Bölgede neler olduğuna dair gayet basit ve anlaşılır bir yazı okudum, Kobani olayının ne olduğunu öğrenmek isteyenler için buraya aktarmak istedim:
https://eksisozluk.com/entry/46221510 kobani hakkında ağır bir cehalet var. hangi konuda yok ki. karanlıkta bir mum yakıp bu cehaleti ortadan kaldırmaya çalışayım.
her şey 2011 yılında çıkan arap baharıyla başladı. tüm arap ülkelerinde diktatörlere yönelik isyanlar çıktı. bizim hükümet ilk başlarda duyarsız kaldı ama sonra isyancıları destekledi. libya'nın bombardımanına katıldı, isyancılara para verdi vb. aynı libya'dan 6 ay önce insan hakları(!) ödülü almıştı tayyip. kimse de sormadı ne oldu da insan hakları ödülü aldığın adamı 6 ay sonra bombalayacak noktaya geldik diye.
ha işte kuzey afrika diktatörlükleri birer bire yıkılırken isyan dalgası suriye'ye de sıçradı. onlar yıkıldı suriye'de yıkılır zaten diyen hükümet suriye'de şeriatçı bir yönetimin kurulmasının fırsatı olarak değerlendirdi olayları ve isyancılara destek verdi. abd'nin de işine geldi bu. çünkü suriye öteden beri rusya'nın sadık bir müttefiki, hamas ve hizbullah gibi ısrail düşmanı oluşumların bölgedeki koruyucusudur. ısyanlar kısa bir sürede bastırıldı. bunun üzerine akp ve batı dünyada ne kadar cihatçı, şeriatçı terörist varsa silahlandırıp suriye'ye yoılladılar. öyle böyle değil yüzbinlerce terörist afganistan'dan, libya'dan, çeçenistan'dan uçaklara doluşup doluşup türkye üzerinden suriye'ye girdiler. o zamanlar suriye'nin dostları toplantıları yapılıyordu. katar, suudi arabistan temsilcileri falan suriye'de demokrasi yok diyordu. 100 ülke destekledi bu politikayı. sadece türkiye'nin suçu yok yani. teröristlerin silahlandırılması suudi ve katar paralarıyla türkiye üzerinden yapıldı, yapılıyor halen. ( mit tırları). yaralanan teröristler türkiye'de tedavi edildiler.
ama bütün bu çabalar sonuçsuz kaldı. zira rusya, ıran ve çin suriye'ye destek verdi. + lübnan hizbullahı. daha da önemlisi başta diktatörlükten şikayet edenler bile gelen şeriatçı teröristleri görünce esat'tan yana tavır koydular. akp suriye ile savaşmak için her şeyi yaptı. teröristlere kimyasal silah verip çocukları bile öldürttü ama artık çok geçti. zıra abd de esat giderse yerine geleceklerin el kaideci olduklarını görüp yavaştan geri adım attı politikalardan. hatta ışid, el nusra gibi örgütlerle bizzat savaşmaya başladı. hele musul'un düşüşü erbil ve bağdat'ın tehdit altında olması abd'nin önceliğinin kendi yarattığı teröristler olmasını sağladı. ama türkiye için ışid ve diğer teröristlerin yaptıkları önemli olmadı hiç bir zaman. bizimkiler halen esatı devirip ırak ve suriye'de türkiye'nin uydusu sünni şeriatçı diktatörlükler kurma hevesindeler.
buraya kadar kürtlerden bahsetmedik. ırak kürtlerini bir tarafa bırakıp konumuz olan suriye kürtlerinden bahsedelim. suriye'deki kürtlerin çoğu türkiye'den oraya gitme. buradakilerin akrabaları. bu yüzden suriye uzun yıllar kimlik vermedi zaten bunlara. baasa karşı oldu kürtler hep. sadece bölcülükten değil yani baas bunlara 2.sınıf bile değil vatandaş muamelesi yapmadı. ama. aması şu. suriye karışınca türkiye sınırında yaşayan kürtlerin etrafı şeriatçı teröristlerle doldu. suriye hükümeti bölgeden sürüldü. bunun üzerine kürtler ( pyd) suriye yönetimiyle de anlaşıp 3 bölgede özerk yönetimlerini kurdular. silahlı güçlerini ( ypg) oluşturup bu bölgeleri savunmaya başladılar. dediğim gibi esat göz yumdu. silah verdi, bölgedeki emeklilerin maaşlarını ödemeye devam etti, hatta para da vermiş diye duydum ama haberim yok tam. halen kürt bölgelerinde suriye devletinin üsleri var. kürtler bölgedeki diğer gruplarla ( arap aşiretleri, hristiyanlar vb) de anlaşıp 3 tane kanton denen bölge oluşturdular. kendilerince mükemmel dedikleri bir sistem kurdular. mükemmel mi bilmiyorum ama şeriatçıların yönetikleri yerlere bakarsak bayağı iyi diyebiliriz. yayılmacı da olmadılar. sadece kendi bölgelerini savundular. bazen ösoyla bazen ışidle savaştılar. ama sınırlar pek değişmedi. ta ki ışid'in son saldırısına kadar. ışid musul'u alınca orada silahlarını bırakıp kaçan 85000 kişilik ordunun silahlarına da el koydu. ıyice güçlendi ve ağır silahlarla biribiriyle kara bağlantıları olmayan 3 kantondan ortadakine saldırdı. kobani ili var burada da. gerisini biliyorsunuz köyler düştü kobani ili ise direniyor.
peki kürtler türkiye'den ne istiyorlar? türkiye ile ne alakası var? çok alakası var. her şeyden önce türkiye pyd'ye hep zorluklar çıkardı. bunun sebebi de pyd'nin pkk'yla bağlantısı falan değil ha. kürtler neden esat ile savaşmıyor. tüm dertleri bu. akp hükümeti başta ışid bölgedeki şeriatçı devletlerin destekçisi oldu. halen bu desteğin devam ettiğini düşünüyorlar ki bence haksız değiller. abd fikir değiştirip ışid'e karşı koalisyon kurmasına rağmen türkiye buna ilk başta destek vermedi baskılar artınca da destek verir gibi yaptı ama lafta kaldı bu destek. örneğin ıncirlik üssünün kullanımına izin vermedi, havadan bombardıman işe yaramaz deyip buna katılmadı, kara harekatına da esat'ı devirirsek katılırım dedi. tampon bölge denen bir şey uydurup kürtlerin kantonlarını işgal etmeye kalktı vb. bununla da yetinmedi kuşatılmış kobani'ye yardım etmedi. örneğin barzani koridor aç kobani'ye askeri yardım göndereyim dedi. türkiye görmezden geldi. ışid'in militanlarının sınırı geçtiği görüldü ama sınıra kürtlerin yaklaştırılması yasaklandı. onu bırakın savaştan kaçan sivillere bile sınırı zar zor gönülsüz olarak açtı.
kobani'nin düşmesi demek sıranın diğer kantonlara glemesi demek ki bunu da rte mutlu mutlu söyledi zaten. kobani'nin düşmesi demek binlerce kürdün boğazlanması demek. türkiye'deki kürtler de hem hükümeti zorlamak hem de dünyanın llgisini bölgeye çekemek için ayaklandılar. bir nevi kardeşleri için isyan ettiler. ışe de yaradı abd, suriye ordusu ışid mevzilerini bombalamayı arttırdı, kobani'de çatışan ypg güçlerinin morali yükseldi vb. yetmez ama evet. akp hükümeti şeriatçı teröristlere verdiği desteği bitirene kadar gösteriler devam etmeli. ama eder mi? zor gibi görünüyor. çünkü görünen o ki mesele kobani değilmiş kürtler akp hükümetine isyan etmemiş , pkk devlet binalarına saldırıyormuş gibi haberler yapılıyor. yakılan bayraklar, atatürk büstleri, otobüsler gösterilip kamuoyunun milliyetçi duyguları okşanıyor. haliyle de ahali kürtler gene azdı diye bakıyorlar olaylara. mhp seçmenini geçtim chp seçmeni bile olaylara karşı. sözlükte birinin dediği gibi yeni şafak ve sözcü aynı manşeti atıyor. muhalefetin hükümete eleştirisi kürtleri açılım süreciyle azdırdın şeklinde oluyor sonuçta hiç bir şey değişmiyor suriye'de, ırak'ta yüzbinlerce masum ölmeye devam ediyor.
olayın geniş bir özeti budur.
edit : yazıya bazı itirazlar yapılmış. cevap vereyim.
1) ''suriye kürtleri çok kötü durumda değildi. türkiye'den giden kimliksiz kürtlerin sayısı azdı, kürtçe eğitim vardı, dergi çıkarıyorlardı vb. ''
o kadar ayrıntılı bilmiyorum açıkçası. ama olabilir. sonuçta kürtlerin arap baharı öncesi baas'a sempati duymadıkları açık. kast ettiğim oydu. kamışlı'da olaylar olmuştu hatta. salih müslim'in de lafı var akp esat ile dostken biz zindanlardaydık, baas ile mücadele ettik diye.
2) '' pkk devlet binalarına saldırıyormuş gibi haberler yapılıyor. yakılan bayraklar, atatürk büstleri, otobüsler gösterilip kamuoyunun milliyetçi duyguları okşanıyor ''lafıma itiraz edilmiş. bayrak yakılmadı mı, heykeller kırılmadı mı, marketler yağmalanmadı mı? hepsi yapıldı. ama mühim değil. mühim değil çünkü medya sadece bu haberleri verdi. yakma , yıkma haberlerini. gezi'den de bildiğiniz gibi hükümet göstericileri kriminalize edip halkın gözünde değersizleştirme taktikleri uyguladı. bilinçli veya bilinçsiz bu taktiğe hizmet edenler olmuş olabilir. açıkcası umurumda değil. ortada bir katliam tehlikesi varken yakılan bim'i düşünecek değilim. insan olan da düşünmez. polislerin şehit edilmesini ise kck kınadı biz yapmadık dedi. yapmıştır yapmamıştır bilmiyorum pkk'ya güvenecek değilim ama ölen failleri cezalandırdık diyen yargısız infaz yaptık itirafında bulunan başbakana hiç güvenmem. kalan ölümlerin bir çoğunun sebebi ise akp'nin milisleri ile göstericilerin çatışmasından kaynaklanıyor. ha farz edelim pkk ve kürtler çok kötü. amaçları bozgunculuk, polis öldürmek vb. olabilir. ama böyle de olsa sınırımızın dibindeki bir katliamı görmezden gelmemizi gerektirmez. ikisi ayrı şeyler. biri hem polis ölümlerini kınayıp, terör ile mücadele isteyip hem de kobani'deki katliama tepki vereilir. kendimden biliyorum zor değil.
3) arap baharı aralık 2010'da başladı. evet biliyorum. ama işlerin büyümesi suriye'ye sıçraması , akp'nin bulaşması 2011.
4) türkiye gönülsüz gözüktü rol yapıyordu yoksa rojava'yı boşaltmak istiyor demiş biri de. o kadarını bilemem. ben görüneni söyledim. ama zannetmiyorum. bence türkiye rojava özerk yönetiminden memnun değilse sebebi esat'a kurşun sıkmamaları.
5)biri de aslında buralar arapların terörist kürtler gelip arapları kesti demiş. madem öyle o zaman neden suriye hava kuvvetleri kobani'de ışid mevzilerini bombalıyor, neden suriye'li yetkililer kobani'deki katliamı engelleyin diye türkiye'ye çağrıda bulunuyorlar. geçiniz.
6) bayağı bir kişi de beni kürt, hatta pkk sempatizanı zannetmiş. elimden geldiğince maddi bilgiler vermeye çalıştım ama yine damgalanmaktan kurtulmadım. kürt değilim, pkkcı da değilim. isteyen eski entrylerimi okusun. ama devletçi de değilim. türkiye dahil tüm devletlerden nefret ediyorum. benim gözümde tüm kötülüklerin anası devlettir. kamu mallarına duyurulur.