Sevgili Günlük,
Çok uzun zamandır görüşemedik seninle. Ben yazmaya üşenen bir hatunum ya o yüzden...
Ama bu gün tam ihtiyacım olan şey sensin. Çünkü şu yaşadıklarımı senden başkasıyla paylaşmam imkansız.
Sabah kalktığımda, kendimi aylardır hazırladığım ve son iki haftadır her an gerçekleşmesini beklediğim olay oldu ve ben çok çok üzüldüm. Üstelik kendime pek çok söz vermiştim. Düşününce de önemsiz gibi görünüyordu gözüme. Oysa çok önemliymiş ve insan ne kadar hazırlıklı olsa da içinden bir şeyler kopuyormuş saçlarıyla birlikte...
Evet, yanlış duymadın Günlük. ıki hafta sonra nihayet kemoterapinin yan etkisi kendini gösterdi ve tuttuğum her tutam saç elimde kalıyor bu sabah itibarıyla...
ıki ay önca peruğumu, bilimum bone, şapka vb. ıvır zıvırımı almış ve her an bekleme durumuna geçmiş olmakla birlikte nedense ağlamak istiyorum. Baktım tepemde yer yer açılmalar var. Saçımı taramamaya dikkat ediyordum ne zamandır. Belki de ondan bu kadar dayandı. Önümüzdeki 5-6 ayı tamamen dazlak geçireceğimi uzun zamandır bilmeme karşın niye böyle hissediyorum? Neden yarım kalmış, eksilmiş gibiyim? Neden çocuk gibi davranıp ağlıyorum?
Kimbilir belki de alışacağım bu duruma zamanla. Belki de yarın sabah kalktığımda daha farklı hissedeceğim.
ışte böyle Günlük. Hayat böylesine garip ve acımasız davranabiliyor insana zaman zaman. Direnmeyi, karşılık vermeyi bilmek gerek...