bu başlığa yazmak böbürlenmeye girmiyordur umarım, ben öyle çarpıcı muhteşemlikte güzel biri olmasam da kendi çapımda eli yüzü düzgün, duru ifadeli bir insan olduğumu ve kendime iyi baktığımı düşünürüm.
cildime yaptığım en önemli üç yatırım:
bol su içmeye özen gösteririm. su içtiğim zamanlar yüzüm inanın daha bir şeffaf, daha bir duru görünüyor.
tatlı, kızartma, asitli içecekler, hazır gıdalar gibi pis yeme alışkanlıklarından kaçarım. tamamen bırakabilsem hayatımın en büyük iyiliğini yapmış olacağım aslında kendime. tatlıyı bırakınca zırt pırt çenemde beliren sivilcelerden de kurtuluyorum ne güzel...
cilt bakım ürünlerinde ucuza kaçmamaya çalışırım. bütçem el verdiğince "iyi" markalara yönelirim. bir nivea göz kreminin nemlendiriciliğiyle estee lauder'ınki aynı değil maalesef.
saç tipiyle ilgili dikkat ettiklerim:
-saçlarım siyah olmasına rağmen kaşlarımı koyultmam, kahverengi kaşlıyımdır. böylece zaten esmer olan yüzümü iyice boğmam. sert, kavisli, incecik kaş modellerinden kaçarım.
-düz saçların yüze verdiği keskin ifadeden hoşlanmam, saçlarımı dalgalı kullanırım her zaman.
makyaj yaparken uyguladıklarım:
-yuvarlak yüzlü olmama rağmen bronzer kullanmam, yanaklarıma, çeneme gölgelendirme yapmam. bunun insana sert bir ifade verdiği kaçınılmaz.
-çeneme ve burun ucuma mutlaka allıkla dokunurum. mat, hafif şeftali-bej renkler kullandığım için yüzümde sırıtmaz, çocuksu, sevimli bir hava katar. aşırı sürmemek lazım tabii! ;- )
-düğün dernek, foto çekimi hariç fondöten, pudra kullanmam. bu aralar gözaltı kapatıcısından da vazgeçmeye çalışıyorum. mac, clinique, estee lauder gibi gayet kaliteli ürünler sürsem dahi sonucu sevmiyorum, yüzüme yaş verdiğini hissediyorum cilt makyajının.
-alnımı çeneme göre biraz dar bulduğum için alnımın ortasına aydınlatıcı sürerim hafifçe. ve çenemi de mat bir allıkla geriye iterim.
-gözlerim birbirine yakındır, daha ayrık göstermek için mutlaka göz pınarlarıma ışıltılı beyaz/şampanya far dokundururum. eyeliner ve far süreceksem çok içlerden başlamam, gözün biraz dışına taşırırım.