Kadına Şiddet Güncesi

Kadına şiddet olayları mı arttı yoksa resmi tutanaklara geçen sayı mı? Bu çok önemli. Kadın artık susmuyor, gidip resmi şikayette bulunuyor ve bu bir gelişmedir. Keşke hiç olmasa ama sessizce evde ölmelerinden iyidir bunların duyulması..
 
Erzurum'da 11 yaşındaki kızla nişanlanıp, ilişkiye giren genç tutuklandı.

Erzurum merkez Yakutiye İlçesi'nde ailelerin yıllar önce 'beşik kertmesi' yaptıkları 11 yaşındaki bir kız çocuğu ile 20 yaşındaki zihinsel engelli olduğu söylenen bir gencin nişanları yapıldı.

Nişan sonrası kızın, damat adayının evine sıkça gitmesi ve yapılan ihbar üzerine yakalanan 20 yaşındaki O.C.Z. 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı' suçundan tutuklandı. İddiaya göre ikili cinsel ilişkiye girmişti.

Yakutiye ilçesi Emin Kurbu Mahallesi'nde yaşayan birbirlerine akraba olan iki aile, çocuklarını beşik kertmesi yaptı. Aileler arasında yapılan nişanın ardından çocuk yaştaki kız ile O.C.Z., arasında iddiaya göre cinsel birliktelik yaşandı.

"BANA SOYUN DEDİ"

Düğün tarihi belirlenen nişanlı gençler, yakınlarının ihbarı üzerine gözaltına alındı. Çocuk şubesinde verdiği ifadede nişanlısının evine sıkça gittiğini belirten A.İ., "Eve gittiğimde bana 'öpüşelim, soyun' dedi. Soyundum ve cinsel ilişkiye girdik" dedi.

BABALARI DA MAHKEMEYE ÇIKTI

O.C.Z. ile birlikte babası U.Z. ve A.İ.'nin babası E.İ., savcılık ifadesinin ardından tutuklama istemi ile mahkemeye sevk edildi.

"PSİKOLOJİK RAHATSIZLIĞIM VAR"

3'ncü Sulh Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkan O.C.Z., "A. ile aramızda beşik kertmesi vardı, nişan yaptık. Nişan mahallede eğlenceli olarak yapıldı. A. ile hiç başbaşa kalmadık. Psikolojik rahatsızlığım var. A. ile hiç birlikte olmadım ve niçin okula gitmediğini bilmiyorum" diye ifade verdi.

KIZI OKUTMAK İÇİN SÖZ KESMİŞLER

Kız 18 yaşına geldiğinde evlenmeleri konusunda aralarında söz kestiklerini anlatan O.C.Z'nin babası U.Z., söz kesmelerinin amacının A.İ.'yi okutmak olduğuna ileri sürdü.

U. Z., "Hatta okul kıyafetlerini ben aldım. Söz kesilmeden önce A. sürekli okuldan kaçıyordu. Oğlum zeka özürlüdür. Şimdi bıraksan evin yolunu bulamaz. A. bizim evde kesinlikle yatıya kalmadı. Gündüzleri 1- 2 saat gelip giderdi. Yaşı küçük olduğu için ne dediğini bilmiyor" diye konuştu.

"KIZIN YAŞI KÜÇÜK NE SÖYLEDİĞİNİ BİLMİYOR"

Kızının yaşının küçük olduğu için ne söylediğini bilmediğini ileri süren babası E.İ. de, çocukları büyüdüklerinde evlendireceklerini söyledi.

Mahkeme, kızın babası E. İ. ile erkeğin babası U.Z.'yi serbet bırakırken O.C.Z.'yi 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı' suçundan tutukladı.

Kaynak: Sabah Gazetesi
 
Sakarya’nın Pamukova İlçesi’nde öfkeli eski eş, 1 yıl önce resmi nikahsız ikinci evliliğini yapan 9 aylık hamile eski eşi 32 yaşındaki Neslihan Çelik’i evinde tabanca ile vurdu.

Eski eş dehşeti görüntüleri için TIKLAYIN

Çelik, 112 ambulansı ile Pamukova’dan 50 kilometre uzaklıktaki Adapazarı Doğumevine getirilerek ameliyata alınıp bebeği kurtuldu, ancak kendisi kurtarılamadı.

Birkaç yıl önce soyadı öğrenilemeyen Mevlüt adlı kişiyle evli olan Neslihan Çelik ondan boşandı. Daha sonra da şu anda bir suçtan dolayı cezaevinde bulunan Lütfü A. ile birlikte yaşamaya başladı. Lütfü A., cezaevine girince evde tek başına kalan doğumuna 1-2 haftakaldığı belirtilen 38 aylık hamile, Neslihan Çelik’in kaldığı evden öğle saatlerinde silah sesleri duyuldu. Komşuları eve girdiğinde Mevlüt adlı eski eşini evden kaçarken gördü.

BEBEĞİN SAĞLIK DURUMU İYİ DEĞİL

Baş ve vucuduna aldığı kurşun yaraları ile kanlar içerisinde bulunan Neslihan Çelik, çağrılan 112 ambulansı ile Pamukova Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Yaşam fonksiyonlarını yitirmeye başlayan Neslihan Çelik’in karnındaki bebeğini yaşatmak için Adapazarı’na Sakarya Doğum ve Çocuk Bakımevi’ne sevk edilmesine karar verildi. Buradan 50 kilometre uzaklıktaki Adapazarı’na gelinceye kadar 112 ambulansında oksijen verilerek yaşatılan kadın, Sakarya Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi’ne getirildiği gibi hemen ameliyata alınarak bebeği kurtarıldı. Ancak, yoğun bakım servisinde tedavi altına alınan bebeğin sağlık durumunun da iyi olmadığı belirtildi.

ŞÜPHELİ ARANIYOR

Sakarya Valisi Mustafa Büyük, doktorların yaptığı tesbitte annenin 38 haftalık hamile olduğunu bildirdiğini ve bebeğin kurtarıldığını ancak, annenin yaşam fonksiyonlarının Adapazarı’na getirildiğinde tamamen durmuş olduğunu söyledi. Vali Büyük, şüphelinin yakalanması için araştırmaların sürdüğünü açıkladı.
Kaynak: Sözcü
 
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü işbirliğiyle hazırlanan ‘Panik Butonu’ projesi hayata geçti. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Bursa’da düzenlenen törenle cihazları dağıttı. Şahin, “Sevgi butonuna, vicdan butonuna, merhamet butonuna, hoşgörü butonuna basacağız. Ona basanların zaten bu butona ihtiyacı olmayacak.” dedi.

Bakan Fatma Şahin, Crowne Plaza Otel’de düzenlenen toplantıda uygulamayı başlattı. Projenin tanıtımını yapan Şahin, yola çıkarken hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını söylediklerini hatırlattı. İnsana hizmet etmenin en büyük emanet olduğunu, önce insan anlayışı ile çalıştıklarını anlatan Bakan Şahin, bakanlığının yeniden yapılandırılması sırasında yaşam standartlarını yükseltmeyi amaç edindiklerini dile getirdi.

Bugün gelinen noktanın 10 yıllık geçmişi olduğunu ifade eden Şahin, şöyle konuştu: “İktidar olduktan sonra 98 yılında çıkmış Ailenin Korunması Kanunu vardı, fakat aile mahkemeleri kurulmadığı için kağıt üzerinde kalmıştı. 2003 yılında aile mahkemelerinin kurulmasıyla, bakanlıkların kurumsal altyapısı yükseldikçe, ülkemizdeki demokrasi yükseldikçe, çocuğun, bireyin, engellinin hakkı yükseldikçe bunlar daha görünür olmaya başladı.”

“HİÇBİR YERDE ŞİDDET İSTEMİYORUZ”

Daha önce töre ve namus cinayetleri konusunda sahada 4 ay çalıştıklarını ifade eden Bakan Şahin, asıl olan şeyin şiddetsiz bir hayat olduğunu vurguladı. Şahin, “Okulda da şiddet, hastanede de şiddet, trafikte de şiddet, evde de şiddet istemiyoruz. Bunun için gerekli bütün tedbirleri alıyoruz. Her şeye rağmen bunu önleyemiyorsak, önce dedik, yaşadığımız bu olayların, hukuk devleti olarak güçlü bir yasasını hazırlayalım. İşte o yüzden, önceki birikimlerimizle beraber, sivil toplum, baro ve aile mahkemeleri ile 6 ay yoğun çalıştık. Bugün dünyada örnek gösterilen bir ülkeyiz. Biz bunu imzaladığımızda; Euro bölgesi dediğimiz, bize akıl veren Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin; bunun maliyeti var, krizdeyiz, gereğini yapamayız diyerek parlamentoda beklettiklerini gördük. Sayın başbakanımızın talimatı ile şiddetle mücadelenin maliyeti olmaz diyerek önce imzaladık ve dünyaya örnek olduk. Şimdi diğer ülkelerin imzalamasını bekliyoruz.

“KENDİ HUKUKUMUZU DÜZELTTİK”

Kendi hukukumuzu da düzelttik. Ailenin korunmasındaki 4 maddenin 25 maddelik temel bir yasaya dönüşmesi, koruyucu tedbirler, şiddet mağduru yapılanmalar, destek mekanizmasını nasıl oluşturacağız, ilgili birimlerin koordinasyonunu nasıl sağlayacağız, hepsi ayrı ayrı metotlarımız oldu. Bizim bakanlık olarak kurumsal altyapımızın güçlendirilmesi için en büyük sorunun koordinasyon, işbirliği ve takımın birlikte çalışacağı bir anlayış olduğunu gördük. Bugün yeşil Bursa’da iki önemli şey yapıyoruz. Birisi, bu gördüğünüz yeni sistemi hayata geçiriyoruz. Tamamen bilgi ve teknoloji çağının gerektirdiği her şeyi içine alan ama aynı zamanda yerli bir teknoloji. Ben huzurlarınızda bu altyapıdan ve verdiği destekten dolayı AVEA genel müdürüne teşekkür ediyorum. İçişleri Bakanlığımızın, Emniyet Genel Müdürlüğümüzün desteklerine teşekkür ediyorum.” şeklinde konuştu.

“AMACIMIZ, BİREYİN EN ZOR DURUMUNDA YANINDA OLMAK”

“Burada önemli olan, 7 gün 24 saat çalışan İçişleri ve Adalet bakanlığının, baronun, sivil toplum kuruluşlarının, Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlığı’nın, aynı çatı altında gelen vakayı hızlı değerlendirip, verilerinin takibini yapıp, sonuçta canın kurtarıldığı bir hayattır bizim istediğimiz. Yasanın 12. maddesini bugün hayata geçiriyoruz. Beraberinde şiddet izleme merkezilerini sizlerle yapacağız ama bugün bunun da uygulamasını yapacağız. Amacımız ve muradımız, bireyin en zor zamanında yanında olmak. Onun yaşadığı zorluğu çözecek her türlü desteği vermek.” diye ifade eden Şahin; ekonomik, psikolojik, hukuki destek, vatandaşın neye ihtiyacı varsa hukuki mekanizmayı kurmak ve verileri düzgün toparlamak istediklerini kaydetti.

“TEK BAŞINA BU SİSTEM YETMEZ”

Bu yeni sistemlerin, bugün yaşanan bir çok sorunu çözeceğine dikkat çeken Şahin, şöyle devam etti: “Kağıt üzerinde kalan ailenin korunması, kadına şiddet, çocuğun, şiddeti erkek görüyorsa, erkeğin korunduğu bir sistemi hayata geçirmek. Bugün başlatacağımız çalışma ile çok daha güçlü bir altyapıyı oluşturacağız. Tek başına bu sistem yetmez, doğru, tek başına buna güvenmek doğru değil ama ‘sayın bakanım her vakanın başına bir polis mi dikeceğiz, biz bunu nasıl başaracağız’ diyen bir anlayış vardı. Ama şimdi her vakaya bir polis dikmeden bu sistemle bunu yapabileceğimizi gördük. Bu, bir iç güvenlik meselesidir. Kadına yönelik, çocuğa yönelik şiddette bir bakanlık görevi değildir. Nasıl terörle mücadele ediliyorsa, diğer sorunlarla mücadele ediliyorsa, bu sorunla da birlikte hareket etmek gerekiyor. Biz daha bir yıllık bakanlığız, bunu tek başına bizim başarmamız mümkün değil, en güçlü kurumlarla işbirliği yapmamız çok önemli.

“VİCDAN BUTONUNA BASACAĞIZ”

Aslında niyetimiz, gayemiz, bu butona ihtiyaç olmaması. Bu butonun kullanılmadığı bir Türkiye için mücadele edeceğiz. Sevgi butonuna, vicdan butonuna, merhamet butonuna, hoşgörü butonuna basacağız. Ona basanların zaten bu butonuna ihtiyacı olmayacak. Bizim mücadelemiz bu insanlarla olacak. Biz bu sorunu bir insanlık sorunu olarak görüyoruz, kalkınma sorunu olarak görüyoruz. Her bir kardeşimizin, 74 milyonun huzurlu, barış içinde mutlu bir hayat sürmesi en büyük temennimidir.”

“KADININ YANINDA OLDUĞUMUZU GÖSTERSEK, NİYET BİLE EDEMEYECEK”

Bu butonun psikolojik bir etkisinin olacağına işaret eden Şahin, şunları kaydetti: “Aslında bu buton bu işin psikolojik olarak oluşumunu da engelleyecek bir sistem olarak görülüyor. Kadına, sosyal devlet olarak şiddet görenin yanında olduğumuzu gösterebilsek, zaten gelip zile basamayacak, yolda yolunu kesemeyecek, buna niyet bile edemeyecek. Bu sistem, psikolojik bir yaptırım da getirmiş olacak. Bunun bir başlangıç olduğunu unutmamamızı, bununla her şeyin düzeleceğini düşünmemenizi özellikle istirham ediyorum. Biz her bir kademesini tek tek ilerleterek sonuna kadar bunun arkasında olacağız. Çocuklarımızın, kadınlarımızın yanında olacağız.”

“ÜÇ MAYMUNU OYNAYAMAYIZ”

Bakanlığın, bu çalışmalarla aile değerlerini bozduğu yönündeki eleştirilere de cevap veren Şahin, şöyle devam etti: “Güçlü aile, mutlu aile nedir dediğimizde, kadının ve ailenin bütün fertlerinin mutlu olduğu bir aile ve devlet istiyoruz. Ama bu zayıf kadın demek değildir, şiddet gören bireyler değildir. Bu, ‘ben severim de döverim de’ demek değildir. Hepsini birbirinden ayırmamız lazım. Ailemizi koruyacağız, bunun için gerekenleri yapıyoruz ama şiddeti de önleyeceğiz, koruyacağız. Koruyamıyorsak, başımızı kuma gömemeyiz, yok sayamayız, üç maymunu oynayamayız. Biri birinin alternatif değildir. Hiçbir yerde şiddet istemiyoruz. Şiddetle mücadelede sıfır toleransla yolumuza devam edeceğiz.”

HARPUT: BURSA’DA 900′E YAKIN KADIN KORUMA ALTINDA

Vali Şahabettin Harput ise devletin, kadına verdiği değeri net bir şekilde ortaya koyduğunu belirterek, Bursa’da pozitif ayrımcılığa tabi tutulan bütün kesimlerle alakalı çok ciddi çalışmalar yapıldığını ifade etti. Şehirde 900′e yakın kadının koruma altına alındığını hatırlatan Harput, geliştirilen bu projenin devrim niteliğinde rahatlık getireceğini vurguladı.

AKDEMİR: KADINLAR İÇİN KORUYUCU BİR KALKAN

AVEA CEO’su Erkan Akdemir de hayata geçirilen projenin sağladığı caydırıcılık ile kullanıcılarının kendilerini daha güvenli hissedeceğini söyledi. Akdemir, tamamen yerli kaynaklarla geliştirilen projenin yeni bir teknoloji olduğunu ifade etti.

Konum bilgileri ve veri akışlarının emniyet müdürlüğüne ulaştırıldığını belirten Ekdemir, “Kadınlar için koruyucu bir kalkan görevi görüyor.” dedi.

Bakan Şahin, daha sonra Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Zeki Çatalkaya ve AVEA CEO’su Erkan Akdemir ile birlikte, cep telefonunun yarısı büyüklüğündeki panik butonuna basarak ilk uygulamasını yaptı.

Kaynak: Sözcü Gazetesi



Vakanın başına polis dikildiğinde bile engellenemeyen bu şiddet bakalım bu butonlarla nasıl engellenecek. İnşallah etkili olur ne diyelim.
 
16 yaşındaki çocuk yengesini dayısının yanında boğup tecavüz ettiğini anlattı.İZMİR'in Urla İlçesi'nde 1 yaşındaki çocuğunun kendisinden olmadığından şüphenlediği eşi Hatice Çetin'i yeğeni ve arkadaşına, cep telefonunun şarj kablosuyla boğarak öldürttüğü öne sürülen Osman Çetin, 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde ağırlaştırılmış ömür boyu ve 25.5 yıl hapis cezası istemiyle yargılanmaya başlandı. Osman Çetin'in eşini öldürdükten sonra yeğeni 16 yaşındaki B.Ö.'nün, tecavüz etmesine de göz yumduğu öne sürüldü. Yaşları küçük olan suça sürüklenen B.Ö. ve arkadaşı 17 yaşındaki B.A.S. hakkında da aynı suçlardan Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nde ayrı dava açıldı.

Olay, geçen 28 Ağustos'ta meydana geldi. Çeşme'de bir restoranda aşçı Osman Çetin, 2 yıl önce evlendiği 20 yaşındaki Hatice Çetin'in kendisini aldattığını ve 1 yaşında olan çocuklarının kendisinden olmadığını öne sürerek sürerek eşi ile tartışmaya başladı. Daha önce pavyonda çalıştığı belirtilen Hatice Çetin, bunun doğru olmadığını savundu. Eşinin söylediklerine inanmayan Osman Çetin, kendisini aldattığını düşündüğü eşi Hatice'yi, yeğenini B.Ö ve onun arkadaşı B.A.S.'yi de yanına alarak gezdirme bahanesiyle Urla yakınlarında öldürttü. Cinayet ardından vicdan azabı çeken B.Ö., Eskiizmir Polis Merkezi'ne giderek, "Üç gündür uyuyamıyorum, kötü rüyalar görüyorum, yengemi boğarak öldürdüm. Dayım ve bir arkadaşım da bana yardım etti" diyerek teslim oldu. Soruşturma başlatan jandarma ekipleri, otoyol kenarında toprağa gömülü cesedi buldu. Yapılan incelemede Hatice Çetin'in boğularak öldürüldüğü ortaya çıktı. Osman Ç., yeğeni B.Ö. ve ve cinayete yardımcı olduğu belirtilen B.A.S., gözaltına alındı.

ÖNCE BOĞMUŞ, SONRA TECAVÜZ ETMİŞ

Savcılıkta ve jandarmada ifade veren sanık Osman Ç.'nin yeğeni B.Ö.'nün anlattıkları tüyleri ürpetti. B.Ö. ifadesinde şunları söyledi,

"Olaydan 5-6 ay kadar önce dayımın kayınpederi ile kavga ettik. O tarihten bu yana kendisini öldürmeye kafaya koydum. Dayım beni telefonla arayıp, 'Alaçatı'ya gel seninle bir şey konuşacağız' dedi. Bana bir kağıt uzattı. Kağıtta Hatice Çetin, Bayram Tanrıverdi ve İsmet usta yazıyordu. Kağıtta, beni kastederek bir insan resmi çizmiş, elimde silah var ve isimleri yazılı olanları vurduğumu resmetmiş. Ben de güldüm. Dayım 'Üçünü de öldüreceğiz. Yakalanırsak da sen cezaevine gireceksin, ben sana bakacağım' dedi. Önce kayınpederi, ardından eşi ve sonra da İsmet ustayı öldürecektik. 3 Eylül'de öldürmek için anlaştık. Beni işyerimden aldı. B.A.S. ile birlikte araca bindik. Bana, 'Bugün bu iş olacak' dedi. Dayım ile esrar içtik. B.A.S.'ye daha önce bu olaydan bahsetmiştim. Kendisi yardımcı olamayacağını, yanımızda duracağını belirtti.

Dayım, eşini telefonla arayıp gelmesini istedi. Bizi araçtan indirdi. Yolda yürürken tesadüfen görmüş gibi bizleri de arabaya tekrar aldı. Yengemin yanında çocuğu da vardı. Araçla Çeşme otobanda giderken, telefon şarj kablosunu yengemin boğazını doladım. Yengem, gevşetmeye çalıştı, şarj kablosu koptu. Bu kez de elimle boğmaya devam ettim. Kurtulmak için çok çaba sarfetti. Çocuk ağlamaya başladı. Dayım çocuğu yanına aldı. Yengemin tepki vermesi kesilince nabzını yokladım, kalbini kontrol ettim ve çimdikledim."

B.Ö., boğarak öldürdüğü yengesine tecavüz ettiğini, dayısı le B.A.S.'nin de olanları gördüğünü, 'Zeytinler' yazılı tabelanın altında durduktan sonra, Hatice Çetin'in cesedini 25 metre kadar götürüp, toprağa gömmeye başladıklarını söyledi. B.Ö., "Dayım ile diğer sanık, bana yengemin ölmediğini bayıldığını söyledi. Ardından dönüp, üç kez daha bıçağı vücuduna sapladım. Yengem rüyalarıma çıkmaya başladı. Ben de pişman oldum. Gidip polise teslim oldum" diye devam etti.

Osman Çetin ile diğer sanık B.A.S. de aynı yönde ifade verdi. 3 şüpheli de tutuklandı. Soruşturmayı tamamlayan Cumhuriyet Savcısı, Osman Çetin, hakkında 'İştirak halinde eşini tasarlayarak öldürme, birden fazla kişi ile nitelikli cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarndan, ağırlaştırılmış ömür boyu ve 25.5 yıl hapis cezası istemiyle iddianame hazırladı. Savcı, suça sürüklenen B.Ö. ve B. A.S., hakkında da Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nde aynı suçlardan yargılanmaları için iddianame hazırladı. İzmir 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde ilk kez hakim önüne çıkan Osman Çetin, savcılıkta verdiği ifadeye reddetti. Çetin, eşi ile evliliklerinden 1.5 yaşında çocukları olduğunu, olaydan 6 ay önce ayrı yaşamaya başladıklarını ifade ederken, şunları anlattı:

"Zaman zaman yeğenim B.Ö., yanıma gelip, bana Hatice'yi kötüleyip, 'Sen ne biçim erkeksin, eşin pavyonda patronuyla yatmış, hatta benimle de yatmak istedi' diyerek sürekli beni kışkırtıyordu. Hatice ile karşılaştığımızda da aynı şekilde kendi de bana hitaben sen ne biçim erkeksin, B., adam, sen adam değilsin' dedi. İkisi arasında birşey olabileceğini düşündüm. Hatice ile buluştuğumuzda çocuğumun yanağında bir yanık izi gördüm. Kimin yaptığını sorunca kekelemeye başladı. Vücuduna da sigara bastırdığını söyledi. Olayın olduğu gün Hatice ile yeğenimi söyledikleri konusunda yüzleştirmeye karar verdim. Hatice ile yeğenim arabada tartışmaya başladı. Birden, eşimin arkasında oturan B.Ö., şarj kablosuyla boğazını sıkmaya başladı. Kopunca da eliyle boğmaya devam etti. Ben engellemeye çalıştım, ancak elinde bıçak olduğu için beni de tehdit edince korktum. Hatice iki büklüm oldu. Arabayı durdurup, Hatice'yi arka tarafa aldılar. Ben kesinlikle B.'nin eşime tecavüz ettiğini görmedim. Ormana bıraktıktan sonra, tekrar geri döndük. Arabanın kontak anahtarını alıp, attığımız yere gittiler. Burada da bıçaklamış."

Mahkeme heyeti sanık Osman Ç.'nin cezai ehliyetinin olup olmadığının tespiti için Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne sevk edilerek rapor alınmasına, diğer sanıkların yargılandığı Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dava dosyasının mahkeme dosyasıyla birleştirilmesine karar verip, duruşmayı erteledi. Diğer yandan öldürülen Çetin'in 1 yaşındaki çocuğu da Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü'nce koruma altına alındığı ifade edildi.

DHA
 
arkadaşlar kadına şiddet le mücadele mi kadına şiddeti gösteren ilemi mücadele. şiddeti uygulayan hep aynı şahıs değilki onu hapse atacaksın sorunu halldeceksin. kadınlar eğitilmeli, okutulmalı evet doğru ama çok eksik. bence öncelikle erkekler eğitilmeli. kadınşiddeti kimden görüyor. kim eziyor kadını. annlerin evladı öyle değilmi. bence bambaşka bir bakış açısı ile bakılmalı olya. kadın yüceltildiçe, kadının üstüne düşüldükçe erkekler kuduryor resmen. pek çok şiddetin arka planında kadına tanına haklar var bence. öldürmeyi kafasına koyan bir insan o kadın hakim olsa yine öldürür. öldürmekteki amaç ne, erkeği bu noktaya getiren . bir intikam alış, bir kazanma aşkı. bir zafer kaygısı. erkeğin bu sapıkça düşünceleri köretilmeli diye düşünüyorum
 
Uzun zamandır buraya bakmıyorum, bakamıyorum. Kadına şiddet her geçen gün artarak devam ediyor. Ben insanlara uyarı olsun diye buraya erişebildiğim, bana gelen her şiddet haberini koyacaktım ama düşündüğüm gibi kolay olmadı bu. Yine de arada bu başlığı hatırlatacağım. Bu kez diğerlerinden farklı bir kadına şiddet haberi ama bence bu başlık altında bulunması gerekiyor. Bunu onaylayan da onaylamayan da olabilir. Yorum sizin.



Narkoz vermeden krtaj yaptlar - Aye ARMAN - Hrriyet
 
hangi sebepten olursa olsun şiddetin en acımasızı ve en yasallaştırılmış halidir bu örnek..kürtaj hata bile olsa ceza tek başına hem fiziksel hem ruhsal olarak kadına ödettirilmemeli..onlara göre istenmeyen bu durumun vebali sadece kadında kalmamalı...bir de devlet hastaneleri artık düzeldi diye bir söylenti türemiş..düzelmiş hali buysa önceli halini düşünemiyorum bile..paşa paşa ssk primimizin ödendiği ancak devlet hastanelerinin insanlık dışı bu halleri yüzünden bizi özel hastanelere sürükleyenler utansın...çok sinirlendim bu duruma..sürç-i lisan olduysa affola..
 
esincim yazıyı ben de okudum,resmen kanım dondu..
kadına böyle bir işkence hem de devlet eliyle..cehaletin okumuşu olmuyor demek ki,bunu yapan doktor hemşire..
umarım ayşe arman bu işin peşini bırakmaz da,gerçekten suçlular cezasını bulur,diğer sağlıkçı kılıklı adilere ders olur..
 
Diliyor ve umuyorum ki;

Tüm sivil toplum kuruluşları ve en az onlar kadar, özellikle buradaki forumda bulunan hemcinslerimizin, bu konuya duyarlılığı çok daha fazla olsun.

Arada belirlenmiş zamanlarda seslerimizi yükseltmekle yetinmeyip, nasıl ki bir sürü konuda hiç bıkmadan usanmadan veya kesintisiz olarak bir sürü şeyi, günlük yaşantımızın bir parçasıymış gibi ele alıp ilgileniyorsak, diliyorum ki bu sayfa da en azından her gün birkez de olsa ziyaret edip, bu konuyu hiç aklımızdan çıkartmamaya bizi alıştıracak bir sayfa olsun.

Allah, herkesin kalbine öncelikle sevgi, merhamet, vicdan versin.

Çok fazla şey yazamıyorum, sadece çok üzgün olmaktan başkaca bir şey yaptığımız da yok zaten bu hususlarda.

Şu her konuda pek çok şeyi engelleyebilen mahalle baskısı; başta kadına şiddet olmak üzere, çocuklara hayvanlara ve diğer tüm şiddet olaylarına karşı aynı duyarlılığı oluşturduğunda,
eminim ki, şiddetten yana olanlar bu adımları atmadan önce mutlaka bir kere daha düşünüyor olacaklardır.

Tepkiler ve toplumsal kabullenişler böyle sessiz devam ettikçe, ne yazık ki, evet maalesef ne yazık ki, eksilmeye değil artmaya devam edecektir şiddet olayları. Aynen şu anda da olduğu gibi.
 
narkozsuz kürtaj haberinin devamını okudum bugün..dün demiştim ya,yapanlar cezasını çeksin diye,meğer devlet hastenesinde uygulamay böyleymiş..
evet yanlış okumadınız,devlet hastenelerinde kürtaj,narkozsuz yapılıyormuş.10 haftadan öncesinde diyorlar,zaten yasal olarak 10 haftadan sonra kürtaj yasak...5 dk içinde yapıp gönderiyorlarmış..utanç verici.
devlet hast. narkoz verildiğinde tabii bir ekiple yapılması gerekli bu işin,sonra hastayı bir süre yatıracak vs..o kadar zaman ve ekip yokmuş..ne kadar kolay değil mi???
o kadının durumu psikolojisi nedir düşünen yok!!!zaten kürtaj tamamen bir travma,bir de bunu unutulmaz kılmak için devlet elinden geleni yapmış bravo...........
devletimiz sağlık sorunlarımızı çözmüştü değil mi,herkes özel hastanelerde bile muayene olabilyiordu değil mi?? işte çözülmüş sağlık sistemimiz,her hastaya 5 dk..
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…