- 4 Şubat 2010
- 2.113
- 5.038
-
- Konu Sahibi Gunnur2010
- #1
İzinde sonsuza kadar… 10 Kasım 193∞
06:58 10 Kasım 2018
HaberlerGündem
Çağdaş Türkiye'nin kurucusu ve yol göstericisi Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü aramızdan ayrılışının 80. yılında saygıyla ANIYORUZ ve ARIYORUZ...
Ulu Önder Atatürk'ün 10 Kasım 1938'de ebediyete intikal edişi şüphesiz ki Türk milletini derin bir üzüntüye boğdu. Ancak bugün bize düşen; onun da “Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir.” sözünde ifade ettiği gibi, Ulu Önder’in fikirlerini, ilke ve inkılaplarını yeni nesillere aktarmak ve Cumhuriyet’i ilelebet yaşatmaktır.
“Benim naçiz vücudum, bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır.” Mustafa Kemal Atatürk
Harp Okulu’nda 1901 yılında Mustafa Kemal Atatürk ve sınıf arkadaşları. Alt Sıra Soldan Sağa – Kazım Özalp, Mustafa Kemal Atatürk, Muzaffer Hayri, Ali Fuat Cebesoy, Üst Sıra Soldan Sağa – Ali Fuat Bulca, Lütfi Müfit Özdeş, Suat Naci.
Çekildiği Yer: İstanbul Türkiye
O'nun Türk milletine en büyük armağanı Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmak olmuştur. Gerçekleştirdiği devrimler ile Türk milletine çağ atlatmış, Türkiye Cumhuriyeti'nin dünya ülkeleri arasında saygın bir hale gelmesini sağlamıştır.
Sivas Kongresi’nde, kurtuluş ve bağımsızlık için faaliyet gösteren dernekler ”Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adı altında birleşti. Mustafa Kemal başkanlığında 16 kişilik ”Heyet-i Temsiliye” oluşturuldu. Sivas Kongresi (4 Eylül 1919), kimi tarihçilerce CHP’nin de ilk kongresi olarak kabul ediliyor.
Çekildiği Yer: Sivas Türkiye
Atatürk inkılapları ile çağdaş bir devlet niteliğine kavuştuk. Dünyada saygınlığımız arttı. Yabancı uyruklulara tanınan kapitülasyon ayrıcalıkları kaldırıldı.Tarımın modernleşmesinde devlet öncü oldu. Bankalar, fabrikalar kuruldu. Sonunda ülkemiz bayındır oldu. Ulusumuz zenginleşti. Böylece, Türk Milleti için, güzel ve aydınlık günlere doğru yeni bir adım atılmış oldu. Bu yüzden Büyük Lider Mustafa Kemal Atatürk’ün fikirlerine ve de O’nun gerçekleştirdiği inkılaplara sahip çıkmak hepimizin görevi…
Her geçen yıl O’nun izi silinmediği gibi, sevgisi ve özlemi de katlanarak büyüyor kalplerde…
1. Dünya Savaşı’nda Çanakkale Cephesi’nde Anafartalar Grup Komutanı Albay Mustafa Kemal, İstanbul’da cepheyi ziyarete gelen milletvekillerine bilgi verdi.
Çekildiği Yer: Çanakkale Türkiye
“İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal… İkinci Mustafa Kemal, onu “ben” kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur!” Atatürk
Gazi Mustafa Kemal Kocatepe’de.
O’nun ülkemize ve geleceğimize bıraktıklarını aktarmadan Atatürk’ü anmak elbette olmaz. Yukarıdaki sözünden de anlaşıldığı gibi O’nu bir ulusun kahramanı yapan, her zaman kendinden önce insanlık için yaşamasıydı.
O halde, Ulu Önder’in ilelebet yaşatmamız için bizlere armağan ettiği şanlı Cumhuriyetimizi kurarken aldığı karar ve gerçekleştirdiği devrimlerini kısaca özetlemeye çalışalım;
İNKILAPLAR:
Siyasal Alanda Yapılan Değişiklikler
Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde 1919 yılında başlayan Ulusal Kurtuluş Savaşımız 1922’de tamamlandı. Osmanlı Devleti yöneticileri bu savaşın önderleri hakkında ölüm fermanları imzalamaktan çekinmediler. Kurtuluş Savaşı bittiği zaman bir yanda Büyük Millet Meclisi Hükümeti, öte yanda Osmanlı Saltanatı vardı. Büyük Millet Meclisi’nin 1 Kasım 1922 günü kabul ettiği bir yasa ile tarihimizde saltanat dönemi kapandı. Yeni bir dönem başladı. Osmanlı Saltanatının kaldırılmasından sonra 1921 Anayasası’nda değişiklikler yapıldı. 29 Ekim 1923 günü Türkiye Devleti’nin hükümet şeklinin Cumhuriyet olduğu kabul edildi.Cumhuriyetin ilanı ile tarihimizde Cumhuriyet Dönemi başladı.
Kurtuluş Savaşı’nda Mustafa Kemal Paşa ve İsmet Paşa cephede.
“Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu devam ettirecek sizlersiniz.” Mustafa Kemal Atatürk
Eğitim Alanında Yapılan Değişiklikler
Osmanlı Devletinde eğitim sistemi dine dayalıydı. Mahalle okulunu bitirenler isterlerse öğrenimlerini medreselerde sürdürürlerdi. Medreselerde genel olarak dini bilgiler öğretilirdi. Bu öğrenim kurumlarında tekniğe, bilime önem verilmezdi. Medreselerin yanı sıra İmparatorluğun devlet işleri için kurulmuş Enderun adlı Saray Okulu vardı. Çok sonraları Tanzimat Döneminde Ortaokul dengi Rüştiye, Lise dengi İdadi ve Sultani okulları açıldı. Daha sonra Tıp, Harp Okulu, Mülkiye Okulları kuruldu. Cumhuriyet döneminde dini eğitimin yanısıra, eğitim kurumlarında bilimsel yöntem ve ilkelere dayalı eğitim çalışmaları da başladı. Tüm okullar bu ilkelere göre yeniden örgütlendi. Atatürk eğitime, öğretime çok önem verdi. Bilgisizliği kısa yoldan çözmek, okuma yazmayı kolaylaştırmak amacı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi 1 Kasım 1928 tarihinde Türk Alfabe Yasası’nı kabul etti.
Mustafa Kemal Atatürk eğitim alanında da Türk milletine örnek oldu.
Bu alfabe ile okuma yazma öğrenilmesi için Ulus Okulları açıldı. Bütün yurtta okuma yazma öğrenme çalışmaları başladı. Atatürk, Ulus Okullarında Başöğretmen olarak dersler verdi. Harf değişikliğini, dilde özleşme izledi. Arapça ve Farsça sözcüklerden oluşan Osmanlıca yerine Türkçe konuşulup yazılmaya başlandı. Atatürk Türk Dili’nin benliğine kavuşma çalışmalarını yürütmek amacı ile 12 Temmuz 1932 tarihinde Türk Dili Tetkik Cemiyeti’ni kurdu. Dilimiz yabancı sözcüklerden arındı.
“Milli Eğitim programımızın, Milli Eğitim siyasetimizin temel taşı, cahilliğin yok edilmesidir. Cahillik yok edilmedikçe, yerimizdeyiz…Milli Eğitim'in gayesi yalnız hükümete memur yetiştirmek değil, daha çok memlekete ahlâklı, karakterli, cumhuriyetçi, inkılâpçı, olumlu, atılgan, başladığı işleri başarabilecek kabiliyette, dürüst, düşünceli, iradeli, hayatta rastlayacağı engelleri aşmaya kudretli, karakter sahibi genç yetiştirmektir. Bunun için de öğretim programları ve sistemleri ona göre düzenlenmelidir.” Mustafa Kemal Atatürk
Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk çocuklara ve gençlere verdiği değeri birçok hareketiyle göstermiştir.
Ekonomik Alanda Yapılan Değişiklikler
Lozan Barış Antlaşması ile yabancı uyruklulara tanınan kapitülasyon ayrıcalıkları kaldırıldı. Ülkemiz kendi zenginlik kaynaklarına sahip çıktı. Her alanda devlet öncülük etmeye başladı. Bankalar, fabrikalar kuruldu. Modern tarım çalışmalarına başlandı.
Mustafa Kemal Atatürk, Atatürk Orman Çiftliği’nde
Yollar, özellikle demiryolları yapımında büyük çaba gösterildi. Böylece yurdun en uzak yerlerine ulaşma olanağı hazırlandı. Ekonomik bağımsızlığımız kazanıldı. Ekonomik alanda sağlanan bu başarılar sonucu yurdumuz bayındırlaştı. Ulusumuz zenginleşti. Halk için ağır bir yük olan aşar vergisi kaldırıldı. Çağdaş vergilendirme yöntemleri uygulanmaya başlandı.
“İstiklalin tamamiyeti ancak istiklal-i mali (ekonomik bağımsızlık) ile mümkündür.”
“Kılıçla ülke alanlar, sabanla ülke alanlara yenilmeye mahkumdur.” Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk yaşamı ve davranışlarıyla medeni hayatın sembolü olmuştur.
Ölçü Birimlerinde Yapılan Değişiklikler
Atatürk dünya ile ilişkilerimizi düzenli yürütmek için ölçü birimlerinde değişiklikler yaptı.Uzunluk ölçüsü birimi olarak arşın, endaze; ağırlık ölçüsü birimi olarak okka, dirhem gibi ölçüleri kaldırarak bugün kullanmakta olduğumuz ölçü birimlerini kabul etti.Yurdumuzda daha önce takvim Hicri takvime göre düzenlenmişti. Buna göre dünyanın kullandığı takvimle aramızda 580 yıl kadar bir farklılık vardı. 1 Ocak 1926 tarihinden sonra bizde de Miladi takvim kullanılmaya başlandı. Eskiden ülkemizde ezani saat kullanılıyordu. Bu saat uygar ülkelerin kullandığı saate uymuyordu. Takvimde olduğu gibi saatler arasındaki bu uymazlık büyük karışıklıklara neden oluyordu. Bunları önlemek için takvimle birlikte bugünkü kullandığımız saat kabul edildi. Hafta tatili Cuma’dan Pazar gününe alındı.
“Uygarlığın coşkun seli karşısında direnme boşunadır ve o, dalgınlar ve söz dinlemeyenler hakkında çok amansızdır. Dağları delen, göklerde uçan, göze görünmeyen zerrelerden yıldızlara kadar her şeyi gören, aydınlatan, inceleyen uygarlığın kudret ve yüksekliği karşısında, Ortaçağ'a ait düşünüş biçimleriyle, ilkel hurafelerle yürümeye çalışan milletler, yok olmaya veya hiç olmazsa tutsak ve aşağı olmaya mahkûmdurlar. Halbuki Türkiye Cumhuriyeti halkı, yenileşen ve olgun bir kitle olarak sonsuza dek yaşamaya karar vermiş, tutsaklık zincirlerini ise tarihte görülmemiş kahramanlıklarla parça parça etmiştir. 1925”
Atatürk'ün sofrasıyla ilgili manevi kızı Sabiha Gökçen'in şu sözleri önemlidir: “Şu bilinmelidir ki, Gazi Paşanın sofrası asla bir işret âlemi yeri, bir vakit geçirme, bir zaman öldürme yeri değildi. Dünya ve yurt sorunlarının, ilmin, felsefenin, sanatın, insanlık idealinin ve uygar Türk ulusunun geleceğinin sabahlara kadar tartışıldığı bir okuldu bu sofra.”
(Mustafa Selim İmece,Atatürk'ün Ş.D.K. ve İS., s. 47)
İLKELERİ:
– Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik, İnkılapçılık
Hemen ve kesinlikle söyleyebiliriz ki; Atatürk ilkelerinin temel niteliği; sevgi, insanlık sevgisi, insanların birbirlerini sevmesidir.
Kurtuluş Savaşı’nın askeri yönü sona ermiş ve ülke düşmandan temizlenmişti. Buna rağmen yeni değer yargıları olan bir toplum meydana getirmeye engel bazı unsurlar vardı. Bu unsurların en önde gelenleri bilgisiz ve dar görüşlü kimselerdi. Türk toplumunu kalkındırmak, hayat seviyesini gelişmiş toplumların düzeyine getirebilmek için bazı çalışmalar yapılmalıydı. İşte Atatürk İlkeleri bahsi geçen hayat seviyesini yakalayabilmek ve kalkınma hamlesini ortaya koyabilmek için ön görülen çalışma prensiplerini belirtmektedir. Bu açıdan Atatürk ilkeleri Türk milletinin çağdaş medeniyetler dairesi içerisine girebilmiş müreffeh bir toplum olabilmesi adına istikbalde izleyeceği yol haritasını oluşturması bakımından oldukça önemli bir yere sahip olup bu prensipler 5 Şubat 1937 yılında anayasaya altı ilke olarak girmiştir.
Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, Türk Tayyare Cemiyeti’nin açılışına katıldı.
Tabii ki yukarıda bahsi geçen çağdaş medeniyetler dairesi içerisine girebilmek için de öncelikle toplumda Milli Mücadeleyle uyanmaya başlamış bulunan millet olma bilincini geliştirmeye ihtiyaç vardır. Eğer bu bilinç pekiştirilemezse, millet kendine güven duyamazdı. Bu yüzden daha önce egemen olan ümmet anlayışı, yerini millet anlayışına bırakmalıydı. İşte Atatürk İlkeleri adını verdiğimiz bu prensipler Ümmet devlet olma anlayışından ulus devlet olma anlayışına ulaşmamızda da büyük katkılar sağlamıştır.
İLKELERİNİN TEMEL NİTELİĞİ
Amacı, içinde bulunduğu topluluğun yani Türk Milleti'nin çağdaş uygarlık düzeyine çıkması olan Atatürk; bu amaca varabilmenin tek temeli olarak (sevgi)'yi kabul etmişti. İçinde bulundukları toplumları çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırmak ve böylece mutlulaştırmak isteyenler ancak ve ancak bu yoldan giderek yani insanları birbirlerine sevdirerek amaçlarına ulaşabilirlerdi. Atatürk bu düşünce ve kanısını, kendini örnek vererek, hayatı boyunca sık sık tekrarlamış ve her seferinde “Ben şimdiye kadar millet ve memleket iyiliğine ne gibi devrimler ve aşamalar yapmışsam hep halkımızla ilişki kurarak onun ilgi ve sevgisinden, gösterdiği samimiyetten kuvvet ve ilham alarak yaptım.”demiştir. (M. Goloğlu, Devrimler ve Tepkileri: 140)
Hattâ, bir ara kendisinden, her istediğini yapabilecek kadar güçlü diktatör diye söz edilince aynen şu karşılığı vermiştir: “Ben diktatör değilim. Benim kuvvetim olduğunu söylüyorlar. Evet, bu doğrudur. Benim isteyip de yapamayacağım hiç bir şey yoktur. Çünkü ben zorbalık ve insafsızca davranış bilmem. Bence diktatör, başkalarını kendi iradesine zorla bağlayandır. Ben kalpleri kırarak değil, kalpleri kazanarak hükmetmek isterim.” (T.Î.T. Enstitüsü, Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri: 3/98)
Ve Atatürk, bir toplumun çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırılması yani mutluluğa kavuşturulması için olduğu kadar, tüm insanların mutluluğu yani dünya barışı için de (sevgi )'yi temel ilke kabul ediyordu. Nitekim; ikinci toplantısını Türkiye'de yapan Balkan Devletleri Delegeleri Konferansının 25.10. 1931 günü Ankara'daki son birleşiminde Fransızca olarak yaptığı konuşmada; “İnsanları mutlu edeceğim diye onları birbirlerine boğazlatmak, insanlık dışı ve son derece acınacak bir sistemdir. İnsanları mutlu edecek tek araç; onları birbirlerine yaklaştırarak, birbirlerine sevdirerek karşılıklı maddî ihtiyaçlarını sağlamaya yarayan davranış ve enerjidir. Dünya barışı içinde insanların gerçek mutluluğu ancak bu yüksek ideal yolcularının çoğalmaları ve başarıya ulaşmaları ile mümkün olacaktır.” demiştir (T.Î.T. Enstitüsü, Enstitüsü, Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri: 2/208)
Ve Atatürk; yüreğindeki katıksız insan sevgisini, en kesin bir şekilde çocuklara karşı duyduğu büyük sevgi ile ispatlamıştır. (Ülki N.A. Banoğlu Nükte ve Fıkralarla Atatürk: 1/42)
Fakat Atatürk, sevgi konusunda çok önemli bir uyarıda bulunarak, sevginin temelinin toplum sevgisi olması ve bu sevginin başında da insanın kendi milletini sevmesi gerektiğini belirtmiş ve şöyle demiştir: “Fakat bu sevgi, ulusal varlığınızı herhangi bir kişiye vermenize sebep olmamalıdır.” “Gerçek yolda yürüyebilmek için tek temel, milletin ortak isteğine ve eğilimine değinmek ve varlığımızı onun gereğine bağlamayı davranışlarımıza ilke yapmaktır. Bir insan memleketine ve milletine yararlı bir iş yaparken, gözünden bir an uzak tutmamak zorunda olduğu ilke, milletin gerçek eğilimidir. O halde, ilham ve kuvvet kaynağı milletin kendisidir.”, “Türkiye Cumhuriyetinin yeni kuşaklara vereceği terbiyenin, Millî Terbiye olduğunu kesinlikle açıklarım.” (T. 1. T. Enstitüsü, Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri: 2/201)
Ve çünkü diyor, Atatürk: “Bilerek yada bilmeyerek, isteyerek yada istemeyerek kendisine zarar verenlere karşı kırgınlığı derin olan milletimizin, kendi uğrunda esaslı ve hayırlı çaba harcayanlara karşı da sonsuz sevgi bağlılığı ve değer bilirliği söz götürmez bir gerçektir. Millet; istek ve istidadının yöneldiği doğrultulan görmeye çalışan ve görebilen evlâtlarını daima takdir etmiş ve korumuştur.” (Meclis Tutanağı: 10.11.1926)
Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatında göz yaşı dökenler.
Atatürk’ün önce milletimize sonra tüm insanlığa bıraktıklarını kısaca özetlemek elbette imkansız…
Ancak son olarak;
Her vatandaşa düşen kutsal görev; fikirlerinin halen bizlerle yaşadığı ve bugünlerimizi borçlu olduğumuz Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyeti ilelebet korumak, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Ruhu şad olsun
10 Kasım 193∞
Mustafa Kemal Atatürk Albümü
Atatürk 10 Kasım fotoğrafları! En güzel 10 Kasım mesajları ve Atatürk resimleri…
00:37 10 Kasım 2018
HaberlerGündem
Mustafa Kemal Atatürk'ü 10 Kasım günü anmak, hatırlatmak isteyen vatandaşlar 10 Kasım için Atatürk fotoğrafları arıyor. Ulu Önder'e olan sevgilerini dile getirebilecekleri 10 Kasım WhatsApp durumları, Atatürk resmi, sözleri ve mesajları haberimizin içerisinde bulabilirsiniz.
10 Kasım 1938’de hayatını kaybeden Mustafa Kemal Atatürk’ü 80. ölüm yıldönümünde tüm yurtta yas içerisinde anıyoruz. Bu üzüntülü Atatürk’ü anmak için; Atatürk sözleri, 10 Kasım mesajları ve şiirleri en çok arananlar listesinde yer alıyor. Haberimizin içerisinde de Atatürk resimleri ve fotoğrafları ile 10 Kasım Whatsapp durumu için mesajlar, Atatürk sözleri haberimizin içerisinde bulabilirsiniz. İşte 10 Kasım WhatsApp durumları ,Whatsapp profil fotoğrafları, Atatürk durumları ve resimleri…
WHATSAPP DURUMU İÇİN ATATÜRK SÖZLERİ! ATATÜRK RESMİ
“Mustafa Kemaller ölmez, rahat uyu paşam.”
“Atatürk, yirminci asrın en büyük gerçeğini yaratan adamdır.”
“2018 yılı 10 Kasım'ında bir kez daha vatanımızın başı sağ olsun…”
“10 Kasım sabahının verdiği hüznü, Atatürk'ü daha iyi anlayarak yeniyorum.”
“Atatürk, tarihte, memleketinin en büyük adamlarından biri olarak kalacaktır.”
“Bu vatan senin gibi bir kahramanı ebediyen bir daha görmeyecek yerinde rahat uyu…”
“80. yıldır gözümüz yaşlı. Türk milleti 80. kez başın bir kere daha sağ olsun.”
“Atatürk, Türk Milleti' nin ruhunda Türk bayrağı gibi dalgalanan bir baştı.”
“Çağımızda hiçbir isim Atatürk'ün adı kadar büyük saygı yaratmamıştır.”
“Kasımda aşk başkadır çünkü bize ölümsüz bir aşkı hatırlatır. 10 Kasım 193∞.”
“Adını Türk tarihine altın harflerle yazdıran büyük şahsiyet sen Türk milletinin kalbinde ebedi yaşayacaksın.”
“Atam sen rahat uyu yolcusuyuz biz hürriyetin, Atam sen rahat uyu bekçisiyiz cumhuriyetin.”
“Sen yalnızca Türk milletinin değil dünya üzerindeki ezilmiş milletlerinde önderi oldun. Çünkü onlar, seni örnek alarak bağımsızlıklarını kazandılar.”
“Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti; demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olma özelliğini hiçbir zaman yitirmeyecektir.”
“Yüzyılımızda, “Olmayacak hiçbir şey yoktur.” şeklindeki tarihi gerçeği ispatlayan ilk adam olmuştur.”
ATATÜRK SÖZLERİ VE ATATÜRK MESAJLARI
Ben diktatör değilim. Benim kuvvetim olduğunu söylüyorlar, evet, bu doğrudur. Benim arzu edip de yapamayacağım bir şey yoktur. Çünkü ben zorâki ve insafsızca hareket etmesini bilmem. Bence diktatörlük, diğerlerini râm edendir. Ben kalpleri kırarak değil, kazanarak hükmetmek isterim.
Karal (ord. prof.), Enver Ziya (2003). Fatih Özdemir – Atatürk'ten Düşünceler, 170. sayfa, Ankara: ODTÜ Yayıncılık
Ben istese idim derhâl askerî bir diktatörlük kurardım ve memleketi öyle idâreye kalkışırdım. Fakat ben istedim ki, milletim için modern bir devlet kurayım.
Karal (ord. prof.), Enver Ziya (2003). Fatih Özdemir – Atatürk'ten Düşünceler, 170. sayfa, Ankara: ODTÜ Yayıncılık
Benim adım ‘çok içer' diye çıkmıştır. Filhakîka ben, öteden beri içerim. Fakat istediğim zaman bunu keserim; karıştırmam. İçki, sâdece benim keyfim içindir. İçki yüzünden vazîfemi bir an geri bıraktığımı hatırlamıyorum. Daha gençken, manevralara çıkılmadan önce, muhabbete dalarak sabaha yakın zamanlara kadar içsek bile ben, bazen uyumadan saatinde vazîfem başına gider ve görülecek işi bir dakika geri bırakmazdım. İçki ve vazife, iki ayrı şeydir. Birbirine dokunacak yerde vazifeyi elbette keyfe tercih etmeli, içkiyi behemehâl kesmeli.
Karal (ord. prof.), Enver Ziya (2003). Fatih Özdemir – Atatürk'ten Düşünceler, 170. sayfa, Ankara: ODTÜ Yayıncılık
10 KASIM ŞİİRLERİ
ATATÜRK
Türk’ü ölümden
O’dur kurtaran
O’dur yeniden
Türklüğü kuran
Bu memleketi
Cumhuriyeti
Atatürk etti
Bize armağan
Hasan Ali YÜCEL
ONSUZ
Ah işte duyuyorum mesut günler içinden
Sana “Sevimli yüzün asla solmasın” diyen
Bütün adınla dolu sevinç şarkıları…
– Sen öldüğün için mi şimdi bayraklar yarı!
Ah işte görüyorum seni gördüğüm günü
Altından, alkışlarla geçiyorsun bir tak’ın
O gün bana gelmiştin babamdan daha yakın.
Meğer duyacakmışım bir sabah öldüğünü…
Meğer görecekmişim bir sabah gidişini
İstanbul’un önünden son defa geçişini…
Bizler seninle nasıl, ah nasıl beraberdik
Bizler ki az sıkılsak “O başımızda” derdik
Nasıl yok bileceğiz, O güzel güneş yüzü
Ana, baba değil bu, bizler Ata öksüzü…
Tatmadık, bilmiyoruz bu bambaşka yarayı
Öğret bize yarabbi, ah O’nsuz yaşamayı…
Ziya Osman Saba
BİR RESİMDE ATATÜRK
İzmir’ e girişini Atatürk’ ün
Bir kahve duvarındaki resimde gördüm
Bir ılık güz öğlesinde
Şanlı haki urbası üzerinde
Koymuştu kılıcını içine kınının
Yürüyordu arasına sevgili halkının
Ayağında Anadolu’ dan getirdiği toz
Bir inanç gözlerinde tükenmez
Alabildiğine insan kalabalığı ardı
Bir aydınlık geleceğe bakıyordu
Işıktı sevinçti türküydü
Görseydiniz o resimde Atatürk’ ü
Sabahattin Kudret Aksal
KURTULUŞ ÖNCÜLERİ İÇİN
Yan yana iki çocuk görsem
İşte Atatürk diyorum
Özgürlüğün toprağı uyanıyor
İçin için seviniyorum.
Koşuşan iki öğrenci görsem
İçimin güneşi ısınıyor
Yürüyen bir bakış gibi
Mustafa Kemal geliyor.
Kol kola iki işçi görsem
Ekmeğim çoğalıyor birden
Bir ışık düşüyor ortalığa
İşte Atatürk diyorum.
İşte Atatürk diyorum
İlk kuruluş öncüleri
Bir gül çağrısında hepsi
Bize uzanmış elleri.
Mehmet KIYAT
ATATÜRK'Ü DUYMAK
Ulu rüzgâr esmedikçe
Yaşamak uyumak gibi.
Kişi ne zaman dinç;
Dalgalanırsa bayrak bayrak gibi.
Ne var şu dünyada ekmekten daha aziz?
Sürdüğün tarlalara sevginle serpildik.
Ekmek olmak için önce
Buğday olmak gibi.
Silinir sözcüklerden sen hatıra geldikçe
Cılız sözler: Uzanmak, yorulmak, durmak gibi.
Kuvvettir yaptıkların her yeni yetişene
Her ışık-kaynak gibi.
En yakınlar zamanla yüzyıllarca uzak gibi,
Bir sen varsın kalacak, bir sen ölümsüz,
Daha da yakınsın, daha da sıcak
Bıraktığın toprak gibi.
Kaç Türk var şu dünyada, bir o kadar susuz,
Hepsinin gönlünde sen, bir pınar bulmak gibi,
Ancak senin havanda sağlıklar esenlikler:
Olmaya devlet cihanda Atatürk'ü duymak gibi.
Behçet NECATİGİL
SEN VARSIN ATATÜRK'ÜM HER ŞEYİMİZDE
Bu gün yatağımdan hür kalkıyorsam
Ekmeğim ak suyum berraksa,
Ağaçlar çiçek açıyor
Topraklar ısınabiliyorsa,
Sesim gür çıkıyor
Özgür özgür bakabiliyorsam,
Sen varsın gözbebeklerimde
Sen varsın Atatürk'üm sen varsın.
Yazabiliyorsam gönlümce
10 Kasım mesajları, Atatürk sözleri ve fotoğrafları… İşte Atatürk’ü en güzel anlatan şiirler
08:02 10 Kasım 2018
HaberlerGündem
Atamızı andığımız bugünde, 10 Kasım şiirleri ve Atatürk resimleri 10 Kasım anmalarının bir parçası haline gelmiş durumda. Mustafa Kemal Atatürk'ün aramızdan ayrılışının 80. yılı ama acısı ilk günkü kadar derin, Türk halkı hâlâ O'nu arıyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk için yazılmış 10 Kasım şiirleri, Atatürk için yazılmış şiirlerden bir kısmını haberimizde derledik. İşte anlam dolu Atatürk fotoğrafları, 10 Kasım şiirleri ve mesajları...
Bugün 10 Kasım, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ebedi aleme intikal edişinin 80. yıl dönümü. Vatandaşlar 10 Kasım’da Atatürk’ü anmak için 10 Kasım şiirlerini, 10 Kasım mesajlarını ve Atatürk fotoğraflarını araştırıyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, ölümünün 80. yıl dönümünde Türk milletine akıl, bilim ve çağdaşlığı miras olarak bıraktı. Hayatının son günlerinde dahi son enerjisini ülkesi için veren Atatürk 57 yıllık yaşamına sayısız zafer sığdırdı. İşte anlam dolu 10 Kasım şiirleri ve mesajları…
10 KASIM SÖZLERİ
ATATÜRK’Ü DUYMAK
Ulu rüzgâr esmedikçe
Yaşamak uyumak gibi.
Kişi ne zaman dinç;
Dalgalanırsa bayrak bayrak gibi.
Ne var şu dünyada ekmekten daha aziz?
Sürdüğün tarlalara sevginle serpildik.
Ekmek olmak için önce
Buğday olmak gibi.
Silinir sözcüklerden sen hatıra geldikçe
Cılız sözler: Uzanmak, yorulmak, durmak gibi.
Kuvvettir yaptıkların her yeni yetişene
Her ışık-kaynak gibi.
En yakınlar zamanla yüzyıllarca uzak gibi,
Bir sen varsın kalacak, bir sen ölümsüz,
Daha da yakınsın, daha da sıcak
Bıraktığın toprak gibi.
Kaç Türk var şu dünyada, bir o kadar susuz,
Hepsinin gönlünde sen, bir pınar bulmak gibi,
Ancak senin havanda sağlıklar esenlikler:
Olmaya devlet cihanda Atatürk’ü duymak gibi.
Behçet NECATİGİL
ÖĞRETMEN ATATÜRK
Yine derse giriyorsun Samsun kapısından
Selâmlıyor, seviyor tek öğretmenini
İl il, köy köy, can can
Tüm Anavatan.
Hemen başlıyor mutlu ders
Erzurum’dan
Sonra derinleşiyor volkan-öğütle
Sivas’taki son oturumdan.
Bütün memleket tek sınıf
Bir yön bayrak, bir yön tan
Öyle bir ödev veriyorsun ki öğretmenim
Süngü-kalemle başlıyoruz Afyon’dan.
Sınıfımız her an kutlu bir savaş
Öğretiyor, eğitiyorsun Ankara’dan
Hep birden söylüyoruz özgürlük türkümüzü
Vatanın uzaklıkları kalkıyor da aradan.
Mavi gözlerin hep barış barış
Mavi yüceliğin hep duman duman
Öyle alev alev bir ders ki
Yanıyor, yanması gerektiğinde her düşman.
Anlatış tadı, kıvam kıvam öz
Son bölüm: İlk hedef, Dumlupınar’dan
Kocatepe, yalnız coğrafya değil
Dağ dağ ateş yağdırıyorsun her damla kandan
Öpüyorsun hepimizi göz göz
Şehitler birinci geldikçe hep destan destan.
Yağmurlaşıyoruz er er Akdeniz’e
Ektiklerini biçiyorsun İzmir yollarından
Bir özgür meyva doğuyor Türklüğümüze
Tattırıyorsun utku yemişi utku dallarından.
Öğrenmeye son yok
Cumhuriyet, bir ders aynı konudan
Öğrendikçe özleşiyoruz da hep geçiyoruz
Senin yarattığın vatan-kanıdan.
Anlatıyorsun açık ve seçik
Yıkılıyor her gölge fikir-kurşundan
Dövüyorsun her yüreği örsünde devrimlerin
Tümleniyor her eksik, yaratan vuruşundan.
Yaşatarak öğretmek senin elinde
Sonsuz ders, tek hayat, bize bayraktan
Seni özledikçe bellemek güzel
Fikir-toprak oldu vatan, gerçek topraktan.
Sor bize her şeyi, konuşsun her öz
Başlayı versin en zor imtihan
Özgürlük güneşin ilk cevap, inan
Ey vatan-sınıfta ey Ata-vatan!..
İ. Zeki BURDURLU
ATATÜRK VATANDIR BÖLÜNEMEZ!
KURTULUŞ ÖNCÜLERİ İÇİN
Yan yana iki çocuk görsem
İşte Atatürk diyorum
Özgürlüğün toprağı uyanıyor
İçin için seviniyorum.
Koşuşan iki öğrenci görsem
İçimin güneşi ısınıyor
Yürüyen bir bakış gibi
Mustafa Kemal geliyor.
Kol kola iki işçi görsem
Ekmeğim çoğalıyor birden
Bir ışık düşüyor ortalığa
İşte Atatürk diyorum.
İşte Atatürk diyorum
İlk kuruluş öncüleri
Bir gül çağrısında hepsi
Bize uzanmış elleri.
Mehmet KIYAT
İLGİLİ HABER
Koç Holding'in merakla beklenen 10 Kasım videosu!
ATATÜRK’ÜN BAŞARI DOLU HAYATI
“Mustafa Kemaller ölmez, rahat uyu paşam.”
“Atatürk, yirminci asrın en büyük gerçeğini yaratan adamdır.”
“2018 yılı 10 Kasım’ında bir kez daha vatanımızın başı sağ olsun…”
“10 Kasım sabahının verdiği hüznü, Atatürk’ü daha iyi anlayarak yeniyorum.”
“Atatürk, tarihte, memleketinin en büyük adamlarından biri olarak kalacaktır.”
“Bu vatan senin gibi bir kahramanı ebediyen bir daha görmeyecek yerinde rahat uyu…”
“80. yıldır gözümüz yaşlı. Türk milleti 80. kez başın bir kere daha sağ olsun.”
“Atatürk, Türk Milleti’ nin ruhunda Türk bayrağı gibi dalgalanan bir baştı.”
“Çağımızda hiçbir isim Atatürk’ün adı kadar büyük saygı yaratmamıştır.”
“Kasımda aşk başkadır çünkü bize ölümsüz bir aşkı hatırlatır. 10 Kasım 193∞.”
“Adını Türk tarihine altın harflerle yazdıran büyük şahsiyet sen Türk milletinin kalbinde ebedi yaşayacaksın.”
“Atam sen rahat uyu yolcusuyuz biz hürriyetin, Atam sen rahat uyu bekçisiyiz cumhuriyetin.”
“Sen yalnızca Türk milletinin değil dünya üzerindeki ezilmiş milletlerinde önderi oldun. Çünkü onlar, seni örnek alarak bağımsızlıklarını kazandılar.”
“Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti; demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olma özelliğini hiçbir zaman yitirmeyecektir.”
“Yüzyılımızda, “Olmayacak hiçbir şey yoktur.” şeklindeki tarihi gerçeği ispatlayan ilk adam olmuştur.”
ATATÜRK SÖZLERİ VE ATATÜRK MESAJLARI
Ben diktatör değilim. Benim kuvvetim olduğunu söylüyorlar, evet, bu doğrudur. Benim arzu edip de yapamayacağım bir şey yoktur. Çünkü ben zorâki ve insafsızca hareket etmesini bilmem. Bence diktatörlük, diğerlerini râm edendir. Ben kalpleri kırarak değil, kazanarak hükmetmek isterim.
Karal (ord. prof.), Enver Ziya (2003). Fatih Özdemir – Atatürk’ten Düşünceler, 170. sayfa, Ankara: ODTÜ Yayıncılık
Ben istese idim derhâl askerî bir diktatörlük kurardım ve memleketi öyle idâreye kalkışırdım. Fakat ben istedim ki, milletim için modern bir devlet kurayım.
Karal (ord. prof.), Enver Ziya (2003). Fatih Özdemir – Atatürk’ten Düşünceler, 170. sayfa, Ankara: ODTÜ Yayıncılık
Benim adım ‘çok içer’ diye çıkmıştır. Filhakîka ben, öteden beri içerim. Fakat istediğim zaman bunu keserim; karıştırmam. İçki, sâdece benim keyfim içindir. İçki yüzünden vazîfemi bir an geri bıraktığımı hatırlamıyorum. Daha gençken, manevralara çıkılmadan önce, muhabbete dalarak sabaha yakın zamanlara kadar içsek bile ben, bazen uyumadan saatinde vazîfem başına gider ve görülecek işi bir dakika geri bırakmazdım. İçki ve vazife, iki ayrı şeydir. Birbirine dokunacak yerde vazifeyi elbette keyfe tercih etmeli, içkiyi behemehâl kesmeli.
Karal (ord. prof.), Enver Ziya (2003). Fatih Özdemir – Atatürk’ten Düşünceler, 170. sayfa, Ankara: ODTÜ Yayıncılık
https://www.sozcu.com.tr/2018/gundem/izinde-sonsuza-kadar-10-kasim-193∞-2727699/
06:58 10 Kasım 2018
HaberlerGündem
Çağdaş Türkiye'nin kurucusu ve yol göstericisi Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü aramızdan ayrılışının 80. yılında saygıyla ANIYORUZ ve ARIYORUZ...
Ulu Önder Atatürk'ün 10 Kasım 1938'de ebediyete intikal edişi şüphesiz ki Türk milletini derin bir üzüntüye boğdu. Ancak bugün bize düşen; onun da “Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir.” sözünde ifade ettiği gibi, Ulu Önder’in fikirlerini, ilke ve inkılaplarını yeni nesillere aktarmak ve Cumhuriyet’i ilelebet yaşatmaktır.
“Benim naçiz vücudum, bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır.” Mustafa Kemal Atatürk
Harp Okulu’nda 1901 yılında Mustafa Kemal Atatürk ve sınıf arkadaşları. Alt Sıra Soldan Sağa – Kazım Özalp, Mustafa Kemal Atatürk, Muzaffer Hayri, Ali Fuat Cebesoy, Üst Sıra Soldan Sağa – Ali Fuat Bulca, Lütfi Müfit Özdeş, Suat Naci.
Çekildiği Yer: İstanbul Türkiye
O'nun Türk milletine en büyük armağanı Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmak olmuştur. Gerçekleştirdiği devrimler ile Türk milletine çağ atlatmış, Türkiye Cumhuriyeti'nin dünya ülkeleri arasında saygın bir hale gelmesini sağlamıştır.
Sivas Kongresi’nde, kurtuluş ve bağımsızlık için faaliyet gösteren dernekler ”Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adı altında birleşti. Mustafa Kemal başkanlığında 16 kişilik ”Heyet-i Temsiliye” oluşturuldu. Sivas Kongresi (4 Eylül 1919), kimi tarihçilerce CHP’nin de ilk kongresi olarak kabul ediliyor.
Çekildiği Yer: Sivas Türkiye
Atatürk inkılapları ile çağdaş bir devlet niteliğine kavuştuk. Dünyada saygınlığımız arttı. Yabancı uyruklulara tanınan kapitülasyon ayrıcalıkları kaldırıldı.Tarımın modernleşmesinde devlet öncü oldu. Bankalar, fabrikalar kuruldu. Sonunda ülkemiz bayındır oldu. Ulusumuz zenginleşti. Böylece, Türk Milleti için, güzel ve aydınlık günlere doğru yeni bir adım atılmış oldu. Bu yüzden Büyük Lider Mustafa Kemal Atatürk’ün fikirlerine ve de O’nun gerçekleştirdiği inkılaplara sahip çıkmak hepimizin görevi…
Her geçen yıl O’nun izi silinmediği gibi, sevgisi ve özlemi de katlanarak büyüyor kalplerde…
1. Dünya Savaşı’nda Çanakkale Cephesi’nde Anafartalar Grup Komutanı Albay Mustafa Kemal, İstanbul’da cepheyi ziyarete gelen milletvekillerine bilgi verdi.
Çekildiği Yer: Çanakkale Türkiye
“İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal… İkinci Mustafa Kemal, onu “ben” kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur!” Atatürk
Gazi Mustafa Kemal Kocatepe’de.
O’nun ülkemize ve geleceğimize bıraktıklarını aktarmadan Atatürk’ü anmak elbette olmaz. Yukarıdaki sözünden de anlaşıldığı gibi O’nu bir ulusun kahramanı yapan, her zaman kendinden önce insanlık için yaşamasıydı.
O halde, Ulu Önder’in ilelebet yaşatmamız için bizlere armağan ettiği şanlı Cumhuriyetimizi kurarken aldığı karar ve gerçekleştirdiği devrimlerini kısaca özetlemeye çalışalım;
İNKILAPLAR:
Siyasal Alanda Yapılan Değişiklikler
Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde 1919 yılında başlayan Ulusal Kurtuluş Savaşımız 1922’de tamamlandı. Osmanlı Devleti yöneticileri bu savaşın önderleri hakkında ölüm fermanları imzalamaktan çekinmediler. Kurtuluş Savaşı bittiği zaman bir yanda Büyük Millet Meclisi Hükümeti, öte yanda Osmanlı Saltanatı vardı. Büyük Millet Meclisi’nin 1 Kasım 1922 günü kabul ettiği bir yasa ile tarihimizde saltanat dönemi kapandı. Yeni bir dönem başladı. Osmanlı Saltanatının kaldırılmasından sonra 1921 Anayasası’nda değişiklikler yapıldı. 29 Ekim 1923 günü Türkiye Devleti’nin hükümet şeklinin Cumhuriyet olduğu kabul edildi.Cumhuriyetin ilanı ile tarihimizde Cumhuriyet Dönemi başladı.
Kurtuluş Savaşı’nda Mustafa Kemal Paşa ve İsmet Paşa cephede.
“Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu devam ettirecek sizlersiniz.” Mustafa Kemal Atatürk
Eğitim Alanında Yapılan Değişiklikler
Osmanlı Devletinde eğitim sistemi dine dayalıydı. Mahalle okulunu bitirenler isterlerse öğrenimlerini medreselerde sürdürürlerdi. Medreselerde genel olarak dini bilgiler öğretilirdi. Bu öğrenim kurumlarında tekniğe, bilime önem verilmezdi. Medreselerin yanı sıra İmparatorluğun devlet işleri için kurulmuş Enderun adlı Saray Okulu vardı. Çok sonraları Tanzimat Döneminde Ortaokul dengi Rüştiye, Lise dengi İdadi ve Sultani okulları açıldı. Daha sonra Tıp, Harp Okulu, Mülkiye Okulları kuruldu. Cumhuriyet döneminde dini eğitimin yanısıra, eğitim kurumlarında bilimsel yöntem ve ilkelere dayalı eğitim çalışmaları da başladı. Tüm okullar bu ilkelere göre yeniden örgütlendi. Atatürk eğitime, öğretime çok önem verdi. Bilgisizliği kısa yoldan çözmek, okuma yazmayı kolaylaştırmak amacı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi 1 Kasım 1928 tarihinde Türk Alfabe Yasası’nı kabul etti.
Mustafa Kemal Atatürk eğitim alanında da Türk milletine örnek oldu.
Bu alfabe ile okuma yazma öğrenilmesi için Ulus Okulları açıldı. Bütün yurtta okuma yazma öğrenme çalışmaları başladı. Atatürk, Ulus Okullarında Başöğretmen olarak dersler verdi. Harf değişikliğini, dilde özleşme izledi. Arapça ve Farsça sözcüklerden oluşan Osmanlıca yerine Türkçe konuşulup yazılmaya başlandı. Atatürk Türk Dili’nin benliğine kavuşma çalışmalarını yürütmek amacı ile 12 Temmuz 1932 tarihinde Türk Dili Tetkik Cemiyeti’ni kurdu. Dilimiz yabancı sözcüklerden arındı.
“Milli Eğitim programımızın, Milli Eğitim siyasetimizin temel taşı, cahilliğin yok edilmesidir. Cahillik yok edilmedikçe, yerimizdeyiz…Milli Eğitim'in gayesi yalnız hükümete memur yetiştirmek değil, daha çok memlekete ahlâklı, karakterli, cumhuriyetçi, inkılâpçı, olumlu, atılgan, başladığı işleri başarabilecek kabiliyette, dürüst, düşünceli, iradeli, hayatta rastlayacağı engelleri aşmaya kudretli, karakter sahibi genç yetiştirmektir. Bunun için de öğretim programları ve sistemleri ona göre düzenlenmelidir.” Mustafa Kemal Atatürk
Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk çocuklara ve gençlere verdiği değeri birçok hareketiyle göstermiştir.
Ekonomik Alanda Yapılan Değişiklikler
Lozan Barış Antlaşması ile yabancı uyruklulara tanınan kapitülasyon ayrıcalıkları kaldırıldı. Ülkemiz kendi zenginlik kaynaklarına sahip çıktı. Her alanda devlet öncülük etmeye başladı. Bankalar, fabrikalar kuruldu. Modern tarım çalışmalarına başlandı.
Mustafa Kemal Atatürk, Atatürk Orman Çiftliği’nde
Yollar, özellikle demiryolları yapımında büyük çaba gösterildi. Böylece yurdun en uzak yerlerine ulaşma olanağı hazırlandı. Ekonomik bağımsızlığımız kazanıldı. Ekonomik alanda sağlanan bu başarılar sonucu yurdumuz bayındırlaştı. Ulusumuz zenginleşti. Halk için ağır bir yük olan aşar vergisi kaldırıldı. Çağdaş vergilendirme yöntemleri uygulanmaya başlandı.
“İstiklalin tamamiyeti ancak istiklal-i mali (ekonomik bağımsızlık) ile mümkündür.”
“Kılıçla ülke alanlar, sabanla ülke alanlara yenilmeye mahkumdur.” Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk yaşamı ve davranışlarıyla medeni hayatın sembolü olmuştur.
Ölçü Birimlerinde Yapılan Değişiklikler
Atatürk dünya ile ilişkilerimizi düzenli yürütmek için ölçü birimlerinde değişiklikler yaptı.Uzunluk ölçüsü birimi olarak arşın, endaze; ağırlık ölçüsü birimi olarak okka, dirhem gibi ölçüleri kaldırarak bugün kullanmakta olduğumuz ölçü birimlerini kabul etti.Yurdumuzda daha önce takvim Hicri takvime göre düzenlenmişti. Buna göre dünyanın kullandığı takvimle aramızda 580 yıl kadar bir farklılık vardı. 1 Ocak 1926 tarihinden sonra bizde de Miladi takvim kullanılmaya başlandı. Eskiden ülkemizde ezani saat kullanılıyordu. Bu saat uygar ülkelerin kullandığı saate uymuyordu. Takvimde olduğu gibi saatler arasındaki bu uymazlık büyük karışıklıklara neden oluyordu. Bunları önlemek için takvimle birlikte bugünkü kullandığımız saat kabul edildi. Hafta tatili Cuma’dan Pazar gününe alındı.
“Uygarlığın coşkun seli karşısında direnme boşunadır ve o, dalgınlar ve söz dinlemeyenler hakkında çok amansızdır. Dağları delen, göklerde uçan, göze görünmeyen zerrelerden yıldızlara kadar her şeyi gören, aydınlatan, inceleyen uygarlığın kudret ve yüksekliği karşısında, Ortaçağ'a ait düşünüş biçimleriyle, ilkel hurafelerle yürümeye çalışan milletler, yok olmaya veya hiç olmazsa tutsak ve aşağı olmaya mahkûmdurlar. Halbuki Türkiye Cumhuriyeti halkı, yenileşen ve olgun bir kitle olarak sonsuza dek yaşamaya karar vermiş, tutsaklık zincirlerini ise tarihte görülmemiş kahramanlıklarla parça parça etmiştir. 1925”
Atatürk'ün sofrasıyla ilgili manevi kızı Sabiha Gökçen'in şu sözleri önemlidir: “Şu bilinmelidir ki, Gazi Paşanın sofrası asla bir işret âlemi yeri, bir vakit geçirme, bir zaman öldürme yeri değildi. Dünya ve yurt sorunlarının, ilmin, felsefenin, sanatın, insanlık idealinin ve uygar Türk ulusunun geleceğinin sabahlara kadar tartışıldığı bir okuldu bu sofra.”
(Mustafa Selim İmece,Atatürk'ün Ş.D.K. ve İS., s. 47)
İLKELERİ:
– Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik, İnkılapçılık
Hemen ve kesinlikle söyleyebiliriz ki; Atatürk ilkelerinin temel niteliği; sevgi, insanlık sevgisi, insanların birbirlerini sevmesidir.
Kurtuluş Savaşı’nın askeri yönü sona ermiş ve ülke düşmandan temizlenmişti. Buna rağmen yeni değer yargıları olan bir toplum meydana getirmeye engel bazı unsurlar vardı. Bu unsurların en önde gelenleri bilgisiz ve dar görüşlü kimselerdi. Türk toplumunu kalkındırmak, hayat seviyesini gelişmiş toplumların düzeyine getirebilmek için bazı çalışmalar yapılmalıydı. İşte Atatürk İlkeleri bahsi geçen hayat seviyesini yakalayabilmek ve kalkınma hamlesini ortaya koyabilmek için ön görülen çalışma prensiplerini belirtmektedir. Bu açıdan Atatürk ilkeleri Türk milletinin çağdaş medeniyetler dairesi içerisine girebilmiş müreffeh bir toplum olabilmesi adına istikbalde izleyeceği yol haritasını oluşturması bakımından oldukça önemli bir yere sahip olup bu prensipler 5 Şubat 1937 yılında anayasaya altı ilke olarak girmiştir.
Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, Türk Tayyare Cemiyeti’nin açılışına katıldı.
Tabii ki yukarıda bahsi geçen çağdaş medeniyetler dairesi içerisine girebilmek için de öncelikle toplumda Milli Mücadeleyle uyanmaya başlamış bulunan millet olma bilincini geliştirmeye ihtiyaç vardır. Eğer bu bilinç pekiştirilemezse, millet kendine güven duyamazdı. Bu yüzden daha önce egemen olan ümmet anlayışı, yerini millet anlayışına bırakmalıydı. İşte Atatürk İlkeleri adını verdiğimiz bu prensipler Ümmet devlet olma anlayışından ulus devlet olma anlayışına ulaşmamızda da büyük katkılar sağlamıştır.
İLKELERİNİN TEMEL NİTELİĞİ
Amacı, içinde bulunduğu topluluğun yani Türk Milleti'nin çağdaş uygarlık düzeyine çıkması olan Atatürk; bu amaca varabilmenin tek temeli olarak (sevgi)'yi kabul etmişti. İçinde bulundukları toplumları çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırmak ve böylece mutlulaştırmak isteyenler ancak ve ancak bu yoldan giderek yani insanları birbirlerine sevdirerek amaçlarına ulaşabilirlerdi. Atatürk bu düşünce ve kanısını, kendini örnek vererek, hayatı boyunca sık sık tekrarlamış ve her seferinde “Ben şimdiye kadar millet ve memleket iyiliğine ne gibi devrimler ve aşamalar yapmışsam hep halkımızla ilişki kurarak onun ilgi ve sevgisinden, gösterdiği samimiyetten kuvvet ve ilham alarak yaptım.”demiştir. (M. Goloğlu, Devrimler ve Tepkileri: 140)
Hattâ, bir ara kendisinden, her istediğini yapabilecek kadar güçlü diktatör diye söz edilince aynen şu karşılığı vermiştir: “Ben diktatör değilim. Benim kuvvetim olduğunu söylüyorlar. Evet, bu doğrudur. Benim isteyip de yapamayacağım hiç bir şey yoktur. Çünkü ben zorbalık ve insafsızca davranış bilmem. Bence diktatör, başkalarını kendi iradesine zorla bağlayandır. Ben kalpleri kırarak değil, kalpleri kazanarak hükmetmek isterim.” (T.Î.T. Enstitüsü, Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri: 3/98)
Ve Atatürk, bir toplumun çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırılması yani mutluluğa kavuşturulması için olduğu kadar, tüm insanların mutluluğu yani dünya barışı için de (sevgi )'yi temel ilke kabul ediyordu. Nitekim; ikinci toplantısını Türkiye'de yapan Balkan Devletleri Delegeleri Konferansının 25.10. 1931 günü Ankara'daki son birleşiminde Fransızca olarak yaptığı konuşmada; “İnsanları mutlu edeceğim diye onları birbirlerine boğazlatmak, insanlık dışı ve son derece acınacak bir sistemdir. İnsanları mutlu edecek tek araç; onları birbirlerine yaklaştırarak, birbirlerine sevdirerek karşılıklı maddî ihtiyaçlarını sağlamaya yarayan davranış ve enerjidir. Dünya barışı içinde insanların gerçek mutluluğu ancak bu yüksek ideal yolcularının çoğalmaları ve başarıya ulaşmaları ile mümkün olacaktır.” demiştir (T.Î.T. Enstitüsü, Enstitüsü, Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri: 2/208)
Ve Atatürk; yüreğindeki katıksız insan sevgisini, en kesin bir şekilde çocuklara karşı duyduğu büyük sevgi ile ispatlamıştır. (Ülki N.A. Banoğlu Nükte ve Fıkralarla Atatürk: 1/42)
Fakat Atatürk, sevgi konusunda çok önemli bir uyarıda bulunarak, sevginin temelinin toplum sevgisi olması ve bu sevginin başında da insanın kendi milletini sevmesi gerektiğini belirtmiş ve şöyle demiştir: “Fakat bu sevgi, ulusal varlığınızı herhangi bir kişiye vermenize sebep olmamalıdır.” “Gerçek yolda yürüyebilmek için tek temel, milletin ortak isteğine ve eğilimine değinmek ve varlığımızı onun gereğine bağlamayı davranışlarımıza ilke yapmaktır. Bir insan memleketine ve milletine yararlı bir iş yaparken, gözünden bir an uzak tutmamak zorunda olduğu ilke, milletin gerçek eğilimidir. O halde, ilham ve kuvvet kaynağı milletin kendisidir.”, “Türkiye Cumhuriyetinin yeni kuşaklara vereceği terbiyenin, Millî Terbiye olduğunu kesinlikle açıklarım.” (T. 1. T. Enstitüsü, Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri: 2/201)
Ve çünkü diyor, Atatürk: “Bilerek yada bilmeyerek, isteyerek yada istemeyerek kendisine zarar verenlere karşı kırgınlığı derin olan milletimizin, kendi uğrunda esaslı ve hayırlı çaba harcayanlara karşı da sonsuz sevgi bağlılığı ve değer bilirliği söz götürmez bir gerçektir. Millet; istek ve istidadının yöneldiği doğrultulan görmeye çalışan ve görebilen evlâtlarını daima takdir etmiş ve korumuştur.” (Meclis Tutanağı: 10.11.1926)
Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatında göz yaşı dökenler.
Atatürk’ün önce milletimize sonra tüm insanlığa bıraktıklarını kısaca özetlemek elbette imkansız…
Ancak son olarak;
Her vatandaşa düşen kutsal görev; fikirlerinin halen bizlerle yaşadığı ve bugünlerimizi borçlu olduğumuz Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyeti ilelebet korumak, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Ruhu şad olsun
10 Kasım 193∞
Mustafa Kemal Atatürk Albümü
Atatürk 10 Kasım fotoğrafları! En güzel 10 Kasım mesajları ve Atatürk resimleri…
00:37 10 Kasım 2018
HaberlerGündem
Mustafa Kemal Atatürk'ü 10 Kasım günü anmak, hatırlatmak isteyen vatandaşlar 10 Kasım için Atatürk fotoğrafları arıyor. Ulu Önder'e olan sevgilerini dile getirebilecekleri 10 Kasım WhatsApp durumları, Atatürk resmi, sözleri ve mesajları haberimizin içerisinde bulabilirsiniz.
10 Kasım 1938’de hayatını kaybeden Mustafa Kemal Atatürk’ü 80. ölüm yıldönümünde tüm yurtta yas içerisinde anıyoruz. Bu üzüntülü Atatürk’ü anmak için; Atatürk sözleri, 10 Kasım mesajları ve şiirleri en çok arananlar listesinde yer alıyor. Haberimizin içerisinde de Atatürk resimleri ve fotoğrafları ile 10 Kasım Whatsapp durumu için mesajlar, Atatürk sözleri haberimizin içerisinde bulabilirsiniz. İşte 10 Kasım WhatsApp durumları ,Whatsapp profil fotoğrafları, Atatürk durumları ve resimleri…
WHATSAPP DURUMU İÇİN ATATÜRK SÖZLERİ! ATATÜRK RESMİ
“Mustafa Kemaller ölmez, rahat uyu paşam.”
“Atatürk, yirminci asrın en büyük gerçeğini yaratan adamdır.”
“2018 yılı 10 Kasım'ında bir kez daha vatanımızın başı sağ olsun…”
“10 Kasım sabahının verdiği hüznü, Atatürk'ü daha iyi anlayarak yeniyorum.”
“Atatürk, tarihte, memleketinin en büyük adamlarından biri olarak kalacaktır.”
“Bu vatan senin gibi bir kahramanı ebediyen bir daha görmeyecek yerinde rahat uyu…”
“80. yıldır gözümüz yaşlı. Türk milleti 80. kez başın bir kere daha sağ olsun.”
“Atatürk, Türk Milleti' nin ruhunda Türk bayrağı gibi dalgalanan bir baştı.”
“Çağımızda hiçbir isim Atatürk'ün adı kadar büyük saygı yaratmamıştır.”
“Kasımda aşk başkadır çünkü bize ölümsüz bir aşkı hatırlatır. 10 Kasım 193∞.”
“Adını Türk tarihine altın harflerle yazdıran büyük şahsiyet sen Türk milletinin kalbinde ebedi yaşayacaksın.”
“Atam sen rahat uyu yolcusuyuz biz hürriyetin, Atam sen rahat uyu bekçisiyiz cumhuriyetin.”
“Sen yalnızca Türk milletinin değil dünya üzerindeki ezilmiş milletlerinde önderi oldun. Çünkü onlar, seni örnek alarak bağımsızlıklarını kazandılar.”
“Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti; demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olma özelliğini hiçbir zaman yitirmeyecektir.”
“Yüzyılımızda, “Olmayacak hiçbir şey yoktur.” şeklindeki tarihi gerçeği ispatlayan ilk adam olmuştur.”
ATATÜRK SÖZLERİ VE ATATÜRK MESAJLARI
Ben diktatör değilim. Benim kuvvetim olduğunu söylüyorlar, evet, bu doğrudur. Benim arzu edip de yapamayacağım bir şey yoktur. Çünkü ben zorâki ve insafsızca hareket etmesini bilmem. Bence diktatörlük, diğerlerini râm edendir. Ben kalpleri kırarak değil, kazanarak hükmetmek isterim.
Karal (ord. prof.), Enver Ziya (2003). Fatih Özdemir – Atatürk'ten Düşünceler, 170. sayfa, Ankara: ODTÜ Yayıncılık
Ben istese idim derhâl askerî bir diktatörlük kurardım ve memleketi öyle idâreye kalkışırdım. Fakat ben istedim ki, milletim için modern bir devlet kurayım.
Karal (ord. prof.), Enver Ziya (2003). Fatih Özdemir – Atatürk'ten Düşünceler, 170. sayfa, Ankara: ODTÜ Yayıncılık
Benim adım ‘çok içer' diye çıkmıştır. Filhakîka ben, öteden beri içerim. Fakat istediğim zaman bunu keserim; karıştırmam. İçki, sâdece benim keyfim içindir. İçki yüzünden vazîfemi bir an geri bıraktığımı hatırlamıyorum. Daha gençken, manevralara çıkılmadan önce, muhabbete dalarak sabaha yakın zamanlara kadar içsek bile ben, bazen uyumadan saatinde vazîfem başına gider ve görülecek işi bir dakika geri bırakmazdım. İçki ve vazife, iki ayrı şeydir. Birbirine dokunacak yerde vazifeyi elbette keyfe tercih etmeli, içkiyi behemehâl kesmeli.
Karal (ord. prof.), Enver Ziya (2003). Fatih Özdemir – Atatürk'ten Düşünceler, 170. sayfa, Ankara: ODTÜ Yayıncılık
10 KASIM ŞİİRLERİ
ATATÜRK
Türk’ü ölümden
O’dur kurtaran
O’dur yeniden
Türklüğü kuran
Bu memleketi
Cumhuriyeti
Atatürk etti
Bize armağan
Hasan Ali YÜCEL
ONSUZ
Ah işte duyuyorum mesut günler içinden
Sana “Sevimli yüzün asla solmasın” diyen
Bütün adınla dolu sevinç şarkıları…
– Sen öldüğün için mi şimdi bayraklar yarı!
Ah işte görüyorum seni gördüğüm günü
Altından, alkışlarla geçiyorsun bir tak’ın
O gün bana gelmiştin babamdan daha yakın.
Meğer duyacakmışım bir sabah öldüğünü…
Meğer görecekmişim bir sabah gidişini
İstanbul’un önünden son defa geçişini…
Bizler seninle nasıl, ah nasıl beraberdik
Bizler ki az sıkılsak “O başımızda” derdik
Nasıl yok bileceğiz, O güzel güneş yüzü
Ana, baba değil bu, bizler Ata öksüzü…
Tatmadık, bilmiyoruz bu bambaşka yarayı
Öğret bize yarabbi, ah O’nsuz yaşamayı…
Ziya Osman Saba
BİR RESİMDE ATATÜRK
İzmir’ e girişini Atatürk’ ün
Bir kahve duvarındaki resimde gördüm
Bir ılık güz öğlesinde
Şanlı haki urbası üzerinde
Koymuştu kılıcını içine kınının
Yürüyordu arasına sevgili halkının
Ayağında Anadolu’ dan getirdiği toz
Bir inanç gözlerinde tükenmez
Alabildiğine insan kalabalığı ardı
Bir aydınlık geleceğe bakıyordu
Işıktı sevinçti türküydü
Görseydiniz o resimde Atatürk’ ü
Sabahattin Kudret Aksal
KURTULUŞ ÖNCÜLERİ İÇİN
Yan yana iki çocuk görsem
İşte Atatürk diyorum
Özgürlüğün toprağı uyanıyor
İçin için seviniyorum.
Koşuşan iki öğrenci görsem
İçimin güneşi ısınıyor
Yürüyen bir bakış gibi
Mustafa Kemal geliyor.
Kol kola iki işçi görsem
Ekmeğim çoğalıyor birden
Bir ışık düşüyor ortalığa
İşte Atatürk diyorum.
İşte Atatürk diyorum
İlk kuruluş öncüleri
Bir gül çağrısında hepsi
Bize uzanmış elleri.
Mehmet KIYAT
ATATÜRK'Ü DUYMAK
Ulu rüzgâr esmedikçe
Yaşamak uyumak gibi.
Kişi ne zaman dinç;
Dalgalanırsa bayrak bayrak gibi.
Ne var şu dünyada ekmekten daha aziz?
Sürdüğün tarlalara sevginle serpildik.
Ekmek olmak için önce
Buğday olmak gibi.
Silinir sözcüklerden sen hatıra geldikçe
Cılız sözler: Uzanmak, yorulmak, durmak gibi.
Kuvvettir yaptıkların her yeni yetişene
Her ışık-kaynak gibi.
En yakınlar zamanla yüzyıllarca uzak gibi,
Bir sen varsın kalacak, bir sen ölümsüz,
Daha da yakınsın, daha da sıcak
Bıraktığın toprak gibi.
Kaç Türk var şu dünyada, bir o kadar susuz,
Hepsinin gönlünde sen, bir pınar bulmak gibi,
Ancak senin havanda sağlıklar esenlikler:
Olmaya devlet cihanda Atatürk'ü duymak gibi.
Behçet NECATİGİL
SEN VARSIN ATATÜRK'ÜM HER ŞEYİMİZDE
Bu gün yatağımdan hür kalkıyorsam
Ekmeğim ak suyum berraksa,
Ağaçlar çiçek açıyor
Topraklar ısınabiliyorsa,
Sesim gür çıkıyor
Özgür özgür bakabiliyorsam,
Sen varsın gözbebeklerimde
Sen varsın Atatürk'üm sen varsın.
Yazabiliyorsam gönlümce
10 Kasım mesajları, Atatürk sözleri ve fotoğrafları… İşte Atatürk’ü en güzel anlatan şiirler
08:02 10 Kasım 2018
HaberlerGündem
Atamızı andığımız bugünde, 10 Kasım şiirleri ve Atatürk resimleri 10 Kasım anmalarının bir parçası haline gelmiş durumda. Mustafa Kemal Atatürk'ün aramızdan ayrılışının 80. yılı ama acısı ilk günkü kadar derin, Türk halkı hâlâ O'nu arıyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk için yazılmış 10 Kasım şiirleri, Atatürk için yazılmış şiirlerden bir kısmını haberimizde derledik. İşte anlam dolu Atatürk fotoğrafları, 10 Kasım şiirleri ve mesajları...
Bugün 10 Kasım, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ebedi aleme intikal edişinin 80. yıl dönümü. Vatandaşlar 10 Kasım’da Atatürk’ü anmak için 10 Kasım şiirlerini, 10 Kasım mesajlarını ve Atatürk fotoğraflarını araştırıyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, ölümünün 80. yıl dönümünde Türk milletine akıl, bilim ve çağdaşlığı miras olarak bıraktı. Hayatının son günlerinde dahi son enerjisini ülkesi için veren Atatürk 57 yıllık yaşamına sayısız zafer sığdırdı. İşte anlam dolu 10 Kasım şiirleri ve mesajları…
10 KASIM SÖZLERİ
- Büyük adamlar, kuşaklarının başındadır. Türk Milleti'nin başındaki büyük ve dahi Atatürk, politika ve savaş alanlarında yılmayan büyük ve yurtsever bir insandı.
- Adını Türk tarihine altın harflerle yazdıran büyük şahsiyet sen Türk milletinin kalbinde ebedi yaşayacaksın.
- Rüzgâr ağırdan eser, her 10 Kasım sabahı, her bir yere savurur, sararmış yaprakları. Hüzünlenir milletim, her 10 Kasım sabahı, çiçeklerle donanır, Anıtkabir yolları.
- Türk milletinin eşsiz evladı Atatürk! Sen ebedi istirɑhɑtgahındɑ rahat uyu. “En büyük eserim” dediğin Türkiye Cumhuriyeti bizlere emanettir. Türk Milleti.
- Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, vatanı ve milleti adına yaptığı büyük işler için şükranla anıyor, manevi huzurunda saygıyla eğiliyorum. Ruhu şad olsun.
- Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk. Her zaman yüreğimiz de yaşayacaksın.
- Mustafa Kemaller ölmez, rahat uyu paşam.
- Bu vatan senin gibi bir kahramanı ebediyen bir daha görmeyecek yerinde rahat uyu…
- Ey yüzü gibi kalbi de güzel insan emanetlerine sahip çıkacağımıza söz verirken bir 10 Kasımı daha seni yâd ederek anıyoruz. Seni çok seviyor ve çok özlüyoruz.
ATATÜRK’Ü DUYMAK
Ulu rüzgâr esmedikçe
Yaşamak uyumak gibi.
Kişi ne zaman dinç;
Dalgalanırsa bayrak bayrak gibi.
Ne var şu dünyada ekmekten daha aziz?
Sürdüğün tarlalara sevginle serpildik.
Ekmek olmak için önce
Buğday olmak gibi.
Silinir sözcüklerden sen hatıra geldikçe
Cılız sözler: Uzanmak, yorulmak, durmak gibi.
Kuvvettir yaptıkların her yeni yetişene
Her ışık-kaynak gibi.
En yakınlar zamanla yüzyıllarca uzak gibi,
Bir sen varsın kalacak, bir sen ölümsüz,
Daha da yakınsın, daha da sıcak
Bıraktığın toprak gibi.
Kaç Türk var şu dünyada, bir o kadar susuz,
Hepsinin gönlünde sen, bir pınar bulmak gibi,
Ancak senin havanda sağlıklar esenlikler:
Olmaya devlet cihanda Atatürk’ü duymak gibi.
Behçet NECATİGİL
ÖĞRETMEN ATATÜRK
Yine derse giriyorsun Samsun kapısından
Selâmlıyor, seviyor tek öğretmenini
İl il, köy köy, can can
Tüm Anavatan.
Hemen başlıyor mutlu ders
Erzurum’dan
Sonra derinleşiyor volkan-öğütle
Sivas’taki son oturumdan.
Bütün memleket tek sınıf
Bir yön bayrak, bir yön tan
Öyle bir ödev veriyorsun ki öğretmenim
Süngü-kalemle başlıyoruz Afyon’dan.
Sınıfımız her an kutlu bir savaş
Öğretiyor, eğitiyorsun Ankara’dan
Hep birden söylüyoruz özgürlük türkümüzü
Vatanın uzaklıkları kalkıyor da aradan.
Mavi gözlerin hep barış barış
Mavi yüceliğin hep duman duman
Öyle alev alev bir ders ki
Yanıyor, yanması gerektiğinde her düşman.
Anlatış tadı, kıvam kıvam öz
Son bölüm: İlk hedef, Dumlupınar’dan
Kocatepe, yalnız coğrafya değil
Dağ dağ ateş yağdırıyorsun her damla kandan
Öpüyorsun hepimizi göz göz
Şehitler birinci geldikçe hep destan destan.
Yağmurlaşıyoruz er er Akdeniz’e
Ektiklerini biçiyorsun İzmir yollarından
Bir özgür meyva doğuyor Türklüğümüze
Tattırıyorsun utku yemişi utku dallarından.
Öğrenmeye son yok
Cumhuriyet, bir ders aynı konudan
Öğrendikçe özleşiyoruz da hep geçiyoruz
Senin yarattığın vatan-kanıdan.
Anlatıyorsun açık ve seçik
Yıkılıyor her gölge fikir-kurşundan
Dövüyorsun her yüreği örsünde devrimlerin
Tümleniyor her eksik, yaratan vuruşundan.
Yaşatarak öğretmek senin elinde
Sonsuz ders, tek hayat, bize bayraktan
Seni özledikçe bellemek güzel
Fikir-toprak oldu vatan, gerçek topraktan.
Sor bize her şeyi, konuşsun her öz
Başlayı versin en zor imtihan
Özgürlük güneşin ilk cevap, inan
Ey vatan-sınıfta ey Ata-vatan!..
İ. Zeki BURDURLU
ATATÜRK VATANDIR BÖLÜNEMEZ!
KURTULUŞ ÖNCÜLERİ İÇİN
Yan yana iki çocuk görsem
İşte Atatürk diyorum
Özgürlüğün toprağı uyanıyor
İçin için seviniyorum.
Koşuşan iki öğrenci görsem
İçimin güneşi ısınıyor
Yürüyen bir bakış gibi
Mustafa Kemal geliyor.
Kol kola iki işçi görsem
Ekmeğim çoğalıyor birden
Bir ışık düşüyor ortalığa
İşte Atatürk diyorum.
İşte Atatürk diyorum
İlk kuruluş öncüleri
Bir gül çağrısında hepsi
Bize uzanmış elleri.
Mehmet KIYAT
İLGİLİ HABER
ATATÜRK’ÜN BAŞARI DOLU HAYATI
“Mustafa Kemaller ölmez, rahat uyu paşam.”
“Atatürk, yirminci asrın en büyük gerçeğini yaratan adamdır.”
“2018 yılı 10 Kasım’ında bir kez daha vatanımızın başı sağ olsun…”
“10 Kasım sabahının verdiği hüznü, Atatürk’ü daha iyi anlayarak yeniyorum.”
“Atatürk, tarihte, memleketinin en büyük adamlarından biri olarak kalacaktır.”
“Bu vatan senin gibi bir kahramanı ebediyen bir daha görmeyecek yerinde rahat uyu…”
“80. yıldır gözümüz yaşlı. Türk milleti 80. kez başın bir kere daha sağ olsun.”
“Atatürk, Türk Milleti’ nin ruhunda Türk bayrağı gibi dalgalanan bir baştı.”
“Çağımızda hiçbir isim Atatürk’ün adı kadar büyük saygı yaratmamıştır.”
“Kasımda aşk başkadır çünkü bize ölümsüz bir aşkı hatırlatır. 10 Kasım 193∞.”
“Adını Türk tarihine altın harflerle yazdıran büyük şahsiyet sen Türk milletinin kalbinde ebedi yaşayacaksın.”
“Atam sen rahat uyu yolcusuyuz biz hürriyetin, Atam sen rahat uyu bekçisiyiz cumhuriyetin.”
“Sen yalnızca Türk milletinin değil dünya üzerindeki ezilmiş milletlerinde önderi oldun. Çünkü onlar, seni örnek alarak bağımsızlıklarını kazandılar.”
“Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti; demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olma özelliğini hiçbir zaman yitirmeyecektir.”
“Yüzyılımızda, “Olmayacak hiçbir şey yoktur.” şeklindeki tarihi gerçeği ispatlayan ilk adam olmuştur.”
ATATÜRK SÖZLERİ VE ATATÜRK MESAJLARI
Ben diktatör değilim. Benim kuvvetim olduğunu söylüyorlar, evet, bu doğrudur. Benim arzu edip de yapamayacağım bir şey yoktur. Çünkü ben zorâki ve insafsızca hareket etmesini bilmem. Bence diktatörlük, diğerlerini râm edendir. Ben kalpleri kırarak değil, kazanarak hükmetmek isterim.
Karal (ord. prof.), Enver Ziya (2003). Fatih Özdemir – Atatürk’ten Düşünceler, 170. sayfa, Ankara: ODTÜ Yayıncılık
Ben istese idim derhâl askerî bir diktatörlük kurardım ve memleketi öyle idâreye kalkışırdım. Fakat ben istedim ki, milletim için modern bir devlet kurayım.
Karal (ord. prof.), Enver Ziya (2003). Fatih Özdemir – Atatürk’ten Düşünceler, 170. sayfa, Ankara: ODTÜ Yayıncılık
Benim adım ‘çok içer’ diye çıkmıştır. Filhakîka ben, öteden beri içerim. Fakat istediğim zaman bunu keserim; karıştırmam. İçki, sâdece benim keyfim içindir. İçki yüzünden vazîfemi bir an geri bıraktığımı hatırlamıyorum. Daha gençken, manevralara çıkılmadan önce, muhabbete dalarak sabaha yakın zamanlara kadar içsek bile ben, bazen uyumadan saatinde vazîfem başına gider ve görülecek işi bir dakika geri bırakmazdım. İçki ve vazife, iki ayrı şeydir. Birbirine dokunacak yerde vazifeyi elbette keyfe tercih etmeli, içkiyi behemehâl kesmeli.
Karal (ord. prof.), Enver Ziya (2003). Fatih Özdemir – Atatürk’ten Düşünceler, 170. sayfa, Ankara: ODTÜ Yayıncılık
https://www.sozcu.com.tr/2018/gundem/izinde-sonsuza-kadar-10-kasim-193∞-2727699/