- 22 Şubat 2016
- 4.513
- 4.201
Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
Haklısin bende kitap okumayı çok severim evliyken bi kitap okumuştum senin konunu okuyunca o geldi aklima olumlu yaşama sanatı bende okuduğum kitaptaki yazılanlari hayatima uyarladım ve istediğim herşey oldu bu konunu ben senin gibo araştırmasamda okuduğum kitaptan çok etkilenmiştimkızlar bir deyişle kuantum....
ama aykut oğut bunu kitabında çok güzel anlatmış..
ayrıca bir arkadaş bu tekniği şizofrenlikle karıştırmış.. :)))) kel alaka..şimdi durumunuz belliyken kalkıp milyoner olma hayali kurmayacaksınız tabiyki..ufaktan ufaktan başlayacaksınız..yani kendi ölçünüzde olabilir neden olmasınki diyeceğiniz konularda..adım adım ilerleyecek bu..zaten bunuda söylüyor yaşam koçları..
herneyse ben kitaplarını okuduğum,araştırdığım ve bir çok uzman kişiyle mailleştiğim bu konuyu başta inanmadamda uygulamaya kalktım..ve olumlu sonuçlar aldım..
en azından mutluyum..ve etrafıma pozitif enerji saçıyorum..mutlu olmayı tercih ediyorum..
bu elimizde bunu biliyorum..
bunun doğruluğunu yada yanlışlığını tartışacak değilim.. gerçi kadınlar kulübünde bu normaldir..çünkü her düşünce ve her yaşam tarzında çeşit çeşit karakterlere sahip insanlar var..birinin doğru bulduğunu diğeri doğru bulmayabilir..bu her konu için geçerli..ben faydasını gördüğüm birşeyin belki uyguladığınızda sizede faydası olur diye yazmak istedim..bu küçük birşeyde olabilir..
tabiyki bu size kalmış..tartışmalara yada olumsuz eleştirilere cevap vererek kendimi germeye niyetim yok..sonuçta bu benim buluşum yada benim uzmanlık alanım değil..
ha aklıma gelmişken söyliyim..eleştiri diye birşey yoktur..dost acı söyler lafıda yalan..bunuda çok ünlü bir yaşam koçundan öğrendim..adam amerikalı..herneyse diyorki eleştiri yoktur kardeşim..sen neye göre eleştiriyorsun beni..kendine göre eleştiriyorsun..iyide senin eleştirdiğini bi başkası doğru bulabilir..senin bende beğenmediğini bir başkası taktir edebilir..hanginize göre davranayım ozaman..kime göre neye göre...ne yaparsam yapayım birisi hep eleştiricek...yok böyle birşey ..eleştiripte insanların enerjisini düşürme ozaman....vallahi aynen böyle diyor :))
aykut oğutta diyorki..neden büyüklerin eli öpülür..saygıdan..ozaman oda benim elimi öpsün..ayrıca ya dedem tuvaletten çıkarken elini yıkamadıysa :)))
bir de yeni tanıştıklarınıza bey yada hanım eklersiniz isminin yanına..ayten hanım burak bey gibi..neden saygıdan...ama samimi olduğunuzda nassın aytenciğimmm len burak naber..demeye başlarsınız..ne oldu..yeni tanıştığında saygı duyordun ya..şimdi samimi olunca saygın öldümü :)) yani bunun gibi birçok örneklemeler birçok anlatımlar var..ben yüzlercesinden bir tanesini yazdım..konunun tam içeriğini bilmeyenler bunuda eleştirebilir..dediğim gibi konunun uzmanı değilim..
ama denedim ve oldu :))) şimdi yapılan eleştirilere cevap vererek
enerjimi bu sebeple düşüremiciğimm :)))))
sevgiyle kalın..
Evet haklisin benim okuduğum kitapta bu plasebo yani yapilan deneyi kitapta da yer vermişti yazar hatta sadece hayalle olmadıni çalışıp çabalamayıda kurbalarin doğumu ve yaşama nasil tutunduklariniörnek veriyordu kurbağalar binlerce yumurtalarıni kymsala birakırmış bunlarin yarisini yılanlar surüngenler yermiş yarısida yumurtalarindan çiktiklarinda kumsaldan denize doğru yürürlermiş denizi suyu hayal ederek bazilari korkar bazilar hayal edip çabalamadıği için kuşlara yem olurmuş bazilari cabalayip su hayaline inanmadıği için bazilari da olumsuz hayal kurduğu için timsah gibi hayvanlara yem olurmuş bin yumurtadan 10 ila20 tanesi denuze suya ulaşırmış hayalini korkmafan cesaretle çalışıp çabalamayla olumsux düşünmeden olumlu düşünerek ayata suya denize ulaşırmış buda bi örnekti okuduğum kitapta sadece hayalle olmuyomuş olumlu düşünce cesaret ve adım adım çalışıp çabalamakla oluyor yaziyoduÖncelikle yeni evinde güle güle otur.Yazilan olumsuz seylere hic kulak asma.
Ne güzel seyler paylasmissin.Neleri okudugun neler yaptigin hakkinda eminim fikir sahibi olmak isteyen bircok kisi olacak.
Ne yazik ki,bizim insanimiz ''bilgi sahibi olmadan,fikir sahibi oluyor'' ve destekleyici olarakta hemen doktora gitmeyi,psikolojinin bozulmasini ve hatta sizofren olacagini idda ediyor.Hayretler icinde okuyorum.
Acaba biliyorlar mi,doktorlarin bunu yillardir yaptiklarini.Yani beynin iyilestirici gücü oldugunu.Bununla ilgili sayisiz makale var.Örnekle aciklamak gerekirse;
Plasebo etkisi denilen;
plasebo etkisi, hastaların ortada gerçek bir tedavi olmaksızın, ilaç sandıkları, hiçbir etkinliği olmayan şekerli hapları içerek tedavi gördükleri inancıyla iyileşme göstermelerini anlatan bir kavramdır.
Aslında plasebonun fiziksel anlamda tedaviye yönelik bir gücü yoktur. Sahip olduğu tedavi gücünü tamamen hastanın verilen ilacın "işe yarayacak" ilaç olduğunu düşünmesinden alır. Plasebo tıbbın bilimsel olarak açıklayamadığı bir yöne "insanların istemeleri halinde kendi kendilerini iyileştirme gücü"ne yöneliktir.
Sözgelimi, baş ağrısı için geliştirilmiş yeni bir ilacın etkisi insanlar üzerinde denenirken aynı sorunlardan şikayetçi hastaların yarısına bu ilaç, yarısına ise plasebo (şeker ilaçlar) verilir.
Deneye katılan kişiler ise içtikleri ilacın aslında "etkisiz şeker ilaçları" olduğunu bilmezler.
Ve plasebo yani seker verilen hastalarda neredeyse gercek ilac verilen hastalar kadar iyilesme göstermis.
Bedenlerinin kendi kendini iyileştireceğine inanmayan pek çok kişi, etkili olduklarını sanarak aldıkları "şekerden ilaçlar" ile iyileşiyorlar. Plasebo, insanın "kendi kendini iyileştirebilme" gücünü ortaya çıkarıyor aslında
Profesör Dr Khan ve arkadaşlarının 2000 yılında yayınladıkları çalışmada 1979 ile 1996 yılları arasında yapılan 96 klinik deneyde depresyon ilaçlarının insanlar üzerindeki etkisi incelenmiştir. Bu çalışmalarda depresyon hastalarının bir kısmına anti-depresan ilaçlar , bir kısmına ise vücutta herhangi bir etkisi bulunmayan plasebo ilaçları verilmiş.
Yapılan inceleme sonucunda plasebo ilaçlarını alan kişilerin yüzde 75'inin bu "şeker ilaçları" ndan fayda görerek iyileşme belirtileri gösterdikleri bildirilmiş.
Bununla ilgili sayisiz örnek verilebilir.Yani sizofren olursun, yok yalanci olursun denilen bu olayi doktorlarin kendisi bizzat yapiyor.
Bu isin doktorluk örnegiydi.Ister mevlanayi isterseniz kuantumu uygulayin,olumlu düsünmek beraberinde mutlaka iyi seyler getirir.
Hem eskilerin söylediklerinde ne varsa var,ne derler ;''birseyi kirk kere söylersen olurmus''
Tabii ki calismadan olmaz,hem calisip hem bunun yaninda güzel,olumlu seyler düsünmek ,hayati daha güzel yapar.Sonucta kaybedilecek hicbirsey yok.
Düşünüpte istemek hayal edipte olduna inanmak dabi dua biçimi deilmi ogüzel ALLAHIM hem icimizi hem dışımızı bütün benliğimizi o yaratdığı gibi düşünceletimizi hayallarimizi her şeyi bilen ALLAHIM BİZE NASİPETMEYECEGİ ŞEYİ ZATEN HAYAL ETTİRMEZ hayal düşünce isteme de bi dua biçimi deilmi sadece el açıp sözle dua ederken bile içimozden hayal edipte güzel şeyler ďüşünerek dua etmiyormuyuz gönülde hayalde ne varda dua ederken dilimize gonlumüzdeki hayalimizdeki dilimize düşmüyomu hayal kurmakta bi dua bicimi bence tabi sadece hayal kurarak dua ederek olmuyor ALlahım ölmiyecek gibi çalışinki verayim ölecek gibi de ibadet edinki size cenneti vereyim diyordenedim ve beynim reddetti:)))))))) hahahaha. ben oğlak burcuyum biraz maddeciyim galiba. inanmam pek böyle şeylere. Allah izin verdiği sürece imkanlar ayağınıza gelir. durup dururken havuzlu ev sahibi olunmaz ki:))) anneme de hep şunu söylerim. 10 senedir satmak istediğimiz bi evimiz vardı. ben atanınca satıldı sıfır bir binaya taşındık. annem dioki Allah izin verdi taşındık kısmet oldu. yahu ben atanınca kredi çekebildik de aldık. ödeme gücümüz arttı:)))) yani kredili ev almaya Allah neden izin versin. razı olmayacağı bi durum ki bu. sizinki de o hesap. dedikleriniz dua kapınız açık olduğu bi anda kabul olmuş. belli bi saati varmış olması için ve olmuş. yani beyin düşüne düşüne var etmedi o havuzu :=)))) herşey Allahın elinde.
Şu yildızlari gökten alip parlatması insani olumlu güzel düşünceye sevkediyo3-5 yıl önceydi sanırım.
Pozitif enerji ile ilgili yayınlar okumuştum ama hayata geçirmeyi düşünmemiştim.
Tutam tutam dökülen saçlarım için denemediğim yöntem kalmadığı halde durduramıyordum.
Duş almak, ayna karşısında olmak işkenceye dönüşmüştü. O dönemde beklentisiz başladım saçlarım için.
Saçlarım iyi durumda, capcanlı ve dökülmüyor. Saçlarımı seviyorum, dökülmüyorlar. Saçlarım harika..
gibi olumlamalarla başladım ve devam ettim. Önce korkudan sonra stresten kurtuldum. Sonra da unuttum.
Ta ki şu ana kadar... Yorumları okuyunca hatırladım, aynaya gidip baktım saçlarıma.
Eveeet gayet güzel, dökülmeyen saçlarım var.
Hedeflerimize doğru, atılması gereken adımlardan vazgeçmek değil amacımız.
Her adımı olumlayarak atmak.
Pozitif düşünce şeklini benliğimize yerleştirmek her şeyden önce ruh sağlığımızı olumlu etkiliyor.
Evet haklısınız dogduğumuzdan beri hep korkuyla eğitilmişizPozitif düşünce ve olumlamayı düşünce biçimimiz şekline dönüştürürken kararlı ve sabırlı olmak gerekiyor.
Şu hayalim için olumlu olayım gerisi eski düşünce tarzımda devam etsin diyemeyiz.
Zihnimiz negatif birikimden temizlenene kadar pozitif enerjinin etkilerini fark etmeyiz.
Bu süre herkesin negatif birikimine ve azmine göre değişir.
Boşalan çöplerin yerini pozitif enerji doldurur. Alışana kadar gülümseyerek pozitifim, pozitifim şeklinde
telkinlerde bulunarak, yaşadığımız yerlere hatırlatması için ''pozitifim'' yazılı notlar iliştirebiliriz.
Başlangıçta oyun gibi algıladığımız değişimin zihnimizdeki alanı genişledikçe pozitif enerjiyle kuşatılırız.
Aşamalar tamamlandığında ise düşüncelerimize sızmaya çalışan her negatif algıya tepki gösteririz.
Arınmışlık hissi umutlarımızı beslemeye, hedeflerimizi ulaşılır kılmaya başlar.
Zihnimizde birikmiş, manevra kabiliyetimizi kısıtlayan engeller kalktıktan sonra geriye
her şeye pozitif bakmaktan başka birşey kalmaz zaten.
kirgincığım anladığım kadarıyla düşünce enerjini istediklerine değil istemediklerine yoğunlaştırmışsın.
Böyle olunca da ııyyy dediklerini çağırmışsın.
Başka toplumların düşünce yapısını bilmiyorum ama bizim toplum yapımızda,
beşikten itibaren korkuya yönelik düşünce yapısı inşa edilir.
Allah'ı sevmekten önce, Allah'tan korkmayı öğreniriz mesela.
Cennetin yolunu cehennemden korkarak açacağımız inancı ediniriz.
Yanlışlara sapmamanın yolu anne babadan korkmaktır.
Örnekler böylece sonsuza kadar devam edebilir.
Korku, yerini sevgiye bıraktığında karanlıklar aydınlanacaktır.
ben bu tarz şeylerin dini batıllaştırma çabaları olduğuna inanıyorum.istedim ve oldu demek enaniyetinizi kabartıyor ve bu bilinç altına yerleşiyor.kişi sanki bunu kendi iradesiyle kazanmış gibi algılıyor..bu şeytanıın en gizli silahlarındandır. üstelik bu durum daha da ileriye giderse megolaman olmanız kaçınılmaz.
o istediğin şey olmuşsa inandığın için değil Allah dileği için oluyor!
dinde dua etmek vardır.hayırlısı diye dua ederiz hani..hayırlısı ise lutfet, icabet et duama Rabbim deriz..ayette geçer "belki sizin şer bildiklerinizde hayır, hayır bildiklerinizde şer vardır diye"
mümin işte bu yüzden körü körüne birşeyi istemez.Haktan lutfedilene amenna der.o şey olmamışsa yes'e düşmez..
"Onlar bilmiyorlar mı ki, gerçekten Allah, dilediğine rızkı genişletip yayar ve (dilediğine) kısar da. Şüphesiz bunda, iman eden bir kavim için gerçekten ayetler vardır."Zümer/52
hayal etmeyin demiyorum.ateist gibi doğa gücüyle oldu benim irademle oldu demeyin.
ya bana kızmayın nolur ama ben bir de okurken evi gerçekten aldılarmı acaba? yoksa o evin sizin olduğuna beyniniz sizi gerçekten inandırdımı? diye düşünmeden edemedim...