıyorum diyordu. Daha sonra kendime bir iş kurucam diyordu. Aslında ben de ilişkide ki eksileri, artıları görebiliyorum. İlerde iş ciddileşirse ne gibi sorunlar çıkabilceğini az çok tahmin ediyorum. Ama tam olarak henüz ailesini tanımıyorum. O yüzden düşündüklerim ya da cevremden aldığım yorumlar yalnızca varsayım. Yüzde elli kotu olma ihtimali var, ama bi yüzde elli de iyi olma. Bu varsayım yaşadığım ya da yasayacağım tüm ilişkilerde de yok mu peki. Bir aklım anı yasa ilerisi ne gösterir bilinmez diyor. Bir aklımda ya kotu olursa diyor. Bir aklım bundan sonra karşına çıkacak kişinin kotü bir tercih olmayacağını nerden biliyorsun diyor. O yüzden varsayımlarla belki de güzel olabilecek bir şeyleri ziyan etmek istemiyorum. Çünkü şuan beynim de ve kalbim de o var ve mantığım ve kalbim çatışma halinde. Çok kötü bir durumdayım yani.
Kendince memlekete gidicem,abim şu bu demiş..İlişkiyi bitirmiş.Sen atılacak adımı atmışsın.beni bırakma fila demişsin.Biaz uzun bir konu. Zaman ayırıp okuyanlar hakkını helal etsin.Bir ay öncesine kadar beş aylık bir ilişkim vardı. O beni sosyal medya da görüp çok beğenmiş ve ortak arkadaşımızdan bizi tanıştırmasını istemiş. Hatta baya bir kafasını ütülemiş kızın. Ben şu yaşıma kadar hiç aşık olarak bir ilişkiye başlamadım. İlk görüşte aşka inanmıyorum ki olamıyorum da zaten. Hoş biri olduğundan ona şans verdim ve ilişkiye başladık. Bana o kadar değer verdi o kadar ilgili davrandı ki, ister istemez onu sevmeye başladım. Tabiri caizse gözünde aşkı görebiliyordum. Beni sevdiğini gerçekten hissettim. Başlarda kafam karışık olduğundan ayrılık gelse de bazen aklıma, onun ne kadar üzülebilcek olması hep beni engelledi. Kısacası beni aşık etti kendine. Tabi bu arada hiç tartışma sürtüşme olmadı değil aramızda. Ama ben ilişkilerde yapılanların çetelesini tutup, bıçakları bileyip sen bana bunu yaptın, şurada da şunu yaptın diye kavga çıkarmayı sevmem. Hoşuma gitmeyen birşey varsa o anda söyleyip durumu çözerim ve böylece araya soğukluk girmesinin önüne geçerim. Ve haksızsam gereksiz gurur yapıp özür dilemekten çekinmem. Ki bir iki sefer sağlıklı düşündükten sonra haksız olduğuma karar verip, alttan alıp özür dilediğimde oldu. Bundan gocunmadım da. Çünkü bu çift ilişkisinden öte, aile veya arkadaşlık ilişkisi de olsa bir tarafın bazen altan alması gerektiğini düşünüyorum.
Erkek arkadaşımın ailesi ile bazı ailevi problemleri vardı. Bundan kaynaklı bazen aramızda sorunlar çıkıyordu. Ama ben ona, ailesi ile sorunlarını o bana anlatmadan bilemeyeceğimi, benim ailemle yaşantımın farklı olduğunu ve bundan dolayı sorunlara yaklaşırken kendi ailem de gördüklerimi ornek aldığımı söyledim. Örnek olarak, benim bir arkadasım da kalmam veya gece eve geç dönmem ya da iftar yemeğinde dışarda olmam hiç sorun olmadı, ve bu ufak şeylerin sorun yapılması bana ilginç geliyordu. O ise sen bilmiyorsun öyle değil işte diye geciştiriyordu. Aile biraz tutucu ve yaşam tarzları biraz farklı. O zaman aramızda bunların sorun olmaması için bana anlat ki bileyim ona gore davranayım diye patladım en sonunda. Anlattı konuştuk ve uzlaştık. Herkesin farklı bir yaşam tarzı olduğunu ve bizim birbirimize herşeyi açıklıkla anlatmadan anlaşamayacağımız konusunda hemfikir olduk.
En büyük abisinden çok şikayetçiydi. Sürekli iş ve özel hayat konusunda sorunlar yaşıyorlardı ve tartışıyorlardı. Abisinin ona diğer kardeşlerine göre farklı davrandığını söylüyordu. Bu arada tüm kardeşler aile işini yapıyor. Bir gün yine kavga etmişler. Beni akşam aradı abisiyle kavga ettiklerini ve memleketine gideceğini söyledi. Ben şok oldum. Hiç birşey söyleyemedim ve telefonu kapadım. Bu arada memleketi çok uzak. Ona beni bırakacakmısın diye sordum mesajla hemen ardından. Boyle yapma lütfen yapacak birseyim yok dedi. Beni bırakacaksan niye kendini sevdirdin hiç mi gelmiyceksin dedim, gidersem asla herhalde dedi. Beni terk mi ediyosun diye sordum telefonda konusuruz mesajlarız dedim ya dedi. Hiç gelmiycekmişsin, temelli mi gidiyosun dedim, evet dedi. Beni bu kadar uzakta boylece bırakacamısın seni hiç mi goremiycem dedim, niye sen herşeyi kendine mal ediyorsun ya diye ses kaydı yolladı. Ben o arada şoktan ağlıyorum tabi. Bende ona peki sen bilirsin git o zaman ben kimim ki, o kadar sıkıntının arasında bide beni kendine dert edinme, yolun açık olsun hakkım varsa helal olsun, hakkını da helal et tarzı bir ses kaydı yolladım. Ama sonra pişman olup çok kolay vazgeçiyormuşum gibi geldi ve beni bırakmamasını istediğim bir kaç mesaj attım. Hatta ufak bir hediye almıştım ismi yazılı bikaç gün önce, onun resmini yolladım. Daha hediyeni bile veremedim diye. O gece ağlayarak cevap vermesini bekledim. Hatta çevrimiçi bile oldu ama cevap yazmadı. Bende ağlarken uyumusum. Yirmi dört saat sonra bana mesaj atmış, ses kaydını yeni dinleyebildim neler demişsin oyle, nasılsın falan cevap yazmadım. Ertesi gün aradı baktım hiçbişey olmamış gibi konuşuyor canım falan dedim niye arıyosun beni sen beni terk ettin iki gündür ne haldeyim arayıp sormadın merak etmedim. Telefon da ağzıma geleni söyledim. Diyo ki ne yaptım sana, dedim ne yapmadın bana sevgine olan güvenimi parcaladın falan. Baya uzun konuştuk kendinde dikkat et dedim. Bu mu dedi, ne peki dedim. Tamam o zaman dedi ve bitti. Daha hiç aramadım. O da beni aramadı. Sonra ortak arkadasımızla konuştular. Kendi haklı gibi konuşmuş. Benim ailemin başka bir şehre taşınma durumu vardı, ekonomik olarak daha iyi olcaktık ben annemi vazgecirdim. Arkadaşım da bunu ona söylemiş o senin için gitmedi demiş, onun annesi istemedi ondan gitmediler demiş. Bu arada ben ayrıldığımızı aileme söylemedim.
Ablam bi sorun olduğunu anlamış ve ona mesaj yazmış ne oldu falan diye konuşmuşlar, o bana yolu gösterdi bende gösterdiği yoldan gidiyorum demiş. Birkaç sefer de arkadaşıma nasıl olduğumu sormuş.
İnanın ilişkide onu bu kadar sevdiğimi bilmiyordum. Bir aydır nerdeyse hergün ağlıyorum ve kötüyüm. Sanki hep beni arıycakmış gibi geliyor. Hep bir ümit var içim de, kendi içimde tam bitmediği için daha iyiyim ama bazen ümidim tükendiğinde yine çok kötü oluyorum ve kendimi yıpratıyorum. Kendim de biraz haksız taraf görsem adım atan ben olurum ama onun bu tutumu beni engelliyor. Bir özür bekliyorum. Biliyorum özür dilese affedicem onu. Bir türlü içimde bitiremedim. Hiç birşeye adapte olamıyorum. Bu arada tabi ki hiç biyere gitmedi. İki gün önce ablam instagramdan görmüş ufak bi kaza geçirmiş. Düşman değilsiniz ara bir geçmiş olsun de dedi. Kazayı duyunca o kadar korktum ki. Arkafsıma da sordum o da ara deyince aradım. Ama o kadar soğuk konuştu ki. Sanki ben haksızmışım gibi bir ton vardı sesinde. Boyle olunca aramak konusunda hata mı ettim diye düşündüm. Arkadasımın ve ablamın soylediğine gore benim onu bıraktıgımı düşünüyormuş. Yani ne yapıcağımı bilmiyorum. İçim tükendi resmen. Ben mi hatalıyım acaba. Sizce ne yapmalıyım. Yüz yüze gelmediğimiz içinde bazı şeyler çok havada kaldı. İçimde bitiremememin sebebi bu mu acaba son bir kez buluşma ayarlayıp bu düşündüklerimi onunla konuşsam mı yoksa hiç bir şey yapmasam mı. Yüz yüze gelmek daha mı sağlıklı olur. Ama öyle yaparsam da tamamen bitecek diye korkuyorum. Bu sefer hiç ümidim kalmayacak diye. Yani kafam çok karışık. Sizce ne yapmalı nasıl davranmalıyım ?
Şu kırmızıya boyadığım yer var ya,tam da yaşına göre düşüneceğin toy bir mantık.Güzelim varsayımla hayat sürmez.Dünyadaki tek insan da o değil.Hayat mantık çerçevesi içinde de gitmiyor.%50 ile hayata yön verilmez.Bir insan seni üzmüyorsa,aklı başındaysa,bir ilişkide mutlu oluyor birşeyler paylaşıyor gülüyor eğleniyor arada ufak sorunlar çıksada geneline baktığında iyiyse devam edersin.Değilse bitirirsin.Bundan daha iyisi çıkacak mı düzelir mi şu mu bu mu...değmez bunları düşünmeye.24 yaşındayım. Aslında bir mesleği var. Üniversite mezunu ama kendime bir yol çizene kadar ailemle çalışıyorum diyordu. Daha sonra kendime bir iş kurucam diyordu. Aslında ben de ilişkide ki eksileri, artıları görebiliyorum. İlerde iş ciddileşirse ne gibi sorunlar çıkabilceğini az çok tahmin ediyorum. Ama tam olarak henüz ailesini tanımıyorum. O yüzden düşündüklerim ya da cevremden aldığım yorumlar yalnızca varsayım. Yüzde elli kotu olma ihtimali var, ama bi yüzde elli de iyi olma. Bu varsayım yaşadığım ya da yasayacağım tüm ilişkilerde de yok mu peki. Bir aklım anı yasa ilerisi ne gösterir bilinmez diyor. Bir aklımda ya kotu olursa diyor. Bir aklım bundan sonra karşına çıkacak kişinin kotü bir tercih olmayacağını nerden biliyorsun diyor. O yüzden varsayımlarla belki de güzel olabilecek bir şeyleri ziyan etmek istemiyorum. Çünkü şuan beynim de ve kalbim de o var ve mantığım ve kalbim çatışma halinde. Çok kötü bir durumdayım yani.
Ama beş ayda sürekli görüştük. Gün için de mesajlaştık konuştuk. Başka biri olsa hissederim diye düşünüyorum. Ayrıca iki gün sonra hiç bişey olmamış gibi davrandı. Ben de öyle davransaydım yine eskisi gibi devam edicektik. Bu yüzden bu ihtimal olmazmış gibi geliyor. Bir de en başta ben henüz evliliğe hazır olmadığımı söylemiştim. Bu yüzden hiç bu konuda açılmadı aramızda.