kadınların adet hallerinde oruç tutması ?

nedenmi eleştiriliyorsun biliyormusun. cunki allah sana şans mühlet verdiği halde hala kendi kafana göre gitmeye calışıyorsunda ondan. netten bu işler bilgiler ogrenilmez boşunamı eğitim alıyor adamlar yıllarca.
allahın koyduğu kurallar bellidir. ne değiştirebilirsin nede başka birşey. yahudiler bin kılıfa soktular bir günde 300 peygamberi kestiler bak ne hale geldiler .
kimse kendisine gore kuranı yorumlayamaz. kendin oku kendin ogrenmekle olmaz. aman her neyse arkadaşım ne halin varsa gör:KK52:

madem okuyup öğrenmeyeceksin aklın neden var arkadaşım,
ben birşeyi değiştirmeye çalışmıyorum,
kendi bildiğinden başkasına doğru demeyenleri eleştiriyorum.
herkes kendisine göre kuranı yorumlayabilir çünkü herkese inmiştir.
birileri okusun diğerlerine anlatsın diye değildir.
ben de kendim okuyorum anladığım neyse ona göre yaşıyorum.
ki günah da işliyorum, dini en iyi ben bilirim gibi bir iddam da yok.
size de huzuru, farklılıkları kabul edebilmeyi nasip eder umarım rabbim.
ben halimden yani memnunum teşekkür ederim. :KK34:
 
maalesef bu tür şeyleri tartışmayı öğrenemedik çok iyi anlıyorum forumda yasak olmasını....:KK25:
 
Yalan yanlış bilgilerle dolu bir konu bu.. Ayrıca din tartışması yasak.. Söylemeden duramayacağım.. Adetliyken oruç tutmanın namazın yasak olduğuna dair tek bir ayet gösterebilen yok neden acaba :KK53: Nedeni adetliyken tek yasağın cinsel ilişki olması mı :KK14:

arkadaşım namazın nasıl kılındığı da Kuranda ayet olarak yoktur neyse :)
 
Yalan yanlış bilgilerle dolu bir konu bu.. Ayrıca din tartışması yasak.. Söylemeden duramayacağım.. Adetliyken oruç tutmanın namazın yasak olduğuna dair tek bir ayet gösterebilen yok neden acaba :KK53: Nedeni adetliyken tek yasağın cinsel ilişki olması mı :KK14:

Dinin tek dayanağının ayetler olduğunu mu sanıyorsunuz?

Kitap
Sünnet
Icma
Kıyas

Araştırın derim.
 
Son düzenleme:
ya hu şuraya yazdığınız şeylerin insanların hayatlarını etkileyebileceğini unutmayın
sırf yazmış olmak için de yazmayın naçizane tavsiyem

kesin bilmediğinz şeylere inanıp dediğinizi uygulayanlar yok mudur sizce?
hele din konusunda az duyarlı olun ya hu.
 
Değerli kardeşimiz;
İslamiyet kolaylık dinidir. Kadınların bu dönemlerinde kolaylık olsun diye ibadet mükellefiyeti kalkar. Bunun illeti Allah'ın bu şekilde emretmiş olmasıdır; hikmeti ise temizlik ve kolaylık yönündendir.

Adet hali ile lohusa olan kadınların bu durumları son bulunca yıkanmaları farzdır; cünüp olan bir kişinin yıkanması gibi. Bunun hikmeti temizliktir. İlleti ise Allah’ın emridir.

Bu konunun en açık delili şu ayettir:

“Sana kadınların ay halini sorarlar. De ki: O, bir rahatsızlıktır. Bu sebeple ay halinde olan kadınlardan uzak durun. Temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın. Temizlendikleri vakit, Allah'ın size emrettiği yerden onlara yaklaşın. Şunu iyi bilin ki, Allah tövbe edenleri de sever, temizlenenleri de sever.” (Bakara, 2/222)
Ayrıca hayızlı ve nifaslı kadınların bu durumları son bulunca yıkanmaları lazım geldiğini bildiren pek çok hadis vardır. Bu ayetin tefsirlerine ve hadis kaynaklarında belirtilmiştir. (Bu hadis ve rivayetler için bakınız: Buhari Hayz bölümü; Müslim, Hayz Bölümü; İbni Kesir, Tefsir ilgili ayetin tefsiri)

Ayrıca Peygamberimizin (asm) ve sahabe hanımlarının uygulamaları da ayrı birer delildir.

Kadınlar, gerek hayızlı günlerinde, gerekse lohusalık müddeti içinde kılamadıkları namazları kaza etmezler. Cenab-ı Hak bir lütuf ve kolaylık olarak kadınların bugünlerdeki namaz borçlarını affetmiştir. Çünkü Allah kullarına kolaylık ister, zorluk istemez. Oysa kadın ortalama olarak ayda bir hafta âdet görmekte ve bu durum yılda üç ayı bulmaktadır. Yılda üç aylık kaza namazı ise insana ağır gelir. Bu hususta Hazret-i Âişe (ra) validemiz şu hadisi rivayet ediyor:

Bir kadın Hz. Âişe’ye sordu:

“Hayızlı kadının hayızdan temizlendikten sonra hayız zamanında kılamadığı namazları kaza etmesi gerekir mi?”

Hz. Âişe şöyle cevap verir:

“Sen Haruriyye misin (Haricilerden misin?). Biz Peygamberin (a.s.m.) yanında hayız âdetini görürdük, sonra temizlenince guslederdik. Peygamber (a.s.m.) namazı kaza etmemizi bize emretmezdi.” (İbni Mâce, Taharet: 119)
Fakat oruç böyle değil, Ramazan orucu yılda bir ay olduğundan daha sonra bir hafta, on gün oruç kazasını yapmak pek o kadar zor gelmez.

Hayız ve nifas hâlindeki kadından her türlü namaz mükellefiyeti düşer.

Kadınlar hayız-nifas hâlinde oldukları müddet zarfında, namaz kılmaları kendilerine haram olur. Hayız ve nifas hâlinde iken kılamadıkları bu namazları; kadınlar sonradan kaza etmek mecburiyetinde de değillerdir.

Cenâb-ı Hak, fazl ve kereminden onları böyle bir mükellefiyetten afvetmiştir. İslâm dîni gerçekten kolaylık dînidir. Hayız ve nifaslı kadınların namaz borçları hakkındaki hükmünde de, bu kolaylık prensibini apaçık görmekteyiz.

Çünkü, hayız hâli kadınların her ay mübtelâ oldukları ve bir haftaya yakın zamanlarını meşgul eden eziyetli bir durumdur. Bu arada pek çok vakit namazlarını da kılamamış haldedirler. Kadının devamlı olarak kocasının ve çocuklarının hizmeti yanısıra, evinin temizlik ve bakımıyla da uğraştığı malûmdur. Bu durumda olan bir kadının, mecburen terkettiği pek çok vakit namazlarını sonradan kaza etmek zorunda kalmasının, ona ne derece ağır ve zahmetli geleceği apaçık meydandadır.

Nifas hâli için de durum aynıdır; yirmi gün, otuz gün, hattâ kırk gün namazını terketmek zorunda kalan bir kadının, bütün bu birikmiş namazları kaza edebilmesi ne kadar meşakkatli olacağı bedihîdir. İşte, âlemlere rahmet olan İslâmiyet, büyük bir kolaylık olarak, kadınların, hayız ve nifas hâlinde iken kılamadıkları bütün namazları afvetmiştir.

Hayız ve nifas hâlindeki kadınların namaz kılmaları haram olmakla birlikte, tesbih, zikir ve duada bulunmaları câizdir. Hattâ hayız ve nifas hâlindeki bir kadının, mümkün ise ve vakti de müsait ise, her namaz vaktinde abdest alıp, bir vakit namaz kılacak kadar kıbleye karşı yönelerek oturması, bu süre içinde, tesbih, tevhid ve tehlil ile meşgul olması müstehab bile görülmüştür.

Bu şekilde o, hem Rabbini unutmamış ve ibadet zevkini kaçırmamış; hem de Allah'a ibadet hususunda -elinden gelseydi- ne derece arzu ve iştiyak içinde olduğunu da göstermiş olur. Bu güzel ve temiz niyeti sebebiyle, o kadına hayatında en güzel ve en feyizli kıldığı namazın sevabı yazılacağı rivâyetlerden anlaşılmaktadır. (İbn Abidin, Menhelü’l-vâridîn min bihâri’l-feyz ale’z-Zuhri’l-müteehhilîn fî mesâili’l-hayz)

Hayız-nifas hâlindeki kadınlara, namaz kılmak gibi oruç tutmak da haramdır. Ancak namazdan farklı olarak, tutamadıkları günleri, temizlendikten sonra kaza etmeleri gerekmektedir. Çünkü, oruç, namaz gibi devamlı olmayıp senede bir ay olduğundan, kadınların tutamadıkları birkaç günlük oruç borçlarını sonradan kaza etmeleri, onlara pek fazla bir zahmet ve meşakkat yüklemez. Bu bakımdan namaz borçları afvedildiği halde, oruç borcu baki kalmış, sonradan kazası istenmiştir. Âişe validemiz bu hususta şöyle buyurmuşlardır:

"Bize hayız ve nifas hâlleri geldiğinde, Hz. Resûlüllah (asm) tutmadığımız oruçlarımızı kazâ etmemizi emir buyururlardı. Kılmadığımız namazların ise kaza edilmesini emretmezlerdi." (bk. Neylü'l-Evtar, 1, 279-280; Sübülü's-Selam, 1, 105)
Hayız-nifas hâlinde olan kadının kocası ile cinsî münasebette bulunması da haramdır. Bu halde yapılan bir cinsî birleşme, büyük günahlardan (günâh-ı kebâir) sayılmıştır. Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle buyurulur:

"Sana kadınların hayız (âdet) hallerini de soruyorlar. De ki: O (hayız) bir ezâdır. Binaenaleyh siz hayız hâlinde kadınlardan çekilin. Temizleninceye kadar onlara yanaşmayın." (Bakara, 2/222).
Âyette geçen kadınlara yaklaşmama emrinin ne mânâ ifade ettiğini Enes'den (ra) rivâyet edilen bir hadîs-i şerîf şu şekilde açıklamaktadır:

"Yahudiler kadın hayız gördüğü vakit onlarla birlikte yeyip içmezlerdi. Peygamber (asm) ise bu hususta:

"Her şeyi yapın, yalnız cinsî münasebet müstesna..." buyurdular." (bk. Müslim, Hayz 16; Nesaî, Tahâret, 18)
Hayız-nifas hâlinde iken kadınla cinsî temasda bulunmak dinî yönden olduğu gibi, tıbbî yönden de çok mahzurludur. Kadın bu hallerde hasta hükmündedir. Son derece itinalı bir bakıma ve temizliğe muhtaçtır. Yorulmaktan büyük ölçüde kaçınmalı, mümkün mertebe istirahat halinde olmalıdır.

Ayrıca hayızlı kadının dışarı yaydığı ağır koku, erkeği kadından tiksindirmeğe de sebeb olabilir. Bu bakımdan bu nazik dönemde yapılacak cinsî münasebetler, kocayı hanımından tiksindirip soğutabileceği gibi, pek çok kadın hastalıklarına da sebebiyet verebilir.

Meselâ: Bugün Avrupa'da kadınlarda çok sık görülen rahim kanserlerinin mühim bir sebebi de, ay hâlinde kadınların kocalarıyla cinsî münasebette bulunmaya devam etmeleri olarak tesbit edilmiştir. Bir erkeğin hayız hâlinde olan hanımına yaklaşması haram olduğu gibi, kadının ona boyun eğmesi de haramdır. Eğer, karı-koca bu halde iken, cinsî münasebette bulunurlarsa, her ikisinin de tövbe ve istiğfar etmeleri gerekir. Ayrıca bir veya yarım dinar miktarında altın veya onun bedelini de fakirlere sadaka olarak vermelidirler. [Bir dinar, bir miskal (4 gr.) ağırlığında bulunan altın sikkedir].

Hayız hâlinde olan kadından yatağını ayırmak câiz değildir. Bu tarz davranış, Yahudilerin mezhebidir. Yahudiler ay hâlindeki kadından yataklarını ayırdıkları gibi; onlarla yanyana oturmaz, beraber yemek bile yemezlerdi. Silindikleri havluları bile ayırırlardı. İslâmiyet bu haksız ve bâtıl âdeti kaldırmış, ay hâlindeki kadınla yatmayı, pişirdiği yemeği yemeyi, aynı havluya el, yüz silmeyi mekruh dahi saymamıştır.

Hazret-i Âişe vâlidemiz şöyle buyurur:

"Ben hayızlı iken Nebî (asm) mübarek başını kucağıma yaslar, sonra Kur'an okurdu." (Buhârî, Hayz, 2, 3; Nesâî, Tahâret, 173, 174)

Diğer bir rivâyet:

"Adetli iken, kemikli eti ısırır, sonra O'na verirdim. Alır ve benim ısırdığım yerden ısırırdı. Yine âdetli iken su içtiğim kabı O'na verirdim, alır ve ağzını benim ağzımı koyduğum yere koyar ve içerdi" (Müslim Hayz, 14)
Bu hadîslerden anlaşılıyor ki, hayız hâlindeki kadınlar necis (pis) değillerdir. Nifas hâlinde olanlar da böyledir. Bu haller sadece birer hadestir. Yani bâzı dinî mükellefiyetleri ifaya mâni şer'î birer kirlilik hâlidir. Yoksa neces, yani, hakikî pislik hâli asla söz konusu değildir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

-alıntıdır-
 
Son düzenleme:
dinde fitne çıkaranların ve Vahabilerin çirkin oyunlarını önümüze koyanları hep görüyoruz ve görceğiz ama kitabımızı birazda manasını okuyup ona göre hayata empoze edersek bu tür şeylere itibarımız hiçç olmaz . bari ramazanda rahat bıraksınlar milletide huzur içinde bir rahat edelim hem bedenen hem ruhen .
 
Yalan yanlış bilgilerle dolu bir konu bu.. Ayrıca din tartışması yasak.. Söylemeden duramayacağım.. Adetliyken oruç tutmanın namazın yasak olduğuna dair tek bir ayet gösterebilen yok neden acaba :KK53: Nedeni adetliyken tek yasağın cinsel ilişki olması mı :KK14:

değilmi regl döneminde iken sadece cinsel ilişki yasak !hahaha gülerim ben buna.
kurandaki la yemessuhu illel mudehherun ayeti ne demek bi açıklasana!
bir sürü hadis var. peygamberimizin eşi hz aişe olayın içinde.
(peygamberimiz.s.a.v.
namaz hakkında ayeti kerime vardır namaza yaklaşacağınız zaman ................
buda abdestsiz namaz kılınamayacağına delildir.
abdestsiz bir nevi pisliklerden arınmaktır.
hayz halindeki bir kadın nasıl oruç tutar . yani pis likten arınmadan nasıl oruc tutar. buna kafası basan her insan düşünebilir ayete dahi gerek yok. buna biçok ayet dayandırılabilir. ama tabi inanmak isteyene. inanmak istemeyene şia olabilir, ate olabilir cartta

curttu.
sana bir kaynak
Hayız gördüğün zaman namazı bırak ve hayız hâlin sona erince, kanı temizleyerek guslet ve namaz kıl" buyurmuştur. Buhâri'deki rivâyet şöyledir: "Âdetin devam ettiği sürece namazı bırak, sonra boy abdesti al ve namaz kıl" (Buhâri, Hayz, 19, 24, Vüdû, 63; Müslim, Hayz, 62; Ebû Davûd Tâhâret, 109).
Âdetli kadın, kılamadığı namazı kaza etmez, orucu ise kaza etmesi gerekir. Hz. Âişe şöyle demiştir: "Biz Rasûlullah (s.a.s) devrinde âdet görüyorduk. Namazı kaza etmekle emrolunmadığımız halde, tutamadığımız orucu kaza etmekle emrolunuyorduk" (Buhârî, Hayz, 20; Ebfı Dâvud Tahâre,104; Tirmizî, Savm, 67; Nesaî, Hayz,17; Siyâm, 64).
2- Oruç tutmak. Âdet gören veya lohusa olan kadın oruç tutmaz. Delil yukarıdaki Hz. Âişe hadisidir. Ancak oruç borcu, onların üzerinden düşmez. Kaza etmeleri gerekir.
3- Tavâf. Hz. Peygamber, hac sırasında âdet gören Âişe (r. anhâ)'ye şöyle buyurmuştur: "Hayız gördüğün zaman, temizleninceye kadar Beytullah'ı tavaf dışına hacıların yaptığı diğer hac ibadetlerini yap" (Buhârî, hayz,1, 7, Hacc, 71, Edâhî, 3, 10; Müslim, Hacc,119,120; Ebû Davûd, menâsîk, 23).
4- Kur'an-ı Kerîm okumak. Mushafa el sürmek ve onu taşımak. "Ona (Kur'ân'a) tam olarak temizlenmiş olanlardan başkası el süremez" (el-Vâkıa, 56/79) Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "İddetli kadın ve cünüp olan, Kur'ân'dan hiç bir şey okuyamaz" (Tirmizî, Tahâre, 98; İbn Mâce, Tahâre, 105).
Hanefilere göre, bir kılıf içindeki Kur'ân'a el sürmek ve taşımak hayızlı ve cünüp için mümkün ve câizdir. Yine ilimle uğraşan kimse, tefsir, hadis ve fıkıh kitaplarını zarûret yüzünden elbisesinin yeniyle veya eliyle tutabilir. Kur'ân yapraklarını abdestli çevirmek müstehaptır. Yine bu yaprakları okumak için bir kalemle çevirmek de câizdir (ez-Zühaylî, el-Fıkhu'l İslâmî ve Edilletuh, I, 471).
5- Mescide girmek, orada eğleşmek ve itikâfa çekilmek. Hadiste şöyle buyurulur: "Hiç bir hayızlı veya cünüp mescide giremez" (İbn Mâce, Tahâre, 92; Dârimî, Vudû',116). Şâfiî ve Hanbelîler, hayızlı ve lohusanın kirletmemek şartıyla mescitten karşıdan karşıya geçmesini câiz görürler. Hz. Peygamber'in Âişe (r. anha)'ye böyle bir izin verdiği nakledilmektedir. (Müslîm, Hayz, I1-13; Nesâî, Tahâre, 172, Hayz, 18; İbn Mâce, Tahâre, 120).
6- Cinsel temasta bulunmak veya göbekle diz kapağı arasını okşamak (istimtâ). Bunu delili âyet ve hadistir. Âyette şöyle buyurulur: " Hayız halinde iken kadınlardan uzaklaşın ve temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın" (el-Bakara, 2/222). Uzaklaşmaktan (İ'tizal) maksat, onlarla cinsel teması bırakmaktır. Yine hayızlı hanımıyla ne derece ilgilenebileceğini soran bir sahabeye Allah elçisi şöyle cevap vermiştir: "Senin için göbekten üst taraf serbesttir" (eş-Şevkânî, Neylü'l-Evtâı, I, 277).
Hanbelilere göre, göbek-diz arasında cinsel temas dışında serbesttir. Delil şu hadistir: "Hayızlı kadına cinsel temasın dışında herşeyi yapabilirsiniz" (Müslim, Hayz" 16; Nesaî, Tahâre, 16).
Hanefi, Şâfiî ve Mâlikilere göre hayızlı veya lohusa olan eşiyle cinsel temasta bulunan erkeğe keffâret gerekmez. Ancak tevbe ve istiğfar etmesi gereklidir.
7- Boşama. Hayız hâlindeki kadını boşamak câiz değildir. Ancak buna rağmen boşama geçerlidir, ve bid'î tâlak adını alır. Âyette; "Boşayacağınız zaman, eşlerinizi iddetlerine doğru boşayın" buyurulur (et-Talûk, 65/1). Yani içinde iddet meşru olan bir sürede boşayın demektir. Çünkü, ay hâlinin geri kalan kısmı iddetten sayılamaz. Allah elçisi, Abdullah b. Ömer'e, eşini temizlik günlerinde veya gebe iken boşamasını bildirmiştir (eş-Şevkânî, a.g.e., VI, 221; Geniş bilgi için bk. el-Kâsânî, a.g.e., I, 44; İbnü'l-Hümâm, a.g.e., I, 54, 57, 61; eş-Şirâzî, el-Müheneb, I, 38, 45; İbn Kudâme, el-Muğnî, I, 306 vd.; İbn Âbidîn, a.g.e., I,158,162, 268, 274; eş-Şevkânî, a.g.e., I, 276, 278, 280, 777; ez-Zühaylî, el-Fıkhu'l-İslâmî ve Edilletüh, Dimaşk 1985, I, 469 vd.)

ama tabi estağfirullah peygamber kimki inanasınız değilmi illa sizin anlaycağınız şekilde kuranda geçmesi lazım.
ilim sahibi olup anlamak lazım değil yani kuranı kerimi herkez kafasına göre yorumlara aşırıya kaçmayın ayetinide dindar olmayalım aşırıya kaçmayalım olarak yorumlayan var.

 
adetli kadın ile ilişkide dahi bulunulmazken nasıl olurda o halde allah için aç kalır.ki adet zayıflıktır. sinirli oluruz vs allah bize mühlet vermiştir. arkadaşlar boşuna yorulmayın ben bu provakatörleri cok iyi tanırım. siteye üye olurlar belki dinsiz belki saçma sapan bir tarikata mensuplar ortalığı karıştırırlar sadece boşverin bunlara laf anlatmak yerine tesbih cekin namaz kılın kuran okuyun. ogrenmek ıcın sorana canımız feda. fitne cıkarmak ıcın sorana zaman ayırmayın
 
madem okuyup öğrenmeyeceksin aklın neden var arkadaşım,
ben birşeyi değiştirmeye çalışmıyorum,
kendi bildiğinden başkasına doğru demeyenleri eleştiriyorum.
herkes kendisine göre kuranı yorumlayabilir çünkü herkese inmiştir.
birileri okusun diğerlerine anlatsın diye değildir.
ben de kendim okuyorum anladığım neyse ona göre yaşıyorum.
ki günah da işliyorum, dini en iyi ben bilirim gibi bir iddam da yok.
size de huzuru, farklılıkları kabul edebilmeyi nasip eder umarım rabbim.
ben halimden yani memnunum teşekkür ederim. :KK34:

he bebaa he :KK52:
 
Adet yani hayız cünüplüktür bu yüzden namaz kılınmaz bu dönemde, Kur'an cünüpken gusletmemizi söyler.

Bu konular yok şu şöyle dedi bu böyle dedi yok şuna inanalım yok buna inanalım olayı değildir.


Allah Kur'an'da aklını olan herkesin Kur'an'ı anlayabileceğini söylüyor. Niçin insanlarımız araştırmaz, Kur'an'ı okumaz bilmiyorum. İnsan mensup olduğunu dini araştırmalı...
Din konusunda şu kişiyi şöyle yaparken gördüm bize bunu öğrettiler gibi söylemler mazaret değildir, Kur'an'ı Allah okuyup anlayasın ve uygulayasın diye gönderdi. Ve evet hurafesiz din yani Kur'an'da Allah'ın anlattığı İslam dini çok kolaydır.

Kaldı ki peygamber Kur'an'a zıt konuşmaz arkadaşım.

Din konusunda bilgi sahibi olmak istiyorsan en evvel yapacağın Kur'an okumak, meallerden-tefsirlerden.
Allah birçok ayetinden vurgular; aklını kullan der.

La yemessuhu illel mutahherun ayetini de bağlamından koparmadan okumak lazım, anlattığı konuyu bağlamından öğrenebiliriz çünkü.

Etraftaki herkese güvenme, iman mühim mesele. İnsanlar birbirlerine iftira etmeye gelmiş sanki dünyaya...
 
Kadınların adet döneminde oruç tutması günahtır diye ayet varsa paylaşın.
Kur'an da istisnasız herşey vardır.

Kur’an Din Adına Hüküm Koymaya Kalkanlardan Delil İster:
Size ne oluyor, nasıl hüküm veriyorsunuz? Hiç mi öğüt almıyorsunuz? Yoksa sizin apaçık olan bir deliliniz mi var? Şayet doğru söylüyorsanız kitabınızı getirin. (37-Saffat-154-157)

Tek Yol Gösterici Kuran dır.
 
Sana âdet halini de sorarlar. De ki: O, insana rahatsızlık veren bir haldir. hayızlı oldukları sırada kadınlardan uzak durun ve onlar temizleninceye kadar kendilerine yaklaşmayın. İyice temizlendiklerinde, Allah’ın emrettiği yerden onlara gidin.” Şu bir gerçek ki Allah, çok tövbe edenleri sever, iyice temizlenenleri de sever.”
Bakara Suresi 222
temizlikten kastı gusüldür gusül olmadan namazda olmaz allah rızası için oruçta olmaz , bu hadislerimizde mevcuttur , hz .aişe anamızın söylediğini bile inkar etmeye kalkanlar Allah hidayet versin, kuran da namaz vardır ama nasıl kılacağımız yoktur bunuda peygamber efendimiz öğretmiştir, namaz kılmayacakmıyız?
Kur'an ve sünnet ve hadis ayrılmaz, ayıran ben sadice kuranı baz alırım diyen ya bilgisizdir ya bozguncu..
Hadisler arasında da tıpkı Kur’an-ı Kerim’de olduğu gibi, müteşâbih, mecâz ve garîb kelime ve beyanlar bulunmaktadır. Bu sebepten dolayı, Hadislerde aklımız almayan yada Kur’an’a uygun olmadığını düşündüğümüz ifadeleri, yanlış kabul etmemiz doğru değildir. Hadislere yaklaşımımız şöyle olmalıdır. Bir kimse bize bir Hadis söylediği zaman; o Hadisin nerede geçtiğini yani kaynağını, o Hadisin senedi sağlam mı ve o Hadis hakkında muhaddisler hangi açıklamaları yapmışlardır, bu bilgilere ulaşmak gerekir. Hadislerin senedi sahih ise, o Hadis bizim için delildir. Senedi sahih olan Hadisleri kabul etmemekte ısrarcılık asla doğru değildir. Çok sayıda hadis uydurulduğunu gerekçe göstermek de tutarlı değildir. Hadis alimleri zaten uydurulmuş sözleri, Peygamberimizin Hadislerinden ayırt edip, o sözlerin uydurma olduğunu açıklamışlardır. Hatta her dönemde muhaddisler halk arasında şöhret bulmuş ve hadis zannedilen uydurma sözleri derledikleri “Uydurma Hadisler” isimli eserler yazmışlardır. Her hangi bir yerde hadis diye geçen bir sözü, ilmi olmayanların hadis zannetmeleri, Peygamberimizin Hadislerinin dinde delil kabul edilemeyeceğine gerekçe teşkil etmez. Dediğimiz gibi, o uydurma sözlere “Hadis” bile denmez; uydurma sıfatıyla ifade edilir ve onlara itibar edilmez. Peygamberimizden günümüze kadar nakledilmiş Hadislerin senedleri vardır ve güvenilir bir şekilde günümüze kadar gelmişlerdir. Bu Hadislerin tamamının dereceleri; sened ve metin tenkidi yönüyle mahiyetleri erbabınca malumdur.
Bizzat Kur’an bizlere, Peygamberimize uymayı emretmektedir. Kur’an açıklanırken; ilk olarak Kur’an kendisini tefsir eder. Yani Kur’an, kendi bütünlüğü içinde tefsir edildiğinde pek çok ayetin açıklamasını açıkça Mushaf’ın içinde buluruz. Buna Tefsir Usûlü ilminde Kur’an’ın Kur’an’la Tefsiri denir. Bu tefsire, İmam Şenkîtî’nin Edvâu’l Beyân’ını örnek verebiliriz. Kur’an, ikinci sırada Hadislerle tefsir edilir. Bu tefsire de İbn Kesir’in Tefsîru’l Kur’ani’l Azîm’ini örnek gösterebiliriz. Demek ki, vahiy konusunda söz söyleme yetkisi Allah ve Rasûlüne aittir. Peygambersiz bir din olamayacağı gibi, Peygamberin Hadisleri olmadan da Kur’an’ı tam olarak anlamak mümkün değildir. Örneğin namazın beş vakit olması bile Kur’an’da açıkça geçmez; işaretle zikredilir. Namazın nasıl kılınacağı da Kur’an’dan öğrenilemez. Bunlar ve buna benzer çok sayıda konularda Kur’an’ı Peygamberimiz açıklar.
Namaz kılmak. Âdetli veya lohusa kadının namaz kılması câiz değildir. Hz. Peygamber (s.a.s), Fâtıma binti Ebî Hubeyş'e "Hayız gördüğün zaman namazı bırak ve hayız hâlin sona erince, kanı temizleyerek guslet ve namaz kıl" buyurmuştur. Buhâri'deki rivâyet şöyledir: "Âdetin devam ettiği sürece namazı bırak, sonra boy abdesti al ve namaz kıl" (Buhâri, Hayz, 19, 24, Vüdû, 63; Müslim, Hayz, 62; Ebû Davûd Tâhâret, 109).
Âdetli kadın, kılamadığı namazı kaza etmez, orucu ise kaza etmesi gerekir. Hz. Âişe şöyle demiştir: "Biz Rasûlullah (s.a.s) devrinde âdet görüyorduk. Namazı kaza etmekle emrolunmadığımız halde, tutamadığımız orucu kaza etmekle emrolunuyorduk" (Buhârî, Hayz, 2 kaynakları verilmiş sahih hadislerdir

mune'ye not: sevgili mune sanırım konu kapatılacak , ki haklıda buluyorum , dini bir konuda konuşulduğu için uzaklaştırmada alacağız bunuda biliyorum , varsın din'i savunduğum için banlanayım ,kurala uymadığım için özür diliyorum '' dayanamadım''


 
adetli kadın ile ilişkide dahi bulunulmazken nasıl olurda o halde allah için aç kalır.ki adet zayıflıktır. sinirli oluruz vs allah bize mühlet vermiştir. arkadaşlar boşuna yorulmayın ben bu provakatörleri cok iyi tanırım. siteye üye olurlar belki dinsiz belki saçma sapan bir tarikata mensuplar ortalığı karıştırırlar sadece boşverin bunlara laf anlatmak yerine tesbih cekin namaz kılın kuran okuyun. ogrenmek ıcın sorana canımız feda. fitne cıkarmak ıcın sorana zaman ayırmayın

benim yazdıklarımı alıntılayıp üstüne bunları yazdığınız için cevap veriyorum..
adam gibi fikirlerinizi bile paylaşamıyorsunuz.
sizin gibi düşünmüyorsa illa provakatör..
kimin dinini nerden biliyorsunuz pardon?
dinsiz tarikatmış...
günahı boynuna, asla hakkımı helal etmiyorum..
 
maalesef bu tür şeyleri tartışmayı öğrenemedik çok iyi anlıyorum forumda yasak olmasını....:KK25:

ya hu şuraya yazdığınız şeylerin insanların hayatlarını etkileyebileceğini unutmayın
sırf yazmış olmak için de yazmayın naçizane tavsiyem

kesin bilmediğinz şeylere inanıp dediğinizi uygulayanlar yok mudur sizce?
hele din konusunda az duyarlı olun ya hu.

Yorumlarınız için teşekkür ederim, konuyu kaparken sebep yazmama gerek kalmadı sayenizde:KK34:
 
X