hayatın düzenine aykırı gidiyoruz aslında. kolayı seçiyoruz geleceği öğrenmek isteyerek, acıyı çekerek pişmeye tahammülümüz yok belki. ya da başımıza gelenlerden ders çıkarmak daha zor geliyor. fal için gidilmez yollara düşüyoruz, vermeye kıyılamayan paraları veriyoruz. istediğimiz gibi söylenirse ağzımız kullaklarımızda olması için umutla bekliyoruz. beklediğimiz şey tam tersi olunca uçurumdan yuvarlanmış gibi oluyoruz. istediğimizden farklı söylenirse suratımız 5 karış moral 0 anı kaçırıyoruz.
yanlış anlaşılmasın ben kimseye hayat dersi vermiyorum, herkes neyin ne olduğunu da biliyor zaten. tartışılacak yer de burası değil farkındayım. lakin geyik terapi derken kaptırmış gitmişiz aslında görünen bu. bunları yazıyorum çünkü kafamdaki muhakeme bitmedi günlerdir. olacak olacak denen şey ertelene ertelene ekim'e kadar geldi. bu ay da bir şeyin olacağı yok. sonra kasım, sonra ocak...böyle böyle geçecek. son gittiğimde levent'in dişleri inci gibi parlıyordu. porselen yaptırmış herhal. o azı dişinde benim de payım var diyesim geldi ama ne çare kendi ayaklarımla gittim:jeyyar:
velhasıl birilerine hayrımız dokunsaydı bu paralarla çoktan muradımıza ermiştik, şen kahkahalarımız eşliğinde martinilerimizi yudumluyor olurduk.:içelim:
neyse susayım ben çok dertliyim:çok üzgünüm: